SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Demirtaş'tan Davutoğlu'na çok sert yanıt           (gösterim sayısı: 3.391)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: tekyoldevrim
Konu Tarihi: 11.10.2015- 18:04


Demirtaş'tan Davutoğlu'na çok sert yanıt

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirerek, "Bizim bu şeklide an ve an, gün ve gün katilimiz olmana izin vermeyeceğiz. Bizi bu şekilde tehdit etmenize boyun eğdirmenize asla izin vermeyeceğiz. Ortada bir çocuk oyunu oynanmıyor. Her gün ölüyoruz. Ölen biziz, asker de biziz, polis de biziz. Kürt de biziz, Türk de biziz" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, KESK Genel Merkezi'ni ziyaret ederek, taziye ve geçmiş olsun dileklerini iletti.

Demirtaş, KESK çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, cenazelerin Ankara'dan toplu halde uğurlanması konusunda çalışma yaptıklarını açıklayarak, "Cenazelerin toplu halde Ankara'dan uğurlanması konusunda bir hazırlığımız olacak. Yaralıların akibeti konusunda da takip konusunda koordinasyonumuz olacak. Tüm bu katliamı gerçekleştiren zihniyetin bu topraklarda halkımız nezdinde bir korku ve panik yaratmasını engelleyecek en güçlü duruşu ortaya koyacağız. Ankara'dan cenazelerimizi kitlesel uğurlayacağız. Ve gittiği her yerde de kitlesel karşılayacağız. Toprağa emanet edeceğiz, Allah'a emanet edeceğiz, ama geri kalanlar olarak da dimdik ayakta duracağız. Bize bu şekilde boyun eğdirmeye çalışacaklarını zannedeceklerini zannediyorlarsa da geçmiş de de yanıldılar, şimdi de yanıldıklarını göstereceğiz" dedi.

'ANKARA'NIN DA FAİLİNİ YAKALAMAYACAKSINIZ'

Başbakan Davutoğlu'nu sert sözlerle eleştiren Demirtaş konuşmasına şöyle devam etti: "Şunu da belirteyim ki, stajyer Başbakan bu akşam bir takım açıklamalar yaptı. Yalanla, yanlışla dolu kendisinin de inanmayacağı bir konuşma yaptı. Her şeyden önce şunu belirteyim ben Selahattin Demirtaş olarak kimseyi tehdit etmedim, etmemde. Sadece birkaç ay içerisinde 150'den fazla arkadaşını bu ve benzeri saldırılarda kaybetmiş biri olarak konuştum ve konuşuyorum, konuşmaya da devam edeceğim. Tek birinin dahi failini yakalamadınız. Ne Suruç'un ne Diyarbakır'ın. Ankara'nın da yakalamayacaksınız. Arkasındaki güçleri ortaya çıkarmayacaksınız. Utanmadan sıkılmadan bir Başbakan olarak ‘Suruç katliamının sanığını yakaladık, bunu da Adalete teslim ettik' dediniz bir Başbakan olarak. Bir saat önce söyledin bunu, ‘Abdurahman Açıkgöz'ü yakaladık, Adalet'e teslim ettik' diyorsun. Abdurahman Açıkgöz canlı bomba, orada paramparça oldu. Kimi yakaladın nereye teslim ettin. Bütün Türkiye'nin gözünün içine baka baka yalan söyleyen adamdan hayır gelir mi? Bugüne kadar hangi katliamın sonuçlarını, faillerini arkasındaki güçleri ortaya çıkardın. Hangisini yaptınız? Roboski'yi mi yaptınız, Gezi'de öldürdüğünüz çocukların hesabını mı verdiniz? Diyarbakır'da patlattığınız bombanın arkasındaki gücü ortaya çıkardınız. Suruç mu ortaya çıktı, bu da ortaya çıkmayacak. Çünkü karanlık değil, bunlar karanlık olaylar değil. Aleni bir şekilde Ankara'nın göbeğinde ‘Geliriz ve sizi paramparça ederiz' mesajı verilmek isteniyor. Bu bize yönelik bir saldırı değil sadece. Kim AKP'ye bu zihniyete kafa tutarsa, ‘biz hepinizi paramparça ederiz ve üstünü de örteriz' demek istiyorlar. Kimse kimseyi kandırmasın. Ben durup dururken kimseye iftira atmak için bunları söylemiyorum. Birilerini karalamak için hele hele siyasi rant ve seçim kampanyası için ifade etmiyorum. Sandığınızda, koltuğunuz da, sarayınızda batsın. Ama biz tek bir arkadaşımızın, halkımızın tek bir evladının tırnağını sizin çaldığınız trilyonlara değişmeyiz. Bunu bilin. Bu kadar aşağılık bir zihniyet neredeyse ‘HDP kendi mitingini bombaladı' diyecek noktaya geldiler. Başbakan yarım saat konuşuyor, 20 dakikasını bize hakaret ve tehditle geçiriyor. Başbakan 100 arkadaşımın katledildiği mitinginle ilgili konuşuyor, konuşmasının yarısından fazlasını bana tehdide ayırıyor. IŞİD ile ilgili bir tek kınama cümlesi duydunuz mu, yok. Halen bizi tehdit ediyor. Sen kimsin, nesin, bizim Başbakanımız falan değilsin, doğru. Ama bizim bu şeklide an ve an, gün ve gün katilimiz olmana da izin vermeyeceğiz. Bizi bu şeklide tehdit etmenize boyun eğdirmenize asla izin vermeyeceğiz. Ortada bir çocuk oyunu oynanmıyor. Her gün ölüyoruz. Ölen biziz, askerde biziz, poliste biziz. Kürt de biziz, Türk de biziz. Yoksul halkın evlatları olarak biz ölüyoruz. Siz ölmüyorsunuz. Sizin evlatlarınız nerede ne yaptığını her gün izliyoruz, biz ölüyoruz. Dolayısıyla hesap vermesi gereken biz değiliz, sizsiniz. Devlet sizin elinizde, ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Her ölümden sorumlusunuz. Ve, bunun hesabını vereceksiniz. Sizi hukuk karşısında bağımsız yargının karşısına çıkarana kadar mücadelemiz sürecek. Böyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya bu ülkede her gün katliam yapmanıza izin vermeyeceğiz. Hele kameraların karşısına çıkıp bize parmak sallayıp, tehdit ederek, korkutacağınızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Allah'tan başkasından korkumuz yoktur. Bir canımız var, halkımızın uğuruna da feda ederiz. Korkacak bir şeyimiz yok. Saklayacak bir şeyimiz de yok."

"ELİNİZİ KOLUNUZU SALLAYA SALLAYA KATLİAM YAPMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Selami Altınok'ı eleştiren Selahattin Demirtaş, "Bütün olup bitenleri herkes elini vicdanına koyarak değerlendirsin. Ankara, Türkiye'nin başkenti. Kuş uçsa devletin haberi olur. İstihbaratın en güçlü olduğu şehirdir burası. 100 binlik miting yapılıyor tek bir güvenlik önlemi yok. Ne ara sokaklarda ne ana caddede tek bir güvenlik önlemi yok. Kendi mitinglerine bir bakın. On cadde öteden başlıyor güvenlik önlemleri. Bugün barış isteyenlerin mitingine 2 tane canlı bombayı kendi elleriyle saldılar. Ne kontrol var ne güvenlik. Yetmedi, canlı bombalar kendini patlatmış yerde yaralılar var. 500 yaralı var nefes alacak durumda değiller kendi emirleri ile polisler gaz atıyorlar. Yaralılar zaten ölmek üzere birde gazla boğuştular. Yaralıları taşıyanlar gazla boğuştular. Polisin TOMA'dan sıktığı suyla boğuştular. 100 cenazemiz var, 500 yaralı var bir de TOMA'dan sıkılan suyla, gazla uğraştık. Bu mu senin adaletin? Bunun hesabını vermek yerine çıkmış HDP'yi, Demirtaş'ı suçlayan kendi sorumluluklarını görmezden gelen bir tutum sergiliyorlar. Böyle bir aymazlık utanmazlık olabilir mi? Gazeteci bakana 'İstifa edecek misiniz?' diye soruyor, beyefendi gülüyor. Gülerek cevap veriyor. 100 tane cenaze morgda bekliyor ülkenin atanmış memuru sözde adalet bakanı sırıtarak cevap veriyor. Biz bunlara mecbur değiliz.

'BUNLARIN KAHRINI ÇEKMEK ZORUNDA DEĞİLİZ'

Ülke olarak bunların kahrını çekmek zorunda değiliz. Halen bizi dışlayan bir tutum var. Halen bunlardan bütün sorumlu bizmişiz gibi bütün bu ölümlerden sorumlu bizmişiz gibi bir tutum var. Ülkeyi biz yönetiyorsak haber veririz. Bugün Başbakan ben olsaydım Türkiye toplumundan bin defa özür diler istifa ederdim. Hatta onuru olan istifa değil intihar eder böyle bir alçaklık karşısında. Bunlarda utanma yok. Bir tane haysiyetli onurlu yok ki, istifa edin çağrısı yapalım. Ve biz bunlar tarafından yönetiliyoruz. Nerede nasıl öleceğimizi, öldürüleceğimizi bilmeden bunlar tarafından yönetiliyoruz. Bunun adına ileri demokrasi diyorlar.

O nedenle özellikle Davutoğlu'na sesleniyorum: Bizi tehdit ederek, hakaret ederek daha cenazelerimiz morgdayken, parçalarını meydandan toplamamışken bizi suçlayan dilden seni men ederim. Haddine değil. Sen başbakan bile değilsin. Ülkenin yönetimine zorla el koymuş, darbe yapmış bir kliksiniz. Bize parmak sallayarak, tehdit ederek konuşmak sizin haddinize değil. Türkiye demokrasi ve barış çağrısından tahrik oluyorsa kusura bakmayın. Biz sadece kardeşçe yaşamak için bu mitingleri ve yürüyüşleri yapıyoruz. Asıl sorumlu ve tahrikkar sizsiniz. Her konuşmanız tahrik kokuyor. Cumhurbaşkanından Başbakanına her konuşmanız sadece insanlarımızı birbirine düşman etmeye yarıyor. Size oy verenler vatandaş geri kalanlar kuluz, tebayız. Size oy vermediğimiz için geri kalanların hepsinin katli vaciptir. Bunu her gün siz söylüyorsunuz. Her gün kameraların karşısına çıkarak ayrımcılığı siz yapıyorsunuz. Utanın, sıkılın. Düşün bu ülkenin yakasından. Ülkemizi sizden kurtaracağız. İnşallah o günler yakındır. Bu halkları, ezilenleri sizden kurtaracağız. O günler gelecek hep birlikte göreceğiz" diye konuştu.

Cumhuriyet



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 18:17


AKP HDP ve Demirtaş'ı dışlayarak siyasetin normalleşmesine katkı koymuyor. Kürt sorununun çözümü için HDP ve Demirtaş büyük bir şans. Türkiye'nin normalleşmesi için HDP ve Demirtaş'a ihtiyaç var ve Davutoğlu bunu görmüyor. Demirtaş'ın katliamdan sonra ''bu katliamı devlet yaptı'' açıklaması yanlıştı. Bu yanlışın bir bahane olmaması lazımdı ve Davutoğlu Kılıçdaroğlu'ndan sonra Demirtaş ile de görüşebilmeliydi. Siyaset normalleşmeden ülke normalleşemez.

Demirtaş açıklamalarında sert bir dil kullanıyor. Daha sakin ve kapsayıcı bir dil kullansa siyasetin normalleşmesine daha fazla katkı yapacak. Bu ülkenin de, kürt halkının da Demirtaş gibi bir lidere ihtiyacı var. Gençliğnin verdiği heyecan ile sert bir dil kullanması HDP'li olanların dışındaki kesimler tarafından tasvip edilmiyor. Bunu da düzeltirse siyaset kavgalı halinden daha çabuk çıkacaktır. Toplumun da buna ihtiyacı var.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 19:07


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

AKP HDP ve Demirtaş'ı dışlayarak siyasetin normalleşmesine katkı koymuyor. Kürt sorununun çözümü için HDP ve Demirtaş büyük bir şans. Türkiye'nin normalleşmesi için HDP ve Demirtaş'a ihtiyaç var ve Davutoğlu bunu görmüyor. Demirtaş'ın katliamdan sonra ''bu katliamı devlet yaptı'' açıklaması yanlıştı. Bu yanlışın bir bahane olmaması lazımdı ve Davutoğlu Kılıçdaroğlu'ndan sonra Demirtaş ile de görüşebilmeliydi. Siyaset normalleşmeden ülke normalleşemez.

Demirtaş açıklamalarında sert bir dil kullanıyor. Daha sakin ve kapsayıcı bir dil kullansa siyasetin normalleşmesine daha fazla katkı yapacak. Bu ülkenin de, kürt halkının da Demirtaş gibi bir lidere ihtiyacı var. Gençliğnin verdiği heyecan ile sert bir dil kullanması HDP'li olanların dışındaki kesimler tarafından tasvip edilmiyor. Bunu da düzeltirse siyaset kavgalı halinden daha çabuk çıkacaktır. Toplumun da buna ihtiyacı var.




Bana göre az bile demeç veriyor. Mesela bu katliamı'' Hükümet yaptı diyebilirdi''Ama diyemedi. Devlet dedi. Çünkü yarın öbürgün devlettin içinde bir kliğe işi yükleme yapıp Hükümetle aynı masaya oturabilirliği açık bırakıyor.

Bu ülkeyi kim yönetiyor? AKP hükümetti.AKP hükümeti devlet'in gücünü olanaklarını kulanıyor. Egemen olan o. Eğer bu egemenliği dışında birileri bir şey yapıyorsa o zaman '' ben bu devletti zap edemiyorum yardım edin, ya da hükümet olmaktan çekliyor istifa ediyorum ''der. Bunların ikisini de demiyor.

O zaman sorumlu devlet değil Hükümet. Devletti yöneten.

Evet ,devlettin öz ve biçim olarak   biliyoruz ama, Kuranazca Özü biçim diye yuturulmaya çalışılmasını da yemiyoruz.  




Bu ileti en son owert tarafından 11.10.2015- 19:10 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 11.10.2015- 19:14


Bu sözleri Erdoğan söylemişti: 95 canın sorumlusu bakın kim?

Ankara'da yaşanan kanlı saldırı sonrasında hükümetten tepki çeken açıklamalar gelmiş,

İçişleri Bakanı Selami Altınok güvenlik zafiyeti olmadığını söyleyerek istifa etmeyeceğini açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çok değil bundan 9 ay önce, ABD'de üç Müslüman gencin öldürülmesinin ardından Obama'ya seslenmişti.

Erdoğan konuşmasında
"Ben, Sayın Obama'ya sesleniyorum, 'Neredesin Başkan' diyorum. Dışişleri Bakanına, Biden'e sesleniyorum, 'Neredesiniz' diyorum. Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz. Tavrımızı ortaya koymak zorundayız. Çünkü halk size oylarını verirken 'Benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi sağlayacaksın' diye veriyor. Eğer siz, bu tür bir olay karşısında sessiz kalırsanız dünya da size her zaman sessiz kalacaktır." demişti.

Bundan iyi adamın eline makineli tüfekmi gerekir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Paris ne yana düşer, Silvan ne yana… dayanışma 0 3421 16.11.2015- 17:06
Konu Klasör Bir kavram var ki o bir yana diğerleri bir yana melnur 0 2837 10.12.2016- 15:48
Konu Klasör Hüseyin Aygün'den sert çıkış tarihselmaddeci 1 5084 03.06.2015- 14:03
Konu Klasör CHP'li Fikri Sağlar'dan Kılıçdaroğlu'na sert sözer melnur 0 3776 02.05.2017- 08:19
Konu Klasör Hüseyin Aygün'den Kılıçdaroğlu'na sert sözler denizcan 1 4432 03.01.2016- 15:17
Etiketler   Demirtaştan,   Davutoğluna,   çok,   sert,   yanıt
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS