SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Yeni bir Cumhuriyet, Sosyalist Cumhuriyet...           (gösterim sayısı: 1.941)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 29.10.2021- 20:06



Resim Ekleme
Cumhuriyetimizin 98. yılı tüm ülkede coşkuyla kutlanıyor. Halk tv.yi izliyorum. Türkiye'nin hemen her noktasında büyük bir coşku ve heyecan var. Öncelikle bu coğrafyaya Cumhuriyeti taşıyan, Cumhuriyeti kuran   başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz. Bu topraklarda temelleri atılan Cumhuriyetin ilerici, devrimci aşısı tuttuğunun altını çizmeliyiz. Ne yapılırsa yapılsın, cumhuriyetin kazanımlarını ortadan kaldırmak için nasıl bir gerici irade gösterilirse gösterilsin yurdum insanının içindeki   cumhuriyet ateşini söndürmek mümkün olmayacaktır.

Cumhuriyeti kuran kadroların bu coğrafyaya tarihsel bir sıçrama yaşatması, cumhuriyetin   ümmet toplumundan bir yurttaşlar toplumu yaratması, cumhuriyet kazanımlarıyla laikliğin, yani anlama ve kavrama referansının göklerden yeryüzüne taşınması, kadın ve erkek eşitliği, bir tarihsel dönüşümdü. Bugün gerçekleştirilen onca gerici müdahaleye rağmen Türkiye halkları cumhuriyet coşku ve heyecanını yaşıyorsa, ülkenin dört bir yanında çağdaşlıktan asla vazgeçmeyeceğini dillendiriyorsa bu topraklarda daha güzel günlere yönelik bir umudun hiç sönümlenmeyeceği anlamındadır. Bu yüzden her 29 Ekim'de ''Yaşasın Cumhuriyet'' diyor, coşkularla, heyecanlarla ve sevgi ve umutla cumhuriteti kutlamayı sürdürüyor, cumhuriyeti kuran kadrolara başta M.K. Atatürk olmak üzere saygı ve sevgilerimizi yolluyoruz.

Ne var ki, akıldan çıkarılmaması gereken bir gerçek daha var. Cumhuriyetin yeniden kurulabilmesinin yolu hiç kuşku yok sermaye sınıfı eliyle olmayacaktır. Cumhuriyetin yaşatılabilmesi, sürdürülebilmesi ve geliştirilebilmesinin yolu onu sosyalizme bütünleştirmekten geçmektedir. Bir ezber değil, içi boş bir slogan da değil, cumhuriyetin içini boşaltan kadroların elinde cumhuriyetin yeniden tarihsel önemine kavuşması beklenmemelidir. Daha somut konuşmak gerekiyorsa Cumhuriyet kazanımlarının ortadan kaldırılmasında son noktayı koyan Saray Rejimi'nin önüne set çekmek, siyasi iktidardan düşürmek hiç kuşkusuz çok şeydir. Altını çizmekte yarar var, evet, önemlidir, çok önemlidir çok şeydir ama her şey değildir. Burjuvazinin öncülüğünde Cumhuriyeti sürekli yaşanabilir ve sürdürülebilir kılabilmenin yolu yordamı yoktur ve işte bu yüzden yineliyoruz.

Yaşasın Cumhuriyet.
Yaşasın Sosyalizm.
Yaşasın Sosyalist Cumhuriyet.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.10.2021- 20:10


TKP'den 29 Ekim açıklaması: Bugün Cumhuriyet sosyalizmdir, yaşasın Cumhuriyet!

TKP 29 Ekim açıklamasında, 'Cumhuriyet bağımsızlık, aydınlanma, eşitlik ve özgürlüktür. Bugün Cumhuriyet sosyalizmdir. Yaşasın Cumhuriyet! Eşit ve özgür Türkiye için TKP’ye gönülü olun' dedi.

Resim Ekleme

Türkiye Komünist Partisi, 29 Ekim dolayısıyla bir açıklama yayımladı.

"Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!" başlıklı açıklamada, Bu sömürü düzeni bize kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadı. Bugün emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var. Cumhuriyet bağımsızlık, aydınlanma, eşitlik ve özgürlüktür. Bugün Cumhuriyet sosyalizmdir. Yaşasın Cumhuriyet!" ifadesini kullandı.

Açıklamanın tam metni şöyle:

Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!
Cumhuriyet, dünyanın her yerinde halkların eşitlik ve özgürlük özleminin somut karşılığı oldu. Çürümüş monarşilere, sömürgeciliğe, yabancıların işgaline karşı halkın gönenç ve barış içerisinde yaşayabileceği bir ülke için… Özünde, halkın yönetime katıldığı ve eşit yurttaşlığın sağlandığı özgür bir ülke fikri yatıyordu.

Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşu, emperyalist işgale ve işgalcilerle işbirliği yapan Osmanlı sarayına karşı başlayan mücadelenin bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve halkçı fikirlerle buluşmasıyla 98 yıl önce bugün gerçekleşti.

Saltanat rejimini ortadan kaldıran, halkı teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlık için önemli adımlar atan Cumhuriyet büyük bir tarihsel ilerlemeydi.

Patron sınıfı daha ilk günden bu ilerlemenin altını oymaya başlamıştı.

Bugün üzerine konuşabileceğimiz bir Cumhuriyetimiz yok. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sermaye sınıfı, Cumhuriyet’i kendi çıkarları açısından bir tehdit ve yük olarak görüyor. Cumhuriyetin kurucu değerleriyle kavgalılar. Emperyalist ülkelerle işbirliği yapmayı, emek sömürüsünü derinleştirmeyi, toplumun çıkarlarını gözeten tüm kamusal hizmetleri birer kâr aracına dönüştürmeyi, dinselleşme yoluyla toplumu gericileştirmeyi ve laikliği tasfiye etmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar.

AKP Cumhuriyet düşmanı bir partidir. Patronların AKP sevgisinin önemli bir nedeni de budur. Cumhuriyetin üzerinde yükseldiği tüm değerlerle birlikte tasfiyesi AKP döneminde gerçekleşse de, bu tasfiyenin yolu onu önceleyen siyasi iktidarlar tarafından döşendi. Her biri sadık birer sermaye temsilcisi olarak halkın elindekine el koymak ve patronları zengin etmek için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Cumhuriyeti yıkan tam olarak bu halk düşmanlığıdır.

Cumhuriyet yıkıldı; çünkü sömürünün olduğu yerde Cumhuriyet ayakta kalamaz. Sermaye egemenliğinden kurtulamayan bir Cumhuriyet yıkılmaya mahkumdur.

İnsanın insanı sömürdüğü yerde eşitlikten bahsedilemez.

Eşitlik yoksa yurttaşlık yoktur.

İnsanın insanı sömürdüğü bir düzende laiklik korunamaz.

Küçük bir azınlığın çıkarları için emperyalist ülkelerle işbirliği yapılan bir ülkede bağımsızlıktan söz edilemez.

Ülke kaynaklarının patronlar tarafından talan edildiği, insanların temel ihtiyaçlarının piyasa koşullarında patronların kâr kapısı hâline getirildiği, küçük bir azınlığın lüks içerisinde yaşadığı, milyonlarca emekçinin yoksulluğa terk edildiği bir yerde özgürlükten bahsedilemez.

Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram doğrudan emekçilerin çıkarlarını ifade etmektedir.

Bu sömürü düzeni bize kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadı. Bugün emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var.

Cumhuriyet bağımsızlık, aydınlanma, eşitlik ve özgürlüktür.

Bugün Cumhuriyet sosyalizmdir.

Yaşasın Cumhuriyet!

Eşit ve özgür Türkiye için TKP’ye gönülü olun...


https://haber.sol.org.tr/haber/tkpden-29-ekim-aciklamasi-bugun-cumhuriyet-sosyalizmdir-yasasin-cumhuriyet-317097



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.10.2021- 20:13


TİP'ten 29 Ekim açıklaması: 'Emeğin cumhuriyetini kuracağız'

Türkiye İşçi Partisi, 29 Ekim dolayısıyla internet sitesi üzerinden basın açıklaması yayınladı. Açıklamada "Cumhuriyeti esaretten kurtaracak ve onu emekçilerin ellerinde yeniden var edeceğiz" denildi.

Resim Ekleme

Türkiye İşçi Partisi (TİP) 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla basın açıklaması yayınladı.

TİP'in internet sitesi üzerinden "Esaret değil, cumhuriyet" başlığıyla yayınlanan açıklamada "Özgürce, barış içinde yaşayacağımız ülkeyi, emeğin cumhuriyetini, Sosyalist Türkiye’yi mutlaka kuracağız" ifadeleri kullanıldı.

AKP/Saray Rejimi'nin cumhuriyet değerlerini bir bir yok ettiği belirtilen açıklamada "Laiklik yoksa, adalet yoksa, emeğin hakları yoksa, kadınların ve gençlerin güven içinde yaşadığı, emekçilerin alın terinin karşılığını aldığı bir ülke yoksa, Cumhuriyet de yoktur" denildi.

"Günümüz, esarete karşı yeniden, yeni bir Cumhuriyet için mücadelenin günüdür" denilen açıklamanın tamamı şu şekilde:

ESARET DEĞİL, CUMHURİYET!

Emeğin Cumhuriyetini Kuracağız.

Ülkemizde saltanat ve hilafetin egemenliğinin sona erişini simgeleyen Cumhuriyet, 98 yaşında. Ancak 98 yılın sonunda, gerici, piyasacı, halk düşmanı politikalar nedeniyle, emperyalizmle işbirliği yapan sermaye temsilcileri eliyle Cumhuriyet artık bugün yıkılmıştır!

Bugün ülkemizde bir Cumhuriyet’ten söz etmenin imkanı yoktur.

Laiklik yoksa, adalet yoksa, emeğin hakları yoksa, kadınların ve gençlerin güven içinde yaşadığı, emekçilerin alın terinin karşılığını aldığı bir ülke yoksa, Cumhuriyet de yoktur.

Emperyalizmle, gericilikle, piyasacılıkla Cumhuriyet’in yan yana gelemeyeceği açıkça ortaya çıkmıştır.

Tüm baskılara rağmen emperyalizme, gericiliğe ve piyasacılığa teslim olmayan, bağımsızlığı, ilericiliği, kamuculuğu, laikliği ve adaleti temsil eden bir Cumhuriyet’i arayan milyonlarca yurttaşımızın varlığı da ortadadır.

Esarete karşı ayaklanan Türkiye halklarının elleriyle var edilmiş olan Cumhuriyet, bugün bir kez daha emekçilerin mücadelesinde yerini alıyor. Günümüz, esarete karşı yeniden, yeni bir Cumhuriyet için mücadelenin günüdür.

Ülke yönetiminin tek adama devredilmesine, halkın iradesinin Saray’da alınan kararlarla yok sayılmasına karşı, emekçiler, kadınlar ve gençler, yani bizler, halkın iradesine dayanan, emekçinin alın teriyle kurulan gerçek bir Cumhuriyet’te inat ediyoruz.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor, Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal Atatürk, mücadele arkadaşları ve emekçi halklarımızı saygıyla anıyor ve bir kez daha ilan ediyoruz:

Cumhuriyeti esaretten kurtaracak ve onu emekçilerin ellerinde yeniden var edeceğiz.

Özgürce, barış içinde yaşayacağımız ülkeyi, emeğin cumhuriyetini, Sosyalist Türkiye’yi mutlaka kuracağız.


Türkiye İşçi Partisi

https://ilerihaber.org/icerik/tipten-29-ekim-aciklamasi-emegin-cumhuriyetini-kuracagiz-132218.html



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.10.2021- 20:20


Komünistlerden 29 Ekim açıklaması

"Yeni bir cumhuriyet emekçilerin sırtında yükselecektir"

Resim Ekleme

Türkiye Komünist Hareketi(TKH) yaptığı 29 Ekim açıklamasında emekçi halka “YENİ BİR CUMHURİYET” sloganıyla seslendi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

1923 yılında kurulan Cumhuriyet’i sermaye ve gericilik el ele vererek yıkmıştır. Bugün Padişahlığın yerine kurulan Cumhuriyet’in yerinde yeni bir saltanat rejimi, gericiliğin ortadan kaldırıldığı Cumhuriyet’in yerine yeni bir istibdat rejimi, emperyalizme karşı kurulan Cumhuriyet’in yerinde emperyalizm işbirlikçisi güçlerin talan ettiği bir ülke vardır.

Ancak bu durumdan kurtulmak mümkündür

Ülkemiz, işbirlikçilerin, yobazların, emperyalistlerin ve para babalarının değil emekçilerin

ülkesi olacaktır. Kurulacak yeni Cumhuriyet emekçilerin omuzlarında yükselecektir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi bağımsız, laik, adil, eşit ve özgür bir Türkiye’nin kurulması mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, sömürüye karşı eşitlik mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, yobazlara karşı laiklik mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, tek adam diktatörlüğüne karşı halkın kendi kendini yönetme mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada halkların kardeşliği ve barış mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, yoksulluğa, işsizliğe ve geleceksizliğe karşı insanca yaşam mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, Türk ve Kürt emekçilerinin kardeşlik mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, ülkemizin topyekûn kurtuluş mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET mücadelesi, SOSYALİST TÜRKİYE mücadelesidir!

YENİ BİR CUMHURİYET, ülkemizin ilerici, yurtsever, cumhuriyetçi ve emekçi halkının kendi kaderini eline almasıyla mümkündür. Ülkemizi gericiliğin karanlığından çıkaracak, emperyalizmin boyunduruğundan ve sermayenin diktatörlüğünden kurtaracak tek güç emekçilerin örgütlü gücüdür.

Bugün halkın örgütlü gücü dışında bu gidişe dur diyecek başka bir güç yoktur.

Gelin yeni bir yaşam ve yeni bir ülke için hep birlikte mücadelemizi birlikte büyütelim. İnsanca bir yaşamı ve eşitlikçi bir düzeni kuralım.

Türkiye Komünist Hareketi

https://gazetemanifesto.com/2021/komunistlerden-29-ekim-aciklamasi-470969/



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 31.10.2021- 09:30


Cumhuriyet dönemini soldan okumak- Yakup   KEPENEK

"Türkiye solunun yeniden etkinlik kazanmasının vazgeçilmez bir boyutunun Cumhuriyet döneminin kazanımları olduğu gerçeği unutulmamalıdır."

Resim Ekleme

Ülkemizde sosyalist düşüncenin ve örgütlenmenin tarihi, katliamlar, baskılar ve yasaklar tarihidir denilirse, bu, hiç de yanlış olmaz.

Bu nedenle sosyalist solun Cumhuriyet’i yorumlamasında eksik ve yanlış anlamalar hiç eksik olmadı.

Bütün bunlar geçerli olmakla ve çok daha kapsamlı bir çalışmayı gerektirmekle birlikte, Cumhuriyet’in “özgün döneminin sosyalizme nesnel dayanak olan temellerinin” vurgulanması, rejim tartışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde ayrı bir önem taşıyor.

Cumhuriyet’in oluşumu, Kurtuluş Savaşı’nın başında, 1919’da yerel kongreler sürecinin de katkısıyla “egemenliğin kaynağının halk olduğunun” bilincine varılmasıyla başlar.

Bir çağdaşlaşma atılımı olan Cumhuriyet’in özgün uygulamaları yalnızca 20 yıl, 1939’a dek sürer. Olağandışı II. Dünya Savaşı yılları bir tarafa, 1945 sonrası, ABD/ Soğuk Savaş bağlamında Cumhuriyet’in değerlerinin aşınmaya başladığı ve aşındırma sürecinin giderek hızlandığı yıllardır.

Cumhuriyet’in gerçekleştirdiği çağdaş kurumlaşmaya dayalı yönetim anlayışı ve bu bağlamda sağlanan hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü yapılanması özenle vurgulanmalıdır.

Ekonomi politikalarının uygulanmasında açıklık ve hesap verilebilirlik ilkelerinin egemen kılınması, kamu yönetiminde rüşvet ve yolsuzlukların ortadan kalkması için sergilenen kararlı duruş, dolaylı da olsa, emekçi kesimin yararına yapılanma anlamına gelir.

İnsanın yasa önünde “doğuştan eşit” olduğu bilincinin ortaya çıkışı, bilindiği gibi, 1770’lere uzanıyor. Cumhuriyet, bu eşitlik anlayışının, “kul değil” eşit yurttaş temelinde bu topraklarda da egemen kılma çabasıdır. Daha özelde o dönemde kadın-erkek eşitliğinin, aileden eğitime, ekonomiden siyasete, giderek kültüre ve spora uzanan her alanda yaşama geçirilmesi sol açısından özellikle önemlidir.

Cumhuriyetin sola kaynaklık edebilecek en güçlü yönlerinden biri de ilkokuldan üniversiteye uzanan laik ve “bilimsel bilginin yol göstericiliğine” dayanan eğitim uygulamasıdır. İnsanın yaratıcı yeteneklerini özgürce geliştirmesinin önündeki ekonomik, geleneksel, ve toplumsal bütün engellerin kaldırılmasını esas alan bir eğitim anlayışı yaşama geçirilir. Sağlanan parasız yatılı olanaklarıyla tabandakilerin yükselmesine olanak verilmesi; niteliği gereği sol bir çekirdeğe sahip olan ve kırsal uyanışı tetikleyen Köy Enstitüleri’nin kuruluşu ayrıca önemlidir. Üniversitesine Alman Faşizminden kaçan bilim insanları sığınır. Bu eğitim anlayışı, Halkevleri ve Halkodaları kurumlaşmasıyla, “tüm sanat dallarının toplumsallaşmasına” dayanan kültürel üretim yaklaşımlarıyla tamamlanır. Lise edebiyat kitaplarında Kurtuluş Savaşı Destanının büyük şairi Nazım Hikmet’in şiirleri yar alır.

Kurucunun “yurtta barış, dünyada barış” sözlerinde özetlendiği gibi, Cumhuriyet’in bir anlamı da barıştır. Başta Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği olmak üzere, tüm komşularıyla gerçekleştirdiği barış ortamı, başlı başına bir büyük değerdir.

İKİ DİREKLİ TEMEL

Milli Mücadele ve bağımsızlık hamurunda mayalanan Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün sürekli vurguladığı gibi, niteliği gereği iliklerine dek emperyalizm karşıtıdır.

Bu konuda iki somut örnek açıklayıcıdır.

Önce, sosyalizmin en önemli nesnel temeli olan sanayileşmeye ve buradan işçi sayısının artışına Devletçi Sanayileşme uygulamasının başlarında Celal Bayar’ın Ekonomi Bakanı olduğu sırada hazırlanan “Raporlar” belgesinde (Aralık 1933, s.6-7) şöyle deniliyor:

Sanayileşmiş kapitalist “ülkeler aralarındaki bütün iktisadi ve siyasi münazaalara ve ihtilaflara rağmen, ziraatçı memleketlerin piyasalarına hâkim olmak davasında müttefiktirler.”

Bu sözler, o dönemin ülke yönetiminde ve düşünsel kamuoyunda egemen olan çok ileri bir bilinç düzeyinin göstergesidir.

İkincisi, 1960’larda Türkiye’nin, Meclis’e girmeyi başaran ilk sosyalist partisi olan Türkiye İşçi Partisi- TİP’in Programı, “Türkiye halkının emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı ilk Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış olmasını”, bağımsızlık olmadan demokrasi olmaz gerçeğinden hareketle, temel alıyor (Mehmet Ali Aybar; TİP Tarihi II, 282).

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu-DİSK’in de aynı düşünsel temellerle kurulmasına katkı yapmış olan Aybar, ek olarak çok güçlü bir biçimde şöyle diyor:

“Ölümsüz Atatürk’ün dili ile ‘çalışmak sayesinde bir hakkı iktisap ederiz (kazanırız). Yoksa… çalışmadan yaşamak isteyenlerin bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakkı yoktur. Bundan dolayı toplumun herkese iş vermesi başta gelen görevidir’ TİP Tarihi I, s.206). Mustafa Kemal’in Meclis’e sunduğu ve 21 Ekim 1920’de bildiriye dönüşen Halkçılık Programından alınan bu satırlar, başta “hak” olmak üzere, her türlü değerin kazanılmasında emeği esas alan bir görüşü yansıtıyor.

Aybar, Behice Boran, Sadun Aren, Kemal Türkler ve diğer TİP ve DİSK emekçileri, Türkiye’nin sosyalist solunun temellerini, bilinçli bir biçimde Cumhuriyet’in kazanımlarına yerleştiriyor.

Sonuç olarak, Türkiye solunun yeniden etkinlik kazanmasının vazgeçilmez bir boyutunun Cumhuriyet döneminin kazanımları olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

https://www.birgun.net/haber/cumhuriyet-donemini-soldan-okumak-363936



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.10.2022- 06:14


TKP 29 Ekim programını duyurdu: Onurumuzla ve başı dik yaşayacağımız bir Türkiye için

Türkiye Komünist Partisi, 29 Ekim dolayısıyla Ankara, İstanbul ve İzmir'de yapacağı eylem ve etkinliklerin listesini duyurdu.

Resim Ekleme
Türkiye Komünist Partisi, 29 Ekim programını duyurdu.

"Cumhuriyet kavgası sermaye egemenliğine karşı emekçilerin ekmek kavgasıdır. Otokrasiyi, monarşiyi, istibdadı, hilafeti, hafiye rejimini, sermaye düzeni yıkacağız. Eşitlikçi yeni bir cumhuriyet kuracağız. Bu kavgayı kazanacağız!" denilen duyuruda, "Onurumuzla ve başı dik yaşayacağımız, eserimizle gurur duyacağımız bir Türkiye için... Buluşma noktalarımız 28 Ekim Cuma 19:00 İstanbul Kadıköy İskele Meydanı, 29 Ekim Cumartesi 13:00 Ankara 1. Meclis Önü, 29 Ekim Cumartesi-19:00 İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi" ifadesi kullanıldı.

Onurumuzla ve başı dik yaşayacağımız, eserimizle gurur duyacağımız bir Türkiye için...

Buluşma noktalarımız⬇️
🗓️28 Ekim Cuma⏰19:00📍#İstanbul Kadıköy İskele Meydanı
🗓️29 Ekim Cumartesi⏰13:00📍#Ankara 1. Meclis Önü
🗓️29 Ekim Cumartesi⏰19:00📍#İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi pic.twitter.com/EYFOvQiIAe
— TKP (@tkpninsesi) October 19, 2022

https://haber.sol.org.tr/haber/tkp-29-ekim-programini-duyurdu-onurumuzla-ve-basi-dik-yasayacagimiz-bir-turkiye-icin-352223



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.10.2022- 04:48


TKP'den çağrı: Yeniden Cumhuriyet kavgasına

Türkiye Komünist Partisi, 'Onurumuzla ve başı dik yaşayacağımız, eserimizle gurur duyacağımız bir Türkiye’yi kurmak için 100. yıla girerken 2023 yeniden…' diyerek 29 Ekim için çağrıda bulundu.

Resim Ekleme

Türkiye Komünist Partisi (TKP), Cumhuriyetin kuruluşunun 99. yıldönümüne girerken, "Yeniden Cumhuriyet Kavgasına… Sermaye Egemenliğine Karşı Emekçilerin Ekmek Kavgasına!" başlıklı bir çağrı yayımladı.

29 Ekim için daha önce Ankara, İstanbul ve İzmir'de toplanma çağrıları yayımlayan Türkiye Komünist Partisi, bugünkü açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Yeniden Cumhuriyet Kavgasına… Sermaye Egemenliğine Karşı Emekçilerin Ekmek Kavgasına!

Emperyalist işgalcilere, miadını doldurmuş Osmanlı’nın gericilikle kol kola ikbal arayan yozlaşmış saltanatına karşı kazandığımız zaferin, Cumhuriyetin kuruluşunun 99. yıl dönümüne ayak basıyoruz.

Bağımsızlıkçı, aydınlanmacı, halkçı fikirlerle, özgür ve egemen bir ülke için bu topraklarda atılmış en ileri adımdı Cumhuriyet!

Ancak “Türkiye Cumhuriyeti” 100. yaşından gün alırken ne yazık ki Cumhuriyet olma özelliğini çoktan yitirmiş durumda.

Nasıl kurduk bu cumhuriyeti?

Uygarlığın gerisinde kalmış, karanlıktan beslenip semirenleri başımızdan def ederek kurduk.

Cenazemizi kaldırmaya niyetlenen, bizlere kefen biçmeye kalkan emperyalist ülkelere attığımız tokatla kurduk.

Mandacı ülkeler karşısında boyun eğip, işbirlikçilikte birbirleriyle yarışanları yerin dibine geçirerek kurduk.

Biz bu devrimi, halkı tebaa olarak gören, eşit yurttaşlara değil kendi kullarına hükmetmek isteyen alçak Osmanlı padişahına ve ihanet içerisindeki çürümüş saltanatına karşı yaptık.

Peki nasıl yıkıldı cumhuriyet?

Emperyalizmin taşeronluğuna soyunanlar,

gericiler ve gericiliği şirin gösterme çabasındakiler,

padişah olmaya özenenler,

hilafet sevdalıları,

daha ilk günden eşitlik için ileriye atılmış halkımıza ihanet eden, kendi servetlerine servet katmak için cumhuriyet fikrini boğmaya girişen para babaları…

Bunlar tepemize çıktıkça yıkıldı!

Bu halka zaman içinde zaferini kimlere karşı kazandığı unutturuldu. Cumhuriyet düşmana emanet edildi. O zaman da “Cumhuriyet” gitti, cumhuriyetsiz “Türkiye” kaldı…

Diz çöktürmeye kalktıklarında verdiğimiz kavga ile 1923’ü kazandık. Cumhuriyetin anlamı bu kavgada aranmalıdır. 2023 bu kavgayı verecek iradenin, zalimlere ve hainlere karşı cesaretin, kazanmaya dönük inancın “yeniden” sergilendiği yıl olmalı.

Cumhuriyetin üzerinde tepinen azınlık kendi gemisini yüzdürürken eşitlik fikrini ayaklar altına alıyor. Servetlerini katlayıp zenginliklerine zenginlik katarken sömürüyü şiddetlendiriyorlar.

Cumhuriyet kavgası sermaye egemenliğine karşı emekçilerin ekmek kavgasıdır.

Bu kavgayı kazanacağız!

Onurumuzla ve başı dik yaşayacağımız, eserimizle gurur duyacağımız bir Türkiye’yi kurmak için 100. yıla girerken 2023 Yeniden…

https://haber.sol.org.tr/haber/tkpden-cagri-yeniden-cumhuriyet-kavgasina-352823



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.10.2022- 01:25


Bugün 29 Ekim.
Cumhuriyetin yüzüncü yılına giriyoruz.
Cumhuriyet bölgemizde eşi benzeri   görülmemiş bir tarihsel sıçramaydı. Emperyalizme karşı ulusal mücadeleyi başarıya ulaştıran ve sonra bu topraklara laik bir cumhuriyeti getiren başta Atatürk olmak üzere O'nun silah arkadaşlarına sonsuz bir minnetle...

Resim Ekleme

Tekrar etmekten hiç çekinmeyelim, solcu olmak, dahası sosyalist olmak herşeyden önce tarihsel anlamda ilerici-devrimci olan hemen her şeyi sahiplenmekten geçer. Türkiye'de bu temel ilke çok daha önemlidir, önemsenmelidir. Atatürk düşmanlığı, cumhuriyet nefretiyle solcu olabilmek mümkün değildir. Düşmanlık ve nefret bu topraklarda gözardı edlmemesi gereken bir örgütlü gericilik varken o gericiliğin saflarına savrulmaktan başka bir anlama yol açmaz. Türkiye insanının başına çöreklenmiş bir ürkütücü gericiliğin değirmenine su taşımaktır. Pek çok örnekte kullanıyorum, bugün de yineleyeceğim, ya cehaletin dip yapmış hali söz konusudur burada ya da sanal medyada bir trollük çabası...

***

Bugün facebook'ta bir DOST'un yazısıyla karşılaştım. Yalçın Küçük aforizmalarından bir güzel derlemeydi, sopaylaşım'da yayınlayacağımı söyleyerek buraya asma iznini de aldım. ( Yoksa almadım mı, gerçi uzun bir mesajlaşmaydı ama belki de izin konusu arada kaynadı gitti. Adını vermiyorum bu yüzden.)

''Ülkemiz, sermaye birikiminden başka bütün birikimlerin reddedildiği bir yapıya dönüştürülmüştür. Cumhuriyet çökmüştür, kendini kendi eliyle zıddına teslim etmiştir. Cumhuriyet'in zıddı kadroları yetiştirmeyi ve Cumhuriyet'i zıddına teslim etmeyi, teslimiyetçilerin anlamaları imkansızdır. Hal şu ki, teslimiyetçilerin, teslim ettikleri ile şiirsel bir münasebet içinde olmaları mümkündür, bu teslim edenlerin teslim alanlarla özdeşleşmeleri halidir. Bir başka açıdan yaklaşacak olursak, bakırcının yaptığı ibriğe tapınması halidir.


Halbuki, şu anda, sosyalizm ve cumhuriyet mücadelesi aynı yerdedir. Yazık, cumhuriyet düşmanlığı, şimdi sosyalizm düşmanlığıdır; anlayamıyorlar mı, yoksa yerlerini mi buluyorlar, şu anda bir cevaptan yoksun haldeyim.

Sosyalist olmanın gereği Fransa'da Hitler'e karşı cumhuriyeti savunmaktı o yıllarda. Şimdiyse burada sosyalist olmak cumhuriyeti korumak demektir gericilere karşı... ''

Kemalizm modifiye edildi. Nedir? Bir: büyük devletlerden uzak olacaksın. İki: büyük sermayeden uzak olacaksın. Üç: dinle mesafeli olacaksın. Bugün bunun üçü de yoktur.

Düzen, insanını değiştirmek ve edilgen yapmaya muhtaçtı, başka yol bulsaydı öyle yapardı ve dinsellik tek yol göründü. Neden-sonuç ilişkisini kuramayan, akıl yürütme kabiliyetini yitirmiş bir halka ihtiyaç vardı; bu halkın sürüleşmesi demektir.

Türk Silahlı Kuvvetleri, bunu "kurtuluş" sayıyordu ve saymayanları tasfiye ettiler. Din eğitimi veren okulları, islamı ve diğer dinleri öğretmek için değil, halkı bilgisizleştirmek için açtılar. Bilgisizleştirmede kütle üretimi için en iyi fabrikaları bulduklarına inandılar. Bunun Kemalizmin sonu olduğunu biliyorlardı ve tereddüt etmediler. Türkiye'yi İslamlaştıran, Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Kemalizm'e ihanet ettiler ve karanlığa soktular. Kemalizme hiç güvenmediler ve 1970 yıllarının ortasından beri güvensizliklerini yazıyorum.

İslamizasyon sınıfi'dir ve önce iç dinamiklerin harekete geçtiğini kabul etmek durumundayız. Yüksek Komutanlar, islamizasyonu, Harp Akademileri'nden başlattılar, Türk-İslam Sentezi elemanlarını, Akademi'ye "hoca" yaptılar. Türk Silahlı Kuvvetleri, plütokrasi'nin programını uyguladılar. Eğer sen Türkiye'deki telekomünikasyonunu Suudi'ye veya Alfa'ya veriyorsan şu andaki konuşmanı MİT'in yanında Mossad'ın da dinlediğini kabul ediyorsundur. Ne yazık, Yüksek Komutanlarımız bunda hiçbir sakınca görmüyorlar. Görseler, "milli güvenliğe aykırıdır" yollu bir yazı gönderseler, satılması imkansızdır.

Genelkurmay yüksek yetkililerinin Güler Sabancı'yı tebrik etmeleri Kemalizm'le bağdaşmaz. Kemalizmde, namazda saf tutmak da yoktur. Kemal Paşa bunu yapmamıştır, İsmet Paşa bunu yapmamıştır.

Artık Türkiye'nin ekonomik ve sınıfsal gelişimi içinde, laisizm de emekçi sınıfların güvence alanına katılmıştır ve bunu anlamak durumundayız. Ne sermaye ne de bürokrasinin belli kesimleri, artık laisizme sahip çıkmıyorlar. Faşizme tırmanış ve laisizmden kopuş el eledir.

Üç ihaneti yaşıyoruz. Bir, Kemalistlerin Kemalizme ihanetidir. İki, Müslümanların İslama ihanet tarihindeyiz. Üç, meslek ve/veya kariyer sahiplerinin mesleklerine ihanetini görüyoruz.

Tarihini değiştiremeyenler, talihini değiştiremezler.

Kemalizm bizi ileriye götüremez. Biz Kemalizm'den geri düşmeyiz. Bizler Kemalizm'den geri dönülmesini kabul etmeyiz. Geriye baktığımızda, Kemalizm bizim frenimizdir. İleriye baktığımızda, Kemalizm'in ötelerine açılma zorunluluğu duyuyoruz.''


Ve bir kez daha...

Yaşasın Cumhuriyet.
Yaşasın sosyalizm...
Yaşasın sosyalist cumhuriyet.

NOT: Cumhuriyetin burjuva liderler öncülüğünde kurulmuş olması onun önemini azaltmaz. Bu coğrafyada 622 yıl hüküm süren bir monarşik yapının devrilip halkın belirleyiciliğinde bir rejim kurulması dünyanın her yerinde solun-sosyalistlerin sahipleneceği bir ilerici-devrimci atılımdır. Üstelik ülkemizde neo-osmanlıcı bir gerici yapılanmanın cumhuriyet düşmanlığını da üstüne kattığımızda cumhuriyeti sahiplenmek ( her ne kadar sahiplenilecek bir şey kalmasa da) gericilikle mücadelede çok temel bir ilke haline getirilmelidir.





Bu ileti en son melnur tarafından 29.10.2022- 01:26 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.10.2022- 19:06


TİP'ten 29 Ekim mesajı: 'Cumhuriyet biziz, Cumhuriyet'ten vazgeçmeyiz'

TİP açıklamasında, yurttaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlandı, "Cumhuriyet biziz, Cumhuriyet'ten vazgeçmeyiz" denildi.

Resim Ekleme

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Cumhuriyet'in ilanının 99. yılı nedeniyle "Cumhuriyet biziz, Cumhuriyet’ten vazgeçmeyiz" diyerek açıklama yaptı. "Türkiye Cumhuriyeti işgalin, ihanetin ve işbirlikçi kumpasların tam ortasında kuruldu" denilen açıklamada, Anadolu halklarının direnişine vurgu yapıldı. Cumhuriyet'in ilk adımlarında ise halkın değil patronların egemenliğini tercih ettiği kaydedilerek, "Türkiye’yi on yıllardır yöneten sağcı/dinci iktidarlara devletin teslim edilmesi neticesinde bugün Cumhuriyet’in tüm değerlerinin birer birer yok edildiği bir ülkeyle karşı karşıyayız" ifadelerine yer verildi.

Cumhuriyet'in sistematik biçimde aşındırıldığı ve 20 yıllık AKP iktidarıyla tamamen yok edildiği kaydedilen açıklamada, "Bugün Cumhuriyet fikri ve mücadelesi, tam da ait olduğu yerde, yani ülkemizin emekçilerinin, gençlerinin, kadınlarının ellerinde yükselmektedir. Bu mücadelenin başarılı olacağından, halkımızın layık olduğu ve umutla aradığı eşitliğin ve özgürlüğün Cumhuriyet’ine kavuşacağından en ufak kuşkumuz yok" denildi.

29 Ekim mesajında mücadele vurgusuna da yer verilerek, "Ülkemizi Saraylıların, saltanat ve hilafet meraklılarının saldırısından kurtarmak için var gücümüzle mücadele edeceğimizi, 100 yıl önce halkın alın teriyle kazandığımız Cumhuriyet’i patron sınıfının çıkarları uğruna emperyalizme peşkeş çeken işbirlikçilerle hesaplaşacağımızı, ikinci yüzyılda emekle, özgürlükle, laiklikle, adaletle, kardeşlikle örülü bir Cumhuriyet’i var edeceğimizi ilan ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.

'YAŞASIN EMEĞİN VE ÖZGÜRLÜĞÜN CUMHURİYETİ'

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Kahrolsun Yobazların ve Patronların Saltanatı, Yaşasın Emeğin ve Özgürlüğün Cumhuriyeti!

Ülkemizin, halklarımızın, yurttaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.

Türkiye Cumhuriyeti işgalin, ihanetin ve işbirlikçi kumpasların tam ortasında kuruldu. Çağdışı Osmanlı düzeni yozlaşarak çökerken, kendi bekasının peşine düşen saltanat ülkeyi emperyalist güçlere teslim ederken, işbirlikçi çıkar şebekeleri zenginliklerimizi talan edip memleketi peşkeş çekerken Anadolu’da başlayan direniş bir bağımsızlık kavgasına dönüştü.

Yoksul, yorgun, kimsesiz Anadolu halkları; ülkenin teslim olmayan yurtsever aydınları; öğrenciler, kadınlar, köylüler direniş saflarında bir araya gelerek işgale karşı zafer kazandılar ve bu topraklarda Cumhuriyet’in yeşereceği tohumları attılar. Aradan geçen 100 yılda emekçi ve yoksul halkımıza, kadınlara, gençlere, devrimcilere yaşatılan tüm kötülüklere ve tarihimize kazınan tüm utançlara rağmen, Cumhuriyet hala ülkemizin kıymeti olmayı sürdürüyor.

Türkiye’de Cumhuriyet, gerici Osmanlı düzenine ve emperyalist işgal girişimlerine karşı bir mücadeleyle özdeşleştiği ölçüde büyük bir ilerici atılım anlamına gelmiştir. Bu atılımı mümkün kılan halkın ve bu tarihsel sürece önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyet’i inşası ülkemizin aydınlık günlere olan yürüyüşünün önemli adımlarından birisi olarak anılacaktır.

Fakat Türkiye’de Cumhuriyet’in 100 yıllık tarihi, aynı zamanda, kendi bünyesinde barındırdığı çelişkilerin ve tutarsızlıkların onu adım adım kemirmesinin ve sonunda yok etmesinin tarihidir. Cumhuriyet, ilk adımlarıyla birlikte halkın değil patronların egemenliğini tercih etmiş ve tam da bu nedenle kendi sonuna giden sürecin taşlarını döşemiştir. Daha Bağımsızlık Savaşı günlerinden başlayarak solun ve sosyalistlerin güçlenmesini engellemek için kör bir şiddete başvurulması, ülkemizdeki halkların ve toplulukların kimliklerinin inkarına dayanan asimilasyon politikalarında ısrar edilmesi, laikliğin ve kamuculuğun birer günah gibi lanetlenmesi ve ABD emperyalizmi ile Batı kapitalizminin çıkarlarına tabi olunması, nihayetinde Türkiye’yi on yıllardır yöneten sağcı/dinci iktidarlara devletin teslim edilmesi neticesinde bugün Cumhuriyet’in tüm değerlerinin birer birer yok edildiği bir ülkeyle karşı karşıyayız.

Bugün Türkiye’de laiklikten, yurttaş haklarından, ifade özgürlüğünden, kamu hizmetlerinden, çağdaş eğitimden, özgür kültürden söz edemiyorsak bunun nedeni açıktır: Türkiye’de Cumhuriyet bile isteye, sistematik biçimde aşındırılmış, zayıflatılmış ve 20 yıllık AKP iktidarıyla tamamen yok edilmiştir. Türkiye, 100 yılın ardından Saraylılara, saltanat ve hilafet sevdalılarına teslim edilmiştir.

Ancak Türkiye’de Cumhuriyet’i devletten tasfiye etmek mümkün olsa da yurttaşların kolektif bilincinden ve ortak duyusundan silmek mümkün olmamıştır. Bugün Cumhuriyet fikri ve mücadelesi, tam da ait olduğu yerde, yani ülkemizin emekçilerinin, gençlerinin, kadınlarının ellerinde yükselmektedir.

Bu mücadelenin başarılı olacağından, halkımızın layık olduğu ve umutla aradığı eşitliğin ve özgürlüğün Cumhuriyet’ine kavuşacağından en ufak kuşkumuz yok.

Türkiye İşçi Partisi olarak, ülkemizi Saraylıların, saltanat ve hilafet meraklılarının saldırısından kurtarmak için var gücümüzle mücadele edeceğimizi, 100 yıl önce halkın alın teriyle kazandığımız Cumhuriyet’i patron sınıfının çıkarları uğruna emperyalizme peşkeş çeken işbirlikçilerle hesaplaşacağımızı, ikinci yüzyılda emekle, özgürlükle, laiklikle, adaletle, kardeşlikle örülü bir Cumhuriyet’i var edeceğimizi ilan ediyoruz.

Bir kez kazandık, yine kazanırız.

Cumhuriyet biziz, Cumhuriyet’ten vazgeçmeyiz."

https://ilerihaber.org/icerik/tipten-29-ekim-mesaji-cumhuriyet-biziz-cumhuriyetten-vazgecmeyiz-146709



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Yeni bir cumhuriyet: Sosyalist Cumhuriyet melnur 6 3136 30.10.2019- 09:29
Konu Klasör Yeniden Cumhuriyet mi, Yeni bir Cumhuriyet mi melnur 0 4247 28.10.2013- 21:46
Konu Klasör Yalnızca sosyalist cumhuriyet denizcan 0 2695 23.01.2016- 11:58
Konu Klasör SF'de ''sosyalist cumhuriyet'' tartışmaları... melnur 5 3632 15.01.2018- 14:24
Konu Klasör Sözde sol-sosyalist forumda cumhuriyet düşmanlığı... melnur 10 7253 29.10.2022- 08:38
Etiketler   Yeni,   bir,   Cumhuriyet,   Sosyalist
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS