SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
PKK silah bırakmalı, oyun bozmalıdır           (gösterim sayısı: 8.287)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 18.11.2015- 17:20


PKK silah bırakmalı, oyun bozmalıdır - Mustafa Sönmez
 
Takip edenler bilir; Suruç katliamının arkasından Ceylanpınar’da iki polisin evlerinde öldürülmelerini aynı gün 8 Temmuz’da Twitter’da şöyle yorumlamıştım; “Ceylanpınar polis ölümleri kontrgerilla işi gibi görünüyor. Çok bayat türden…” Bu yorumuma anında öfkeli yanıtlar gelmeye başladı; “PKK, eylemi üstlendi, sen ne konuşuyorsun” diye.. O zaman da şu eklemeyi yapmıştım; “ 2 polisin infazını PKK üstlenmiş. Biz yapmadık, diyen yok. HDP ise infazı onaylamadığını ifade ediyor. Doğru yapıyor. HDP’ye sahip çıkmalı”…

ANKETE GÖRE SAVAŞ...


Ak faşizm, Suruç katliamı ile tırmandırmaya başladığı savaş konseptini, aslında 7 Haziran öncesinde başlatmıştı. Anket sonuçları HDP’nin yüzde 10 barajını geçtiğini gösteriyordu. Bu ise, RTE’nin hesaplarını altüst ediyordu. HDP barajı geçmemeliydi. Bunun için HDP’yi ve arkasındaki PKK’yi şiddete kışkırtmalı, Kürt seçmenler ve onlarla dayanışan sol, liberal, demokrat kitleler, HDP’den uzaklaştırılmalıydı. Birçok ilde provokatif eylemlere girişti Ak faşizm. En büyük provokasyonu da 5 Haziran’da Diyarbakır’da hazırladılar. Ama hesap tutmadı. Ertesi gün de sandıklar Ak faşizmin tek parti iktidarına son verdi.

Kaçak Saray’da oturan ile yakın çevresi bu sonucu hazmedemediler, günlerce ortalığa çıkamayıp tünelden çıkış yolları aradılar, taradılar; buldukları tek yol, “yeniden seçim”di.

HESAP...

Şunun hesabı yapıldı: Dış ve iç egemen çevrelerin zorladıkları AKP-CHP koalisyonunun, hatta MHP ile koalisyonun riskleri vardı. Bir fırsatını bulan 17-25 Aralık soruşturma dosyalarının açılmasının, 4 Bakanın Yüce Divan’a götürülmesinin çatlağını bulabilirdi. Dosyalar kabarıktı. Su uyuyor, Cemaat uyumuyordu. Hiçbir açık vermemek gerekiyordu. O halde ne yapılmalı? Ülkeyi yeniden, mesala kasım ayında yeniden seçime götürmek, 7 Haziran’da alınan oyların üstüne birkaç puan daha eklemek gerekirdi ki, AKP, yeniden tek parti iktidarı kurabilsin. Peki nereden alınacaktı bu oylar? Ağırlıkla MHP’den… Kürtler? Onların 7 Haziran tercihlerini değiştirmek zor görünüyordu. MHP’li seçmenlere, “Kürt bölücülere karşı savaşan bir AKP” imajı satılabilirdi. Bunun yolu da, PKK ile savaşmaktı. Savaşa karşı çıktıkça HDP, PKK’nın maşası olarak takdim edilebilir, hatta bakarsın yüzde 10 barajının altına bile atılır ve hele ki bu, tadından yenilmezdi!..

TEMMUZDA SAVAŞ...

7 Haziran öncesi başlatılan savaş konsepti temmuz başında yeniden uygulandı. PKK’ya vurmanın bahanesi yaratılmalıydı. “Her türlü teröre, hatta IŞİD’e vurmak” olarak… Özellikle ABD’nin rızasını almak gerekliydi ve bu, Suruç katliamı ile gerçekleşti. 33 gencin hunharca katledilmesinin ardından, Ceylanpınar’daki polis cinayetleri, “hem IŞİD’e, hem PKK’ya karşı savaşıyoruz” argümanını yarattı. Ceylanpınar cinayetlerini doğrudan PKK üstlenmedi ama “yerel güç” dedikleri bir hücreyi de dışlamadılar, böylece eylem PKK’nin üstüne kaldı ve savaşın gerekçesinin yaratılmasına da neredeyse PKK çanak tutmuş oldu.

Ak faşizmin milliyetçi oylar için anket yaptırıp , çıkan sonuca göre savaşın dozunu artırmasına PKK’nın karşılık vermesi neye, kime yarıyordu? HDP, hiç onaylamadı Kandil’in politikasını, ama durduramadı da. Kandil’in hesabı belki şöyleydi: Ak faşizm, Kürt hareketine saldırarak milliyetçi oy topladığını sansın, biz de tüm Anadolu’ya her gün cenaze göndererek suyu kızdıralım, AKP o zaman görsün oyu, “Anya’yı, Konya’yı”…Herkes oy hesabı peşinde savaş taktiği yürütürken, topluma olabilecekler hiç hesaba katılıyor muydu? Günde birkaç ölümle kalmayıp bir anda, çeşitli kentlerde Kürt-Türk çatışmasının fitili ateş alabilir ve kimsenin kolay kolay kontrol edemeyeceği iç kitlesel çatışmalar başlayabilirdi.

ATEŞKES

Neyse ki HDP, sağduyuyu sürekli koruyan siyasi bir aktör olarak yeri geldiğinde PKK ile, Kandil ile de didişme ve silah kesi açıklıkla talep etme basiretini gösterdi. 8 Ağustos Cumartesi Van’da yaptığı konuşmada şöyle dedi Demirtaş, “Bugün iki tarafa da sesleniyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli, tahkim edilmiş ateşkese uyacağını ilan etmeli. Hükümet bir an evvel diyalog için hazır olduğunu beyan etmelidir. Koalisyon kurulur ya da kurulmaz ama barış acildir. Sayın Davutoğlu bunu sizden talep etmiyoruz bunu yapmaya mecbursunuz..”

OMUZ OMUZA

Özgür Gündem’de 8 Ağustos’ta Hüseyin Ali imzalı yazıda şöyle deniyordu, “Türkiye’de son zamanlarda yaşanan çatışmalar ve bunun ortaya çıkardığı tartışmalar tamamen Kürt sorunuyla ilgilidir. Kürt sorununun neden çözülmediği de bellidir. Hâlâ inkâr ve imha zihniyeti sürmektedir”…

Doğru ama eksik bir önerme. Neden eksik? Yaşanan çatışmalar sadece Kürt sorunu ile ilgili değil. Ak faşizmin mağdur ettikleri sadece Kürtler değil. Ak faşizm etnik ayrım gözetmeden, tüm demokrasi isteyen, adalet isteyen, ifade özgürlüğü, toplantı, gösteri yürüyüşü başta olmak üzere şu dandik Anayasa’daki kadar da olsa Anayasal haklarını isteyen ve Haziran isyanı bileşenlerini oluşturan herkese saldırıyor.

Kürt mağdurlara, öteki etnik kimlik ve daha çok da alt sınıflardan mağdurlar omuz verdi ve 7 Haziran’da Ak faşizm oyunu bozuldu. Ak faşizm bu oyunu bozanlara topyekün savaş açıyor. O nedenle Özgür Gündem’in ANF’nin, Etha’nın yanı sıra Sendika.org’a da, BirGün’e, Evrensel’e de saldırıyor. O nedenle ücret mücadelesi yapan KESK’e biber gazı sıkıyor, direnen işçilere, kadınlara saldırıyor, her tür barışçı eylemi yasaklıyor, terörünü koyulaştırıyor.

Düzenin, Ak faşizmin mağdurlarını bir bütün olarak görüp mücadeleyi de birleşik olarak yükseltmek gerekiyor. Bunun ön adımı da Ak faşizmin savaş gerekçesini boşa çıkarmaktan geçiyor. O nedenle PKK’dan ateşkes talebi ile Ak faşizmi boşa düşürmek, bugün için bir ortak duruş olarak savunulmalı, mücadele Ak faşizme karşı omuz omuza yükseltilmeli, yeni bir seçim oyunu da tıpkı 7 Haziran’daki gibi bozulmalı, daha güçlü bir biçimde güzel gelecek günler için direniş el ele yükseltilmelidir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.11.2015- 18:11


PKK oyun bozucu bir rolde değil artık. 7 Haziran sonrası yükseltilen şiddetle birlikte PKK AKP'nin oyununa gelmiş, ayağa kalkmasını sağlamıştır. 1 Kasım seçimleri sadece Devlet Bahçeli'nin değil ve aynı zamanda PKK'nin de AKP'ye hediyesidir. 7 Haziran sonuçlarıyla önemli ölçüde gerileyerek iktidarı yitirmiş bir hale gelen gelen AKP'ye can suyu gerekiyordu. 1 Kasım seçimlerine giderken milliyetçiliğe oynayacağı ve şidddet dalgasının yükselmesinden yararlanmaya çalışacağı açıktı. Başka bir kart kalmamıştı elinde. Pkk bu oyuna geldi. Belki de böyle olmasını bilerek istedi. Parlamentoda güçlü bir HDP'nin insiyatif almasını istemedi. Kürt hareketini, kürt gerçeğini bir noktaya getiren Kandil bu saatten sonra ne olursa olsun ikinci plana düşmeyi kabul edemezdi. 1 Kasım'ın umursanmayışının nedeni bu da olabilir.

Görünen o ki, kürt hareketi yine AKP ve Saray'dan bir işaret bekliyor, çözüm sürecinin buzdolabindan çıkartılması beklentisi içinde. AKP-saray ise şimdilik yakalamışken iyice silkelemek derdinde. Böyle sürdürülemeyeceği belli. Bir şekilde yine masaya oturacaklardır. İyi de bu masada bu kez ne olacak? Başkanlık ve özerklik mi iki tarafın kozları? Mustafa Sönmez'e katılmıyorum, kürt hareketinin Kandil'de pişirilen stratejisi üzerine kafa yormadan yorumda bulunmuş. Kandil'in psikolojisini kentin göbeğinden okuyabilmek kolay olmuyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 19.11.2015- 11:37


şu pkk de ne örgütmüş be!.. ateşkes ilan eder, akp'ye yarar, silaha sarılır, yine akp'ye yarar. çözüm sürecine katılır, akp'ye yanaşmakla suçlanır, çözüm sürecini bitirip "devrimci halk savaşını başlattığını" açıklar, yine akp'nin oyununa gelmekle suçlanır.

şu akp ne partiymiş be!.. pkk ne yapsa işine yarıyor. :)

bir karar verin artık, silahların susması mı akp'nin işine yarıyor, susmaması mı? seçimler yaklaşırken pkk ateşkes ilan edince bunun akp'nin tuzağı olduğunu ileri sürenleriniz çok oldu. sonra seçimlere silahların gölgesinde girdik, yine akp'nin tuzağı diye nitelediniz.

eskiden "fix'in tuzağı" diye bir replik vardı, bir çizgi filmde. bizim yaşlardaki gençler bir hafta kadar bu sözü birbirlerine söyleyip gülerdik.

şimdi de "akp'nin tuzağı" var. günümüz solcuları bu sözü birbirlerine söylüyor, ama gülmüyor. :)






Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 19.11.2015- 16:07


Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

şu pkk de ne örgütmüş be!.. ateşkes ilan eder, akp'ye yarar, silaha sarılır, yine akp'ye yarar. çözüm sürecine katılır, akp'ye yanaşmakla suçlanır, çözüm sürecini bitirip "devrimci halk savaşını başlattığını" açıklar, yine akp'nin oyununa gelmekle suçlanır.

şu akp ne partiymiş be!.. pkk ne yapsa işine yarıyor. :)

bir karar verin artık, silahların susması mı akp'nin işine yarıyor, susmaması mı? seçimler yaklaşırken pkk ateşkes ilan edince bunun akp'nin tuzağı olduğunu ileri sürenleriniz çok oldu. sonra seçimlere silahların gölgesinde girdik, yine akp'nin tuzağı diye nitelediniz.

eskiden "fix'in tuzağı" diye bir replik vardı, bir çizgi filmde. bizim yaşlardaki gençler bir hafta kadar bu sözü birbirlerine söyleyip gülerdik.

şimdi de "akp'nin tuzağı" var. günümüz solcuları bu sözü birbirlerine söylüyor, ama gülmüyor. :)





Komik olani, bu arkadaslar resmen ikili oynuyorlar. CEPHE silaha sarilinca, savciyi esir alinca, polis noktalarina saldirida bulunca "devrimci" eylem ve davranis oluyor, "AKP'nin savcisi ve polisi" oluyor ama PKK silaha sarilinca "yoksul polis" oluyor, AKP icin calismis oluyor,....

Arkadaslarin gercek amaci üzüm yemek degil bagciyi dövmek.




Bu ileti en son Alisan tarafından 19.11.2015- 16:07 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 20.11.2015- 12:25


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

şu pkk de ne örgütmüş be!.. ateşkes ilan eder, akp'ye yarar, silaha sarılır, yine akp'ye yarar. çözüm sürecine katılır, akp'ye yanaşmakla suçlanır, çözüm sürecini bitirip "devrimci halk savaşını başlattığını" açıklar, yine akp'nin oyununa gelmekle suçlanır.

şu akp ne partiymiş be!.. pkk ne yapsa işine yarıyor. :)

bir karar verin artık, silahların susması mı akp'nin işine yarıyor, susmaması mı? seçimler yaklaşırken pkk ateşkes ilan edince bunun akp'nin tuzağı olduğunu ileri sürenleriniz çok oldu. sonra seçimlere silahların gölgesinde girdik, yine akp'nin tuzağı diye nitelediniz.

eskiden "fix'in tuzağı" diye bir replik vardı, bir çizgi filmde. bizim yaşlardaki gençler bir hafta kadar bu sözü birbirlerine söyleyip gülerdik.

şimdi de "akp'nin tuzağı" var. günümüz solcuları bu sözü birbirlerine söylüyor, ama gülmüyor. :)





Komik olani, bu arkadaslar resmen ikili oynuyorlar. CEPHE silaha sarilinca, savciyi esir alinca, polis noktalarina saldirida bulunca "devrimci" eylem ve davranis oluyor, "AKP'nin savcisi ve polisi" oluyor ama PKK silaha sarilinca "yoksul polis" oluyor, AKP icin calismis oluyor,....

Arkadaslarin gercek amaci üzüm yemek degil bagciyi dövmek.





evet, ne hikmetse pkk'nin eylemleri de eylemsizliği de akp'ye yarıyor ama cephe'nin silahlı eylemlerinin bu yönde bir etkisinden söz edilmiyor. cephenin eylemleri nötr sanırım. :) cephe'li gençler savcıyı öldürüp öldükleri zaman "biz de sizi seviyoruz" diye methiyeler düzenlerin akıllarına, o eylemin akp'ye yarayıp yaramadığını sorgulamak gelmiyor.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 20.11.2015- 13:24


Evet PKK nın her aşaması ve çıkışı   solun dışında kesimlere yarıyor. Mubarek PKK tek solun işine gelmeyecek onun taktiklerine hizmet etmiyor ? Neden? Evet neden.

Çok net bir cevap: o zaman kendi varlıksal koşulu zayıflar,rolünü bu deni güçlü biçimde oynayamaz. .

PKK var olan iç çelişkilerden öte dış çelişkilere bel bağlayan ve bu dış çelişkiler üzerinde dans eden bir siyasal hareket ki biz buna küçük burjuva siyasal duruşu olarak görürüz. yaniiç çelişkilerine dayanarak sorunleri çözme ,yani çelişkiler yumağunun ipini iç çelişkiler üzerinden yakala yerine dış çelişkilerde ipin ucunu yakalamasıdır.

Kısaca böyle hareketler iç dinamiği ile yönetilen değil yönlendirilen hareketler olur.Çünkü dış gelişmelere göre rota belirleyen ,kendi anlayışsal rotası olmayan hareket olmasından kaynaklanmakta   İşte PKK iç dinamiği ile yönetilen yani yöneticileri kendi iç dinamiklerine bağlı hreket olma yerine tepede adama ,kişiye göre yöentilen hareket olur. Örneğin bugün a adamın yerine b adamı PKK yöneticisi olursa taktik ve stratejiler otomatik olarak değiştirebilir.   Ancak iç dinemiksel çelişkiler dayanan ve oradan yola çıkan harekette ise bu kolay değildir,içerde bir sürü sarsıntılara yolaçar,parçalanmalar ortaya çıkar. Yolar ayrılır falan filan.

Unutmayalım ,kimliksel ,ulusal kültürel sorunlar toplumsal sorunlar içinde sadece fındık kabuğunu doldurandır.   Çünkü Toplumsal sorun devasaca , bir sürü fındıksal   sorunları   içinde taşıyan sorunlar dizisidir. İşçi,köylü,tarım ,emekli ,konut,gençlik,kadın,erkek sömürü,rantiye altında geberenlerin,küçükburjuva içinde esnaf,devlet içinde yer alanlar, yöneticiler emperyalizm,bölgesel ,vs vs kapitalizmin içinde ürettim ve ürettim ilişkilerinden(değerin nasıl paylaşılacağı) kaynaklanan tümel olan   sorunlar.

İsterseniz PKK hareketi çıkışından beri bunu analiz edin tahlil edin karşınıza hep PKK nın sola karşı duruşunu ve onun altını oyduğunu görürsünüz.

Türkiye sosyal sınıflar arenasındaki çelişkilerin çözümünde PKK kadar burjuvaziye hizmet eden başka bri siyasal duruşu bu denli net göremezsiniz. Düşüne biliyormusunuz ? kemalist anlayışı burjuva, PKK sayesinde devlet içinden def edilemesin yardımcı oldu. Belik burjuva bunu ,PKK olmasaydı bu kadar sancısız,yarasız beresiz atlatamaz ,yapamazdı. Bu durumda burjuvanın PKK borcu vardır. .  





Bu ileti en son owert tarafından 20.11.2015- 13:37 tarihinde, toplamda 6 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.11.2015- 20:01


PKK ne istiyor sorusunun tek bir yanıtı var; kendi kendini yönetmek; PKK kürt halkının temsilcisi olarak dört parçada bulunan kürt halkını tek bir parçada toplamak ve kendi kendini yönetebilir hale getirmek istiyor. Bu sorunun bu şekilde ki yanıtı hiç de yanlış olmayacaktır. Bu yüzden kürt hareketinin Türkiye'nin bütününe bu perspektiften bakması kadar doğal bir şey olamaz. Bu durum bizleri şaşırtmamalı. Kendileri açısından doğru bir perspektif olduğu da söylenebilir. Bu konuda da şaşırmamak gerek. Yıllar önce Abdullah Öcalan'ın kardeşi ( sonradan hareketten ayrılmıştı) bir gazete röportajında '' ABD bize devlet olma hakkını tanısın, biz ona İsrail'den daha yakın da oluruz'' mealinde açıklamalarda bulunmuştu. Kürt hareketine bundan daha fazla anlamlar yüklemenin hatalı olduğunu düşünüyorum. Kuyrukçu sol siyasetler kürt hareketini öylesine farklı yansıttılar ve bu yansıma sözde sol-sosyalist forumlarda öylesine farklı bir şekilde dile getirildi ki, sanki kürt hareketi sosyalist-komünist bir hareketti ve sanki solcu olmak ne olursa olsun kürt hareketinin ulusalcı siyasetlerine destekten, biattan ve kuyrukçuluktan geçiyormuş gibi bir algıya neden oldular. Bugün bu kuyrukçu tavır eskiye oranla epey tavsamış olsa da hala geçerliğini korumaktadır. Şaşkınlığımız biraz bundan ileri geliyor.

AKP'nin başkanlık sistemine ihtiyacı var. Erdoğan bugüne kadar yaptıklarıyla sırtında oldukça ağır bir bagaj taşıyor ve bugün sürdürmek zorunda kaldığı fiili başkanlığın anayasal bir dayanağına ihtiyaç duyuyor. Bu anayasal dayanağını da doğrudan alabileceği parti HDP'dir. AKP HDP ile anlaştığında parlamento içinde bu konuda adımlar atabilir ve referanduma gerek kalmaksızın anayasa değişikliği ile başkanlık sistemine geçebilir. Peki HDP buna yanaşır mı? Bence HDP bağımsız bir siyasi parti olabilseydi, buna kolay kolay ''evet'' diyemezdi, ama HDP Öcalan ve Kandil'den bağımsız bir parti değildir. İmralı veya Kandil'den çıkacak bir karara HDP direnemez. Demirtaş istediği kadar ''seni başkan yaptırmayacağız'' diyerek barajı geçmiş olsun; AKP bu konuda bir manevra yaparsa Öcalan ve Kandil ''seni başkan yaptıracağız'' demekten kaçınmaz. Öcalan daha önce bu konuda görüş de belirtmiş ve başkanlığa karşı olmadığını söylemişti. HDP de sadece bu karar karşısında kem küm eder ve parlamentoda alınan kararın gereğini yerine getirir.

Bu tür bir gelişmede şaşıracak bir yan olmamalı, bunu daha önceden okuyabilmek mümkün olabilmeliydi. Kürt hareketine karşı solumuzun belli bir bölümünde sağlıksız bir eğilim var. Güncel siyasete kürt hareketi dışında bakılamıyor. Kürt hareketinin pragmatik çıkarları, konuya kendi etnik siyaset penceresinden bakması ve ( hiç atlamayalım) solun asla onaylamayacağı ilişkiler içinde olması solun kabulleneceği bir siyaset tarzı değildir. Kürt hareketine kuyrukçuluk yaparak bu hareketi sola çekmek mümkün olamıyor. Kürt hareketine kuyrukçuluk yapmak bu hareketin sağcı-gerici yönelimlerine meşruiyet   kazandırmaktan başka bir anlama da gelmiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 22.11.2015- 09:48


kaçak.
şu pkk de ne örgütmüş be!.. ateşkes ilan eder, akp'ye yarar, silaha sarılır, yine akp'ye yarar. çözüm sürecine katılır, akp'ye yanaşmakla suçlanır, çözüm sürecini bitirip "devrimci halk savaşını başlattığını" açıklar, yine akp'nin oyununa gelmekle suçlanır.

şu akp ne partiymiş be!.. pkk ne yapsa işine yarıyor. :)

bir karar verin artık, silahların susması mı akp'nin işine yarıyor, susmaması mı? seçimler yaklaşırken pkk ateşkes ilan edince bunun akp'nin tuzağı olduğunu ileri sürenleriniz çok oldu. sonra seçimlere silahların gölgesinde girdik, yine akp'nin tuzağı diye nitelediniz.



-----------------------------------------------------------------------------------
Bu sözlerin çok önemli Sn Kaçak.

Gerçekten PKK ne yapsa AKP ye yarıyorsa dolayısıyla PKK acaba T. Erdoğan a mı çalışıyor.?

Bu forumda ismi çok geçen benimde yıllardır dostum olan Hasan Karataş ın bir iddiası var PKK devletin örgütüdür. Eğer H. Karatşın iddiası doğru ise PKK ne yapsa devlete yarayacaktır Devlette AKP ve T. Erdoğan olduğuna göre PKK ile devletle santranç oynuyor ama bu satrançta yenilen yok.

Burada yazan seçim öncesi ateş kes AKP ye şimdi başkanlık sistemini tartışmak ta AKP ye savaş siyaseti de AKP ye yarıyorsa H. Karataş haklı bu arkadaşlarda Tıpkı H.Karataş gibi düşünüyor ama siyasette bu arkadaşlardan daha cesur davranan H. Karataş oluyor.En azından PKK devletin örgütü diyerek adresi tam söylüyor.

Bir söz vardır insan gittikçe zıttına benzermiş.

Şimdi başkanlık sistemini tartışmak T.Erdoğana yarayacaktır demek bir fikrin tartışmasından bile korkmaktır.
Evet T.Erdoğanın bir önerisi başkanlık sistemi türk tipi olması peki başkalarının önerisi ne duymak bu kadar mı korkutucu. Tartışsınlar bizde neye karşı çıktığımızı bilelim.

Ben diyorum başkanlık sistemi iki partili sistemdir küçük partilere parlemento da yer yoktur onun için karşıyım. Ama belki farklı bir model öne sürecekler benim kuşkularımı yok edecekler o zaman taraf olurum.
Çünkü bu sistem cumhur başkanının aktivist yapmıyor .Dünya çok büyük bir ekonomik ve siyasi kriz yaşıyor olması dolayısı ile en önemli makam pasif duramaz. Çevremiz de bir çok devlet artık başkanlıkla yönetiliyor.

Çayı görmeden niçin paçaları sıvayalım.




Bu ileti en son hakkı tarafından 22.11.2015- 09:49 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 22.11.2015- 20:54


AKP'ciler yine sola saldırmış. AKP ve PKK neden el ele verip 1 Haziran'dan beri ülkeyi kan gölüne çevirdi acaba? AKP'nin hedefi Kasım seçimleriydi. Peki PKK'nin? PKK bağımsız Kürdistan peşinde silahlı bir örgüt. Bunun Türkiye'ye demokrasi gelsin, Kürt sorunu demokrasi içinde çözülsün diye bir derdi filan yok.   HDP demokrasi içinde çözüm umudu yarattığı için PKK şeflerinin işine gelmedi. Bunlar varlığını teröre borçlu. Hem Kürt halkı üzerinde estirilen devlet terörüne, hem de kendi terör aygıtlarına. HDP'nin rüştünü ispat etmesi ve Kürt hareketi içinde demokratik alternatif olarak ortaya çıkması PKK liderlerinin işine gelmemiştir. Uygulanan terör sonucu, aman şu AKP tek başına gelsin de başımızda patlayan bombalar belki durur diyen bir kesim Kürt seçmen AKP'ye oy vermiştir. (HDP oylarından % 3.) Kışkırtılan şovenist dalga sonucu da Türk milliyetçisi oylardan bir kesim de AKP'ye kaymıştır. (MHP oylarından % 5). Bunun böyle olacağını da yalnız RTE değil, PKK de kesinlikle biliyordu. Burası işin seçim tarafı.

Tabii seçimden de ötesi var. Gerçek hesap da burada. Emperyalizmin hesabı. Bölge haritasını değiştirmek ve bu arada bölgede kendisine bağlı bir de Kürt devleti kurmak. Bölge siyaseti hızla o yönde ilerliyor. Türkiye'deki son çatışmaların arkasında emperyalizmin olduğu açıktır. Olayı kesinlikle kışkırtıyorlar. IŞİD de esasen bu amaçla ABD emperyalizmi tarafından yaratılmış bir maşadır. Türkiye'deki ABD maşalarının başta IŞİD'i palazlandırıp sonra ABD ile birlikte IŞİD'i vuracağız ayakları çekmesi de bundan. Suriye'nin Kuzeyi Kürt devletinin parçası olacak, arada bir de Sünni devleti kuracaklar. Yani Irak gibi Suriye de üçe bölünecek. Rusya'daki hırsız kapitalist oligarkların lideri Putin de bunu gördü, Suriye elden gidecek diye olaya el koydu. Ancak bu da Suriye'nin bölünmesine engel değil. ABD ve AB emperyalistleri Rus oligarklarına da biraz pay verirler artık. Geçmişte de haritalar çizilirken emperyalistler hep kardeş payı yapmadı mı?




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 22.11.2015- 21:05 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör PKK silah bırakmalı, oyun bozmalıdır dayanışma 10 10699 18.08.2015- 17:00
Konu Klasör Tarık Zafer Ekinci: PKK miadını doldurdu, silahı bırakmalı... melnur 3 3032 28.02.2019- 10:26
Konu Klasör Oyun bitti toplumcu 0 3062 20.03.2014- 12:33
Konu Klasör Her şey oyun mu?-Metin Çulhaoğlu denizcan 0 3948 07.10.2014- 21:56
Konu Klasör Seçimler ve oyun teorisi solcu 0 3325 17.03.2015- 20:27
Etiketler   PKK,   silah,   bırakmalı,   oyun,   bozmalıdır
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS