SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kandırılan sol liberalizm üzerine           (gösterim sayısı: 4.364)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 30.10.2015- 23:36


Kandırılan sol liberalizm üzerine (Cahit Ekinoğlu)

"Sol liberalizmle hesaplaşmayı ihanet, döneklik vb. derekesine indirgemek bizi ideolojik-politik olarak yavanlaştıracak, fakirleştirecek bir yol. Sol liberalizmle gerçek bir siyasal hesaplaşma, kendi fikri-örgütsel kabullerimizle de hesaplaşma cesaretini gösterebilmekten geçiyor."

Resim Ekleme
Cahit Ekinoğlu - İleri Forum

Murat Belge’nin ‘’kandırıldık’’ açıklaması   bizim cenahta müstehzi bir gülümsemeye yol açtı. Sol-liberaller açısından bir tür vicdan rahatlatması işlevi gören ‘’kandırıldık’’ cümlesinin biraz altını kazıyınca ortaya çıkan manzara, hiç de sol-liberallere yakıştırılan saf, salak   ya da ‘’kullanışlı aptal’’ sıfatlarına haiz olmakla rabıtalandırılamayacağını gözler önüne seriyor.

Okuru sıkma pahasına da olsa tekrar etmekte fayda var:   Sol-liberalizm; tarihi şematikleştirerek, sınıflar mücadelesinden azade bir ceberrut devlet geleneği ve bu geleneğin uzantısı olarak da devlet -toplum ve merkez -çevre ikiliği/çelişkisi üzerinden kendini var eden bir siyasal fikri akımdır.

Bu okumanın doğal sonucu olarak, AKP’li yılların başlangıcını ‘’Muhafazakar Demokrat Devrim’’ diyerek selamlama utanmazlığına imza atan sol-liberal fikriyatın ardında ise oldukça vülger ve ekonomizmle hemhal olmuş, aşamacı bir marksist anlayış bulunuduğunu söylersek yanılmış olmayız.

Şöyle ki; ister sivil toplumun gelişmemişliği denilsin, ister demokratik kurumların zayıflığı denilsin, isterse otoriter bir siyasal kültür denilsin sorun hep ‘’tam’’ bir burjuva devriminin yaşanmamış oluşudur. Tam bir burjuva devrimi yaşanmadığı için de eski rejim (acient regime) bir şekilde varlığını sürekli olarak sürdürmektedir.

Bu zihniyetin altında ise, burjuvazinin demokrasinin temel öznesi olduğu yatar. Böylece kapitalizm ile demokrasi arasında doğrudan bir neden sonuç ilişkisi kurulur. Burjuvazi yoksa demokrasi de yoktur denilerek, ‘yükselen burjuvazi’ arayışına girilir.   En tipik örneği olarak, 13 yıl boyunca, ‘’Anadolu Kaplanları’’ndan tutun da ‘’islami kalvanizm’’ vb. saçmalıklara ilişkin pek çok çözümlemenin ‘’sosyalist kültür’’ dergilerinde kendine yer bulmasını gösterebiliriz.

Diğer yandan, sol-liberalizm bu topraklarda AKP’li yıllarda bir anda ortaya çıkmış fikri akım değil. Kökü, 1980 darbesinin hem sonrasına uzanan bir fikirler demeti. 80’lerde Turgut Özal’ın şortla askerleri denetlemesinden sivilleşme çıkarma arayışlarından tutun, 90’larda Demirel’in ‘’değişiminden’’ bir demokratikleşme imkanı arayanlar meşruiyetlerini bu fikirler demetine dayandırdılar. Görkemli Haziran isyanına kadar ‘’ittihatçı-jakoben elitlerle’’ hesaplaşan ‘otantik AKP’ hegemonyasının yarattığı büyülü havanın sol liberallerin yelkenlerini bayağı şişirdiğini unutmamak gerekiyor.

Bununla birlikte, 1. Cumhuriyetin temellerini artık fabrika ayarlarına geri dönemeyecek biçimde sarsan AKP’in ve yarattığı neo-liberal hegemonyanın yukarıda bahsi geçen vülger-ekonomist-aşamacı marksist perspektif tarafından ‘’burjuva-demokratik devrim/dönüşüm’’ olarak alkışlandı. Bununla da yetinilmedi, ‘’yetmez ama evet’’ denilerek ‘’eleştirel’’ destek verildi. Çünkü, sol liberal akıl açısından,   AKP’in temsil ettiği kesimlerin kazanacağı nihai zaferinin sonucunda solun yararlanabileceği demokratikleşme babında kimi gedikler açılabilecekti.                                              

Görüleceği gibi, sol-liberalizm burjuvazinin herhangi bir kesimine ‘’ilericilik’’, ‘’demokratiklik’’ vb. hasletler atfederek yamanma, sosyalist hareketin mücadelesini, o an için ehven-i şer olan hakim sınıfların bir kesimine bağımlı kılma çabasına bir örnektir. Oysa komünistler olarak, ‘’Ne Yapmalı?’’dan beri biliriz ki, sosyalist hareketin kendi ideolojik-siyasi-örgütsel bağımsızlığını savunmak temel meseledir.   Kısacası, sol-liberalizm sosyalist hareketin siyasal ve örgütsel bağımsızlığını hakim sınıfların kendi iç çekişmelerine feda eden politik tutumlardan biridir. Dolayısıyla da bu tutum sosyalist hareketi sermaye sınıfının şu ya da bu kesiminin politik-örgütsel uzantısı olma riskine taşır.

Sosyalist hareketin ideolojik-siyasi-örgütsel bağımsızlığı dedik. Devam edelim.

Bu bağımsızlığa halel getirecek olan akımlara karşı -burada konumuz sol-liberalizm- mücadele karmaşık bir görevler bütünüdür. Anti-kapitalist perspektifde yani var olan kapitalist uygarlığa karşı bambaşka bir dünyanın, komünist bir dünyanın kuruluşu için sarsılmaz bir ısrarı gerektirir. İdeolojik-siyasi-örgütsel düzeylerde sürekli bir yenilenmeyi ve eleştirelliği gerektirir.

Sol-liberalizm ile hesaplaşırken, arkasına yaslandığı vülger-ekonomist-aşamacı marksizm yorumunun neredeyse bütün solu etkilediğini unutmamak gerekiyor.   Tarihimizde, sol-liberalizme içkin olan hakim sınıflar içinden ilerici- demokratik kanatlar aramanın/keşfetmenin oldukça sol jargonlarla yapıldığını da unutmamak gerekiyor. Yani sol-liberalizm, soldaki kimi ‘’aydın’’ların veya örgütlü yapıların politik tutumlarından ibaret değil, olmadı.

Dolayısıyla, sol-liberalizmi ihanet, döneklik derekesine indirgemenin işin kolayına kaçmak olduğunu vurgulamak gerekiyor. Sol liberalizm tam da sosyalist hareketin ideolojik-siyasi-örgütsel zaaflarına ayaklarını basarak yaşama imkanı bulan fikri-siyasi bir akım. Uluslararası planda ise siyasetin STK’laşması da denilen süreci hesaba katmak gerekiyor. Siyasetin STK’laşması denilen süreç;   bütünlükten parçalı olana, projeci olana, yerel olana kayıştır. Ve   bu süreç yaygınlaşmaktadır.

Tablo böyleyken sol liberalizmle hesaplaşmayı ihanet, döneklik vb. derekesine indirgemek bizi ideolojik-politik olarak yavanlaştıracak, fakirleştirecek bir yol. Sol liberalizmle gerçek bir siyasal hesaplaşma, kendi fikri-örgütsel kabullerimizle de hesaplaşma cesaretini gösterebilmekten geçiyor. Ve bu da sürekli bir ideolojik mücadeleyi gerektiren meşakkatli bir yol. Örneğin, bu yolda 1980 sonrasında soldan bir özgürlükçülük   perspektifi geliştiremeyip özgürlükçülüğün ‘demokrasi mücadelesi’ne yem edilmesi meselesine teslim oluşumuzu sorgulamalıyız. Yine örneğin ‘aşamalı devrim’ anlayışının bugün dahi solda yaygın oluşunu eleştirmeliyiz. Dahası, bu fikri akımın etkisinde bulunan kesimlerin tabanlarına da hitap etmek, onları da kazanmaya dönük bir çaba içerisinde olmak elzem. Oysa öyle görünüyor ki solda kolay yol seçiliyor. Birilerinin ne kadar ‘satılmış’ olduğunu haykırmak, şeytanlaştırmak, küfürler savurmak esaslı bir mücadelenin yerine yeğ tutuluyor. Sol-liberalizmi fikri-politik bir akım olarak değerlendirmek, onun düşünsel temellerini sorgulamak, tarihselleştirmek, kendimizi de sorgulamayı da gerektiren düşünsel ve pratik bir çabayı gerektiriyor.

Yapabiliriz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 31.10.2015- 08:28


Böyle mi yaklaşmalıyız gerçekten?

Artvin'de faşizme kurban verdiğimiz Metin Lokumcu'ya ''ergenekoncu'' diyen, AKP'yi uzunca bir zaman ''burjuva devriminin tamamlayıcısı'' olarak gören bir zihniyetten söz ediyoruz. Bugünleri hazırlayan ''yetmez ama evet''çi bir eylemi yürütenler söz konusuyken ''... sol liberalizmle hesaplaşmayı ihanet, döneklik vb. derekesine indirgemek bizi ideolojik-politik olarak yavanlaştıracak, fakirleştirecek bir yol. Sol liberalizmle gerçek bir siyasal hesaplaşma, kendi fikri-örgütsel kabullerimizle de hesaplaşma cesaretini gösterebilmekten geçiyor. Ve bu da sürekli bir ideolojik mücadeleyi gerektiren meşakkatli bir yol. Örneğin, bu yolda 1980 sonrasında soldan bir özgürlükçülük   perspektifi geliştiremeyip özgürlükçülüğün ‘demokrasi mücadelesi’ne yem edilmesi meselesine teslim oluşumuzu sorgulamalıyız. Yine örneğin ‘aşamalı devrim’ anlayışının bugün dahi solda yaygın oluşunu eleştirmeliyiz. Dahası, bu fikri akımın etkisinde bulunan kesimlerin tabanlarına da hitap etmek, onları da kazanmaya dönük bir çaba içerisinde olmak elzem. Oysa öyle görünüyor ki solda kolay yol seçiliyor. Birilerinin ne kadar ‘satılmış’ olduğunu haykırmak, şeytanlaştırmak, küfürler savurmak esaslı bir mücadelenin yerine yeğ tutuluyor. Sol-liberalizmi fikri-politik bir akım olarak değerlendirmek, onun düşünsel temellerini sorgulamak, tarihselleştirmek, kendimizi de sorgulamayı da gerektiren düşünsel ve pratik bir çabayı gerektiriyor.''   deyip, bu anlayışı bu kadar ciddiye mi almalıyız?

Bence bu kadar ciddiye alınmamalı; yapılması gereken bu zihniyetin nasıl olur da sol saflarda yer bulabildiğini sorgulamak olmalıdır. Bulacağımız yanıt; yabancısı olmadığımız yanıttır. Sosyalistler toplumsal bir güç olamadığı sürece soldan uzaklaşma da, savrulma da, döneklik de olacaktır. Yaşanan sürecin altında yatan şey bu sorunlu gerçeklikten başka bir şey değildir. Bu sorunlu durum ve gerçeklikten kurtulamadıkça ortaya her türlü sol bezirgan çıkacak, kerameti kendinden menkul bir solculuk zihinleri çarpıtabilmeye devam edecektir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Döktükleri kanda boğulacaklar! denizcan 0 2309 10.10.2015- 23:27
Konu Klasör Diyarbakır anneleri: Biliyoruz, kandırdılar! melnur 4 2580 23.01.2020- 11:44
Konu Klasör SOL liberalizm nedir? melnur 11 15160 10.08.2022- 05:00
Konu Klasör Radikalizmle liberalizm... solcu 2 3906 21.04.2015- 21:49
Konu Klasör İki sol-liberalizm türü spartakus 0 4144 30.07.2015- 19:13
Etiketler   Kandırılan,   sol,   liberalizm,   üzerine
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS