SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   3   4   5   [6] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 14.02.2015- 20:36


Bundan sonra iki partinin birleşmesi olmaz. Köprüler atılmış bir halde. KP hala steril kalmayı tercih ediyor, HTKP ise ideolojik mücadelenin yanında siyasi mücadelenin de eklenmesi ve bu mücadelenin ideolojik mücadelenin önünü açacağını söylüyor. KP ise konuyu hep ideolojik olarak ele alıyor. Bana göre önümüzdeki süreçte HTKP öne çıkacaktır.

Çulhaoğlu bugünkü yazısında bu konuyu işlemiş.

Kedi, fare ve sol hareket
Metin Çulhaoğlu  

Siyasetin, daha doğrusu siyasette muhalif konumda olmanın doğasında vardır: Şu “beyin fırtınası” denen şey, ileriye dönük projeksiyonlar-senaryolar, çeşitli olasılıkların hesaplanması, kısacası işin “düşünsel” yanı fiile hep ağır basar.

Normaldir; ama gene de sınır çizip bir oran verecek olursak, muhalif konumdayken üç birim tefekküre bir birim fiilin düşmesi gerekir.  

Türkiye solunda ise bu oranı tutturmak güçtür ve işin kötüsü giderek daha da güçleşmektedir.

Neden?

Birincisi, sosyalizm toplum önünde bir alternatif olarak henüz zayıftır, etkili değildir. İkincisi, sol, bu eksikliğine karşın düşünsel planda fazlasıyla gelişkindir. Beyin fırtınasıysa âlâsını yapar, ihtimalleri inceden inceye hesaplamasını bilir. Senaryo üretmekse, zamanında bir yılda yazdığı senaryo sayısı açısından dünya birincisi olduğu söylenen Yeşilçam’ın merhum Bülent Oran’ına bile taş çıkarır.

Gelgelelim, böyle olduğu için sınırlar aşılır, oran makul olmaktan çıkar: On birim tefekküre bir birim fiil…

İşte bu olmaz.

“O zaman ne yani, düşünmeyelim mi, irdelemeyelim mi, ölçüp biçip tartmayalım mı?”

Yap… Yap da…

***

Yap da, inceden inceye hesaplanan olasılıklar solu hemen her konuda mütereddit kılıyorsa; hedefine kilitlenmiş, ama henüz kararını tam vermemiş bir kedide olduğu gibi ön ayaklardan biri içeriye doğru kıvrık duruyorsa ve kediden farklı olarak bu hep böyle devam ediyorsa, burada bir sorun vardır:

“Ya bu bir fare değil de beni oyalamak üzere önüme koydukları başka bir şeyse…”

“Tamam, fare, ama ya ben onu tutarak ondan kurtulmayı zaten kafasına koymuş başkalarının oyunun bir parçası olursam…”

“Fareyi tutayım, ama bunu yaparken güç odaklarının fare sonrası için düzenledikleri tezgâhlara karşı birtakım önlemler de almam gerekecek…”

“Farenin üzerine atlarken yaptıklarım mutlaka izlenecektir; buna göre beni etkisiz kılacak yeni yollar arayacakları kesin…”

“Ya hamle yaptığım halde yolunu bulup bir deliğe sığınır ve kurtulursa? Cümle âleme rezil olmak da var…”

Böyle bir kedi fare falan tutamaz; kedi olduğu bile kuşkuludur.      

***

O zaman güncel-pratik siyasetin kimi temel ilkelerine gelelim.

Kuraldır: Bir siyasal öznenin kafasındaki kurgulardan tek tek her birine tekabül eden, yani kurgu sayısı kadar siyasal fiil olamaz, mümkün değildir.

İkinci kural: Henüz yeterince güçlü ve etkili değilsen, elindeki tüm olanakları verili bir an için en öne çıkan hedefe karşı seferber edersin, buraya yüklenirsin. Daha “ötesini” ve “başka olasılıkları” bunu yaparken de düşünmenin önünde hiçbir engel yoktur.

Üçüncü kural: Karşı tarafın “oyunları” ve “tezgâhları” Allah’ın emri değildir; en öne çıkan hedefe karşı etkili bir seferberlik sağlar, ses getirici bir mücadele verebilirsen, bununla o “oyunları” ve “tezgâhları” da etkilersin, belki de bozarsın.

***

Artık çok daha “somut” konuşabiliriz.

Bugün ortada kazık gibi duran bir AKP iktidarı/rejimi vardır.

Hedef, bu iktidarı/rejimi geriletmek, devirmektir.

Birtakım güçler, odaklar, artık her neyse, AKP’nin yeri ve ağırlığı değişken olmak üzere AKP’li ya da AKP’siz birtakım “senaryolar” üzerinde mutlaka duruyorlardır.

Bugünkü gücü ve etkisiyle solun üç birim AKP düşünüp bir birim AKP karşıtı fiilde bulunması öyle pek güç görünmemektedir. Ne var ki, AKP’nin önü, arkası, sağı, solu, AKP’li ya da AKP’siz bir yakın geleceğe ilişkin sayıca asgari beş senaryonun hakkını aynı anda verecek bir eylemliliğin içine girmesi mümkün değildir.  

Anlatabildiğimizi umuyoruz.

http://ilerihaber.org/yazarlar/metin-culhaoglu/kedi-fare-ve-sol-hareket/816/



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 09.07.2015- 20:41


sol partiler neden bölünür, soldan anladıkları çok farklı ondan. Marksizm konusunda bile bu kadar farklı görüşler savunuluyorsa partilerin bölünmesi ve beraber olamaması akla yatkın. bana göre bu bölünmüşlükten kurtulmanın yolu hiç olmazsa birbirine çok yakın partilerin biraraya gelmelerini zorlamaları. bu bölünmüşlükle bir şey olmadığını anlamaları lazım.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 10.07.2015- 11:12


Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

sol partiler neden bölünür, soldan anladıkları çok farklı ondan. Marksizm konusunda bile bu kadar farklı görüşler savunuluyorsa partilerin bölünmesi ve beraber olamaması akla yatkın. bana göre bu bölünmüşlükten kurtulmanın yolu hiç olmazsa birbirine çok yakın partilerin biraraya gelmelerini zorlamaları. bu bölünmüşlükle bir şey olmadığını anlamaları lazım.



Haklısın ne diyeyim, Marksizm Leninizm'i liberal özgürlük de içeren bir özgürlük anlayışı sananların olduğu bir ülkede sol bu kadar bölünmeyecek de ne olacak:)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 03.01.2016- 22:04


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Üye alınmayacaksa, alındığında hiç bir demokratik hakkı olmayacaksa o zaman da dar bir kadro yönetiminde kitlesellik kazanamayan bir örgüt haline gelirsiniz. İçe kapanmaktan başka yapılacak bir şey de kalmaz.



Üye neden alınmasın, TKP bugüne kadar üye almadı mı? İstenilen durumda olmasa da, Türkiye Sosyalist Hareketi'nin belkemiğini oluşturmuyor muydu? Yürüttüğü siyaset ile sosyalist solun hem ulusalcılık ve hem de kürt hareketi arasında sıkışmasının önüne geçen bir özneydi TKP. Bunu başarmıştı. Bu gerçeği göz ardı etmemek gerek.

Yaşanmış ÖDP deneyimi var. Hemen her görüş biraraya gelmiş ve coşkular içinde ÖDP hayata geçmişti. O haliyle ÖDP'ye komünist bir parti denilebilir miydi? Mümkün değil. Yürümesi de mümkün değildi. Yürümedi. HTKP bunun bilincinde, buna inanıyorum. Geçenlerde HTKP Parti Meclisi'nden bir arkadaşla uzun bir görüşmemiz oldu. Haziran'dan sonra hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyorlar. Sadece HTKP değil, sosyalist solun hemen tamamı bu görüşte. Haziran sosyalist sola bazı olanaklar sağlıyor, doğrudur. Ama komünist bir parti için bu durum, parti içi işleyişin değiştirilmesi anlamına gelmiyor. Parti işleyişinde, üye alımında birtakım esneklik olabilir, ama, kapsayıcılık adına ''ne olursan ol, bize gel'' yaklaşımı beni tedirgin ediyor. HTKP'li arkadaş, Parti Meclisi'ne seçimin bütün üyeler tarafından ve demokratik mekanizmayla yapıldığını, daha önce TKP dışı kalmış bazı aydınların partiye kazandırıldığını ve bazılarının da kazandırılacağını söylüyordu. Ne var ki, partinin aklı olan MK'nın o PM tarafından seçileceğini düşündüğümüzde bazı soru işaretlerinin ortaya çıkmaması mümkün değil.




Bu konuyu yeniden okudum, faydalandım, iddia ettiklerimin gerçekleşmediğini de gördüm. ÖDP tecrübesinden sonra HTKP tecrübesi de komünist partinin nasıl olması lazım geldiğini ispatladı. Partide ideolojik akıldan sapma olmamalı. Parti bu konuda hiç hata yapmamalı, yaptığında parti enflasyonundan başka bir şey yaşanmadığını gördük.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 04.01.2016- 09:44


Yazılarda parababaları sistemi = AKP düzlemi var ve bu düzlem TÜSİAD ile geçinen "solcu" HDP'ye oy vermeye kadar götürdü. Meclisteki 4 AB-D emperyalizmi kölesi parti diyemeyen partiler yenilmeye mahkumdur. Bunu BHH içindeki hareketler iyi tahlil ederler umarız diyeceğim ama olmuyor. Çünkü Alper Taş dün yaptığı konuşmasında "AKP ile masaya oturulmaz" diyerek CHP'yi telkin ederken, aynı şeyi neden BDP ve ya HDP için diyemiyordu? Bunları bir düşünmek gerek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.02.2018- 13:42


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Bu konuyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Sizce sosyalist partilerin içinde eğilimler veya hizipler olmalı mı? Eğilim ve hizipler kesinlikle engellenmeli mi yoksa eğilim ve hizip arasındaki farklılık gözetilip eğilimlere izin verilmeli eğer bireysel eğilimler örgütlenip hizip olma yoluna giderse mi tasfiye yapılmalı?



Farklı hizip ve eğilimler partinin temel siyasetine aykırı bir tema üzerinde yoğunlaştıklarında ve bir güç olmaya başladıklarında bence yasaklanmalı, bu konuda parti içinde önlem alınmalı. Bu tür eğilim ve hiziplerin partiyi düşünsel olarak zenginlik getirmediği aksine partide bir irade bölünmesine yol açtığı kanısındayım.

Kuşkusuz kolay ve basit bir konu değil. Partinin MK'sında ortaya çıkan veya partinin temel tezlerinin siyaset arenasında nasıl bir şekil alacağı konusundaki tezlerinin tartışılması hangi aşamada partiye zarar vereceğini saptamak çok öznel bir karar da olmamalı. Bunun birtakım kriterleri olabilir mi, bu konuları da partide daha önceden tartışıp bir açıklığa kavuşturmakta yarar var.

Ama ne olursa olsun, bu konularda ne söylenirse söylensin, zor bir konu olduğu açık!




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.08.2021- 05:52


Farklı hizip ve eğilimler partinin temel siyasetine aykırı bir tema üzerinde yoğunlaştıklarında ve bir güç olmaya başladıklarında bence yasaklanmalı, bu konuda parti içinde önlem alınmalı. Bu tür eğilim ve hiziplerin partiyi düşünsel olarak zenginlik getirmediği aksine partide bir irade bölünmesine yol açtığı kanısındayım.

Böyle söylemişim ama çok da açık değil. Aslında siyasal devrimden sonra tek bir partili yapıyı öteden beri savunuyorum. Bir seçim sürecinin çeşitli sosyalist partilerin yarışı halinde olmamalı diye düşünüyorum. Böyle bir yapının istemeden de olsa, toplumsal dönüşüm sürecinde olumsuzluklar yaratacağı inancındayım. Demokratik bir yöntemi savunurken, demokrasinin Marksizm'e içkin bir nitelik kazanmasından yana bir tavır sergilerken bu söylemlerin   liberal bir biçimciliğe dönüşmemesi gerektiğinin de altını çizmek isterim.

Peki o zaman sosyalizmin nasıl bir pratikle hayata geçirilmesi gerektiği konusundaki farklı yorumlar ne olacak? Hem partinin işleyişi ve hem de devletin kurulması ve   yürütülmesi konusundaki farklı yorumlar ne olacak, nasıl ifade bulacak? Eğilim ve hizip konuları sanırım bu aşamada hep gündeme gelecektir. Bir üstteki alıntıyı yinelemek istemiyorum. Bu sefer şöyle bir yorumda bulunayım, parti içinde bilimsel sosyalizmin temel doğrularına aykırı olmadığı sürece her görüş bence partide kendini ifade edebilmelidir. Parti böyle bir yapı bütünlüğünden oluşmalıdır. Bu farklılıklardan da çekinmemeliyiz. Bu farklılıklar partiyi zenginleştirecek ve sosyalist bir tartışma kültürünün gelişmesine de yol açacaktır diye düşünüyorum. Çeşitli kaygıların beslediği ve daha da daralttığı ve dar kadrolu bir monolitik bir yapıya dönüştürdüğü partinin sosyalizm ve devrimcilik konusunda gereken adımları atma konusunda yetersizlik gösterebilme tehlikesi var gibi geliyor bana. Doğru da değil. Partiyi elinde tutan dar bir kadronun diktatörlüğüne yol açmaz mı böyle bir anlayış ve partiyi de giderek yozlaştırmaz mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.11.2022- 09:50


Sol-sosyalist partilerin işleyiş biçimi demokratik merkeziyetçiliktir. Buna göre kadroar aşağıdan yukarı demokratik bir biçimde seçilir, partinin işleyişi de yukarıdan aşağıya doğru olur. Parti disiplini denen şey, üstte alınan kararların alta kabul edilmesi ve uygulamaya sokulmasıdır. Genel anlamda doğru olabilir ama, burada bence üzerinde durulması gereken şey demokratik merkeziyetçiliğin demokratlık ve merkeziyetçilikle olan ilişkinin daha da tanımlı hale getirilmesidir. Şöyle; yönetim bir kez seçildiğinde hemen hemen her dönem bir şeklde kendini yeniden seçtirme olanağına da sahip oluyor. Üstelik monolitk bir yapıda örgütlenmiş bir yapıda bu durum çok daha kolay bir şeklde gerçekleşiyor. Partide hiçbir farklı eğilimin olmadığı ve hatta buna yönetimler tarafından izin verilmediğ koşullarda partinin işleyiş biçimi yıllar ve yıllar boyu yukarda alınan kararların, uygulanmak istenen siyasetlerin aşağıdan tartışmasız bir biçimde kabullenilmesi ve uygulamaya sokulmasıdır. Zaten parti disipini de bunu gerektirmiyor mu?

Türkye'de parti enflasyonundan geçilmiyor. Hemen her parti zamanla bir başka partiye, örgüte, dergi çevresine bölünüp duruyor. Nasıl olsa işleyş siyasi yapılarımızın işleyiş biçimi de demokratik merkeziyetçilik, bir önceki yapıda kendine yer bulamayanlar bir sonraki yapıda yönetime gelip o ''farklı'' siyasetlerine uygulama alanı yaratıyorlar. Bu yüzden bölünmenin önüne geçebilmek pek de mümkün olamıyor. Bir de bu olumsuz süreci durduracak ve   bir çekim merkezi durumunda olan bir sosyalist partisi bulunmayınca bu bölünme bu şekliyle sürüp gidiyor. En son TKP'de yaşandı bu süreç Önce HTKP, sonra TKH ve sonra da TİP. Çok mu farklılıklar var. Parti HDP ve CHP ile olan ilişkiler konusunda biraz esnek olabilse ideolojik tutumundan çok şey mi yitirirdi?

Monolitik yapı, demokratik merkeziyetçilik konuları bence biraz daha tartışılmalı. Sosyalist partiler farklı eğilimleri de bünyesinde taşıyan bir işleyişe sahip olmalı. Her sol-sosyalist partinin demokratik merkeziyetçilik adı altında katı monolitik ve hiyerarşik yapıları özelikle ülkemizde partilerimizi hem sürekli bölünme noktasına getirmekte ve hem de toplumsal alanda bir güvensizliğe ve hatta bıkkınlığa, sonuçta sosyalist sol yapılardan kaçmaya götürmektedir. Bunun da sonucu toplumsal alanda sürekli bir etkisizleşme olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye sosyalizminin kalabalıklaşmaya ihtiyaç var. Kalabalık olmadan hiçbir şey olmuyor, kitleler dönüp bakmıyor. Kitleler dönüp baktığında sürekli bölünen, sürekli parçalanan ve binbir yamalı gömlek gibi ve güven de vermeyen yapılar görmektedir. Türkiye'de mahalle bakkalının, mahallenin kasabı ve manavıyla kurduğu bir parti yüzde birleri zorlarken, bizim sosyalist partilerimizin tamamı bir araya gelse yüzde bir bile olamaması gerçeği üzerinde mutlaka ve ciddiyetle durulmalıdır. Suçlu halk değildir, sınıf değildir, emekçiler değildir. Onlar içinde bulunan nesnellikte yapması gerektiğini düşündükleri şeklde davranıyorlar. Suçlu biziz. bizim parti yapılarımız, parti işleyişmiz ve yıllarca hiç değişmeyen parti yöneticilerimizdir. Bir an önce hem demokratik merkeziyetçilik ve dolayısıyla bu sürekli bölünme konuları birarada ele alınmalı ve sosyalist sol kendine bir çeki düzen vermeli. ( Biliyorum çok da üsttenci bir üslup var burada, ama bir hazırlık olmadan yazmaya çalışıyorum, biraz idare...)

TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar demokratik merkeziyetçiliği bir burjuva işleyiş biçimi olarak tanımlar ve karşı çıkar. Metin Çulhaoğlu ise Aybar'ın bu reddedici   tanımına karşı çıkarken demokratik merkeziyetçilikte eğilimlere yer olmamasını şiddetle eleştirir. Bir partide merkeziyetçiliğin baskın olduğu bir işleyişin demokratik yanının zayıflayacağını (ya da olmayacağını) demokratik özelliğinin yüksek olduğu yapılarda ise bu özelliğin zorunlu olarak merkeziyetçilikle sonuçlanacağını söyler.

Kısaca demokratik merkeziyetçiliğe evet ama çubuğu demokratik yaklaşımın partide genişlik ve derinlik kazanmasından yana mümkün olduğunca bükerek...




Bu ileti en son melnur tarafından 24.11.2022- 09:52 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   3   4   5   [6] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Neden okuyorlar, neden okuyoruz. melnur 1 666 25.09.2022- 11:22
Konu Klasör Neden TKP? toplumcu 0 3374 23.02.2014- 15:53
Konu Klasör Neden HDP yok ? Brusk 1 4900 13.07.2015- 09:31
Konu Klasör HDP ile neden görüşmedik? denizcan 1 4224 27.02.2015- 11:42
Konu Klasör AKP’yle neden uğraşıyoruz? umut 2 3777 18.10.2015- 05:02
Etiketler   Sol,   Örgütler,   Neden,   Bölünür
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS