SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.01.2015- 00:43


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Stalin devlet erkini burjuvalara mı vermiş yoksa? Devlet erki ''işçi ve köylülerden'' değil miydi?


Devlet erki işçiler ve köylüler de miydi yoksa ''onlar adına'' dar bir grupta mıydı? Şimdi siz bundan anarşizm eleştirisi çıkarır, bunun üzerinden yöneten-yönetilen ayrımının derinleşmesini meşrulaştırırsınız.



Devrimden sonra komünist parti de olacak, proleter diktatörlük de kurulacak. Proletaryanın partiye de devletine de ihtiyacı olduğu sürece olacak. Sınıflar bütünüyle ortadan kalmadıkça devlet de ortadan kalkmayacaktır. Bu tavır, anarşist-troçkist bir tavırdır, gereksiz bir tartışmanın içine yuvarlanmak ve buradan Stalin'e suçlamalar getirmektir. Devletin sönümlenmesi ile militarist özelliğinin dışındaki işlerin devlet tarafından değil ''doğrudan üreticiler'' tarafından yapılmasının gerektiğini söylüyorsanız, bu durum tıpkı sınıfların bütünüyle ortadan kaldırılması gibi zamanla olacak bir gelişmedir. Toplumun eğitimini, sınıf bilincini, okur yazarlığını, kültür seviyesini yükseltmek öyle bir kaç yılda gerçekleşebilecek bir olay değildir. Bütün sosyalist ülkelerde bu konuya ne kadar önem verildiğini biliyor olmalısınız. ( Çin'e bir kaç kez gittiğimi söylemiştim. İlk gittiğimde havaalanında bir insan kuyruğu görmüştüm, merak edip gittiğimde o kuyruğun küçük bir kitapçı dükanın önünde olduğunu fark edince şaşırmıştım. Aynı durumu Çin'in değişik kentlerindeki kitapçılarda görmek mümkündü. Eğitim ve kültüre verilen değerin sosyalist ülkelerde önemsenmesinin bir nedeni de bu.) Devletin sönümlenmesi olayı önce böyle bir eğitsel ve kültürel değişimi de gerektiriyor. Bugünden yarına olacak şeyler değil bu. Başta proletarya olmak üzere tüm emekçi sınıfların tarihsel bilincine varabilmesi sınıfların bütünüyle ortadan kaltığı sürece kadar devam edecektir. İç savaştan sonra sanayileşmeye hız veren, Alman faşizminin saldırılarıyla yakıp yıkılan ve 20 milyon insanını yitiren   bir ülkede bu konularda Stalin'e suçlamalar getirmek fazlaca haksızlı yapmak demektir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 27.01.2015- 22:53


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Devrimden sonra proleter diktatörlüğün sönümlenmesini Lenin de savunuyor. Bunu savunmayan adam zaten komünist olamaz. Komünistlerin amacı devletin olmadığı bir toplumsal düzen. Bu düzen de ancak dünyasal düzeyde olacak ve o aşamaya kadar uzun bir süreç yaşanacaktır. Sosyalizm konusunda Stalin'e suçlamalar yöneltip, düşmanlık besleyenler konu Lenin'e geldiğinde üç maymunu oynuyorlar. Lenin sönümlenmeyi savunurken, komünizmin birinci aşamasının da devletli olduğunu söylüyor. Lenin'in teorisi böyle. Proleter diktatörlük döneminde Stalin için devleti büyüttü, Marksizmi revize etti diyenler, Lenin için ne demeli? Lenin komünizmin ikinci aşamasına kadar devletli yapıyı savunuyor. Ne biçim sönümlenme ki, bir türlü olmuyor, teoride bile komünizmin ikinci aşamasına kadar sürüyor!



Devlet ile sınıflar arasında bir bağıntı kurulamadığı ve konu birbirinden ayrılarak ele alındığı için bu konuda marksizmin özüne aykırı yorumlar yapılıyor. Devlet tarihsel bir kategori ve sınıfların ortaya çıkışıyla doğrudan ilişkili. Sınıflar olduğu sürece ortadan kalkması veya sönümlenmesi de olanaksız. Bu iki olguyu birbirinden ayırmak doğru değil, ayrılırsa doğru yorumlarda bulunabilmek olanaksız hale gelir. Tarihsel kategori olan devlet sınıfların ortadan kalkmasıyla birlikte de sönüp gidecektir. Ne zaman olacağı, nasıl olacağı bu sürecin gidişi ve dünyanın genel durumu ile ilgili.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.01.2015- 07:21


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Devrimden sonra proleter diktatörlüğün sönümlenmesini Lenin de savunuyor. Bunu savunmayan adam zaten komünist olamaz. Komünistlerin amacı devletin olmadığı bir toplumsal düzen. Bu düzen de ancak dünyasal düzeyde olacak ve o aşamaya kadar uzun bir süreç yaşanacaktır. Sosyalizm konusunda Stalin'e suçlamalar yöneltip, düşmanlık besleyenler konu Lenin'e geldiğinde üç maymunu oynuyorlar. Lenin sönümlenmeyi savunurken, komünizmin birinci aşamasının da devletli olduğunu söylüyor. Lenin'in teorisi böyle. Proleter diktatörlük döneminde Stalin için devleti büyüttü, Marksizmi revize etti diyenler, Lenin için ne demeli? Lenin komünizmin ikinci aşamasına kadar devletli yapıyı savunuyor. Ne biçim sönümlenme ki, bir türlü olmuyor, teoride bile komünizmin ikinci aşamasına kadar sürüyor!



Devlet ile sınıflar arasında bir bağıntı kurulamadığı ve konu birbirinden ayrılarak ele alındığı için bu konuda marksizmin özüne aykırı yorumlar yapılıyor. Devlet tarihsel bir kategori ve sınıfların ortaya çıkışıyla doğrudan ilişkili. Sınıflar olduğu sürece ortadan kalkması veya sönümlenmesi de olanaksız. Bu iki olguyu birbirinden ayırmak doğru değil, ayrılırsa doğru yorumlarda bulunabilmek olanaksız hale gelir. Tarihsel kategori olan devlet sınıfların ortadan kalkmasıyla birlikte de sönüp gidecektir. Ne zaman olacağı, nasıl olacağı bu sürecin gidişi ve dünyanın genel durumu ile ilgili.



Doğru bir saptama yapmışsınız. Proletarya diktatörlüğünü kurcalamak, orasını burasını kemirmeye çalışmak veya anarşistlerin yaptığı gibi karşı çıkmak, reddetmek ''sosyalistim'' diyenlerin, savundukları sosyalizmi bilimsel sosyalizme dayandıranların yapacakları iş değil. Siyasal devrimden sonra proletaryayı komünizme götürecek sürecin en önemli olgusu proletarya diktatörlüğüdür. Onun öncesinde siyasal devrim perspektifi, işçi sınıfını enternasyonal çıkarlarıdır. Bu bütünlük üzerine gölge dahi düşmemeli. Oradan buradan edinilen etkilerle bu bütünlüğü bozmak, siyasal devrim perspektifini ötelemek, proleter diktatörlüğün zayıflamasına yol açacak yorumlarda bulunmak bir sosyalistin uzak durması gereken siyasi yönelimlerdir. Bu iki olguyu çıkardığımızda sosyalizm olarak savunulanlar Lenin'in deyimiyle sadece ''devrimci gevezelik'' yapmaya yarar. Üstelik   kendisine alan yaratması gereken ve bu alanda yol alması gereken sosyalist solun artık bu tür tartışmalardan da uzak durması gerek. Bu tartışmalar ta Marks döneminden beri aşılmış tartışmalardır. Sürekli aynı konuların gündeme getirilmesi solun enerjisinin de boşalması anlamına geliyor.

Kaçınılması gereken bir durum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.10.2018- 02:42



Marks'ta bütüncül bir devlet kuramı yoktur. Devlet konusunda hemen her şeyi Marks'tan ve ustalardan beklemek hemen hemen pek çok konuda olduğu gibi temel bir yanlışımız. Bazen de ustaların polemik yaparken kullandığı bir akıl yürütmedeki sözlerini almak ve o sözleri genelleştirerek güncelin sorunlarına yaklaşmak yanlışına da düşüyoruz. Çoğu kez de içselleştiremediğimiz konularda katı, keskin yorumlarda bulunuyor ve başka bir konuda ileri sürdüklerimizle çelişik bir tutum aldığımızın farkına varamıyoruz.

Belki samimiyet de, içtenlik de bundan gerekli.

Bu konu da öyle bir konu. Bir yandan hem proleter diktatörlüğü savunuruz, devletin sınıfsal bir baskı mekanızması olduğunu söyleriz; öte yandan Lenin'in sosyalizmde bir ''UR'' gibi bürokrasinin olacağı gerçeğine gözlerimizi kaparız. Siyasal devrimden sonra yöneten yönetilen çelişkisinin ortadan kaldırılması bir amaç haline gelecektir ancak bunun çok kısa bir dönem içinde gerçekleşeceğini ummak ne kadar doğru? SSCB gibi Komün'den sonra ilk kez bir sosyalist devletin oluşması, içte ve dışta devrim düşmanlarının her koşulda saldırısına uğraması ve yetmiyor, 2. paylaşımda 20 milyon yurttaşını yitirip, ülkede taş üstünde taş kalmamacısına emperyalist işgale uğraması bile Stalin konusundaki düşmanlığın hafiflemesine yol açmıyorsa, bu Stalin düşmanlığından kaynaklanan sözde eleştirilerin teoriye hiçbir katkısı olmaz. Olamaz. Sosyalizmi savunmanın Stalin düşmanlığından geçiyor olması bir ölçüde Troçkist ve Anarşist etkileşimler ürünüdür.

Birkaç kez yazmıştım; işçi sınıfının kitlesel olarak tarihsel ve güncel çıkarlarının farkına varabilmesi için de sosyalist devrim gereklidir. Sınıflı bir toplumsal yapı içinde işçiler böyle bir bilinç edinemeyecekleri gibi, Stalin döneminde yaşananlar göz önüne alındığında ( ve hatta ondan sonraki süreçte de) böyle bir bilincin yaşandığı varsayımından yola çıkarak devletin doğrudan yönetilenlere bırakılması yönünde yaklaşımların karşılığı olamaz. Bizim ülkemizde Atatürk'ü eleştiremeyenlerin İnönü'yü eleştirmesi gibi, Lenin'i eleştiremeyenlerin oklarını Stalin'e yöneltmeleri son tahlilde sosyalizm karşıtlığından başka bir sonuca varmaz-varmıyor.

Stalin'in hataları yok muydu, elbette vardır; hatasızlık o dönemde mümkün de olamazdı. Çünkü sosyalizmin Rusya nesnelliğinde nasıl kurulacağı konusunda ne bir ayrıntılı kuram ve ne de yaşanmış uzun soluklu bir deneyim vardı. Ve hem içeriden ve hem de dışarıdan yoğun bir saldırı altındayken önceliğin devrimi korumak ve yaşatmak olduğu gerçeği ortada dururken Stalin'e ve reel sosyalizme yöneltilen bu tür sözde eleştiriler gerçekte kurama pek bir şey katmıyor.




Bu ileti en son melnur tarafından 14.10.2018- 02:43 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Devlet ve Devrim melnur 5 4964 10.09.2013- 19:15
Konu Klasör Laiklik Üzerine... melnur 16 9461 02.06.2021- 11:41
Konu Klasör Komünist Manifesto Üzerine umut 1 6009 21.02.2020- 18:14
Konu Klasör Hegel’in Diyalektiği Üzerine Bir Derleme... melnur 0 1275 12.05.2020- 00:07
Konu Klasör Ulus devlet-kapitalist devlet farkı üzerine... melnur 4 3083 14.12.2019- 08:39
Etiketler   Devlet,   Devrim,   Üzerine
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS