SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Burjuva Siyasetin Büyüsü Ve...           (gösterim sayısı: 3.081)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 03.04.2015- 11:22


Burjuva Siyasetin Büyüsü Ve...- Emir Yıldız

RedHaber 2.Sayısında yayınlandı.

Seçim tartışmaları sol içinde taktik farklılaşmanın ötesini işaret eden bir saflaşmaya sahne oluyor. Sonuçta bir oy tutumundan ibaret olan bu uğrakların çok önemsenmemesi gerektiğini düşünenler olabilir. Kuşkusuz ki bir yönüyle öyle. Ancak yaşanan tartışmalara bakıldığında, oy tutumunu neredeyse tüm sorunların çözüm anahtarı olarak gören sorunlu yaklaşımlar, başka bir tartışmayı da gerekli hale getiriyor.

***

Seçimleri ve oy tutumunu gereğinden fazla öne çıkaran yaklaşımlar,   seçimlere tüm gayri meşru ve anti-demokratik yapılanmasının üzerini örtecek şekilde bir anlamla yaklaşıyor. Bu şekilde Erdoğan’ın ‘bekleme odasında’ dediği Parlamento gerçek yapısının uzağında tüm sorunların çözüm merkezi olarak gösterilebiliyor.

Seçimlerin ülkemizdeki faşizme doğru gidişin önlenmesinin son durağı olarak gösterilmesi, tümüyle Saray tarafından kapatılmış, fiili ve hukuki sınırlamalar içerisinde işlevsizleştirilmiş olan parlamentoya yüklediği anlam çerçevesinde -bir yanıyla pragmatist hesapların da rol oynadığı- parlamenterist bir sapma olarak gelişiyor. Seçimler mevcut güç dengesini görece etkileyebilecek bir durak. Ancak, toplumun tüm beklentisini 7 Haziran’ın sonuçlarına odaklandırarak yürütülen bu siyaset, yaratacağı hayal kırıklığının ötesinde düzenin krizine soldan sunulan bir hayat nefesi niteliği de taşıyor.

Ülkemizde faşizm AKP’nin şu ya da bu biçim alması ya da düzenin farklı seçeneklerinin inisiyatif alması ile ortadan kaldırılacak ya da geriletilecek bir mesele değil. Rejim bir yanıyla, sermayenin küresel politikalarına bağlı olarak hızlı karar alacak şekilde biçimsel demokrasi alanının daha da daraltıldığı bir biçim aldı. AKP, İslami bir doğrultuda geliştirdiği rejim, bugün pek çok öğesi ile yerleşiklik hale geldi. Devlete bağlı olarak gelişen faşizmin, devlet mekanizmaları dışında demokratik mücadele alanın kapatan araçlarla birlikte, baskı gücü de yoğunlaştırıldı.

Bu durumun değiştirilmesi seçimle oluşabilecek her hangi bir tablonun sonucu olmayacaktır. Bugün seçimlerde aldığı tutumu bu tür bir politika ile açıklayan yaklaşımlar, faşizmi çıkartılan bir kaç yasadan ibaret gören sığ bir yaklaşımla birlikte sorunların çözümünü tümüyle parlamentoya havale eden bir sağ çizgiyi temsil ediyor.

Burada mesele oy tavrı değildir. Oy tutumunu bu tür bir politik temelde açıklama çabasıdır.

***

Bu yaklaşım Kürt hareketi ile ilişkilenme çerçevesi içinde somutlaşıyor. Sol politikayı, Kürt hareketinin, ulusal demokratik talepler etrafında sürdürdüğü mücadele ve müzakere sınırında ele alan kesimlerin yeni tür bir yetmez ama evetçiliği temsil ettiklerini söylemek çok da abartılı olmaz.

Kürt halkının demokratik taleplerinin yanında olmak başka bir şeydir, solun sınırını buradan belirlemek başka bir şey. Ancak bu fark silikleştirildiği gibi, Kürt hareketinin tezleri tefsircilikle çağımızın sosyalizmi olarak sunulmaya çalışılıyor.

Bu konulardaki her tür itiraz ise, Kürt halkının taleplerine sahip çıkmamak olarak gösterilmek isteniyor. Bu şekilde, sol yönelik mesnetsiz saldırılar eşliğinde Kürt hareketi içindeki kendi pozisyonunu güçlendirme çalışıyor. Bu temelde bir ilişki içinde özne konumu, özgünlüğü ve bağımsız politika yapabilme iddiası ortadan kalkan çokça yapı var. Bu tür bir siyaset ülkemizde devrimci bir halk muhalefetinin gelişmesine katkı sunmak bir yana, kendilerini anlamlandırdıkları Kürt halkının mücadelesine de gerçek bir katkı sunması da mümkün değildir.

***

Seçimler, bu iki nokta ile kısaca tartışmaya başladığımız, pek çok politik tutumunu da içinde barındıran bir saflaşma noktasından birisi haline geldi. Mesele o yüzden basitçe seçim matematiği, taktik farklılık olarak görülmenin ötesinde anlamlar taşıyor.

Buna özetle burjuva siyasetinin büyüsü diyebiliriz. HAZİRAN işte tam da burada burjuva siyasetinin büyüsünü bozan Harekettir. Bugün Kızıldere’nin çağrısına sahip çıkmak, Haziran 2013’de ülkenin dört bir yanında gelişen devrimci halk eyleminin potansiyel ve imkanlarını küçük hesaplar içinde düzen siyasetine eklemeye yönelen politikalara karşı mücadele etmektir. O yüzden bugün de yapılması gereken halkın öz gücüne dayanan, kendi iddiaları temelinde örgütlenen bir devrimci siyaseti gelişip güçlendirmekten başka bir şey değil.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Siyasetin ABC’si toplumcu 0 2926 27.02.2014- 21:17
Konu Klasör CHP özelinde siyasetin ahvali... melnur 0 210 08.07.2023- 07:26
Konu Klasör Siyasetin ‘maddesi’- Haluk Yurtsever melnur 0 2630 03.01.2018- 10:07
Konu Klasör Tarihsel kavşakta siyasetin dört yolu umut 0 3970 18.05.2014- 14:20
Konu Klasör Önder İşleyen: ''Toplum bu siyasetin sınırlarına hapsolmayacak'' melnur 0 175 25.09.2023- 08:15
Etiketler   Burjuva,   Siyasetin,   Büyüsü,   Ve.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS