SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Marksizm, laiklik ve din’ tartışılacak           (gösterim sayısı: 2.645)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 07.04.2015- 13:16


Marksizm, laiklik ve din’ tartışılacak

Sosyalist aydın ve siyasetçilerin konuşmacı olarak katılacağı “Marksizm, Laiklik ve Din” başlıklı sempozyum 11 Nisan’da Ankara’da gerçekleşec

Resim Ekleme  

Laiklik sorunun Marksist bakış açısıyla ele alınacağı “Marksizm, Laiklik ve Din” başlıklı sempozyum 11 Nisan’da gerçekleşecek. Teori ve Politika dergisinin düzenlediği ve Korkut Boratav’ın açılış konuşmasını yapacağı etkinliğe birçok sosyalist aydın ve siyasetçi de katılacak. Sabah saatlerinde gerçekleşecek birinci oturuma Ertuğrul Kürkçü , Merdan Yanardağ, Tanıl Bora, Seydi Fırat, Metin Kayaoğlu’nun konuşmacı olarak katılacağı sempozyumun ikinci oturumunda Taner Timur, Aydın Çubukçu, Ferda Koç, Foti Benlisoy, Özgür Şen konuşmacı olacak. Sempozyum 11 Nisan’da saat 10.00’da Ankara Kültür Merkezi’nde başlayacak.

Sempozyumun çağrı metni şöyle:

Laiklik ve din, Marksistlerin her zaman önemli meseleleri arasında yer aldı. Ancak son zamanlarda bu konuların sosyalistler bakımından özel bir güncellik kazandığı gözleniyor

Tayyip Erdoğan iktidarının devlet ve toplum yaşamıyla eğitim-öğretim kurumlarındaki “dinselleştirme” hamleleri yanında, Irak ve Suriye topraklarında süren savaşta İslamcıların ve IŞİD’in rolü, özellikle Kobane savunmasında uygarlık ve İslam meselesinin derinleşen ayrımın iki yanını temsil ediyor gözükmesi gibi “dış” etmenler, sosyalist çevrelerde geniş tartışmalara yol açıyor. Sosyalizm din ve laiklik üzerinden adeta yeniden tanımlanıyor.

Bu ortamda, “Marksizm, laiklik ve din” başlığıyla bir sempozyum düzenleniyor. Teori ve Politika Dergisi tarafından 11 Nisan Cumartesi günü Ankara’da gerçekleştirilmesi planlanan sempozyumda, laiklik ve din konusuna bakışları kadar Marksizm anlayışları da farklı geniş bir yelpazeden konuşmacılar bir araya geliyor. Sempozyumla, bir yandan sosyalist solun bir fotoğrafının yansıtılması, öte yandan ortak yürüyüşün olanaklarının gündemleştirilmesi amaçlanıyor.

Korkut Boratav’ın açılış konuşmasıyla başlayacak sempozyumun katılımcıları ve bildiri başlıkları şöyle:   Ertuğrul Kürkçü: “İki kere laiklik”, Merdan Yanardağ: “Laiklik, sol ve post-modern gericilik”, Tanıl Bora: “Sosyalist gelenek ve din”, Seydi Fırat: “Ortadoğu zemininde sıkışan laiklik ve Kürt Hareketi”, Metin Kayaoğlu: “Laiklik Marksizmin savunacağı bir ilke olamaz”, Taner Timur: “Kutsallık, din ve toplumsal sınıflar”, Aydın Çubukçu: “Demokrasi, resmi ideoloji, laisizm ve laikçilik”, Ferda Koç: “Burjuvazinin laikliği nerede biter, proletaryanın laikliği nerede başlar?”, Foti Benlisoy: “Cennetin eleştirisinden yeryüzünün eleştirisine: Kendimize ait bir politika”, Özgür Şen: “Gerçek laiklik, gerçek İslam, gerçek kapitalizm: Siyasette ‘gerçeklik’ sorunu”.

Marksizm, Laiklik ve Din Sempozyumu, 11 Nisan 2015, Cumartesi, 10:00 - 17:30, Ankara Barosu Eğitim ve Kültür Merkezi (ABEM – Zafer Çarşısı karşısı), Ihlamur Sokak No: 1 Kızılay / Ankara



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 13.04.2015- 10:45


Sosyolojinin acı ve gurur günleri
İzzettin Önder




Sosyoloji dünyası geçen hafta çok önemli bir akademisyeni kaybetti. Profesör Ferhunde Özbay'ın ani vefatı hem sosyoloji dünyasını hem de Boğaziçi Üniversitesi camiasını yasa boğdu. Henüz emeritüs olmuş, birikiminin en verimli ve üretken döneminde bilim dünyasından ayrılmış olan Ferhunde Hoca, eserleri, gençlere yaptığı katkıları ve verdiği çalışma azmi ve dürtüsü ile dostları ve talebeleri arasında hep yaşayacaktır. Kadın, göç vs gibi çeşitli güncel sosyal konularda güçlü çalışmalara imza atmıştır Ferhunde Hoca. Akademik kimliği ile olduğu kadar, insani yönü ve kişiliği ile daima aramızda olacaktır Ferhunde Hoca.

*           *           *

Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji ve Felsefe Bölümleri müşterek girişimle, geçen hafta, "Bugün Marx" konulu, üç günlük çok verimli bir toplantı tertipledi. Marx konusunun ele alınması çok önemli olduğu kadar, günümüzde Marx'la yüzleşmek daha da önemli bir konudur. Aradan yaklaşık bir buçuk asır geçtikten ve üretim ilişkileri ve süreçleri olağanüstü değişikliğe uğradıktan sonra Marx'la karşı karşıya gelmek nasıl anlatılacaktı! Üç gün süren konferansta çok değerli konuşmacılar önemli tebliğler sundu ve yapılan tartışmalarla da ciddi yorumlar ortaya çıktı. Umalım, böylesi üç gün dolu dolu süren konferansta sunulan tebliğler basılır ve o kadar zengin birikim suya yazılmış yazı misali zaman içinde hayallerden silinip kaybolmaz. Tüm seansları izleyemediğim için konferansı aktarmak niyet ve kapasitesinde değilim. Ancak, burada iki konuyu gündeme getirmek istiyorum.

Birincisi Marx ve Marksizmi ele alış tarzımıza eleştirel bakmak istiyorum. Konuyu, iki noktayı dikkatinize sunarak açmak istiyorum. Sözünü edeceğim birinci nokta, bir soru ile ilgilidir. Bir konferansta bir öğrenci bana şöyle bir soru yöneltti: Bir fabrikada bir köpek ve bir adamın olması durumunda emek ve sömürü nasıl açıklanabilir? Köpek bekçilik yapıyor, adam ise köpeğe mamasını veriyor idi. İkinci nokta ise, Marksistlerin ve ana-akım iktisatçılarının tartışma üslubu ile ilgilidir. Bir Marksist konuşma ya da yazısının her iki cümlesinin birinde büyük üstatlarda alıntı yaparken, ana-akım iktisatçıları hemen hiç alıntı yapmadan konuşmasını ya da yazısını sürdürür. Hatta bir toplantıda bir Marksist arkadaş konuşmasına bir üstadın eserinin sayfa ve yazış stili ile alıntı yaparak devam etti. Bu iki tarzı karşılaştırdığımızda, şeriatçı ve reel üsluplar arasındaki farkı derhal sezeriz. Durmadan alıntı yapmak bir akımı ya da görüşü dondurmaktır. Bir görüş ne denli güçlü olursa olsun, dondurulduğu koşulda gerilemeye mahkûmdur. O nedenle, "Bugün Marx" başlığı çok önemlidir; Böylesi yaklaşımlar Marks'ı değersizleştirmemektedir, tam tersine güncelleştirerek, onu bugüne ışık tutma olanağına kavuşturulmasıdır.

Kongrenin ilk gününde açılış konuşması yapan Profesör Ali Akay, çok isabetle, bilgisayar oyunlarının yapımında genç dahi denemeyecek çocukların oyun bulucu olarak çalıştırılmalarının nasıl bir sömürü olduğunun anlaşılması gerektiğine vurgu yaptı. Bu çocuklar, sömürüldüklerinin farkında dahi varmadan, gece gündüz inanılmaz bir özveri ve şevkle, yeni oyunlar bulmanın heyecan ve gururu ile, büyük yazılım firmalarına inanılmaz kazanç kapıları açmaktadır. Tabii ki, sömürü bu aşamada sonlanmamaktadır. Bu oyunların piyasaya sürülmesi ile de binlerce, milyonlarca genç yaşlı hemen herkes beyni uyuşurcasına bu oyunlara teslim olmaktadır. Böylece, insanlar etrafından izole edilerek, çevresi ve sorunlarına yabancılaştırılarak sömürünün ileriki aşaması tamamlanmaktadır. Hatta, beynimizin işgal edilmesi ve/veya yönlendirilmesi için, kısacası köleleştirilmemiz için aracı aletlere de tonlarca para vermekteyiz. Böyle bir düzen yaratan sistem, Marksistleri de slogan ve alıntılara mahkûm ederek, oldukça giriftleşen günümüz sömürü çarkını, fazla eleştiri almadan, hatta modernlik yaftası altında sürdürebilmektedir.

Günümüzün finanslaşma çağında, "emek-sermaye" ilişkisinin "finans-maddi sermaye" ilişkisine nasıl tercüme edileceği tartışılmalıdır. Sermayenin artış payını ifade eden artık değerin maddi sermayeden soyutlanıp parasal ifadeye dönüştürülerek, borsalar yolu ile en karlı yatırım alanları üzerinde sörf yaptırılması, sömürünün alanını ve boyutunu bir hayli değiştirmiştir. Hatta, finanslaşmanın yükselttiği krizler karşısında finanslaşan sermaye artık değerinin küresel düzlemde kendisini nasıl koruduğu, emek ve maddi sermaye yanında, daha güçsüz finans sermayeyi dahi nasıl sömürdüğü tartışma odağına koyulmalıdır.

Bilindiği üzere, Marksizm'in politik boyutu anlamanın ötesinde değiştirmektir. Değiştirmek, evrimle değil, devrimle olacaktır. Açıktır ki, değiştirmenin potansiyel yandaş ve karşıtları vardır. Buradaki amaç, değiştirmenin potansiyel yandaşlarını harekete geçirmek olmalıdır. Böylesi politik hareketlendirmede söylem ya da slogan önemlidir. Bu amaçla, emek ya da üretim ilişkisinde emek gücü kavramlarının kapitalizme özgü olduğunun farkındalığı yaratılmalıdır. Kapitalist sistemde emek gücü bir meta olarak piyasaya çıkar ve yeniden üretimi zorunluluğu altında satın alınmak zorundadır. Dolayısıyla, kapitalist sistemde emekçinin emek gücünü kime, kaça ve ne kadar süre ile satacağı ya da kiralayacağı konusunda tasarruf yetkisi yoktur. Buna ilaveten, kapitalist sistemde, emekçinin emek gücü ile gerçekleştirdiği üretimin kendisine bırakılan dışındaki kısmı üzerinde hiçbir tasarruf hakkı yoktur. Böyle bir sistemin içinde kalınarak, demokrasi ve emekçi hakkı için mücadelenin ne denli sonuçsuz olduğunun sonsuz örnekleri tarihin müzesinde bize sırıtmaktadır. Ondan dolayı, kısa dönemde emekçi hakkı için olmakla beraber, asıl olan, uzun dönemde sisteme karşı mücadeledir. Bu mücadelenin amacı, kapitalizmin emekçilerini, özgür sistemin insanına dönüştürmek olduğu anlatılmalıdır. Tabii emek kutsaldır; her şeyi o yaratır. Ne var ki, bizzat liberalizmin kurucusu olarak bilinen John Locke dahi emekle yaratılana emek sahibinden başka kimsenin el koyamayacağını ifade etmiştir, ancak kapitalizm bu görüşün üzerine gizemli sömürü örtüsü çekmiştir. Hal böyle olunca, emekçilerin insan olarak emek güçleri ve üretimleri üzerinde mutlak hak ve tasarruf sahibi oldukları anlatılmalıdır. Bu mücadele kısa dönemli emekçi hakkı gibi aldatmaca üzerine değil, emeğin ve insanın özgürleşmesine yönelik sistem üzerine sürdürülmelidir.    



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Özgür Şen'le laiklik üzerine: 'Laiklik ve piyasa umut 0 3408 11.12.2015- 10:00
Konu Klasör Marksizm-Leninizmin reddi: Post-Marksizm spartakus 0 3684 24.09.2014- 00:10
Konu Klasör ''Sokak'' tartışmaları üzerine... melnur 1 1419 10.01.2022- 02:52
Konu Klasör Sosyalizm tarihinin en çok tartışılan dönemi... melnur 3 1278 02.04.2022- 01:14
Konu Klasör Bir Marksizm’den “bin Marksizm”e teori umut 12 9505 16.04.2015- 12:07
Etiketler   Marksizm,   laiklik,   din’,   tartışılacak
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS