SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
AKP'nin sırrı neydi?-Volkan Algan           (gösterim sayısı: 2.661)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 14.08.2015- 16:38


AKP'nin sırrı neydi?-Volkan Algan

Bugün AKP'nin 14. kuruluş yıldönümü. Türkiye'nin siyasi hayatında sıradışı bir yeri garanti altına alan bu partiyi diğerlerinden ayıran özellikler neydi, kesintisiz iktidarını neye borçlu ve bugün neden işler yolunda gitmiyor?

Resim Ekleme
14 Ağustos 2001’de kurulmasının üzerinden henüz bir yıl geçtikten sonra %36 oy oranıyla iktidara gelen ve 14 yıllık siyasi hayatının 13 yılını iktidarda geçiren bir partinin bu performansının özüne dair bir açıklama getirmek gerekiyor.

Nasıl oldu? AKP neden bir fenomen haline gelmeyi başardı?

Bugüne kadar hiç yapılmadığı için değil, aksine defalarca çeşitli boyutlarıyla işlenmiş ve işlenecek bir konu. Belki kimileri için artık bıkkınlık da veriyor bu tartışmalar. Yeni ne söylenebilir ki?

Ancak mecburuz, çünkü AKP’nin sarstığı –belki de yıktığı demek daha doğru- temeller, yeni ustaları tarafından hala ayakları üstüne dikilemedi ve güncel siyaset bu olağanüstü sürecin parametreleriyle şekillenmeye devam ediyor.

ÇÖZÜLMENİN ÖNCÜSÜ

Türkiye çürümeye 1923’te başladı, yani doğduğu anda. Bu öyle görkemli bir hastalıktı ki içinin kuruması onyıllarca sürdü ve öldüğünde salgıladığı koku -isteyen buna AKP de diyebilir- en dayanıklı bünyede bile sarsıcı etki yaptı.

Bu parti 2002’de iktidara geldiğinde 80 yıllık Cumhuriyet için, merkez sağından, sosyal demokrasisine, bürokrasisiden, silahlı kuvvetlerine kadar düzenin asli unsurları açısından, bir enkazdan bahsedilebilirdi ancak.

2002-2013 yılları arasındaki AKP iktidarının yaptığı şey, bu zaten çürümüş kurumların sermaye düzeni adına önce bir bir tasfiyesinden, sonra dönüştürülmesinden ibaret.

Siyaset kurumu, TSK, yargı, üniversiteler, eğitim, medya ve nihayetinde toplumsal doku… Yani bir düzenin tüm yüzleriyle kendisi AKP’ye maruz kalmıştır ve bir açıdan mağdur durumundadırlar.

Burada bir istisnadan sözetmek gerekir, o da Kürt siyasi hareketi. Çünkü Kürt siyasi hareketi, tasfiye edilen düzenin bir unsuru değil, bir sorunuydu. AKP ve Kürt siyasetinin bu süreç içinde stratejik işbirliğinin temeli, iki siyasi geleneğin de tasfiye edilen 1. Cumhuriyet’le aralarındaki kan uyuşmazlığında aranmalı.   Ayrıca ne kadar avantajlı durumda olursa olsun hiçbir yapı böylesi olağanüstü bir süreci ittifaksız atlatamazdı.

AKP bir buzkıran oldu, yıktı, değiştirdi, dönüştürdü, direneni tasfiye etti.

Çok yetenekli kadrolara sahip olduğu için mi yapabildi tüm bunları, yoksa Erdoğan’ın karizmatik liderliği sayesinde mi?

Tarih böyle okunmaz.

AKP, artık kendi bünyesini taşımakta zorlanan Türkiye sermaye sınıfı için günü gelmiş bir fikirdi: Daha gerici, daha piyasacı, daha işbirlikçi. Bu fikir hangi koşullarda boy verdi, kim önünü açtı tartışıldı, tartışılacak da. Ancak gerçek değişmeyecek.

AKP bu sürecin öncüsüydü. Çürümüş sermaye düzenini onun adına yenilemek, güncellemek misyonuyla siyaset yaptı, başardı da.

NEDEN İŞLER BOZULDU?


Peki bu kadar başarılıydı da neden son birkaç yıldır bu partinin işleri istediği gibi gitmiyor. En şiddetli siyasi operasyonların yapıldığı günleri burnu kanamadan atlatan AKP, tam da artık tüm hakimiyeti elinde hissettiği anda neden zorluklarla karşılaşmaya başladı?

Sınıf siyasetinin ve partisinin yumruğunu masaya koyamadığı koşullarda bu sorunun tek yanıtı, düzen siyasetinin arasındaki çıkar savaşıdır.

Düzenin diyalektiği işte; artık günü gelmişti çünkü. Argo deyimle, tüm pastayı AKP’ye yedirecek halleri yoktu. Sermaye düzeni kimseye böyle bir ayrıcalık tanımaz.

AKP işlevini yerine getirmiş, yıkılması gerekeni yıkmıştı. Bir dönemin mağdurları da kendi yapısal dönüşümlerini başarmış, iktidar yarışına girmek için kolları sıvamışlardı.

“AKP’nin mağduru” olmuş ya da olmamış tüm yapıların, birkaç yıl içinde neredeyse tam tersi bir pozisyona yerleşmesini başka türlü açıklamak mümkün değil: CHP, Kürt siyaseti, sermaye, yargı…

**

Peki bugün hangi noktadayız?

Burada dün yapılmış iki açıklamaya bakmakta fayda var.  

Demirtaş dün yaptığı açıklamada Erdoğan’a şöyle sesleniyordu: “13 yıl ülkeyi tek başınıza yönettiniz. Yeter artık. 2023’e kadar biz yöneteceğiz diyorlar. 2023 vizyonunuz mükemmelse gelin beraber yapalım.”

Kılıçdaroğlu ise Davutoğlu ile sonuçsuz kalan koalisyon görüşmesinin ardından yaptığı basın toplantısında, hangi başlıklarda anlaşamayacağınızı gördünüz, sorusuna “biz anlaşamayacağımız bir başlık görmedik” yanıtını veriyordu.

Tüm pazarlıkları, kavga-gürültüyü bir kenara koyup tabloyu sadeleştirmek gerekirse, gelinen noktada, AKP iktidarından pay istenmektedir. Çünkü artık onu özel kılan pek fazla şey kalmamıştır ve yeni Türkiye normalleşecekse ve bir istikrara kavuşacaksa diğer aktörlere de payı verilmelidir.

Bu nedenle 2002-2013 yılları arasında AKP’ye karşı kurulan mevzi, bugün düzenin tüm aktörlerine genişletilmelidir.

Çünkü birinci dönemdeki rol yıkıcılıktı ve AKP bunun tek ve en güçlü yetkili odağı oldu.

Bugün ise yıkıcılık dönemi geride kalmıştır ve sıra yapmaya gelmiştir. Burada ise AKP tek merkez olmaktan çıkmıştır, el birliği ile düzenin tüm unsurları rol almak için can atmaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------

Türkiye’nin bir istikrara kavuşmasının önünde yalnızca yapısal sorunları yok, dünya emperyalist sisteminin açmazları da var. O nedenle bu söylediklerimizden fazla determinist bir okuma yaptığımız anlaşılmasın. Ama bu yazının sınırları belli bir kabalaştırmayı ve bir yönelime işaret etmeyi mecbur kılıyor.

sol



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör 1968’in asıl sırrı neydi? melnur 3 2242 26.05.2020- 08:24
Konu Klasör Ergenekon tertibinin amacı neydi? ayhan 0 3774 28.04.2016- 10:32
Konu Klasör 15 Şubat: Neydi, ne oldu, nereye gidiyor? umut 0 2656 17.02.2015- 16:09
Konu Klasör Nazım Hikmet’in bayrak vasiyeti neydi? munzur 1 6973 05.12.2015- 17:40
Etiketler   AKPnin,   sırrı,   neydi-Volkan,   Algan
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS