SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Felsefede Kademeler           (gösterim sayısı: 883)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
tiktaalik
[ tiktaalik ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 01.10.2019
İleti Sayısı: 5
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


3 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: tiktaalik
Konu Tarihi: 06.09.2020- 15:33



[>[color=#000a00]<br][/color][/color]
[>[color=#000a00]<br][/color][/color]
[>[color=#000a00]Dünyayı Değiştiren Düşünürlerin Felsefi Kademeleri:[/color]</font]

[color=#000a00]Son 100 yılda dünyayı değiştiren kaç çeşit bilim ve felsefe alanı ve konusu vardır onu ele almak istedim. Bunu sınıflama yoluyla kategorize ederek anlattım, felsefesinden ziyade. Dünyayı değiştirmenin aşamalarını ve hiyerarşisini kurmak istedim. Dünyayı kaç adam değiştiriyor öne çıkanlarını belirttim. Buradaki ülke isimlerini düşünürlerin kendi köklerine göre değil tamamen ülkelerin felsefi etki ve konumlarına göre verdim.<br]

Birinci Adam:

İlk aşama görelilik fiziğinin kurulduğu özel bir aşamadır.

Albert Einstein (Türkiye
): Eleştirel düşünce demektir. Pratik ile değil düşünce ile çalışılır. Yeni olanı kullanmaz, değişim yoktur ikinci aşaması vardır ve modelleme yapmaz sadece karşıtını kullanır o bir anti-tezdir. Öz ve görünüş vardır aynı zamanda Einstein'in nedenselliğini Newton ile karıştıramayız çünkü Einstein kainatın herhangi bir parçasını (tikel) açıklayabiliyor. Einstein, 300 yıl sorgusuz sualsiz klasik fiziğinin tek hakimi olan Newton fiziğine büyük bir darbe indirmiştir. Yanlışlama olabileceği gibi gizli olan doğru bilgini üzerine yenileri de eklenebilir veya Aristoteles gibi insan olan yani insan merkezli yaratıcılığı da kullanabilir. Bu yüzden adı her zaman hatırlanacaktır. Aynı zamanda Rousseau gibi ilericidir. Atomcu öğretisinde aslında kendisi için fazla sorun teşkil etmemesine rağmen yine de bilişsel olan ve doğruluk (gerçeklik) üzerine değil yanlışlama ve hayal gücüne yakınlık üzerine inşa etmeyi tercih eder. Eğer bir birliktelik oluştursa bile bunu çözemez. Demokrasi sistemine sahiptir. Siyasette kamusal bir yaklaşımı vardır. Monist bir doğaya sahiptir. İktidarınızı Einstein düşüncesine göre kurarsanız o iktidar kanunlarla ve mülkiyetle yönetilir. İktidarın temeli mülkiyettir yani işbölümüdür. Özgürlük değil bağımsızlık önemlidir. Hipotezler (tekillik) çok önemli değil sabit ve değişmez yasalar önemlidir ama şüphecidir, olabilirlik önemlidir. Kavram önemlidir bu aşamada. Değişim yaşandığı taktirde iktidarın temel özellikleri ayakta durur fakat daha derin bir anlama sahip olduğunu da biliyoruz artık iktidarın. Bu işin bir kısmı diğeri ise bağımsızlıklarının değişmez olduğudur çünkü değişimleri sadece gizli değil gözlenebilir de olduğudur. Bu durum daha çok hile ile Almanya'dan kendisine ulaşabilir. Ama yaşlı Macar fikirleri (estetik) ikinci adamın özerkliğinin ve kopuşunun önündeki engellerden birisidir ve gizli olanı bombalar bu "düşünce" kavramı. Einstein (duyu) ve Freud (imge) basit, yerel ve sabit kurallara sahiptirler tek başına özel olan ikisi birlikte olunca sıradan olacaklardır, bu durum psikolojinin sınırıdır. Psikolojinden bağımsız olan sadece duyuları "anlamakla" ilgilenir. Yerel, özel veya genel olanlar modernizm kavramına daha uygundur. Modernizm akımını Freud, Einstein ve Keynes'in fikirsel çağı veya onların olduğu aşamalar ortaya çıkarmıştır ve dünya tarihinde daha önce denenmemiş yeni bir akım başlatmışlardır, klasik dönemden modernizm evresine geçilmiştir artık, yani modernizm dönemi icat edilmiştir. Ayrıca Sovyet/Lenin politikası buradaki fikirlerden beslenmiştir. Bu aşamanın kendine has kavramları eskisi kadar ilgi görmüyor, ilginç gelebilir ama belki dört kuşak öncesi olan büyük dedenizin çağını yansıtıyor.


İkinci Adamlar:

İkinci aşama psikanalizin ve makro ekonominin kurulduğu kısmen özel ama daha çok genel olan bir aşamadır.

"Erken Dönem" - J. M. Keynes ve Sigmund Freud (İtalya): Bu aşamadan itibaren "genç Marx" ve "olgun Marx" ayrımları başlar. Freud ve Keynes ortak dünyalarının iki farklı alanıdırlar. Freud psikanaliz bilimini kuran çağının en popüler bilim adamlarından birisidir. Ruhbilimi konusuna Freud'dan önce ve Freud'dan sonra olarak bakmak gerekir çünkü psikanalizi o kurdu. Düşünce Freud'da katıksız düş veya hayaldir. Bilgi değil hayal gücü önemli. Varlık esasına sahip ve nesneldir. Bireysel olan veya işbölümü (mülkiyet) değil "toplum" önemlidir. Galileo/Kopernik ve Darwin/Hegel etkisi görülür insan merkezli değildir. Yani daha önce var olan bilginin üstüne yenilerini ekler aşama aşama özünü, kendisini keşfeder ama yanlışlama da yapabilir her ikisi. Eğer psikanaliz açısından bakarsak olaya doğru adımları atmazsa ve dil sürçmesi yaşarsa Einstein'in çözemediği bütün konuları çözebilir ve monizm bozulur. Düalist bir doğaya geçer. Einstein'in çözemediği bütünlükleri çözse bile iktidar değil yönetim gücüne sahip olduğu için kontrolü kaybetmez. Ama Freud tarzı bir iktidarınız varsa Einstein ile paylaşırdınız kendi iktidarınızı. Özgürlük değil bağımsızlık esastır ama o da kısa sürelidir. Halkın yerini kitle kavramı almaya başlamıştır. Anlamak ile işe başlanır ama öğrenmek,eğitim kelimeleri yoktur. Merkez-çevre arasındadır. İktidar değil yönetim alanını oluşturur. Gerici ve faşist bir sisteme sahip olabileceği gibi devrimci de olabilir. Stalin politikaları buradan beslenir. Eğer ulusal birliği kurabilirse bunu kendiliğinden yapamaz "empatinin" ona sağladığı büyük şans ile yapabilir. Ama eskinin etkisiyle aslında İtalya'ya özgü olan ekolojik sorunlar gibi ve ölüm korkusu gibi durumlar Einstein'in üzerine kalır, bu da kendisine karşı cahil kitleler tarafından oluşacak bir engizisyon cezasına sebep olur. Yine "kavramın" çocukluk döneminde ona bir faşizm uygular belki olgunluk döneminde tekrar karşısına çıkabilir diyerek. Ama Freud'un da bedenine işkence yapılır. Bu aşamaya en yakın akım olarak ise sürrealizm ön plana çıkar Salvador Dali resimde öncüdür, resmin düşler aleminde. Yine Frida Kahlo bu aşamadadır. Çok büyük ve önemli bir yazar olan Tolstoy bu aşamada dünyayı anlamaya çalışır. Dünyada çok ses getiren "Sherlock Holmes" kitabının yazarı Arthur Conan Doyle ve "Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi" ile Fitzgerald yine bu aşamanın ürünleridir. Freud ise üç kuşak öncesi olan dedelerinizin çağından bir esintidir oldukça eski sayılır şöhret yılları.


Üçüncü Adamlar:

Üçüncü aşamada sabit ve değişkenler, matematiksel mantık ve simülasyon teorisi kurulur.

"Erken Dönem" - Jean Baudrillard ve Bertrand Russell (İngiltere): Üçüncü aşama mantıksal atomcu öğretinin kurulmasıdır. Özel bir alan olarak kabul etmez Russell kendi alanını. Hem sabit hem değişkendir felsefesi. Modern matematiğin kurucusu olarak kabul edilir. Eski mantık bir kişi ile gerçekleşebilecek bir mantık alanı olduğu için bu anlayışı aşabilecek yeni bir mantık bilimi kurulması gerekiyordu Russell bu mantığı kurmuştur. Mantığın bir kişi ile değil iki veya üç kişi arasında kurulması gerekir Russell'e göre. Buna ihtiyaç duyma sebebi ise Russell'in üçüncü bir kişi olarak kendisinden önceki kişi olan Freud'dan devraldığı problemleri çözme işini ortadan kaldırma arzusudur. Russell'da aslında Bauman gibi bir yabancı sayılır ama o bir babaanne gibidir, demek ki onu sosyoloji ile karıştırmamak gerekir. Bu yabancının adı kimsesizler arasında unutulup gidecek olan kişidir. Banliyödeki bir şeytan olarak arzu kavramının yerine ayartma kavramının kullanılmasını önerir. O mantığı bir dil gibi ele alır. Yanlışlama yapabileceği gibi Galileo seviyesinde daha önceki bilgileri kullanarak kendi bilgi alanını ortaya koyabilir. Ticaret önemli İngiltere'de de ama onlar İtalya gibi keşiş düzeyinde ele almazlar. Endüstri toplumu ise temel önemdedir. Bu aşamada doğaya işkence yapabilir, Althusser'i fena kızdırır bu anlamda, Wittgenstein'da nasibini alır. Burada koca-kadın ve çocuk şiddeti görülebilir. Hem birey hem toplum önemlidir ama ilkel işbölümü vardır. Üretmek yerine tembellik yapmak gerekir. Çünkü üretim İtalyan veya Fransız hilesini, şantajlarını ve düzenbazlığını örter bu Einstein için kötü diğerleri için iyi gibi görünür ama aslında böyle borç ekonomisi içerisinde kendi evini soymaktan başka bir şey yapmıyorsundur çok büyük zararlara yola açar düzenbazlıkları örtme çabası. Kısacası benzerlikler üzerinden iktidarı ele geçirmek çok düşüncesiz bir harekettir. Üretim kavramı ters etkiler yaratır. Baudrillard'da izlerini daha sık gördüğümüz "simülasyon teorisinin" yanı sıra Fütürizm akımı da bu aşamada önem kazanır Umberto Boccioni önderliğinde. Simülasyonun bu kadar önem kazanmasının sebebi artık bu yapıyı insanların/devletlerin dünya için kullanabilecekleri durumundandır. Çin ve Hint devrimleri bu aşamadan çok etkilenmiştir bu arada. İngiliz Russell üçüncü kişi olarak erken dönemde Freud'u bağımlı yapıdan kurtarmak ister ama yapamazsa bu sefer dördüncü adam olarak Althusser devreye girer ve bambaşka, yepyeni bir tarih kıt'ası açar. Bütün ilişkileri altüst eder ve hepsini dönüştürür. Şimdi ona bir bakalım.


Dördüncü Adamlar

Dördüncü aşama felsefede Marksizmin yeniden yorumlanması ve modern astronomi aşamasıdır.

"Geç Dönem" - Edwin Hubble ve Louis Althusser (Fransa): Burası aynı zamanda Marx'ın (İtalya) olgunluk dönemidir. Ama iki aşama birbirinden çok farklıdır. Fransa, İtalya'dan daha alt bir konumdadır mesela. Bu aşamada iki düşünür Hubble ve Althusser önemlidir. Althusser, Marksizm'in yıllarca süren özel konumunu yeniden yorumlamıştır. Althusser ulusal birliği sağlar ve ulus kavramını kullanılır ama bunu İngiltere'nin desteğiyle yapabilir. Basitten genişletilmiş bir felsefe/bilime doğru ilerler. Yani yerelden (baskı aygıtları), evrensele (ideolojik aygıtlar) doğru. Baskı aygıtları ile psikanalizi (Galileo) ayırt etmek çok güçtür. Sabit ve değişkenlik devam eder demek ki. Tamamen "teknik" olan bir işbölümü vardır, bireyseldir ama teknik olarak çalışır. Dönüşüm yaratır bir şeyi başka bir şeye dönüştürür yani "yeni" bir süreç başlatır bu özellikle Almanya ve Polonya için söz konusudur. Fransa düalist bir doğa anlayışına sahiptir bu nedenle. Dil değil mantık önemlidir. İtalya gibi anlamak değil öğrenmek burada önem kazanır. Farklılık arar yanlışlama yapar eskiyi tamamen reddeder, devinimseldir. Eski olanı tümden atıp yeni olanı kurmak ister ama dogmatiktir. İdeolojiyi kullanır pratik olan gerçeklik değil yalan söylemek üzerine kuruludur. Kendisinin tanrısının yöntemiyle de hipotezler üretir.Pratik bilimlere ilk adım bu aşamada atılır. Düşünce yerini pratik bilgiye bırakır somut olan daha ön plandadır. Bir anlamda rastgele materyalizm gibi görünmesi gereken ama aslında zorunluluk olandır burada. Gelenekler üzerinden bir yöntem kullanılır. Siyasi olarak prolaterya diktatörlüğünü kullanır. Oliagarşik, tekelci devlet-sermayeye işbirliğine sahiptir. Bağımsızlık kavramı değil özgürlük, ılımlılık daha önemlidir. Merkezi değil eklemlenmiş hiyerarşi oluşturur. Büyük bilim adamı Röntgen ve "x ışını" birimi bu aşamada ortaya çıkar. Bu aşama ile birlikte atomcu teoriler de sona erer. Ayrıca Küba devrimi ve 68 kuşağının dünyasını buradaki fikirler etkilemiştir. Çok eski, belki dedenizin çağındadır bu aşama.

Pyotr A. Kropotkin, Maksim Gorki ve Noam Chomsky (Rusya): Rusya'da aslında Fransa gibidir dönüşüm sağlar. Ama Türkye'nin de ikinci adamdır diğer taraftan Einstein'a da yakın olacaktır bu nedenle. Kız torundur diyebiliriz Rusya için. Bizim Kıbrıs'a benzetilebilir. İki tane babası vardır öz ve üvey olarak bunlardan birisi korumaz kızını ve oğlunu. Teğeti dik kesen erkek yabancı (sosyoloji) olan kör kurban yerini hile ile kız torunun babası görünen oğluna bırakır. Dört kız kardeştir birinci adam diğer taraftan. Sorun bu aşamada bu dört kardeşliğin ayrılıp kız kardeşlerden karşıt olan ikiz erkekliğe doğru gitmesidir. Althusser'in aynısıdır temelde. Biraz Einstein'in da etkisi hissedilir Rusya içinde. Makine gibi çalışan özel bir devlet mekanizması vardır. Devlet ve bürokrasi kavramları geçerlidir. Memur sınıfının en avantajlı olduğu alandır. Diktatoryal-demokratik yönetim vardır. Dördüncü aşamada tekillik kalmamıştır artık. Çoğul nitelik kazanmıştır. Tiranlık olmaması için iktidarını alt öznelerle paylaşmak zorundasın. Fransa-Rusya liberal sol akıma daha yakındırlar. Bu nedenle daha sağda durur. Ama Rusya, Türkiye'nin de etkisini taşır. Özellikle Chomsky'de çok net görülür bu durum. Hem Fransa hem Türkiye etkilidir. Ama Chomsky çok güzel bir şekilde kavramların felsefesini yapıyor P. Nikitin (ekonomi-politik) gibi doğrudan Fransa merkezli değildir. Rusya ve Fransa hem yara hem yara bandıdır. İki farklı yüzü vardır. Astronomi (Hubble) olarak kötü, felsefe (Althusser) olarak iyi anlamlara sahiptirler. Elbette bu yazıda kategorize ettiğimiz isimler birebir aynı şeyleri konuşmaz bu yazıdaki bütün ortak kategorilerin kendi içinde belirli farklılıkları vardır. Ama genel çerçeveleri hep aynıdır o nedenle kategorilere ayırarak anlattım. Dünyayı değiştiren düşünürler ilk defa bilime "yanlışlama" kavramını getirmişlerdir. Ayrıca "anti-emperyalizmi" ve tersi olan "finans kapitali" de ilk dünyayı değiştirenler düşünmüşlerdir. Bunlar ilk defa düşünülmüş şeylerdir. Bu aşamaya kadar "yanlışlama" sistemi vardır buradan sonra gerçek amaçlanır ama bir sapma ile "doğru" olana ulaşırlar. Ruslar doğru olanı, Macar/İspanyollar ise tekrar yanlışı kullanırlar. Sadece Çin şamasında "gerçek" ortaya çıkacaktır yani sadece o aşamada insan sistemi olunacaktır. Dünyayı değiştiren insanlar politikalarını uzun vadede hayata geçirebilirler, kısa vadeli politikalarda dünyayı değiştirene kadar bulunmazlar.


Beşinci Adamlar:

Beşinci aşama görelilik ile kuantum fiziğinin birleştirilmeye çalışıldığı bir aşamadır.

"Erken Dönem" - Paul Dirac, Friedrich Von Hayek, Edmund Husserl ve Alfred Adler (Almanya/Avusturya): Burası Eintein'in ve Freud'un ikinci aşaması gibi çalışır Habermas, Einstein'e; "Cesur Yeni Dünya"nın yazarı Aldous Huxley ve Viktor Frankl, Avusturya İktisat Okulu ise Freud'a çalışır birincisi "baskı" diğeri "rıza" üretir birisi siyaset (parti) diğeri ekonomi düzeyinde birisi Macarları diğeri İspanyol felsefesini hedef alır ve Almanya'da vicdan, Avusturya'da vicdan azabından kaçmak vardır ve aptallık çağı akıldan daha üstündür burada. Fransa'nın ve Rusya'nın "dönüştürdüğü" köylü ideolojisidir yeni bir dönemi başlatabilir. Ama yeni dönem ile eski anti-tez kavramını birlikte kullanır. İlkinin tersi yöntemini kullanabilir ama bu değişim birinci aşamaya yani klasik olana göre yapılabilir. Ya gerçeklik üzerine kuruludur veya tam tersi. Erken dönem sosyolojisidir diyebiliriz. Almanya'da "sapma" gerçekleşir çünkü "bucak" birimli kentlerden oluşmaktadır. Ama bu otorite boşluğu bir hile ile Türkiye'de yaşanır. Kısa süreli bir otorite boşluğu yaratır, bu olay bir sapmadır. Almanlar şimdiki zamanın boş tümelliğini Avusturya ise öngörü ortamı ister. Bencil gen teorisi burada önemlidir. Almanlar "teist-İslam" modeline yaklaşır. Bu sapma etkisi İran devrimini yaratabileceği gibi sosyalizmden çıkıp "tek kutuplu" dünyayı da yaratabilir hatta yaratmıştır. Düalizmden, monizme gider. Özel görelilik ile kuantum fiziğini birleştiren kuantum alan teorisi anlatılır. Buna standart modeli de (higgs bozonu/alanı) eklemek gerek. Einstein'in sevdiği konulardan kuantum alan fiziği yereldir, standart model de gözlemlenebilir durumları anlatır. Ayrıca ilk parçacık hızlandırıcı modele sahip olan Ernest Rutherford'un fiziği de buradadır. Buna Marie Curie'yi de eklemek gerekir. Hannah Arendt'ta yine bu aşamadaki bir siyaset bilimcidir. Husserl ile fenomenolojinin kuruluşu çok önemlidir bu aşamada özellikle "an" kavramı ışığında. Louis Aragon, Oscar Wilde, "Küçük Prens" yazarı Saint-Exupéry bu aşamanın ürünleri olan yazarlardır. Ekspresyonizm akımının öncüsü Edvard Munch, bir tiyatro ustası olan Bertolt Brecht, düşünürler Plehanov, Jürgen Habermas, Claude Lévi-Strauss, William Faulkner ile anarşist yazar Emma Goldman bu aşamanın ürünleridirler. Evrimsel aşamalı ilerler ve akli (rasyonel) olanı kullanır Max Horkheimer bu aşamanın ürünüdür. Sendikalar da olunca artık "ekonomi" kavramı vardır. Herkesin kendisine örnek aldığı gizli babanın (anlık/rasyonalizm) yani gizli kötülüğün -üçlü- "yıldız baba/çocuğun" aşamasıdır.

"Geç Dönem" - Gilles Deleuze, Richard Feynman, Nikola Tesla, Anthony Giddens ve Zygmunt Bauman (Polonya): Geç dönemin yani genişletilmişin sosyolojisi ve peygamberleri kıskandıracak 10 boyutlu sicim teorisi alanı demektir. Sicim teorisi, genel görelilik ile kuantum fiziğini teoride birleştirmektir. Bu aşama post-modernizmin kuruluş aşamasıdır, tarih sahnesinde ilk defa denenen bir sıçrama yaratır bu aşama. Ama asıl önemlisi sosyolojiyi pozitivizmden kurtarıp hermeneutik sistemi kurmuş olmalarıdır. Bu akımı Anthony Giddens sosyolojisi kurmuştur. Düşünce tamamen uzaklaşmıştır artık bu alandan, "pratik", gerçeklik devreye girerler. Einstein'ın yaptığı gibi yeniden üretimi kullanmak (ereksellik) veya anti-tez üretmek değil üretim ilişkilerini "işletmek" söz konusudur. Eğer kardeşinden bir yanağına tokat yersen diğer yanağını da uzatmalısın. Despotik bir yönetim anlayışına sahiptir. Her şey değil hiç bir şeysiniz Polonya'da. Nihilist ve ateisttir ama kültür cemaatlerinin üçlü inancı da vardır. Aşamalı ilerlemez bir noktadan her noktaya sırasıyla, peş peşe yayılır iktidar. Bu aşama Alman sosyolojisinin devamıdır (orada babanın koruması altındasınız) ama bu aşama bir de epistemolojik kopma aşamasıdır bu aşamanın pratikteki sonuçlarına aldanmamak için bir öz-eleştiri yapılması gerekir. İdeolojiyi (iyi-kötü imgesi) aşarak felsefe (teori) kavramına ulaşmak gerekir. Sicim fiziği deneyden ziyade tam bir teori alanıdır bu anlamda. Bauman'a göre sosyolojinin görevi teorik bir pratiktir mesela Freud ile Einstein'i yaklaştırıp yorum ile hayal gücü ilişkisini kurmak ve yine Einstein ile Althusser'i yakınlaştırıp bilişsel öznelliği kurmak. Böylece üç akım da birleşecek sosyolojide. Gerçeklik amaçlanır ama Alman sapması (monizm) ve Polonya bükülmesi (düalizm) doğru olanı verecektir demek ki sonunda "gerçek" değil "yıldız" olunur. Polonya sosyolojisinde siz şeytan veya yabancısınız, teknolojiyi kullanırsınız ve bir fethe kalkışırsa sınırları olmaz. Aynı zamanda bilinemezci olan, "Felsefenin Temel ve Başlangıç İlkeleri" kitaplarının yazarı Politzer ile düşünür Alan Watts isimleri bu aşamada bulunur. "Dadaizm" ile Tristan Tzara ve "Kübizm" akımıyla Pablo Picasso ve yine "Pop Art" sanatında Andy Warhol, edebiyatta ise Knut Hamsun ve Franz Kafka isimleri bu evrede ön plana çıkarlar, çirkinin ve nihilizmin sanatları kısacası. Bu aşama her ne kadar evrensel de olsa toplumun çoğunluğuna asla yaranamazsınız. Bauman'ın bir kitabındaki ifadesi aynen şuydu yerli olmak başarılabilecek bir konu değildir zenci bir ırktan geliyorsan ağzınla kuş tutsan başaramazsın yerli olmak demek kan ve kader bağınızın bulunması demektir diyordu. Burada suç apaçıktır her şey açık seçiktir ama bu apaçıklığın asıl anlamını görmek gerekir.


Altıncı Adamlar:

Altıncı aşama genel olarak kuantum fiziği aşamasıdır.

"Erken Dönem" - Martin Heidegger, Stephan Hawking, Schrödinger, Ludwig Wittgenstein, Jack Lacan ve George Lukacs (Macaristan/İspanya): Düşmanı "bombalayan" Macarlar ile "pasifist" duran İspanyol felsefenin yani iki farklı görüşün aşamasıdır. Macarlar Einstein, İspanyollar ise Freud'dan görüş alırlar. İtalyanlar Macarlar için kötü, katil babadır bu aşamada. Macarları Lukacs, İspanolları ise Ursula K. Le Guin temsil eder. Bu aşama Max Planck ile başlayan metafizik bir kuantum gençlik teorisi alanıdır. Bunun yanında meşhur "herşeyin teorisine" ve "çoklu evren teorisine", "zayıf görünümlü kütleler", "big bang"e de adımımızı atmış oluyoruz. Felsefesinde düşünce ve tinsellik daha fazla öne çıkmaktadır. Bu aşama hem olanak olarak, hem de olanaksızlık olarak vardır. Etik olan da önemlidir ve epik/düşünsel olarak statiktir veya İspanya'da dinamiktir. Burası bir kısmi ölüm alanıdır yarı karamsar yarı aydınlıktır. Erken kuantum dönemi olmasının sebebi bu aşamanın homojen birey ve genellemeler üretmesidir estetik ve romantizm ve klasik akım üretmesidir. Bu aşamada Lukacs ve Lacan çok karamsardır ölüm gibi görürler ama olumlu bir ölümdür bu. Var olan bütün ikilikleri (olumlu-olumsuz) iki yüzlü alaycılığın yıktığında ısrar eder. Ya betimleyici dile baş kaldırma (İspanya) ya da Macarlar gibi bombala. Ya merkezde (gerçek) veya çevresel (yanlış) olandır. Birey-evrensel diyalektiğinden kaçınmalı ve yanlış olan bir teoriden vazgeçebilmelisin. İlk defa bilgi önem kazanır. Althusser'in çok kızdığı bir noktaydı burası çünkü o ılımlı olup savaşı reddettiği için hiçbir şeyin teorisinden yanaydı. Bilgi savaş, yıkım demektir. Ama Orwell da Althusser'i, bireyi gözetim toplumunun bekçileri konumuna getirdiği için çok sert eleştirir. Hem Althusser pratiği hem düşünce vardır. Bunu Schrödinger'in düşünce deneyindeki kedi gibi düşünün hem ölü hem diri veya ne ölü ne diri. Parçaların hepsi hem ayrı ayrı olarak hem de birleşik olan şeydir herşeyin teorisi. Ama hep bütünsellik daha önemlidir. Bizde de İoanna Kuçuradi bu kategoriye girer. Ayrıca Ulysses'in yazarı James Joyce, George Orwell ile Andre Gide, Thomas Mann, Jack London, Hemingway ve Stefan Zweig isimleri de bu kategoride dünyayı değiştirirler. Varoluşçu felsefeden J. P. Sartre ve yine Feyerabend, Ernst Bloch, Kojev, Eric Fromm, Walter Benjamin, Theodor W. Adorno, Ranciere, Ayn Rand, Carl Gustav Jung bu aşamanın düşünürüdürler. İkinci adam olan torunu (üvey kardeş), "sarı" olan torunu temsil eder burası. Bu aşamada tarihi oluşturan seçimleri yaparsınız ve bu seçimleri keyfi değil, miras aldığınız koşullar üzerinde yapmanız gerekmektedir. Obama ile Trump dönemleri böyle bir seçim dönemidir kısa bir süre iktidarda kalmışlardır, İtalya sarı torunları sömürdüğü için bu aşama İtalya'nın geçici bir iktidarıdır aynı zamanda.


"Geç Dönem" - Niels Bohr, Heisenberg, Franz Leopold Neumann, Herbert Marcuse, Carl Rogers, Elon Musk ve Kojin Karatani (Çin): Burası ise kuantum mekaniğinin gelişmiş alanıdır. Burada genellemeler/estetik yerine tekil-evrensellik ve aşkınlık geçmiştir. Kuantum fiziğinin anlaşılamıyor oluşu "iyi-kötü", "var-yok" gibi mantıksal kavramları kullanmıyor oluşundandır. Erken dönemden farklı olarak "verili" olan değil, "derinliğin keşfi" vardır burada. Çin yani geç kuantum iki kısımdır. N. Bohr ile Heisenberg/Max Born ikilisi farklı ama aynı değerleri savunurlar. Birincisi içeriden gelen tehdide diğeri dışarıdan gelenlere karşıdır. Aynı zamanda birisi barış diğeri savaş dönemidir. Dışarıdan ham olarak (makro) gelen tehditler Russell, Althusser tarzıdır; olgun olarak içsel (mikro) olan ise buraya yazmadık ama beşinci aşama olan Moğolistan'dan gelen tehditlerdir bu absürt veya mücadeleci bir şeydir buna Foucault'un etkisi diyelim. İçeridekilere Kojin Karatani dışarıdakilere Marcuse karşı durmaktadır. İçerideki "değer/aşkınlık" yaratır, dışsal olan ise "karşıtların" mücadelesinin bilgi "işlevselliğini" kontrol altına alır. Bu aşamada iktidar ne bir sınıfın ayrıcalıklı mülkü ne de bir iktidarın fethedilmesidir. Tam tersi iktidarlar güç kazanarak değil stratejiler kurarak veya sıçramalar yaparak değil aşama aşama ilerler, çoklu iktidar alanında alternatif iktidar yörüngelerinde sürekli konum değiştirerek ama her zaman baskıyla işler. İktidar makine gibi her yerdedir aslında herkes iktidarın bir taşıyıcısıdır el emeğinin önceliğinde olsa bile. Bu son aşamada suçu üzerinize almamanız öğütlenir. Ortada bir suç vardır gerçekten ama bu size ait değildir. (Alfred Adler'in dönemi de olan gizli arı rasyonalizm/anlık kavramı ile birbirine karıştırılır çünkü.) Son kertede suçu üzerinize almayıp tarihin, tarih öncesinden gelen düz akışını değiştirmek gerekir. Güneş batarken son aşamada tekrar doğar ama burada modern fizik gibi yanlışlarınızdan cayamazsınız öngörü yoktur. Fakat oluşan etkiye göre konum değiştirirsiniz yani iki adım ilerlemişseniz etkiye göre sonra bir adım geriye gelirsiniz ve alternatif bir konum alırsınız mücadele içinde, varılan en ileri aşamada muzaffer olunmaz. Amerika ve Asya tipi üretimi de aşacak ve ters-yüz edecek olan "değer" üreten yeni nesil dünya kuruluyor bu yeniyi kurmak işte bu olgun aşaması olan kuantum teorisine kalmıştır. Carl Rogers burada psikoterapi araştırmalarının en önde gelen kurucularından birisi olarak önemlidir. İlk aşamadan altıncı aşamaya kadar kuşaklar boyunca sürer değişim büyük babaanne-dededen erkek toruna dört kuşak devam eder ama değişim işçilere ve kadınlara göre bir durumdur genel olarak. Altıncı boyut, dördüncü kuşakta bizdeki ikincil torun (Macaristan) büyük dedesini yani birinci aşamayı, kurucu aşamayı tekrar eder (devlet iktidarını kurmak olarak) Heidegger gibi böylece merkezi otoriteyi sağlar fakat Çin'de geriye dönmekse sadece yapısal bir durumdur. Kısacası Çin birinci adam olan torunun aşamasıdır.



NOT: Dünyayı değiştirenler kolay kolay unutulmayacak bilimsel sıçramalar yaratmışlar buradaki örneklerden bunu anlayabiliyoruz. 20. yy inanılmaz bir sıçrama yaratmıştır resim, edebiyat, şiir, felsefe, bilim, teknoloji bunların hepsinde de bu düşünürlerin ilk defa dünyaya kazandırdıkları yeni alanlar oldu. Gelecek dünya bu büyük kopmanın türevleri olacaktır muhtemelen. Dünyayı değiştiren bütün düşünürler çok önemlidir aralarındaki bu hiyerarşi kimseyi bir diğerinden zayıf veya kusurlu göstermez elbette. Bugün belki arkalarından rahmet okuduğunuz, sevmediğiniz bu büyük bilim adamları sayesinde internette bu yazıyı paylaşabiliyorum bunu da hatırlatmak istedim. Özellikle kültürel bir sosyal mecrada, internette anlatmak bu yazıyı, beğenilmiştir umarım...
[/color][/color]




Bu ileti en son tiktaalik tarafından 08.10.2020- 16:12 tarihinde, toplamda 44 kez değiştirilmiştir.

Teşekkür edenler:   melnur [07.09.2020- 16:29],

Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   Felsefede,   Kademeler
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS