SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Perincek'in Vatan Partisi bölündü...           (gösterim sayısı: 1.430)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 12.12.2021- 03:31


Doğu Perinçek‘in genel başkan olduğu Vatan Partisi’nden ayrılarak, örgütlenme çalışmalarını sürdüren Milli Demokratik Devrim Hareketi, geçtiğimiz günlerde Altınokta Körlere Hizmet Vakfı’nın Ankara’daki Konferans salonunda yaptığı toplantıyla 'Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin kuruluşunu resmen ilan etti. Daha önce TİKP'i kuran grup içinde yer alan İsmail Durna da yeni partinin kurucuları arasında yer aldı.
Resim Ekleme

Kurucu kadrosunun çoğunluğu Doğu Perinçek'in genel başkan olduğu Vatan Partisi'nden ayrılanlardan oluşan 'Sosyalist Cumhuriyet Partisi' kuruldu.

Önemli kısmını Doğu Perinçek liderliğindeki Vatan Partisi’den ayrılanların oluşturduğu parti kurucuları arasında, 68 gençlik hareketinden, işçi ve memur mücadelesinden kişiler, sanatçılar, kadınlar ve gençler de yer aldı.

KURUCU KADRODA KİMLER VAR?

Kurucular arasında 68 gençlik hareketinden; Mahir Çayan’ın yakın arkadaşı ve THKP-C hareketinin liderlerinden Kamil Dede, 68 hareketinde en uzun süre hapis yatmış ismi olarak bilinen Hikmet Çiçek, Perinçek’in yönettiği Aydınlık hareketinin liderlerinden Mehmet Bedri Gültekin, Osman Aydın Şahin, Ömer Şahin gibi isimler dikkat çekti.

Mehmet Bedri Gültekin; Sosyalist Parti, İşçi Partisi ve Vatan Partisi’nde, genel başkan yardımcılıkları, genel sekreterlik ve genel başkan vekilliği gibi önemli görevlerde bulunmuştu.

Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin kurucuları arasında Sosyalist Parti, İşçi Partisi ve Vatan Partisi’nde Merkez Karar Kurulu üyeliği ve İşçi-Sendika Bürosu yöneticiliği, Aydınlık gazetesinde Emek sayfasının köşe yazarlığını yapmış olan Mehmet Akkaya da yer aldı.

Spiker Gülgün Feyman Budak, yayıncı İsmet Arslan, sanatçı Mehmet Akif Şenoğlu, müzisyenler Fatih Veli Ölmez ve Ata Yıkar da kurucular arasına adlarını yazdırdı.

TİKP DE KATILDI

Gerçek Gündem'in haberine göre, Vatan Partisi’nin önceki adı olan İşçi Partisi döneminde Köylü Bürosu Başkanlığı yaparken 2010 yılında partiden ayrılarak arkadaşları ile Türkiye İşçi Köylü Partisi’ni (TİKP) kuran İsmail Durna da Sosyalist Cumhuriyet Partisi kurucuları arasında bulunuyor.

TİKP delegeleri, Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin kuruluşu arifesinde olağanüstü kongre yaparak partiyi kapatma ve bütün üyelerle Sosyalist Cumhuriyet Partisi’ne katılma kararı aldılar.

İsmail Durna, yeni kurulan Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nde Başkanlık Kurulu Üyesi olarak görev aldı.

https://www.karar.com/guncel-haberler/vatan-partisi-bolundu-1642085



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.12.2021- 04:23


Bu ayrışma ya da bölünmenin nedeni ne olabilir ki? Nasıl yorumlanmalı? Maoist gelenekten gelen ve Sosyalist Parti, İşçi Partisi, Vatan Partisi süreçlerinde birlikte olanların şimdilerde ayrı bir parti, Sosyalist Cumhuriyet Partisi'ni kurmalarını nasıl yorumlamalı? Perincek'le sosyalist teorinin ne olup ne olmadığı konusunda farklılıklar yaşanması olabilir mi, ya da MDD konusunda bir ayrışma...

Hiç sanmıyorum,

Aralarında teorik/ideolojik olarak çok da büyük farklılık olmayan grup ve partilerin bölünmesindeki nedenler ne ise bence bu bölünmede de aynı nedenler rol oynamıştır. Güncel sorunlar karşısındaki yaklaşımlar, kullanılan dil, belki liderlik ve yönetim konusunda ortaya çıkan sorunlar, benzer pek çok sorun bu uzun birliktelik sırasında yaşanmış ve sorun haline de gelmiştir. Ama bardağı taşıran son damla bence Perincek'in son zamanlarda icat ettiği ve kısaca ''AKP bizim yanımıza geldi'' şeklinde özetleneblecek siyasi yanaşmacılığıdır.

İçeriden bir bilgi değil elbette ama uzunca bir zaman sol-sosyalist bir mücadele içinde yoğrulmuş insanların bu tür siyasi yalpalamalarda bulunmasının   kabul edilebilir bir yanı olmasa gerek. AKP Suriye ve Irak'ta emperyalizmle çatışıyormuş da, Rusya ve Çin'e yanaşarak Batıdan kopuyormuş da, PKK'ye karşı hem içeride ve hem de dışarıda güçlü bir mücadele yürütüyormuş da...

Değinmeden geçmeyeyim...
İlgisi var mı, yok mu, pek de kestiremiyorum ama...
Demokratik merkeziyetçiliği benimsemiş partilerde demokrasiyi fazlaca mı göz ardı ediyoruz?





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.12.2021- 08:46


Demokratik merkeziyetçiliği benimsemiş partilerde demokrasiyi fazlaca mı göz ardı ediyoruz? şeklinde bir soru cümlesi kurmuşum ama biraz daha anlamlı olabilmesi için bir ekleme yapmam gerekiyor. Yıllar önce Metin Çulhaoğlu'nun bir dergideki makalesinde okumuştum, aklıma da kazınmış; demokrasinin yaygınlığı doğal olarak merkeziyetçiliğe bağlanır diyordu. Merkeziyetçiliği ağır basan bir partinin demokratik olma koşulu olmayabilir diye de eklemişti. Mealen böyle bir şeydi. Demokratik özelliği olmayan, kısır/güdük kalmış bir siyasal öznenin mekeziyetçi olabileceğini söylerken, demokratik kanalları açık bir partinin bu demokratik özelliğinin merkeziyetçilikle buluşabilmesinin zorunlu olduğunu, olmazsa orada bir anarşizmin olacağı ve parti özelliğinin de bulunmayacağını söylüyordu. ( Söylüyordu da, ben burada tam olarak ifade edebildim mi, bilmiyorum.)

Perincek'in partisi demokratik merkeziyetçi bir parti olma iddiasında. Tüm leninist partiler, tüm sol, sosyalist partilerde bu yönetim tarzının hakim olması gerektiği savunulur. (Perincek'in yakın çalışma arkadaşı Hasan Yalçın'ın da bu konuda derli toplu bir kitabı var.) Bu işleyişte bir liderin çok uzun yıllar yönetimde yer almasını yadırgamıyorum, liderler öyle kolay da yetişmiyor ama, sanki bu işleyiş biçimi bir sorun varmış gibi geliyor bana. Elbette sosyalist bir partinin işleyiş biçimi bir düzen artisinden farklı olmalıdır ama, nedense, benim zihnime yansıdığı biçimiyle ortada bir sorun varmış gibi geliyor. Yoksa...

Yoksa iyi bir hatip de olmamasına rağmen, sadece örgütlü yanının güçlü olması ve uzun bir mücadele deneyimine sahip olmasıyla bir partinin başında mhlanmış bir şekilde kalabilmek bu işleyiş biçiminin kötü sonuçlarından biri mi?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 15.12.2021- 23:42


Doğu Perinçek'in Sol içerisinde neden bu kadar tartışma konusu yapıldığını bazen anlamakta bazen zorluk çekiyorum. Özellikle de bizzat kendisinin Marksizm/Leninizm'i parti tüzüğünden çıkardığı, kendisini ve partisini sadece Avrasya-Atlantik çelişkisi üzerinden tanımladığını düşünüldüğünde... Doğu Perinçek'e göre Sağ-Sol kavramları artık anlamını yitirimiştir ve her şey Atlantik-Avrasya çelişkisi üzerinden belirlenmektedir.   Günümüzde bu şekilde bir siyaset çizgisi olan birisi, neden hala Sol cenahta yer alan bir siyasetçiymiş gibi bir   değerlendirmeye tabi tutulur anlayamıyorum.

Bu sebeple Perinçek ve partisi üzerinden demokratik merkeziyetçiliği eleştirmek bana fazlasıyla yüzeysel bir tutum gibi geliyor. Bu Ak Parti ve onun lideri üzerinden demokratik merkeziyetçiliği eleştirmek gibi bir tutuma tekabül ediyor. Demokratik merkeziyetçilik ile kişi kültü üzerine inşa edilmiş parti yapıları arasındaki farka dikkat etmek gerekiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.12.2021- 10:16


Perincek'in Türkiye Sol-sosyalist tarihinde bir yeri var. Ben söylemiyorum bunu, bu konuyla ilişkili kitaplara şöyle bir göz gezdirdiğinizde görebilmeniz mümkün. Böyle olması onun her dönem, hemen hemen her dönem diyerek bir açık kapı da bırakalım, tartışılır omasının önüne geçmemiştir. Söyledikleri, savundukları, siyaseti başkaları tarafından hep tartışılmıştır.

Perincek MDD'sinin öncelikle burjuva demokrasisinin tamamlanmasını içerdiği ve sosyalizmin de sonrasında gerçekleşebilir olduğunu söyleyebiliriz. Maoizmin, üç dünya teorisinin etkisinde siyasal devrimin kırlardan başlayarak kentlerin fethine dayanan bir strateji önceleri Perincek MDD'sinin temel argümanıyken sonradan ve daha çok kendince bir emperyalizm karşıtlığını ve Kürt ulusalcılığına düşmanlık gibi bir siyaseti öne çıkarmasıyla politik alanda kendine yer edinmiştir. Bütün bu süreç boyunca da milliyetçiliği sol düşünceye eklemlemesi nedeniyle bütün siyasetler tarafından eleştiri konusu yapılmıştır.

İşin burası ayrı, elbette detaylandırılabilir. Perincek'in son zamanlardaki en büyük zikzakı AKP konusunda olmuştur. Bugün AKP ve MHP ile yan yana bir duruş sergilemesi ve AKP'nin çeşitli politikalarına destek ve onay vermesi de bir başka problemli yanıdır. Ve bence son zamanlarda en çok eleştirilmesi gereken yanı da budur.

Bütün bunlar olmuşken, yaşanmışken Perincek'in tüm siyasi yaşamının sol mücadele hattı içinde geçtiği gerçeğini değiştrmemeliyiz. Dahası bu gerçeğin altını da sürekli izmeliyiz. :) Nedeni şu: Eğer internette sağdan soldan bulduğumuz alıntıları alt alta üst üste yazmak ve çoğu kez yanlış yorumlamak en büyük devrimci, enternasyonalist ve dahi komünist olmak anlamına gelseydi Perincek için böyle bir tanımı kullanabilmek mümkün olabilirdi. Çünkü Perincek'in bu konuda boş biri olduğunu hşç kimse iddia edemez. Marksizm, Leninizm ve devrimci mücadele, siyasal devrim, devrimin Marks dönemindeki koşullardan Lenin yorumuyla başka bir zemine kaydığı vb. bu ve daha pek çok konuda ideolojiye hakim olduğu söylenebilir. Problem burada değil ve hem bu ''saf bilgiyi'' edinmek ve hem de ( benim çoğunlukla eleştirdiğim) sağdan soldan aşırılan Marks, Lenin alıntılarını cımbızlamanın ve bir ezbere dönüştürmenin doğru bir siyasi konumlanış içinde bulunulmasının garantısı olmadığıdır. Perincek bu uzun siyasi yaşamı boyunca hatırı sayılı bir bilimsel-saf bilgi edinebilmiş ama bu bilgiyi, bu donanımı doğru bir siyasi zemine taşıyamamış, doğru bir siyasi har örememiştir, özellikle Kürt ulusalcılığının yükselişe geçtiği süreçte...

Ama benim stteki yazımın bitiş cümlelerinin bunlarla bir ilgisi yok. Demokratik merkeziyetçiliğin eleştirmeye çalıştığım özelliklerinin sadece Perincek'in partilerinde değil, tüm sol-sosyalist partilerde partinin işleyiş biçimi olarak kabullenildiğini söylüyorum ve bunun da sorunlara yol açtığını Perincek örneği üzerinden vermeye çalışmıştım.

Sizin AKP ile Perincek ve demokratik merkeziyetçilik konularını aynı cümle içinde geçirmezniz bile bence gereksiz ve konuya da hiçbir şey katmıyor.

NOT: Perincek için hiçbir yorumda bulunmadan ''faşist'', ''poiis'', ''ajan'', ''mitçi'' veya ''Amerika'nın adamı'' gibi yakıştırmalara karşı çıkışımın nedeni bu tür ''eleştirilerin'' kolaycılık ve ezbercilikten başka bir anlamı olmadığındandır. Perincek'in siyasi çizgisini yanlış bulmak ve bunu açıklık ve olabildiğince net bir şeklde ortaya koymak çok daha önemsenmesi gereken yararlı bir eleştirel tutumdur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.11.2022- 10:16


Perincek yine güncel siyaet konusunda esmiş esmiş, gürlemiş. Parinin cumhurbaşkanı adayı olarak belirlediği Doğu Perincek, seçimden sonra kurulacak oan hükümetin merkezinde yer alacaklarını, ''yolsuzluk mahkemeleri'' kuracaklarını, hesap soracaklarını ve kuşkusuz en önemlisi Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ile birlikte Türkiye'yi yöneteceklerini müjdelemiş!

Baştan beri söylüyorum, Doğu Perincek Türkiye solunun ürettiği bir figürdür. İdeolojik olarak da soldadır. Daha önce de defalarca ( anlayanlar için) yineleyip durdum, Perincek'in güncel olana bakışında hep büyük bir yanlışlık var. Bu yanlışlıklar kimi zaman çok büyük öfkeye de neden oluyor. Bu öfke ona yönelik ''ajan'', ''faşist'' gibi suçlamaların da kaynağı... Ama Doğu Perincek için ne ajan ve ne de faşist suçlaması yerine oturuyor. Hayatının büyük bölümünü hapislerde geçiren bir kişi için siyasi yorumların kolaycılığından kaçınmak gerek. Perincek incelenmeli, Perincek'i bu kadar büyük siyasi gaflet ve savrulmalara götüren şeyin onun genel ideolojik tutumundan kaynaklandığı da iddia edilebilir. Ama bence bu da yeterli bir açıklama değil. Hem sonra Perincek sanıldığı gibi yalnız da değil. Bugün Perincek'e öfkeleniyor, siyasi tavrının ürkütücü bir savrulma olduğunu söylüyorsak ki, bu öfkenin yanlış olduğu da asla iddia edilemez, bu yanlışlık ve bu savrulma konusunda hiçbir zaman yalnız olmadı. Perincek öfkesine yol aan '' neden bu gerici ve faşist zihniyetin destekçisi rolünde?''sorusu sadece Perincek'e ilişkn mi, sadece Perincek'i mi ilgilendiriyor?

Asıl soru budur, asıl soru 2002 seçimlerinden günüme akan gerici bir yolun kilometre taşlarında kimin eli ve ayağı olduğu, kimin bu sürece destek verdiği ve nedenleridir? Evet asıl soru budur. Ve bu destek 20 yıldır neden veriliyor, neden sürekli olarak AKP'nin saray rejimine bir şekilde ''dışarıdan'' kan veriliyor?

Önemsiz bir soru değil bu.

Perincek'e faşist, ajan diyerek ve bu şekilde kesip atarak büyük fotoğrafı görebilmek mümkün değildir. Bu tavır büyük fotoğrafı, konunun derininde yatan sorunu anlamamıza yol açmaz. Hatta örneklerini sosyal medyada çokça gördüğümüz farklı siyasi tavrı gösteriyormuş gibi bir görüntüye sahip olmakla birlkte gerçekte Perincek'in bugünkü görüntüsünden çok da farklı olmayan bir siyasi tavrı benimsemiş görülenlerde de...-evet, aynısı görebilmek mümkün.

Perincek ve siyaseti hiç kuşkusuz eleştirilmeli, yerden yere vurulmalı;   Perincek'in samimi taraftarlarının tuttukları yolun yol olmadığı mutlaka açığa çıkarılmalıdır. Ama tekrar edeceksek, bu eleştirel tutum, böyle de bırakılmamalı. Perincek'in cumhurbaşkanlığına aday olacağı belirtilen referandumda bu faşizan ve gerici yönsemelerin değirmenine su taşıma pozisyonunda ısrar edenler Perincek yanlışlığının, Perincek savrulmasının   dışında değiller.

Perincek'in önemsenmesi gereken bir yanı var: Perincek açık seçik ''ben-biz bu gerici ittifakın, bu faşizan gidişatın yanındayız'' diyorlar. Söylediği, yaptığı, tuttuğu yol açık seçim bu anlama geliyor. Peki ya diğerleri?

Falan filan nedenlerle, keskin komünist edalarla vb. vb. diyerek, bu rejime destek olanlar, bilinçli ya da bilinçsiz Perincek savrulması yaşayanlar?




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 28.11.2022- 21:46


Görüldüğü üzere sayın melnur ısrarla Perinçek'i sol içerisinde değerlendirmeye ısrarla devam ediyor. Evet Perinçek ve PDA hareketi 80 öncesi Sosyalist Sol'un en çok öne çıkan bileşenlerinden birisiydi... Özellikle Mao'nun ''Üç Dünya Teorisi''ni ortaya atması sonucu çoğu hareket Maoizmden koparken, PDA bu görüşü radikal bir şekilde savunmuş, Maoist çizgisinden taviz vermemişti... Bu bakımdan 80 öncesi Sosyalist Sol'u tahlil ederken, Perinçek ve PDA hareketini göz ardı edebilmek mümkün değildir.

Fakat günümüzde Perinçek'in bizatihi kendisi sağcı-solcu kavramlarının anlamını yitirdiğini söylüyor. Dolayısıyla kendisini bu tanımlamaların ve bu tanımlamaların getirdiği mücadele ekseninden uzakta tutuyor. Durum böyleyken Sayın Perinçek'i ısrarla Sosyalist Sol şemsiyesi içerisine sokma çabaları anlamını yitiriyor. Söylediğim gibi, 80 öncesi Perinçek'in liderlik ettiği PDA hareketinin Sosyalist Sol içerisinde yer alması, günümüzde ki Vatan Partisi hareketini de Sol içerisinde değerlendirmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Yoksa 80 öncesi Sosyalist hareket içerisinde yer alıp, günümüzde İslamcı ve Liberal çizgiye kayan pek çok kişiyi de aynı kapsam içerisinde değerlendirmemiz gerekir.

Vatan Partisi'nın siyasi çizgisinden daha öncede söz etmiştim. Dışarıdan bakıldığında tutarsız gibi gözükse de, kendi içerisinde belli bir bütünlüğe sahip aslında... Bu anlayışa göre küreselleşme ile birlikte emperyalizm, ulus devletleri hedef almaktadır. Bu sebeple emperyalizme karşı, ulus devletlerin ve milliyetçiliğin savunusu üzerinden cephe alınabilir. Aynı zamanda Vatan Partisi'nin savunduğu Kemalist ideoloji, Türkiye'de Atlantik sistemi varoldukça hayata geçirilemez. Ancak Türkiye'nin Atlantik sisteminden çıkarak, Avrasya sistemi içerisinde girmesi ile bu mümkün olabilir. Bu sebeple de Vatan Partisi, son 5-6 yıldır ABD ile sorunlar yaşayan siyasi iktidarı desteklemektedir. Tabi ki bir Komünist olarak bu siyasi eksenin hatalı olduğunu ve Emperyalizm/Anti-Emperyalizm anlayışının oldukça yüzeysel olduğunu düşünüyorum. Fakat Vatan Partisi'nin politikalarının arkasına yatan anlayışın ne olduğu bilinirse, neden mevcut siyasi iktidarı desteklediği de daha iyi anlaşılabilir. Bunda şaşırtıcı bir durum olmadığı görülebilir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.11.2022- 03:28


İyi de özellikle ikinci paragrafta Vatan Partisi hakkında söylediklerin bile Perincek siyasetini neden genel çerçevesi içinde solcu yapmasın? Kaldı ki, Perincek ve savunageldiği ideolojik ve siyasi çizginin solda olduğunu ben değil, Türkiye sol hareketini konu alan kitaplar söylüyor. Ve şunu da ekleyeyim, defalarca da söylediğim gibi böyle bir değerlendirme yapıyor olmak Perincek siyasetlerini ve ideolojik çizgisini olumladığım anlamına da gelmiyor.

Perincek kendi siyaseti çerçevesinde bugün Saray rejimine yancılık yapmakta. Ona ''sol''dan destek vermekte. Yanlış mı, elbette. Üstüne üstlük bir de cumhurbaşkanı adayı olacakmış. Yanlış mı elbette. Peki bu özellikle onun tarihsel sürecini yok saymamıza yol açar mı? Ya da ona ''polis'' ''ajan'' ''faşist'' dediğimizde ki, bunu sadece bugün değil, AKP karşıtı olduğu zamanlarda da söylüyorduk, bu sıfatlarla Perincek siyasetini anlamış ve anlatmış mı oluyorduk? Daha önemlisi Perincek',in bütün siyasi yaşamına bakarak solcu olarak nitelediğimizde ona farklı bir değer vermiş olmuyoruz ki. Tam tersine kendisine solcu, sosyalist, komünist, enternasyonalist vb.şeklinde niteleyenlere de, bu tür nitelemelerinizle otomatik olarak doğru bir ideolojik ve siyasi tavır alındığı algısının yanlış olduğunu söylemiş oluyoruz. İdeolojik birikim güncele-somut olana yanlış biçimde yansıyorsa, pratikte bir savrulmaya yol açıyorsa kendinizi nasıl tanımlıyorsanız tanımlayın, geçmiş birikiminiz ne olursa olsun yanlışsınız demektir, yanlışta duruyorsunuz demektir ( Sözde sol, sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlarda bu tür örneklere çokça rastlanıyordu.)Perincek için söylemeye çalıştığım kısaca buydu.

Perincek'in bugünkü siyasetinde iki temel yanlış var. Birincisi AKP-MHP ittifakını, Saray Rejimi siyasetini anti-emperyalist, ya da anti Amerikancı olarak nitelemesi. İkincisi ise ''bölücü ve Amerikancı PKK'' tanımlaması altına bütün Kürt hareketini sokması.... Saray Rejiminin bu güçlere karşı mücadele verdiğini, karşısında da 6'lı masanın ve doğal olarak PKK, HDP destekçisi olduklarını söylüyor. Bugün ortaya çıkmış fotoğrafı böyle sadeleştiriyor. Yanlış mı, elbette, savunulabilir bir yanı yok. Konuya böyle yaklaşırsan gemişin ne olursa olsun bir büyük yanışın ortasında debelenip durursun. Olan da bu zaten.

Kolaycılıktan kaçınılmalı.
Ve solculuk otomatik olarak doğruda durduğumuz, duracağımız anlamına gelmez.
Perincek buna güzel bir örnektir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör vatan Partisi Akp aynı cephede tekelizmir 9 11167 11.11.2015- 11:28
Konu Klasör 'AKP ile Vatan Partisi aynı mevzide!' tekelizmir 2 4371 22.11.2015- 21:55
Konu Klasör Vatan Partisi’nde AKP tartışması büyüyor denizcan 27 22821 26.06.2015- 02:28
Konu Klasör Vatan Partisi'nde iç tartışma alevlendi! melnur 1 5316 30.03.2017- 11:27
Konu Klasör TİP'ten Vatan Partisi’ne devrolan miras ve görev ayhan 4 5153 04.01.2016- 18:14
Etiketler   Perincekin,   Vatan,   Partisi,   bölündü.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS