Alişan yine anlamadığı konuların içine girmiş, ne olacak bu işin sonu, yöneticiler uyuyor mu?
Şimdi neden kimsenin buraya gelmediğini anlıyorum. Burada konular o kadar ağırki anlayan çok az. Anlayan beş kişiyi geçmiyor, bense hala anlamıyorum.
Çok komiksiniz çok ama bunun dahi bilincinde değilsiniz.
"Alisan yine anlamadığı konuların içine girmiş" saçmalığını buradan başka yerde asla yapamazsın. Sana gereken cevap hemen gelir ama burada olmuyor. Bu kadar birikiminizi, bilginizi neden burada boşuna harcıyorsunuz, benim gibi konuları anlamayanla zaman geçiriyorsunuz. Gidinde kendiniz gibi bilinçli ve birikimlilerle konuları tartışında toplumda biraz gelişme olsun, ilerleme olsun,.......Tabii o yürek varsa. Hala sana açıktan yapılan düelloya cevap veremedin. Çok kendine güveniyorsan git seni düelloya davet edene cevabını ver. Ben zaten bilgisiz zavallının biriyim. Gücün sadece banamı yetiyor?
Bu ileti en son Alisan
tarafından 15.04.2015- 20:56 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Tabloya göre sol oylar en düşük yüzde 26 en yüksek yüzde 43 olmuş. Bu rakamlar bile Türkiye için olumsuz sayılamaz. Türkiye ile Avrupa'da yaşanan burjuva devrimleri arasında 200 yıllık bir fark var. Türkiye'deki burjuva devriminin de zaman zaman kesintilere uğradığını göz önüne alırsak solun kitle tabanının bulunmadığı iddiaları asılsız olmaktadır. Önemli olan bu tabloyu daha olumluya çevirebilmek ve buradan sosyalist solun payını daha da arttırabilmektir.
Solun payını da sosyalist solun payını da arttırabilmek gerekli ama, Türkiye'de faşizm ve dinci gericiliğin sürekli tehdit haline olduğu, çoğu dönemlerde gizli ya da açık bir şekilde iktidara geldiği bir ülkede sol oylar daha merkezi yapılara yönleniyor. Bu durumu kırabilmek de o kadar kolay değil. Türkiye'de sosyalist solun sandıkta güç kazanması bu yüzden mümkün olamıyor. Türkiye'de sosyalist solun sandık gücü ile toplumsal alandaki gücü arasındaki fark da bir bakıma bu şekilde ortaya çıkıyor.
Bu durumda yapılması gereken burjuvazinin bütün ideolojik ve siyasi kurumlarını ve partilerini sosyalistçe eleştirmek ve onlara karşı eylemli bir mücadele hattı örmek değil midir? Bugün HDP neredeyse Türkiye'nin kurtuluşu için tek özne gibi gösterilmek isteniyor. Sosyalist mücadele iktidar partisinin gerici siyaseti ve toplumu kuşatmışlığına karşı mücadele ederken bu mücadelenin bir parçası olarak aynı zamanda CHP ve HDP gibi partilere karşı da cephe almamalı mıdır? Yeniden aynı noktaya geliyorum, bu durumda seçimlerin boykotu sosyalist mücadele için çok daha uygun bir araç haline gelmiyor mu?
Toplumun çok büyük bir çoğunluğu bu seçimin çok önemli ve tarihsel bir seçim olduğuna inanmışken boykot gibi eylem toplumda karşılık bulmaz. Bu eyleme tepki de ortaya çıkar, kaş yapayım derken göz çıkar. Kapitalizme karşı mücadele dönemsel gerçekliği hesaba katmak zorunda değil mi? Senin gösterdiğin tavırda bu yok. İdeolojik bir doğruyu güncel koşullardan arındırarak savunuyorsun. Böyle bir siyasetin güncele uygun bir siyaset olduğunu düşünmüyorum. Bana göre bu seçimlerde siyasetin merkezi AKP karşıtlığı olmalıdır. Buna uygun siyaset ve eylem tarzı geliştirilmelidir.
Tabloya göre sol oylar en düşük yüzde 26 en yüksek yüzde 43 olmuş. Bu rakamlar bile Türkiye için olumsuz sayılamaz. Türkiye ile Avrupa'da yaşanan burjuva devrimleri arasında 200 yıllık bir fark var. Türkiye'deki burjuva devriminin de zaman zaman kesintilere uğradığını göz önüne alırsak solun kitle tabanının bulunmadığı iddiaları asılsız olmaktadır. Önemli olan bu tabloyu daha olumluya çevirebilmek ve buradan sosyalist solun payını daha da arttırabilmektir.
Solun payını da sosyalist solun payını da arttırabilmek gerekli ama, Türkiye'de faşizm ve dinci gericiliğin sürekli tehdit haline olduğu, çoğu dönemlerde gizli ya da açık bir şekilde iktidara geldiği bir ülkede sol oylar daha merkezi yapılara yönleniyor. Bu durumu kırabilmek de o kadar kolay değil. Türkiye'de sosyalist solun sandıkta güç kazanması bu yüzden mümkün olamıyor. Türkiye'de sosyalist solun sandık gücü ile toplumsal alandaki gücü arasındaki fark da bir bakıma bu şekilde ortaya çıkıyor.
Bu durumda yapılması gereken burjuvazinin bütün ideolojik ve siyasi kurumlarını ve partilerini sosyalistçe eleştirmek ve onlara karşı eylemli bir mücadele hattı örmek değil midir? Bugün HDP neredeyse Türkiye'nin kurtuluşu için tek özne gibi gösterilmek isteniyor. Sosyalist mücadele iktidar partisinin gerici siyaseti ve toplumu kuşatmışlığına karşı mücadele ederken bu mücadelenin bir parçası olarak aynı zamanda CHP ve HDP gibi partilere karşı da cephe almamalı mıdır? Yeniden aynı noktaya geliyorum, bu durumda seçimlerin boykotu sosyalist mücadele için çok daha uygun bir araç haline gelmiyor mu?
Toplumun çok büyük bir çoğunluğu bu seçimin çok önemli ve tarihsel bir seçim olduğuna inanmışken boykot gibi eylem toplumda karşılık bulmaz. Bu eyleme tepki de ortaya çıkar, kaş yapayım derken göz çıkar. Kapitalizme karşı mücadele dönemsel gerçekliği hesaba katmak zorunda değil mi? Senin gösterdiğin tavırda bu yok. İdeolojik bir doğruyu güncel koşullardan arındırarak savunuyorsun. Böyle bir siyasetin güncele uygun bir siyaset olduğunu düşünmüyorum. Bana göre bu seçimlerde siyasetin merkezi AKP karşıtlığı olmalıdır. Buna uygun siyaset ve eylem tarzı geliştirilmelidir.
AKP'yi parlamentoda geriletmek sence gericileşen kapitalizmi geriletmek anlamına gelir mi?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
