SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Cumhuriyet konusu ve Marksist tutum...           (gösterim sayısı: 1.299)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 30.10.2020- 04:50


Cumhuriyet ve hatta demokrasi konusunda da eksiklerimiz var gibi geliyor bana. Marks veya Lenin veya bir başka marksistin filanca konuda ne dediğinin anlaşılması için internette kısa bir gezinti yapmak yeterli gelebilir. Örnekse Marks'ın Hindistan konusunda ne söylediği bu kapsamdadır, ya da Lenin'in emperyalizm konusunda söyledikleri... Marksist olmak, Marksist Leninist bir analiz yapıp o analize uygun konumlanmak ve   o konumlanışa uygun davranmak başka bir şeydir. Elbette bilgiye ulaşmak önemli ama analiz yöntemi konusunda bir sıkıntı yaşanıyorsa okunan şeyin bile yorumlanması ve bugüne taşınması pek mümkün olmaz.
Marks'ın Hindistan örneğine devam edeceksek, ''Marks Hindistan konusunda çok doğru bir tutum almadı'' şeklinde bir eleştiriye '' Marks İngilizlerin Hindistan'ı işgaline destek vermesinin nedeni İngiliz işgalini Türklerin işgalinden daha olumlu bulmasıdır'' diye yanıtlamak ve orada durmak, bize, bugüne hiçbir şey söylemez. Verilen yanıt zaten Marks'ın Hindistan yazıları içinde var. Bir ezberci anlayışı yeterli gören veya elinden bu kadar gelen   bir zihniyetin bu yöntemle o yanıtı/yazıyı nette arayıp bulması ve aynen yinelemesi bir şey söylenildiği, bir analiz yapıldığı, ve o günlerden bu günlere Marksist bir şeylerin taşındığı anlamına gelmez.   Anayurt savunması, yurtseverlik, UKKTH ve hatta enternasyonalizm konularında hep bu tür ezberci yaklaşımlarla bu türden hatalar yaptık, yanlış konumlanışlar içinde bulunduk.


Değişmesi, değiştirilmesi gereken bir şey var da, ne?


Cumhuriyet konusuna ve hatta demokrasi konusuna da bu pencereden, bu yanlış yöntem ışığından baktık hep; yanlış bir yöntemin ışığı olur mu o da başka bir sorun.


Önce bilgi. Yazmak veya konuşmak istediğimiz konuda bir düşünceyi ifade edeceksek, öncelikle o konuda olabildiğince   derinlikli bir bilgiye sahip olunmalı. Bu yüzden okunmalı, araştırmalı. Kolaycılıktan, ezbercilikten kaçınmalı. Cumhuriyet için ''hangi sınıf'' sorusunu sorup, içimizdeki önyargıya, önyargı ne söz, düşmanlığa uygun bir tutum alınabilir elbet ama bu tutumun solculukla en ufak bir ilgisi olmaz. Konunun siyasi boyutu ise bir başka sorun.


Uzatmayayım, söylemek istediğim... -Cumhuriyet Bayramı günlerini yaşıyoruz. Cumhuriyetin bayram olarak kutlanacak pek bir şeyleri kalmamış ama bu günlerde cumhuriyetin, özellikle bu coğrafyadaki cumhuriyet devrimimizin önemini kavramadan, cumhuriyetin ne olduğunu, tarihsel anlam ve gelişimini de bilmeden ve özellikle neo-osmanlıcı bir gerici anlayışın basıncı altında butün kazanımlarının ortadan kaldırılma sürecinde o gerici anlayışa destekten başka hiçbir anlama gelmeyecek bir söylem tutturmak sadece bilimsel ve Marksist bir yanlışlığın içinde yer almak değil ve aynı zamanda o gerici süreci harlamaktan başka bir işlevi olabilir mi?


Önyargılarıyla veya yetişme-yetiştirilme şekliyle içinde taşıdığı   gericiliği ve yobazlığı aydınlanma düşmanlığına dönüştürmüş zihniyetlerden söz etmiyorum; o tür zihinlerin sola dönüş yapabilmesinin mümkün olmadığını biliyorum; ama bir şekilde sola sempati duyanların özellikle sözde sol, sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlardan edindiği olası yanlış tutumlardan arınabilmesinin mümkün olabilirliğine ve bunun yolu ve yöntemi üzerinde...-bu kadar uzun bir cümlenin yüklemini bulmak hiç de kolay olmuyor!


Rıfat Okçabol ustamızın SOL'daki yazısını okuduğumda aklıma geldi bunlar. Yazının hemen üstüne giriş anlamında bir şeyler yazayım diye düşünürken, buradaki yazının serüveni bu hale geldi. Usta'nın yazısını sonra eklerim. Şuradan devam edelim. Yazmak elbette önemli. Ama sol içerikli bir yazı yazmayı da o kadar hafife almamak gerekir. Diyalektik bir düşünme yöntemi bir şekilde edinilmemişse bilgiyi kullanmak ve sol bir yorumda bulunabilmek mümkün olmaz. Yapılması gereken iki şey var, birincisi üslup konusu. Yani, bilmediğin bir konuda az önce nette bulduğun bir yazı/yoruma dayanarak kırk yıllık siyasetçi veya akademisyen pozlarında keskin yorumlarda bulunmak kadar sola/marksizme uzak bir ''siyasal tavır'' olamaz. Başkalarını yanıltmaya/aldatmaya dönük böyle bir tavrın gerçekte kendi kendimizin yanıltmaktan başka bir sonucu olmuyor. Bir iki kişiyi kandırıyoruz, belki onları yanımıza çekiyoruz, belki bu yolla egomuzu tatmin etme ihtiyacımızı gideriyoruz, ama işte hepsi bu; bu tür yorumların dışarıdan ne kadar çirkin göründüğü gerçeği de cabası...


Cumhuriyet konusu basit bir örnek. Bilmeden, hiçbir bilgi edinme gereği bile duymadan önyargı ve düşmanlıklarımızı ''sınıfsal'' ezberine dayandırdığımızda sınıfsal veya Marksistçe davranmış olmuyoruz. Herhangi doğru veya ona yakın bir şey de söylemiş olmuyoruz.



Sabahın köründe yazıyorum, gerekli mi gereksiz mi, onu da kestiremiyorum...
Ama böyle düşünüyorum.








Bu ileti en son melnur tarafından 30.10.2020- 04:51 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.11.2020- 09:34


Bir sosyalisti,   sosyalist olmak kaydıyla bir devrimciyi doğrudan biçimleyen ve niteleyen şey onun devrim perspektifidir, devrimin çıkarlarına nasıl yaklaştığıdır. Evet sosyalizm ve kuşkusuz bu olgunun bilimsel olanı siyasal ve ideolojik konumlanış ve tutumunu devrimin çıkarları üzerinden yürütür. Zamanın değiştirici ve başkalaştırıcı etkisi kuşkusuz ideolojik ve siyasi yaklaşımlarda da kendisini gösterebilir. Burada değişmez bir parametrenin varlığı asla göz ardı edilmemelidir ve o da sadece ve sadece devrimin çıkarlarıdır. Yaklaşımın temeline bu kavramı oturttuğumuzda hem geçmişi ve hem bugünü kavrayabilmek mümkün hale gelebilir. Yoksa; ezbercilikten, şabloncu yaklaşımdan ve sonuçta anlamsız, tutarsız bir söylemden kendimizi kurtarmak mümkün olmaz. Hindistan konusunda Marks'ın, Cezayir konusunda Engels'in ve hatta UKKTH konusunda Lenin'in gereksizce konuya girmesini kavrayabilmek ancak bu Marksist tutumu bu Marksist yaklaşımı ve bu Marksist ilkeyi içselleştirebilmekten geçmektedir. Bu değişmez Marksist ilke yoksa, edinilmemiş ve içselleştirilememişse, öyle kolayca ''ben oldum, piştim'' havalarında ahkam kesmek enternasyonalist ve dahi komünist tafraları atmak bir gülünç karikatür olmaktan öteye de geçmez.

Biraz açalım, Marks'ı Hindistan, Engels'i Cezayir ve hatta Lenin'i UKKTH konusuna (belki) gereksizce girdi yapmasını sağlayan şey bu, bir sosyalist devrimcide bulunması gereken değişmez temel ilke devrimin çıkarlarıdır. Marks bu devrimin çıkarları nedeniyle Hindistan konusunda böyle bir yaklaşımda bulunmuştur, kez Engels için de söz konusu olan şey devrimin çıkarlarıdır. Lenin'i UKKTH'ye dahil eden şey de buydu. Doğru olan şey sadece devrimin çıkarlarıdır. Konulara bu şekilde yaklaşma iradesidir. Ne var ki doğru olan bu yöntemle yaklaşmak söylenenlerin peşinen doğru sayılacağı anlamına gelmez. Yanlış yorumdur, zamanın değiştirici etkisine uğramıştır, iklim farklılaşmıştır, vb. Bu yüzden ezberciliği değil devrimin çıkarlarını ve marksist düşünüş yöntemini edinmeyi ve içselleştirmeyi amaçlamalıyız. Konuyu neden sonuç bağlamına yerleştirebilmeli becerisi edinebilmeliyiz. Bu beceri edinmeden sadece ezberlerle ve anlamadığımız, bilince çıkartamadığımız alıntılarla sırf sanal ortam olduğu için üfürmeye çalışmamalıyız. Gerçekten yakışmıyor ve bir kötü karikatür olmaktan da öteye gidemiyor.

Ne yazık ki, böyle!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Başörtüsü, dinsel gericilik ve sosyalist tutum proleter 0 3225 09.10.2013- 12:30
Konu Klasör Hozat: HDP’nin için tarihi bir tutum alacağız denizcan 2 3613 07.10.2015- 17:10
Konu Klasör İki İslamcı aday dayatması ve doğru tutum umut 1 4196 20.06.2014- 11:51
Konu Klasör HDP Grup Başkanvekili Oluç: “CHP’nin tezkerede aldığı tutum, hem iç hem dış politika açısından çok önemli” melnur 0 821 03.11.2021- 06:10
Konu Klasör Yeni bir Cumhuriyet, Sosyalist Cumhuriyet... melnur 11 1939 25.10.2023- 09:03
Etiketler   Cumhuriyet,   konusu,   Marksist,   tutum.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS