SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.04.2019- 09:57


İmamoğlu mazbatayı aldı, göreve başladı ama söylentiler bitmiyor. AKP'nin seçim sonuçlarını kabul ettiği ama iptal konusunu da YSK'ya bıraktığı söyleniyor. Olur mu, bana biraz zor geliyor. İmamoğlu da bu kadar popülarite kazandıktan sonra ikinci bir seçimdeki kazanma olasılığı bence AKP'yi de Erdoğan'ı da ürkütür. Erdoğan böyle bir iptal seçimde Binali Yıldırım'ın değil kendisinin İmamoğlu'nun rakibi olacağını bilir. Ve devletin tüm olanaklarına rağmen böyle bir seçimde İmamoğlu'na kaybederse ne olur; artık eskisi gibi güçlü ve her şeye kadir bir Erdoğan profilinden söz etmek mümkün hale gelebilir mi?

AKP için iki ucu keskin bıçak!





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 20.04.2019- 19:57


Her ne kadar İstanbul'un kaybedilişi AKP için bir gerileyiş olsada, bir önceki genel seçimlere kıyasla genel oy oranının sadece yüzde 1 oranında azaldığını görüyoruz. Bu seçimlerde aldıkları %51,6 oy oranı, hala salt üstünlüğün cumhur ittifakında olduğunu gösteriyor. Belediye başkanlığı kaybedilen şehirlerin, belediye meclislerinde de yine cumhur ittifakının çoğunluğa sahip olduğu görülüyor. Üstelik etkisini yoğun bir şekilde hissettiren ekonomik krize rağmen. Demek ki bugün yeniden bir genel seçim yapılsa, AKP yine yüzde 51-52 bandında bir çoğunluğu elde edebilecek. Yani Başkanlık koltuğunu ve meclisteki çoğunluğu kazanabilecek. Bu da AKP'nin sözü edilen yıkıcı ekonomik krize ve tüm muhalefetin kendisine karşı birleşmesine rağmen hala oldukça güçlü olduğunu gösteriyor. Yani ortada sözü edildiği kadar büyük bir yenilgi yok.

Diğer yandan Ankara'da ve İstanbul'da Ak Parti'ye karşı kazanan adaylar; solcu, ilerici ve halkçı bir anlayışı değil, klasik bir sağ anlayışı temsil eden siyasetçiler. Hatta Mansur Yavaş gibi ülkücüler bile var. Bu da demek oluyor ki Ak Parti karşıtı muhalefet, çıkış noktasını soldan ve ilerici değerlerden almıyor Ak Parti gibi sağ siyaset havzasından besleniyor. Yani eğer ortada bir zafer var ise, bir sol parti olma iddiasındaki CHP, bu zaferi kendi sol değerleri üzerinden değil, sağcılaşarak kazanmış demektir. Bu da sol adına kazandık havasına girmek yerine, üzerinde düşünülmesi gereken bir duruma işaret etmektedir. Evet seçimi Ak Parti kazanmadı ama sol da kazanmadı. Eğer kazansaydı, işte o zaman Ak Parti'nin gerileyişinden söz edebilirdik.




Bu ileti en son Proleter_Devrimci tarafından 20.04.2019- 21:30 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.04.2019- 22:16


İstanbul ve Ankara AKP için büyük bir yıkımdır, toplumsal muhalefet için büyük bir kazanç olmasının nedeni de öncelikle budur. Devletin bütün imkanlarına, yüzde doksan medya desteğine, sandıklarda her türlü manipulasyon potansiyeline rağmen böyle bir sonuç alınıyorsa   bunu önemsemeliyiz.

AKP yenilmiştir Sn.proleter devrimci; buna sevinin. Bu çok önemli bir sonuçtur. AKP'yi de 2023 hedefi olan, tek adam diktatörlüğü kuran ve dinci bir faşizmi kurumlaştırmaya çalışan bir özne olarak görmeye çalışın. AKP sıradan bir burjuva partisi olarak yorumlandığu sürece 31 Mart seçim sonuçları sağlıklı yorumlanamaz. Öyle şeyler ileri sürüyorsunuz ki, hani nerdeyse ''ülkücü/milliyetçi/sağcı adaylar kazanacağına AKP kaybetmeseydi'' der gibisiniz.

AKP ancak böyle kaybedebilirdi. Erkan Baş'ın İLERİ'deki son yazısını önemsemelisiniz.. Toplumsal muhalefet çok başarılı bir birliktelik oluşturdu ve kazandı. Ancak böyle kazanabilinirdi ve böyle kazandılar. Şimdi muhalefete bu başarısına rağmen eleştiri yöneltmenin -eğer gerçekten bir AKP karşıtlığınız varsa- bence hiç de yeri ve zamanı değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.05.2019- 10:50


Seçimin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti ve İstanbul seçim sonucu hala kesinleştirilemedi. Pazartesi günü sonuçlanabileceğine ilişkin bir açıklaması var YSK'nın. Peki ne olacak? AKP için bu kadar önemli olan bir büyükşehir, CHP'ye terk edilebilir mi? Bana göre AKP bu konuda iki arada bir derede. CHP'ye bırakmak istemiyor, İstanbul AKP'nin ve yandaş cemaat ve vakıfların hemen hemen her şeyi.. Ama YSK seçimin yenilenmesi kararını verse bile bu kararın YSK'ya değil, AKP'ye ait olduğu konusunda genel bir algı oluşacak. Sadece algı olsa bir şey değil; seçimin yenilenme kararı ekonomide bir alt üst meydana getirip, dövizin durdurulamaz bir ivme yakalamasına neden olacağı gibi, siyasal ve toplumsal alanda da öngörülemeyecek gelişmelerin önünü açabilir. Erdoğan'ın iki arada bir derede durumunu ben böyle yorumluyorum.

Şu, seçimin yenilenmesi kararında ne yapılması gerektiği konusu normal olarak CHP'nin alacağı tutuma bağlıdır. CHP'nin AKP'nin bu süreçteki tavrıba hemen boyun eğmesi anlamında ''yine kazanırız'' tavrı bence doğru bir tavır değildir. Ne var ki, Kılıçdaroğlu'nun kişiliği ve siyasi   tavrı bir boykot kararının alınmasının önünde engeldir. Parti içinde boykottan yana olanlar vardır, bu süreçte boykot gündeme gelecektir ama Kılıçdaroğlu o siyasete hak verse bile kişilik yapısı böyle bir karar alındığında onu sürdürebilecek iradeyi gösterme becerisi içermemektedir. Bu durumda, söylenecek, yakınacak ve evet, '' seçimlere gireceğiz ve tekrar kazanacağız'' diyecektir.

O zaman ikinci soru; sosyalist sol ne yapacaktır; EMEP ve TİP AKP karşıtlığında yerlerini alacaktır; İYİP ve HDP de aynı çizgisini koruyacaktır. Peki TKP?   Seçime katılmama kararı alacağa benzeyen parti, umarım bir önceki kararlarının etkisinde '''AKP'ye de CHP'ye de karşıyız'' pozisyonundaki üye ve sempatizanlarını bu kez doğru bir konumlanışla AKP karşıtlığına yönlendirebilir. Yoksa üç beş günlük bir İmamoğlu başkanlığında bile ortaya çıkartılan suistameller, yolsuzluklar gerçekten yarın kalacak ve AKP'nin İstanbul'daki yüzü geniş kitlelerce anlaşılamadan karartılacaktır.

Umarım bu hataya düşülmez!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.05.2019- 04:31


Metin Çulhaoğlu 31 Mart, 1 Mayıs ve anti-faşist mücadele başlıklı yazısında bu konuları işlemiş. https://ilerihaber.org/yazar/31-mart-1-mayis-ve-anti-fasist-mucadele-97257.html. Yazısının sonunda   anti-emperyalist mücadele konusunda bir paragraf açması bana ilginç geldi. Şöyle:

''... rejime karşı olanların izlemeleri gereken ana (temel, başat ya da her neyse) siyasal çizginin anti-faşist mücadele ekseninde olması gerekir.

“Malumun ilamı” gibi görünebilir, ama pek öyle değildir.

Çünkü “Ya anti-emperyalizm” diye soranlar çıkacaktır…

Saray’a, AKP’ye, giderek MHP’ye ve kemik sağın envaiçeşit unsuruna “anti-emperyalizm” adına hayırhah bakanlar, “kitlelere jeopolitikle gitmeyi” düşünenler vardır; ayrı yerdedirler ve geçiyoruz. Ancak, bu kesimle en küçük bir merbutiyeti bile olmayanların anti-emperyalizmi her şeyin başına yerleştirmek yerine ana eksen olarak anti-faşist mücadeleyle birlikte ele almaları bizce doğru siyaset açısından kritik önemdedir.
 
Özetin özetini söyleyip öyle bağlayalım:

Türkiye’nin bugünkü koşullarında solun, sosyalizmin güçlenmesi ve kitleselleşmesi, demokrasi ve “demokratikleşme”, giderek “ikili iktidar” ve devrim süreci olmak üzere akla ne gelirse hepsinin önünü açacak olan anti-faşist mücadeledir. ''

Çulhaoğlu'nun 31 Mart seçimleri öncesindeki tavrını da seçimlere ve 1 Mayıs'a ilişkin yorumuna da katılıyorum. Burada önemsediğim ve altını çizmeye çalıştığım yorumların da bu kapsamda olduğunu söyleyebilirim. Bir daha yinelenecekse, AKP iktidarda kaldığı sürece bir sosyalist için AKP'ye karşı mücadelesi sınıfsal mücadelenin bir parçasıdır. Çünkü, AKP sıradan bir burjuva partisi değildir. AKP dinci bir gericiliği temsil etmektedir. Çulhaoğlu'nun yorumuyla AKP MHP ittifakı: '' bugün... “merkez” denilen yerden uzaklaşmış, bilinen “burjuva demokrasisi” ya da “temsili demokrasi” çerçevesinin dışına çıkarak geleneksel dincilikle geleneksel milliyetçiliğin harmanlandığı bir bileşim tutturmuştur. Daha önemlisi, bu bileşimin ideoloji ve siyaset açısından faşizan, tasavvur ettiği Türkiye açısından da neo-faşist bir düşünceyi ve pratiği temsil ediyor olmasıdır. ''

Çulhaoğlu haklı olarak AKP'ye ve MHP ile olan ittifakına karşı mücadeleyi bir anti faşist mücadele olarak görüyor. Bu mücadelenin sürdürülmesine vurgu yapıyor; ne var ki, bu yorumda bulunurken ''anti-emperyalizm'' konusuna bir paragraf açması bana ilginç gelmişti. İlginç gelen durum da, ''anti-emperyalizm'' gerekçesiyle AKP ve MHP itifakına ''hayırhah'' bakanların bu tavırlarını ciddiye almasıydı.

AKP ve MHP ittifakına anti-emperyalizm gerekçesiyle destek verenlerin Perincek'in Vatan Partisi olduğu belli. Onlardan başka böyle bir yorumda bulunanlar olduğunu sanmıyorum ve bu tavrın da yanlışlığını öteden beri yazıyorum. AKP-MHP ittifakının Suriye ve Irak'taki tavrını anti-emperyalizm gerekçesiyle desteklemek aklını peynir ekmekle yemek demektir. Sınırlarımız dışındaki harekatın   anti-emperyalizmle bir ilgisi yoktur. AKP yeniden açtığı milliyetçilik kartını kullanmaya başlamıştır ve sınırlar ötesindeki askeri hareket de bu kartın zorunlu bir sonucudur. Siyasi bir sonuç beklentisi içinde de değildir. Yararlı bulduğu sürece o kartı hem ülke içinde ve hem de ülke dışında oynamaya devam edecektir. Perincek'in bu tavrı, daha doğrusu böyle bir gerekçeyle AKP-MHP ittifakına destek sunması ve AKP karşıtlarını da neredeyse hedef gösterir yönde açıklamalar yapmasının tutarlı ve mantıklı bir anlamı bulunmamaktadır. Ciddiye alınır bir yanı da yoktur. Metin Çulhaoğlu neden ciddiye almış ve neden bir iki cümle de olsa bu konuya ayırmış, gerçekten anlayamadım. Perincek'in de İstanbul seçiminin yenilenmesi durumunda anti faşist bir siyasal tavır göstererek AKP-MHP karşıtlığında yerini alması gerektiğini mi ima ediyor, nedir?

Toparlanacak olursa Pazartesi günü veya daha sonraki günlerde YSK'nın İstanbul seçimleri için kararı ne olursa olsun AKP-MHP ittifakına karşı mücadelenin hız kesmeden sürdürülmesi gerekmektedir. Zihin bulanıklığına hiç gerek yok; AKP-MHP ittifakının karşısında yer alanlara yönelik sistemli muhalefet ülkedeki dinci faşist yürüyüşe katkı koymaktan başka bir işe yaramaz. M.Çulhaoğlu'nun anti faşizmle ilişkilendirdiği bu mücadele ara verilmeksizin sürdürülmelidir; ta ki, bu ülkenin her taşına ve her toprağına işlemiş AKP izinin ve etkisinin buralardan kazınıp atılıncaya kadar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.05.2019- 19:34


YSK'dan sızan bilgilere göre İstanbul seçimi yenilenecek. AKP, MHP ve HDP temsilcilerinden sızan bilgiler bu yönde. Resmi olmayan sonuç böyle.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 07.05.2019- 08:12


Resim Ekleme



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kanal İstanbul ile İstanbul depremi arasında ilişki var mı melnur 0 1563 01.01.2020- 11:03
Konu Klasör ''Marx İstanbul'da...'' melnur 0 1850 01.10.2019- 09:15
Konu Klasör İstanbul'da 1 Mayıs... melnur 1 4031 01.05.2019- 19:59
Konu Klasör AKP İstanbul'da sandığa gömüldü. melnur 2 2240 29.06.2019- 20:59
Konu Klasör İstanbul sözleşmesinden çekildik. melnur 3 1844 25.03.2021- 23:16
Etiketler   İstanbul,   seçimi.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS