SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
''Yeni Anayasa'' ve ''Ay'a Seyahat''...           (gösterim sayısı: 1.621)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 13.02.2021- 07:13


Anlaşıldı, Cumhurbaşkanımız ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan görünen o ki,   en geç 2023'de gerçekleşecek genel seçimin çalışmasının startını başlattı. Kendisine göre iki tane de güzelce pişirilmiş ve ilgilenenlere sunulmuş havuç olacak. Biri bu ''yeni anayasa'' konusu, diğeri de ''Ay'a seyahat''...Araya bir de Kanal İstanbul'u sıkıştırdığında herhalde bu kadim millet de gerekeni yapacak ve onu tekrar iktidarın başında tutuverecek. Hep öyle olmadı mı? Her seçim döneminde ''yeni'' bir vaatle ortaya çıkılmadı mı? Dört-beş yıl önce ''2017'de yerli otomobilimiz yollarda'' olacaktı. Olmadı, hala arada bir terennüm ediliyor. Sonra ''2019'da yerli uçağımız göklerde'' idi. O da olmadı. Ama işe yaradı; öyle böyle değil, tekrar tekrar iktidar oldular. Şimdi ise anketlerin gösterdiği fecaati aşabilmenin bir değil bin türlü yolu olmalı, denenmeli. Yoksa iktidar gidiyor. İstanbul Ankara kaybedildi, ne yolsuzluklar ve ne de akçeli yolluklar ortaya çıktı. Bunun üstüne bir de merkezi iktidar giderse...Allah göstermesin!

Evet, iktidarda kalabilmenin yolu artık hem siyaseti meşgul edecek gibi görünen ve aslında içinde bir değil birkaç çapanoğlu bulunan bir konuyu gündeme taşımak, yani anayasa konusunu tartışmaya açmak gerekiyordu ve hem de her seçim döneminde gerçekleşmeyecek de olsa, Cumhurbaşkanımız ve dahi AKP'li yöneticilerimizin ne kadar vizyon sahibi olduğunu gösterecek olan ''Ay'a seyahat'' hedefini/programını ortaya koymak gerekiyordu. Sırada seçim sistemiyle oynamak, sistemi AKPve MHP ittifakına yarayacak bir şekilde düzenlemek de gelecektir. Kuşkusuz başka başka müjdeleri de olacaktır. Kolay deil, iktidarın kaybedilme telaşı var ortada!

Kimilerinin ''anayasa sayılmamalı bir tür sözleşme'' dediği 21 anayasasını örnek almak da yapılmak istenen şeyin ne olduğunu hemencecik ortaya çıkartıyor. Bunlardan ilki bence laiklik konusunun gündem dışı haline getirilmesi ve mümkün mertebe anayasa dışı bırakmak. Kimi imamların da bu konudaki açıklamaları basına yansıyor. Kimi AKP'li vekiller de yeni bir devlet kurulmalı diyebiliyor. Eminim laiklik konusu üzerinden bir tartışma başlatılacaktır. Bir dönem ''laikçilik'' veya ''laikçi teyze'' şamatalarını hatırlayın; ne çok kişi yutmuştu bu tongayı; şimdi de neden olmasın?

21 Anayasası'nın bir önemli özelliği de özerkliğe meydan vermesi. Ortada devlet de millet de yokken hazırlanmış bu anayasa ile AKPileri gelenleri Kürt hareketine ses yöneltmeyi ve hatta şirin görünmeyi amaçlıyor da olabilirler. Bence öyle. Özerkliğin Kürt ulusalcılığı için reddedilemeyecek bir hamle olmadığını kim söyleyebilir. Konu biraz daha ısınsın, muhalefet bu konularda yine ''ne şiş ne kebab yansın'' siyaseti izlerse AKP'nin sesinin daha gür bir şekilde çıkacağından hiç kuşkum yok.

Bu konuda bir başlığımız bulunması gerekli, bu günden sonra çok daha fazla gündemde tutulacak konular bunlar, üzerine daha çok yorumlar yapılır, değerlendirmelerde bulunulur. Bir de şu ''Ay'a Seyahat'' konusu var. Önce eleştiren yazıları görmüştüm. Espri, şaka, dalga geçme sandım önce; sonra AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın ciddi ciddi böyle bir cümle kurduğunu örendim. Uzaya çıkacak Ay'a gidecek mişiz! İnsan inanamıyor, bunları yiyecek, yutacak bir toplumsal kesim mi var? Evet, öyle. Ne demişti, istifa eden damat bakan ''uzaya çift şeritli yol yaptığımızı söylesek inanırlar''. Böyle miydi, yoksa bugünlerin geleceğini tahmin edip uzay değil de ay göndermesinde mi bulunmuştu? Neyse, sanırım yeri geldiğinde böyle bir cümle de kurulacaktır; inanan çok olduktan sonra ağızları mı yorulacak, söyle gitsin!

AKP'nin amacı da o amacı gerçekleştirmenin yolu da belli. Ekonomi, işsizlik, hayat pahalılığı konuşulsun istenmiyor Her zaman yaptığı gibi bir kulvar döşüyor ve rakiplerini o kulvarda karşılamak istiyor. Amaç öncelikle bu. Peki bu strateji başarıya ulaşabilir mi?

Aydemir Güler SOL'daki yazısında bu konuda şunları söylüyor: ''Laikliği yıktınız, yerine şeriat devleti yazamayacaksınız. Yazsanız da kuramazsınız. Sosyal devleti dağıttınız, yurttaşlar yerine kullar diye mi yazacaksınız? Bu halkı tebaaya dönüştüremezsiniz ki. Hukuk işlemiyor, peki “keyfimin yönetimi” diye bir anayasa hükmü tanımlayabilecek misiniz? Türkiye öyle bir toprak olsaydı belki... Bunların yanına kendini korumaya öncelik veren bir bağımsızlık kavrayışını da ekleyin. Bu da geride kaldı. Ama yerine cihat yazmak mümkün olmayacak, çünkü barış, gücünü, bizim coğrafyamızda halkımızın biricik varoluş tarzı olmasından alır. Özetle AKP’nin dertli olduğu hükümler yoksa Türkiye de yok. Türkiye nesnelliği bu hükümlerin ilgasına izin vermez.''

Dediğim gibi bu konuda çok yorumlarda bulunacağız.   İlk başta AKP'nin kafasının içinden geçen bir devlet ve yaşam şeklinin Türkiye nesnelliği tarafından reddedileceğini söyleyebilmek mümkündür. Bünye kaldırmaz, içimize sinmez; iyi de de sağlı sollu liberallerin desteği de olsa AKP'nin bir devlet partisi olacağını o günlerde söylense kim inanırdı? Mümkün oldu. Bünyenin normalde kaldıramayacağı varsayılan pek çok değişiklik gerçekleşti ve alıştık, alıştırıldık. Öyle kestirip atma zamanı değil. Hamasettten de uzaklaşılmalı, bu konularda suyu bulandıracak söylemlerden de kaçınmalı.

AKP'nin kurduğu son ''oyun'' bu; ya da üstesinden geldiğinde yeni bir dönemin başlangıcı.
Hiç kimsenin hata yapma lüksü de olmamalı; hiç kimsenin.








Bu ileti en son melnur tarafından 13.02.2021- 07:34 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.02.2021- 06:13


Birbiriyle ilişkili iki önemli gündemimiz var artık, birbirlerinden farklı olmayan birbirlerini besleyen iki başlık; biri bu 21.yüzyıl Anayasa'sıysa diğeri de ''Ay'a yolculuk''. Evet, şaka gibi, Erdoğan ülkeyi getirdiği noktada ''hadi Anayasa yapalım, ülkeyi daha demokratik hale getirelim'' diyerek yine seçim öncesi bir havuç çıkarıyor ve öte yandan da içinde bulunduğumuz ''ahval''i bir kenara bırakıp ülke insanına yeni hedef gösteriyor. Kaç kez yaptı bunu ve yine yapıyor, yine yapmaya çalışıyor.

Artık şu sol hamaseti de bir kenara bırakmalı. ''Yapamazlar, edemezler, cesaret gösteremezler'' dediğimiz her şeyi yaptılar, ettiler. ''Şaka gibi, tam bir mizah konusu'' dediğimiz pek çok şeyi hayata geçirdiler. Evet, kimin aklına gelirdi AKP'nin bir devlet partisine dönüşeceği ve hemen her konuda Diyanet'in bir fetva makamı haline geleceği. Ne yaparlarsa yapsınlar MHP ile birlikte yüzde 40'ın altına düşmeyen bir oy potansiyelinin ülkeyi her türlü maceraya sürükleyebileceği kaygısı ciddiye alınmalıdır. Hem anayasa ve hem de ay'a yolculuk konuları bir mizah unsuru gibi görünse de Türkiye solu bu konularda gereken duyarlığı gösterebilmeli, sol hamaseti de bir kenara bırakmalıdır. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan hepimizin sandığından daha zeki. daha problem çözücü, kartları kendisine oyun kazandıracak bir şekilde taramasını biliyor ve bu konuda çok deneyimli. Bu iki farklı gibi görünen hamleler hiç kuşku yok iktidarı kaybetmeme uruna yapılıyor ama ne anayasa ve ne de aya seyahat konusu, sadece anayasa ve aya yolculuk gibi de algılanmamalı. Siyasette bu kadar mizah bir hayli fazla değil mi? Bir çapanoğlu yok mudur bu hamlelerin altında? Bilmiyorum. SOLportal'da Mehmet Kuzulugil'in yine aynı sitede Ogün Eratalay'ın yazısına göndermede bulunarak değindiği ''balistik füze programı'' dahil pek çok şeyin olabilirliği ciddiye alınmalıdır artık. Bu seçim bir başka anlama sahip. Erdoğan seçim kazanmak ve iktidarda kalmak uğruna için her türlü manevrayı yapmayı deneyebilecek kadar gözü kara bir lider. Bu seçimin kendisinin son şansı olabileceğini de kuvvetle hissediyor.

Gülüp geçilecek bir konu değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.02.2021- 01:23


Uzay programı ve iktidar stratejileri - Metin Çulhaoğlu


“Milli Uzay Programı” müjdesinin ardından, siyasetin güncel akışına ilişkin analizlerin bir noktadan sonra anlamsızlaşabileceğini söylemiştik…

Bu kaygımız ciddidir.

Ancak böyle de olsa, olup biteni anlamlandırma dürtüsü insanın içine düşen bir kurt gibidir. Sizi kemirdikçe kemirir ve sonunda en absürt durumlara bile bir açıklama getirme, bu durumları belirli bir “mantığa” oturtma uğraşına sürükler.

Bu yazıda böyle bir uğraşın ulaştığı sonuçları okuyacaksınız. Belki fazla “kurgusal” bulacaksınız; “Canım, bu dediğin şeyleri düşünmüş, hesaplamış olamazlar” diyeceksiniz… Haklı da olabilirsiniz; ama biz her şeye rağmen denemeye değer buluyoruz.

***

İpucu, Erdoğan’ın “Biz gözümüzü uzaya diktik, asıl gündemimiz bu” sözündedir. Gözlerin dikildiği “asıl gündemin” hemen ardından dile getirilen konu ise herkesin katılmaya davet edildiği “yeni anayasa” sürecidir. Demek ki yeni anayasa, “asıl gündem” olan uzay yolu maceralarından sonra gelen bir başlıktır.

“İpucu” dedik, buradan hareketle kimi çıkarımlarda bulunmak mümkündür.

Bizce rejim, Erdoğan’ın liderliğinde iki yönlü ve iki hedefli bir strateji izlemektedir. Bunlardan “yeni anayasa” gündemi, ülkedeki siyasal partilere yönelik olup kendi iktidarını sağlama alma, imaj yenileme, yeni müttefik kazanma, başka siyasal ortamlara geçiş gibi doğrudan siyasetle ilgili “dünyevi” ve “modernist” temalara dayanmaktadır.

“Milli Uzay Programı” ise doğrudan doğruya halka yöneliktir. Siyasetle ilişkisi “kitle psikolojisi” dolayımlıdır. Rejim ve lideri Erdoğan, günümüz Türkiye’sinde sürekli dış mekan atıflarının halkın önemlice bir kesimini büyülediğini bilmektedir. Dış mekan atıfları, insanlarda, bilfiil içinde oldukları mekanların çok ötesindeki mekanların da “efendisi” oldukları, en azından buralarda bir şekilde kendi sözlerinin de geçtiği sanrısını beslemektedir.

Ege, Doğu Akdeniz, Suriye, Kuzey Irak, Libya, kimi Afrika ülkeleri, Azerbaycan, vb. derken sonunda uzay ve ay…

İnsanların, kendilerine hiçbir şey getirmeyecek Kanal-İstanbul, üzerinden belki de hiç geçmeyecekleri köprüler, hiç kullanmayacakları büyük havaalanları, faturalara hiç yansımayacak doğal gaz “keşifleri” ve nihayet uzay yolu programlarıyla mest olmaları, mekânsal çeşitlilik bombardımanının gerçek zamanı ve yaşamı unutturucu etkisi açısından post-modern durumların bir tür cilvesi sayılmalıdır.

***

İki yönlü strateji demiştik; hangisi daha etkili olabilir?

Eğer mesele AKP’nin kimi partileri yanına çekmesi ve kendine bir çıkış yolu bulması ise bunlardan daha “modernist” olanının, yani yeni anayasa hikayesinin daha etkili olacağı kesindir. Milli Uzay Programının ise AKP’nin halihazırdaki oy tabanını koruma dışında ciddi bir etkisi olacağını sanmıyoruz. Ancak, gene de dikkat: Yeni anayasanın nasıl olması gerektiğiyle ilgilenmesi pek beklenmese bile “Artık uzaya gidiyoruz” mutluluğuyla partisine daha bir bağlanacak olan yaklaşık yüzde 35’lik bir seçmen kitlesinden söz ediyoruz.

***

Dediğimiz gibi bu yazıda dile getirilen yaklaşım orasından burasından eleştirilebilir; ama lütfen kimse kalkıp “Halk artık uyandı, kimin ne olduğunu anladı; öyle uzay-ay hikayeleriyle uyutulması artık mümkün değil” gibi şeyler söylemesin.

Yarın olabilir; ama bugün için söylemesin…

https://ilerihaber.org/yazar/uzay-programi-ve-iktidar-stratejileri-122925.html



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.02.2021- 09:25


Öteden beri AKP devletleşmişse, tek adam devletine dönmüşse sadece kendi çabalarıyla olmadığı, sağlı sollu liberaller dahil, düzen muhalefetin de kısmi destekleriyle bunu başardığını söyleyip durmuştuk. Muhalefetin durumunda değişen bir şey yok. Özellikle yeni Anayasa konusunda muhalefet yine ve yeniden ''yapıcı'' olmaya ve ''sorumlu'' davranmaya devam ediyor! ''İlk dört madde dışında varız'' diyorlar, anayasa değişikliğinin kapısını açtıklarının farkında değiller. Tıpkı Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlıkların kaldırılması konusundaki tutumu gibi. Kılıçdaroğlu öyle de CHP ileri gelenlerinin durumu çok mu farklı? Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı ortaya bir anayasa değişikliği konusunu attı, bunların işi gücü sanki ''yapıcı ve sorumlu muhalefet nasıl olurmuş'' gibi bir siyasi tutum almak! AKP MHP ile birlikte de olsa hala yüzde 40'ları geçiyorsa bunun en öncelikli nedeni bizim anlı şanlı muhalefetimizin bu ''yapıcı ve sorumlu muhalefet'' anlayışı   değil mi?

''AKP laikliği ortadan kaldırdı, AKP Cumhuriyet kazanımlarını ortadan kaldırarak yeni bir rejjm kurdu. AKP kurduğu bu yeni rejime uygun bir anayasa hazırlığı içinde'' diyeceksiniz, yakınacaksınız ve sonra bu söyleme uygun bir pratiğe karşı köktenci bir reddediş tavrını benimseyeceğinize hala ve hala, yaşananlardan hiç de ders çıkarmamacasına her hamlesine bir şekilde destek vereceksiniz! Gerçekten anlaşılmaz bir şey! Hadi Kılıçdaroğlu siyaseti bilmiyor, ülke ''yangın yeri'' aşamasını çoktan geçmiş, yanmış kül olmuş durumda o hala sevgi pıtırcığı gibi davranmayı yapıcı muhaliflik falan sanıyor da, yıllarını CHP içinde geçirmiş pek çok yönetici arkadaşlarımız da bu siyasi tavrın AKP ve Erdoğan'ı güçlendirmek ve dolaylı yoldan da olsa destek vermek anlamına geldiğini anlatmaz? Yanlış üzerine yanlış! Cumhuriyeti ve hatta devleti kuran partinin cumhuriyeti parantez olarak gören ve artık bu parantezi kapatmaya çalışan bir anlayışı desteklemek gibi bir pozisyona sürüklenmesi ne kadar trajik!

İlk dört madde dışındaki ''yapıcı'' Anayasa değişikliği için masaya oturulduğunda gündemi AKP'nin istediği şekilde belirlemiş olmayacaksınız ve aynı zamanda sürecin AKP'nin amaçladığı bir biçime dönüşmesinin de önünü açacaksınız! Bu masanın etrafına oturulduğunda kartların yeniden karılacağı ve kimin hangi tarafta yer alabileceğini kestirebilmek mümkün olabilir mi? Özerklik konusu olsun, laiklik yerine ''demokratik laiklik'' veya ''inançlara saygılı laiklik''konusu olsun cumhur ittifakına yeni desteklerin ortaya çıkması anlamına gelmez mi? AKP'nin amacı da bu değil mi zaten?

Anayasa değişikliği konusu şartsız şurtsuz reddedilmeli. AKP'nin bilinen amacı halka anlatılabilmeli ve düzen muhalefetinin olsun, düzen dışı muhalefetin olsun öncelikli amacının da AKP'yi sandıkta yenilgiye uğratmak ve iktidardan etmek olmalı. Nasıl yapılır, ne yapılır, hangi siyasi stratejiler savunulur ayrı, ama AKP iktidarını   sonlandırmayı hedeflemeyi merkeze alan bir siyaset benimsememek, evet, AKP'nin değirmenine su taşımak anlamına gelecektir.

Umarım bu süreçte, hatta bu kritik eşikte   düzen muhalefeti de sosyalistler de bir hata yapmaz.




Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hasan Karataş'tan ''Yine Yeni Anayasa''... melnur 6 4128 15.11.2016- 18:11
Konu Klasör Erdoğan neden yeni Anayasa diye tutturuyor? umut 1 3902 03.02.2016- 12:52
Konu Klasör Apollo projesi, Aya seyahat... melnur 1 54 04.03.2024- 08:07
Konu Klasör Anayasa'ya hayır! melnur 2 3902 18.01.2017- 10:11
Konu Klasör AKP ile demokratik anayasa yapılamaz! ayhan 0 3006 26.12.2015- 01:08
Etiketler   Yeni,   Anayasa,   Seyahat.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS