SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.11.2014- 21:10


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Sosyalizmi daha iyi öğrenmek için hangi kitapları okumamı tavsiye edersiniz?

Sosyalist ideolojiyi kavramanın yolu kapitalizmi tanımaktan geçmektedir. Bir de tarihsel materyalizm konusunda az çok bilgi sahibi olmak önemli... Çünkü sosyalist(komünist) ideolojinin temeli Marks'ın bu iki konudaki bulgularına dayanmaktadır. Kapitalizm çözümlemeleriyle bu sistemin sömürü odaklı bir sistem olduğu anlaşılır, tarihsel materyalizmle de toplumların nasıl değişip dönüştüğü...   Bu iki bulgu komünizm dediğimiz evrensel boyuttaki toplumsal formasyonu bir bilimsel çıkarım haline getirir.

İdeolojik yanı bu sürecin   nasıl gerçekeleşeceği, gerçekleşme koşullarının neler olduğuyla ( nesnel-öznel koşullar) ilgilidir.

"Daha iyi bir sosyalist" bu bütünlüğü kavrayan kişi ve siyasi anlayıştır.

Bence öncelikli amaç bu olmalı ve buna yönelik bir okuma gerçekleştirilmelidir.

Kendi kendine şunu sormalısın; "kapitalizmi ne kadar biliyorum; ve yeterli mi?" Eğer yanıt olumsuzsa bu konuda okumaya devam etmelisin. Bugün için "eski" bir kitap olsa da Leo Huberman'ın "Sosyalizmin Alfabesi" başlangıç veya konunun daha iyi anlaşılması için okunmalıdır. Yeterli değilse, yine Sol yayınlarından çıkan "Kapitalist Toplum" bu okumaya dahil edilebilir. İnternetten de bu konuda yararlanılabilir.

Bu okumaya paralel olarak Tarihsel Materyalizm ile ilgili kitaplar da okunmalı. Bu konuda piyasada çok fazla kitap var. SOL yayınlarından "Diyalektik ve Tarihsel Materyalizmin Abecesi" adlı kitabı da tavsiye edebilirim.

Bu okumaları yaparken kendi kendine şu sorunun yanıtını verebilmelisin. Komünizm nedir; onu bir gerçeklik haline getiren şey nedir?

Eğer bu sorunun yanıtını çok net bir biçimde verebiliyorsanız, "daha iyi bir sosyalist olabilmenin" birinci koşulunu yerine getirmişsiniz demektir. Bu süreçte Komünist Manifesto ve Alman İdeolojisi de mutlaka okunmalıdır.

Sonrası komünizme varacak sürecin nasıl gerçekleşeceği konusudur. Yani bilimsel temele ideolojiyi oturtma süreci. Bu konuda da okunması gereken kitap Lenin'in "Ne yapmalı?"sıdır. "Ne yapmalı" belki sadece bu kitapla pek anlaşılmayacaktır, ama onunla birlikte Kemal Okuyan'ın "Ne yapmalı"cılar kitabını, ve İlker Belek'in "Sınıf Bilinci"ni de okursanız ve tekrar Lenin'in "Ne Yapmalı"sına dönerseniz, bence bu konuda, bir sosyalistin sosyalist ideoloji konusunda sahip olması gereken belli bir bütünlüğe ulaşmış olursunuz.

Bir de not ekleyeyim; bütün bu okumalar yapılırken, bilim ve felsefeyi de göz ardı etmemek gerek. Önerdiğim "Diyalektik ve Tarihsel Materyalizmin abecesi" adlı kitap bu anlamda da yararlıdır. Ama bilim, bilimsel düşünme ve yöntem konusuna da yabancı kalmamak gerek.

Sonrası çorap söküğü:)




Sosyalizm sadece düşünsel çabaya dayanan idealist anlamda bir düşünce yığını değildir. Maddi bir altyapısı ve bilimsel bir temeli vardır. Sol sempatizan bu konuyu doğru bir şekilde kavramak istiyorsa bu altyapı-bilimsel temeli mutlaka öğrenmek durumundadır. BU öğrenilmeden, içselleştirilmeden solcu-sosyalist olunamaz. Veya ne kadar olunabiliyorsa, o kadar olunabilir. Bu yüzden Çulhaoğlu'nun yazısı çok doğru bir yorum. Amaç sosyalizmin ne olduğunu o bilimsel altyapıyla birlikte öğrenmek ve içselleştirmekse, hem kapitalizmin ne olduğu bilinmek durumundadır ve hem de diyalektik materyalizmin tarihsel yorumu olan tarihsel materyalizmin ne olduğu içselleştirilmelidir. Komünizm dediğimiz evrensel sistem bu iki bilimsel gerçeğin bir çıkarımıdır çünkü. Böyle bir yaklaşım, komünizmi de bilimsel bir temele oturtacaktır. Bu bir solcu için en temel bilgidir. Bu bilgileri zihnimize akıtmadan solcu-sosyalist olabilmek mümkün değildir. Ya da, yukarıda söylenildiği gibi, ne kadar olunabiliyorsa, o kadar olunabiliyor ki, bana göre olmuyor ve yarım yamalak bilgiler bir şekilde savrulmaya yol açabiliyor. Ya da kuyrukçu bir konumlanıştan öteye geçmiyor.

Bu bilimsel altyapı   kendi başına, doğru siyasi konumlanış anlamına gelmiyor. İdeolojik akıl beraberinde mutlaka topluma dokunmayı ve onunla bağ kurmayı amaçlayan bir siyasi programı da içermelidir. Siyasetten, daha doğru tanımlamayla işçi sınıfı ve emekçi halkı kucaklamayı amaçlamayan siyasetten yoksun bir ideolojik konumlanışın da gevezelikten öteye gitmediğini ve hiç bir işe yaramadığını da kavramak durumundayız.

Bir sosyalist için doğru siyasetin ne   olduğunu sorguladığımızda her şeyden önce en üste yazılması gereken   siyasal devrim perspektifidir. Sonra altını doldurmak, örnekse, sindirilmiş, ürkütülmüş kitleleri siyasetle buluşturmak; bugünün Türkiye'sinde gerek Cumhuriyetçi kadrolar ve yığınlar ve gerek kürt sempatizanı kadro ve yığınlar içindeki ilerici kesimleri sol-sosyalist saflara kazandırmaktır. Buna uygun siyasi araçlar oluşturabilmek, sistemin açık, gedik ve çatlaklarına sızarak sola alan açmayı zorlamaktır. ( Kuyrukçuluk değil, sistemin iyileştirmesine dönük çabalar değil, sol-sosyalist gevezeliklerle zaman öldürmek de değil...)

Başa dönüp ''Ne yapmalı?'' sorusuna yanıt aradığımızda hep aynı yere geliyoruz. Kapitalizmi öğrenmek, kapitalist çözümlemeleri içselleştirmek ve tarihsel materyalizmi mutlaka öğrenmek. Sosyalist ideolojinin bilimsel altyapısı burada yatıyor çünkü. Çulhaoğlu'nun tespitlerini bu anlamda önemli.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 22.12.2014- 18:33


Melnur'un yorumlarına katılıyorum,Sosyalizm idealist bir düşünce yığını değil,maddi bir altyapısı ve bilimsel bir temeli var.Dolayısıyla maddi altyapısını ve bilimsel yönünü anlayabileceğimiz temel kitaplar mutlaka okunmalı.Yine Melnur'un dediği gibi sadece bu bilimsel altyapı yeterli değil bu bilimsel altyapıyla güncel siyasete nasıl müdahele edeceğiz,sosyalizme giden süreci nasıl gerçekleştireceğiz diye soruyorsak ve ülkemiz özelinde bu müdahale nasıl olabilir diye soruyorsak ülke tarihimizle ilgili kitaplar da mutlaka önemli.Bu sayede ülkemizin kendisine özgül gelişim çizgisini ve buna bağlı olarak yaşananları tespit edebilir ve bunlara bağlı olarak gelişen duruma nasıl müdahale edebiliriz sorusuna cevap bulabiliriz.Ben bu noktada Doğan Avcıoğlu'nun Türkiye'nin Düzeni kitabını öneriyorum.Özellikle ilk cildini.Avcıoğlu bu kitabında Osmanlının neden ilk gelişen kapitalist ülkelerden biri olamadığını,Osmanlı'nın kendine has üretim tarzını ve sınıf ilişkilerini,bu açıklamalara ve bunların sonucuna bağlı olarak Osmanlı'nın   1839 Baltalimanı Antlaşmasıyla nasıl yarı sömürge haline geldiğini ve bunun topluma ve devlete etkilerini,Tanzimatın nasıl bir süreç olduğunu ve cumhuriyete kadar ilerleyen dönemi Marksist yöntemleri kullanarak çözümlüyor ve ülkemizin yapısını anlamamızı sağlıyor.Tabii kitap bunlarla sınırlı değil cumhuriyet dönemi ve tek parti iktidarının ekonomik politikaları,sonrasında Menderes döneminin ekonomik politikaları ve Türkiye'nin o yıllardaki mevcut ekonomik yapısı çok geniş biçimde tahlil ediliyor ve tahlilden ötesine ne yapmalıyız gerektiğine gidilip,çok geniş bir şekilde ne yapılması gerektiği açıklanıyor.Belki ikinci ciltteki ne yapılması gerektiğine dair tespitler bugün için geçerliliğini yitirmiş olabilir ama özellikle Osmanlı ekonomisini ve Osmanlının sınıfsal yapısını,tanzimat dönemini ve buna bağlı olarak gelişen Osmanlı'nın yarı sömürgeleşme sürecini,ittihat terakki dönemi ve tek parti dönemi ekonomi politikalarını ve bu dönemlerin sınıfsal yapısını anlamak ve buna bağlı olarak tarihsel bir perspektif eşliğinde ülkemizin bugüne kadar uzanan yapısını keşfetmek için bu eser mutlaka okunmalı.




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 22.12.2014- 18:35 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.10.2020- 09:05


Metin Çulhaoğlu'dan Sosyalizme Yeni Başlayanlara 10 Kitap Önerisi






Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.10.2020- 08:50


Sosyalizmi, Marksizmi öğrenmek için ne okumalı sorusu ( bence) doğayı ve toplumu anlayabilmek ve hatta onu kendi çapında değiştirip dönüştürebilmek için ne okunmalı, ne yapmalı sorusunu da içeriyor. Ne okumalı sorusuna böyle de bakılabilir. Nereden başlamalı, doğayı ve toplumu anlayabilmenin yolu öncelikle nasıl bir okuma sürecinden geçiyor-geçmeli şeklinde bir yaklaşım tarzı da bana göre öncelikle bir çerçeve çizme ve o çerçeve içinde sorunun/konunun ne olduğunu kavramakla mümkün. Başlangıç bu yüzden felsefe olmalı, bilim olmalı diye düşünüyorum. Sadece bilgi anlamında değil, bir tutarlılığı oluşması açısından da uygun bir yöntem edinebilmeliyiz.

Metin Çulhaoğlu başlangıç için Politzer'i öneriyor. Katılıyorum ve Felsefenin Temel İlkeleri bu konuda başlangıç için uygun ve anlaşılabilir bir seçimdir. Aynı anda iki farklı okuma yapılabiliyorsa evrenin (maddenin) evrimi konusunu da başlangıç okumalarına dahil etmek yararlı olacaktır. Bütünsel bir kavrayış bir yöntem edinmemize de yol açacak ve parçaların daha iyi anlaşılmasına yol açacaktır. Yöntem parçalardan bütüne uzanmak şeklinde olacaktır ama, bütünsel bir çerçeve bu yöntem için sanki gerekliymiş gibi geliyor bana.

Gelişigüzel okumalardan kaçınmak, başlangıç için gerekli. Yapıtlarında Politzeri'i yetersiz ve hatta yanlış bulan yazarlar da var. Sanırım Aydın Çubukçu'nun Diyalektik Materyalizm başlıklı iki kitabına önsöz yazan bir dost ( adını şimdi hatırlamıyorum) bu yönde bir yorumda bulunmuştu ve bu tutum da SF'ye Politzer'in dışlanması ve sol külliyattan çıkarılması yönünde yansımıştı.

Bir başka yanlışlık özellikle reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte sol kesimde ortaya çıkan yılgınlık ve dönekliğin yarattığı kerameti kendinden menkul solculuğun üfürdükleri, yani ezbercilik, yani yüzeysellik. İnternetten edinilen, kavranılmadan, içselleştirilmeden ve sol bir bütünlüğe oturtulmadan savunulmaya çalışılan sonuçta, tutarsız, birbiriyle çelişik bir bilgi/sözcük yığınının bir düşünce olarak ileri sürülmesi de bu iklimde içine düşülen bir büyük yanlıştı. Bu yüzden aceleci olmadan ve temeli de doğru kurarak ve pek çok şeyi de zamana bırakarak bir okuma süreci içine girilmelidir. Böyle bir alışkanlık edinilmelidir. Bu alışkanlığın edinilmesine çalışılmalıdır. Kısa bir zaman içinde öğrenilmeye çalışılan pek çok şeyin etkisi ve kalıcılığı olmaz. Çabuk tüketilir. Ve üstelik bu aceleci tavır, birilerinde bir algı yaratma, bir anlamda bir ego tatmini yönünde işliyorsa birilerini kandırma amacıyla çıkılan yolun sadece kendini kandırma olarak geri duracağını söyleyebilirim. Ve dışarıdan bakıldığında bu tarzın o kadar kötü ve acınası bir görünümü var ki!

Neyse, devam edersek, felsefe ve bilimi başlangıç yaptığımızda Leo Huberman'ın ''Sosyalizmin Alfabesi'' Nikitin'in Kapitalizmi iyi bir seçimdir. Sosyalizmin anlaşılması kapitalizmin anlaşılmasıyla mümkün. Kapitalizm nedir, nasıl işliyor sorunun yanıtını vermek, aynı zamanda sosyalizmin ne olması gerektiği sorusunu da beraberinde getirecektir. Zaten bu konular bütünlüklü bir şekilde kavranıldığında Marksizmin her şeyden önce ''şu şunu dedi'', ''bu bunu dedi'' ezberciliği olmadığı ve ''öyleyse doğrusu budur'' alışkanlığının sol-sosyalizm ile bir ilgisinin bulunmadığı ve bu şekilde aklınca bir şeyler söylemek isteyenlerin ciddiye alınmaması gerektiği hemen anlaşılacaktır.

Şöyle bitireyim bu yorumu; sosyalizm bireyciliği savunmaz. Ama solcu-sosyalist olabilmenin yolu da özgür birey olabilmekten geçer. Aradaki farkı anlayarak ve Marksizmi ve devrimci sosyalizmi savunarak özgür bir birey haline gelmek okuma amacımızın varması gereken noktadır.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   okunmalı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS