Hakkı sen çokseslilik ile mi sosyalizm gidileceğini savunuyorsun, senin sosyalist düzenin nasıl bir şey anlamıyorum. Tarikatçısı da olsun, liberali de olsun, o da olsun, bu da olsun, oh ne güzel sosyalizmin ön koşullarını oluşturduk! Böyle mi düşünüyorsun. Devrim oldu, yine demokrasi olsun, tarikatçısı olsun, liberali olsun, şeriatçısı olsun, etnik partiler kurulsun, halk kime oy verirse o olsun. İşte sosyalizm! Böyle bir düzeni mi sanıyorsun, buna mı sosyalizm diyorsun? Bir anlatıver de anlayalım ne söylemek istediğini. Arkadaşımız yazmış, Ufuk Uras'ın ne olduğunu anlayamadın mı, ''yazsın da öğrenelim'' diyorsun?
Hakkı sen çokseslilik ile mi sosyalizm gidileceğini savunuyorsun, senin sosyalist düzenin nasıl bir şey anlamıyorum. Tarikatçısı da olsun, liberali de olsun, o da olsun, bu da olsun, oh ne güzel sosyalizmin ön koşullarını oluşturduk! Böyle mi düşünüyorsun. Devrim oldu, yine demokrasi olsun, tarikatçısı olsun, liberali olsun, şeriatçısı olsun, etnik partiler kurulsun, halk kime oy verirse o olsun. İşte sosyalizm! Böyle bir düzeni mi sanıyorsun, buna mı sosyalizm diyorsun? Bir anlatıver de anlayalım ne söylemek istediğini. Arkadaşımız yazmış, Ufuk Uras'ın ne olduğunu anlayamadın mı, ''yazsın da öğrenelim'' diyorsun?
Abbas sen gerçekten ergensin galiba çok uçlarda dolaşıyorsun .Senin parmaklarınla beynin arasında iletişim kopuk.
Eleştiri yaparken neye yaptığını anla
Eğer topyekün eleştirin benim varlığımasa bir bölüm aç sorularına cevap vereyim.
Eleştirdiğin yazı Ufuk Urasın sağcı bir gazetede yazı yazması ve Sn Yorumun astığı yazıya.
Ufuk Uras ı senden iyi tanırım merak etme.
Bak yazıyı buraya asıyorum bir daha oku.
Bu ülkede daha demokrasiyi bile içine sindiremeyen ne kadar çok komünist var anlamadım desem yanlış olur çünkü aldıkları kültür muhafazakarlık.
İstediğin gazetede yazabilirsin yeter ki gazete patronu buna izin verin. Bizce hiç sakıncalı değil.
Bu ülke topraklarında emperyalist severlerde gericide solcuda komünistte yobazda var aynı havayı tenneffüs ediyor aynı suyu içiyor aynı marketten alış veriş yapıyor hatta aynı fabrikada aynı yemekhanede yemek yiyor aynı yolu kullanıyor. Sen fark etmemişsen senin bileceğin iş.
Aynı gazetede farklı düşüncelerin yazılması senin için yabancı olabilir çünkü sen tek seslilik kültüründen gelen alışkanlıkları hala yaşandığını sanıyorsun.
Bence kabuğundan çık etrafına oksijeni ciğerlerine çeker gibi bak ne göreceksin
Sn Yorum.
Hakkı bey, sen devrimden yana da değilsindir, madem demokrasi istiyorsun, her parti, her görüş olacak ve seçimde kim fazla oy alırsa o iktidara gelecek, o zaman devrim gibi zor bir eyleme de ihtiyaç yok. Zaten demokraside yaşıyoruz, kapitalizm bize bu sistemi bağışlamış, o zaman bu sistemde devam edelim, halk sosyalistleri istiyorsa onları iktidara getirir, liberalleri istiyorsa liberalleri, gericileri istiyorsa gericilir iktidara gelir. Devrimle neden uğraşalım? Hiç değişiklik olmayacaksa devrimden sonra da demokrasi seçim, partiler olacaksa uğraşmaya değmez. Böyle mi düşünüyorsunuz?
Bu ileti en son munzur
tarafından 06.01.2016- 20:15 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
HDP milletvekilliğinden önce ÖDP genel başkanı olan siyasetçi Saadet Partisi'ne oy verdiği için Yeşiller Partisi'nden ayrıldı
Ufuk Uras, TV5’de yayınlanan ve Suat Toktaş’ın sunduğu “Düşünme Vakti” programına konuk oldu ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden istifa sürecini anlattı.
Yeşiller Ve Sol Gelecek Partisi’nden istifa eden Ufuk Uras, Milli Görüş'ün yayın organı TV5’de yayınlanan ve Suat Toktaş’ın sunduğu “Düşünme Vakti” programına konuk oldu ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden istifa sürecini anlattı. Ufuk Uras, Saadet Partisi’ne de oy vermiş olmasının ve AKP'li eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmesinin parti politikasıyla bağdaşmadığının söylenmesi üzerine, partisinden istifa ettiğini açıkladı.
“Saadet Partisi’ne de oy verdiğini” açıklaması ile Yeşil Sol Parti’den istifası arasında bir irtibat olup olmadığına dair soruya da Uras şöyle yanıt verdi:
“Sayın Davutoğlu’nun çağrısıyla yaptığım görüşme, belki artı bu, vesaire, daha çok ‘parti politikalarıyla bağdaşmıyor’ diye ifade edildi. Zaten öyleydi. Yani bunlar kişisel görüşmelerdi. Partiyle ilgisi yoktu. Dolayısıyla bütün siyasî kimlikler, böyle bir müzakere içinde bulunurlar. Herkes kendi mahallesiyle konuşuyor. Farklı mahallelerle konuşmak, anlamlıdır. Dolayısıyla, bütün bu süreci kaldıramamak, bana tuhaf gelmişti.
Ben, yerel seçimler öncesi uzun süre, yatay siyasete inanan bir insan olarak, yerel seçimler gibi, Dünya’nın birçok ülkesinde adayların yerellerden belirlendiği bir meselenin, bizde merkezden ve paraşütle adayların atandığı siyasete itiraz ederek, ‘bu seçimlerde’ dedim, ‘eğer adaylar yerellerden belirlenmezse, hiçbir partiye oy vermeyeceğim kardeşim’. Fakat sonra bir baktım, hiçbir parti yerellerden belirlenmiyor. Bu sefer, hiçbir partiye oy vermediğinizde iktidara yarayacağı için, oyumu Saadet Partisi ile CHP arasında dağıttım.”
Daha önce ÖDP Genel Başkanı olan Ufuk Uras, HDP’den milletvekili de olmuştu.
TİP milletvekili Barış Atay Ufuk Uras'ın attığı bir tweet'i alıntılayarak yaptığı yorumda Ufuk Uras için ''namussuz'' ve ''ahlaksız'' ifadelerini kullandı. İfadeler ağır kuşkusuz ama bazen insanın kafası gerçekten atıyor. Barış Atay da Ufuk Uras için herhalde bu noktaya gelmiş. Beğenir veya beğenmezsiniz bir liderin ülkesi emperyalizm tarafından paramparça edilmişken ve bu sürece dinci yobazların çok büyük bir katkısı varken büyük fotoğrafı bir kenara koyarak hala ''Esad rejiminin zulmü ve Baas'ın zulmü'' diyebilen bir siyasi anlayışa tepkisiz kalabilmek mümkün mü? Barış Atay'ın Ufuk Uras'a gösterdiği tepkide kullandığı sözcükler tartışılabilir ama Ufuk Uras zihniyetinin teşhir edilmesi gerçekten önemli. Bu adamlar yıllarca sol-sosyalist parti ve çevrelerde bulunurken etraflarına zehir saçmışlar ve bir yığın sol sempatizan gençliğe sosyalizm konusunda yanlış örnekler oldular, açıklamalarıyla yanlış sola aykırı söylemlerde bulundular. Barış Atay demek ki, gerçekten dolmuş ve dayanamamış.
KRT televizyonunda 1 Mayıs akşamı çıktığı bir programda hala eski hatalarını savunmaya çalışıyor. Programda olan Aydemir Güler ''pişkinlik'' göndermesinde bulundu, Mustafa Yalçıner ise daha sert sözcüklerle eleştirmeye çalıştı. Ama Ufuk Uras hala nerede yanlış yaptığını bile anlamış değil. ''Bir parti idama karşıysa sadece bize uymadığı için biz idamı mı savunacağız'' mealinde bir savunma içindeydi. ''AKP'ye destek vermedim, 12 Eylülcüler'in yargılanmasını istiyorduk'' dedi. Daha ilginci Raşel Dink, Beşikçi ve Sezen Aksu'nun bile yetmez ama evetçi olduğunu söylemek zorunda kaldı. Kısaca saçmalık üzerine saçmalık. Buralardan, bu tür savunmalardan solculuk çıkmayacağını, bu tür siyasetlerin AKP'ye destekten başka bir kapıya çıkmadığını, çıkmayacağını...-o zaman da anlayamamıştı, şimdi de anlayamamış. Keşke siyaseti bıraksa, bir akademisyen olarak kalsa diyeceğim de, bu kez öğrencilerin zihnini demokrasi soslu göndermelerle liberalizmle doldurmaktan başka bir şey yapmamış olacak!
KRT'de 1 Mayıs akşamı yayınlanan program dün akşam tekrar edildi ve Ufuk Uras'ı gerçekten de daha dikkatli bir şekilde dinlemeye çalıştım. Dinlerken de kafamdan şu soruyu geçiriyordum; Uras'a kendisini nasıl tanımladığıyla ilgili bir soru sorulsa yanıtı ne olurdu? Bence sosyalist, Marksist olduğunu söyler, kendini böyle tanımlardı. Yaptığı bütün hatalara rağmen bu konuda bir samimiyet içinde olduğuna da inanırım. Ayrıca önemli bir donanıma sahip olduğu da yadsınamaz. Her şeyden önce bir akademisyen ve bu konularda onbir adet de kitap yazmış biri. İyi ama yanlış nerede o zaman; Ufuk Uras neden bu kadar eleştiriliyor; özetle sorun ne?
KRT'deki programda Aydemir Güler ve Mustafa Yalçıner, ''AKP'yi destekleyen solcular'' başlığı altında birtakım eleştirileri haklı olarak üzerine alan Ufuk Uras öyle bir ''savunma'' içine giriyor ki aradan geçen onca zaman bile yapılan yanlışlıkların hala anlaşılamadığını gösteriyor. Ufuk Uras'ın ve kuşkusuz benzerlerinin sorunu sosyalizm ve Marksizmle demokrasi ilişkisini yanlış kurgulaması. Ufuk Uras'ın demokratlığı zorlama bir demokratlık, sınıfsallığı reddeden veya öteleyen bir demokratlık, nesnel koşullar ne olursa olsun, o nesnel koşullardaki öznelerin sınıfsal ve siyasal konumlarını hesaba katmayan bir demokratlık. Böyle bir demokratlık olur mu, o da ayrı bir konu.
Sosyal demokrasi başlığında üzerinde durmaya çalıştığımızı sanıyorum; sosyal demokrasi ile bilimsel sosyalizm/komünizm arasındaki temel fark demokrasi ve diktatörlük kavramlarıyla doğrudan ilintili. Ufuk Uras sosyal demokratlar gibi demokrasi kavramını diktatörlük kavramından ayırarak ele alıyor. Evrimsel bir süreç içinde sosyalizme varılacağı düşüncesini savunuyor. Sosyal demokratlarla farkı, jakoben bir tavrı nesnel koşullardan da soyutlayarak düşmanlaştırmış olması. Bence sol bir mücadele konusunda bütüncül bir yaklaşıma sahip olmadığı gibi, bir tarih görüşüne de sahip değil. Bu konuda liberal bir savrulma içinde. Cumhuriyet dönemini bir aydınlanma süreci olarak değil de kaba bir jakobenizm ve demokrasi bağlamında ele alması, sonuçta AKP gibi bir partinin de yanlış değerlendirilmesine ve desteklenebilir bulmasına yol açmıştı. Bu desteğin ille de doğrudan olması da şart değil, yaptıkları ve yapmadıklarıyla doğrudan veya dolaylı AKP'ye alan açtığının hiç farkında değil! Hala öyle ve temel yanlışı da bu...
Bu arada şunu da ekleyelim; Uras bu konuda hiç yalnız olmadı. Anayasa referandumunda ''yetmez bile değil, doğrudan evet'' demesinin AKP'ye destek ve alan açmak anlamına geldiğini anlamıyor olması, eleştirilerin sadece URAS'la sınırlı kalmamasını gerektiriyor. Aynı referandumda doğrudan AKP'nin karşısına çıkmayan, çıkamayan ve ''boykot'' diyenler, o dönemde Uras'tan farklı bir çizgide miydiler, sanki?
Mustafa Yalçıner yetmez ama evetçiliğin tarihsel anlamda aşıldığını söylüyor. Ufuk Uras'ın bu konuda kendini savunuyor pozisyonuna tepki gösteriyor. Tam olarak haklı olduğunu düşünmüyorum. O dönemde yapılan hatalar bir özeleştiriyle kapatılsa, tamam ama öyle değil ki; hala yanlışlık anlaşılamadıysa, yapılan hatalar bir şekilde hala savunuluyorsa, bence tekrar tekrar ele almak ve konuyu tarihin tozlu sayfalarında bırakmamak gerekiyor.
Ufuk Uras içinden geçtiğimiz dönemin bir simgesi haline geldi. Eleştiride bulunmak isteyen hemen herkes örnek olarak Ufuk Uras'ı gösteriyor. Ufuk Uras şöyle yaptı, Ufuk Uras böyle... Haksız da sayılmazlar; öyle şeyler yapmış, öyle şeyler söylemiş ki, solcu bir insanın çileden çıkmaması mümkün değil. Demokrasi, fikir zenginliği, bin çiçek açsın falan diyerek geçiştirilemeyecek sözler bunlar. Bu başlıkta Barış Atay'ı çıldırının eğişine getiren ifadeler yenilir yutulur sözler mi, bir solcunun, bir sosyalistin kolay kolay söyleyebilecekleri sözler mi bunlar? Ama işte sosyalizmin demokratikleşmesi bağlamında demokrasi, solun ve sosyalizmin karşısına koyularak sahiplenildiğinde bu ve benzer ifadeler hem kaçınılmaz bir hale geliyor ve hem de bu düşüncenin gerektirdiği yanlış pratik sosyalist bir tavırmış gibi savunulmaya çalışılıyor. Özellikle AKP döneminde ve özellikle sol liberallerin takındıkları ve sürekli dillendirdikleri tavır böyle bir şey değil miydi?
Ufuk Uras şimdilerde başkanlık rejimine karşı çıktığını ve bu konuda muhalefeti daha da güçlendirmek gerektiğini söylüyor. Sadece o da değil. Geçmişte demokrasi ve özgürlük adına AKP'yle yanyana duran ne kadar sağlı sollu liberaller varsa aynı tavrı gösteriyor. AKP'ye karşılar. Başkanlık rejiminin bir tek adam rejimi olduğu ve demokrasiyle de ilgisinin bulunmadığını söylüyorlar. ''Doğru yol'' bulunmuş gibi...Madem böyle, madem böyle bir noktaya gelinmiş, buradan devam etmek, geçmişi çok da kaşımamak gerekmez mi; diye bir soru da sorulabilir. Haklı bir soru gibi de duruyor ama, yapılan hatanın ne olduğu anlaşılamamışsa anlaşılması yönünde bir tavırda ısrar etmek daha da haklı bir siyasi tavır değil mi?
Ufuk Uras yalnız değil, değildi; Ufuk Uras yalnız olsa konuşmaya bile değmezdi, ama özellikle sözde sol-sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlarda egemen olan siyasal tavır tam da buydu; bu yüzden Ufuk Uras tavrı önemsenmelidir. Ufuk Uras yanlışlığının ne olduğu bilince çıkartılmalıdır. Ufuk Uras'a gösterilen tepki sadece geçmişte yapılan bir büyük yanlışlığının sürdürücüsü olunmasından değil ve aynı zamanda hala o hatanın ne olduğunun anlaşılamaması ve hala sürdürülüyor olmasındandır. Ufuk Uras'ın demokrasi ve özgürlük diyerek AKP'ye muhalif bir çizgiye gelmiş olması bu yanlışlığın ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.
Hiç kuşkum yok, Ufuk Uras daha çok uzun bir zaman sırf bu nedenle konuşulmaya devam edilecek.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
