SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kimin işine yarıyor?-Metin Çulhaoğlu           (gösterim sayısı: 2.872)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 17.11.2015- 10:05


Kimin işine yarıyor?-Metin Çulhaoğlu  

“Kimin işine yarıyor, asıl ona bakmak lazım…”

Bu sözü, büyük insan kıyımına yol açan olaylardan sonra hep duyarız. Yakın dönemde Suruç’ta, Ankara’da ve en son Paris’te yaşananlardan sonra da böyle oldu…

“Yanlıştır” denemez, “pek fazla şey ifade etmediği” söylenemez; ama kimin işine hangi yönden nasıl yaradığı konusunda çok çeşitli, üstelik kimileri birbirine ters düşen açıklamalarla karşılaşma gibi bir ihtimal de vardır.

Orası ayrı bir başlık…   Bizse, giderek yaygınlaşan kör şiddet ve terör eylemlerinin nasıl bir döneme ya da ortama denk düştüğü, neye işaret ettiği üzerinde fikir yürütmeye çalışacağız.

***

Bugün insanlık 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzeredir.

Gerçi binyıl dönemecinin üzerinden henüz 15 yıl geçmiştir; ancak Hobsbawm’ın dediği gibi, 20. yüzyılı sosyalist sistemin ve iki kutuplu dünyanın sona erdiği 1990-91 yıllarında kapatıp yeni yüzyılın açılışını buradan yapmak akla yakın geliyor. Böyle kabul edersek, 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzere olduğumuzu söyleyebiliriz.

Önermemiz ise şudur: 21. yüzyılın ilk çeyreği, hem benzerliklerin hem de farklılıkların aşağı yukarı aynı bağlamda ele alınıp birtakım sonuçlar çıkartılması bakımından en fazla 20. yüzyılın ilk çeyreğiyle karşılaştırılabilir özellikler taşımaktadır.

Bu durumda, yaşadığımız 1990-2015 döneminin vurulacağı tarihsel mihenk taşı 1900-1925 dönemi oluyor.

İnsanlık tarihinde başka hiçbir dönem, bir yanda kıyasıya boğazlaşmaların, vahşetin ve barbarlığın, diğer yanda ise güzel bir dünya için beslenen büyük umutların ve beklentilerin hemen hemen eşit ağırlıkla bir arada seyretmesi bakımından 1900-1925 dönemi kadar ön plana çıkıp ayrı bir yere oturmaz.

Ayrıntılarına girmiyoruz; isteyen bu dönemde dünyada (ve Türkiye’de) neler olduğunu şöyle bir hatırlayabilir.

Peki, sonuçta dönemin zıt eğilimlerinden biri baskın çıkıp dünyaya kendi damgasını vurabilmiş miydi?

Olmamıştır. Kendi iç çelişkileriyle birlikte bir dünya sistemi haline gelen kapitalizm, milliyetçilikle, şovenizmle ve büyük savaşıyla sınıfsal duyarlılıkları, sınıf mücadelelerini, enternasyonalizmi ve başka neleri tehlike görüyorsa bunları silip süpürmek istemiştir. Başaramamıştır. Ama büyük umut ve beklentilerin taşıyıcıları da karşı tarafı alt edememiş, önemli de olsa bir mevzi dışında onun kritik merkezlerini düşürmeyi başaramamıştır.

Benzerlikler, buradan hareketle aranabilir: Dünya kapitalizmi bu kez 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, 1900-1925 dönemindeki kadar güçlü ve ön planda olmasa bile giderek daha fazla yeşereceğe benzeyen umut ve beklentileri silip süpürmek, yok etmek, kazımak niyetindedir.

Dünya savaşını bile göze alarak mı?

En doğru sözlerden birini “karşı taraftan” Papa etmiştir: “Yaşananlar, III. Dünya Savaşının bir parçasıdır…” Bir ihtimal, bugün yaşananları yeni bir dünya savaşının izlemesidir; ama şimdilik onun yerini azgınlaşan şiddet, kitlesel kıyımlara yol açan terör eylemleri tutmaktadır.

20. yüzyılın ilk çeyreğinde dünya savaşından nasıl birtakım şeyleri silip yok etmesi beklenmişse, bugün de şiddet ve terörden benzer sonuçlar beklenmektedir: Sınıfsal duyarlılıklar, sınıf mücadelesi, sömürü, giderek artan eşitsizlikler ve adaletsizlikler karşısında çok daha farklı bir dünya özlemi…

Şimdi, “bunları geçelim” denecektir ve devam edilecektir: Gün şiddete ve teröre karşı yekvücut olma günüdür; bir dönem verilen sözleri unutma, “gerçeklerle yüzleşme” ve daha da otoriterleşen rejimlere razı olma günüdür…  

***

Unutulmasın: 20. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlayan dünya kapitalizmi, o dönem her şeye rağmen dünya coğrafyasının geniş bölgelerini kendine soğurup peşine takma açısından daha fazla imkâna sahipti. Bugünse çok daha güç durumdadır; dolayısıyla nerede duracağını, daha doğrusu durup durmayacağını, başka nelere tevessül edeceğini kestirmek güçtür.

Özetle kapitalizm, tarih sahnesine çıktığı dönemde “kendi mezar kazıcılarını” da hazırlıyordu; yaşadığımız dönemdeki niyeti ise kendi potansiyel mezar kazıcılarının mezarını şimdiden kazmaktır…  

“Kimin işine yarıyor, ona bakmak lazım…” deniyor ya…

Bir de buradan bakılsın, diyoruz…    



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu ile sohbetler. melnur 5 1706 06.10.2022- 00:39
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu hakkında... melnur 7 2517 23.08.2023- 07:29
Konu Klasör Elitmişiz! - Metin Çulhaoğlu melnur 0 1781 13.07.2019- 10:48
Konu Klasör Zor, şiddet ve terör - Metin Çulhaoğlu melnur 0 1398 17.12.2019- 06:03
Konu Klasör Akıl akıldan üstündür - Metin Çulhaoğlu melnur 2 2203 30.11.2019- 11:21
Etiketler   Kimin,   işine,   yarıyor-Metin,   Çulhaoğlu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS