SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Darbe söylentileri başladı, darbe olur mu?           (gösterim sayısı: 15.296)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: tekyoldevrim
Konu Tarihi: 27.03.2016- 15:13


Uzun zamandır ara ara söyleniyordu, son zamanlarda çoğalmaya başladı. Amerika'da Pentagon yetkilisi bile bu ihtimalden bahsetti ve Türkiye'de darbe olursa o darbeyle ilişkiye geçebileceklerini söyledi. Tıpkı Mısır'da olduğu gibi. Amerika Müslüman kardeşler'den rahatsızdı ve Müslüman kardeşlere karşı gelen Sisi darbesine hiç ses çıkarmadı. Suudi hanedanlığı üzerinden destek bile verdi. Şimdi aynı durum Türkiye için konuşuluyor. Erdoğan bile ''ben gidersem Türkiye düzelecek mi'' şeklinde demeç vermek zorunda kaldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başına buyruk halleri devam ederse darbenin ciddi ciddi gündeme geleceğine dair bir görüşüm var. Erdoğan'ı devirecek muhalefet ortada yok. AKP içinden bölünse, Erdoğan'a ''biraz geri dur'' dense belki ancak bunu yapabilecek kadro da AKP'de yok. Toplum sıkıştıkça sıkışıyor, enerji biriktiriyor. Böyle gitmeyeceğini Avrupa ve Amerika da anladı. Aslında çok uzun zamandır farkındaydılar, Davutoğlu'nun   çıkışının ne sonuç vereceği beklendi. Davutoğlu da Erdoğan' frenleyemeyince darbe söylentileri çoğalır hale geldi.

Askeri darbe sadece AKP politikasını dümdüz etmez, parlamentoyu da dümdüz eder. Sadece iktidar çevrelerini değil, muhalefet çevrelerini de. Dış politikada Amerikan ve İsrail'in güdümüne girilir, yaramazlıkların önüne geçilir. Türkiye'de demokrasi askıya alınır, kürt muhalefeti şimdi olduğu gibi bastırılırken, yasal platformda bulunan uzantıları da bundan nasibini alır.





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 27.03.2016- 23:32


AKP yi 7 ayda iktidar yapan güçler yeni bir sağ liberal   parti yaratıp 5 ayda iktidar yapabilir.
Zaten bir yıldır bu hazırlıklar yapılıyor ANAP ın olduğu gibi 4 eğilimi bir araya toplar ilk seçimde iktidar yaparlar. Uzun zamandır bir erken seçim söylentileri var zaten.

Darbe ihtimalinden çok Erdoğanı razı edip aktif siyasetten vaz geçirebilirler Eğer Erdoğan direnirse işte o zaman darbe seçeneği kullanılabilir.

Ben erdoğanın kimleri topun ağzına süreceğini merak ediyorum bu güne kadar kendisi ile birlikte yola çıkan bir çok arkadaşını terk etti bundan sonradakileri de terk edebilir.

Darbe seçeneğini şimdilik kullanacaklarını sanmıyorum .Ama o seçenek tam olarak ortadan kalkmış değil.
Erdoğan artık türk tipi başkanlık tan vaz geçtiği görülmekte farklı başkanlık seçenekleri için çalışmalar devam ediyor. Demek ki bir uzlaşma arayışı var.

Bu Zarraf olayı bir çok şeyi su yüzüne çıkaracak. Darbe için şimdilik bir destek arayışı görülmüyor Bu ülkeyi yönetenler yeni bir   27 mayıs yaşamak istemezler. Bir 12 eylülde yaşayacaklarını sanmıyorum.

Bence her kesi memnun edecek bir çıkış bulacaklarıdır CHP yi gücendirmek istemezler çünkü T.Erdoğan düşüncesine en fazla direnç gösteren örgüt CHP oldu onun CHP yi de içine alan bir çözüm bulacaklardır  





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 28.03.2016- 15:41


Ankara’da saklı Sisi-Osman Çutsay



Mısır’da Erdoğan’ın biraderleri, Müslüman Kardeşler yani, derdest edilip General Sisi iktidara el koyunca, ki modifiye edilmesine bile gerek duyulmamış bir tür Evren’dir, Türkiye’deki iktidara açık bir uyarıda bulunulmuş oldu. Dünya sistemi, Ankara’da tepeden inme bir darbeci iktidarı engellemeyeceğini ilan etti.

Biz böyle okuyabiliriz.

General Sisi Kahire’de iktidarı alırsa, Ankara’daki Sisi veya Sisi adayları da gün saymaya başlar.

Başlamaz mı?

Eğer öyle olmasaydı, bu ABD ve AB, Washington ile Berlin-Paris hattı, operasyonu Mısır’da nasıl karşılardı? Yani, çok açık: Dünya sistemi, Mübarek’in biraz canını sıkarak da olsa iktidardan alınmasını Mısır ordusunun üstyönetimiyle (“AsParti”) birlikte kararlaştırdı. İçeriden bilgi almaya gerek yok; yaşananları uluslararası arenada tekrar gözden geçirdiğimizde rahatça görebileceğimiz bir şey bu.

Çürümüş solun (“liberal sol”) aklımıza devrim diye sokuşturmaya çalıştığı Arap ülkelerindeki kitle hareketlerini nötralize etmeyi, daha doğrusu sokağa çıkan insanları yeniden evlerine sokmayı başaran Sisi dışında, yakın veya orta vadede o topraklarda bir alternatife izin verilir mi?

12 Eylül, kitle hareketlerini bıçak gibi kesebildiği için onay görmedi mi?

Neyse...

Bu gazetede de yazıldı; arkadaşlarımız sosyalist oldukları için gelişmeleri önceden okuyabiliyorlar: Bayağı Türk demokratları, yani şu solculuk satan ve İlhan Selçuk’un Cumhuriyet’ini bile ele geçirmeyi başaran liberal sürü, ellerinin yanacağını düşündükleri için olmalı, askeri bir alternatifin bırakın fikirlerine yerleşmesini akıllarına gelmesini bile kabullenemiyor ve Ankara’daki bir Sisi operasyonunu gündeme getirmiyor.

Batıcılar anlaşamıyor sonuçta: Dinci Batıcılar korkmakta haklıdır. Çaldıkları bazı şeyleri laik Batıcılara geri vermek bu arada cezaevlerine girmek zorunda kalabilirler. Sonuçta Kenan Evren de Necmettin Erbakan ile Alpaslan Türkeş’i yıllarca hapiste tuttu (Agah Oktay Güner: “Fikirlerimiz iktidar, biz hapisteyiz!”), ama onların politikalarını yürüttü. Katil Evren, Erdoğan rejiminin öz babasıdır.

Gerçekten de, yeni darbe beklentilerinin temelsiz olduğunu kimse ileri süremez. Ülke çöktüğü için, çare diye gelip çöküşü hızlandıracak bir darbe gündemdedir. Tabii, normal şartlar altında: Solun sahneden tamamen süpürülebildiği (“sürprizsiz”) koşullardan söz ediyoruz. Sosyalizmi tasfiye etmeyi sol politika sayan ve her yere sızmayı başaran HDP-CHP şakşakçılarının (“sosyalizme karşı birleşik cephe”) hizmeti büyük gerçekten.

Her durumda, Ankara, bir Sisi operasyonuna gebedir.

Eğer Türkiye çöken bir ülkeyse, halkının bir bölümü artık diğer büyük bölümden nefretini açıkça dillendirmeye başlamış ve ayrılık hesapları yapmaya başlamışsa, Türklük adına şehirler kuşatılıp bombalanıyor ve Kürt halkı katlediliyor ya da göçe zorlanıyorsa, etnik ve dinsel taleplerle kitle katliamları sahneleniyorsa, dincilik devletin tüm kurumlarını ele geçirmişse ve turizmden başlayarak bu yıl büyük bir ekonomik krizin sahneye ağırlığını koyacağı “herkesin sırrı” halini almışsa...

Ankara’da bir Sisi, iktidara hazırlanıyor demektir.

Sorun “bir Sisi’nin” iktidara hazırlanması değildir. Burada asıl sorun, iktidar oyununun Mısır’dakinden çok farklı bir yol izleme olasılığıdır: Aydınlanmanın derinlere nüfuz ettiği ve sınıf mücadelesinin, sosyalizm yürüyüşünün Mısır’dakinden çok farklı bir derinlikte seyrettiği Türkiye’den söz ediyoruz.   Geçerken değinmiş olalım: Türkiye'nin tarihinde, Prof. Dr. M. Şehmus Güzel’in iki çok yeni kitabında (“Türkiye’de İşçi Hareketi 1908-1984”, “İşçiler Örgütleniyor 1939-1950”) işlediği gibi, işçi sınıfının ve modern sınıflar mücadelesinin çok büyük bir damgası vardır. Bu cumhuriyet işçisiz, burjuvasız, Kürtsüz vs. kurulmadı. Aydınlanma tarihimizin zenginliği bizi Ortadoğu’dan ayırır.

İşte bu Türkiye, hem Sisiler arası bir kavgayı tetikleyebilir hem de halk kitlelerinin ve aydınlanmacı katmanların tepkisini denetleyemez olur.

Peki biz, AB’nin bir Sisi iktidarına itiraz etmeyeceğini nereden mi biliyoruz?

Hem 12 Eylül’den, hem de geçen yılki bir ziyaretten.

36 yıl önce: Kenan Evren ve arkadaşları iktidarı Washington ve Bonn’un itelemesiyle gerçekleştirdiler. Vahit Halefoğlu, ki dönemin Bonn büyükelçisi ve sonra da dışişleri bakanıdır, çok anlatırdı: Bonn’daki parlamento salonlarında “her partiden” milletvekilleri Ankara’da ordunun duruma ne zaman el koyacağını adeta yakalarına yapışarak sorarmış. Belgelidir. 12 Eylül’ün hemen ardından SPD’li Federal Almanya Başbakanı Helmut Schmidt’in “Türkiye artık dipsiz kuyu değil” dediğini zaten biliyoruz... Eh, itirazlar ve küfürleşmeler olur, o da siyasetin cilvesi. Ama damarlar sağlıklıdır ve değer akışı sürmektedir. Bonn o dönemde “Hayır!” deseydi Evren kılını kıpırdatamazdı. Ya da sonu kısa sürede “Yunanlı meslektaşlarına” benzerdi.

Geçen yıl: Sisi, 10 ay önce Berlin’deydi; rakipsiz teknolojisiyle burada doğalgaz ve rüzgâr santralları kuracak tek bir Alman şirketi için 8-10 milyar avroluk yatırım bağlantıları imzaladı. Toplam tutar, bunun çok ötesindeydi elbette. Bu arada Mısır’ın Akdeniz kıyısında Ruslarla bir nütleer santral kuracağı da dünyaya ilan edildi. Alman devlerinin, hangi teknolojilerle Mısır’da neler kuracaklarının listesi çıkarıldı. Bunlar, iktidara askeri gücüyle el koyan ve -gericiliği tescilli de olsa- seçimle iktidara gelen bir hükümeti alaşağı etmiş sıradan bir generale rağmen değil, o general sayesinde yapıldı. Seçimle gelen iktidarın yıkılmasına “lafzen” itiraz etseler ne yazar? Damarlar derinin üzerinde değil, altında gıda taşıyor, malum. Siyasette de öyle.

Gericiler arasında tercih yapmak, sol politika değildir. Gericilerin çatışmasından ilerici iktidar çıkmayacağını biliyoruz. Bizi ilgilendiren nesnel ortamdır, destekçilik değil; sadece bağımsız, aydınlanmacı ve antiemperyalist bir politika buradan bir kurtuluş yolu açabilir.

Çöken Türkiye’nin son kez ve umutsuzca askeri düzenleme hesaplarına sahne olmaması mümkün değil.

Washington da, Berlin ve Paris de, Ankara’daki askeri bir müdahaleyi, bir darbeyi, sözde tepkiyle karşılasalar bile, derinlerde hemen kabullenirler. Hele NATO’cuların bu askeri hükümetin iplerini elde tutmaları halinde, “sözde” bağrış çağrışlar da kısa sürede kesilir.

Türkçü dinciler, aynı düzlemde fakat farklı etnik gruplardan benzerlerini de üreterek, bu ülkeyi dağılmaktan kurtaramayacaklarının farkında değiller. Ama deneyecekler.   Ateş çemberindeki akrep gibiler: Türkiye bir bütün olarak çöktü.

Bunu Batı’nın görmemesi, bu ülkenin artık kurtarılamayacağını bilmemesi mümkün değil. Avrupa’daki düşünce fabrikalarının raporlarını düzenli okuyan, medyayı da yakından takip eden her normal zekâlı biri, bu havayı koklar.

Ankara, Sisi’ye hazır. Batı da Türk Sisi’ye hazır.

Sorun şu: Biz Mısır’a benzemiyoruz. Türkiye sosyalist hareketi ve aydınlanma geleneği, o Türk Sisi’ye ve destekçilerine hayatı kısa sürede zindan edebilir.

Ankara cahillerinin göremeyeceğini biz buradan söyleyelim: Ankara’da birden çok Sisi var ve   bunların birbirlerinin ayaklarına basma, burunlarını kırma dışında, hayatlarına kastetme hınçları da yüksek. Ancak Türkiye Cumhuriyeti, şimdi çökertilmiş de olsa, Ortadoğu’nun kirli ve derinlikten uzak yönetim kadrolarını çok aşan bir aydınlanmanın yan ürünüdür. Rusya’yla benzerlikleri ise sanıldığından çok fazladır.

Batı, bunu kabullenmek istemiyor. Ama elleri mecbur: Türkiye’yi daha hızla dağıtacağı hemen ortaya çıkacak bir Sisi’ye muhtaçlar veya birbirine düşman birçok Sisi’nin eline bakmak zorundalar.

Ya Türkiye ilericiliği? Liberal uşaklığı soyunmuş Türkiye devrimcileri?

“Türkiye aydınlanma tarihinin, sınıflar mücadelesinin sürprizlerini, 200 yılı bulan kurtuluş kavgasının derinlerdeki akışını ve o kavganın günümüzdeki mirasçılarını kimse hafife almasın” diyeceğiz, ama tam da onu yaparlar: Devrimci durumda, egemen sınıflar böyle hataları çok sık yinelerler.

Kendileri bilir.

Umutsuz değiliz yani.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.03.2016- 17:06


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Uzun zamandır ara ara söyleniyordu, son zamanlarda çoğalmaya başladı. Amerika'da Pentagon yetkilisi bile bu ihtimalden bahsetti ve Türkiye'de darbe olursa o darbeyle ilişkiye geçebileceklerini söyledi. Tıpkı Mısır'da olduğu gibi. Amerika Müslüman kardeşler'den rahatsızdı ve Müslüman kardeşlere karşı gelen Sisi darbesine hiç ses çıkarmadı. Suudi hanedanlığı üzerinden destek bile verdi. Şimdi aynı durum Türkiye için konuşuluyor. Erdoğan bile ''ben gidersem Türkiye düzelecek mi'' şeklinde demeç vermek zorunda kaldı.





Türkiye'nin ''iyi'' yönetilemediğini Batı da anladı. Erdoğan onlara göre fazla ''kendi başına buyruk'' davranıyor. İyi yanı ''kullanışlı'' olduğu, kötü yanı emperyalist planlara zaman zaman limon sıktığı. Örnekse, emperyalizmin bölge planlarında gidişata göre bir esneklik de var. Kendi yarattıkları IŞİD ile zaman zaman mücadele edebiliyorlar, baştan beri yıkmak istedikleri Esad'a zaman zaman da olsa ''sahip çıkabiliyorlar''. Erdoğan'da özellikle dış politikada böyle bir esneklik yok. İç politikada bir söylediğini başka bir gün yadsıyan konuşmalar yapan Erdoğan, dış politikada dediğim dedik! Esad gidecek, müslüman kardeşler benzeri bir iktidar gelecek ve Cuma namazı kılınacak. Değişen hiçbir şey yok. Bu uğurda ÖSO ise ÖSO, IŞİD ise IŞİD, ne kadar ''muhalif'' varsa destekten asla vazgeçmiyor.

İç politika da Batı için sorunlu. ''Ilımlı'' da olsa İslami bir siyasetin burjuva demokrasisiyle uyumlu olamayacağı anlaşıldı. Buna Erdoğan'ın fevrilikleri ve geniş yığınların muhalefeti eklendiğinde ortaya çıkan gerilimin nasıl sonuçlanacağı konusunda kaygılar da ortaya çıkıyor. Bu yüzden Erdoğan Batı'nın gözünden düşmüştür. Ama her seçimde sandıktan çıkması da Batı için başka bir sorun. Erdoğan'ın siyasette kalarak etkisizleştirilmesi mümkün değil. Geriye tek bir seçenek kalıyor o da darbe! Şu anda bunun koşulları olduğunu düşünmemekle birlikte bu ''seçenek'' göz ardı edilmemeli. Türkiye bir sıkışma yaşıyor, içerde bir enerji birikimi var. Erdoğan'ın toplum üzerindeki basıncı böyle devam ederse Ankara'nın kirli koridorlarında karanlık planların devreye sokulması hiç de ihtimal dışı değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.03.2016- 17:15


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başına buyruk halleri devam ederse darbenin ciddi ciddi gündeme geleceğine dair bir görüşüm var. Erdoğan'ı devirecek muhalefet ortada yok. AKP içinden bölünse, Erdoğan'a ''biraz geri dur'' dense belki ancak bunu yapabilecek kadro da AKP'de yok. Toplum sıkıştıkça sıkışıyor, enerji biriktiriyor. Böyle gitmeyeceğini Avrupa ve Amerika da anladı. Aslında çok uzun zamandır farkındaydılar, Davutoğlu'nun   çıkışının ne sonuç vereceği beklendi. Davutoğlu da Erdoğan' frenleyemeyince darbe söylentileri çoğalır hale geldi.







Evet; Erdoğan'ın başına buyruk halleri devam ederse darbe konusu gündeme gelebilir. AKP'nin içinden bölünmesi veya Erdoğan'a ''biraz geride dur'' denmesi ise pek mümkün değil. Erdoğan hem yapısı ve hem de sırtındaki kamburlar nedeniyle geride durabilecek durumda değil. Hep ''ileri'' hamle yapmalı ve ipleri hep elinde bulundurmalı. Duraklaması veya geri adım atması ( ikinci, üçüncü plana düşmesi) Erdoğan açısından benimsenebilir bir yol değil. Erdoğan'ın ''devre dışı'' kalması olağan koşullarla mümkün görünmediği için darbe olasılığı gündemde diyoruz. Yoksa olağanüstülük yaşandığı bu ''olağan'' koşullarda Erdoğan'ın devre dışı kalması mümkün olabilse öncelik o koşulla verilebilir. Ama ortada böyle bir seçenek yok.

( Tek seçenek Haziran benzeri bir ayaklanma. Toplumda biriken enerji böyle bir ayaklanmaya yol açarsa bunun sonucunun nereye varacağı da belli olmaz. Batının darbe olasılığında bu tür korkuların da etkisi olabilir. Türkiye'nin denetlenemez bir karmaşa yaşaması yerine denetlenebilir bir darbe olasılığı Batı için daha katlanabilir olandır.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
gekas
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: gekas
Cevap Tarihi: 29.03.2016- 22:44


2016 türkiyesinde darbe nasıl olabilir sizce? Tam 5-6 generalin trt ye çıkıp yönetime el koyduklarını açıkladıklarını hayal ediyorum bi gülme geliyo :d



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 30.03.2016- 09:48


Ne kötü bir durum Değil mi.

Bizi kurtaracak çözümü ya burjuvaziden ya emperyalist güçlerde aramaktayız.
Gelecek konusunda yaptığımız bütün kurgularda ne işçi sınıfı ne komünist örgütlenmeler var .Ne kadar çaresiziz .

Geçmişe sarılıp haziran türlü bir ayaklanmalardan korkan batı elini çabuk tutup darbe yapma olasılığından bile söz edebilecek kadar çaresiziz.

Hiç bir geçmişin tekrarı olmaz haziranda yenden olmaz. Bize nefes alacak bir süreç gerekiyor demek ki .Haziranda da ne olduğunu anlamamıştık her kes sokağa çıktığında şaşırdık kaldık.

Yeni bir kurgu yapamanın zamanı gelmiş anlaşılan.

Geçmişte üretimi durdurarak çözüm aramakta idik .Bu günde tüketimi durdurmayı deneyelim nede olsa üretimde tüketimde sermaye birikimine hizmet ediyor .

Birinde yalnız işçi sınıfına hitap ediyorduk diğerinde bütün halka hitap edeceğiz. En azından burjuvadan çözüm aramamış oluruz.

Ne dersiniz Liberal bir öneri değil Devrimci bir öneri.

Erdoğan ı kim nasıl devirecek bize ne. Yoksa asıl amacımızı biraz erteleyip burjuva ve emperyalizmle geçici uzlaşalım mı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 30.03.2016- 13:50


Alıntı Çizelgesi: gekas yazmış

2016 türkiyesinde darbe nasıl olabilir sizce? Tam 5-6 generalin trt ye çıkıp yönetime el koyduklarını açıkladıklarını hayal ediyorum bi gülme geliyo :d



Darbeyi sadece trt'deki açıklamalar olarak mı anlıyorsun?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 30.03.2016- 16:39


Türkiye'deki parlemeto ici ve parlemento disi muhalefet öyle basiretsizki bir dandik adami koltugundan kendi gücleriyle, becerileriyle,.... indiremiyorlar ve en sonunda umutlarini Esad'a, Putin'e, Amerikan'nin bir savcisina ve ABD ve AB kontrollü bir cuntaya bagliyorlar.

Agizlarindan Haziran direnisini birakmiyorla rama bir yenisinide asla hayata geciremiyorlar.

Böyle "becerikli" muhalefet düsman basina derim vallahi.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Darbe olur mu? umut 5 5080 24.04.2015- 08:37
Konu Klasör Darbe olur mu? solcu 5 6696 12.10.2014- 04:22
Konu Klasör AKP için çanlar çalmaya mı başladı? melnur 0 2142 07.03.2019- 20:09
Konu Klasör HDP'nin iki koldan Ankara yürüyüşü başladı! melnur 2 2459 21.06.2020- 02:13
Konu Klasör Avrupa Komünist Toplantısı başladı: Buradayız, buz kırıldı, yol açıldı... melnur 1 2097 10.12.2019- 04:57
Etiketler   Darbe,   söylentileri,   başladı,   olur
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS