SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
AKP sonrası için tahminler...           (gösterim sayısı: 1.287)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 21.12.2021- 04:27


AKP sonrası için tahminler - Metin Çulhaoğlu

Pişmiş aşa su katmama adına oturup susalım mı?


Her zaman söylendiği gibi, “normal” ve “alışılmış” sayılanın dışındaki durumlar, üzerinde daha fazla düşünmeyi, düşünürken de akla hemen ilk başta gelen ihtimallerin ötesine geçmeyi gerektirir.

AKP’nin ve lideri Erdoğan’ın bu ülkedeki iktidar deneyimi 19 yıla ulaşmıştır. Bu dönem içinde yapılanlar bir yana, doğrudan doğruya bu sürenin kendisi alışılmışın dışında bir duruma işaret eder. Çok partili rejime geçilmeden önce “tek adamın” iktidarı 15, ardından “milli şefin” iktidarı da 12 yıl sürmüştür. 1950 yılından sonra, AKP gelinceye kadar hiçbir siyasal iktidarın ömrü Demokrat Parti’nin 10 yılına bile yaklaşamamıştır.

İktidardaki sürenin bu uzunluğuna bir de tersinden baktığımızda gene “farklı” bir durumla karşılaşıyoruz: 229 aylık bir iktidar deneyimine sahip AKP’nin ve Erdoğan’ın muhalefette geçirdiği süre, yani bu partinin ve liderinin muhalefet deneyimi sadece 15 aylıktır…

15 aylık bir muhalefetin ardından 229 aylık bir iktidar Türkiye’deki siyasal hayat açısından   geleceğe de yansımaları olacak özel bir durum sayılmalıdır.

***

Artık ne zaman olacaksa önümüzdeki seçimlerde AKP’nin oyunun yüzde 30’lara düştüğünü, bu partinin MHP’yle bile çoğunluk sağlayamadığını ve Erdoğan’ın da yeniden başkan seçilemediğini varsayalım. Bu, AKP’nin de Erdoğan’ın da siyaseti muhalefette sürdürecek olması anlamına gelir.

O zaman soru şu oluyor: Türkiye olağan dışı gelişmeler yaşanmadan kazasız belasız seçimlere giderse ve seçimleri hem AKP hem de Erdoğan kaybederse neler beklenebilir? Muhalefette olmayı kabullenen AKP ve Erdoğan karşısında yeni iktidarın ülkeyi suhuletle AKP sonrası restorasyona taşıması mı yoksa seçimlerin hemen ardından ülkenin çatışmalı ve kaotik bir döneme girmesi mi?

Bugün için bunlardan ilkinin ya da ikincisinin gerçekleşeceğine ilişkin kesin bir yargıda bulunmak mümkün değil. Ancak, bize göre, sosyalist sol dahil AKP karşıtı çevrelerde ihtimallerden ikincisi biraz uzak sayılmaktadır. Anlayamadığımız nokta ise, her tür olumsuz atıfla birlikte AKP’nin “çok farklı olduğunu”, “önceki iktidarlardan hiçbirine benzemediğini”, vb.   söyleyenlerin nasıl olup da bu partinin ve liderinin önce iktidardan “tıpış”   gidip sonra da klasik bir muhalefet partisi gibi davranması ihtimaline daha fazla ağırlık tanıdıklarıdır.  

Ne ABD ve Avrupa gibi odakların ne Türkiye’deki sermaye sınıfının ne de bir zamanların “vesayetçi” çevrelerinin AKP’yi ve Erdoğan’ı kaybedilmiş bir iktidarı kavga gürültü çıkarmadan başkalarına teslim etmeye zorlayacak gücü ve etkisi vardır. Daha doğrusu, AKP ve Erdoğan bu yöndeki bir basıncı göğüsleyebilecek kozlara sahiptir.

Yani, oralardan fazla şey beklenmesin demek istiyoruz.

***

Yukarıda sıraladığımız ihtimallerden ikincisine (ülkenin çatışmalı ve kaotik bir döneme girmesi) kesin olmasa bile belirli bir ağırlık kazandıran   birkaç durum ve etken söz konusu.

Birincisi: Çok “öznel” sayılsa bile Erdoğan’ın varlığı kendi başına bir etkendir. Erdoğansız bir AKP’yi düşünmek, bu partinin Erdoğan olmadan da ayakta kalabileceğine ihtimal vermek   ne kadar zorlama olursa, Erdoğanlı bir AKP’nin de “Millet bize bu kez muhalefet görevi verdi” tevekkülüyle davranmasını beklemek o kadar temelsiz olacaktır.

İkincisi: “Restorasyon” deniyor; ama yeni iktidar azami hüsnüniyetle hareket etse, “toplumsal ve siyasal barış” adına her tür inceliği gösterme niyeti taşısa bile elini attığı her alanda kavgacı ve niyeti bozuk bir direnişle karşılaşacaktır. Ekonomi, kamu idaresi, bakanlıklar, kurullar, okullar, vakıflar, fonlar, diyanet, vb. hangi alan olursa olsun yeni iktidarın karşısına bu alanlardaki 19 yıllık “kemik” birikim çıkacaktır.

“En fazla İstanbul BŞB’de yaptıkları kadarını yapabilirler” denmesin; onun çok daha ötesine geçeceklerdir.

Üçüncüsü: 19 yıllık iktidar döneminde yapılanlar, kendiliğinden harekete geçmesi pek mümkün görünmeyen, geleneksel “ülkücü” tabana pek benzemeyen,   ama “in çağrısıyla”   sokaklara dökülebilecek, lümpen özellikler de taşıyan bir tür yeni “taban” yaratmıştır.   Kendiliğinden harekete geçmese bile her tür amaçla kullanılabileceği kesindir.

***

Bir süredir buna benzer şeyler yazıyoruz, kimi ihtimallere dikkat çekiyoruz. Amacımız elbette felaket tellallığı yapmak değil; ama ülkedeki kimi siyasal gerçekler, “normal dışı” durumlar, iktidarın özellikleri, vb. bu ihtimalleri de gündeme getiriyorsa ne yapalım?

Pişmiş aşa su katmama adına oturup susalım mı?

https://ilerihaber.org/yazar/akp-sonrasi-icin-tahminler-134485



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 22.12.2021- 10:36


Metin Çulhaoğlu haklı, sıradan bir burjuva partisi olmadığı vurgusunu sürekli yaptığımız AKP'nin hem seçimlerde ve hem de seçimlerden sonra sıradan bir burjuva partisi tepkisini göstermesi beklenmemelidir. Sürekli altını çizmeye çalışıyoruz, Erdoğan AKP'si yaklaşık 20 yıllık iktidarını kaybetmeyi göze alamayacak ve iktidarını kaybetmemek adına yapabileceği her şeyi yapacaktır. Buna İBB seçimlerinde olduğu gibi seçimlerin iptali için gerekçeler yaratma dahil. Bu yüzden muhalefet seçimlerin açık ara kazanılmasından söz ediyor.

Ne var ki, Türkiye her şeye rağmen bir muz cumhuriyeti değil Belli bir demokrasi alışkanlığı da var. Halkın oyları bir şekilde sandığa yansımışsa, o seçimi yok sayıp ikinci bir seçimle kazanmayı ummak da bir sonuç vermeyecektir; İBB'nin ikinci tur seçimleri bence caydırıcı bir örnektir. Sonuçta seçimlerde geriye düşmüş bir siyaset anlayışın meşruıyet sorunu ortaya çıkacağından Erdoğan AKP'si bu konuyu fazla zorlayamayacaktır. (Tüm halk güçlerinin saray rejiminin karşısında yer tutmasının gerekli olduğunun en temel önceliğinin de bu spesifik durum olduğunu söyleyebilirim.)

Erdoğan AKP'sinin seçimleri kaybederek iktidarı devretmesiyle ger şeyin uyarında gideceğini iddia etmek de kolay değil. Ne olabilir; bence AKP'leşen devlette kendiliğinden bir çözülme gerçekleşecektir. Bu durum işin doğalı, olması gerekeni. AKP devletinin geride kalan bütün bürokratik unsurlarının militan özellikler taşıdığını söylemek, bence doğru bir yaklaşım değildir. Bir kısmı kendiliğinden tavır değiştirecek ve yeni iktidardan yana bir tavrı benimseyecektir. AKP ve daha çok Erdoğan'a yakın bir kesimin devlette sıkıntı yaratması söz konusu olabilir ama onları da zaman içinde de olsa aşmak çok zor omayacaktır. Yeter ki, gelen siyasi anlayışın değiştirme/dönüştürme konusunda ısrarcı bir iradeden yoksun olmasın. Bence buralarda çok fazla sorun olmyacaktır.   Ya dışarıda, sokakta?

Oralarda da bir ''kalkışma'' türü tepkiler olmayacaktır. Erdoğan AKP'si iktidarı devretmişse ve muhalefete geçmeyi göze almışsa bence hiç istemeyeceği şey, yeni siyasi iktidarı zor/şiddet kullanmaya yöneltecek hareketlerin/eylemselliklerin ortaya çıkması olacaktır. Şimdilerde ara sıra da olsa gördüğümüz eylemlerin/sokak saldırılarının iktidarı devretmiş bir iradeye bağlı olarak yaygınlaşması bana uzak bir olasılık geliyor Tek tük sıkıntılar olabilir ama onlar da yeni iktidarı zora düşürecek özellikler taşımayacaktır diye düşünüyorum. Kuşkusuz her şey süt liman olmayacak, her şey kendilğinden uyarında gitmeyecktir. Bence süreci olağanlaştırmak yeni iktidarın kararlılığında ve mücadeleciliğinin ısrarcılığında olacaktır.

Kısaca muhalefet hata yapmadığında,-aynı durum sosyalistler için de geçerlidir- önümüzde beyaz bir sayfa durmaktadır. Önemli olan o beyaz sayfayı olabildiğince kirletmeden yol alabilmek ve demokrasiyi mümkün mertebe yerleşik hale getirebilmektir. Dümeni ele geçirecek düzen muhalefetinden başkaca bir beklenti içine girmek fazla hayalcilik olmaz mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 23.12.2021- 06:59


Toparlanacaksa öncelikle Erdoğan AKP'sinden kurtulabilme konusuna odaklanılması gerekiyor, diye düşünüyorum. Üstte de söylenmeye çalışıldığı gibi devletleşmiş AKP'yi dümenin başından ayırmak, ayırdıktan sonra hem sokak ve hem de bürokrasiyle uğraşmaktan çok daha kolay olmayacaktır. Sosyalist sol AKP sonrası için her türlü olasılığa göre elbette hazırlanmalıdır. TKP, EMEP ve SOLpartinin biraradalığı bu bakımdan önemsenmeli ve aynı şekilde TİP'in HDP ve kendisine katılacak başka sol örgütlerle birlikteliğine gereksiz önyargılarla karşı çıkılmamalıdır. CHP'nin İYİP ve diğer irili ufaklı partilerle biraraya gelişi Millet ya da başka bir ittifak adıyla AKP'nin Saray Rejiminin karşısına çıkmasını da bu bağlamda önemsemeliyz. Hiçbir siyasi yapının bir şekilde AKP ve MHP ittifakının karşısına geçmiş olmasını burnunun üzerinde kıl var tavrıyla eleştirmeye kalkması bence bu koşullarda çok da fazla öne çıkartılması gereken bir siyasi retorik değildir.

AKP hafifsenmemelidir. AKP sadece devletleşmemiştir ve aynı zamanda   kendi burjuvasını yarattığı gibi toplumun kılcal damarlarına girmeye çalışarak kendi kitlesini de yaratmıştır. Anketler bize bunun ipuçlarını veriyor. Bir ekonomik kriz 2002 seçimlernde merkez sol ve merkez sağ olarak niteleyebleceğimiz partileri tamamiyle süpürmüş ve parlamento dşına itmişse, o dönemin koşullarından çok daha ağırını yaşayan ülkemizde Erdoğan AKP'sinin oyu yüzde 30'larda ve MHP ve BBP ile birlikte yüzde 40'lara vardığı söyleniyorsa hiç kimseninenin hata yapma lüksü olamaz. Ortada ülkeyi onlarca yıl geriye götürmüş bir iktidar var ve bu siyaseti iktidardan alaşağı etmediğimizde bu ülkede ileri doğru atlacak tek bir adım bile olamaz. Bu gerçek görülmeli ve ona göre de uygun bir pozisyon alınmalıdır. Laf kalabalığı yaparak bu gerçeği ikincil plana iten yaklaşımların toplum tarafından ciddiye alınması mümkün değildir. Toplumun en öncelikli ve yakıcı sorununu önemsizleştirecek bir siyasi tavrın toplum tarafından önemsenmesi ve ciddiye alınması beklenmemelidir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Seçim sonrası için notlar. melnur 5 510 04.08.2023- 00:00
Konu Klasör Seçim sonrasında olanaklar sıkıntılar... melnur 1 351 03.06.2023- 08:21
Konu Klasör Seçim sonrası için düşünceler... melnur 0 759 04.06.2022- 03:52
Konu Klasör Seçim sonrası yazıları... melnur 1 11 30.03.2024- 08:29
Konu Klasör Seçimleri de sonrasını da örgütleyeceğiz... melnur 0 903 23.03.2022- 09:30
Etiketler   AKP,   sonrası,   için,   tahminler.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS