SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Artık YETER!           (gösterim sayısı: 9.331)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 11.10.2015- 08:43


Ankara katliamının üzerinden yirmidört saat geçmedi. Ölü sayısı en son 96'ydı, içinde ağır yaralıların bulunduğu sayı 150'yi geçiyor. Türkiye'de bir günde gerçekleştirilen en büyük katliam bu. Onlarca eve ateş düştü, milyonlarca güzel insan aynı acıyı ve üzüntüyü yüreğinde yaşıyor. İlk tepki dün verilmişti. http://www.solpaylasim.com/k5675fs0ks8-miting-oncesi-patlama.html Sonrasında iktidar yetkililerinden ve yandaşlardan gelen açıklamaların da etkisiyle   acının üzerine öfke de ekledi.

Acısını ve öfkesini dışa vuranlardan biri de Sn.Borga. O da SF'deki yazısında bu konuya değinmiş. Söylediklerine önemli bir kısmına katılmıyorum. Gerçekçi saptamalar olduğunu düşünmüyorum. Ne kadar acı içinde olursak olalım, öfke içimizde ne kadar büyürse büyüsün soğukkanlı olmamız gerektiğini ve duygusal tepkilerin de verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Genç insanların yoğun olarak bulunduğu forumlarda ise çok daha fazla sorumlu davranabilmeliyiz. Ayağı yere basmayan saptama ve önerilerden   kaçınmalı, şiddeti sürekli olarak bir çözüm aracı olarak görme perspektifini geride bırakmalıyız.

Katliam sonrası KCK'nın yaptığı '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! açıklamasına ''Olur emret.'' diye ironik bir şekilde karşı çıkmış Sn.Borga!

''Koyunlar gibi toplanalım meydanlarda, maytaplar gibi patlaya parçalana ölerek demokratikleşelim. Öyle çok ölelim ki, zalimler insafa gelsin. Bu mu istediğiniz.

Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.''


Yazısında katıldığım bölüm burası, Türkiye'de demokrasiyi merkeze alan bir mücadelenin Türkiye halklarına özgürlük ve barış getirmeyeceğinin bilincinde olunmalı artık. Son bir iki ayda bile Suruç, Diyarbakır ve Ankara katliamları yaşanmışken hala demokratik mücadele demek, hala AKP'yi iktidarda tutabilecek ''çözüm''de ısrar etmek, hala AKP'yi masaya çağırmak gerçekten bıktırdı, usandırdı.

Türkiye solcularının, sosyalistlerinin öncelikli mücadele biçimi demokrasi olamaz. Demokrasiyi merkeze alan bir mücadele biçimi solun mücadele biçimi olamaz. Sol sınıfsal mücadeleden yanadır. Sol iktidar perspektifi ile donanmak zorundadır. Sol toplumsal bir güç olma yolunda kuyrukçu siyasetlerden arınmak zorundadır. Kürt hareketi kendi içinde müthiş bir dinamizm taşıyor, bu doğru, ancak kürt hareketinin izlediği siyasetin Türkiye bütününde sınıfsal bir niteliği olmadığını bilmek ve ona göre davranmak zorundayız. Türkiye sosyalistleri ve eğer ''türkiyelileşmek'' iddialarında samimiyet taşıyorsa kürt ulusalcılığı Türkiye bütününe uygun bir siyasi perspektif oluşturabilmelidir. Bu yol demokrasiyi merkeze alan bir siyasi perspektifi değildir. Kürt ulusalcılığı en azından Türkiye bölmesi için ''kuruluş ayarlarına'' dönebilmelidir.

Sn.Borga'nın sonrasında yazdıkları ise kabul edilebilir bir niteliğe sahip değildir.

Cana can, kana kan, kısasa kısas.

Bir bedenim var. Söyleyin, gidip orada patlatayım. Of dersem namerdim.

Canımızı isteyin verelim. Nicesi var benim gibi.

Oy istemeyin bizden.

Demokrasi de istemeyin. Silahların emrinde ve hükmünde demokrasi olmaz.

Devrimcinin silahıysanız, devrim için ateş alın. Biz hayatımızı bu yola pazarlık için koymadık. Biliyoruz, siz de öyle değilsiniz. O silahları ne için kuşandıysanız o yolda kullanın.

Yada çekilin halkların önünden. Çıkamaz mı zannediyorsunuz yeni yiğitler. Neyin demokrasisi. Bombaların mı.

Suruç demokrasisini gördük. Aynı bombalarla bugün de Ankara demokrasisini.

YETER !

Yerlerde sürüklenmek istemiyoruz. Bizim de onurumuz var. Onların bombasıyla öleceğime kendi bombamla ölürüm.

Acizliğimize son verin. Yada silahları halka iade edin.

Öyle de ölüm, böyle de. Hiç değilse bunda onur da var umud da.


Tekrar olacak bu tür yorumlar, özellikle genç insanların girip çıktığı forumlarda ''yanlış bilince'' yol açmaktadır. Türkiye solunun örgütlenmeye ve toplumsal bir güç olmaya ihtiyacı var. Bu katliamlara karşı koyacak irade sosyalistlerin başını çektiği yığınsal bir irade olmalıdır. Bu yoksa şiddete, silaha sarılmayı önermek bir yanlışa bir başka yanlışla yanıt vermek anlamına gelecektir.

( Not: Sn.Borga'nın yazısının tamamı: http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/78284-yeter.html )



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 09:04


Bu katliam için bir şey söylemek çok zor.

İnsan lanet yağdırmaktan başka yapacak şey bulamıyor.
Suçlu belli niçin yapıldığıda
Ama onun istediğine teslim olmak o yaptı istedi diye demokrasiden vaz geçmek işte o bizim için mümkün değil.

İnat olsun diye demokrasiyi savunacağız inat olsun diye o meydanları dolduracağız .

Demokrasi biz e o olmasa da gerekli biz onun gibi davranmayacağız biz öldürmeyeceğiz .
Bu gün ölülerimize ağıt yakacağız yarın ölülerimizin üstüne basarak zafere yürüyeceğiz vaz geçmek korkmak yok ne domokrasiden ne sevdamızdan .

Evet yastayız daha uzun yazamıyoruz ama bu vazgeçtiğimiz anlamı taşımıyor o meydanları yine dolduracağız.

Ta ki son vuruşu yapacak güce ulaşıncaya kadar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 10:44


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Ankara katliamının üzerinden yirmidört saat geçmedi. Ölü sayısı en son 96'ydı, içinde ağır yaralıların bulunduğu sayı 150'yi geçiyor. Türkiye'de bir günde gerçekleştirilen en büyük katliam bu. Onlarca eve ateş düştü, milyonlarca güzel insan aynı acıyı ve üzüntüyü yüreğinde yaşıyor. İlk tepki dün verilmişti. http://www.solpaylasim.com/k5675fs0ks8-miting-oncesi-patlama.html Sonrasında iktidar yetkililerinden ve yandaşlardan gelen açıklamaların da etkisiyle   acının üzerine öfke de ekledi.

Acısını ve öfkesini dışa vuranlardan biri de Sn.Borga. O da SF'deki yazısında bu konuya değinmiş. Söylediklerine önemli bir kısmına katılmıyorum. Gerçekçi saptamalar olduğunu düşünmüyorum. Ne kadar acı içinde olursak olalım, öfke içimizde ne kadar büyürse büyüsün soğukkanlı olmamız gerektiğini ve duygusal tepkilerin de verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Genç insanların yoğun olarak bulunduğu forumlarda ise çok daha fazla sorumlu davranabilmeliyiz. Ayağı yere basmayan saptama ve önerilerden   kaçınmalı, şiddeti sürekli olarak bir çözüm aracı olarak görme perspektifini geride bırakmalıyız.

Katliam sonrası KCK'nın yaptığı '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! açıklamasına ''Olur emret.'' diye ironik bir şekilde karşı çıkmış Sn.Borga!

''Koyunlar gibi toplanalım meydanlarda, maytaplar gibi patlaya parçalana ölerek demokratikleşelim. Öyle çok ölelim ki, zalimler insafa gelsin. Bu mu istediğiniz.

Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.''


Yazısında katıldığım bölüm burası, Türkiye'de demokrasiyi merkeze alan bir mücadelenin Türkiye halklarına özgürlük ve barış getirmeyeceğinin bilincinde olunmalı artık. Son bir iki ayda bile Suruç, Diyarbakır ve Ankara katliamları yaşanmışken hala demokratik mücadele demek, hala AKP'yi iktidarda tutabilecek ''çözüm''de ısrar etmek, hala AKP'yi masaya çağırmak gerçekten bıktırdı, usandırdı.

Türkiye solcularının, sosyalistlerinin öncelikli mücadele biçimi demokrasi olamaz. Demokrasiyi merkeze alan bir mücadele biçimi solun mücadele biçimi olamaz. Sol sınıfsal mücadeleden yanadır. Sol iktidar perspektifi ile donanmak zorundadır. Sol toplumsal bir güç olma yolunda kuyrukçu siyasetlerden arınmak zorundadır. Kürt hareketi kendi içinde müthiş bir dinamizm taşıyor, bu doğru, ancak kürt hareketinin izlediği siyasetin Türkiye bütününde sınıfsal bir niteliği olmadığını bilmek ve ona göre davranmak zorundayız. Türkiye sosyalistleri ve eğer ''türkiyelileşmek'' iddialarında samimiyet taşıyorsa kürt ulusalcılığı Türkiye bütününe uygun bir siyasi perspektif oluşturabilmelidir. Bu yol demokrasiyi merkeze alan bir siyasi perspektifi değildir. Kürt ulusalcılığı en azından Türkiye bölmesi için ''kuruluş ayarlarına'' dönebilmelidir.

Sn.Borga'nın sonrasında yazdıkları ise kabul edilebilir bir niteliğe sahip değildir.

Cana can, kana kan, kısasa kısas.

Bir bedenim var. Söyleyin, gidip orada patlatayım. Of dersem namerdim.

Canımızı isteyin verelim. Nicesi var benim gibi.

Oy istemeyin bizden.

Demokrasi de istemeyin. Silahların emrinde ve hükmünde demokrasi olmaz.

Devrimcinin silahıysanız, devrim için ateş alın. Biz hayatımızı bu yola pazarlık için koymadık. Biliyoruz, siz de öyle değilsiniz. O silahları ne için kuşandıysanız o yolda kullanın.

Yada çekilin halkların önünden. Çıkamaz mı zannediyorsunuz yeni yiğitler. Neyin demokrasisi. Bombaların mı.

Suruç demokrasisini gördük. Aynı bombalarla bugün de Ankara demokrasisini.

YETER !

Yerlerde sürüklenmek istemiyoruz. Bizim de onurumuz var. Onların bombasıyla öleceğime kendi bombamla ölürüm.

Acizliğimize son verin. Yada silahları halka iade edin.

Öyle de ölüm, böyle de. Hiç değilse bunda onur da var umud da.


Tekrar olacak bu tür yorumlar, özellikle genç insanların girip çıktığı forumlarda ''yanlış bilince'' yol açmaktadır. Türkiye solunun örgütlenmeye ve toplumsal bir güç olmaya ihtiyacı var. Bu katliamlara karşı koyacak irade sosyalistlerin başını çektiği yığınsal bir irade olmalıdır. Bu yoksa şiddete, silaha sarılmayı önermek bir yanlışa bir başka yanlışla yanıt vermek anlamına gelecektir.

( Not: Sn.Borga'nın yazısının tamamı: http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/78284-yeter.html )




Kürt hareketi ne kadar dinamik bir yapı özelliği gösterirse göstersin Türkiye'ye özgü bir siyaset üretemiyor. Bundan sonra da üretemez. Kürt hareketinin Türkiyelileşmek gibi bir misyonunun da olduğunu düşünmüyorum. Bu katliamlar kapitalizmin ürettiği katliamlardır ve sınıf mücadelesini esas alan bir mücadele biçimiyle geriletilir. Türkiye sosyalistleri gözlerini kürt hareketine çevirmeden, toplum dışı teröre başvurmadan kendi yolunu kendisi çizmelidir. Bu yolun da örgütlenmeden geçtiği düşüncenize katılıyorum. Türkiye sosyalistleri örgütlenmeli ve halkı da örgütlenmeye çağırmalıdır. Örgütsüz bir halk yenilgiye mahkumdur ve başımıza ne geliyorsa bu örgütsüzlük nedeniyle geliyor. BHH'yı harekete geçirmek olabilir, kitlesel mitingler olabilir, işçi sınıfını harekete geçirmeden kapitalist düzende gedikler açmak mümkün olmuyor. Borga'nın söylediklerinin ise savunulacak bir yanı yok.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 13:49


Katliam sonrası KCK'nın yaptığı '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! açıklamasına ''Olur emret.'' diye ironik bir şekilde karşı çıkmış Sn.Borga!

''Koyunlar gibi toplanalım meydanlarda, maytaplar gibi patlaya parçalana ölerek demokratikleşelim. Öyle çok ölelim ki, zalimler insafa gelsin. Bu mu istediğiniz.

Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.''
Melnur arkadaşın yazısndan alıntıdır.

:d Böyle bir delinin özelikle ''Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' deyişlerine nasıl katılıyorsunuz Melnur arkadaşa.

Borga bu yazısıyla sol gösterip sağ çakıyor.'' basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' Böylesi irade kulanılmasına yönelik borga delisi ne yapıyor? İşte yazıları Komünist forumda,Enternasyol forumda Sosyalist forumda önce ''akademisyen'' sonra borga diye yazılanlar ortada .

Esasında bir deli var İmralıda, ikinci deli de borga olmakta.  

İşi gücü böyle gerçek anlamda   bir toplumsal iradenin oluşmasını sebote eden birinci delinin yaptığı   ,eleştiren ,komünal örgütlenme önerileriyle ve bunun üç beş on gençlk çoşkusuyla gençleri örgütlenmelerini   öneren,savunan ikinci   deli.

Bu arada Hayriözşen diye girdiğim o forumda benim olduğum bilinmesine rağmen 16 mesajlarımın onanıp yayınlanaması rağmen akşam reis Che tarafından tekkerür mahlas diye banladı.Orası Sosyalist forum değil Che reisin forumu olduğunu tescillemiş oldu.

NOT:Yine buradan sesleneceğim bir var o forumda Dinç diye biri .babasına   selamlarımı iletsin.  







Bu ileti en son owert tarafından 11.10.2015- 14:26 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 14:59


Alıntı Çizelgesi: owert yazmış

Katliam sonrası KCK'nın yaptığı '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! açıklamasına ''Olur emret.'' diye ironik bir şekilde karşı çıkmış Sn.Borga!

''Koyunlar gibi toplanalım meydanlarda, maytaplar gibi patlaya parçalana ölerek demokratikleşelim. Öyle çok ölelim ki, zalimler insafa gelsin. Bu mu istediğiniz.

Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.''
Melnur arkadaşın yazısndan alıntıdır.

:d Böyle bir delinin özelikle ''Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' deyişlerine nasıl katılıyorsunuz Melnur arkadaşa.

Borga bu yazısıyla sol gösterip sağ çakıyor.'' basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' Böylesi irade kulanılmasına yönelik borga delisi ne yapıyor? İşte yazıları Komünist forumda,Enternasyol forumda Sosyalist forumda önce ''akademisyen'' sonra borga diye yazılanlar ortada .

Esasında bir deli var İmralıda, ikinci deli de borga olmakta.  

İşi gücü böyle gerçek anlamda   bir toplumsal iradenin oluşmasını sebote eden birinci delinin yaptığı   ,eleştiren ,komünal örgütlenme önerileriyle ve bunun üç beş on gençlk çoşkusuyla gençleri örgütlenmelerini   öneren,savunan ikinci   deli.

Bu arada Hayriözşen diye girdiğim o forumda benim olduğum bilinmesine rağmen 16 mesajlarımın onanıp yayınlanaması rağmen akşam reis Che tarafından tekkerür mahlas diye banladı.Orası Sosyalist forum değil Che reisin forumu olduğunu tescillemiş oldu.

NOT:Yine buradan sesleneceğim bir var o forumda Dinç diye biri .babasına   selamlarımı iletsin.  




( Şu ''yanlış tuş''tan kurtulamıyorum. Başlamış olduğum yazı yine yanlış bir tuş kurbanı oldu.)

Sn.owert;

KCK'nın '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! '' açıklamasına Sn.Borga'nın gösterdiği tepki haklı bir tepkidir. KCK şu ''demokratik mücadele''den, demokrasi için mücadeleden kendini sıyıramıyor. Üstelik bu demokrasi kürt etnisitesinin dışında Türkiye bütünlüğünü de kapsamıyor. Ne kadar ''Türkiyelileşmek'' kodlamasına vurgu yaparlarsa yapsınlar bu konuda hiç bir inandırıcılıkları da bulunmuyor. Böyle olunca AKP karşıtlığı ilkesel değil, pragmatik bir özellik kazanıyor. Ulusal çıkarlarına uygun olduğunda ''sorunu AKP çözer'' diyorlar, tersi olduğunda ''AKP faşizmi''nden söz ediyorlar. BU yüzden Sn. Borga'nın bu konudaki tepkisi doğru. Yanlış olan önerdiğidir. Bu konuda da Sn. Borga yanlış bir konumlanış içinde. Kitle desteği kazanılmadan silahlı bir mücadele veya silahlı bir tepki tam da burjuvazinin ( siz bunu sistemin koçbaşı durumunda olan AKP anlayın) isteğidir, arayıp da bulamadığıdır. Sn.Borga burada tepkisel bir refleks de göstermiyor, konuya bakışı genel olarak bu. ''Leninist-Blankist'' tanımlaması kitle desteği kazanılmadan dar örgütçü bir anlayışın mücadele biçimidir ki, bunun da zaten Leninizm ile bir ilişkisi bulunmuyor.

Yazmaya çalıştıklarımın basitçe özeti buydu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 16:33


Sn.owert;

KCK'nın '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! '' açıklamasına Sn.Borga'nın gösterdiği tepki haklı bir tepkidir. KCK şu ''demokratik mücadele''den, demokrasi için mücadeleden kendini sıyıramıyor. Üstelik bu demokrasi kürt etnisitesinin dışında Türkiye bütünlüğünü de kapsamıyor. Ne kadar ''Türkiyelileşmek'' kodlamasına vurgu yaparlarsa yapsınlar bu konuda hiç bir inandırıcılıkları da bulunmuyor. Böyle olunca AKP karşıtlığı ilkesel değil, pragmatik bir özellik kazanıyor. Ulusal çıkarlarına uygun olduğunda ''sorunu AKP çözer'' diyorlar, tersi olduğunda ''AKP faşizmi''nden söz ediyorlar. BU yüzden Sn. Borga'nın bu konudaki tepkisi doğru. Yanlış olan önerdiğidir. Bu konuda da Sn. Borga yanlış bir konumlanış içinde. Kitle desteği kazanılmadan silahlı bir mücadele veya silahlı bir tepki tam da burjuvazinin ( siz bunu sistemin koçbaşı durumunda olan AKP anlayın) isteğidir, arayıp da bulamadığıdır. Sn.Borga burada tepkisel bir refleks de göstermiyor, konuya bakışı genel olarak bu. ''Leninist-Blankist'' tanımlaması kitle desteği kazanılmadan dar örgütçü bir anlayışın mücadele biçimidir ki, bunun da zaten Leninizm ile bir ilişkisi bulunmuyor.

Yazmaya çalıştıklarımın basitçe özeti buydu.[/size]



KCK'nın '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! '' anlayışına olduğuna   ve esas aldığını 40 yıllık sürecine baktığımız da   kabul etmemiz mümkün değil. En son bu anlayışın esas alanımasını söyleyen Öcalan oldu. Bunu da siyasal mücadele diye telaffuz etti. Belki borga Öcalanı eleştirmektedir . Çünkü   ''demokratik mücadeleyi, (siyasal dediği))öne çıkarılması gerek diyen nevrozda   Öcalandı.

Hatta PKK buna uyuyorum dedi ama bu kez ulusal inşaa süreci eklemesiyle özerkliği öne çıkardı ve Hazırlanan Bölgesel parti ile bunu yapma çabasına girdi. HDP nin barajı aşamayacağını üzerine kurgulanandı esasta olan. Ama HDP barajı aştı.

Şimdi bu parti aracılığı ile yapılan yaşanan mahalle direnişine ama   halkın katılmadığından dolayı   bu yöne sapan genç insanların direnişine dönüşen bir hal aldı.

Esasına bana göre Kürt siyasalı ne istediğini de tam bilmiyor . Öcalan 75 te kürtlerin kendi başına sosyalizmi istediğini söyledi. Ve Türkiye sosyalistlerinden ayrı olarak   bu hedefe varırım diye ortaya çıktı. PKK içinde olanların bir kısmı ki sonradan tasfiye oldular saf biçimde Kürtler üzerinden Türkiyenin sosyalist olabileceğine inandılar.   Yani kürtler ateşi yakacak,ama bu ateş türkiyeyi hatta ortadoğuyu saracaktı.

İyi niyetli bir anlayış bu ama gerçekçi   olmayandı . Çünkü ulusalığı,kimliği   temel alıp bunun yanına   sosyalist anlayışı tali alan mücadele başarılı olsa da sosyalist olmaz. İşte geldiğimiz 40 yıl sonrasında durum bu. Bunun için kürt gençlerinin ve toplumunun bu kadar eziyet ve acı ve bedel ödemesine gerek yoktu . Öcalan baştan itibaren ulusal ve kimliği öne koyan Siyaseti 40 yıl üzerinde dirense (salt demokratik mücadele ki en son vardığı da bu oldu bilindiği gibi)   tarzı ortaya koysa bu güne kadar dağlarda o kadar ölü vermezdi. Toplumuna da bu kadar eziyet ettirmezdi.   Varacağı yer bugünkü yer olurdu.

Kürt siyasettinin o eski düşüncelerinden sonra şimdi tek istediği siyasal temsiliyettir.  
Bunu da tam ortaya koyamamaktadır.
Sonra yerel yönetimler demiştir. (AB yerel yönettim ki AB tarafındanb dayatılan ve emperyalistlerce istenilen)
(kadrolarda kafa karışıklığı yaratmamak içi) ekolojik toplum,kömünal yaşam gibi kendisininde inanmadığı zırvalamalar yapmıştır.
En son özerklik ,ulusal inşaa diyor. Ve güney kürdistanda olduğu gibi   ABD yardımıyla   özerkliğini (ona yağcılık ve güven vererek,ABD ile Türkiye çelişkisine dayanarak ) talep etmekte. Son Duran kalkan bu rolü ellerinden çaldığı için rusyayı eleştiridi. Rusya rol çalıyor dedi .Kimin rolünü çalıyor bu rusya?!

Tüm bunların hepsinin birleştiği yer şu '' ey türkiye kürtlere siyasal olarak toplumunu yönetme hakkını ver .''İşte kürt siyasalı bunu istiyor.Kürdistan denlen yerede ekonomk yapılanma istemiyor ,sosyal yapılanma da istemiyor tek istediği yönetme hakkı Bu kadar basit.( Diğer taraftan yönetme hakkına kavuşunca bunları yapabilirim diyor belki ama kazın ayağının öyle olmadığını bile göremiyor.   Hani, devlet istemiyorum iktidar güç nefret edilecek olgudur diyor ama Kürt siyasalı esas olarak iktidara   tutkulu aşık. Zaten PKK çalışma,örgütlenme   tarzıda faklı değil. )

O zaman Öcalan imralıdan çıkacak mandela gibi toplumca diyarbakır meydanında karşılanacak, Dağdakilerde Kürt yerel yönetiminin meclisinı oluşturacak. İşin tuhafı öcalan daha önceden dağdakilerin yerel yönetimle belediye zabıtası,mememur ,emniyet mensubuna olabileceğini bile kabul etmiştir.   :d

Kısaca ben PKK nın (borga PKK diyemiyor neden?KCK diyor. PKK yönetimi zaten KCK yönetimi ile eş.Aynı politik hatta sahip.) demokratik mücadeleye önem vermekten öte silahli mücadeleyi göklara çıkardığına inanıyorum .. Borga da son dönemde demokratik mücadeleye önem veridilmesi yönünde eğilii görünce esasta onu eleştiryor. Kısaca eski çizgi doğrudur diyor, kısaca Vur PKK vur.

Sayın melnur ,Tabii o sıcak yatağında yatarken bunları demek kolay. Sorumluluk duymanadan atmak kolay. Kayıpların insan ve yitirlenlerin coluk couk olduğunu görmeden demek kolay. Bana göre bu delilik ,gadarlık, insana yabancı olmak. Kimse bana hümanist demesin lütfen bunları yazdığım için. ÖYle dan dan dan üç tane adamı deviridimle bu işler olmuyor. Zaten böyle düşünene deli derler.


 





Bu ileti en son owert tarafından 11.10.2015- 16:43 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.10.2015- 16:40


Alıntı Çizelgesi: owert yazmış



KCK'nın '' Katliam ve savaş demokratik mücadele ile etkisizleşir! '' anlayışına olduğuna   ve esas aldığını 40 yıllık sürecine baktığımız da   kabul etmemiz mümkün değil. En son bu anlayışın esas alanımasını söyleyen Öcalan oldu. Bunu da siyasal mücadele diye telaffuz etti. Belki borga Öcalanı eleştirmektedir . Çünkü   ''demokratik mücadeleyi, (siyasal dediği))öne çıkarılması gerek diyen nevrozda   Öcalandı.




Kürt hareketinin stratejik ve taktik manevraları ayrı bir konu; benim yorumumda doğrudan doğruya bu konuya bir atıfta bulunulmuyor. Sosyalistlerin demokrasi mücadelesini merkeze alan bir siyaseti olumlayamayacaklarını söylemek istedim. Sn.Borga'nın bu ''demokratik mücadele''ye karşı çıkışının doğru olduğunu bu nedenle söyledim. Sosyalistler demokratik mücadeleyi değil sosyalist mücadeleyi merkeze alırlar. Bu konumlanış, burjuva demokrasisinin askeri diktatörlük veya faşizmden hiç bir farkı olmadığı, önemsenmeyeceği anlamına gelmez. Ama önceliğimiz hiç bir şekilde demokrasi değildir, sol demokrasicilikle de uğraşmaz. Onu savunanlar savunsun. Solun işi bu değildir. Sn.Borga'nın çıkışı bu nedenle haklı bir çıkıştı. Ne var ki, bu haklı çıkıştan sonra önerdiğinin de yanlış olduğunu, Leninist anlayışla da bir ilgisinin bulunmadığını söylüyorum. Üstelik genç insanların girip çıktığı bu tür forumlarda bu tür retoriğin foruma yanlış algıya da yol açabileceğini-açtığını söylüyorum. Evet, ''artık yeter'' diyelim, doğru bir tepkidir bu ama yapılması gereken kesinlikle Sn.Borga'nın önerdiği   değildir.





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 14.10.2015- 12:26


Böyle bir delinin özelikle ''Bırak zulmü boğmayı, bırak haramileri alaşağı etmeyi, onların bir hükümetini bile yıkma bilinci olmayan, kendini bir basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' deyişlerine nasıl katılıyorsunuz Melnur arkadaşa.

Borga bu yazısıyla sol gösterip sağ çakıyor.'' basınç makinası olarak görmenin bir adım ötesine geçemeyen bu irade sonlanmalıdır.'' Böylesi irade kulanılmasına yönelik borga delisi ne yapıyor? İşte yazıları Komünist forumda,Enternasyol forumda Sosyalist forumda önce ''akademisyen'' sonra borga diye yazılanlar ortada .

Esasında bir deli var İmralıda, ikinci deli de borga olmakta.  

İşi gücü böyle gerçek anlamda   bir toplumsal iradenin oluşmasını sebote eden birinci delinin yaptığı   ,eleştiren ,komünal örgütlenme önerileriyle ve bunun üç beş on gençlk çoşkusuyla gençleri örgütlenmelerini   öneren,savunan ikinci   deli.


Bir hareketin liderine ''deli'' denmesini kabul etmiyorum. Öcalan'ın hiç bir düşüncesine katılmıyorum. Öcalan'ın özgürlük iddialarının gerçekçi olduğuna da inanmıyorum. Öcalan'ın Lenin ve Marks konusundaki iddialarını ise şiddetle reddediyorum. Ancak bir siyasi lidere, kürt halkının önemli bir bölümünün önder kabul ettiği bir şahsiyete ''deli'' yakıştırmasının yapılmasını yanlış buluyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 15.10.2015- 00:12


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış



Bir hareketin liderine ''deli'' denmesini kabul etmiyorum. Öcalan'ın hiç bir düşüncesine katılmıyorum. Öcalan'ın özgürlük iddialarının gerçekçi olduğuna da inanmıyorum. Öcalan'ın Lenin ve Marks konusundaki iddialarını ise şiddetle reddediyorum. Ancak bir siyasi lidere, kürt halkının önemli bir bölümünün önder kabul ettiği bir şahsiyete ''deli'' yakıştırmasının yapılmasını yanlış buluyorum.




Çok alıngansınız ? Vala esasında Yaşar Kemalin ona   ''bizim deli ''dediğini okumuştum. Burada bu kelime ironik olarak kulanılmıştır.

Mesela benim gibi bir nin bu lafları etmeside ''deliliktir.'' Çünkü bunları yazan olarak imralıda ki şahıs resminin önünde küfür edipte sonra resme dönüp ''kusura bakma başkan'' diyenlerin olabildiğini bilenlerdenim. Ve bunu bir bilen olarak '' deli '' derken ,kendiminde ''deli ''olduğunu kabul ediyorum   :d

Ne yazuk bu ülke deliler diyarı . Çünkü gerçekten nerden tutulsa elinde kalan ,hiç bir şeyi anlaşılır kurallarla açıklanabilir olmayan bir ülke.

Bakın bu akşam başbakan ne demiş.'' Bizin islam inacımız işid'ten   360 derece farklıdır.'' :d     Ne müthiş bir açıklama değilmi. İşte bizim ülkemizde bu sık sık olandır.




Bu ileti en son owert tarafından 15.10.2015- 00:17 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Adını koyalım artık: Faşizm... melnur 5 2916 12.03.2021- 00:48
Konu Klasör S.Demirtaş: Artık AKP'yi değil, geleceği konuşmalıyız melnur 3 2248 29.03.2022- 05:36
Konu Klasör ‘Artı değer’ tezi boş çıktı: Marx yanıldı… melnur 0 1 14.04.2024- 08:02
Konu Klasör Sandık ve polis yeter mi? munzur 0 3532 23.05.2016- 15:12
Konu Klasör TKP'nin referandum kararı: YETER! melnur 0 2958 24.01.2017- 16:30
Etiketler   Artık,   YETER
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS