SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.11.2019- 06:24


Toplantı yapıldı, toplantı sonuçlandı ve sine-i millet yerine ''mücadeleye devam'' kararı çıktı. Böyle olacağı da baştan belliydi zaten. HDP peşinden başka partileri de götürmediği sürece sine-i millet yararsızdı. Başka partilerin ( büyük ihtimalle CHP'nin) HDP'yi takip etmesi de mümkün görünmediğine göre böyle bir konunun gerçekleşme olasılığı hiç yoktu. Eminim bu öneriyi atanın da bu konuda bir beklentisi yoktu.

HDP erken seçim istiyor.
HDP parlamenter sistemden yana.

HDP'nin bu konularda ne düşündüğünü, nasıl bir tavır aldığını merak edenler var mı? Hiç sanmıyorum. Şu ya da bu şekilde barajı geçmiş, 6 milyon civarında oy almış bir partinin herhangi bir konudaki tavrının merak uyandırmaması garip gelmiyor mu? Üzerinde düşünmeyi hak etmiyor mu? Seçimlerin daha senesi dolmadan kazanılan belediye başkanlarının görevden alınması ve bu uygulamanın rutin hale gelmesi ve partinin kendi tabanı da dahil bu uygulamalar karşısında bir tepki göstermemesi de bir başka gariplik değil mi? HDP yönetimi muhalefete dönüp ''bizi yalnız bırakıyorsunuz'' diye yakınacağına ve sine-i millet gibi gereksiz ve yararsız konularla uğraşacağına bu konular üzerine yoğunlaşsa bence çok daha faydalı bir iş yapmış olur. Sorun da zaten burada. Kürt hareketi artık bunu anlamalı ve kararını verebilmeli. Demirtaş'ın Türkiye partisi vurgusu bir heyecan yaratmıştı. Öyle kaldı. Partinin dokusuna hiç işlemedi. HDP, önündeki bu engeli samimi bir şekilde aşamadığı sürece yaşadığı sorunlardan kurtulabilmesi hiç de mümkün olmayacaktır.

Biraz samimiyet ve belki çokça cesaret.
HDP'nin ihtiyacı bu.
.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.02.2020- 05:16


CHP ile HDP seçmeni arasında da bir yakınlaşma var. http://www.solpaylasim.com/konu.php?k=7938   HDP’li seçmenlerin yüzde 60’ının ikinci partisi CHP görünüyor. HDP’lilerin bir diğer ikinci partisi yok.


Son yapılan araştırmanın bir sonucu da bu ve bu konunun önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum.Kürt hareketinin yasal temsilcileri durumunda olanlar özellikle AKP'nin iktidara geldiği ve sağlı sollu liberallerin Türkiye siyasetinde daha da etkin bir özellik kazandığı süreçte ciddi bir kafa karışıklığı ve yanılgı yaşıyordu. Yanılgı olarak niteliyorum ve bu sözü de sadece Kürt hareketinin içindeki ayrılıkçı olmayan ve kurtuluşun etnik kimliğe bakılmaksızın ortak mücadeleden geçtiğini savunan kesimler için söylüyorum. Yoksa, tıpkı AKP'nin yaptığı gibi, Kürt kesiminin içinde de sürece sadece ''yararlanma'' olarak bakanlar vardı ve bu kesimler için ''yanlgı'' sözcüğünün pek de anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Konumuz bu kesimler değil ama şunu da ekleyip geçmekte yarar var; bu sağlı sollu liberaller, o dönemde,   sadece AKP için değil, bu ayrılıkçı Kürt kesimleri için de birer kullanışlı aptallar durumundaydı. Sağı ve soluyla liberallerin sol gruplarca bu denli dışlanmasının ve hedef tahtasına oturtulmasının nedeninde öncelikle bu kullanılmışlıkları yatıyor. AKP ülkede bu kadar muktedir hale geldiyse sağlı sollu bu liberallerin hem AKP'ye ve hem de Kürt hareketine ideolojik tahkimatta bulunmalarının, hem öngörüsüzlüklerinin   ve hem de kullanışlı oluşlarının büyük rolü vardır.Bir saptama: 80 öncesinde sol karşıtı, siyasete ilgisiz veya sağcı tek bir Kürt yurttaşımızla tanışmadım. Böyle bir örneğe hiç rastlamadım. Böyle olduğum için okul hayatım boyunca arkadaş ve dostlarımı hep Kürtlerden seçmişimdir. Öyle denk geldi ya da... ( O dönemlerde ''MHP'li Kürt'' gibi örnekler bizi/beni gerçekten şaşırtırdı. Bir kürdün sağcı olabilmesinin nasıl mümkün olduğunu kavramakta hep zorlanırdım.) Durum buydu ama, solun gerilemesi, Kürt hareketinin yükselişe geçmesiyle birlikte durum değişikliğe uğramıştı. Bu kez solcu bir Kürde rastlayamıyordum. Ya da solcu olduğunu söyleyenlerin solculukları yadırgatıcı geliyordu. Sürekli   etnik bir dilin ağırlıkta olduğu siyasetin sol/sosyalist bir siyaset olabilmesi bana mümkün görünmüyordu. Üstelik bir solcunun AKP'yle bu kadar içli dışlı olabilmesini, AKP'yi nerdeyse tercih edilebilir ikinci adres gibi yorumlaması da anlaşılmaz bir şeydi. Örnekse, SF'de öyle yorumlar yapılıyordu ki sürecin ruhuna uygun bir şekilde AKP gericiliği ve liberal şarlatanlık demokrasi, insan hakları ve özgürlük kavramlarıyla bir tutulur hale gelmişti. Kör milliyetçilik bu hale gelmişti. Kendini enternasyonalist olarak niteleyen şarlatanların da zaten süreci okuyacak bir amaçları da donanımları da bulunmuyordu. CHP tıpkı TKP gibi, tıpkı HKP, ÖDP ve hatta Halk Cephesi gibi ötekileştirilmiş ve düşmanlaştırılmıştı...Oralardan buralara geldik. HDP tabanının CHP'yi ikinci adres gibi görmesini bu yüzden önemsiyorum. Toplumun geldiği noktada tersi bir durum da işlemektedir. CHP'nin de ikinci partisi HDP'dir; maceracılıktan uzak bir Kürt hareketi olmalıdır. Kuşkusuz yetmez; Kürtler 80 öncesi ayarlarına geri dönmeli, maceracılıktan uzak bir sınıfsal konum özelliği kazanmalıdır. Kazanan Kürdüyle ve Türküyle her türlü etnik kökene sahip yoksullarımız, halkımız olacaktır.

Umarım...





Bu ileti en son melnur tarafından 14.02.2020- 05:18 tarihinde, toplamda 4 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.02.2020- 05:20


Şu ''maceracılık'' konusu üzerinde durmaya değer.

Kürt hareketinin '' ne olursa olsun bir vatan ve devlet'' özleminin kendileri için anlaşılabilir bir anlamı olabilir. Osman Öcalan'ın da bir dönem sözünü ettiği ''ABD bize bir devlet kuruluşunda yardımcı olsun, ona İsrail kadar yakın oluruz'' mealindeki düşüncelerinin sadece Osman Öcalan'a özgü olduğu da düşünülmemeli. Bugün Suriye toprakları üzerindeki   ABD üslerinin sadece emperyalist çıkarları değil ve aynı zamanda bölgedeki Kürt hareketinin özlemlerini de temsil ettiğini söyleyebiliriz. Sözünü ettiğim maceracılık konusu bence bu siyasi tutumla ilişkilendirilemez; ilişkilendirilmemesi gerekir. Kendi meşru iradeleridir, kendi siyasi anlayışlarıdır ve kendi tercihleridir. Bu noktada önemli olanın bu siyasi yönelimin sol bir yönelim olmadığının anlaşılmasıdır. Şunu ekleyelim; bölgedeki Kürt hareketinin sol bir hareket olma zorunluluğu da yoktur. Ulusal çıkarlarını ABD emperyalizmiyle ortaklaştıran bir hareketi solcu-sosyalist olarak nitelemek de mümkün olmasa gerek. Problem şu; UKKTH veya başka gerekçelerle solun bu hareketi, bu yönelimi desteklemesi gerektiğini söyleyenlerde ortaya çıkmaktadır; evet, problem buradadır. Türkiye sol ve sosyalizminin bu yönelimi kabullenebilmesinin ve desteklemesinin mümkün olmadığını söyleyip geçelim.

Şuraya gelmek istiyorum; Kürt hareketinin (bence) önemli bir bölümü ayrılıkçı bir siyasetten yana değil. ( Demirtaş da bunlardan biri.) Kürt halkının büyük çoğunluğunun da ayrılma gibi bir derdi yok. Hem yapılan anketlerden biliyoruz ve hem de PKK'nin onca denemesine rağmen   bu konuda bir destek alamamasından belli. Bence bu durum çok önemli bir veri. Ayrılıkçı olmadığına inandığım Kürt hareketinin yasal temsilcisinin bu konuda çok daha net ve çok daha anlaşılabilir bir Türkiyelileşme siyasetini dillendirmesi gerekiyor. HDP bugün doğu ve güneydoğuya hapsolmuş bir parti görünümünden çıkmak zorunda. Maceracılık dediğim şey, böyle bir gerçek ortada dururken parti içinde bu konuyu bir türlü yüksek sesle ve inandırıcı bir biçimde dile getirme konusundaki zaaflardan kaynaklanmaktadır. Parti bu konuda bir türlü gereken netliği göstermediğinde, özellikle üye ve sempatizan kesimlerde veya bir bölümünde diyelim, bu gerçeğe aykırı söylemler daha fazla duyulur hale gelmektedir ki, maceracılık dediğim şey de bu noktada ortaya çıkmaktadır.

( Ülke dışında maceracılık olarak nitelenmeyecek bir siyasi yönelim, ülke içinde neden maceracılık oluyor, bu bir çelişki ve tutarsızlık değil mi? diye karşı çıkılabilir ama, Kürt halkının Türkiye'deki durumunun diğer ülkeledeki durumundan farklılıklar taşıdığını düşünüyorum. Evet, bir ezber olarak nitelendirilebilir ama ben Türk ve Kürt halklarının tipik bir et tırnak benzetmesine uyduğunu düşünüyorum. Bu iki halkın birbirini hiç dışlamadığını, iç içe girdiğini, dahası bu topraklarda ırkçı bir tavrın en azından toplumsal alanda hiçbir zaman ortaya çıkmadığı söyleyebilir. Bu iki halkın birbirinden ayrılabileceğini düşünebilmek, silahlı ya da silahsız bir şekilde bir kopuşun gerçekleşeceği ümidiyle bir siyaset tarzı tutturmanın gerçeklikle hiçbir ilgisi olamaz. Daha net olacaksa, maceracılık dediğim şey tam da budur.)

Bu nedenle, (ankete göre) tabandaki HDP CHP yakınlaşmasını önemsiyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.04.2020- 03:52


İYİ Parti lideri Meral Akşener: HDP PKK'nın uzantısıdır

İYİ Parti lideri Meral Akşener, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akşener, partisinin HDP'yi PKK'nın uzantısı olarak gördüğünü söyledi.

Resim Ekleme

(...)

'PKK, TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YANINA KONUMLANDIRIYOR'

"İYİ Parti HDP'yi nereye konumlandırıyor?" sorusunu da yanıtlayan Akşener, HDP'yi 'PKK'nın uzantısı olarak gördüklerini' söyledi ve şu açıklamalarda bulundu:

"PKK, terör örgütünün yanına konumlandırıyor. Hep bunu söyledik. Millet İttifakı'nın bileşenlerine baktığınız zaman, 24 Haziran'da Demokrat Parti var, Saadet Partisi var, İYİ Parti ve CHP var. Yerel yönetimlerle ilgili sadece İYİ Parti ve CHP var. Seçmen oy vermiştir ona söyleyecek bir sözümüz yok. Yani seçmenler hiçbir zaman hiçbir siyasi partini tapulu malı değildir. Sayın İmamoğlu'nun üzerinden hadiseye baktığımız zaman o 800 bin farkın aşağı yukarı ölçümlere göre 3 milyon insan üzerindeki seçmenin AKP'li olduğu görülüyor. Çünkü 31 Mart 325 bin AKP seçmeni sandığa gitmedi. 398 bin civarında da CHP seçmeni sandığa gitmedi. Dolayısıyla AKP-MHP-İYİ Parti-Saadet Partisi seçmeni ittifak olmamasına rağmen bütün farklı siyasi görüşlere geçmişte oy veren seçmen İstanbul'da 800 bin farkla Sayın İmamoğlu'nu seçti."

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/iyi-parti-lideri-meral-aksener-hdp-pkknin-uzantisidir-1734836

****

HDP'li Kürkçü'den Meral Akşener'e yanıt: Gladio'nun Asenası

Katıldığı bir programda "HDP'yi PKK'nin yanında konumlandırıyoruz" diyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e, HDP'li Ertuğrul Kürkçü'den yanıt geldi. Kürkçü, "Ben sizi Gladio terör örgütünün Asenası olarak konumlandırıyorum" dedi.

Resim Ekleme
HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katıldığı bir programda söylediği "İYİ Parti, HDP’yi PKK, terör örgütünün yanına konumlandırıyor" sözlerine tepki gösterdi.

Meral Akşener’in faili meçhul cinayetlerin yoğun olduğu 1990’lı yıllarda İçişleri Bakanı olmasına gönderme yapan Kürkçü, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Ben sizi Gladio terör örgütünün Asenası olarak konumlandırıyorum" dedi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/hdpli-kurkcuden-meral-aksenere-yanit-gladionun-asenasi-1734984





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.04.2020- 11:13


Akşener sorulan soruya verdiği yanıtta HDP'nin PKK'nın uzantısı olduğunu söylüyor. E.Kürkçü de sanırım bu yanıta kızmış olacak ki, '' Gladio'nun Asena'sı'' göndermesinde bulunuyor. İyi ama hem sunucunun sorduğu soru ve hem de Akşener'in yanıtı ortada duruyor. ''HDP'nin Onursal Başkanı'' olarak topa girme ihtiyacı hissetmişse daha ayrıntılı bir yanıt vermesi gerekmiyor muydu?

HDP'nin doğrudan PKK'nin uzantısı olduğu şeklindeki yorumlara sıcak bakmıyorum, bunu da defalarca söyledim. Ne var ki, HDP'nin PKK ile hiçbir ilgisinin olmadığı,izlediği siyaset ve aldığı kararlarda PKK'nin etkisinin bulunmadığı da pek söylenemez. Kısaca HDP'nin PKK'den bağımsız bir yapı olmadığı iddialarını yok saymak pek mümkün değil.

Türkiye muhalefeti özellikle son belediye seçimlerinde bir irade ortaya koymuş, AKP gibi   devlet haline gelmiş bir partinin yereldeki iktidarını yenilgiye uğratmıştır. Özellikle İstanbul, Ankara, Adana gibi illerde ortaya çıkan bu iradenin bir yanında hiç kuşkusuz HDP de vardır ve HDP bundan böyle bu tavrın gerisine düşmemelidir. Bu tavır, HDP'nin zaman zaman da olsa seslendirdiği ''Türkiyelileşme'' tavrıyla uyumludur ve doğrudur. HDP bu siyasette devam edecekse bu tavrı sürdürülebilir bir hale getirmeli ve toplumda var olan ve Akşener'e de yansıyan ''PKK'nin uzantısı'' algısını mutlak surette değiştirebilmelidir.

Türkiye'de bir rejim değişikliği olmuştur ve sistem gerici dinci bir yapıya bürünerek çok daha otoriter bir biçim almıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimine bu koşullarda gidiyoruz ve önümüzdeki seçim kaybedildiğinde kendini İkinci Abdülhamit'le özdeşleştiren bu siyasal islamcı gelenek kendisini daha çok tahkim etme olanağı bulacak ve ülkeyi daha da gerilere götürecektir. Bu sürecin durdurabilmesi gerekiyor ve bunun için de HDP'ye ihtiyaç var. HDP'nin de bu sürecin durdurulabilmesine ihtiyacı var. Türkiyelileşme siyaseti bu noktada da çok önemli.

HDP'nin artık daha açık, daha somut siyasetlere ihtiyacı var. HDP bundan böyle gri alanlarda kalarak ve sadece Kürt etnisitesine oynayarak dar bölge partisi olma özelliğinden kurtulamayacağı gibi, toplumun önemli bir kesiminde var olan '' PKK'nin uzantısı'' algısını da kıramayacaktır...

Kürkçü'nün Akşener'e verdiği yanıt bu yüzden bana biraz ''dostlar alışverişte görsün'' gibisinden geliyor. Söyledi ve söylediği şey konunun yakınından bile geçmedi.







Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.01.2021- 03:34


HDP'nin PKK'nin uzantısı olduğu iddialarıyla bir süredir HDP'nin kapatılması yönünde talepler dillendiriliyor. Cumhur ittifakının özellikle MHP kanadı bu konuda ısrarlı. Başsavcı kapatma davası açmazsa kendileri bu yönde başvuruda bulunacaklarmış ve söylediklerine göre iki yıldır hazırlık yapıyorlarmış. Kobani olayları gerekçe gösterilip Demirtaş içeride tutuluyor, HDP'nin zaten dışarıda bir yöneticisi kalmadı gibi, hepsi içeriye tıkılmış. Akıl almaz baskılara uğruyor ve hiçbiri yetmedi, şimdi de kapatma baskısı...

Ne hale geldi bu ülke.
Sadece AKP'nin çabalarıyla da değil, elbirliğiyle ne hallere getirildi.

Gerçek şu ki, Cumhurbaşkanı istemeden, kişisel/siyasi bir çıkar görmeden, ne kapatılma davası açılır ve ne de HDP'nin kapatılma kararı verilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan Millet İttifakı'nı bölmek için bir yandan siyasi turlara başlarken( Oğuzhan Asiltürk'le başladı) ve kendi ağzından bu tür görüşmeleri sürdüreceğini açıklarken, ittifakın küçük ortağı da HDP'nin kapatılması yönünde baskılar peşinde. Lamı cimi yok, her şey iktidarda kalmak için.

Peki HDP kapatılabilir mi? Dediğim gibi, her şey Erdoğan'ın elinde. MHP gibi doğrudan kapatılma yanlısı gözükmemesine rağmen, kendi kamuoyundan bu yönde yoğun bir baskı gelirse ve kapatılmayla birlikte bir siyasal çıkar elde edebileceğine ilişkin bir işaret de gelirse hiç duraksamaz. Peki ne olur? Cumhur ittifakının karşısındaki sağlı sollu partiler bir dağılma gösterir ve cumhur ittifakına yoğun bir geçiş mi sağlanır?

Hiç sanmıyorum.
Siyaseten tükenmiş bir anlayışın bu tür çabalarla ayakta kalıp iktidarını sürdürebilmesi pek mümkün değil.
Hatta olanaksız.
Ve üstelik Trump da her şeye rağmen, altını çiziyorum, sandıkla, seçimle gitmişken...

Muhalefet çok belirgin bir hata yapmadığı sürece bu iş ilk seçimde noktalanacak.






Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Seçim konusu ve bir kısım sol... melnur 2 3097 07.02.2019- 08:36
Konu Klasör AKP'nin meşruluğu konusu solcu 16 12883 31.05.2014- 17:53
Konu Klasör Kavga konusu... umut 0 4542 11.11.2014- 12:15
Konu Klasör Yaziyaz.net konusu... melnur 0 3191 04.11.2013- 22:59
Konu Klasör Yeniden türban konusu... melnur 1 2400 26.02.2019- 12:47
Etiketler   HDP-PKK,   konusu.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS