SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 17 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   6   7   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 07.07.2015- 07:54


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Marks'ın Hindistan konusundaki görüşleri kabul edilemez. Bu konuda Lenin'in görüşleri çok daha sağlam ve doğrudur. İlerleticilik adına sömürgeleştirilmeyi savunmak Marks'ın Avrupa merkezli ideolojik yaklaşımı nedeniyledir. Marks toplumların Avrupa'daki gelişim yönünü fazlasıyla önemsemiş, bu konuda burjuvaziye hep ilerletici bir rol vermiştir. Hindistan konusundaki yanlış tutumunun nedeni bana göre Marks'ın bu düşüncesiydi.



İşte Marx,ı anlamamak buna denir Hem marxist Leninist olacaksın hem Marxın bazı görüşlerini kabul etmiyorum diyeceksin.

Marx burjuvazinin bir dönem ilerici olduğunu iddia etti bende ediyorum. Burjuvazi kendi iktidar döneminde üretici güçleri geliştirdi feodalizm,e göre ilerici hatta devrimci idi.

Hindistanda da İngilizler üretici güçleri geliştirdi üretim ilişkilerini değiştirdi ve ilerici bir rol üslendi.
Bir ülkede üretici güçler gelişmeden kapitalist ilişkiler yürür mü kapitalist ilişkiler yürümezse işçi sınıfı yaratılır mı işçi sınıfı olmadan işçi sınıfı devrimi olur mu.
Bunu ha emperyalist denilen yabacı sermaye yapsın ha ulusal sermaye ne fark eder. Sonunda her ikiside sömürücü.
Ama geri bir ilişkiye karşı ileri bir ilişki savunulmadan hayat nasıl ilerleyecek.

Marxın döneminde emperyalizm o kadar revaçta değildi. Sadece 1851 de Fransız hükümeti İtalyan solcu hükümetine saldırı yaptı bu ilişkinin emperyalist olduğu söylendi.
Marx ın hiç bir kitabında emperyalizm diye bir tehditkar yazıya   rastlamadım.



Adı ister emperyalizm olarak koyulsun isterse sömürgecilik, gelişmiş ülkelerin geri kalmış ülkeler üzerindeki her türlü sömürü ağı kabul edilebilir mi olmalı, solcular böyle mi bakmalı? ABD'nin Irak veya Suriye'ye yönelik saldırılarını bu şekilde mi değerlendireceğiz? NATO'nun Libya'ya saldırısına da mı bu şeklde bakmalıyız? Marks'ın Hindistan konusundaki tavrı eleştirel bir süzgeçten geçmek zorunda. Marksist olmak Marks ve Engels'in her konuda söylediklerini somut koşullar düşünülmeden birebir almak ve günümüzdeki koşullara uygun olduğunu idia etmektir. Buradan çıkarılması gereken sonuç emperyalizmin her türlü yayılmacı siyasetlerine solcular olarak karşı çıkmamız gerektiğidir. Benin bu konuda vardığım sonuç bu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 09.07.2015- 20:46


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Marks'ın Hindistan konusundaki görüşleri kabul edilemez. Bu konuda Lenin'in görüşleri çok daha sağlam ve doğrudur. İlerleticilik adına sömürgeleştirilmeyi savunmak Marks'ın Avrupa merkezli ideolojik yaklaşımı nedeniyledir. Marks toplumların Avrupa'daki gelişim yönünü fazlasıyla önemsemiş, bu konuda burjuvaziye hep ilerletici bir rol vermiştir. Hindistan konusundaki yanlış tutumunun nedeni bana göre Marks'ın bu düşüncesiydi.



İşte Marx,ı anlamamak buna denir Hem marxist Leninist olacaksın hem Marxın bazı görüşlerini kabul etmiyorum diyeceksin.

Marx burjuvazinin bir dönem ilerici olduğunu iddia etti bende ediyorum. Burjuvazi kendi iktidar döneminde üretici güçleri geliştirdi feodalizm,e göre ilerici hatta devrimci idi.

Hindistanda da İngilizler üretici güçleri geliştirdi üretim ilişkilerini değiştirdi ve ilerici bir rol üslendi.
Bir ülkede üretici güçler gelişmeden kapitalist ilişkiler yürür mü kapitalist ilişkiler yürümezse işçi sınıfı yaratılır mı işçi sınıfı olmadan işçi sınıfı devrimi olur mu.
Bunu ha emperyalist denilen yabacı sermaye yapsın ha ulusal sermaye ne fark eder. Sonunda her ikiside sömürücü.
Ama geri bir ilişkiye karşı ileri bir ilişki savunulmadan hayat nasıl ilerleyecek.

Marxın döneminde emperyalizm o kadar revaçta değildi. Sadece 1851 de Fransız hükümeti İtalyan solcu hükümetine saldırı yaptı bu ilişkinin emperyalist olduğu söylendi.
Marx ın hiç bir kitabında emperyalizm diye bir tehditkar yazıya   rastlamadım.



Marksist Leninist olmak için marksın bütün görüşlerini kabul etmek lazım geldiğini düşünmüyorum. marksın bazı sözleri kendi döneminde söylenmiş ve o dönemde geçerliliği olabilecek sözlerdir. Hindistan konusunda söylediklerini kabul mü etmeliyiz, gelişmiş ülkeler üretici güçleri geliştirecek diye emperyalist saldırıları destekleyecek miyiz. hiç sanmıyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 10.07.2015- 10:44



[size=2]Marksist Leninist olmak için marksın bütün görüşlerini kabul etmek lazım geldiğini düşünmüyorum. marksın bazı sözleri kendi döneminde söylenmiş ve o dönemde geçerliliği olabilecek sözlerdir. Hindistan konusunda söylediklerini kabul mü etmeliyiz, gelişmiş ülkeler üretici güçleri geliştirecek diye emperyalist saldırıları destekleyecek miyiz. hiç sanmıyorum.[/size]


Eh o zaman itirazlarını söyleyeceksin Gelişmenin olmadığı bir yerde nasıl komünizm,i kuracaksın buna da bilimsel takısı takacaksın, onu anlatacaksın

İşte Marx ın görüşlerini o döneme aittir demek onu hiç anlamamaktır.

Biz Marxizm eleştiri dediğimizde niçin karşı çıktığını kendine sormak demektir.

Hindistandaki marx gelişmedir ben gelişmeden yanayım (desteklemek)dediğini anlamak gerekir. İngiliz ticaret yasasını eleştiren Marxın aynı yasayı gelişmenin önünü açacak dediğinde onun ne demek istediğini anlamak demektir.

İşte bunları bilmek solculuğu seçmekten zordur.
Eğer bunları anlamamışsan Emperyalizmi de anlamamışın demektir.

Bütün anti emperyalistlerden hiç farkın kalmaz. Anti emperyalist İslamcılar anti emperyalist milliyetçilere anti emperyalist solcular eklenir sadece.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 10.07.2015- 10:49


''Marks'ın bütün görüşlerini tekmilini birden savunuyorum, onun için marksistim'' mi demek istiyorsan, Marks'ın devrimden sonra özel mülkiyeti savunacağına dair tek bir alıntı gösterebilir misin? Benim bildiğim Marks liberalizme düşmandı ve devrimden sonra özel mülkiyetin kaldırılıp proleterya diktatörlüğünü savunuyordu. O zaman söylediklerinizle çelişkiye düşmüş olmuyor musunuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 10.07.2015- 10:57


Adı ister emperyalizm olarak koyulsun isterse sömürgecilik, gelişmiş ülkelerin geri kalmış ülkeler üzerindeki her türlü sömürü ağı kabul edilebilir mi olmalı, solcular böyle mi bakmalı? ABD'nin Irak veya Suriye'ye yönelik saldırılarını bu şekilde mi değerlendireceğiz? NATO'nun Libya'ya saldırısına da mı bu şeklde bakmalıyız? Marks'ın Hindistan konusundaki tavrı eleştirel bir süzgeçten geçmek zorunda. --------------Marksist olmak Marks ve Engels'in her konuda söylediklerini somut koşullar düşünülmeden birebir almak ve günümüzdeki koşullara uygun olduğunu idia etmektir. Buradan çıkarılması gereken sonuç emperyalizmin her türlü yayılmacı siyasetlerine solcular olarak karşı çıkmamız gerektiğidir. Benin bu konuda vardığım sonuç bu.

senin yazını iki bölümde analiz etmek gerekir.1 günümüzdeki siyasetin nasıl yürüdüğü 2 marx ve Engels,i nasıl anlamak gerektiğini.
1.bölüm dünya nasıl yönetiliyor içinde yaşadığımız kapitalizm nasıl çözülemeyen krizler yaşamakta krizini nasıl çözmek istemektedir.
Bu sorun özel bir tartışma konusu olmalı bence.Çünkü bunu sıcak sıcak yaşamaktayız.

2.bölüm Marx ve Engalsi nasıl anlamalıyız bazı yazılarını güncelliğini kaybettiğinimi anlamalıyız yoksa onu bize anlatanların yanlış anlattığını mı.
Bence yanlış anlatılmış bizde yanlış anlamışız.
Bunu zaten tartışıyoruz.

Ama birinci bölümde emperyalizm de dediğimiz gelişmiş ülkelerin içine düştüğü krizi nasıl çözmek istiyorlar çözebiliyorlar mı neden böyle büyük bir kriz yaşamaktadırlar.

Bu güne kadar düştükleri krizlerden çıkma yöntemlerini niçin uygulayamıyorlar yani bir savaş veya dünya savaşı niçin çıkaramıyorlar.

Bu sorular cevap arayabilir bulunurda ama cesaretli olmak kendi düşüncelerimizi bile sorgulamamız gerekecektir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 10.07.2015- 11:16


''Marks'ın bütün görüşlerini tekmilini birden savunuyorum, onun için marksistim'' mi demek istiyorsan, Marks'ın devrimden sonra özel mülkiyeti savunacağına dair tek bir alıntı gösterebilir misin? Benim bildiğim Marks liberalizme düşmandı ve devrimden sonra özel mülkiyetin kaldırılıp proleterya diktatörlüğünü savunuyordu. O zaman söylediklerinizle çelişkiye düşmüş olmuyor musunuz?

Marxdan da gösterebilirim ama Leninde çok açık var NEP .(yeni ekonomik model).
Sonra Marx sosyalizm yaşamadı onun için karşısına çıkacak çelişkileri tanımaya fırsatı olmadı.
Çelikiye de düşebilirim düştüğümde geri çekilmek ve itiraf erdemliliktir.

Amar reel sosyalizm,   soyalizmden vaz geçmiş hala soyalist olan ülkelerin içine düştüğü çaresizliği gördüğünde insanın akılna bu tür sorulara cevap aramak geliyor. Tabii bütün kabahati ABD ye ve CIA ya atmazsan.

Proleterya diktatörlüğü proleteryanın ikdidar olup egemen sınıf olmasıdır .Bu durum rakibinin olmayacağı ve başka sınıfların bittiği anlamı taşımız.
Marx aslında bütün sınıf yapılanmasına düşman ama Marx işçi sınıfınıda eleştirmiştir
Bir sözü buna kanıttır. İşçi sınıfı ekmeği için değil de onuru için savaştığında devrimcidir.

Sürekli benim sözlerimde çelişki aramak..... Bence siz kendi bilgilerinizde eksik ve çelişki aramalısınız.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 10.07.2015- 13:37



Marxdan da gösterebilirim ama Leninde çok açık var NEP .(yeni ekonomik model).

Özel mülkiyetin Marks ve Lenin tarafından savunulduğunu söylüyorsan ve NEP'i buna örnek gösteriyorsan boşu boşuna marks'ı okudum dememelisin.

Proleterya diktatörlüğü proleteryanın ikdidar olup egemen sınıf olmasıdır .Bu durum rakibinin olmayacağı ve başka sınıfların bittiği anlamı taşımız.
Marx aslında bütün sınıf yapılanmasına düşman ama Marx işçi sınıfınıda eleştirmiştir
Bir sözü buna kanıttır. İşçi sınıfı ekmeği için değil de onuru için savaştığında devrimcidir.


Marks kapitalizmden komünizme geçişin öznesi olarak proleteryayı göstermiş, bu sürecin proleterya diktatörlüğüne varacağını söylemiş, marksist olmak için marks'ın her görüşünü savunmak gerektiğini söyleyen sen, marks'ı yerin dibine batırmışsın.

Sürekli benim sözlerimde çelişki aramak..... Bence siz kendi bilgilerinizde eksik ve çelişki aramalısınız.

Öyle şeyler söylüyorsun ki, işçi sınıfının düşmanlarının bile aklına gelmediği şeyler, sonra kalkmış, marks'ı okudum diyorsun!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 12.07.2015- 11:36


Marks bir bilim adamı bir teorisyendi. Bütün bilim adamları ve teorisyenler gibi önemli bir şahsiyettir ve öyle kalacaktır. Kapitalizm yıkılana kadar Marks'ın görüşleri, teorileri varlığını koruyacak en fazla güncelleme ihtiyacı duyulacaktır. Lenin ise Marks'ın teorilerinden yola çıkarak kendi ülkesinde devrimi gerçekleştiren kişidir. Tıpkı Mao gibi, Fidel Kastro gibi. Bir anlamda Marks evrensel bir niteliğe sahiptir, Lenin, Mao ve Fidel ise yerel önemde liderlerdir. Onları önemli kılan sosyalist ideolojiye inanmaları, kendi ülkelerinde bir düşü gerçekleştirmeleridir. Sosyalistler için önemleri budur. Aynı şeyleri Marks için söyleyemeyiz. Marks yerel değil evrensel ölçekte bir şahsiyettir. Bu yüzden önemi diğer liderlerden çok farklıdır ve onlarla kıyas kabul etmeyecek bir boyuttadır.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 17 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   6   7   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör SF'de Marks'tan sonra Lenin'in de inkarı... melnur 13 9500 02.08.2016- 12:03
Konu Klasör Marks'la Lenin birbirinden ayrılabilir mi? melnur 3 6639 15.01.2014- 16:36
Konu Klasör Marks ve Lenin birbirinden ayrılabilir mi? denizcan 5 5026 23.11.2014- 23:36
Konu Klasör Lenin'siz Marksizm ya da Lenin'in Marksizme katkıları... melnur 4 1874 23.02.2021- 06:00
Konu Klasör Marks'ın Marksizmi melnur 2 3615 28.10.2018- 08:09
Etiketler   Marks,   ,   Lenin
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS