SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 15.02.2015- 19:11


Selnur Aysever &#8207;@selnuraysever   · 22 sa.22 saat önce  
#OzgecanAslan 'ın ölümünde katili kadar, fotoğraftaki zihniyete oy veren kadınların da suçu var!

Resim Ekleme



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 15.02.2015- 19:13


Bu adamların iktidar olduğu bir ülkede böyle cinayetlere hiç şaşırmamalı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 15.02.2015- 21:41


Giderek artan bu kadın cinayetleri, tecavüzler, bu vahşet AKP'nin Türkiye'ye giydirmek istediği dinci gömleğin sonucudur. Bu İŞİD kafasıdır. Kadınları kaçıran, ırzına geçen, beğendiğini kendine alıkoyup beğenmediğini pazarda cariye olarak satan İŞİD kafası. Veya Boko Haram kafası. Bunun başka açıklaması yok. Kapitalizmle bunu açıklayamazsınız. Var mı başka kapitalist ülkelerde bu denli vahşet? Veya AKP öncesi bu denli yoğun muydu bu cinayetler, bu tecavüzler?

Bu dinci kafaya göre okuyan, başı açık gezen, uygar kadın orta malıdır. Buna her şeyi yapabilirsiniz. Beğendiğinizi kadınınız yaparsınız. Uyacak, itaat edecek. Bunların inancına göre kadın erkeğin tarlasıdır, ona zevk vermek için yaratılmıştır. Erkek istediğini yapar. Kafa bu.

Gel gör ki, Türkiye toplumu AKP'nin topluma giydirmek istediği bu deli gömleğine girmiyor. Çünkü toplumun büyük bölümü laikliği benimsemiştir. Toplumun büyük bölümü İslamın karanlık yüzüne karşıdır. Dine inananlar bile onun iyi yönlerine inanmaktadır. Bu ülkede yobazlık dikiş tutmuyor. Kadınlar, kızlar yobazlara inat başı açık geziyor, uygarca giyiniyor, kızlar yobazlara inat okuyor, yobazlara inat kadın-erkek eşitliğini savunuyor. Öte yandan yobaz kafanın iktidarda olmasının verdiği şımarıklık ve rahatlık var bazı yamyamlarda. Her istediklerini yapabileceklerini sanıyorlar. Bu vahşet, bu kafanın sonucudur. Adam psikopat filan demeyin. Bu psikopat cinayeti değil. Öyle olsa planlı olur, programlı olur, seri cinayet olur. Cinsel dürtüye yenilmiş filan da demeyin. Başka ülkelerde psikopatlar, dürtüsüne yenilenler çıkıyor. Bunların cinsel saldırısı böyle cinayetle mi bitiyor? Cinayete babaları, arkadaşları ortak mı oluyor? Nerede var böyle birşey?




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 15.02.2015- 21:44 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.043
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.02.2015- 04:36


Bu cinayetlerin temelinde Türkiye kapitalizmi yatıyor. Gericileşen Türkiye kapitalizmi AKP ile daha da gericileşmiş, dinci, kadın düşmanı bir anlayışı topluma dayatmıştır. Sistemin, insanı kendine yabancılaştıran iklimi   bu gerici dalgayla karşılaştığında zaten birey olmakta zorlanan kişilerin içinde insanlık dışı tipleri ortaya çıkartıyor. Bu tür cinayetlerin artması, bu tiplerin artmasıyla ilişkili; bu tiplerin artması ise bu iklimi oluşturan IŞİD zihniyetinin topluma dayatılması. Ateşin üzerine benzin döküldü bir kez; durdurmak, önünü kesmek de kolay değil. Suriye ve Irak'ta kafa kesiliyor, burada her geçen gün kadın cinayetleri işleniyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 16.02.2015- 10:20


Aylardır yüzlerce kadın katledildi bu ülkede, bir birikim noktası oluşup patlayıncaya kadar tepki gösterilmiyor maalesef.

Bu noktada Özgecan'ın annesini tebrik etmek lazım, kızının katliamına karşı soğuk kanlıca insanları tepki göstermeye davet etti ve insanlar buna karşılık verdi. Sadece kendi bireysel acısı ve matemini tutmak yerine, yeni katliamların önüne geçmek için Türkiye'nin her yerinden duyulan bir çığlık yükseltti. Kendim dahil, bir çok insanın bu konu hakkında artık sessiz kalmaması gerektiğini teşhir etti.

Ayrıca bu ses o kadar güçlüydü ki, "kadın sorunu konusunda erkekler konuşmasın" diyen feminist ekipler bunu söyleyemedi. Çünkü kadınlar kadar erkekler de bu konuda tepki gösterdi. Zaten aşksız, güvensiz, sevgisiz büyüyen bir toplumda yaşıyoruz, kadın ve erkek arasında bir mesafenin daha da derinleşmesine karşı erkeklerin de bu canice katliama en sert biçimde, en ön saflarda tepki gösterdiğini gördük. Bu da biz devrimcilerin sınıfsal bakışının, sömürü üzerinden yorumlayışının pratikteki doğruluğunu ortaya koymakta. Kadınların ikinci sınıf haline getirilişi daha çok bilinçlerde açığa çıktı. Bu konu üzerine gerek seçim çalışmalarında, gerek örgütlenme çalışmalarında devrimcilerin daha çok üstünde duracaklarını düşünüyorum.





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 16.02.2015- 11:04


Utanıyorum, iliklerime kadar!
İzzettin Önder

Kadın cinayetleri ayyuka çıkıyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor. Ta ki, Özgecan Aslan feci sonuca uğrayıncaya ve vefakar halklar günlerce ayakta nefretlerini haykırıncaya kadar.

Bu vahşetin karşısında insanlar günlerce ayakta direnmeseydi belki de bu vahşet bu kadar gündeme taşınmayacaktı.

O zaman şu iki soruya yanıt bulmak zorundayız. Birincisi, bu olayı psiko-patolojik bir olay olarak mı, yoksa bir cinayet suçu olarak mu ele almalıyız? Başbakan, olabilir ki, siyasal yönünü kapatan yönetsel gölgeden azad olabilmek için Antalya'daki toplantıda olaya büyük bir yer verdi, hatta açılışını yaptığı tesise Özgecan Aslan adı verileceğini duyurdu.

Bravo demek isterim, ama diyemiyorum! Zira, başbakan yine de olayı getirip "kültür" dokusuna bağladı ve "anaların ayaklarının altı öpülecek kadınlar" olduğu tuluatını sergileyerek, tabanına "genç kızlarımız da annelerimiz gibi giyip kuşansalar ve vaktinde evlerine dönseler başlarına böyle musibetler gelmez" gibisinden mesaj vermeden de beri duramadı. Böylece, genel halk nezdinde olayı telin eder görüntüsü sergilerken, tabanına da kültürlerine uygun mesaj iletmiş oldu. Büyük bir zeka akışı; her iki kesimin de nabzını tutarak, gelecek seçime yatırım yapmak; hoca zekası da böyle bir şey olmalı!

Soracağımız ikinci soru da şudur. Başbakanın "kültür" kavramından ne kastettiğini irdelercesine, başbakanın siyasetin dil ve tavrından başlayarak, dizilerin içerik ve topluma verdiği mesajlara nasıl baktığını sormamız lazım. Gerek siyasetin dilinde, gerek siyasetin tavrında makul her insanın olağan demokratik olarak niteleyebileceği dokudan eser görüyor muyuz? Şimdi, eğer bu soruya çekinceli yaklaşıyor, açık yürekle ve rahatça "evet" yanıtı veremiyorsak, o zaman başbakana nasıl inanacağız ki!

Diğer taraftan, zavallı Aslan için yapılan gösteriler esnasında bir genç kız ağlayarak tecavüze uğradığını ve yargıcın "davetkar davranılmış" vb gibi düşünce sonucunda zanlıyı ufak ceza ile sokağa salıverdiğini anlattı. Umarım ilgili yargıç ailesi ile huzurlu evinde otururken bu haberi izlemiştir. Ama bu genç kız hâlâ ağlamaklı olarak ve travmanın etkisi altında başından geçenleri tam olarak anlatamadı bile. Öte yandan, yine internet ortamında dolaşan bir mesajda, şu anda yurt dışında bulunan bir genç kız da yine bu "güzel insanlar" memleketinde bir kamu aracında son durakta inmek zorunda kaldığında nerede ise benzer şekilde tecavüze uğrayacak idi iken son anda telefonu sayesinde kurtulmuş olduğunu anlatmış.

Kültür konusu; tüm özel yaşamımıza müdahale eden siyasiler ve başbakan, genç kızlarımız "annelerimiz" e benzer şekilde giyinse, kahkaha atmasa başlarına bunlar gelir mi! Tabii ki, gelmez, değil mi, başbakan! Bize bir de hayalinizdeki ve tabanınızın tahayyül ettiğini düşündüğünüz "anne" görüntüsünü bir anlatsanız, lütfen.

Cinayeti işleyen cani avına ilk hamleyi yaptıktan, ilk hatasını işledikten sonra geri dönemedi, dönemezdi de. Zira, cani hatasını her silmeye çalıştığında yeni ve daha büyük hata yaptı ve böylece sona ulaştı. İktidar da aynı yolda ilerliyor. İktidar Türkiye'nin geleceği üzerinde yaptığı her hata onu daha da dönülmez yola sokmakta. Bu karanlık yolda ilerleyen iktidar "devlet" ile yüzleşmemek, hatalarının "hard disk" kaydının ortaya çıkmasını önlemek için bugün her yola başvurmaktadır. O yollardan biri de muhafazakarlık ve sahte dinciliktir. İşte kültür denen bu doku zenginin yaptığı hırsızlıkları başka türlü, yoksulun çılgınlığını ise daha başka türlü perdelemektedir. Varsılın "sermaye-yoğun" cinsel tatmini, yoksulda "emek-yoğun" patolojiye dönüşmektedir. O nedenle tüm dizilerde erkek hakimiyeti sergilenmekte, kadın aşağılanmakta, çaresizlik karşısında kalan kadın itaate zorlanmaktadır. İşte, sosyolojik kültür dokusunun maddi alanda ekonomi ile yoğrulmuş hali ile farklı biçimlerde, bazen aktüalite haberi olarak bazen de canice işlenmiş cinayet olarak sahnelenmesi. Kimilerinin gıpta ile izlediği ve parıltılı sosyete aktüalitesi olarak topluma yansıyan balkondan düşerek (!) gerçekleşen ölüm vahşeti; kimilerinin sokağa fazla taşımadan kanı donarak izlediği testere ile insan doğrama sanatının sergilendiği vahşet; ve, kimilerinin sokaklarda nefret kustuğu tecavüz ve yakma olayı vahşeti. Tabii ki, her bir olayda yaşanan süreçler farklı, ama fiziki sonuç aynı. Anlayamadığım şudur: her bir olayın sonucu ölüm olarak aynı olmakla berber, nasıl oluyor da sosyal tepkisel boyutu ve yargı süreci olaydan olaya bazı farklılıklar gösterebilmektedir! Araya, başbakanın dediği gibi kültür mü yoksa başka bir şey mi giriyor?

Siyasetin ve tüm çevrelerin bulduğu tek çözüm suçluya avukat atamamak ve idam cezasını geri getirmek. Acaba başbakan ve temsil ettiği zihniyet, toplumun normal sürecini gerileterek, zihinleri ve vicdanları şiddet ve saldırı kültürü ile donattıkça hem devlet hard-diskine durmadan suç kaydettiğinin, hem de toplumu felakete sürüklediğinin farkında değil mi! Son güvenlik yasasının sosyolojik gerekçesi toplumun artık yönetilemez olduğudur. Toplumu yönetilemez konuma sokan bir iktidar, cinayet işleyen cani psikolojisine benzercesine siyasi suçuna bir yenisini eklemektedir. Bir yandan kara kültürü pompalamak, diğer yandan şiddet ve cezayı yükseltmek; yani, toplumu bölerek, bir bölümünü köleleştirmek, karşı gelenleri de itlaf etmek! Var olan siyasi kadronun yönetsel yöntemi ve toplumsal yansımaları; toplumsal talep ve şikayetlere kulak vermek yerine, baskılamak! Entelektüellerimize göre çağdaş demokrasi anlayışı bu olsa gerek!

Bu olay ve benzeri olaylar, AKP'nin 12 yıllık iktidarında giderek yükselen baskı, şiddet ve saldırarak susturma politikalarının toplumun farklı dokularında farklı patolojileri nasıl tetiklediğini açık olarak göstermektedir. Tüm var olan AKP kadroları ve seçim sarhoşluğu ile canını kurtarmaya çalışan bürokratlar ile siyaseti ekonomik yaşamın garantisi olarak görerek AKP saflarına koşanlar bu gidişi artık görmelidir. Sorumluluk tüm bu kadroların sırtındadır.

Utanıyorum, iliklerime kadar! Gidişattan utanıyorum ve korkuyorum; siyasilerin davranış ve izledikleri politikalardan, politikaların toplumun tümünü ve   uyuyan patolojileri tetikleyici sonuçlarından!  



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 16.02.2015- 21:38


"Bunlar insan değil, cani"

Tarsus'ta katledilen Özgecan Aslan'ın babası Mehmet Aslan konuştu. Baba Aslan "Sevmekten başka bir çıkar yolumuz yok. Bu vahim olayı yapanlara zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun" dedi.

Resim Ekleme

Mersin'in Tarsus ilçesinde bindiği minibüsün şoförü tarafından katledilen Özgecan Aslan için tüm Türkiye ayağa kalktı. Katledilen Özgecan Aslan'ın evine ise taziye ziyaretleri sürüyor. Özgecan'ın anne ve babası bugün taziye ziyaretleri sırasında konuştu. Anne Ayşe Aslan “Kızım o pisliklerden namusunu korumak için canından oldu. Allah'ından bulsunlar. Allah bin mislisini onlara versin diyorum. Kızımın hiç bir günahı yoktu. Suçsuz bir çocuğu nasıl böyle katlederler. İnsan olan bunu yapamaz. Biraz vicdan olsa bunu yapmaz. Bunlar insan değil, cani" diye konuşurken, baba Mehmet Aslan “Memleketimizin, hatta dünyanın aslında öncelikle barışa ve sevgiye ihtiyacı var” dedi.

"DÜNYANIN BARIŞA VE SEVGİYE İHTİYACI VAR"
İHA'da yer alan habere göre; Yaşadıkları olay nedeniyle Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil tüm devlet büyüklerinin kendisini arayarak baş sağlığı dileklerinde bulunduğunu anlatan Mehmet Aslan, "Devletimiz zeval görmesin. Milletimiz necip, güzel bir millet. Güzel gönüllü insanlar var. Bir çok haber kanalından konuşmak için, röportaj yapmak için geliyorlar ama hiç birini kabul etmedim fakat böyle bir konuşma yapmak mecburiyeti aslında doğuyor. Çünkü memleketimizin, hatta dünyanın aslında öncelikle barışa ve sevgiye ihtiyacı var. Ben öncelikle kendim için şunu söyleyeyim; ben günahkarların günahkarı, fakirlerin fakiri, acizlerin acizi bir garibim. Rabbim özel yaratmış, güzel yaratmış, çok sevdi yanına aldı. Bu memlekette artık ikilik olmasın. Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun" diye konuştu.

Resim Ekleme

"SEVMEKTEN BAŞKA BİR ÇIKAR YOLUMUZ YOK"
"Sevmekten başka bir çıkar yolumuz yok" diyen acılı baba, insanların barışta iken teslim olması gerektiğini, savaş çıktıktan sonra bunun bir kıymeti olmayacağını belirterek, şöyle devam etti: "Teslim olursak içimizdeki bütün güzellikler ortaya çıkacak. Savaşırsak, sonunda nefsimiz kazanacak ve analar, babalar ağlayacak, meleklerin kanatları koparılacak, meleklerin çığlıklarını kimse duymayacak. Duyduğumuz kulaklarımızın, gördüğümüz gözlerin aslında bir anlamı yok. Memlekette herkes bir şey söylüyor; biz ne ocuyuz, ne bucuyuz, şanı yücelerden yüce olan Türk milletinin bir ferdiyim, evladıyım. Allah devletimize zeval vermesin. Güzel gönüllere sahip olan bu milletten Allah razı olsun. Devlet büyükleri, ali cenapları teker teker herkes aradı, baş sağlığında bulundu. Hepsine ayrı ayrı şükranlarımı ve minnetimi bildirmek istiyorum."

"İNSAN OLAN BUNU YAPAMAZ"
Anne Songül Aslan ise, kızlarını hep dürüst olarak yetiştirdiğini ve dürüst olmalarını istediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Çok kaliteli bir kızım vardı, çok sağlam, çok yürekli. Hep ben meleğim diye severdim kızımı, melek yüzlü diye severdim. Her zaman dürüstlüğü öğrettim, namuslu olmayı öğrettim. Eline, beline, diline sahip ol derdim. Kızım bu uğurda mücadele etmiş. O pisliklerden namusunu korumak için canından oldu. Allah'ından bulsunlar. Allah bin mislisini onlara versin diyorum. Kızımın hiç bir günahı yoktu. Suçsuz bir çocuğu nasıl böyle katlederler. İnsan olan bunu yapamaz. Biraz vicdan olsa bunu yapmaz. Bunlar insan değil, cani."



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 16.02.2015- 21:50


Resim Ekleme



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kanal İstanbul ile İstanbul depremi arasında ilişki var mı melnur 0 1624 01.01.2020- 11:03
Konu Klasör İnan Deniz Aslan gibiyiz abbas 3 5928 07.05.2014- 14:36
Konu Klasör O Cesur Yürekte Yüzlerce Aslan Yatar - Serdar Yıldırım Serdar102 3 604 02.02.2023- 21:11
Konu Klasör MLKP Emre Aslan Kobane Direnişinde Yaşamını Yitirdi proletersosyalist 1 4127 28.02.2015- 03:30
Konu Klasör İstanbul seçimi... melnur 23 12712 07.05.2019- 08:12
Etiketler   İstanbul,   Özgecan,   Aslan,   için,   yürüyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS