SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Sosyalist partiler Ankara saldırısına ne dedi           (gösterim sayısı: 3.940)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 27.02.2016- 11:33


Sosyalist partiler Ankara saldırısına ne dedi

Ankara saldırısından AKP mi kazançlı çıktı? TKP 1920, HKP ve TİKP o saldırıyı yorumladı...

Resim Ekleme

17 Şubat’ta Ankara’da TAK’ın (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) gerçekleştirdiği ve 29 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırı saldırıyı PKK sahiplenmiş, HDP’li Van Belediyesi katliamı gerçekleştiren Abdülbaki Sömer için taziye çadırı kurmuş, HDP’li vekiller çadırı ziyaret etmişti.

Özellikle Ankara saldırısı sonrası bazı sosyalist çevrelerden PKK’ya çok sert tepkiler geldi.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) 1920 saldırının ertesi günlerde peş peşe açıklamalar yaptı ve PKK’nın AKP’nin gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimiyle içli dışlı olduğunu, emperyalizmin doğrudan işbirlikçisi şovenist-militarist bir konuma kaydığını ve ABD emperyalizmine asker yazıldığını belirtti.

Sol portal yazarı İlker Belek yazısında ‘Sol halk sınıflarından kopmamak için Kürt hareketinden kopmalı’, ‘Emperyalizmin kanatlarıyla özgür uçulmaz’ tespitlerinde bulunuyor.

Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) eski Genel Sekreteri Ercan Bölükbaşı da İleri Haber’deki yazısında Ankara saldırısını “AKP’ye kazandıran eylem” olarak nitelendirdi.

Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP)’nden yapılan açıklamada ise “Dost kim düşman kim? Terör belasından kurtulmak için öncelikle bunun saptanması gerekiyor. ABD ve piyonları olan PKK ve RTE kliği hedefe konulmadan terörün üstesinden gelinemez” denildi.

“AYNI EMPERYALİST POLİTİKA PAKETİNİN PARÇALARI”

TKP 1920’den yapılan açıklamada, “PKK’nin katliamı pervasızca sahiplenmesi, ABD ve Avrupa’nın PKK/PYD ilişkisini inatla bilmezden gelmesi, PYD’ye açık desteğini sürdürmesi, PKK ve PYD’nin ABD ve AB’yle işbirliğini yoğunlaştırması, PYD’nin Suriye’de ABD’ye iki üs vermesi, ABD ve AB’nin AKP’yi PKK’yle müzakereye zorlaması aynı emperyalist politika paketinin parçalarıdır” denildi.

Açıklamada, “17 Şubat 2016 ikinci Ankara katliamı emperyalizmin Türkiye halkına verdiği ultimatomdur. Emperyalizm Türkiye’nin işçi ve köylülerine, bütün emekçilerine, bütün yurttaşlarına teslimiyeti dayatıyor” uyarısında bulunuldu.

“PKK AKP’NİN GERİCİLİK, VURGUNCULUK ve SAVAŞ REJİMİYLE İÇLİ DIŞLI OLDU”

“Halka zarar veren, onları hedef seçen bütün eylemler ağır birer suçtur” tespitinde bulunan TKP 1920, 21 Şubat tarihli “PKK’nın Dönüşümü” başlıklı açıklamasında PKK’yı “Daha en başından Kürt işçi ve emekçilerinin toplumsal kurtuluşunu, Kürt halkının ulusal eşitliğini ve özgürlüğünü değil, kapitalist ve emperyalist efendilerle uzlaşmayı seçen ulusal oportünist bir örgüt olarak” nitelendirdi.

Açıklamada, PKK şu sözlerle sert bir dille eleştirildi:

“Sosyalist sistemin yıkılmasına ve emperyalizmin Ortadoğu’nun devrimci demokratik güçlerine karşı açtığı işgal ve istila savaşlarına, bölgede dinci gericiliği körüklemesine bağlı olarak uzlaşmacı konumunu bile koruyamadı ve adım adım yozlaştı. Kaderini Kürt halkının, Türkiye ve Ortadoğu halklarının kaderinden büsbütün ayırdı. AKP’nin gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimiyle içli dışlı oldu. AKP’nin Ortadoğu’ya yeniden hâkim olmuş büyük Osmanlı imparatorluğu hayali çerçevesinde özerk Kürdistan projesine katıldı.

“ABD EMPERYALİZMİNE ASKER YAZILDI”

Suriye halkının sömürgeci istilaya kahramanca direnişi, Türkiye halkının Gezi ayaklanması ve Mısır halkının İhvan diktatörlüğünü devirmesiyle çöken bu projeden sonra; PKK doğrudan doğruya ABD ve AB’ye yaslanmaya karar verdi.

Ulusal uzlaşmacı bir platformdan emperyalizmin doğrudan işbirlikçisi şovenist-militarist bir konuma kaydı. ABD emperyalizmine asker yazıldı, Ortadoğu halklarını birbirine kırdırmayı amaçlayan ‘bölgeler, kantonlar ve cepler politikası’nı benimsedi, Rojava’da ABD’ye üs verme noktasına kadar geriledi.

17 Şubat 2016 ikinci Ankara katliamı bu gerici dönüşümün en kesin işaretidir.

Kuşkusuz, başta Kürt halkı olmak üzere bütün Ortadoğu halkları bu gerici dönüşüme gereken yanıtı vereceklerdir.”

"HEPSİ ABD'NİN ENSTRÜMANLARI, OYUNCULARI, PİYONLARIDIR"

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Ankut, Ankara saldırısı sonrası yaptığı açıklamada, "Meclisteki 4 Amerikancı Parti de yani AKP de, CHP de, MHP de, HDP de; IŞİD de, ÖSO da, El Kaide de, El Nusra da, Fetih Ordusu da, PKK de, PYD de, YPG de ABD’nin değişik enstrümanlarıdır, oyuncularıdır, piyonlarıdır. ABD bunları oynatır, birbiriyle kapıştırır, kimisini şeytanlaştırır, kimisini melekleştirir, süreç içinde bu şeytan ve meleklere yer değiştirtir, rol değiştirtir, oyunun sonunda da amacına, en azından büyük ölçüde ulaşır. İşte bunu yapıyor 25 yıldan bu yana Ortadoğu’daki kanlı savaşlarıyla" dedi.

'Tetikçisi kim olursa olsun, hangi Amerikancı grup içinde yer almış olursa olsun, bu katliamın birincil plandaki projecisi de, yöneticisi de ABD Emperyalistleridir, onların casus örgütleridir. İkincil plandaki sorumlularıysa ABD’nin yukarıda adlarını andığımız yerli işbirlikçileridir, suç ortaklarıdır' diyen Ankut, "Ortadoğu’daki ve ülkemizdeki savaşın, böylesi vahşi, canavarca bir ruh haliyle işlenmiş katliamların ve bunlarda hayatını kaybeden her bir insanın en önde gelen katili, azmettiricisi ABD Emperyalistleridir" ifadelerini kullandı.

Özetçe bu savaş, onun yürüttüğü bir savaştır, onun komutası altında yürütülen bir savaştır.

“SOL HALKTAN KOPMAMAK İÇİN KÜRT HAREKETİNDEN KOPMALI”

KP’ye yakınlığıyla bilinen Sol Portal’ın yazarı İlker Belek de, 25 Şubat tarihli “Sol Kürt hareketinden tamamen ayrışmalı” başlıklı yazısında, “Ayrışmak solu zayıflatmaz” tespitinde bulunuyor.

‘Kürt hareketi herhangi bir anlamda solcu değil’ diyen Belek, “Solu tanımlayan unsur işçi sınıfının tarihsel çıkarlarını savunmaktır. Solun programının başköşesinde, ikirciksiz biçimde, üretim araçlarının kamulaştırılması yazar. Kürt hareketinin bu hedefle uzaktan yakından ilişkisi yok” ifadelerini kullanıyor.

‘Kürt hareketinin programının 1980’lerden beri önemli değişiklikler geçirdiğinin altını çizen ve bunları sıralayan Sol portal yazarı, hareketin kendi kendisini kilitleyen strateji hatasından söz ediyor ve buna örnek olarak da ‘hendek savaşları’nı veriyor.

Kürt hareketinin temel yanılgısının emperyalizm gerçekliğini kabul etmemesi olduğu belirtilen yazıda, “Oysa sonuç en nihayetinde kesin bir bağımlılık ilişkisiyle sonuçlanacaktır. Görmek için beklemeye gerek de yoktur. Sonuç Rojava’da ortadadır. Amerikan silahıyla özgürlük mücadelesi verildiği sanılmakta, üstelik yaşananlar Stalingrad olarak nitelenebilmektedir” deniliyor.

“EMPERYALİZMİN KANATLARIYLA ÖZGÜR UÇULMAZ”

İlker Belek, yazısının devamında ‘Emperyalizmin kanatlarıyla özgür uçulmaz’ diyor ve Sol’a çeşitli uyarılarda bulunuyor:

“Türkiye siyasetinde önemli bir boşluk mevcut. Halkın tüm toplumsal sorunların faturasını düzene keseceği bir netleşmenin zemini nesnel olarak mevcut.

Düzen içi siyasi aktörlerin birbirlerinden herhangi bir farkı bulunmayan önerileri, tamamen ilkesiz siyaset tarzları boşluğun belirleyicileri.

Sol bu boşluğu sınıfsal-halkçı bir program ile doldurma şansına sahip.

Yapacağı ilk şey bağımsız hareket edebilme cesaretini gösterebilmesi.

Belirtmeye gerek yok: Kürt hareketinden ayrışmak, Kürtlerin toplumsal, sınıfsal, ekonomik sorunlarına uzaklaşmak, Kürt hareketinin tabanıyla ipleri koparmak anlamına gelmiyor.”

"AKP’YE KAZANDIRAN EYLEM”

Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) eski Genel Sekreteri Ercan Bölükbaşı da HTKP’ye yakınlığıyla bilinen İleri Haber’deki yazısında Ankara saldırısını “AKP’ye kazandıran eylem” olarak nitelendiriyor.

Bölükbaşı, yazısına şöyle devam ediyor: “Birlikte mücadele çağrılarını sivillerin öleceği kesin olan intihar saldırılarının izlemesine, kamusal alanlara dönük tehditlerin sürmesine karşı böyle bir hakka sahip değiliz. Açık ve net, karşıyız. Çünkü bu saldırılar AKP’ye temel gıdası olan kan siyasetini sürdürme olanağı veriyor. Kürt düşmanlığını güçlendiriyor. AKP-Saray rejimine zaman kazandırıyor.

İktidarın yalanları ve katliamları için bu sayede daha geniş bir kabullenme hali sağlanabiliyor.

Toplumsal muhalefet, tam da güçlenme olanağı bulacakken yine kısır çekişmelerin arasında kayboluyor. İktidara karşı direnme azmi olan kesimlerin arası daha da açılıyor. Cerattepe gibi bir zafer yalnızca Artvin’e ait olarak kalıyor, tüm ülkeye mal olamıyor. Öyle kaldıkça da AKP kırılganlık dönemini çok da bir şey kaybetmeden atlatmak için zaman kazanıyor. AKP için daha fazla zaman ne anlama mı geliyor? Yanıtların pek de hayırlı olmadığını gördük, görüyoruz.”

DOST KİM, DÜŞMAN KİM?

Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) Genel Başkanı İsmail Durna da “Terörün Gerçek Sahibi Kim? ABD Terör Dahil Her Yola Başvuruyor” başlıklı açıklamasında “Dost kim düşman kim? Terör belasından kurtulmak için öncelikle bunun saptanması gerekiyor. ABD ve piyonları olan PKK ve RTE kliği hedefe konulmadan terörün üstesinden gelinemez” dedi.

'Müttefik olarak görülen ABD ve İsrail ülkemizde terörün en büyük destekçisidir’ diyen Durna, “Türkiye Güneydoğu illerinde terörle boğuşurken ABD, PYD (PKK)’nin terör örgütü olmadığını ısrarla açıklamaya devam etti. Bununla da yetinmedi. Kobani’de eğittiği terör örgütünü en modern silahlarla donattı. Savaşmaları için Türkiye’ye göndermeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

İsmail Durna, şöyle devam etti: “Şimdi gördünüz mü, ülkemizde terörün gerçek sahibi kimmiş? Şimdi gördünüz mü Ankara’da bombaları kimin patlattığını? Bütün bu acı gerçekler ortada iken terör nasıl önlenir? Anti-emperyalist mücadeleyle Amerikan emperyalizmi kovulmadan, işbirlikçileri alt edilmeden terör önlenemez. Terörü önlemenin yolu emekçilerin halk iktidarından geçer. Bunun da yolu Türküyle, Kürdüyle, Alevisi, Sünnisiyle emekçilerin merkezinde olduğu Ulusal Demokratik Halk Cephesi’nin örgütlenmesinden geçer.

Türkiye emekçileri teröre boyun eğmez. Amerikan emperyalizmi döktüğü kanda boğulacaktır!”



Şenol Çarık

Odatv.com





Bu ileti en son ayhan tarafından 27.02.2016- 11:34 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 27.02.2016- 22:10


Ankara katliamı üzerine görüş bildiren başka sol parti yok mu? Emep, SDP, HTKP nerede? Katliam olmamış gibi mi davranıyorlar?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 27.02.2016- 22:29


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Ankara katliamı üzerine görüş bildiren başka sol parti yok mu? Emep, SDP, HTKP nerede? Katliam olmamış gibi mi davranıyorlar?



sol haberde Özgür Şen'in yazısı da bu konuda.


Ankara'daki bomba kimleri öldürdü?
Özgür Şen


Ankara bombacısının kimliği kesinleşti. Aynı eylemi IŞİD veya türevleri yapmış olsa konuşacak ama gerçekten konuşacak olanların zavallı suskunluğu bugünün Türkiyesi'ni anlamak için ne çok ipucu içeriyor.

Susarak anlatan yalnızca Kürt hareketi değil. Onlar bir taraf ve savunulacak bir yanı olmayan, gayrimeşru bir eyleme dair pozisyon almak zorundalar. Onlar yaptı çünkü.

Ama peki siyasette gerçek manasıyla bir taraf olmadan taraf olmaya çalışanlar... Kürt ulusal hareketinin arkasına dizildiklerinde kendilerini taraf sananlar. İşte asıl susarak anlatan onlar.

Ne mi anlatıyorlar? Yoklar, yok olmuşlar, tam olarak bunu anlatıyorlar.

Siyaset yapma hakkını kaybeden bir hareket nasıl varolabilir? Otuza yakın insanın öldüğü, onlarcasının yaralandığı, tüm dünyanın gündemine girmiş, bölgedeki gelişmeleri doğrudan etkileyecek bir eylem için sözünü söylerken yalnızca bombanın pimini çekene bakanlar siyaset yapabilir mi?

Eylemin nasıl ve nerede yapıldığının, kimleri hedef aldığının hiç önemi yok mu?

Solculuğun ilkeleri, devrimci ahlak.. Bunlar insanın aklına geldiğinde tartıştığı soyut kavramlar değiller, tam da böyle zamanlarda lazım oluyorlar.

Her koşulda emekçilerin çıkarlarını aramayanlar, işçilerin gerçek kurtuluşunun, devrimin yolunu gözlemeyenler karanlık çöktüğünde fenersiz kalıyorlar. Düşmanının düşmanına koşulsuz dost olarak bakanlar kör şiddete karşı failden bağımsız iki cümle kuramıyorlar.

İkinci Ankara katliamında sorumlunun yalnızca AKP olduğunu söylemek, AKP'yi zor duruma düşürmüyor, tam tersine rahatlatıyor. AKP'nin Türkiye'nin bu noktaya gelmesindeki ağır sorumluluğunu kimse inkar edemez. Ancak her yeri dökülen, piyasanın, gericiliğin, Batılı güçlerin esiri olmuş ülkenin dehşet verici halinin tek sorumlusu AKP değil.

AKP'nin ne olduğu belli. Ne yapmaya çalıştığı da... AKP bu.

Ama AKP'ye direnmeyen veya AKP'nin ekmeğine yağ süren, kendi çıkarları için gerektiğinde AKP'ye destek vermekten çekinmeyenlerin de ne olduğu belli. Ne yapmaya çalıştıkları da... Türkiye'nin muhalefeti de bu işte!

Bu karanlık içinde patronlar hâlâ kârlarına kâr katmakla meşgulse, Türkiye'nin bir İslam devleti olmasına ramak kalmışsa, ülke en ağır savaş suçlarının sorumlusu olma utancını taşıyorsa, AKP başarısını yalnızca kendi yaptıklarına değil, karşıtlarının yapamadıklarına da değil yapmak istemediklerine borçlu.

Tamam muhalefetin boyu da çapı da bu kadar. Ama kendisine sol diyenler ne yapıyor? İmralı tutanaklarında AKP ile yapılan pazarlıkları geçtik, kendileri için söylenenler hakkında tek cümle kuramayanlar, bunlara cevap veremeyenler, Ankara'daki kör şiddete dair de konuşamıyorlar.

Erdoğan'a hayat öpücüğünü genelkurmayın üç yüz metre yanında patlayan bomba değil işte bu ortam veriyor. Sonra ana akım medyada Türkiye'de ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın AKP'ye yarar diye şaka yapılıyor. Aslında ülkede siyasetin bitmek üzere olduğu itiraf ediliyor.

Bu tabloya eklemlenen herkes, nedeni veya biçiminden bağımsız, bitmekte olan siyasetin bir parçası haline geliyor. HDP'nin veya CHP'nin peşine takılmak sonucu değiştirmiyor. Düzen siyaseti ülkeyi yok ederken, doğal olarak kendisine tabi olanları da yok ediyor.

Patlayan bombalar yalnızca orada olanları değil, sonrasında siyaset yapamayanları da öldürüyor.




Bu ileti en son umut tarafından 27.02.2016- 22:30 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Ankara Özgecan için ‘isyan’ dedi proleter 0 2450 16.02.2015- 22:01
Konu Klasör İstiklal'de halk düşmanı hain saldırı. melnur 0 498 14.11.2022- 11:13
Konu Klasör TKP Samsun'dan Atatürk anıtına saldırıya ilişkin açıklama... melnur 2 1321 05.02.2022- 01:49
Konu Klasör Stalin'e saldırmanın dayanılmaz hafifliği melnur 9 7414 11.02.2019- 20:41
Konu Klasör İzmir HDP binasına saldırı: 1 çalışan yaşamını yitirdi. melnur 4 1562 25.06.2021- 01:03
Etiketler   Sosyalist,   partiler,   Ankara,   saldırısına,   dedi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS