SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   >   son» 
1989 Devrimleri           (gösterim sayısı: 15.707)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: Alisan
Konu Tarihi: 29.11.2014- 17:27


1989 Devrimleri: "Sosyalizm kötü bir şey olamaz"
Pazartesi, 15 Mart 2010 11:34
sosyalizmkotubirseyolamaz
Marksist.org 'u Facebook ve Twitter'da takip etmek için:


"En kötü sosyalizm bile en iyi kapitalizmden daha iyidir" sözüne, "Sosyalizm kötü bir şey olamaz" yanıtını verebilmek gerçekten de çok önemli. 1990'ların ortalarından beri kapitalizmi köklü bir biçimde sorgulayan anti kapitalist hareket içinde sosyalist fikirlerin cılız olmasının nedenlerinden birisi, sosyalizmin kötü bir şey olabileceği kanısının hakim olmasıdır.

Kötü olan sosyalizm değil, stalinizmdi

1989'da, dünya bugünkünden bambaşka bir haritaya sahipti. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği uçsuz bucaksız bir alanı kapsayan tek bir süper devletti. Ve yaygın kanı, bu devletin sosyalist olduğu yönündeydi.

Dünyada sadece küçük bir azınlık, Sosyalist İşçi gazetesinin de Türkiye'de temsilcisi olduğu Uluslararası Sosyalizm Akımı'na bağlı devrimci marksistler, Sovyet Rusya'nın sosyalist değil, kapitalist, devlet kapitalisti bir rejime sahip olduğunu iddia ediyordu.

Dünyada egemen sınıfların en çok işine yarayan fikir, SSCB ve uydularının sosyalist olduğunu anlatan fikirdi. Çünkü bu çok garip ve kapitalizmden daha kötü bir 'sosyalizm'di. Doğu Almanya'dan, Çin'e, Rusya'dan Bulgaristan'a kadar bütün bu ülkelerde tek parti iktidarları mevcuttu. Bunun anlamı, farklı siyasi fikirlere sahip olanların örgütlenmelerinin engellenmesiydi.

Bütün bu ülkelerde gizli polis teşkilatlarının, örneğin KGB gibi, kanlı operasyonları ve her hangi bir kapitalist ülkedeki kadar vahşi uygulamaları bir gerçekti.

Bütün bu ülkelerde ulusal azınlıklar, bir çok kapitalist ülkede olduğundan çok daha yoğun bir biçimde baskı altındaydılar. Rusya, SSCB bayrağı altında zorla bir araya getirilen ulusları baskı altına almış ve bunu da sosyalizmin gücüyle açıklamıştı.

Tüm azınlık uluslar, zorbaca bir Ruslaştırma politikasına maruz kalmışlardı.

Sosyalist olduğu iddia edilen ülkelerde, işçi sınıfının ekonomik ve siyasi yaşamın ve kararların üzerinde her hangi bir denetimi yoktu.

Bu ülkelerin bazılarında cinsel özgürlükler sonuna kadar kısıtlanmakla kalmamış, eşcinsellik suç olarak ilan edilmişti.

Irkçılık, Yahudi düşmanlığı örneğin Rusya'da nerdeyse tek parti iktidarı altında bir devlet politikası haline gelmişti.

Hiçbir siyasi özgürlüğün olmadığı bu sosyalist ülkelerde, siyasi mahkumlara köle muamelesi yapılmakta ve mahkumların karşılıksız emek güçleri ekonomik gelişmede önemli bir etken olmaktaydı.

İşçilerin örgütlenme özgürlüğü tümüyle baskı altındaydı. Grevler yasak, devlete bağlı olanlar dışında sendika kurmak ise sosyalizme ihanet olarak görülüyordu. Düşünce özgürlüğü yoktu. Gösteri yapmak ve özgürce örgütlenmek imkansızdı.

Rusya, sosyalizmin beşiği olarak, ABD emperyalizmiyle küresel piyasalarda askeri rekabet içindeydi. Silahlanma harcamaları, savaş sanayine bağlı bir ekonomi, Rusya'da emekçilerin aşırı yoksullaşmasına ve temel tüketim maddelerinin kısıtlanmasına neden oluyordu.

Sosyalist Rusya en modern teknolojiye dayalı askeri araçları üretirken, halkın yaşam koşullarında radikal bir gerileme yaşanıyordu.

Bu Rusya, dünyanın çeşitli ülkelerini sık sık askeri müdahaleyle tehdit ediyor ve hatta 1970'lerde Afganistan örneğinde olduğu gibi fiilen işgal politikaları izliyordu.

Gerçekten de sosyalizmi kötülemek ve uğrunda mücadele etmesi aptalca bir düş olarak mahkum etmek için, Rusya, Çin, Küba ve Doğu Bloku gibi ülkelerinin sosyalist olduğunu iddia etmek yeterliydi.

1989 ayaklanmaları: sosyalizmin değil stalinizmin çöküşü

Önce Sovyetler Birliği'nde azınlık uluslar ayaklanmaya başladı. Her ülkede stalinist Rusya'yı kendilerine model olarak alanlar, bu gelişmeleri çok fazla önemsemediler. Yine, şiddetle bastırılmak zorunda olan karşı devrimci girişimler olarak yorumlandı gelişmeler.

Ardından Çin'de, Tiannanmen Meydanı'nda binlerce işçi ve öğrencinin düzenlediği gösterinin katliamla bastırılması bu sefer gelişmelerin daha farklı olduğunu kantıladı. Gerçekten de birkaç ay gibi kısa bir sürede Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Bulgaristan ve Romanya'da rejimler ard arda devrilmeye başlandı. 1990 yılında Rusya'nın uyduları birer birer çökmüştü. 1991 yılında ise rejim Rusya'da da çöktü. Polonya ve Macaristan'da rejimler devrilmeden komünist partilerin tekeli kırıldı ve piyasa mekanizmalarına hızlı bir geçiş yapıldı.

Ortalıkta kapitalizmin ne kadar üstün bir sistem olduğunu anlatan teoriler cirit atmaya başladı. Dünyanın çeşitli ülkelerinde kapitalist sisteme karşı inançlı bir biçimde mücadele eden sosyalistler, büyük bir bozguna uğradılar. Burjuvalar, keyifle, "Sosyalizm mi", diye sorup, "haa, evet, kapitalizmden kapitalizme geçiş evresi" esprileri yapmaya başladılar.

Francis Fukuyama gibi ABD egemen sınıfına akıl veren şahıslar, tarihin sonunun geldiğini ve liberal kapitalizmin komünizme üstünlüğünü nihai olarak kanıtladığını anlatmaya başladılar.

Soldaki erozyon korkunçtu. Batı Avrupa'nın en büyük komünist partisi, İtalya'daydı ve adındaki komünist etiketini hızla attı. Macaristan Komünist partisi sosyal demokrat İkinci Enternasyonal'e hızlı bir geçiş yaptı. İngiltere Komünist Partisi'nin teorik yayın organı, "komünizm ve leninizmin öldüğü"nü ilan etti.

Moral yenilgi daha da hızlandı. Bolşevik Parti'nin önderliğinde gerçekleşen Ekim Devrimi mahkûm edilmeye başlandı. Devrimlerin imkansız olduğu, kazayla gerçekleşecek devrimlerin ise kazanmasının mümkün olmadığı kafası karışık solcularca anlatılmaya başlandı. Bu tartışma hızla işçi sınıfının bir gücü olmadığı, kapitalizmi devirme mücadelesinin saçma olduğu genel kanısına bağlandı.

Stalinizm sosyalizm değildir

Gerçekten de stalinist Rusya'yı ve bu rejimi kendilerine model alan ülkelerin sosyalist olduğunu düşünenler açısından işlerin sarpa sarması kaçınılmazdı.

Romanya'da işçilerin neden sosyalist bir rejime karşı ayaklandıkları izah edilmeye muhtaçtı. Bu nasıl bir sosyalizmdi ki ayaklanan işçilerin üzerine tanklar yollanıyordu, rejimlerin düzenli orduları işçi eylemlerini bastırıyordu.

Bu sosyalizm, nasıl oluyor da kuruluşunu ilan etmesinin üzerinden on yıllar geçmesine rağmen ulusal çelişkileri çözemiyor, hemen her sosyalist ülkenin kendi içinde ulusal isyanlar gerçekleşiyor, ezilen uluslara karşı şovenist fikirler güç kazanıyor ve egemen güçler ulusal azınlıkların eylemini düzenli orduları ve tanklarıyla ezmeye çalışıyordu? Bunlar ne acayip sosyalist ülkelerdi ki rejimlerin devrilmesiyle birlikte içinden faşist akımlar çıkıyor ve hızla büyüyordu?

Sosyalizm bu gelişmelere yol açabilecek kadar pisliği içinde barındıran bir rejimse, gerçekten de uğruna mücadele etmeye değmez.

Yüksek sesle bir kez daha vurgulamalıyız ki ne dünya egemen sınıfları, ne de Rusya'da 1930'lu yıllarda egemenliğini ilan eden stalinist rejimi sosyalizm modeli olarak gören ve benimseyen komünist partiler haklıydı. Çünkü Rusya ve Doğu Bloku'nda yıkılan ülkeler, sosyalist değil devlet kapitalisti rejimlerdi.

Gelişmeler tam tersi bir duruma işaret ediyordu. Sovyet Rusya'nın çöküşü, gerçek Marksist geleneğin bir dizi temel tezini doğruluyordu:

İşçi eyleminin gücü

1. İşçi sınıfının kitlesel eyleminin gücü en zorba, en yıkılmaz görünen rejimleri bile yıkma gücüne sahiptir. Sosyalizm, işçi sınıfının kendi eylemidir. Romanya'da sarayından yapacağı konuşmayı dinlemeye gelen işçiler, kısa bir sürede öfkelenerek Çavuşesku'nun üzerine yürüdüler. Çavuşesku helikopteriyle kaçarken Sekuritate'sine kitlenin üzerine ateş açma emri verdi ve rejim o an yıkıldı.

2000 yılında Arjantin devlet başkanı De la Rua da başkanlık sarayından aynı yöntemle kaçmak zorunda kalmıştı. Arjantin isyanı neyse, Romanya'daki isyan da oydu. Kitlelerin baskıya, sömürüye, ezilmişliğe ve yoksulluğa karşı öfkesinin patlaması. On binlerce, milyonlarca insan, hayatlarını zehir eden sistemi, adının başında "Sovyet" ya da "sosyalizm" var diye affedemez.

2. Sosyalizm düzenli ordulara sahip olamaz. Düzenli ordu, egemen bir azınlığın büyük çoğunluğu baskı altına alarak üzerinde yükseldiği sömürü mekanizmasını koruması için var olabilir.

Stalinist rejimler daima güçlü düzenli ordulara sahip oldular. Bunun nedeni, stalinist bürokrasilerin, azınlık bir egemen sınıf olması, yeni türden bir burjuva sınıfı olmasıdır.

Tüm stalinist rejimlerde devlet mülkiyeti hakimdir. Bu doğru. Fakat devlet mülkiyetinin denetimi, tüm yatırımların, üretimin ve ticaretin denetimi, ekonomik planlamanın karar alma yetkisi, aynı zamanda ücretlerin düzeyini de belirleyen, kendisini egemen sınıf olarak örgütleyen stalinist bürokrasinin elindedir.

Stalinist rejimlerde düzenli orduların bulunmasının nedeni, bu bürokrasilerin, işçi sınıfını sömüren yeni bir egemen sınıf, azınlık bir burjuva sınıfı olmasıdır.

3. Düzenli ordular kitlesel eylemler karşısında rejimin zaferini garantileyemez. Rütbesiz askerler, işçi çocukları, kitle hareketlerinin başarı kazanma şansına ikna oldukları anda düzenli ordular dağılmaya, tüm emir komuta zinciri parçalanmaya ve ordu işlemez hale gelmeye başlar. Bu 1871 Paris işçilerinin ayaklanmasında, 1905 ve 1917 Rus devrimlerinde ve 20. yüzyılda bir çok halk ayaklanmasında görülen bir gelişmedir.

Stalinist rejimlerin çökmesi sırasında yaşanan bu gelişme, sosyalizmin öldüğünü değil, sosyalizmin çok temel bir tezinin doğrulunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Reform değil, devrim

4. Reformlar için mücadele çok önemlidir ama işçi sınıfı ve tüm ezilenlerin kurtuluşu için, reformları tek tek biriktirmek, egemen sınıfın şu ya da bu kesimiyle ittifak yapmak değil, kitlesel mücadeleler ve devrim gerekir.

5. Kadınların baskı altında olduğu bir rejim sosyalizm olamaz. Kadınlar kurtulmadan sosyalizm olamaz. Sermaye birikiminin ihtiyaçları doğrultusunda kadınları eve kapanmaya ve çocuk doğuran makinelere dönüşmeye zorlayan bir sistem sadece mağlup olmayı hak etmekle kalmaz.

Çok çocuk doğuran kadınlara madalya veren, temel işlevi bürokratik egemen sınıfın ihtiyaç duyduğu işçi gücünü yaratmaya indirgenen kadınlar açısından stalinist rejimler birer cehennemdi. Bazı stalinist rejimlerde ise kürtaj hakkı yasaklanmıştı.

6. Kitlesel eylemler, mücadeleler ve bu mücadelelerin en ileri biçimi olan devrimler, parti kararlarıyla, akıllı politbüroların verdiği emirlerle değil, kendiliğinden patlak verir. Bu kendiliğinden isyanların iki koşulu vardır: Birisi, ezilenlerin, "artık yeter, böyle yaşamayacağım" demesi, kendisini yöneten tüm mekanizmalara kitlesel bir öfkeyle karşı çıkmasıdır.

Diğer koşul ise, egemen sınıfların yönetme yeteneğini kaybetmesi ve toplumsal, ekonomik, siyasi ve ideolojik tüm düzeylerde kriz ve parçalanma yaşamasıdır. Stalinist rejimlerin çöküşünün hemen ardından "devlet mallarının" çöküşten önceki komünist partilerin bürokratları, fabrika genel müdürleri tarafından yağmalanması ve rejimlerin çökmesinden hemen sonra farklı çıkar gruplarının ifadesi olan siyasi partilerin hortlaması, Lenin'in bir devrimin gerçekleşmesi için gerekli gördüğü bu temel tezin doğruluğunu açıkça gösterir.

7. İşçi sınıfı, kitlesel mücadeleler içinde kendi öz örgütlenmelerini yaratır. Grev komitesinden fabrika komitesine, işçi meclislerinden halkın kendisini korumak için milis örgütlenmesine kadar bir dizi örgütlenme, mücadele içerisinde şekillenir, mücadele içerisinde koordine olur.

Stalinizmin çöküşü sosyalizmin yenilgisi değildir

8. İşçi sınıfının bilinci durağan değil, değişkendir. Sınıf bilinci mücadele içinde sürekli değişir ve gelişir. İşçi sınıfı başlangıçta basit taleplerle eyleme geçebilir. Fakat her basit talep, içinde kapitalizmin bütününe yönelik daha güçlü istekleri barındırır.

Ekmek, sabun ya da biraz daha fazla ücret için verilen mücadele, kitleselleştiği oranda işçilerin bilinç düzeyini geliştirir ve daha ileri talepler, örneğin, gizli polisin, çetelerin dağıtılması, işyerlerinin yönetiminin işçilere geçmesi ve rejimin değişmesi gibi talepler öne çıkmaya başlar. Stalinist rejimleri çökerten mücadeleler bir çok yerde böyle bir seyir izledi.

Stalinist rejimlerin çöküşü, sosyalizmin yenilgisini değil, tam tersine, marksist fikirlerin gücünü ve doğruluğunu kanıtlar. Bir yandan yıkılan rejimleri, bir yandan da sosyalizmi, marksist teoriyi savunmak mümkün değildir.

Sosyalistler, ezen-ezilen mücadelesinde hiç koşulsuz, daime ezilenlerin yanında yer almak zorundalar. Bunu yapmanın ilk koşulu, isyan eden işçilerin üzerine tanklarını yollayan rejimleri sosyalizm olarak görmekten vaz geçmek ve bu ayaklanmaları sevinçle karşılamak, coşkuyla anmaktır.

Rıfat Solmaz

http://arsiv.marksist.org/teori/1989-yazlar/505-1989-devrimleri-sosyalizm-kotu-bir-sey-olamaz-
kalın yazdırılacak metin



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 29.11.2014- 18:17


Troçkist sitelerden alıntı yapmanın amacı ne? Troçkist de değilsin, sosyalist hiç değilsin, o zaman neden bu konulara girip, bu yazıları buraya taşıyorsun? Yazıda geçen bir cümle şu: 1989 ayaklanmaları: sosyalizmin değil stalinizmin çöküşü Katlıyor musun buna? Katılmıyorsun. Ne önündesin bu cümlenin, ne arkasında. O zaman kendi kendine sorsana bu yazıyı buraya neden taşıdığını? Ya da bir açıklama yapabilir misin?

Sosyalist değilsin, bu konular senin için bir şey ifade etmiyor. Bu konular üzerinde seninle tartışmak da mümkün değil. O zaman neden bu kadar zorluyorsun; gerçekten merak uyandırıcı bir konu. Bunu açıklayabilir misin? Bu yazı mesela senin için ne ifade ediyor?




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 29.11.2014- 18:22


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Troçkist sitelerden alıntı yapmanın amacı ne? Troçkist de değilsin, sosyalist hiç değilsin, o zaman neden bu konulara girip, bu yazıları buraya taşıyorsun? Yazıda geçen bir cümle şu: 1989 ayaklanmaları: sosyalizmin değil stalinizmin çöküşü Katlıyor musun buna? Katılmıyorsun. Ne önündesin bu cümlenin, ne arkasında. O zaman kendi kendine sorsana bu yazıyı buraya neden taşıdığını? Ya da bir açıklama yapabilir misin?

Sosyalist değilsin, bu konular senin için bir şey ifade etmiyor. Bu konular üzerinde seninle tartışmak da mümkün değil. O zaman neden bu kadar zorluyorsun; gerçekten merak uyandırıcı bir konu. Bunu açıklayabilir misin? Bu yazı mesela senin için ne ifade ediyor?



Herhangi bir tesbite katılmak için illada o tesbiti yapan ideolojiye veya örgüte ait olmanmı gerekli? Ben senin gibi biat siyaseti yapmıyorum, doğru gördüğüme katılırım yanlışada yanlış derim.
Ama hani sen beni ciddiye almıyordun?
Neden ciddiye almadığın birisine soru soruyorsun?
Madem bana soru soruyorsun önce benim sana sorduğum sorulara cevap ver.
Diğer taraftan sen neden neye katıldığını ve neye katılmadığını yazmıyorsunda beni sorguluyorsun? Yazılanların neresi doğru veya yanlış bu konuda hrhalde iyi bir bilen olarak görüşün olmalı.




Bu ileti en son Alisan tarafından 29.11.2014- 18:28 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 29.11.2014- 18:59


O zaman seninle nasıl tartışılacak? Bu yazıyla ne ilgin var? Laf olsun diye konulara girmenin ne anlamı var?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 29.11.2014- 22:37


Marksist org Troçkist bir site. Yazdıklarında anlaşılmayacak bir şey yok. Stalin döneminde Sovyetlerin yıkılmasını isteyen ve bunun için mücadele edilmesini savunanların yandaşları bugün de Stalin düşmanlığına devam edeceklerdir! Değişen bir şey yok.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 30.11.2014- 02:34


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

O zaman seninle nasıl tartışılacak? Bu yazıyla ne ilgin var? Laf olsun diye konulara girmenin ne anlamı var?

Yaziyla alakali herhangi bir yorum yapmiyorsun kafayi bana takiyorsun. Yazinin neresi yanlis, dogru ,.... aciklarsin ve tartisma konusu olursa tartisiriz.
Sizin sorununuz kendi görüsünüze aykiri görüslerin buraya aktarilmasi. Yoksa tartisma gibi bir niyetiniz yok. Baksana asilan konu hakkinda degilde venimle ugrasiyorsunuz. Niyetiniz ortada.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.11.2014- 04:13


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

O zaman seninle nasıl tartışılacak? Bu yazıyla ne ilgin var? Laf olsun diye konulara girmenin ne anlamı var?

Yaziyla alakali herhangi bir yorum yapmiyorsun kafayi bana takiyorsun. Yazinin neresi yanlis, dogru ,.... aciklarsin ve tartisma konusu olursa tartisiriz.
Sizin sorununuz kendi görüsünüze aykiri görüslerin buraya aktarilmasi. Yoksa tartisma gibi bir niyetiniz yok. Baksana asilan konu hakkinda degilde venimle ugrasiyorsunuz. Niyetiniz ortada.



Yazmış işte; ''1989 ayaklanmaları: sosyalizmin değil stalinizmin çöküşü''nü örnek göstermiş. Bu konu sizinle nasıl tartışılacak? Stalin'e karşısın, ama sadece Stalin'e değil ki, sosyalizme de karşısın. Öyle değil mi? Siz söylemiştiniz, özel mülkiyete karşı olmadığınızı. Bu durumda bu konu sizinle nasıl tartışılır? Tartışılamaz. Bilimsel sosyalizmi savunup Stalin'e karşı olursanız, o zaman bu konu bilimsel sosyalizm temelinde tartışılabilir. Bunları anlamalısınız. Sosyalizme içkin bir konu bilimsel sosyalizmi savunanlarla farklı konuşulur. O farklılığı yaratan da yine bilimsel sosyalizmin kendisidir. Sizde o temel olmayınca veya o temeli kabul etmediğiniz için hem tartışma ortamı oluşmaz ve hem de tartışılmaya çalışılsa bir yararı ve anlamı olmaz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 30.11.2014- 16:59


Ö
Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

O zaman seninle nasıl tartışılacak? Bu yazıyla ne ilgin var? Laf olsun diye konulara girmenin ne anlamı var?

Yaziyla alakali herhangi bir yorum yapmiyorsun kafayi bana takiyorsun. Yazinin neresi yanlis, dogru ,.... aciklarsin ve tartisma konusu olursa tartisiriz.
Sizin sorununuz kendi görüsünüze aykiri görüslerin buraya aktarilmasi. Yoksa tartisma gibi bir niyetiniz yok. Baksana asilan konu hakkinda degilde venimle ugrasiyorsunuz. Niyetiniz ortada.



Yazmış işte; ''1989 ayaklanmaları: sosyalizmin değil stalinizmin çöküşü''nü örnek göstermiş. Bu konu sizinle nasıl tartışılacak? Stalin'e karşısın, ama sadece Stalin'e değil ki, sosyalizme de karşısın. Öyle değil mi? Siz söylemiştiniz, özel mülkiyete karşı olmadığınızı. Bu durumda bu konu sizinle nasıl tartışılır? Tartışılamaz. Bilimsel sosyalizmi savunup Stalin'e karşı olursanız, o zaman bu konu bilimsel sosyalizm temelinde tartışılabilir. Bunları anlamalısınız. Sosyalizme içkin bir konu bilimsel sosyalizmi savunanlarla farklı konuşulur. O farklılığı yaratan da yine bilimsel sosyalizmin kendisidir. Sizde o temel olmayınca veya o temeli kabul etmediğiniz için hem tartışma ortamı oluşmaz ve hem de tartışılmaya çalışılsa bir yararı ve anlamı olmaz.

Bilmiyormuş gibi davranmayın sayın melnur, çok zaman önce sizinle bu konuda tatıştık ve benim reel Sosyalizmin emekçlerin, yoksulların, milyonlarca insanın istediği, özlem duyduğu bir "sosyalizim"   olmadığını söylediğimi biliyorsunuz. Siz sosyalizmi sadece özel mülkiyet özerinden değerlendiriyorsunuz ama insanların kendilerini özgürce ifade etmelerine, partiyi eleştirmelerine, protesto etme haklarının olmasına, seyehat özgürlüğüne, ........ karşı geliyorsunuz. Evet ben bu tip bir "sosyalizme" karşıyım. O tip "sosyalizmin" milyonlarca emekçinin, yoksulların,...... özlem duyduğu, kurtuluşları olduğu,..... bir sistem olmadığı görüldü ve hatta etnik sorunlarında çözümü olmadığı anlaşıldı. Günümüz dünyasının yeni nesiller hiç bir zorlamayı kabul etmediğini, özgürce kendilerini ifade etmek istediklerini, ne parti ne de şahıs dikdatörlüğüne sıcak bakmadığını,..... hayatın her alanında gösteriyorlar. Türkiye'de nasıl Haziran direnişini yapan gençler AKP iktidarının zorbalığına boyun eğmedilerse aynı insanlar sizin savunduğunuz "sosyalizmide" istemiyorlar ve kabul etmiyorlar.
Siz geçmişten asla ders çıkartmış değilsiniz, aynen şeriatcıların İslamı hala 1400 lü yıllardaki gibi yorumladığı gibi   sizde Sosyalizmi 100 yıl öncesi toplumlara göre yorumluyorsunuz, asla sorgulamıyorsunuz, sadece biat ediyorsunuz.
Hem işçi haklarını ve ifade özgürlüğünü savunacaksın hemde reel Sosyalizimde işçi haklarının gasp edilmesini, ifade özgürlüğünün yasaklanmasını,......   savunacaksın. Çelişkiniz burada. Sonrada bana "ifade ettiğin sistem kapitalizim" diyeceksin. Ben isimler üzerinden, semboller üzerinden,....... ideolojik saplantılarla siyeset yapmıyorum. Emekçilerin ve yoksulların sömürülmeden yaşayacağı, insanların kendilerini özgürce ifade edebildiği, hiç bir etnik kökenlinin diğerine göre üstün olmadığı, eşit şartlarda ve imkanlarda beraberce yaşanabilen,...... bir sistemi savunuyorsanız bu sistemin ismi benim için hiçte önemli değil yanınızda olurum. Ama benim "dikdatörüm" diğerininkinden iyidir mantığıyla izlenen siyasete karşıyım. Her şeyi parti bilir, ne izleyeceğimi, kimin benim düşmanım olduğunu, hangi siyaseti savunacağımı, nerde, hangi ülkede seyehat edeceğimi,....... sadece parti doğru bilir düşüncesine karşıyım,...........
Bu anlamda tabiiki başlık yazısını doğru buluyorum. Reel Sosyalizim döneminde ülkelerinde muhalefet yapanların gene ezici çoğunluğu parti ve şahıs dikdatörlüğüne karşı gelen ve daha iyi bir "sosyalizim" için mücadele edenlerdi. Ama o güzel insanlar sindirildi, kovuldu,......
Dolayısıyla başlıktaki yazı benim için desteklenmesi gereken bir tesbit.
Şimdi bana sataşmaktansa varsa başlıktaki yazının nesi yanlış yazında sadece ben değil ( "ben zaten hiç bir şey anlamıyorum") ama Foruma gelen üyeler ve misafir okuyucular anlasın. Tabii "sosyalistler bu sorunu kendi aralarında zaten tartışıyorlar" cümlesinin arkasına saklanmazsanız.
Tartışmak istemiyorsanız, benimle   "bilgi eksikliğimden " dolayı tartışamıyorsanız astığım başlıklara giripte laf atmanıza hiç gerek yok.




Bu ileti en son Alisan tarafından 30.11.2014- 17:14 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 30.11.2014- 17:15


Sovyetler yıkıldı aynı sosyalizm kurulamaz ve savunulamaz, özel mülkiyetli sosyalizm savunulmalı mı diyorsunuz? Senin farklı bir sosyalizmin ekonomik alanda özel mülkiyetten yana mı değil mi?



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Dünya devrimleri ve görevlerimiz melnur 0 1941 05.12.2017- 08:58
Konu Klasör TKP Sosyalizim 1989 yilinda yenilgiye ugradi diyor sorgulayan 19 25231 07.03.2021- 00:02
Etiketler   1989,   Devrimleri
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS