SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Erdoğan-AKP darbesi yenilgiye uğratılabilir           (gösterim sayısı: 7.890)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: solcu
Konu Tarihi: 14.12.2015- 19:41


Erdoğan-AKP darbesi yenilgiye uğratılabilir
Merdan YANARDAĞ

Türkiye’de yasal bakımdan belki bir hükümet var ama, artık siyaseten ve ahlaken meşru olan bir iktidar yok. Daha 7 ay önce yapılan seçimlerde halk tarafından düşürülmüş olan bir hükümet ve parti, toplumu terörize ederek, tehdit, baskı ve şantajla yeniden iktidara el koydu. Sadece 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında biri Suruç’ta diğeri Ankara’da olmak üzere iki toplu katliam yapıldı, çatışma ve operasyonlarla birlikte 700’ün üzerinde insan öldürüldü.

AKP iktidarı sola ve Kürt muhalefetine saldırarak ülkeyi bir kan, gözyaşı ve terör sarmalına soktu. Türkiye böyle bir ortamda seçimlere gitti ve yaklaşık 5 milyon seçmenin, 4-5 ay içinde her nasılsa oylarının yönünü değiştirerek AKP’ye destek verdiği ilan edildi.

Erdoğan-AKP iktidarı, zaten anti-demokratik bir niteliğe sahip olan mevcut Anayasayı bile askıya alarak fiili bir durum yarattı. Dahası, bunu kamuoyu önünde açıklayıp “eski rejimi” yıktığını ilan eden Tayyip Erdoğanı ve hükümeti, Türkiye’yi Ortadoğu’da da kirli bir savaşın eşiğine getirdi.

Bu bir darbe durumudur. Türkiye, bir darbe sürecinden geçiyor.

Erdoğan-AKP iktidarı, anayasal suç işleyerek, sadece laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelmekle kalmadı, Cumhuriyetin bütün temel ilkelerini çiğneyerek onu ilga etti. Bu anlamda, mevcut yasalar çerçevesinde bile karşımızda ağır suç işleyen bir siyasal örgüt bulunuyor.

Kuşatıcı ve ‘yıkıcı’ bir muhalefet

Başta CHP olmak üzere bütün muhalefetin (özellikle sol ve demokratik muhalefet odaklarının) öncelikle alması gereken tutum, 1 Kasım seçimlerinin meşruiyetini sorgulamak ve onu reddetmekti. Dolayısıyla 7 Haziran’da ortaya çıkan halk iradesinin gereğini yaşama geçirmek, 1 Kasım seçimlerine katılmamak ya da bu seçimleri yaptırmamaktı.

Yenilenen seçimlerin adil, demokratik ve dürüst bir şekilde yapılmadığı bütün uluslararası gözlemciler tarafından teyit edildiği halde, bu konuda Türkiye’de doğru dürüst bir tartışma bile yapılamaması; başta sol olmak üzere, muhalefet odaklarının dönemin gerektirdiği, güncellenmiş bir siyasal mücadele yeteneği edinemediğini ve var olan reflekslerini de yitirdiğini gösteriyor.

Demokratik muhalefet odakları ve sol, öncelikle bu sorunu aşmalı; etkili, kuşatıcı ve “yıkıcı” bir mücadele yürütme yeteneğini geliştirmelidir. Sol ve cumhuriyetçi muhalefet, AKP karşıtı büyük kitleyi aydınlanmacı, cumhuriyetçi, demokratik ve halkçı-kamucu değerler etrafında birleştirme becerisini göstermelidir. Bu anlamda ülkeyi ve toplumu yeniden “bölmeli” ve ne istediğini bilen net bir cephe oluşturmalıdır.

Bunları yapmak yerine, deyim uygunsa sürekli dayak yediği halde “uzlaşmacı” bir profil sergileyerek toplumun desteğini alacağını sanmak, tam tersine bu zorbalığa boyun eğerek gerici-faşizan saldırganlığa meşruiyet sağlamak anlamına gelecektir. Nitekim olan da budur. Daha da kötüsü, muhalefetin bu edilgen tutumu bir suç ortaklığına dönüşmek üzeredir.

Yeni anayasa reddedilmelidir

AKP İktidarı bu suç ortaklığını hukuksal olarak da tescil etmek, muhalefeti cumhuriyetin yıkımına ve yeni rejimin kurulmasına ortak yapmak için; başta CHP olmak üzere kayda değer bütün siyasal güçleri, yarattıkları fiili duruma uygun yeni bir anayasanın yapılması sürecine dahil etmeye çalışıyor.

Erdoğan-AKP İktidarı, sinsice gerçekleştirdiği pasif darbe (parlamenter yolları kullanarak, hile yaparak, yasaları eğip bükerek ve toplumdan görece rıza üreterek yapılan darbe) yoluyla oluşturduğu fiili duruma hukuksal zemin sağlayacak ve onu güvenceye alacak yeni bir anayasa oluşturmak istiyor. Üstelik bu anayasaya, büyük bir utanmazlık ve sahtekarlıkla “sivil anayasa” adı veriliyor.

Ancak bu anayasayı, cumhuriyet tarihinin en zayıf desteği anlamına gelecek kendi seçmenine (yüzde 49 olsa bile) dayanarak yapamayacağını da görüyor. Çünkü Erdoğan-AKP kliği, kurmaya çalıştığı dinci-faşizan rejimin sürdürülebilmesi için, göreli de olsa bir toplumsal mutabakata ihtiyaçları olduğunu biliyor.

Kısa vadede Türkiye’nin önündeki temel siyasal mücadele alanı ve çatışma ekseni budur.

Dolayısıyla solun, toplumsal muhalefet odaklarının, CHP ve HDP’nin alması gereken tutum, ilkesel olarak AKP ile bir anayasa yapmayı baştan reddetmektir. Bu hamleye amasız, fakatsız bir şekilde karşı koymaktır. Dinci-faşizan bir dikta anayasası yapılması girişimine geçit vermemek, bu sürece meşruiyet sağlayacak her türlü tutum ve davranıştan titizlikle kaçınmaktır.

Yapılması gereken daha önemli iş ise; içinde ve mümkünse ön saflarında devrimci ve sosyalist güçlerinde de bulunduğu geniş bir cumhuriyetçi, aydınlanmacı ve halkçı cephe kurarak, gerici saldırıyı püskürtmek için harekete geçmektir.

AKP artık bir klik/fraksiyon partisidir

AKP 2002-2011 yılları arasında izlediği sinsi iktidar stratejisi sırasında geleneksel egemen sınıf ve güçlere sürekli güven vermeye çalıştı. Bu süreci, sağ ve özellikle sol liberallerle ittifak yaparak, bu çevreleri yedekleyerek götürdü. Entelektüel açığını, donanımsızlığını, modern hayata yabancılığını, kültürel yetersizliğini ve yeteneksizliğini uzunca süre liberallerin katkısıyla kapattı. Ortaçağ artığı zihniyet dünyasını ve gerici/mezhepçi programını bu destekle örtmeye çalıştı.

AKP iktidarında geçen son 13 yılda küresel sermayenin ve Türkiye burjuvazisinin talep ettiği bütün neo-liberal düzenlemeler yapıldı. Küresel sermaye ve işbirlikçilerinin bütün kirli işleri görüldü. Vahşi, insanlık dışı, kamu kaynakları ve ulusal zenginliklerin yağmasına dayalı, yolsuzluk yapmanın bir sermaye birikim modeli haline getirildiği hoyrat bir ekonomik ve toplumsal düzen kuruldu.

Bu nedenle başta İstanbul burjuvazisi olmak üzere, Cumhuriyet sermayesi, AKP iktidarını ilk iki dönem boyunca destekledi. Ancak devleti bütünüyle ele geçiren AKP, özellikle 2008’den sonra kendi dar dinci ideolojik-siyasal programını yaşama geçirmeye yöneldi. Bu anlamda 12 Eylül 2010 referandumu bir dönüm noktası oluşturdu.

Nasılsa İslam’ın kendine özgü bir ekonomi politikası yoktu. Yıkıcı liberal kapitalist politikalarla siyasal İslam pekâlâ yan yana olabilir, vahşi bir piyasacılık ve saldırgan bir kapitalizm İslamcıların ekonomik modelini   oluşturabilirdi. Nitekim öyle de oldu. Dolayısıyla izlenen bu politika, Batıcı sermaye çevreleri ile AKP arasında 2011’e kadar gelen bir uzlaşma zemini sağladı.

Ancak, 12 Eylül 2010 referandum dönemecinden sonra, özellikle 2011’den itibaren belirginleşen bir tutumla, AKP, bütün sermaye sınıfını temsil etmek iddiasından hızla uzaklaşarak, sermaye içi bir fraksiyonun, muhafazakâr ve dinci bir kliğin partisi haline geldi. AKP aslına rücu ederek özüne döndü.

AKP en zayıf dönemini yaşıyor

AKP, 2014-15 yıllarına gelindiğinde aslında kendisini iktidara taşıyan bütün iç ve dış dinamikleri hızla yitirdi. Erdoğan-AKP iktidarı, 1 Kasım seçimlerini baskı, terör ve hile ile kazanmasına karşın; 7 Haziran 2015 sonuçlarının ortaya koyduğu gibi, geriye kalan tek iktidar dinamiği olan sandık desteğini de yitirmenin eşiğinde olduğu anlaşıldı.

Ancak, durum böyle olmasına karşın AKP ve Erdoğan’ın, zorlama olmadan ve mücadele edilmeden, kendiliğinden ve demokratik yollardan iktidarı tek etmeye niyeti olmadığı görüldü. Dahası, iktidarı bırakmamak için bir iç savaşı bile göze alabilecekleri anlaşıldı.

Bu nedenle saptamak gerekiyor ki; Erdoğan ve AKP artık Türkiye için bir güvenlik sorunu ve ulusal tehdit haline geldi. Toplumun geleceğini ve ülkenin güvenliğini tehlikeye atan bir siyasal islamcı kadro, devlete el koymuş durumda. Bu kadro her yöntemi kullanarak, yasa ve hukuk tanımadan çağdışı bir rejimi kurmaya çalışıyor.

Bu fiili darbe durumuna hızla son verilmeli, mezhepçi faşizan rejim kurma girişimi yenilgiye uğratılmalıdır. Halkın 7 Haziran’da iktidardan düşürdüğü AKP ve Erdoğan, zorla yeniden ele geçirdiği, daha doğrusu hiçbir zaman terk etmediği o mevkiden, filen ve hukuken çekip alınmalıdır.

AKP paradoksal olarak gücünün zirvesinde olduğunun sanıldığı bu günlerde en zayıf ve güçsüz dönemini yaşıyor. Bu nedenle hem içeride hem dışarıda saldırgan ve maceracı bir siyaset izliyor.

Türkiye’nin ihtiyacı, toplumsallaşan ve siyasallaşan kötülüğün karşısında iyiliği toplumsallaştıracak bir ilerici-devrimci hamledir. Gerici faşizan bir rejim kuruculuğunun karşısında, yaratıcı bir yıkıcılığı geliştirmektir. Yeni, aydınlanmacı ve toplumcu bir kurucu iradeyi ortaya çıkarmaktır.

Muhtaç olduğumuz güç bu toprakların tarihsel birikiminde mevcuttur.




Bu ileti en son solcu tarafından 14.12.2015- 19:43 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 14.12.2015- 20:26


"Yeni anayasa reddedilmelidir"

Ülkede muhalefet olmak her seyi red etmekle es degerde anlasiliyorki bu devamli iktidarin isine yaramistir.

Eger anayasa konusunda muhalefet sadece red siyaseti yaparsa   en yakin zamanda yapilacak bir genel secimde AKP en az 60% oyla iktidara gelecektir.

Yanardag yanlis akil veriyor, muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....
Her seyi red eden muhalefet asla basariya erisemez, sadece AKP'nin ekmegine yag sürer. Yillardan beri yaptiklarida bu degilmi zaten. Erdogen bir secimde söylemisti, "böyle bir muhalefet karsisinda AKP'nin asla bir sey yapmasi gerekmiyor, muhalefet zaten AKP icin calisiyor."
Yanardag'da bilerek veya bilmeyerek AKP icin cabaliyorki muhalefete böyle akil almaz tavsiyelerde bulunuyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 15.12.2015- 11:35


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

"Yeni anayasa reddedilmelidir"

Ülkede muhalefet olmak her seyi red etmekle es degerde anlasiliyorki bu devamli iktidarin isine yaramistir.

Eger anayasa konusunda muhalefet sadece red siyaseti yaparsa   en yakin zamanda yapilacak bir genel secimde AKP en az 60% oyla iktidara gelecektir.

Yanardag yanlis akil veriyor, muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....
Her seyi red eden muhalefet asla basariya erisemez, sadece AKP'nin ekmegine yag sürer. Yillardan beri yaptiklarida bu degilmi zaten. Erdogen bir secimde söylemisti, "böyle bir muhalefet karsisinda AKP'nin asla bir sey yapmasi gerekmiyor, muhalefet zaten AKP icin calisiyor."
Yanardag'da bilerek veya bilmeyerek AKP icin cabaliyorki muhalefete böyle akil almaz tavsiyelerde bulunuyor.




bunlar bu kafayla hiç bir zaman siyasî bir güç olamayacaklar. sürekli olarak "hayır" demekle muhalefet ettiklerini sanıyorlar. sürekli sermayeden yiyerek idare ediyorlar. ama bu sefer de yeni ve çağdaş bir anayasa konusunda ayak diretici bir politika uygularlarsa hazırdaki krediyi de tüketecekler.

vatan partisi ile bunlar arasında ne fark var? biri daha amatörce, öbürü daha kurumsallaşmış. ikisi de reddiyeci, ikisi de halkla bağları olmayan, elitist ve sürekli kaybedenler partisi.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 15.12.2015- 12:26


Alişan ile Kaçak yine AKP şakşakçılığına başladılar. Sol ile hiçbir ilgisi bulunmayanların sola hakaretlerine ne kadar tahammül edeceğiz? Bu gerici anlayışlarla tartışmamız mı isteniyor?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.12.2015- 15:54


Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

"Yeni anayasa reddedilmelidir"

Ülkede muhalefet olmak her seyi red etmekle es degerde anlasiliyorki bu devamli iktidarin isine yaramistir.

Eger anayasa konusunda muhalefet sadece red siyaseti yaparsa   en yakin zamanda yapilacak bir genel secimde AKP en az 60% oyla iktidara gelecektir.

Yanardag yanlis akil veriyor, muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....
Her seyi red eden muhalefet asla basariya erisemez, sadece AKP'nin ekmegine yag sürer. Yillardan beri yaptiklarida bu degilmi zaten. Erdogen bir secimde söylemisti, "böyle bir muhalefet karsisinda AKP'nin asla bir sey yapmasi gerekmiyor, muhalefet zaten AKP icin calisiyor."
Yanardag'da bilerek veya bilmeyerek AKP icin cabaliyorki muhalefete böyle akil almaz tavsiyelerde bulunuyor.




bunlar bu kafayla hiç bir zaman siyasî bir güç olamayacaklar. sürekli olarak "hayır" demekle muhalefet ettiklerini sanıyorlar. sürekli sermayeden yiyerek idare ediyorlar. ama bu sefer de yeni ve çağdaş bir anayasa konusunda ayak diretici bir politika uygularlarsa hazırdaki krediyi de tüketecekler.

vatan partisi ile bunlar arasında ne fark var? biri daha amatörce, öbürü daha kurumsallaşmış. ikisi de reddiyeci, ikisi de halkla bağları olmayan, elitist ve sürekli kaybedenler partisi.




''Yeni ve çağdaş anayasa'' beklentisi içindesiniz demek ki, 12 eylül referandumuna ''yetmez ama evet'' diyerek bu ülkenin ne hale getirildiğini ve getirenin de AKP zihniyeti olduğunu hala görmezlikten geliyorsunuz! Bana kalırsa görüyorsunuz ama nedense bu zihniyeti bilinçli bir şekilde savunma ihtiyacı hissediyorsunuz!

Hatırladığım, yazıyazforum'da bir seçimde TKP'ye oy verdiğinizi söylemiştiniz, o günlerden bugünlere ne büyük bir değişim! Sn.Alişan hep durduğu yerde ayak diremekte; hala ''muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....'' demekte; ve üstelik bilimsel sosyalizm konusunda o kadar yazılarımız varken bile! Bundan sonra da değişeceğini sanmıyorum; ama siz hep değişiyorsunuz; gerici bir hattın forumlardaki sözcülüğüne her zamankinden daha da fazla eğilim gösteriyorsunuz! Liberaller bile AKP'yi teketmişlerken sizin tam anlamıyla AKP yandaşlığının sol forumlardaki sözcülüğünü üstlenmeniz gerçekten üzücü!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 15.12.2015- 17:17


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

"Yeni anayasa reddedilmelidir"

Ülkede muhalefet olmak her seyi red etmekle es degerde anlasiliyorki bu devamli iktidarin isine yaramistir.

Eger anayasa konusunda muhalefet sadece red siyaseti yaparsa   en yakin zamanda yapilacak bir genel secimde AKP en az 60% oyla iktidara gelecektir.

Yanardag yanlis akil veriyor, muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....
Her seyi red eden muhalefet asla basariya erisemez, sadece AKP'nin ekmegine yag sürer. Yillardan beri yaptiklarida bu degilmi zaten. Erdogen bir secimde söylemisti, "böyle bir muhalefet karsisinda AKP'nin asla bir sey yapmasi gerekmiyor, muhalefet zaten AKP icin calisiyor."
Yanardag'da bilerek veya bilmeyerek AKP icin cabaliyorki muhalefete böyle akil almaz tavsiyelerde bulunuyor.




bunlar bu kafayla hiç bir zaman siyasî bir güç olamayacaklar. sürekli olarak "hayır" demekle muhalefet ettiklerini sanıyorlar. sürekli sermayeden yiyerek idare ediyorlar. ama bu sefer de yeni ve çağdaş bir anayasa konusunda ayak diretici bir politika uygularlarsa hazırdaki krediyi de tüketecekler.

vatan partisi ile bunlar arasında ne fark var? biri daha amatörce, öbürü daha kurumsallaşmış. ikisi de reddiyeci, ikisi de halkla bağları olmayan, elitist ve sürekli kaybedenler partisi.




''Yeni ve çağdaş anayasa'' beklentisi içindesiniz demek ki, 12 eylül referandumuna ''yetmez ama evet'' diyerek bu ülkenin ne hale getirildiğini ve getirenin de AKP zihniyeti olduğunu hala görmezlikten geliyorsunuz! Bana kalırsa görüyorsunuz ama nedense bu zihniyeti bilinçli bir şekilde savunma ihtiyacı hissediyorsunuz!

Hatırladığım, yazıyazforum'da bir seçimde TKP'ye oy verdiğinizi söylemiştiniz, o günlerden bugünlere ne büyük bir değişim! Sn.Alişan hep durduğu yerde ayak diremekte; hala ''muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....'' demekte; ve üstelik bilimsel sosyalizm konusunda o kadar yazılarımız varken bile! Bundan sonra da değişeceğini sanmıyorum; ama siz hep değişiyorsunuz; gerici bir hattın forumlardaki sözcülüğüne her zamankinden daha da fazla eğilim gösteriyorsunuz! Liberaller bile AKP'yi teketmişlerken sizin tam anlamıyla AKP yandaşlığının sol forumlardaki sözcülüğünü üstlenmeniz gerçekten üzücü!


Sayin melnur, bakiniz sizin ve bes taraftarinizin burada sikca kullandigi bir cümle var "Sosyalistmisinizde sosyalistlere sosyalizim hakkinda akil veriyorsunuz". Bu cümlenizi keske kendiniz ve taraftarlariniz icinde söyleseniz. Sizler ve sayin Yanardag burjuva demokratlarimisinizda "burjuva partilerine akil veriyorsunuz"?
Diger taraftan ben burada parlementer bir sistemde muhalefet partisinin yapmasi gerektigini söylüyorum. Tabii sizin arzuladiginiz sistemde muhalefet olgusu söz konusu olmadigi icin bir muhalefet partisi neler yapmali bu konuda fazla olumlu bir yaklasiminiz olmuyor. Size yabanci böyle bir kavram.
Akil verdiginiz partiler neden ''Yeni ve çağdaş anayasa'' calismasi yapamasinlar veya sunmasinlar? Yoksa siz o partilerlemi "AKP'yi yenip sosyalizmi" getireceksiniz? Siz sosyalizim mücadelenizle ugrasin, bizde bu sistemde daha iyi anayasa nasil olur onunla ugrasalim. Ve bunlari söylemekte asla iktidari desteklemek gibi bir anlamada gelmez ve gelmiyorda. Lütfen algi probleminizi cözün, yaftalamaya son verin. Bana "hep durduğu yerde ayak diremekte" diyorsunuz, dogru ama sizde hep ayni yerinizdesiniz, yani sadece muhalefet oluyorsunuz, hayal dünyasinda yasiyorsunuz, gercek hayata ve toplumun arzularina, sorunlarina,.... uzaksiniz, dünyadaki gelismeleri dogru algilayamiyorsunuz, devamli biat siyaseti izliyorsunuz, öz elestiri gibi bir mekanizmayi asla isleve sokmuyorsunuz,....
Birakin siz burjuva partilerinin nasil muhalefet yapmalari gerektigini, siz nasil sosyalizmi getireceginizi planlayin ve hayata gecirmeye calisin. Zamaninizi neden burjuva partilerine harciyorsunuz.   Bizler kendi aramizda muhalefet nasil yapilir tartisiriz, bunlar size yabanci konular.




Bu ileti en son Alisan tarafından 15.12.2015- 17:22 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 15.12.2015- 17:27


Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Alişan ile Kaçak yine AKP şakşakçılığına başladılar. Sol ile hiçbir ilgisi bulunmayanların sola hakaretlerine ne kadar tahammül edeceğiz? Bu gerici anlayışlarla tartışmamız mı isteniyor?

Sende algi sorunu oldugu sürece neyi ve nasil saglikli tartisacagizki? Birde buna ön yargiyi eklersek is dahada zorlasiyor. Her cümleye "AKP'yi destekliyorsunuz" diyen birisini kim ve neden ciddiye alsinki ben alayim. Sen burada tartistiginimi zannediyorsun? Sen burada dostlarina sadece el uzatiyorsun, tüm yazdiklarini sartsiz onayliyorsun,.....
Sen buna tartisma diyorsan evet benimle tartisilmaz haklisin.
"Sola hakaretmis" benim yazdigim. Kargalar dahi güler senin bu anlayisina.




Bu ileti en son Alisan tarafından 15.12.2015- 17:29 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 16.12.2015- 10:04


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış
''Yeni ve çağdaş anayasa'' beklentisi içindesiniz demek ki, 12 eylül referandumuna ''yetmez ama evet'' diyerek bu ülkenin ne hale getirildiğini ve getirenin de AKP zihniyeti olduğunu hala görmezlikten geliyorsunuz! Bana kalırsa görüyorsunuz ama nedense bu zihniyeti bilinçli bir şekilde savunma ihtiyacı hissediyorsunuz!

Hatırladığım, yazıyazforum'da bir seçimde TKP'ye oy verdiğinizi söylemiştiniz, o günlerden bugünlere ne büyük bir değişim! Sn.Alişan hep durduğu yerde ayak diremekte; hala ''muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....'' demekte; ve üstelik bilimsel sosyalizm konusunda o kadar yazılarımız varken bile! Bundan sonra da değişeceğini sanmıyorum; ama siz hep değişiyorsunuz; gerici bir hattın forumlardaki sözcülüğüne her zamankinden daha da fazla eğilim gösteriyorsunuz! Liberaller bile AKP'yi teketmişlerken sizin tam anlamıyla AKP yandaşlığının sol forumlardaki sözcülüğünü üstlenmeniz gerçekten üzücü!





evet, yeni ve çağdaş bir anayasa beklentisi içindeyim. bunu istiyorum ve umuyorum. bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini politik ortam ve koşullar belirleyecek. o ortam ve koşullar da diktatoryal değil, demokratik bir anayasaya daha çok şans tanıyor.

çünki türkiye bir orta sınıf cennetidir. orta sınıfın güçlü olduğu yerde demokrasinin şansı daha fazladır. ideolojik şartlanmışlıklarınızı bir an olsun bırakıp şöyle düşünün:

yakın ve orta vadede olmaz ya, diyelim ki chp bu ülkede tek başına iktidara geldi. yani "seçimlerle" demek istiyorum, yanlış anlamayın, başka türlü değil.

yine diyelim ki o chp'deki bir klik, bir kesim, demokratik usulllere dayanmadan, genel kurulu adilce toplamadan, chp içinde kendi iktidarını ilan etti. "chp'nin yönetimi benim" dedi.

işte bu andan itibaren chp kaynamaya başlar. chp içindeki diğer gruplar, anti demokratik biçimde chp yönetimine gelen bu kliğe karşı isyan bayrağı çeker. iktidarda olmasına rağmen bunu yapar. çünki her biri kendi içinde bir ortaklık, bir temsiliyet, bir güç.

işte bu gerçek bize ülkede demokrasinin şansının neden daha yüksek olduğunu gösteriyor. çünki güçler var ve diri. dinamik bir sosyal hayat var. sarı sayfalardaki teori bunu kapsayamıyorsa bu teorinin sorunu.

peki "yeni ve çağdaş" bir anayasa için şans yüksek mi? bence yüksek. çünki chp geçen seferki gibi aleni karşı çıkanmaz buna. mhp çıkar. daha doğrusu bahçeli'li bir mhp çıkar. ama belki oğan'lı bir mhp bile tamamına karşı çıkamaz.

istediğimiz bu değil mi? devrim uzak bir hayal olduğuna göre en azından modern kapitalist burjuva ülkeler gibi biz de insan haklarına daha saygılı, temsiliyetin daha yüksek olduğu, yerellerin daha güçlü olduğu bir sistemle yönetilsek?.. hani şu sağcımızla, solcumuzla, ilk fırsatta turistik seyahat yapmaya koştuğumuz; hani şu arabıyla, kürd'üyle mültecilerin, bin bir güçlüğü ve ölümü göze almak için yolculuğa çıktığı batı'lı ülkelerden söz ediyorum.

bakın, rusya aihm kararlarını, kendi yasalarıyla çeliştiği durumlarda dikkate almayacağını açıklamış. bizde ise böyle bir durum yok. rusya'da diktatoryal eğilimlere zemin hep vardı. bizde ise hep ârızî, yani geçici oldu.

akp'nin elinde kitle desteğinden başka desteği yok. ordu yok, bürokrasi yok, bir tek oy desteği var. o da bunu korumak zorunda.

akp'nin oy desteği ise ideolojik, dinsel bir destek değil. aksi takdirde bu kadar oy alamazdı. akp'nin oy desteği olan halk kesimleri içinde her görüşten insan var. mhp'lisi de, chp'lisi de var. dindarı da dinsizi de var. ve bu desteği verenler, mesela mhp'lisi, onun "çözüm süreci" pratiğine rağmen verdiler.

bak, bahçeli daha dünki konuşmasında, kürd sorununa ilişkin toptan reddiyeci, imhacı zihniyetlerini yine tekrarladı. barzani'yi bile öcalan ile eşdeğer gördüğünü açıkladı. böyle bir ülkedeyiz. bu zihniyetin oy oranı, düşmüş hâliyle bile fazla.

12 eylül referandumuna evet dedim, evet, bunun da doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. maddelerine baktım ve evet oyu verdim. tıpkı bu ülke halkının %60'ı gibi. kaba teorik-ideolojik yaklaşmadım.

amacım bağcı dövmek değildi, üzüm yemekti. şimdi de öyle. iyiyse evet, kötüyse hayır. politik mücadeleyi, ideolojik manüplasyondan ibaret görmedim. akp hükumetlerinin hes'lerine, karadeniz sahil yoluna, 3. köprü ağaç katliamına, kendi zenginlerini yaratmasına, yolsuzluklarına, partizanca uygulamalarına, yönetimi dinselleştirme ve ideolojikleştirme girişimlerine ve söylemlerine karşı çıktım ve onlarla mücadele etmeyi önerdim. ama bizim soluk solumuz, oyuna, boyuna, cüssesine bakmadan, burnu havada, büyük büyük laflar etmekten başkasını bilmiyor. tıpkı yerdan manardağ gibi.

işte yine seçimlerde oyunun-boyunun ölçüsünü almış, oturmuş yerine; ama yine aynı iddialı, boyundan büyük laflar ediyor. insan biraz daha mütevazi olmalı değil mi?

yani sen şu kadar oy almışsın, karşındaki parti ise bu halkın yarısının oyunu almış. şimdi seçim olsa bu oy oranı yarıyı da epeyce geçecek. bunu bir oturup algılamaya çalışsa ya, onun yerine konuşmaya ve büyük laflar etmeye çalışıyor.

bizlere öğüt veriyor. "akp'yi yenmek" için, "kuşatıcı ve yıkıcı bir muhalafet" yapılmalıymış! "yeni anayasa reddedilmeli"ymiş! "akp en zayıf dönemini yaşıyor"muş!

kaç yıldır bu beylere-hanımlara bakılırsa, "akp yıkıldı yıkılacak", "bitti bitecek"; "erdoğan bir daha muhtar bile seçilemeyecek", "yurt dışına kaçtı kaçıyor", "öldü ölecek", "bitti bitecek"! yahu yeter, edebinizle bir susun, oturun yerinize! :)

bir kendi yüzünüze-gözünüze bakın. bir önce ellerinizi yıkayın. sofraya öyle oturun. masanın tamamı sizin olsun da önce bir sofra adabını öğrenin.

akp bu seçimleri almasaydı, kim alacaktı? chp mi? kendine hayrı olmayan bir parti. ülkenin belli bir kesiminde yok! mhp mi? görüyoruz hâlini. hdp mi? hendeklerin üzerinden bile atlayamadı. sözümona türkiye'lileşecekti.

halkımız da bütün basiretli halklar gibi pratik düşünen ve yaşayan bir halktır. akp'ye tekrar büyük oradan oy vermesiyle bunu gösterdi. başka türlüsünün istikrarsızlık getireceğini gördü. akp'ye, bütün yanlışlarına rağmen yeniden döndü.

uzattım. yazma isteğim varmış demek ki. bitireyim.

evet, yazıyaz forumdayken, o dönemlerde seçimlerde tkp'ye oy veriyordum. ama o zamanki tkp şimdikiler gibi değildi veya biz görememiştik. mesela o zamanki tkp bu kadar ham hamaset partisi değildi. esad gibi bir diktatöre "boyun eğme" şalları hediye edecek kadar pespayeleşmemişti. aklını akp ve "tayyip", "sultan", "padişah" demagojileriyle bozmamıştı. "akp devleti" türünden bir teori ucubesini dillendirmiyordu.

o zaman da akp'nin yanlış politikalarıyla mücadele ediyordum, şimdi de. hatırlıyorsunuzdur, ben sendikalı bir emekçiyim. hem çalışan, emeğini kamu hizmetine sunan, hem de emeğinin hakları için mücadeleye katılan birisiyim. geçmişte de, şimdi de ekonomik-demokratik temelde mücadele içinde varım. ama açıkçası sendikalarımız da, diğer demokratik kitle örgütleri ve siyasî partiler gibi çi boşaldı ve etkisizleşti. onlar da içi dolu bir kitlesel mücadele çizgisinden uzaklaşıp, kendilerini "akp devletine karşı" mücadeleye verdiler.

aklım çelişkileri, yanlışlıkları görüyorsa görmemeye çalışamam. görmezden gelemem. belki bir miktar susup geçiştirebilirim. ama bir yerden sonra insan tepki gösterme gereği duyuyor. ve maalesef, milyonlarca çelişki, hata, yanlış, tutarsızlık görüyorum. ahmet kaya'nın dediği gibi, "nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!" :)

bunları görmemeyi beceremeyince, görüp de söylememeyi beceremeyince, sizler bizleri "akp yandaşlığı"yla suçluyorsunuz. sizlerin anlamadığınız işte budur. bunun akp yandaşlığıyla ilgisi yok.





Bu ileti en son Kaçak tarafından 16.12.2015- 10:05 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 16.12.2015- 10:51


alişan-Ülkede muhalefet olmak her seyi red etmekle es degerde anlasiliyorki bu devamli iktidarin isine yaramistir.

Eger anayasa konusunda muhalefet sadece red siyaseti yaparsa   en yakin zamanda yapilacak bir genel secimde AKP en az 60% oyla iktidara gelecektir.

Yanardag yanlis akil veriyor, muhalefet etmek alternatif üretmektir, uzlasmaktir, dogru olan noktalara onay vermektir,.....
.
--------------------------------

kaçak-bunlar bu kafayla hiç bir zaman siyasî bir güç olamayacaklar. sürekli olarak "hayır" demekle muhalefet ettiklerini sanıyorlar. sürekli sermayeden yiyerek idare ediyorlar. ama bu sefer de yeni ve çağdaş bir anayasa konusunda ayak diretici bir politika uygularlarsa hazırdaki krediyi de tüketecekler.
---------------------------------------
Bu iki arkadaş muhalefete muhalefet etmiş.

Demek ki bütün beklentileri iktidardan ve bu güne kadar ne ekonomi ne siyaset alanında hiç demokrasi üretemeyen gittikçe daha gericileşen iktidardan beklenti içine girmek artık umut bitti teslim olalım demektir.

Muhalefetin anayasa konusundaki tekliflerini duymayan ve dünyanın analizini yapan analistlere hiç dikkat etmeyen bu iki arkadaş muhalefeti beceriksizlikle suçlaması yapılan hileleri verilen rüşvetleri tehditleri ve elndeki gücü bırakmak istemeyen iktidarı ve anlayışını hiç akıllarından bile geçirmeden iktidarın iyi bir şeyler yapabileceğini sanmaktalar.

Bu arkadaşların dikkatini çekmek için Diyarbakıra uzanmalarını Suriye ve Rusya ya bakmalarını son olarak ta İran Irak a doğru kulak kabartmalarını isterim.

Ülke bu kadar kriz içinde debelenirken iktidarı bırakmamakta ayak direten iktidar anlayışından demokratik girişimler beklemek ya taraftar olmaktır ya muhalefete muhalefet yapmaktır

Alınan 3 milyar EURO nun karşılığı kürtlerden   boşaltılan yerler Suriyeli göçmenleri yerleştirileceği bu sayede hem para kazanılanacağı hem sert kürt muhalefetinden kurtulunacağını bütün uzmanlar söylerken duymamazlıktan gelmek   .Rusya ile çıkan   siyasi krizin çok ağır faturası olacağı bunu da halka ödeyeceği bir zamanda   anayasa nın demokrasi içereceğini düşünmek hele ki krizi yaratan iktidar anlayışının bunu sağlayacağını düşünmek bence üstte saydıklarım değilse saflıktır.

İktidar kriz üretiyor ve krizden besleniyor iyi bir şey üretmesini beklemek teslimiyettir Tıpkı iki kurbağanın süt küpüne düşmesi gibi.





Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Erdoğan'a Açım Diye Bağıran Adam ve Erdoğan'ın Tavrı ocen45 0 1882 14.02.2020- 09:39
Konu Klasör Saray rejimini sandıkta yenilgiye uğratmak... melnur 1 1056 13.01.2022- 06:43
Konu Klasör TKP Sosyalizim 1989 yilinda yenilgiye ugradi diyor sorgulayan 19 25372 07.03.2021- 00:02
Konu Klasör Torbayla İnternete de Son Dakika Darbesi dayanışma 2 3134 10.09.2014- 20:56
Konu Klasör Feto Darbesi ,Gaza gelenler owert 5 4893 17.08.2016- 12:52
Etiketler   Erdoğan-AKP,   darbesi,   yenilgiye,   uğratılabilir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS