SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Prof. Şengör: Evren'in yaptığı her şeyi onaylıyorum           (gösterim sayısı: 15.189)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: munzur
Konu Tarihi: 22.11.2015- 12:26


İnsan dışkısını ''bal gibi yiyen'' Prof. Şengör: Evren'in yaptığı her şeyi onaylıyorum
 
12 Eylül askeri darbesinin mimarı Kenan Evren'in yaptığı ''her şeyi onayladığını'' söyleyen jeoloji profesörü Celal Şengör, birine insan dışkısını yedirmenin işkence olmadığıını ve kendisinin ''bal gibi yiyeceğini'' savundu.

Resim Ekleme
Fotoğraf: DHA

Radikal’den Armağan Çağlayan’a konuşan Celal Şengör, ‘Türkiye halkının cahilliğinden‘ dem vurup, bu toplumu bir oligarşinin yönetmesi gerektiğini savundu.

(...)


İstanbullular aptallıklarından dolayı depremden korkmuyor

Jeoloji profesörü beklenen ''büyük İstanbul depremi'' hakkında İstanbulluların ''umursamazlığını'' ise şöyle değerlendiriyor: ''İstanbul halkı da korkmuyor! Aptallıklarından? Bilmiyorlar ki! Adam yarınını düşünemiyor.''  

http://www.diken.com.tr/insan-diskisinen-prof-sengor/




Bu ileti en son melnur tarafından 12.12.2019- 10:21 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 22.11.2015- 12:28


Faşist zihniyetli bilim insanlarının bulunduğu bir ülkede halkın cahil kalması normaldir. Şengör 'ün halkın cahilliğinden yakınma hakkı hiç yok. Önce kendi faşist zihniyetini sorgulasın.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 22.11.2015- 13:39


Erdoğan’a kızmadığını tüm sorumlunun ona oy veren halk olduğunu savunan Celal Şengör, Türkiye’de İlber Ortaylı, Murat Bardakçı, Fatih
Altaylı ve Orhan Bursalı’nın ‘elit‘ olduğunu öne sürdü.


Celal Şengörün söylediği bir çok sözü bir çok insan söylüyor. Yani Celal Şengör de bu toplumun düşündüğü gibi düşünüyor ona Prof ünvanı vermek onu bir üst seviyeye çıkarmıyor.

Halbuki bilim insanlık için yapılır bilim adamları da var olan sisteme muhalif olur. Var olan durumu sorgulamadan onu eleştirmeden kuşku duymadan bilim yapılmaz bunu yapmayanda bilim adamı olmaz.

Verdiği Göril öreği de kendi dünya görüşünü anlatıyor .İnsanın bir maddi yapısının yanında onuru olduğunu fark etmiyor.

Bir insanın siyasi görüşleri yüzünden başka bir insanı düşman görmesi mümkün ama bir bilim adamının dünyaya bilim dışı anlayışla bakması acaip bir durumdur.

12 eylül darbesini sistem için kurtuluş görmesi, sistemi oligarşik bir azınlığın yönetmesini istemesi, her kese seçme yetkisinin verilmemesi, Deniz Gezmişi eşkıya görmesi onun düzene bakışını anlatır.

Bütün insanları aptal gören sadece Celal Şengör değildi. Aziz Nesini de unutmamak gerekir.
Ama bunu yaratan ın tanrı olmadığını sistemlerin ve yönetim biçiminin insanı değiştirdiğini hatta aptallaştırdığını bilmeyecek kadar kendisi de aptal olmaması gerekirdi.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 22.11.2015- 18:58


Böyle faşist bir zihniyet ancak prof. olmakla mümkün. Cahil bir adam bu kadar saçmalamaz, bu kadar insanlıktan çıkmaz. Faşist herif bir de Deniz'e laf uzatmaya yeltenmiş. 50 sene daha okusa, ordinaryüs bile olsa Deniz'in yanına yaklaşabilir mi acaba? Adam gibi bir burjuva sisteminde olsak bu adamın bütün ünvanları alınır, diploması hükümsüz sayılırdı. Asker yalakalığı da o faşist zihniyetine yakışıyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 23.11.2015- 10:03


celal şengör adına çok talihsiz bir açıklama. evren'i destekliyordu, ama bu kadar yerlerde sürünen bir açıklama yapması tuzu biberi olmuş. ne demek "bok yedirmek işkence sayılmaz"? böyle utanmazlık olur mu!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 23.11.2015- 18:32


Dışkı yedirilen doktordan Celal Şengör'e yanıt: İnsan değil

Prof. Celal Şengör'ün "Dışkı yedirmek işkence değil" sözlerine dair, 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevi'nde dışkı yedirilme işkencesi gören Dr. Sinan Olcan, "Kendi çapında bir ordinaryus, ama insan değil" dedi.

Resim Ekleme

12 Eylül darbesinden sonra Diyarbakır Cezaevi'nde işkence gören ve dışkı yedirilen Dr. Sinan Olcan, "Dışkı yedirmek işkence değil" diyen Prof. Celal Şengör'e, "Herkes diploma alır ama diploma sadece mesleğini kullanmak içindir. İnsanlık ise farklı bir şey" sözleriyle yanıt verdi.

DİHA'nın haberine göre, 12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi'nde yapılan işkenceleri savunmasına ve "Dışkı yedirmek, işkence değil" şeklindeki sözlerine dair tepkiler sürüyor. Şengör'ün sözlerine tepki gösteren simlerden biri ise darbe sonrası tutuklanarak konulduğu Diyarbakır Cezaevi'nde işkence görüp, dışkı yedirilen Dr. Sinan Olcan... Şengör'ün sarf ettiği sözler için, "Bu söylem faşizmin dışavurumudur" diyen Dr. Olcan, Şengör'ün bu değerlendirmelerinin aynı zamanda "Kürtlere düşmanlığın en dip dalgası" niteliğinde olduğunu söyledi.

Dr. Olcan, Prof. Şengör'e şu sözlerle yanıt verdi:

"Ben hekimim. Herkes diploma alır, ama diploma sadece mesleğini kullanmak içindir. İnsanlık ise farklı bir şey. O insanın ordinaryus olması hiçbir şey ifade etmiyor. Kendi çapında bir ordinaryus, ama insan değil. Aynı şeyler onun başına gelse ne yapardı çok merak ediyorum. Onun gibi Burhan Kuzu da profesör. Ama insanların onurunu ayaklar altına alacak şeyler söyleniyor."

SUÇ DUYURUSU GERİ ÇEVRİLDİ

Diyarbakır Cezaevi'nde kalmış birçok insan gibi akıl almaz işkencelere maruz kalan Dr. Sinan Olcan, 2011 yılında Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve ekibinden davacı oldu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulmak üzere Sapanca Cumhuriyet Savcılığı'na sunduğu dava dilekçesinde Olcan, cezaevinde gördüğü işkenceyi madde madde sıraladı.

İki sayfalık suç duyurusu dilekçesinde, cezaevinde kendisine insan pisliği dahi yedirdiklerini anlatan Olcan, dilekçesinde şunları kaydetmişti:

"Havalandırma eğitim ve askeri marşlar bahanesiyle günde en az 8 saat işkence gördüm. 'Banyo' adı altında hamamda emirle 'su dök sabunlan' dedikten sonra suları keserek ellerinde hortum ve coplarla dövüyorlardı. Bu şekilde onlarca insana bayılana kadar işkenceye devam ediyorlardı. İçeride korkutularak, işkence edilerek ajanlaştırılmış insanlar aracılığıyla 'uykuda 'hazır ol'da yatmadınız' bahanesiyle işkence yapıyorlardı. İşkenceleri Co adındaki bir köpeği üzerimize saldırtarak, havalandırma mazgalını kaldırtıp pislik yedirterek, ölüm düzeninde demir sandalyelerle vurarak, falaka ya da copla ellere vurarak, hücreyle korkutarak yapıyorlardı."

Olcan'ın, "darbecilerin Anayasal düzeni zorla değiştirmek ve hükümeti yıkmak (darbe yapmak), sistemli bir şekilde planlayarak ve tasarlayarak adam öldürmek, kasten adam yaralamak, işkence yapmak, eziyet etmek, hürriyetten yoksun bırakmak, cinsel saldırıda bulunmak" ve soruşturmada tespit edilecek diğer suçlardan yargılanmaları yönündeki suç duyurusu, işleme konulmayarak geri çevrildi.

SOL




Bu ileti en son denizcan tarafından 23.11.2015- 18:35 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 24.11.2015- 19:57


Haklı olduğu bir nokta var. Ülkedeki genel cahillik. Tabii ki buna kendisi de dahil. Yüzeysel bir takım yaklaşımlar, bilim dışı çıkarımlar, kaba saba laflar. Batı'da Hitler zamanında faşizmi desteklemiş bazı yazarlar var mesela. Eğer bunlar mezarlarından kalkıp bu adamın söylediklerini duysalar tiksintiyle bakarlardı. Faşistlerin kültürlüleri de böyle konuşmaz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 25.11.2015- 09:17


Sorunumuz aydın oportünizmi
Ahmet Abakay


Haftanın kahramanı kuşku yok ki “ünlü” jeolog, hem de prof. Celal Şengör.

Adam, hayırsız evladına demiş ya; “oğlum ben sana Vali olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim”

Aynı durum.

Adam olamamış prof. (Radikal’daki söyleşisinde) diyor ki, ” Kenan Evren haklıydı, yaptığı her şeyi istisnasız onaylıyorum. İnsanlara dışkı yedirmek işkence değildir. Deniz Gezmiş gibi eşkıyaya kahraman denildi bu ülkede.”

Güneydoğu’da faili meçhuller, köy basmaları, operasyonlar sırasında bazı rütbeli askerlerin köylülere eziyet ettiği, hatta dışkı yedirdiği biliniyor.

Bu yapılanları, artık yapanlar bile yüksek sesle savunamazken bu prof. savunuyor. Hem de “ istisnasız” diyor. Daha öncesine de uzanıyor, şanlarıyla, şerefleriyle bir döneme damgasını vuran, bedelini ödeyen gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş’e de laf atıyor.

Bu övdüğü, savunduğu darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alınmış, 517 kişi   idam cezasıyla yargılanmış, 50 kişi idam edilmiş, 17 yaşındaki çocuk yaşı büyütülerek asılmış, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkartılmış, 171 kişinin gözaltında işkenceden öldürüldüğü belgelenmiş,   cezaevlerinde 299 kişi yaşamını yitirmiş.

Aslında bu adam için söylenecek her şey söylendi. Kısa ve doğru bir değerlendirmeyi de Deniz Gezmiş’ler döneminde SBF Sosyalist Fikir Kulübü Başkanı olan dostumuz Muharrem Kılıç yazdığı şu cümlelerle ifade etti;  

“Siz bakmayın kılık kıyafete, bakmayın söze söyleme, aldırmayın lakaba, titre. Bir toplum gerilemeye ve çürümeye başladı mı, magandalık ve hödüklük ile entel ve tuzu kuru züppelik el ele gider.”
Tepkiler üzerine Kadıköy Belediyesi, bu şahıs için düzenlediği söyleşi ve kitap imza gününü iptal ettiğini açıklamış.

Yeni Yüzyıl Gazetesi bu şahıs için şu başlığı atmış; “Papyonlu faşist şoke etti”

İşin garibi de bu zaten. “papyonlu faşist” için bu ülkede hâlâ birileri, örneğin CHP’li belediye söyleşi ve imza günleri düzenliyor.  

Bu ülkenin öteden beri en önemli sorunlarından biri aydın oportünizmi, iki yüzlülüğü, çıkarcılığı, sahtekârlığı, Muharrem Kılıç’ın deyimi ile hödüklük ve züppeliği.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, bu şahsın üyeliğini gözden geçirir, odadan kovar herhalde. Gitsin Viyana mühendisler odasına kayıt yaptırsın.

Şöyle diyor Celal Şengör Radikal’deki söyleşisinde; “Benim popüler kültürle hiç alakam yok, müzik dinlemek istediğim zaman Viyana’ya gidiyorum. Orada dinliyorum.”

Kendisine, mesleğine, ülkesine, toplumuna yabancılaşmak böyle bir şey.

Gerçi Celal Şengör yalnız değil. Onun gibi okumuş, çokbilmişlerin sayısı o kadar çok ki…

Gerici, yoz, dinci, baskıcı AKP iktidarını yıllarca destekleyen, cehenneme giden yola taşlar döşeyen, sonra da, “Ben aldatıldım. RTE’ye nasıl da inandım. Erdoğan sahici değilmiş, kendimi kandırılmış hissediyorum” diyenlerin sayısı az değil.

Üstelik bunlar toplumda kendilerini akıllı sayarlar. O kadar çok akıl verirler ki, akılları o kadar çok ki, ona buna akıl vermekten kendilerinde akıl kalmamış, aldatılmışlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 09.12.2015- 23:51


Aydın sıfatı -Asaf Güven Aksel



Profesör Celal Şengör’ün, jeofizik dalındaki çalışmaları önemini yitirir mi, adam dünyaya “sek faşist” baktı diye? Tektonik araştırmaları geçersizleşir mi? “Jeo...” der demez milletin aklına gelen tek şey olan depremle ilgili öngörüleri, sunduğu veriler, nesnellikten kopar mı? Hayır.

Her şey, fay hattının nerede, ne zaman kırılacağı, nasıl bir hasar yaratacağı, buna karşı alınan önlemlerin yeterli olup olmadığı gibi, değişik disiplinlere değen yönleri olan, farklı görüş ve yorumlara açık alan değil.

İğne ucu kadar anlasam da, levha hareketleri konusunda birşeyler söylesem, onunkinden daha mı geçerli olur? Saçma.

Ali Nesin, matematikçi. Önemli bir matematikçi. Üstelik, bu konudaki bilgilerini, birikimini, bir köyde verdiği derslere katılanlarla paylaşan, aktaran, matematiği sevdirerek öğreten biri.

Kerrat cetvelinden ötesini anlamayan ben, şimdi kendisine Euler sayısı konulu laf edebilir miyim? Ne haddime. Yedi kere sekizin kırk ettiğini söylese bile, bir durur düşünürüm.

Bunlar tamam. Ali Nesin’e sorarsanız, geriye kalan ne varsa, o da tamam.

Şengör için, bu çapta bir profesörün sosyal hayata, siyasete ilişkin sözlerini, seçimlerini beğenmeyebilirsiniz ama akademik kariyerine saygı gereği, görmezden gelmelisiniz diye bir laf etti. Bununla, aslında kendisine de dokunulmazlık istedi. Jeofizik ve matematik alanındaki tescilli otoriteyi, genel bir mazur gösterici saydı.

Bu tamam değil işte.

“Yanlış bulabilirsiniz ama susun!” Ali Nesin bunu, bir sayısal problemin çözümüyle ilgili söyleyebilir mi? Hayır. Argümanınızı sunar, değerlendirirsiniz, nesneldir hesap ya da bulgu hataları. Üçle beşi toplayıp yedi bulma özgürlüğü de tanır mı mesela? Olmaz. Ama “yoruma açık, farklı bakış içerebilen” alan olarak gördüğünüz sosyolojiyi, siyaseti “fikir özgürlüğü” söylemini de iliştirerek bilimin katı kurallarına “ezdirdiğinizde” de, iş değişir. Orada Kimmer Kıtası ya da pi sayısı değildir ki mesele.

Ali Nesin böyle dedi. Ne yazık ki, matematikçilik yönü değil, Aziz Nesin’in oğlu oluşu öne çıktı gördüğü tepkide ya da aldığı destekte. Ne yazık ki diyorum, çünkü, bir baba-oğul ilişkisi üzerinden değerlendirilmesi, hem Aziz Nesin’e karşı biraz münasebetsizlik, hem Ali Nesin’e karşı biraz haksızlık oluyor. Tarihte çok sayıda örneği görüldüğü üzre, çocuklar ebeveynlerini izlemek durumunda bırakılamaz, hatta belki bu beklenti nedeniyle tersi çok daha yaygındır.

Her ne kadar, Aziz Nesin’in 100’üncü doğum günü yaklaştıkça, Ali Nesin’in şirin matematik köyü, felsefe ve sanat köyleri projesi daha bir görünür olduysa da, bu normaldir, diğeri yakışıksızdır.

Ayrı ayrıdırlar. Aziz Nesin, bir mizah yazarı, edebiyatçıdır. Ali Nesin bir matematikçi. Celal Şengör jeofizikçi. Peki, alanlarında söz sahibi olmaları, ya da eğitimleri, bir aydın paydasında buluşmalarını sağlar mı? Hayır.

Aydın olmak, siyaseti doğrudan kesen bir toplumsal duruşla ilgilidir. Edebiyat gibi, aynı zamanda doğrudan üretimle de bu duruşun sergilendiği alanlar vardır ve iç içedir yazarın hayatıyla, görüşleriyle. Bir de jeofizik gibi, matematik gibi bilim dalları vardır, o alanlardaki üretimle dünya görüşü arasındaki bağın doğrudan kurulmasının zor olduğu. İkinciler, tarih ve mekân itibariyle bir parçası oldukları topluma, dünyaya ilişkin görüşlerini dile getirirken, pozitif bilimsel formülasyonlarını, diğerlerinin yapıtları gibi tanık gösteremezler.

Bir yazarın yaşamı ve görüşleri, yazdıklarını geçersiz kılabilir. Bilim alanında riski sadece bireysel konum üstlenir.

Eşitlemek uğruna, edebiyatı da dışta bırakarak, bir yazara, bir matematikçiye, bir jeofizikçiye değil, toplumsal yaşama ilişkin duruşları olan ve bunu deklare eden üç kişiye bakalım. Her üç kategori de, kendiliğinden aydın sıfatı vermiyor çünkü.

Aydın, tarihsel olarak yeniyi, ileriyi savunan, sömürüye ve haksızlıklara karşı duran, bunların gereğini yaşamıyla yerine getiren kişidir diye de çok basit bir tanım yapalım.

Bu tanımın kantarına vurduğunuzda, hiçbir şey yazmamış bile olsa, yaşamı boyunca Aziz Nesin aydındır. Jeofizikte ve matematikte dünya çapında deha da olsalar, bugün Celal Şengör ve Ali Nesin aydın değildir.

12 Eylül faşizminin bütün yaptıklarına kefil olan birine aydın denilebilir mi? Jeofizik profesörüdür, bilimde önemli bir isimdir diye, siyasal görüşlerine saygı gösterilir mi? İşgal ettiği üniversite ya da kurum kürsüleri, tarihin sanık kürsüsünü paylaşmasını hadsizlik olarak tanımlatabilir mi? Ne münasebet! Ama bilimcidir yani, dışkının analizini yapıp, tedavi amaçlı bile kullanılabilecek bir şey olarak gösteresiye bilimci!

Ali Nesin’in bizden istediği budur. Ne haddinize böyle bir değerimize dil uzatmak diyor. Değerimiz? Kimin değeri? Başımızı başka yöne çevirmemiz gerektiğini söylerken, “ifade özgürlüğü”nden dem vururken, kendisini güvenceye alıyor aslında.

“İfade özgürlüğü”nü kullanırken, bu özgürlüğü tümüyle ortadan kaldırmış bir iktidarın ne kadar olumlu işler yaptığını sıralamak, 12 Eylül faşizmini savunan birine arka çıkmak, büyük talihsizlik.

O bilimsel tespitler yapsın, mesela desin ki seçim sonuçlarına bakıp, “toplumun matematiğini en iyi AKP anladı”; desin ki, “Erdoğan dâhi seviyesinde bir stratejist”. Doğru mu? Bunlar, nesnelliğe vurarak tartışılabilir şeylerdir. Ama bu matematiği ve dehayı da açımlıyor Ali Nesin.

Toplumun tek parti döneminden 2000’lere kadar gördüğü baskıdan kurtulmak istediğini söylüyor. Cumhuriyetten, Kemalist diktatörlükten, beyaz Türk’ten çok çekmiş halkın, yolsuzluk filanla ilgilenmemesini normal buluyor. Demokrasi halkın istediklerini karşılamaktır, AKP bunu sağladı, diyor.

Zenginleşmiş ülke, kendi çocukluğundaki sefalet kalmamış, açlıktan ölmüyormuş insanlar, tamam bu zenginliği bölüşüm sorunu varmış azıcık ama neyseymiş. Türbandan tarikat örgütlenmelerine kadar, “Müslümanlar”, demokrasinin sınırlarını bütün ülke için genişletmiş. Askerî vesayetten kurtulmamızda büyük rol oynamışlar.

Madımak’tan ona neymiş, o iş başkaymış, türban başkaymış. O zaman tamammış ama şimdiki koşullarda “yetmez ama evet” derken düşünürmüş doğrusu, çünkü liberaller çekilince hükümet biraz bozmuş. Bazı devrimlerde demokrasi askıya alınabilirmiş ama çok da uzatmamak lazımmış. Faili meçhuller bitmiş, şimdi hapse atıyorlarmış ama öldürmüyorlarmış, bu da pozitif bir şeymiş...

Komünistmiş kendisi aslen, ama insan çalıştırma, iş kurma, para kazanma özgürlüğü yoksa, düşünce özgürlüğü de olmazmış, o nedenle kapitalizme de karşı çıkamıyormuş, sonuçta mülkiyet özgürlüğü, arz talep şeyleri önemliymiş. Solcularda kafa olsa elit eğitimi savunurmuş, elbet güçlü olanlar okuyacakmış, tarihi de hep elitler değiştirmemiş mi?

Vesaire vesaire...

Celal Şengör’ü anladık, o kolay. Ya bu ifadelerde aydın gördünüz mü? Müthiş demokratlığın, özgürlükçülüğün, gelip gericiliği, faşizmi, sermaye sistemini, sömürüyü aklamaya vardığı bir çelişkiler yumağından çıkabildiniz mi? Ama bilimcidir yani, kâr eğrisiyle insan özgürlüğü arasında bağıntı kurasıya bilimci!

Bir de Aziz Nesin var. Kendisini emekçi, yoksul halka adayan. Bütün iktidarların akıl almaz baskılarına göğüs geren. Sosyalizmi arayan. Gericilikle ölümüne mücadeleye girişmiş. Uyaran, susmayan, aydınları örgütlü itiraza çağıran, bütün bir hayat.

Yalnızca mizahımızın, edebiyatımızın başyapıtlarını kaleme aldığı için değil, kitapları verdiği mücadelenin kanıtları olduğu için değil, bu nitelikleriyle aydın diyoruz Aziz Nesin’e.

“Babamın özelliği öngörülemezliğiydi” diyor Ali Nesin, “bugün olsa ne yapardı ben bilmiyorum da, siz mi biliyorsunuz?”

Aziz Nesin, soyadının karşılığını 80 yıl verdi. Bu bir açıklamadır. Bilimde, açıklamaların öndeyiye kılavuzluk eden kesinlikleri vardır çoğu kez. Buna dayanarak diyebiliriz ki, gericilikten demokrasi türetmezdi. Tersine, hayatı buna karşı uyarıyla geçti. Dinci gericiliğin demokrasi maskesiyle bütün toplumu nefes alamayacağı bir noktaya sürükleyeceğini söyleyip durdu, ölümü göze alarak. 12 Eylül’e karşı tavrı da tarihe kayıtlıdır. Tek parti dönemine de. Hiçbir şey yazmamış da olabilirdi. Ama aydındır yani, kendisini ateşe atanlara takılan demokrasi havarileri maskesini yırtıp atasıya aydın!

Bugün olsa ne yapacağı belli olmazmış! “Sol olmayan sol”culuk ar damarının yırtılışıdır. Bugün yok Aziz Nesin, ama 100 yıldır, mücadele bayrağımız olarak dalgalanıyor, sosyalizmin burcuna dikmemizi bekliyor.

Jeofizikçi. Matematikçi. Edebiyatçı. Bunlara aydın sıfatının eklenmesi, arkalarındaki isimleri duruşlarıyla yüzleştirmenin sonucuna bağlıdır...

Kitaplarını keyifle okuduğum Ali Nesin’den, tavlada pulları olası zar kombinasyonlarını hesaplayarak oynamayı da öğrendim. Bu beni mars olmaktan kurtarmadı çoğu kez ama sorun hesaplamada değil, Aziz Nesin’deydi. O   diyordu ki, “Ali, sen bütün kombinasyonları hesaplarsın, ama zarda, en düşük olasılığın gerçekleşmesi de mümkündür”. Ne de olsa kombinasyonların zarlarına, onları atan bilek de hükmediyordu ve hesaplar şaşabiliyordu...



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör 'Erdoğan’ın kaybetmesi için hem taktiksel hem de stratejik olarak her şeyi yapacağız'... melnur 0 970 25.12.2021- 10:18
Konu Klasör Evrenin 13.7 milyar yıl önceki görüntüsü melnur 0 3957 16.08.2013- 19:12
Konu Klasör Kozmik ağlar: Evrenin bir yerleşim planı mı var? melnur 0 1391 16.02.2020- 02:19
Konu Klasör Evrenin fosil kayıtlarından yeni bir seda melnur 0 3376 29.03.2014- 16:47
Konu Klasör Nerede yanlış yaptılar? melnur 2 1942 23.04.2021- 03:58
Etiketler   Prof.,   Şengör:,   Evrenin,   yaptığı,   her,   şeyi,   onaylıyorum
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS