SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.03.2021- 05:13


Geçenlerde tutturmuş, ''28-29 Ocak yaklaşıyor sen yine Atatürk'ü korumaya alırsın'' demeler... Önce anlamadım, sonra M.Suphi ve Onbeşler'in katliamından söz etmeye çalıştığını fark ettim. ''Ne o emri vereni buldun sanırım'' dedim. ''Belli değil mi, bilmiyor musun?'' diye soruma soruyla yanıt verdi. Sonra her zamanki gibi içine girdiği dünyanın etkisinde Nazım'ın o ünlü şiirini okumaya başladı. Büyük bir gizemi çözmüş bir edayla okuyordu. Ve bu kez de, Suphilerin katliamının belgesinin Nazım'ın şiirinde geçen bir dize olduğuna inanmıştı. İnanmıştı ve inandırmaya çalışıyordu. Normal bir davranış değildi kuşkusuz. Önceleri de bu şekilde davrandığı oluyordu, ama bu kez hepsini, her şeyi aşmıştı. Bir keresinde TKP'nin burjuva sınırlar içinde siyaset yaptığının kanıtı olarak çalışıp gelmişti. Sözde Cumhuriyet Başsavcısıyla pazarlık edilmiş ve proleter diktatörlüğün terk edilip artık benimsenmeyeceği garantisi verilmiş, Başsavcılık da Komünist kavramının bir siyasal partide kullanılmasına izin vermişti! Böyle söylüyordu Abuk sabuk cümleler. Ezberciliğe alıştığı için neden sonuç ilişkisi, yok. Söylüyor ve geçiyor. Gerçeklikten kopmuş bir zihin. ''Peki nası anladın?' diye sormuş bulundum. Araştırdığını ve tarihi TKP'nin proletarya diktatörlüğünü savunduğunu ''Okuyan TKP''sinin ise tüzüğünde böyle bir madde olmadığını söylemişti. İnanılmazdı, bu zihinsel yapı elbette ciddiye alınmazdı ama sonuçta bu nasıl bir zihindi ve bu kadarı nasıl olabiliyordu?

Burada verilen örnekleri çoğaltmak mümkün. Aslında ezberci zihin, kolayından ezberciliğe alışmış bir zihnin hemen hemen tüm konulara yaklaşımının realiteden uzak bir yaklaşım olacağını söyleyebilmek mümkün Daha doğrusu ezberci zihnin siyasete yaklaşımı ya bütünüyle yanlış bir yorum şeklinde ortaya çıkarken, bu yanlışlığın farkına varılması durumunda bu kez siyasetin ve güncelin görmezlikten gelinmesi sonucunu doğurur. Çünkü ezberci zihniyette analiz etme/çözümleme yapma becerisi ortaya çıkmaz. Ezberci ezberler ve tekrarlar. Ezberci zihin   bir başkasında görüp benimsemedikçe, o güncele girmez, giremez. Sorun zihnin çarpılması nedeniyle daha da karmaşık bir hal alır. O yüzden sürekli dillendiriyorum, ezberci zihin anlayamaz ve anlatamaz.

Ezberciliği, ezberlemekten de ayrı tutmak gerekir. Marksizmin önemli başlıklarının pek çok analiz türü yazılarda yinelenmesi ve bu konulara meraklı sempatizan kitlenin sürekli karşısına çıkması o cümlelerin doğal bir şekilde zihne kazınmasına yol açar. Sempatizan o cümleleri ezberciliğe alışmamışsa, zihnini ezberciliğe yatırmamışsa bir şekilde içselleştirir, içselleştirerek ''müktesebat'' haline getirir, getirmelidir. Ve ancak bu yolla bir siyaset etme, bir analiz yapabilme yöntemi oluşturabilir. Önemli ve gerekli olan da budur. Bir de samimiyet, içtenlik, en azından yoldaşlarına yalan söylememe ve ikiyüzlü davranmama gibi insani nitelikler geliştirmişse saygı duyulacak bir solcu tipolojisinin ortaya çıkmaması için hiç bir neden olamaz, dye düşünüyorum.

Tabi burada ezberciliğin bir kolaycılık olduğunu söyleyelim. Marksizmin bir ansiklopedi olmadığını, herhangi bir konuda veya güncel bir sorunda Marksist tezlerde birebir karşılık aranmasının yanlışlığını da ekleyelim. Marksizm ve hatta Leninizme bu şekilde yaklaşmamak gerek. Lenin bunu dedi, Marks bunu dedi, bir analiz etme anlayışı değildir. Dahası Marksizm özellikle siyaset ve devlet konularında tamamlanmış bir model de değildir. Yani Marks ve Engels'te ve hatta Lenin'de karşımıza çıkan cümleler Marksistler için ne kadar önemli olursa olsun, güncelin yorumlanmasında tek başlarına bir referans cümleleri olamazlar. Mutlaka tamamlanmaya, mutlaka Marksizmin devrimci özüne uygun bir analize gereksinim gösterirler. Öyle olmadığı, çoğunlukla ve sözde sol, sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlarda ezbercilik ve benzeri bir anlama yöntemi hakim olduğunda işte üstte koyulaştırdığım yaklaşımlar ve benzerleri ortaya çıkmaktadır. Ve daha kötüsü, artık o cümleleri kurabilen bir zihnin bir daha toparlanabilme şansı da kalmamaktadır.

Bu yüzden...
ezberciliğin,
ezbercilik gibi bir kolaycılığın
yanlışa sürüklenmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Tekrarlamakta yarar var, bu yöntemle ne anlayabilir ve ne de anlatabiliriz.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bu nasıl bir zihin yapısı, nasıl bir ruh halidir böyle... melnur 1 2444 13.05.2020- 13:17
Konu Klasör Biz bu hale nasıl geldik, nasıl kurtulacağız? melnur 3 2544 18.01.2020- 09:43
Konu Klasör Nasıl bir sol siyaset? melnur 2 1866 19.12.2020- 07:59
Konu Klasör Sol, sosyalist bir siyaset de, nasıl? melnur 5 3346 28.03.2023- 03:32
Konu Klasör SOL Cumhuriyet'e nasıl bakmalı? melnur 4 3274 27.11.2019- 10:49
Etiketler   Ezberciliğin,   acınası,   komikliği.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS