SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kemal Okuyan'ın seçim sonucu değerlendirmesi...           (gösterim sayısı: 3.122)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 03.04.2019- 10:08


31 Mart   seçimleri ''itirazlar'' dışında sonuçlandı. K.Okuyan da doğal olarak seçim sonuçlarını yorumlamış. Yazıyı verelim, sonrasında o yorumlara bizim de yorumlarımız olur.

Komünizme değil faşizme şaşırmakta yarar var / Kemal Okuyan

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, 31 Mart seçim sonuçlarını soL'a değerlendirdi. Ankara ve İstanbul'da seçimleri Millet İttifakı adaylarının kazanmasını değerlendiren Okuyan, "Değişiklik iyidir diyeceğim ama o kadar. İnsanların sevincine, umutlanmasına laf söylemek gibi bir tutumumuz olmaz ancak bu tablodan umut çıkarılmasına ortak olacak değiliz. AKP ile CHP arasında bir fark var tamam. Bu farkın içeriği, tam olarak ne olduğu ayrı bir tartışma konusu. Lakin İstanbul ve Ankara'nın yönetiminin AKP'den CHP'ye geçtiği tezine ben CHP'li olsam itiraz ederdim" dedi.

Okuyan, "Dün TÜSİAD, patron örgütü olarak hem Erdoğan'a, hem onun panikleyen kadrolarına hem de muhalefete çıkış yolunu gösterdi. Bu daha önce çalışılmıştı. Erdoğan bu yolun dışında hareket edecek durumda değil, muhalefet hiç değil. Bu seçimin kazananı patronlardır. Biz TKP'yiz, buradan umut çıkaramayız" derken, TKP'nin Dersim seçimlerini kazanmasına ve oylarını arttırmasına ilişkin de açıklamalarda bulundu.

Türkiye’de 2019 yerel seçimler sona erdi. İstanbul ve Ankara gibi iki önemli kentin yönetimi AKP’den CHP’ye geçti. Uzun yıllar sonra gelen bu değişiklik hakkında ne düşünüyorsunuz?

Değişiklik iyidir diyeceğim ama o kadar. İnsanların sevincine, umutlanmasına laf söylemek gibi bir tutumumuz olmaz ancak bu tablodan umut çıkarılmasına ortak olacak değiliz. AKP ile CHP arasında bir fark var tamam. Bu farkın içeriği, tam olarak ne olduğu ayrı bir tartışma konusu. Lakin İstanbul ve Ankara'nın yönetiminin AKP'den CHP'ye geçtiği tezine ben CHP'li olsam itiraz ederdim. CHP'li değilim, hayatım boyunca olmadım, bir kez olsun oy dahi vermedim bu nedenle ben her iki "başkan"ı da yadırgamıyorum. Ancak CHP'li olsam yadırgardım. İkisi de farklı dillerden "ben CHP'li değilim" demekte, bu anlamda AKP'den CHP'ye geçen bir şey yok. Şu oluyor, Türkiye'nin "sağ siyaseti"nin içindeki dengelerde değişiklik yaşanıyor, kimileri bundan umutlanıyor, bizim gibilerine ise yine uyarma görevi düşüyor. Ben olsam dün Ankara'da kazanan ekibin kutlamalarından umut değil ders çıkarırdım. Ancak, AKP'nin iki ili kaybetmesinin çok önemli boyutları var. Şimdi uluslararası sermayenin Erdoğan'ı yönetme yeteneği ciddi bir biçimde güçlendi. Bunun iyi bir şey olduğunu sanan solcular var memlekette, işlerin nasıl gelişeceğini hep birlikte göreceğiz. Türkiye'nin AKP iktidarından, kentlerimizin AKP tahribatından kurtulması gerekiyor ancak kastettiğimiz herhalde bu değildi. Bütün bunlardan sadece şu sonuç çıkabilir: AKP çok güçlü değil, Erdoğan çok güçlü değil. Bunun görülmesi iyi bir şey. Ancak halkın bu gerçeği öğrenmesi için inanılmaz ağır bir bedel ödeniyor; Türkiye toplumu her şeyi kabul eder hale geldi, Erdoğan'ın zayıflamasını Erdoğan'ın alternatifsizliğini kabullenerek sağlamak akıllıca bir alış veriş olmasa gerek!

'DAHA ÖNCE ÇALIŞILMIŞTI'

Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşması TÜSİAD’ın açıklamasıyla neredeyse aynı. AKP’nin TÜSİAD referansı sizin de uzun süredir işaret ettiğiniz “normalleşme” sürecinin bir parçası olabilir mi?


Dün TÜSİAD, patron örgütü olarak hem Erdoğan'a, hem onun panikleyen kadrolarına hem de muhalefete çıkış yolunu gösterdi. Bu daha önce çalışılmıştı. Erdoğan bu yolun dışında hareket edecek durumda değil, muhalefet hiç değil. Bu seçimin kazananı patronlardır. Biz TKP'yiz, buradan umut çıkaramayız.

'DÜZEN SİYASETİNİN BÜTÜN DENGELERİ ŞAŞMIŞ DURUMDA'

TKP yaptığı açıklamada, seçim sonuçlarının hem iktidarı hem de rejimle uyumlu hale gelen muhalefeti bir kriz ile karşı karşıya getirdiği belirtiliyor. Normalleşme çağrıları ortadayken bu kriz tespitini biraz açar mısınız?


Türkiye'de düzen siyasetinin bütün dengeleri şaşmış durumda. AKP bugünkü yapısıyla devam edemez. Geçtiğimiz dönem çok gördüğümüz, dinlediğimiz birileri büyük olasılık Abbas yolcu. Yeni bir oluşum mümkün mü mümkün... Ancak CHP de devam edemez eskisi gibi. İki ili aldınız güzel de CHP'ye Ankara'da gönül veren herkes bozkurt işareti yapmayı mı öğrenecek? Sembollere takılmıyorum. İki kentte AKP'yi götüren büyük koalisyonun tutkalı sağlam değil. Bakın Pervin Buldan HDP'nin "seçim kaybettirebileceği görüldü" dedi. Bu doğru. Sözün muhatabı AKP'yse bu aynı zamanda "AKP'ye seçim kazandırdık ya da kazandırabiliriz" de demektir. Bütün düzen siyaseti krize giriyor ve ülkede büyük bir ekonomik kriz var. Patronlar bu krizin yükünü halka yıkabilmek için şu anda iki partiye indirgenmiş düzen siyaseti arasında itişme istemez. Gerilim olursa birileri halkın tepkisini ister istemez kullanır. Bu nedenle normalleşme ve centilmenlik görüntüsü vermelerini isterler. Lakin ülke buna pek müsait olmadığından seçim gecesi ortaya çıkan al gülüm ver gülüm hâli elbette bozulabilir. Ancak yine de sermayeye rağmen çılgınlık yapılması çok güç Türkiye'de, onlar da "sakin olun" diyor.

'İKİ PARTİLİ SİSTEME İZİN VERMEYECEĞİZ, TKP MUTLAKA OLACAK'

TKP'nin oy sayısını nasıl değerlendiriyorsunuz. TKP açıklamasında vurgu yaptığınız büyük kentlerdeki oy artışını ve ilgiyi nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?


Bu oylar henüz çok az. Ama artış büyük anlam taşıyor. Türkiye bir anda iki partili sisteme doğru yöneldi. Bazı kentlerde üçüncü partinin oyu yüzde 1'in altında. Bununla ilk kez karşılaşılıyor. TKP "bu seçime giren tek gerçek partiyiz" derken bunu kastediyordu; herkes birbiriyle işbirliği yapabildi. Bize göre hava hoş, birleşsinler, geriye iki, üç parti kalsın, kendi bilecekleri iş. Ama biz iki partili sisteme izin vermeyeceğiz ya da Türkiye'de iki partili bir sistem olacaksa, bir tarafta TKP mutlaka olacak. Şimdi bu seçimde TKP sinmeyeceğini ve çok ağır koşullarda da olsa yol alabileceğini gösterdi. Başta üç büyük kentteki ilçeler olmak üzere birçok yerleşimde yüzde 1 psikolojik eşiği aşıldı ya da aşılma noktasına gelindi. Ayrıca TKP bu kez sistemli çalışma yürüttüğü yerlerde oylarını artırdı. Ve şimdi bu oylar derhal örgütlenmeye dönüşecek. Özel olarak hedeflediğimiz, belediye yönetimlerini almak için çaba harcadığımız yerlerde ise istediğimiz sonucu alamadık. Önemli oylara ulaştık ama yetmedi. Yetmedi çünkü paranın siyasetteki etkisini kıramadık, son dakika hamlelerini, belden aşağıya vuruşları hafife aldık. Adamın birinin çıkıp hiç sıkılmadan bir emperyalist ülkenin fonlarını buraya aktaracağım diye kürsüden bağırabildiği, bunun da solculuk sayıldığı bir ülke burası. Demek ki daha dikkatli, uyanık ve örgütlü olacağız. Mücadeleye devam.

'DERSİM'DE NE SÖZ VERİLDİYSE O OLACAK'

Seçimde Dersim sonuçları hem Türkiye’de hem de dünyada geniş yankı buldu. Dersim’de bundan sonra neler olacak?


Ne için söz verildiyse o olacak. Bu başarının mimarı öncelikle halktır. Dersim'deki ittifak halkçı bir belediyecilik için neler yapılması gerektiğini konuşacak, halkla birlikte hareket edilecek ancak önce belediyenin kayyum eliyle ne duruma getirildiğine bakmak gerekir. Hemen ardından Türkiye'nin ve hatta dünyanın iyi yürekli insanlarının dayanışma ve desteği ile çok özel ve yeni bir örnek yaratılabileceğinden eminim.

'KOMÜNİZM İNSANLIĞIN GELECEĞİDİR'

İyi Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu, TKP adayı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun belediye başkanı seçilmesine ilişkin, “Rusya’da bile aday olsa, bir komünistin belediyeyi alabilme imkanı yokken Tunceli’de bir belediyeyi alabilmiş olması; ne olduğunuzdan, neye inandığınızdan çok ne yaptığınıza bağlı olarak itibar bulacaksınız anlamı taşımaktadır” diye konuştu. Ağıralioğlu’na bir yanıtınız var mı?


Burada bir övgü var belki ama unutulmaması gereken şu: Komünistler için kişiler değil, ekip çalışması ve o çalışmanın doğrultusunu belirleyen dünya görüşü belirleyicidir. Bu nedenle "komünist ama iyi çalışıyor" tuhaf bir laftır. Bunu bir ara Nâzım Hikmet için derlerdi: Komünist ama iyi şair. Biz de derdik ki, komünist olduğu için bu kadar iyi şair! Yanlış anlaşılmasın sadece komünistlerin iyi şair olabileceğini söylemiyorum, Nâzım Hikmet'ten söz ediyorum, o öncelikle bir komünisttir. Piyasacı, sağcı biri iyi belediyecilik yapamaz, halkın çıkarlarını savunamaz. Sayın Maçoğlu'nu böyle ideolojisiz, siyasetsiz bir figür gibi sunmaya kimse kalkmasın. Ne yapıyorsa örgütlü halkın mücadelesine, devrimci değerlere inandığı için yapıyor. Son olarak, "Rusya'da bile komünizm belediye kazanamazken" lafına dair bir şeyler söyleyeceğim. Belediye kazanılır kazanılmaz, ama dünyanın her yerinde komünistler var ve yalnız küçük değil, büyük başarılara imza atabiliyorlar, atacaklar da. Buna şaşırılmasın. Sadece bu sömürü düzeninin ömrü gereğinden fazla uzadı, bunun sonsuza kadar gideceği sanılmasın. Bir de 1945 yılında Sovyet halklarının, Kızıl Ordu'nun mücadelesiyle diz çökertilen faşizmin bugün ayakta olmasıdır asıl anormallik; komünizm insanlığın geleceğidir.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kemal-okuyan/komunizme-degil-fasizme-sasirmakta-yarar-var-259863



Teşekkür edenler:   Proleter_Devrimci [07.04.2019- 02:32],

Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.04.2019- 19:46


"Değişiklik iyidir diyeceğim ama o kadar. İnsanların sevincine, umutlanmasına laf söylemek gibi bir tutumumuz olmaz ancak bu tablodan umut çıkarılmasına ortak olacak değiliz. AKP ile CHP arasında bir fark var tamam. Bu farkın içeriği, tam olarak ne olduğu ayrı bir tartışma konusu. Lakin İstanbul ve Ankara'nın yönetiminin AKP'den CHP'ye geçtiği tezine ben CHP'li olsam itiraz ederdim" dedi.

İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlığı seçiminin sadece Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi olmadığını Kemal Okuyan bilmez mi :) Mümkün mü böyle bir şey. Kemal Okuyan dünün devrimcisi, sosyalisti, ve tabir yerindeyse siyasetçisi değil ki? ''Değişim iyidir'' sözü bence biraz sönük kalıyor; 31 Mart'ın önemini göstermiyor çünkü bu değişim   bir düzen partisinin bir başka düzen partisiyle değişimi değil. Ama Kemal Okuyan biraz zorlansa da, solhaber yazarları dahil genellikle konuyu bu bağlama getirip dayatıyorlar. ANkara ve İstanbul yönetimi AKP'den CHP'ye geçmiştir, Ankara ve İstanbul'da AKP yenilmiş ve iktidarı devretmiştir. Ve İstanbul seçimlerini de kaybeden AKP çok önemli bir rantiye merkezini ve bir anlamda kasasını yitirmiştir. İstanbul'u bir türlü devretmemesinin nedeni de budur.

Özellikle İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu için O.Gökdemir ANAP'lı göndermesinde bulunuyordu Kemal Okuyan ise daha da ileri giderek   iki kez ''İslamcı'' benzetmesinde bulundu; neye dayanarak böyle bir yakıştırmada bulunuyorlar bilmiyorum ama, AKP iktidarının mutlak geriletilmesi gerektiğini göz önüne almadan bu tür yorumların sağlıklı değerlendirmeler olduğunu iddia edebilmek mümkün değil.   ''Umut'' burada yatıyor;   Umut AKP'nin 2023 yürüyüşüne ve ''cumhuriyet parantezi''nin kapatılma hedefine dur denilmiştir. ''Mart'ın sonu bahar''ın anlamı da, önemi de burada yatıyor.

Ve dolayısıyla İstanbul ve Ankara seçimleri, kazananların bireysel siyasetlerinden bağımsız olarak AKP'den CHP'ye geçmiştir. AKP ile CHP'yi aynılaştırmak ve seçim sonucunu bir şekilde önemsizleştirmek buralarda AKP'ye ''dur'' diyen irade ve enerjiyi de önemsizleştirmek anlamına gelir ki, böyle bir siyasi çizginin TKP'ye herhangi bir artı getireceğini hiç sanmıyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.04.2019- 08:33


K.Okuyan'ın seçim değerlendirmesine devam edeceğiz ancak araya yine SOLportal'da Korkut Hoca'nın yorumunun ilgili kısmını ekleyelim: ( Korkut Boratav'ın yazısının tamamı da önemli. Onu da başka bir başlık altında buraya taşıyacağım. Gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir çalışma.)

''Seçim sonrasında birkaç tespit / Korkut Boratav

İttifakların ağır bastığı 31 Mart seçimleri, partiler-arası oy dağılımının hesaplanmasında güçlükler getiriyor. Önemli dağılım, bence, faşist ittifakın oy oranıdır.   İktidarın bekası açısından kritik olan eşiğin yüzde 52 olduğunu önce Bahçeli, seçimi izleyen balkon konuşmasında da Cumhurbaşkanı ilan etmişti.   Kesin olmayan sonuçlara göre, bu hedefin bir çentik altında kalmış görünüyorlar: Yüzde 51,6…

İttifakın bu “eşiğe” nasıl yaklaştığını herkes biliyor: Hayalî bir “beka” sorunu; devletin tüm olanaklarının seferberliği;   Nazi-türü propaganda teknikleri; Cumhurbaşkanı’ndan ölçüsüz tehditler, ağır suçlamalar…
Yine de seçmenlerin yüzde 48,4’ü faşist ittifaka “hayır” dedi. Sembolik önem taşıyan tüm büyükşehirlerde; işçi sınıfının yoğunlaştığı, sanayileşmiş, eğitimli bölgelerde muhalefetin   galibiyeti dikkat çekti.
1 Nisan sabahı, sıradan insanlarımızın pek çoğu rahat bir soluk aldı. “Bu karanlık, adaletsiz gidişe son vermek mümkünmüş” algılaması doğdu.

İktidar yerindedir; sınıflar-arası denge değişmemiştir; ama 31 Mart seçimleri İslamcı faşizme gidişi frenlemiştir. Bu nedenle küçümsenemez; önemlidir. İki büyük kentte belediye başkanlığını kazananların siyasî, ideolojik özellikleri güncel sorun değildir.

CHP’nin yeni belediye başkanlarını kutluyoruz; başarılar diliyoruz. Seçim başarılarına katkı yapan; seçim sonuçlarını nöbetleşe koruyan CHP örgütlerine, militanlarına, milletvekillerine de şükran borçluyuz.
CHP’nin özünde yer alan halkçı, Kemalist, devrimci, sol eğilimleri bu insanlar temsil etti; 1 Nisan’da “rahat soluklanmamızı” mümkün kıldı. Türkiye’nin geleceğine ilişkin iyimserliğimize de katkı yaptı.''

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/korkut-boratav/secim-sonrasinda-birkac-tespit-260155



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 07.04.2019- 19:45


Her ne kadar iktidar yitirmiş olduğu İstanbul ve Ankara'yı hala teslim etmediyse de hem buradaki ve hem de diğer büyükşehirlerdeki sonuçlar AKP için büyük bir yenilgi anlamına geliyor. Hatta AKP yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyük yenilgisi dersek daha doğru bir tanımlamada bulunmuş oluruz. Bu yenilginin anlamı 2023 yürüyüşünün, yani ''cumhuriyet parantezi''ni kapatma girişiminin akamete uğratılması, Korkut Hoca'nın söylediği şekliyle bir ''İslamcı faşist yürüyüşün frenlenmesi''dir. Böylesine bir önemi var 31 Mart seçim sonuçlarının. Anayasayı istediği gibi yorumlayan, istediğinde uymayan bir siyasal parti, Erdoğan önderliğinde bütün meşruiyetini seçimden/sandıktan alıyordu. Belliydi, biliniyordu. Bir sandık yenilgisi pek çok şeyi AKP için ters yüz edebilirdi. Yaşanan ekonomik kriz bu iktidarın yetersizliğini de gün yüzüne çıkarmıştı. Halkın memnuniyetsizliği sandıkta sonuç verebilirdi. Toplumsal muhalefet kendi aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakıp bu noktaya yüklenirlerse sonuç alınabilirdi. Nesnel durum buydu. TKP'nin bu nesnelliği göz ardı etmesi de gerçekten şaşırtıcıydı.

K.Okuyan üstteki yazısında AKP'nin bu yenilgisini ''değişiklik iyidir'' diyerek yorumlamış! Bu kadar. Ve seçimden önce ( daha önceki seçimlerde de aynı tavrı sergilemişti.) başlattığı CHP'ye muhalefet etme stratejisini, AKP'nin bu seçim yenilgisine rağmen de sürdürüyor. Hani nerdeyse, ''İstanbul AKP'den CHP'ye geömese de olurdu'' diyecek! Ben şaşırıyorum; bu tavrı anlamakla birlikte gerçekten   şaşırıyorum. Bu siyasetin RTKP'ye bir getirisi olacağını da sanmıyorum. TKP'nin seçim stratejisi başlığında bu konu detaylandırılabilir ama burada şunu söylemeliyim;TKP'nin bu kadar görünür hale gelebildiği bir seçim ben hatırlamıyorum. Ama bu görünürlüğün oy'a tahvili yaklaşık 75 bin ise, ortada koca bir yanlışlık var demektir. Toplumsal muhalefet canını dişine takmış AKP gericiliğinin önüne set çekmeye çalışırken bu nesnelliğin dışında kalmak ve hep eleştirdiğimiz şekliyle, muhalefete muhalefet etmeyi seçim taktiği olarak benimsemek çok büyük bir seçim yanlışlığı idi.





Bu ileti en son melnur tarafından 07.04.2019- 19:45 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TİP Parti Meclisi Değerlendirmesi ( 6-7 Nisan 2024) melnur 0 22 Dün, 09:00
Konu Klasör Ahmet Türk’ten ‘Altılı Masa ve cumhurbaşkanı adayı’ değerlendirmesi melnur 0 418 18.01.2023- 20:59
Konu Klasör Doğruculuğun kaçınılmaz sonucu denizcan 0 2814 31.01.2015- 09:38
Konu Klasör 31 Mart seçim sonucu yorumları... melnur 2 178 13.04.2024- 01:17
Konu Klasör Bir araştırma sonucu ve düşündürdükleri... melnur 7 3089 13.02.2020- 22:55
Etiketler   Kemal,   Okuyanın,   seçim,   sonucu,   değerlendirmesi.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS