SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Deniz Gezmiş sosyalistti, ulusalcıydı ve romantikti           (gösterim sayısı: 3.120)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
kemalist
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 20.02.2014
İleti Sayısı: 99
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: kemalist
Konu Tarihi: 17.10.2014- 21:09


Deniz Gezmiş sosyalistti, ulusalcıydı ve romantikti

Resim Ekleme

6 Mayıs; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmelerinin 37. yıldönümü. Hakkında, 'ulusalcı mıydı, darbeci mi', sonunda 'sadece bir pop kültür ikonu oldu' şeklinde tartışmalar yapılırken, Deniz Gezmiş'i yakın arkadaşı Bozkurt Nuhoğlu'na sorduk.

Aslında, önce biraz Bozkurt Nuhoğlu'nu hatırlayalım. Nuhoğlu, 1960 öğrenci hareketinin içinde yer almış, kendi deyimiyle 'uzun öğrencilik' yaptığı için de 68 Hareketi'nde bir nevi abi-önder olarak ön saflarda yer almıştı. 1968'in 'dünyayı değiştireceğine' inanan delikanlılarından... Kamuoyunun dikkatini birkaç yıl önce ünlü sağcı-mafya Abdullah Çatlı'nın avukatlığını yaptığı gerekçesiyle çekti, yeniden. Şimdilerde Ergenekon Davası sanıklarından Emin Gürses'in avukatı. Çatlı meselesinde kendince gerekçeleri olsa da aslında pişman olduğunu itiraf ediyor. ABD eski Başkanı Bush'a ayakkabı fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi'nin savunmasını üstlenmek için de girişimde bulunmuş; yani hala sıkı bir Amerikan karşıtı. Hatta 19 Mayıs'ta Büyük Ortadoğu Projesi BOP'a karşı, Halkların Ortadoğu Projesi HOP'un kuruluşunu ilan edecek; yani hala sıkı bir eylemci. Nuhoğlu ile yakın arkadaşı Deniz Gezmiş'in 'ulusalcı'lığını, temsil ettiği değerleri, bir pop kültür figürüne dönüşmesini konuştuk. O günleri anarken çoğunlukla parlayan gözleri ara ara nemlense de eylemci ruhunu kaybetmeyen Nuhoğlu, Deniz Gezmiş'i anlatırken şiirler okudu, geçmişin muhasebesini yaptı ve bugünü değerlendirdi...

Deniz Gezmiş'le arkadaşlığınızın derecesi neydi?

Dostluğumuz, arkadaşlığın hatta devrimci yoldaşlığın ötesinde bir konumdaydı. Sonra tabii 70'te yollarımız ayrıldı. Deniz, silahlı mücadeleyi seçti. Ben buna o gün de inanmıyordum, bugün de inanmıyorum. Her şiddet kendinden daha büyük bir şiddeti davet eder. Asıl olan kitlelerle bütünleşmek, kitlesel başkaldırıyı örgütlemektir.

Anlatamadınız mı ona bunları?

1971'de Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı başkanıydım. Ocak ayıydı, Ankara'ya gittiğimde ODTÜ'ye uğrayıp onu ziyaret ettim. Yaklaşık 16 saat konuştuk. Silahlı mücadeleden vazgeçirmeye, bu yolun çıkmaz olduğunu anlatmaya çalıştım ama başaramadım. Bir hafta sonra İş Bankası Emek şubesini soydu, ardından da zaten THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu)'nun kuruluş bildirisini yayınladılar.

40 YIL FAZLA YAŞADIM DA NE OLDU?
Ne konuştunuz 16 saat boyunca?


Silahlı mücadelenin Türkiye'de başarı şansı olmadığını anlatmaya çalıştım. O da aksini savundu sonuna kadar... Onu ikna etmek için 'Peki, ben sana neden katılmıyorum, senden daha mı yüreksizim?' dedim. 'Hayır' dedi. Söylediği en önemli şey bence şu: 'Benim için legal mücadele şansı ortadan kalktı. Dışarıda gezemem, beni nasıl olsa öldürecekler. Ama senin o şartların var, sen devam et. Bir sene sonra dağda kurtarılmış bölge yaptığımız zaman, seni orada törenle karşılayacağız' dedi. Deniz, kısa ömrünün büyük bölümünü hapiste geçirdi. Çocuğun, legal politika imkanlarını ortadan kaldırdılar. O da bir çıkmaz yola girince 'Çözüm, silahlı mücadeledir' dedi. Bugün 'keşke ben de onlara katılsaymışım' diyorum. Bu kadar rezillikleri görmezdim. Ne oldu 40 sene fazla yaşadım da? İçimde bir şey yapamamanın hüznünü taşıyorum.

Şartlar çıkmaz yola girmişti diyorsunuz ama abisi geçtiğimiz aylarda, Süleyman Demirel tarafından Deniz'e yurtdışında burs önerildiğini söyledi. Eylemlerine son verip yurtdışına çıkmayı kabul ederse hakkında dava açılmayacakmış.
Öyle bir mesajın Demirel'den gelmiş olduğuna inanmıyorum. Böyle bir teklif gelseydi ben de bilirdim. Bütün bu olayların zaten müsebbibi Demirel'dir... Abisi, ilkesiz bir adam... Deniz'e yakışmayan bir tavır içinde oldu her zaman.

Ulusalcı olduğuna dair tartışmalar yapılıyor. Sizce ulusalcı mıydı?

Ulusalcılığın ne olduğunu anlayalım önce. Ben Kemalist-sosyalistim. Çünkü Kemalizm'i kavramadan sosyalist olamazsınız. Kemalizm'in özü; tam bağımsızlıktır, aydınlanmadır, pozitif ilimlere bağlılıktır. Bir devrimci, bağımsızlıktan yana olmadan nasıl devrimci olabilir? Deniz, hem ulusalcıdır hem de sosyalisttir ve bu birbiriyle çelişen bir şey değildir. Etkilendiği insanlar Che Guevara, Mao Zedung ve Mustafa Kemal'dir. Geçen 100 yılın bütün bağımsızlık savaşlarına komünistler önderlik yaptı, hepsi de ulusalcıydı. Hiçbiri işbirlikçi değildi. Medya nedense bir kavram kargaşası yaratıyor. Bazı bilgisiz sosyalistler de Kemalizm'e karşı çıkmayı bir şey zannediyor.

Taraf Gazetesi'nde, görüştüğü rütbeli bir subay olduğu, silahları ondan aldığı yazıldı...

O dönem askerlerle görüşmek doğaldı. Zaten peşimizi bırakmıyorlardı. Bir bölümüyle arkadaştık. O dönem darbeler sürecidir. Bir darbe önlenirdi, bir başkası çıkardı. Deniz'in de askerlerle görüşmüşlüğü vardır.

Önemli eylemlerinden biri Samsun-Ankara Mustafa Kemal Yürüyüşü... Önderlerinden biri olduğunuz o yürüyüş ne amaçla yapıldı?

Üniversite gençliği, 1960 deneyimini yaşamasaydı, 1968 de olmazdı. 60'tan sonra Türkiye'de uzun süre sağırlar diyalogu yaşandı. İktidar ne denirse densin kulak asmıyordu. İstanbul Üniversitesi'ni bu nedenle işgal ettik 12 Haziran 1968'de... Egemenlere bir mesaj vermek için. Uyardık onları. Bir faydası olmadı, dedik ki Samsun'dan Ankara'ya yürüyelim ve böyle bir tepki verelim. Bu da uyarıydı.

Sizce Deniz Gezmiş Marksist miydi?

Olabildiğince Marksist'ti. Ne kadar imkanı oldu da Marks'ı okudu ki...

BİZİM DEVRİMCİLER UCUZCU
O dönem, hareketin içinde olanların ideolojik altyapıları sağlam değil miydi?


Evet, değildi. Biz üniversiteye cahil geldik. Kemalizm'i de bilmiyorduk. Doğan Avcıoğlu öğretti, Nazım Hikmet öğretti... Ama şimdikiler bizden daha cahil. Kaldı ki devrimci olmak için Marksolog olmaya gerek yok... Sınıf bilinci yeter. Marksist değil, duyarlı olmak lazım. Bizim devrimciler biraz ucuzcu. Cebine bir tabanca koyan devrimci oluyor.

Deniz biliyor muydu bunları?

Biliyordu, bilinçliydi. O kendini Türkiye halkına adamış bir figürdü. Asla vazgeçmezdi. Kendini ölüme hazırlıyordu...

Peki, silahlı mücadeleye sevk eden neydi onu?

İçinde bulunduğu çıkmaz... Che'nin bir sözü var 'Bir ülkede kağıt üzerinde bile bir anayasa varsa, o ülkede gerilla savaşı başarıya ulaşamaz.' Bu söz beni çok etkilemişti. Deniz'e bunları anlatarak nasihatler ettim. Zaten o dönemde belli bir özgürlük de vardı. 'Morrison Süleyman, yolculuk ne zaman' diye sokaklarda bağırıyorduk, akşam da kurşuna dizilmiyorduk. Gösteri yürüyüşleri yasasını belki 100 kere ihlal ettim, yargılandım, serbest bırakıldım. Hiçbirinden de mahkum olmadım. Hukuk da vardı. Demokratik bir denge vardı o zaman.

Bu demokratik dengeye rağmen 'hareket kabiliyeti kalmadığı için dağa çıktı' diyorsunuz ama o kadar dar bir kadroyla hayal ettiklerini yapması mümkün mü? Fazlaca hayalperest, romantik bir tavır değil mi?

Romantik olmayınca insan, niye devrimci olsun ki? Her devrimci romantik ve duygusaldır. Deniz de romantikti. Bence, 'bu halk için nasıl fedakarlık yapılır'ı gelecek nesillere örneklemek için de bu hareketi yaptılar. Mustafa Kemal de romantik değil mi?

Yaşasaydı...
Şimdi tekrar dağa çıkardı. Şurada, yanımızda oturuyor olsaydı, 'Bırak abi anı anlatmayı, hatıra yazmayı, hadi örgütlenelim, çıkalım' derdi.

Asıldıkları haberini aldığınızda ne yaptınız?
Hapisteydim. Davutpaşa'daydık... Derin bir teessür ve üzüntü. Yapacağın hiçbir şey yok.

68 HAREKETİ BİR ORKESTRADIR
Türkiye'de 68 kuşağının şu anda bulunduğu durum çok tartışmalı. Kimi ulusalcı, kimi AB'ci olmakla suçluyor birbirini. Avrupa'daki 68 kuşağıysa daha çok yeşil partilerde siyaset yapıyor... O yılları yaşarken dünyadaki diğer 68'lilerle etkileşimde bulundunuz mu?
Bizim Avrupalı delikanlılardan öğreneceğimiz hiçbir şey yoktu. Kendi tarihimiz bize örnek. Biz 60 ihtilalini yapmışız. Jön-Türk diye bir gelenek var Türkiye'de. Meşruiyeti ilan etmiş, İttihat ve Terakki var. Bizim geleneklerimiz, deneyimlerimiz Avrupa'dan kat be kat fazla. Avrupalı gençlerin gündemiyle bizim gündemimiz farklıydı.

Onlar da dünyayı değiştirebileceklerine inanıyordu. Siz de...
Evet, amaç ortaktı, daha güzel bir dünya için barış, demokrasi...

68'liler kendi aralarında bölünmüş durumda...
Doğaldır, çünkü sol, eleştiri ve özeleştiri üzerine kurulu. O dönemde de çok fraksiyon vardı. Gündemi geniş tuttuk; temel amaç emperyalizme karşı olmaktı. Bunun için de her fraksiyon kendini orada ifade edebildi. 68 Hareketi bir orkestradır, içinde her çeşit enstrümanın çaldığı bir orkestra...

Küstah ve şakacı
Olağanüstü dik başlı, küstah denebilecek kadar ve olağanüstü şakacı bir adamdı. Bir gün Sultanahmet'te tutukluyuz; Demirel'in bir bakanını yuhalamaktan. Bir lümpenle arkadaşlık kurdu. Aşağılık bir adam, tecavüzden tutuklanmış. Sinirlendim, 'neden bu pis herifle konuşuyorsun' dedim. 'Elleme abi, onu örgütlüyorum' dedi. Sonra bir gün, lümpen beni çevirdi; 'abi seninle bir şey konuşacağım.' Çekildik bir kenara. 'Bu Deniz bana ilginç bir öneride bulundu, aklıma yattı' dedi. 'Nedir?' dedim. Dedi ki; 'Bir Amerikan savaş gemisi kaçıracağız... Ama kafama bir şey takıldı, bu gemiyi kime satacağız?' (Akşam)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 18.10.2014- 09:27


Alıntı Çizelgesi: kemalist yazmış

Deniz Gezmiş sosyalistti, ulusalcıydı ve romantikti

Resim Ekleme


Ulusalcı olduğuna dair tartışmalar yapılıyor. Sizce ulusalcı mıydı?

Ulusalcılığın ne olduğunu anlayalım önce. Ben Kemalist-sosyalistim. Çünkü Kemalizm'i kavramadan sosyalist olamazsınız. Kemalizm'in özü; tam bağımsızlıktır, aydınlanmadır, pozitif ilimlere bağlılıktır. Bir devrimci, bağımsızlıktan yana olmadan nasıl devrimci olabilir? Deniz, hem ulusalcıdır hem de sosyalisttir ve bu birbiriyle çelişen bir şey değildir. Etkilendiği insanlar Che Guevara, Mao Zedung ve Mustafa Kemal'dir. Geçen 100 yılın bütün bağımsızlık savaşlarına komünistler önderlik yaptı, hepsi de ulusalcıydı. Hiçbiri işbirlikçi değildi. Medya nedense bir kavram kargaşası yaratıyor. Bazı bilgisiz sosyalistler de Kemalizm'e karşı çıkmayı bir şey zannediyor.





''Ulusalcılığın ne olduğunu anlayalım önce. Ben Kemalist-sosyalistim. Çünkü Kemalizm'i kavramadan sosyalist olamazsınız. Kemalizm'in özü; tam bağımsızlıktır, aydınlanmadır, pozitif ilimlere bağlılıktır. Bir devrimci, bağımsızlıktan yana olmadan nasıl devrimci olabilir? Deniz, hem ulusalcıdır hem de sosyalisttir ve bu birbiriyle çelişen bir şey değildir.''

Ulusalcılığın bundan güzel tarifi yapılamaz. Ulusalcılığın özü Kemalizme dayanır, anti emperyalizm, bağımsızlıktan ve aydınlanmadan yana olmak, laik olmak. Bunları benimsemeyen adamın solculuğu solculuk olamaz. Bunları benimsemek için de Kemalizmi anlamak, Kemalist olmak gerekiyor. Denizler bu yanlarıyla ulusalcıydı, Kemalistti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 13.02.2015- 10:56


Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesi ve Denizlerin idamı
Serpil Güvenç


10.2.2015 günü CNN’de Şirin Payzın’ ın sunduğu “Ne oluyor?” başlıklı programda dikkat çekici bir duruma tanıklık ettik. İzmir Valiliğinin, Birleşik Haziran Hareketi (BHH)’ nin 13 Şubat’ta yapılacak olan   “Laik ve Bilimsel Eğitim” konulu uyarı boykotu’ nu "Sayın Cumhurbaşkanı, sayın Başbakan ile AK Parti politikalarının karşıtı olarak, radikal sol söylemli etkin bir seçim propaganda faaliyeti içerisinde olacağı anlaşılmaktadır” diyerek kınayan ve boykota katılacak öğretmen ve öğrencilere disiplin işlemi yapılması talimatını veren 6.2.2015 tarihli yazısı uzun uzun tartışıldı. Tartışmanın, BHH ’nın bir süreden beri medyadaki tanınırlığına ve boykot eyleminin duyurulmasına önemli bir katkı sağladığını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra, Anayasal özgürlükler konusundaki tahammülsüzlüğü ve faşizan tutumuna ilişkin AKP’nin karnesine yeni bir zayıf not daha eklenmiş oldu.  

Ne var ki, bu arada, programa konuk olarak katılan AKP milletvekili ve “Anayasa” hocası Burhan Kuzu’nun Denizler ve Anayasa Mahkemesi (AYM) ile ilgili sözleri dikkatlerden kaçtı. Kuzu; “Deniz Gezmiş kararı için –TBMM’de onaylanan idam kararını kastediyor-   AYM’ ye dava açıldı. ‘Yürütmeyi durdur’ dediler. AYM haklı olarak ‘yürütmeyi durduramam’ dedi. Çocuk asıldı.” diyerek Yüksek Mahkemenin “gencecik çocukların” idamlarına izin verdiğini söyledi.

1972’li yılların Anayasa Mahkemesi gerçekten Denizleri idama terk mi etmişti?

Sorunun yanıtı olumsuz. Ama siyasal çıkarlar gereği çarpıtılan bir tarihle ilgili gerçekleri biraz daha ayrıntılı olarak anlatmak gerek.

Denizler hakkındaki idam kararları ilk kez TBMM’ye gittiğinde, başta Demirel’in Adalet Partisi olmak üzere, sağ partilerin o denli aceleleri vardı ki, Meclis İç Tüzük hükümlerine aykırı olarak, kanunu “ivedilik” le görüşme kararı alındı. Gündemde 60 civarında görüşülmesi gereken idam kararı olduğu halde, Denizlerin kararı ilk sıraya alınarak görüşüldü. Meclis ve Senato’da idamların onaylanmasından sonra, CHP genel başkanı İsmet İnönü, CHP adına, idam kararının usul ve esastan bozulması için Anayasa Mahkemesi’ne bir dilekçe ile başvurdu. AYM, parlamentonun idamla ilgili kararını usul yönünden iptal etti. Yüksek Mahkemeye göre, karar sürecinde, İç Tüzüğe ve Anayasaya aykırı davranılmıştı. Esas hakkında karar verilmeden önce usul yanlışlıklarının düzeltilmesi gerekmekteydi.

Bu iptal üzerine, TBMM idam kararlarını yeniden ve “usulüne uygun” olarak görüştü. Bir kez daha oy çokluğuyla idamların yerine getirilmesine karar verildi.

Bu koşullarda beklenen, CHP’nin idam kararını, bir kez daha, esas yönünden incelenmek üzere AYM ’ye götürmesiydi. Bugüne dek anlaşılamayan bir nedenle, CHP ikinci kez başvuruda bulunmadı. Bunun üzerine, başka bir yöntem denendi ve AYM’ ye başvuru için gereken 31 Senatörün imzasının alınmasına çalışıldı. Ne var ki, o günlerde bir orgenerale yapılan saldırıdan sonra, yeterli sayıya ulaşılmakta iken, bazı senatörler imzalarını çektiler ve başvuru yapılamadı.

Bildiğimiz kadarıyla, AYM’ nin, kendisine bir başvuru yapılmadan karar alması olanaksızdı. Bir başka deyişle, “gencecik çocukları” idama yollayan AYM değildi. Baş suçlu, Demirel’in AP’si başta olmak üzere TBMM’deki sağ partilerdi.

Burhan Kuzu, birçok kez olduğu gibi, bu konuda da gerçekleri çarpıtmaktadır çünkü bir “Anayasa” profesörünün AYM’ nin çalışma kurallarından haberdar olmaması düşünülemez.

Ayrıca, ekmek almaya çıkan ve polis tarafından öldürülen bir çocuğun anasının halka yuhalattırılmasından rahatsız olmayan, Gezi’de öldürülen evlatlarımız için “emri ben verdim” diyenlerle aynı çatı altında olmayı sorun etmeyen bir insanın, AYM’ yi yermek amacıyla Denizler için timsah gözyaşları dökmesi insanın sadece midesini kaldırıyor.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör CHP’de değişim hızlı başladı… Özgür Çelik'ten ziyaret: Önce Atatürk sonra Gezmiş... melnur 2 227 21.10.2023- 08:04
Konu Klasör ''Ulusalcılar'' ve liberaller üzerine... melnur 4 2253 03.01.2021- 03:22
Konu Klasör Ulusalcılığa ve liberalizme dair... melnur 3 2462 29.05.2021- 07:56
Konu Klasör Kürt Ulusalcılığının liberalizm ile bağı... melnur 0 477 11.10.2022- 03:19
Konu Klasör Yine ulusalcılık histerisi, önyargılar ve klişeler... melnur 4 5867 22.02.2014- 17:18
Etiketler   Deniz,   Gezmiş,   sosyalistti,   ulusalcıydı,   romantikti
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS