SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Erdoğan'sız AKP - Dervişli CHP koalisyonu           (gösterim sayısı: 3.528)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 09.06.2015- 18:03


Erdoğan'sız AKP - Dervişli CHP koalisyonu

7 Haziran seçim sonuçları tartışılmaya devam ediyor. AKP'nin tek başına hükümet kuramayacak bir oy oranı alması ve HDP'nin barajı geçmesiyle oluşan yeni siyasi tablo için değerlendirme yapan Deniz Yıldırım'a göre uluslararası sermaye Erdoğan'sız AKP ile Kemal Derviş'li CHP koalisyonu istiyor. Yıldırım, solun önünde önemli olanaklar olduğunu belirterek toplumsal muhalefete öncülük yapabileceğini söyledi.

Resim Ekleme
Rıfat Doğan - İleri Haber

AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılındaki oy oranına geri dönmesi ve iktidarı kaybetmesi 7 Haziran seçimlerinin önemli sonuçlarından biri oldu. Türkiye siyasetinde yeni bir tablonun şekillendiği bir süreçte koalisyon olasılıkları tartışılmaya devam ederken sol için yeni olanaklar doğduğunu belirten yazar Deniz Yıldırım, "sol kendi sınıf perspektifiyle müdahalede bulunabilir, kendi niteliksel gücüyle bir sıçrama yaratabilir" dedi.

Yazar ve akademisyen Deniz Yıldırım, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını, koaliyon olasılıklarını ve solun önümüzdeki sürece ilişkin alması gereken tutumu İleri Haber'e değerlendirdi.    

- 7 Haziran seçimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir kaç tane sonuç var. Bunlardan bir tanesi Erdoğan'ın kendisini merkezine koyduğu bir rejim oylaması yapıldı. Bu seçim bir tür referanduma döndü. Başkanlık sistemi adı altında kurduğu otoriter diktatöryel rejimi yeni bir anayasayla taçlandırmak ve kurumsallaştırmak istiyordu, birincisi bu proje çökertildi. AKP henüz çökmedi ama AKP içerisindeki Erdoğancı diktatöryel eğilim çok ciddi geriletilmiş durumda. Sandığın zaten en fazla yapabileceği buydu. İkincisi bunun AKP içindeki çatlakları çok ciddi derinleştiren etkileri olacak. Üçüncüsü muhalefet güçleri açısından AKP'nin kendi içerisindeki çatlaklara bakarak, ya da pozisyon almak değil, oradan bir şeyler beklemek değil, oraya sıkışmak sorunlu ama o çatlakları görüp, oralara sızmak ve o çatlakları derinleştirmek hem de kendi kurucu projemizi nasıl bir Türkiye özlemi içinde olduğumuzu, AKP sonrası Türkiye'de daha ilerici bir seçeneği çıkarabileceğimizi daha rahat tartışabileceğimizi daha geniş kesimlere ulaşabileceğimiz, bir nefes alma alanı oluştu. Bu önemli. Bunların oluşmasında bence en büyük pay HDP'nin seçim sürecinde aldığı tutum. "Seni başkan yaptırmayacağız" tavrı aslında seçimi tam anlamıyla bir AKP-HDP restleşmesine çekti ve minderi bu ikisi arasında kurdu. Çok da başarılı bir strateji izledi. Kürt Ulusal Hareketini hem CHP'den hem de AKP'den oy alabilen bir parti haline getirdi. Dolaysıyla Türkiye siyasetinde HDP'nin etkisi bundan sonra daha farklı olacak. Yeni bir siyasi aktör var ve bu tablonun çok kolay değişeceğini düşünmüyorum.

'HDP ALDIĞI OYLARLA TÜRKİYELİLEŞTİ'

Halkların dayanışması açısından Türkiye'nin ilerici demokrat kesimleri arasındaki köprülerin kurulması açısından çok önemli bir fırsattı. Bazı eksiklikler, hatalar ve yolda duraklamalar, biliyorsunuz yaşananları, keşke olmasaydı ve o zaman daha iyi bir sonuç çıkacaktı. Bugün başka bir şeyi tartışıyor olabilirdik. CHP-HDP-HAZİRAN üçlüsünü şuan bir iktidar seçeneği olarak net tartışabilirdik ama olmadı onu sonrasında yine zorlamak gerekiyor. HDP açısından bakarsak HDP hem ulusal hareket olarak kendisini bölgede artık AKP'yi tamamen silerek bu seçimde açıkça tescilledi. 80'lere 90'lara varan oy oranlarıyla bölgede birinci özne oldu. İkincisi Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı kesimlerinden oy almayı başararak kendi ifadeleriyle Türkiyelileşmeyi başardı. Bunun hem siyaseten başka önemli sonuçları olacak. AKP karşısında böyle önemli bir muhalefet odağı gördü ve kaybetti. Bir başka etkisi sanıyorum bundan sonraki süreçle ilgili MHP'nin bu anlamda daha yüksek bir yere koyma arzusu varken bunun da çok yeteri düzeyde olmaması, mesela birçok kişi MHP'nin oylarının çok arttığını söylüyor. Ben seçim öncesinde MHP-HDP'den sürpriz bekliyorum derken MHP'nin zaten bu oranı alacağını tahmin ediyordum ve sürprizden kastım bu değildi açıkçası. Dolaysıyla bu açıdan MHP'nin bir Kürt hareketinin yükselişi karşısına sağ seçmenin de onun karşısına MHP'yi koyma eğilimini çok yansıtmadığı halen gözüküyor ama bundan sonrası ne olur bilemeyiz tabi. Onu ayrıca tartışmak ve konuşmak gerekiyor.    

'SOSYALİZM PERSPEKTİFİ İNSANLARIN ÖNÜNE DAHA AÇIK BİR ŞEKİLDE GELECEK'

HDP'nin yine beklenen vekil sayısını üzerinde çıkmış olması 80 vekil sayısı bu. Ben şunu önemsiyorum bu süreçte bizim özellikle HAZİRAN güçlerinin şunu önüne koyması gerekiyor. Evet sandık, AKP diktatörlüğünü götürmenin yolu, dikta rejiminin yerine yeni bir şey koymanın yegane yolu aracı değildir ama bunun önünü açan bunun mümkün olduğunu gösteren geniş kitlelere umut aşılayan nefes veren yüzüne bir gülümse oturtan bir seçenek çıkarttı ve CHP ile HDP'nin toplam vekil sayısı 212. Bu uzun yıllardır solun göremediği bir vekil sayısına ulaşıldığını gösteriyor. AKP 258. Yani şuanda 212'ye 258. Fark kapanmış durumda ve neredeyse bir iktidar seçeneği oluşmuş durumda alttan alta.

Bunların her iki partinin fark etmez heba etmemesinin yolu açıkçası özellikle solun her iki mücadeleye de ayağı basan ve benim hep söylediğim bir ayağı laik cumhuriyette diğer ayağı Kürt Sorununda demokratik çözümde olan dediğimiz yani bir ayağı Gezi'de diğer ayağı Kobane'de olmayı başaran bir HAZİRAN perspektifi. Bu yolları birleştirirken daha demokratik daha laik bir cumhuriyet perspektifinin önünü açabilirse ve bunu önüne koyabilirse hedef olarak bundan daha ileri mücadelelerin önünün açılabileceğini görürüz. Demokratik laikçi halkçı bir cumhuriyet projesinin etrafında geniş ezilenlerin birlikteliği Türkiye'yi daha farklı sömürünün, eşitsizliğin olmadığı sosyalizm perspektifinin insanların önüne daha açık bir şekilde gelmeye başladığı bir döneme de taşıyacaktır. Bence şu sloganımız halen geçerli: Bu daha başlangıç. Bu devam edecek. Bu da bizlerin müdahalesine bağlı.

'ULUSLARARASI SERMAYE ERDOĞAN'SIZ BİR AKP İSTİYOR'

Azınlık hükümetinden koalisyon olasılıklarından bahsediliyor. Siz nasıl bir tablo öngörüyorsunuz?


Seçim öncesinde benim bir kaç ay önce yazmıştım. Restorasyon dediğimiz kanatta Eroğansız AKP formülü, uluslararası sermayenin Abdullah Gül kanadının diyelim Tayyip Erdoğan'ı törpülemek isteyen ama diğer taraftan da AKP sosyolojisinin yani muhafazakar-İslami tabanının Mısır'daki gibi bir hayal kırıklığı üzerinden bir radikalleşmesini önleyecek bir seçenek aradığı kesin. Yani bununla şunu kast ediyorum, bir yumuşak geçiş arzulanıyor. Uluslararası sistem açısından halen doğrudan AKP'den vazgeçilmiş değil. Ama Erdoğandan vazgeçilmiş durumda. Bunun bence öncelik konulması gerekiyor. Seçim öncesinde izlediğimiz senaryo uluslararası anlamda finans sermayesinin yaptığı yayınlar Ekonomist'inden Wall Street Journal'ine kadar AKP'nin 2002'deki çizgisine gelmesi beklenen bir aktör olarak durduğunu gösteriyor. İkincisi uluslararası sermayede bir tür Kemal Derviş'in seslendirdiği Almanya'daki Hristiyan Demokrat, Sosyal Demokrat büyük koalisyon beklentisi de var. İşte Erdoğan'ın saraydaki yetkilerini kısıtlama, dört bakanı yüce divana gönderme ve yeniden hukuki bir sisteme merkez bankasına müdahale edilmeyen, ekonomik araçların Kemal Derviş'e teslim edildiği bir koalisyon şartıyla ben CHP'nin yer alabileceğini düşünüyorum. Birinci seçeneğin halen bu olduğunu düşünüyorum.

'SARAY AKP- MHP KOALİSYONU İSTİYOR'

Tayyip Erdoğansız AKP ve Dervişli CHP koalisyonu. Bence uluslararası sermaye Erdoağan'ın dediği üst akıl açısından uluslararası senaryo bir AKP-CHP koalisyonu. Tayyip Erdoğan'ın Yalçın Akdoğan'ın buna restinin en başından beri AKP-MHP koalisyonu olduğunu düşünüyorum. Bunun da yolu biliyorsunuz çözüm sürecinin bitirilmesi. Dün işte Devlet Bahçeli'nin el yükseltmesi pazarlık açısından aslında koalisyona kapalıyız görüntüsü adı altında bir tür hangi şartlar altında koalisyon yapacaklarını deklare etti. Çözüm sürecini bitir sarayın yetkilerini kısıtla şeklinde. Akdoğan'ın açıklamasına bakılırsa sarayın koalisyon seçenekleri arasında CHP'den daha çok MHP'ye meyil edebileceğini halen gösteriyor. AKP'de Erdoğansız, AKP'nin restorasyoncu kanadı için CHP koalisyonu, Erdoğan'ın saray kanadı içinse MHP koalisyonu. Ama ben erken seçim görmüyorum. Bence bir erken seçime gidilmeyecek. Bir şey çıkacak bu mevsim içinde.

'SOL TOPLUMSAL MUHALEFETE ÖNCÜLÜK ETMELİ'

Solun önünde ne gibi olananaklar var? Sosyalistler ne yapacak?


Bir kere şu önemli bundan sonra 7 Haziran sonrasındaki tablo ne olur diye düşünüyorduk. Görüntü itibariyle solun önü açıktır. Ne olursa olsun Türkiye'de inanılmaz sağa çekmenin siyasetin sağa çekildiği bir dönemde içindeki o sosyolojik bileşenleri ayrıca değerlendiririz ama CHP-HDP yüzde 38 oy aldı ve bu toplam solun yıllardır Türkiye'de 80 öncesinden beri göremediği bir orandır. Bunda elbette Kürt hareketinin payı yadsınamaz. Ama toplam bakımından sola bir özgüven kazandırdığı kesin. Bu seçimden diktatörlüğe karşı sandık mücadelesinde sağ değil sol güçlenerek çıktı. Buradan bir mesaj almak lazım hani olmaz dediler halk sağa çekiyor halk çözümü sağda arıyor dediler. Gezi'de nasıl sola çektiyse sol bir programla direndiyse diktatörlüğe karşı Gezi kitlesi sandıkta sağ seçeneklere gitmiyor. Sol seçeneği arıyor. Biz bu seçeneği yükseltmeye bakmalıyız. Dolaysıyla bizim öncelikle çıkaracağımız ders diktatörlüğe karşı verilebilecek mücadelenin soldan büyüyeceğinin ve dikta sonrası yeni kurulacak düzenin soldan yana bir düzen olacağının işaretleri var. Buna iyi müdahale edebilirsek sol açısından büyük olanaklar var. Tabi ki riskler var. Saray rejimi diktatörlüğünü devam ettirmek için saldıracaktır. Başka formüller arayacaktır. çılgınlıkları devam edecektir. Saray diktatörlüğünü kalıcılaştıracak yollar araaycaktır. Dolaysıyla dikta karşıtı bu mücadele sandıkla bitmiş değil. Parlementer sistemde denklemin değişmiş olmasıyla tamamlanmış değil. Bunu net olarak saptamamız gerekiyor.

'HAZİRAN SEÇENEĞİ VAR'

Orada bizim dediğimiz HAZİRAN seçeneği kendisini var ediyor. Hayatın her alanında yan yana durma birlikte dayanışma bunun önünü açacak, böyle imkan var. İşte az önce söylediğim gibi CHP-HDP'nin toplam 212 vekili var. Bu bir kazanım. Bundan sona parlamento ile parlamento dışı direnişi ortaklaştıracak bir mücadeleyi geliştirecek bir perspektif geliştirmek gerekiyor.   Buradan şeyi önermiyorum yanlış anlaşılmasın, sol Kürt hareketi ile cumhuriyetçi kitle arasında bir moderatör olmasın, kendi sınıf   perspektifiyle müdahalede bulunabilir, kendi niteliksel gücüyle bir sıçrama yaratabilir ve bunları karşısına alarak değil yan yana getirerek yapabilir.. Bu moderasyon değil öncülüktür bana göre. Sol kendini öncü konumuna getirmeli ve böyle ilerlemeli. Tarihin akışı sola bu öncülüğü verecektir diye düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 12.06.2015- 20:23


sol Kürt hareketi ile cumhuriyetçi kitle arasında bir moderatör olmasın, kendi sınıf   perspektifiyle müdahalede bulunabilir, kendi niteliksel gücüyle bir sıçrama yaratabilir ve bunları karşısına alarak değil yan yana getirerek yapabilir.. Bu moderasyon değil öncülüktür bana göre. Sol kendini öncü konumuna getirmeli ve böyle ilerlemeli. Tarihin akışı sola bu öncülüğü verecektir diye düşünüyorum.

Sol ya da BHH moderatör olmazsa kürt hareketi ile Cumhuriyetçi kitle birbirine yakınlaşmaz ki, sosyalist forumda bunun o kadar çok örneği var ki. CHP, Atatürk, bayrak dendiğinde adamların sinir katsayıları tavan yapıyor. Bu konuda tam bir düşmanlık ve nefret duygularıyla dolular. Bu kitle kendiliğinden bir araya gelemez.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör AKP Cemaat koalisyonu bozuluyor mu? melnur 0 3836 29.11.2013- 19:11
Konu Klasör Ulusal bayrak koalisyonu umut 4 7422 16.06.2014- 17:16
Konu Klasör Alper Taş: Temennim CHP-HDP koalisyonu denizcan 9 11943 24.04.2015- 21:47
Konu Klasör Karayılan: AKP-MHP koalisyonu kuşkusuz savaş demektir denizcan 2 4319 04.07.2015- 23:01
Etiketler   Erdoğansız,   AKP,   Dervişli,   CHP,   koalisyonu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS