Başlıkta sınırlı sözcük zorunluluğu aslında tam olarak SF'deki düşmanlık konumlanışını tam olarak açıklamaya yetmedi. Gerçekte SF'de çok uzun zamandır yapılan sol'a yönelik düşmanlığın Birleşik Haziran Hareketi ekseninde somut olarak ortaya çıktığını yazabilmeyi isterdim. Belki bu başlık daha doğru bir şekilde ifade edilmiş olurdu.
Uzun zamandır söyleniyordu. SF'deki TKP düşmanlığı kuyrukçu olmamasından kaynaklı bir düşmanlıktı ve bu bağlamda, gerçekte sola, sosyalizme düşmanlıktan başka bir işe yaramıyordu. Foruma gelen sol sempatizanlara sol ve sosyalizmin yanlış tanıtılmasına da yol açıyordu. 30 Ağustos toplantısının geldiği noktada bu gerçek çok somut biçimde ortaya çıktı. Pervasızca ve utanmazca Türkiye solunun en geniş birliği bağlamında bir araya gelenlere bu kadar ölçüsüzce saldırı ve düşmanlık başka nasıl adlandırılabilir?
Birleşik Haziran Hareketi başlığıyla açılmış bir konumuz var. Orada Türkiye solunun bu birlikteliğine yönelik, bilgi, yorumlar paylaşılabilir ve ilgili tartışmalar yapılabilir. Bu konu başlığında ise Birleşik Haziran Hareketi ile SF'nin ibretlik sol-sosyalizm düşmanlığı ele alınabilir diye düşünüyorum.
Orada yazarken kendisine ''forumun komedyeni'' demiştim. Che55 komedyenliği çoktan aşmış, nevrotik bir kişiliğe evrilmiş. Bir insan bu kadar bilgisiz olup da, bu kadar cahil cühela cesaretine sahip olmasının başka bir açıklaması yok. SF'nin cahil cühelası yazısına BHH'nin çağrısını kafasına göre özetleyerek ve düzenleyerek aklınca bir yorumda bulunmuş.
Bu amaçla sizler,
- Faşist baskı ve dinci zorbalığa karşı toplumcu bir demokrasi için;
- Gericiliğe karşı laiklik ve özgür bir yaşam için;
- Geleceksizlik ve güvencesiz çalışmaya karşı emeği hakları ve insanca bir yaşam için;
- Doğanın ve kentlerimizin yağmalanmasına karşı ortak yaşam alanlarımıza, sahip çıkmak için;
- Özelleştirme ve talana karşı halkçı-kamucu bir ekonomiyi örgütlemek için;
- Emperyalist saldırganlık, tahakküm ve işbirlikçiliğe karşı bağımsızlık için,
- Kürt sorununda kardeşlik ve birlikte yaşama iradesini güçlendirerek demokratik, adil, onurlu ve eşit yurttaşlığa dayanan bir çözüm için;
birlikte mücadele etmek amacıyla ortak bir irade oluşturduğunuzu ilan ediyorsunuz.
Bunun için; bütün eşitlikçi, özgürlükçü, ilerici halk güçlerini birlikte direnmeye ve emekten yana yeni bir toplumsal düzeni bugünden başlayarak kurmaya çağırıyorsunuz.
Abdurrahman Atalay, Adnan Serdaroğlu, Ali Millioğulları, Alper Taş, Aslı Sicimoğlu, Aslı Aydın, Aysun Gezen, Aydemir Güler, Barış İnce, Beyazıt İlhan, Bilge Seçkin Çetinkaya, Burhan Sönmez, Burak Yücel, Bülent Forta, Can Atalay, Cemal Polat, Deniz Yıldırım, Doğan Tılıç, Doğan Çetinkaya, Erhan Nalçacı, Emin Koramaz, Emirhan Oğuz, Eriş Bilaloğlu, Erkan Baş, Evren Haspolat, Evren Hoşgör, Fatih Yaşlı, Gamze Yücesan Özdemir, Gökhan Günaydın, Gün Zileli, Güven Gürkan Öztan, Haluk Yurtsever, Hakan Gülseven, Hakan Öztürk, Hayri Kozanoğlu, Himmet Şahin, Hüseyin Demirdizen, Hüseyin Aygün, İbrahim Aydın, İbrahim Varlı, İsmail Hakkı Tombul, İlhan Cihaner, İlhan Kamil Turan, Kaya Güvenç, Kamil Kartal, Korkut Boratav, Masis Kürçügil, Melih Pekdemir, Mehmet Soğancı, Mehmet Yetiş, Mehmet Yeşiltepe, Merdan Yanardağ, Metin Çulhaoğlu, Metin Ebetürk, Murat Nergiz, Necmi Erdoğan, Oğuzhan Müftüoğlu, Osman Öztürk, Önder İşleyen, Özgür Karaduman, Sadık Özsoy, Serpil Güvenç, Selçuk Candansayar, Sibel Uzun, Taner Timur, Tarık Şengül, Turan Eser, Tülin Öngen, Zafer Aydın
Siz yukarıda adları yazılı olan,Kapitalist imparatorların sol maymunları şunu iyi bilinki,Kapitalist sistem içinde ilericilik,gericilik,dincilik,laiklik oyunları, içinde yaşadığımız anadolu halklarına zulümden başka hiçbir şey kazandırmadı.
Şunu iyi bilinki siz özgürlükçülerin özgürlükleri Halk savaşında namlunun ucundadır.
Özgürlük mücadelesinin sistemin hükümetine karşıymış gibi gösterilerek kurulan,kurulacak birlikler sadece ve sadece sisteme hizmetin göstergesidir.
bu birlik,bildiri aynı zamanda ezen ulus sosyalistlerinin Devlete biatınıda anlatmaktadır. (Kimse kalkıpta sosyalizmin rengi pembedir,eli kadifedir demesin)
Sosyalizmsiz özgürlük bildirisi demek,majestelerinin metninin okunması anlamına gelir.
Komünal toplumsallıktan bahsetmemek kapitalizmin devletleşmesini,dolayısıyla statükonun çağırılması anlamına gelir.
Ezen ulus "sosyalistleri" bir kere daha baltayı taşa vurmuşlardır.
Bir kere daha gerçek yüzlerini Sosyal Şoven damarlarını açığa çıkardılar.
Tesadüfe bakın. Türkiye Cumhuriyeti yakın geçmişte diz çökme durumundan tamda iç savaş haline evrileceği(?) dönemde bir takım "Aydınlar" çıkıyor ve özgürlükten dem vurmaya başlıyor.
Özgürlük mücadelesinden,"EMEKTEN" yana mücadeleden bahsediyor.
Bulundukları ülkede kan gövdeyi götürürken,ezilen ulus halkının tarihte eşi görülmemiş bir şekilde uluslararası koalisyonun paralı askerlerince katliama maruz bırakılırken sözümona "Türk aydınları,ilericileri" SOLDA ORTAK Mücadele" deklarasyonu yayınlıyorlar.
Ne adına?
Özgürlük,eşitlik,halk,EMEK adına. Emek görecelidir,niyetinizde bellidir. Emperyalizmin harcadığıda EMEK'tir,devletinizin aylardır harcadığı diplomatik,pratik atılımda EMEK'tir.
EMEĞİN mücadelesinin adına bizde Komünist mücadele derler,bildirisini yayınladığımızdada dumanı tütenin bildirisini yayınlarız,tarihimiz bunun göstergesidir.
Ne güzel değilmi?
Kapitalizm toplumsal kalkışmalarla baş edemeyeceğini anladığında açık veya örtülü faşizmi buzluğa saklarken öne sosyaldemokrasiyi,özgürlükçü mücadeleyi sürer.
Sizler "EMEKTEN" yana vereceğiniz mücadelenize neden isim vermiyorsunuz?
Yoksa veremiyormusunuz?
Kapitalizmin düşmanı "EMEKTEN" yana mücadelesini koyarken adınıda koyar. SOSYALİZM.
Sosyalizm özgürlük değildir.
Sosyalizm sistem içinde herkesi olduğu gibi kabullenen bir şeyde değildir.
Sosyalizm "İşçi sınıfının" diktatoryasının adıdır,çıkacağı yol Komünal toplumdadır.Emek mücadelesinin işi değildir kapitalizmin at başlarından laikliği savunarak dini gericiliği ötelemek,onunla savaşmak.
Emeğin düşmanı kapitalizmin ta kendisidir.
Çözüm süreci Kürt önderinin iki dudağı arasında sıyrılıp savaş alanlarında yok olmuşken"Kürt sorununda kardeşlik ve birlikte yaşama iradesini güçlendirerek demokratik, adil, onurlu ve eşit yurttaşlığa dayanan bir çözüm için; demenin mantığı sistemi savunmanın diğer adı,devleti beladan kurtarmaya çalışmanın göstergesidir.
Sizler neyin mücadelesinden bahsediyorsunuz? Sahibinizin baskı düzenini Kürtler boşa çıkardı.
Baskı düzeni miadını doldurdu,Sosyaldemokrasi ama içinde Türk şovenizmi barındırmayan bir sosyaldemokrasi olması için sizlerimi saldı sahneye?
Bunun için; bütün eşitlikçi, özgürlükçü, ilerici halk güçlerini birlikte direnmeye ve emekten yana yeni bir toplumsal düzeni bugünden başlayarak kurmaya çağırıyoruz.
Sosyal Şovenizm budur işte. İllaki "Bu memleket tüm sınıflarıyla bizimdir" demesine gerek yok. Özgürlük,eşitlik,halk EMEK,direnmek (Ama nasıl) sözcükleriyle süslediğinizde satır arasında ne demek istediğini bir güzel gizler.
Ama bunu aptallar yutar.
Devletinizide,özgürlükçü ve eşitlikçi olacak siteminizide "Çuval" geçirir gibi kafanıza geçireceğiz bundan emin olabilirsiniz sayın "özgürlükçü solcular"
Şimdi bu cahil-cühelanın ne anlatmak istediğini anlayan var mı? Bu nevrotik yapı her yazısında ''silah, namlu'' diyerek psikolojik sorunlarını açığa vurmakta mıdır? Benim aklıma başka bir şey gelmiyor. Tamam, kuyrukçuluğun daniskasını yapıyor, tamam hemen hemen her konuda bilgisiz biri, tamam, bir şekilde SF'nin mülkiyetinin elinde olması, istediğini hakaretlerle, küfürlerle forumdan uzaklaştırması ona cahil cühela cesareti de veriyor olabilir ama insan herhangi bir konuda, az biraz da olsa bilgiye dayalı bir şeyler söylemeye çalışmaz mı? Yıllardır bir şekilde adında sosyalizm geçen bir forumda bulunup, o forumun yöneticisi -sahibi- konumuna gelmiş birinden en azından sol-sosyalizm konusunda bir şeyler öğrenmiş olması gerekmez mi? Hem keskinin keskini bir pozisyon almak ve böyle bir algı yaratmak çabası -insan istediği kadar nevrotik bir kişiliğe sahip olsun- insanı az çok, konuştuğu konuda bilgilenme ihtiyacına yöneltmez mi?
Bu muhteremde bunların hiç biri yok.
BHH bir ihtiyaçtan ortaya çıkıyor. Çünkü Türkiye gerçekten AKP faşizminin kurumlaştırılması yolunda son adımları atıyor. Bugün yine ''reform'' palavraları adı altında başbakanın açıkladığı ''tedbirler paketi'' belki bunun son halkası olacak. Önceki süreçte devletin AKP devleti haline gelmesi, dinci faşizmin adım adım yerleşiklik kazanması bırakın bir solcu-sosyalist için, sıradan bir yurttaş için bile kaygılar duymasına yol açması gereken süreç bu cahil cühela takımında hiç bir etki yaratmıyor. Varsa yoksa kuyrukçuluk! Varsa yoksa bir ulusal-milliyetçi hareketin gölgesinde keskin komünistlik söylemleri. Hadi yapabilseler, hakkını verebilseler neyse; bunu da beceremiyorlar!
Emperyalizmin kan gölüne çevirdiği bölgede, Türkiye, bu kan gölünün sorumlularından biri olması bir yana, ülkede dinci faşizmi yerleştirme yolunda her türlü adımı atmaktan çekinmeyen AKP gericiliğine karşı kayıtsız kalınabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Bu adamlar ( kuyrukçular) sanal alemde bugüne kadar AKP faşizmine karşı tek bir ilkeli duruş bile göstermedilerse bunun nedeni kuyrukçuluklarında yatmaktadır. Kürt hareketinin bu konuyu önemsizleştiren, geçiştiren ve hatta çoğu kez destekleyen, AKP'ye meşruiyet kazandıran tutumu bu kuyrukçu takımının ''stratejik derinliği'' haline gelmiş. Böyle solculuk olabilir mi?
Türkiye'de ''anti-kapitalist, anti-emperyalist, anti-faşist ve gericiliğe karşı''bir halk örgütlenmesine ihtiyaç yok mu? Solun bu bağlamda bir araya gelmesi bu kuyrukçu takımını neden bu kadar rahatsız ediyor? Türkiye'de anti-kapitalist, anti-emperyalist, anti-faşist ve gericiliğe karşı kürt hareketinin öncülüğünde bir birlik sağlandı da haberimiz mi yok? En sıradanından bir solcunun bile anti emperyalist-kapitalist-faşist olması ve gericiliğe karşı tavır alması gerekmiyor mu? Bu karşı çıkış nasıl bir akıl tutulmasıdır, insan şaşkınlığa düşüyor!
BHH'nin çağrısı bu:
ÇAĞRIMIZDIR
Birleşik Haziran Hareketi, anti-kapitalist, anti-emperyalist, anti-faşist ve gericiliğe karşı aşağıdaki ilke ve amaçlar doğrultusunda harekete geçecek bir halk örgütlenmesinin çağrıcısıdır.
- Ülkemizin faşist ve dinci/mezhepçi zorbalığa sürüklenmesine dur diyoruz.
- Emekçi sınıfların insanlık dışı çalışma koşullarına mahkum edilmesine, taşeronlaşmaya ve güvencesizliğe karşı, insanca bir yaşamı savunuyor, işçi cinayeti ve katliamlarının önlenmesi için mücadele ediyoruz.
- Piyasacı talan ekonomisine karşı çıkıyor, özelleştirme yağmasına karşı halkçı-kamucu bir ekonomiyi savunuyoruz.
- Dinin siyasal ve toplumsal yaşamı belirlemesine karşı laik ve özgür bir yaşam için bir araya geliyoruz.
- Bölgemizdeki emperyalist boyunduruğa karşı direnen halkların yanında yer alıyor, ülkemizin Ortadoğuda savaşa sürüklenmesine karşı barışı savunuyor, bağımsız bir ülke ve kardeşce bir bölge istiyoruz.
- Kürt sorununun çözümünde özgürlük temelinde kardeşlik ve birlikte yaşama iradesine dayalı, adil, onurlu bir barışı ve eşit yurttaşlığı esas alan bir çözüm için güçlerimizi birleştiriyoruz.
- Her tür cinsel ayrımcılığa, şiddete ve baskıya karşı duruyor, kadın cinayetlerine son vermek için harekete geçiyoruz.
- Doğanın tahribine, kentlerimizin ve yaşam alanlarımızın kar amacıyla yağmalanmasına karşı mücadeleyi her alana yayıyoruz.
- Halkın söz ve karar sahibi olacağı Meclisleri her alanda kurup, geliştireceğiz.
Bu amaçlar doğrultusunda sokak ve mahallelerde, işyerlerinde ve okullarda, köylerde ve kentlerde biraraya gelelim. Her yerellikte bir Meclis oluşturalım. Forumlarla kararlarımızı hep birlikte alalım.
- Yerel Meclisler kendi alanlarında yukarıdaki ilkeler çerçevesinde halkın mücadele aracı ve karar organıdır.
- Yerel Meclisler kendi koordinasyon kurullarını, sözcülerini ve Türkiye Meclisi delegelerini belirler.
- Türkiye Meclisi her yerel meclisten belirlenen temsilcilerle toplanır ve Birleşik Haziran Hareketinin ortaklaştırıcı iradesini temsil eder, genel politik doğrultusunu belirler, ülke çapındaki siyasal görevleri, hareketin merkezi temsiliyetini ve koordinasyonunu sağlamak üzere organlar yaratır.
- Yerel Meclislerde ve Türkiye Meclisinde seçilen kurulların üyeleri, sözcüler ve delegeler kendilerini seçenler tarafından her an geri çağrılabilir.
- Birleşik Haziran Hareketinin tüm işleyişinde ikna olmaya açık tarafların tartışma ve birlikte üretmeleri yöntemi esastır.
Şimdilik, ''şu kuyrukçuluk nelere kadir!'' diye keselim.
Bu SF'den payımıza yazacak çok çok malzeme çıkar.
Sizler "EMEKTEN" yana vereceğiniz mücadelenize neden isim vermiyorsunuz?
Yoksa veremiyormusunuz?
Kapitalizmin düşmanı "EMEKTEN" yana mücadelesini koyarken adınıda koyar. SOSYALİZM.
Sosyalizm özgürlük değildir.
Sosyalizm sistem içinde herkesi olduğu gibi kabullenen bir şeyde değildir.
Sosyalizm "İşçi sınıfının" diktatoryasının adıdır,çıkacağı yol Komünal toplumdadır.Emek mücadelesinin işi değildir kapitalizmin at başlarından laikliği savunarak dini gericiliği ötelemek,onunla savaşmak.
Emeğin düşmanı kapitalizmin ta kendisidir.
Saçmalamış. Ne söylediğini bilmiyor. Sosyalizmi övüyor mu yeriyor mu belli değil. Kafası da net değil. Emekle başlamış, emek düşmanlığı ile bitirmiş. Konu ile nasıl bir alaka kurmuş o da belli değil. Sosyalist forumun yöneticisi işte!
Kapitalizm toplumsal kalkışmalarla baş edemeyeceğini anladığında açık veya örtülü faşizmi buzluğa saklarken öne sosyal demokrasiyi, özgürlükçü mücadeleyi sürer.
Gerçekten ne söylediğini bilmiyor. Bu adam elinde silah olanları göklere çıkarmayı sol siyaset sanıyor. Utanmasa orta Doğu'da elinde silah olan bütün yobaz takımına da devrimci falan diyecek
Elinde silah varsa devrimci komünist, enternasyonal solcusun, yoksa, ne söylersen söyle, nasıl bir siyaseti savunursan savun, sosyal demokratsın.
Bu ileti en son solcu
tarafından 21.10.2014- 18:35 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Orada yapılan yorumları okudum, çok matrak şeyler var, gülmek isteyen döne döne okuyabilir. TKP1920'nin komünist pravda'sı da orada. Hani şu önüne gelene sosyal demokrat kendini ve partisini komünist gören pravda. Bakın neler yazmış:
''Burada olan birbirlerinden çeşitli farkları da olsa Türkiye'nin demokratik güçlerinin biraraya gelip ne durumdayız, ne yapabilirizi konuşmasıdır. Gördüğüm kadarıyla henüz bir birleşme tam olarak sağlanmış değil. Bu deklerasyon daha geniş bir kitleyle toplantıları sürdürüp, en hızlı şekilde nihai platformlaşmayı/cepheleşmeyi vs sağlamak üzerine yayınlanmış gibi gözüküyor. Ve evet bu kesinlikle sosyalistler/komünistler birarada toplantısı değil, bir demokratik güçler birliği toplantısı yani Hüseyin Aygün'le EHP'lilerin, TKP (1920)'nin biraraya gelmesi ancak bir demokratik güçler birliği toplantısında olabilir. Aksi bu siyasetlerin de kimliğine terstir. Ki dikkat ederseniz Aydemir Güler/Erkan Baş çevreleri de aynı masada. Hüseyin Aygün, Aydemir Güler, Erkan Baş gibi sosyal demokratlarla sosyalistlerin, komünistlerin aynı masada olması demokratik güçler birliği mantığına uyar. Peki bu masa demokratik güçler birliğini sağlamış mıdır?''
Buraya hışımla gelip sosyal demokrasi ve komünizm konusunda ayar çekmeye çalışan, sonra üstesinden gelemiyeceğini anlayan ve bir daha uğramayan pravda arkadaş, nasıl olsa sosyalist forumda arada kaynayıp gidiyor diyerek aynı masalları tekrarlayıp durmuş. Hüseyin Aygün
EHP, Aydemir Güler ve Erkan Baş sosyal demokratmış, TKP 1920 ve pravda arkadaşımız ise komünist!
Birleşik haziran hareketinin adı bile bu sahte solcuları çileden çıkarmaya yetti. Var güçleriyle saldırıya geçmelerinin nedeni bu. Türkiye'de her çevreden solcu sosyalist bir araya gelip AKP faşizmine, emperyalizme, kapitalizme, gericiliğe karşı bir cephe örmeye çalışıyor bu sahte solcular bu birliğe karşı çıkıyorlar. Nedeni de kuyrukçu koltuklarında rahatlarının bozulması.
Kuyrukçuluklarının yanında hafiyecilikleri de var.
''Sosyal Şovenizm budur işte. İllaki "Bu memleket tüm sınıflarıyla bizimdir" demesine gerek yok. Özgürlük,eşitlik,halk EMEK,direnmek (Ama nasıl) sözcükleriyle süslediğinizde satır arasında ne demek istediğini bir güzel gizler.
Ama bunu aptallar yutar.''
Özgürlük, halk, eşitlik, direnmek dendiğinde sosyal şovenizm oluyormuş che'ye yutturmak mümkün mü
Kendisini solcu olarak tanımlayan biri Türkiye solunun hemen her rengini içinde barındıran ve anti emperyalist, anti kapitalist, anti faşist bir mücadele ekseninde AKP gericiliğini de merkeze koyarak bir mücadele başlatması ve bu mücadeleyi Türkiye sathına yayacağını açıklaması bir solcunun, bir sosyalistin, ilerici yurtsever birinin kayıtsız kalabileceği bir girişim olarak tepkiyle karşılanabilir mi? Bu insanları anlamak gerçekten zor. Bu ilkelerin bu mücadele biçiminin nesine karşı çıkılabilir? Kuyrukçuluk insanı bu kadar mı soldan, sosyalizmden uzaklaştırır?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
