SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Çanakkale Savaşları özelinde sorulması ve yanıtlanması gereken asıl soru ne?           (gösterim sayısı: 557)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 19.03.2022- 06:47


Çanakkale anti-emperyalist savaş değildir.
Çanakkale ulusal yanı olmayan (ulusalcılık utkusu olmayan ) savaştır.  
Çannakkelnin Rus devrimiyle alakası yoktur.
Bırakalım Türkiye ulusal kurtuluş savaşı özünde islamcı ,Biçimde ulusalcı savaştır.*


Sn.owert söylemiş bunları, önceki yıllarda. Tipik bir yaklaşım olduğu için aldım. Konuyu da az çok özetliyor. Bu yaklaşımın doğru bir yaklaşım olmadığını söyleyebilirim. Teorik açıdan yanlış olduğu gibi siyaseten de büyük bir yanlış. Bu coğrafyanın ilerici olan her atılımına düşmanlık, Çanakkale Savaşlarının yıldönümlerinde de ortaya çıkıyor. Bir öfke, bir düşmanlık, bir kin. Tamam, bu coğrafyada Osmanlıdan bu yana gerici bir damar var, onları anlıyoruz; reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte saldırılarını daha da arttıran bir neo-liberalizm gerçeği var. Onları da anlamak mümkün, ideolojilerinin gereğini yapmakla meşguller. Peki ya bu türden düşmanlıkları sürekli kaşıyan, dillendirmeye çalışan sözde enternasyonalist ve dahi kendinden menkul solculara ne diyeceğiz? Asıl soru, bu tür konularda asıl konuşulması gereken konu kendini solcu ve enternasyonalist olarak tanımlayan bu tür zevatın neden böyle bir tavrı benimsedikleri olmalı. Bu düşmanlık nereden kaynaklanıyor? 80 öncesinde olmayan böyle bir tavır, 80 sonrasının hangi ikliminde yeşerdi?

***
Osmanlı özellikle 20.yüzyılın başlarında Avrupa için bir ''hasta adam''dı. Emperyal bir ülke olduğu iddiası ve bu yüzden emperyalistlerin paylaşım savaşına dahil olduğu iddiası ileri sürülemez. Emperyalist Almanya'nın bir müttefiki olduğu, savaşa bu nedenle girdiği ve savaş sonucunda dünyanın paylaşım mücadelesinden topraklarına yeni nüfus bölgeleri katmak ve oraların yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmek istediğini amaçladığı gerekçesi de doğru değildir. Doğru değildir çünkü kendi topraklarını bile koruyacak durumda olmayan bir imparatorluk enkazının böyle bir amaç peşinde koşması mümkün olamaz. Girdiği her savaşı 200 yıldır kaybeden bir sözde imparatorluktan söz ediyoruz. En son Balkan savaşlarını da yitiren ve topraklarını kaybeden bir ''hasta adam''dan.   Tarihçi falan değilim ama Osmanlının savaşa katılmasının nedeninin bir zorunluluk olduğunu söyleyebilirim sanıyorum. Osmanlı o paylaşım savaşında kendini taraf olmakla bağlamıştı. Çünkü savaşım paylaşılanı durumundaydı. İmparatorluğun yüzlerce yıldır kazanıldığı topraklar bir bir elden giderken sıranın ''son tekme''ye geldiği ve Osmanlının son bir darbeyle Anadolunun küçük bir kısmına sıkıştırılacağı planlanıyordu. Çanakkaleye dayanan emperyalizmin son amacı buydu. Osmanlı bu planlara önlem olarak Alman'yanın müttefikliğini kabul etmişti. Belki Alman-İtalyan birlikteliğisavaşı kazanır ve   payitahtı ayakta tutmanın bir yolu bulunabilirdi. Osmanlıyı savaşa dahil eden zorunluluk da buydu.

Ve dolayısıyla Osmanlıyı emperyalist savaşın paylaşım hayali kuran bir devleti gibi görmek yaklaşımının doğru olmadığı çok zorlama bir yorum olduğu açık. Dediğim gibi sorulması gereken soru, bu ve benzer soruların neden bir kısım sözde solcudan geldiği sorusudur. Evet, neden?

Sorunun yanıtını sonraya bırakarak, bir de şu Çanakkale Savaşlarının Rusya'yla, Rus Devrimiyle bir ilgisinin olmadığı önermesine. Bu da doğru değil. Çanakkaleye dayanan İngiliz ve Fransız donanması İstanbul'a çay içmeye gelmiyordu. Üstte söylemeye çalıştıklarımın yanında, müttefik Rusya'nın yardımına gitmek ve Almanların yenilgisini sağlamak veya hızlandırmaktı. İngiliz ve Fransız donanmaların boğaza giriş yapmalarını bu gerekçeyle de ilişkilendirdiğimizde Almanya'nın erken bir yenilgisiyle Rusya'nın savaşı kazanan taraflardan biri haline geleceği, Rus devriminin gerçekleştirilmesindeki önemli etkenlerden biri olan halkın savaş bıkkınlığı ve aleyhtarlığı son bulacaktı. Bu durum da Rus devriminin gerçekleşmesini zora sokacak, belki de olmaz haline getirecekti.

Dolaıyısıyla Çanakkale Savaşları'nın Rus devrimine etkisinin olmadığını ileri sürmek de doğru değildir.

Sn.Owert'ın ''ulusal devlet'' konusundaki ''ilgisi vardır, yoktur'' benzeri ifadesi de çok açık değil. Bu konuda Çanakkale'nin Anadoluda gerçekleştirilecek olan ''anti-emperyalist'' kurtuluş mücadelesinin bir ön safhası olduğu söylenebilir, sanıyorum.

Ve asıl soru, neden?


Neden bu ve benzer yaklaşımlar, özellikle 80 sonrasında sol içinde duyulur ve görülür olmaya başlandı? Neden Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve kuruluş, cumhuriyet, devrimler, laiklik ve tabi Çanakkale solda olduğunu savunan bir kısım zevat tarafından düşmanlıklarını ortaya koymak adına büyük bir coşku ve dahi huşu içinde beklenir hale geldi? Evet, asıl soru bu? Solcu olmak sanki yurtseverliğe ve bu topraklarda, bu coğrafyada ilerici olan her şeye saldırmak ve düşmanlık etmek gibi bir algıya dönüştürülmek isteniyor. Çoğu kez kendini enternasyonalist olarak tanımlayan bu tür bir zevat, internetin ve sosyal medya sanallığından da yararlanarak bir tür cahil cühela cesaretiyle bu konularda öncülük yapma görevini üstlendiler? Yani bu tür kerameti kendinden menkul bir solculuk anlayışı çok aman aman analizle sonucunda varıyorlar bu düşmanlıklara? Böyle mi?

Hiç ilgisi yok.

Cehaletin verdiği cesaretle en ileri giden ve bir anlamda da kendi egosunu tatmin etme uğraşında olan bir kesim, ikinci enternasyonal ve Kautsky'ı karşıya koyarak Lenin'in bu konudaki tutum ve söylemlerini bir iki Troçkist makaleden cımbızlayarak açıkladığını sanıyor. Bazen de ölçü o kadar şaşıyor ki, daha fazla komünist ve daha fazla enternasyonalist görünmek adına ''komünistler emperyalistler arası savaşta kendi burjuvazilerine silah doğrultmak zorundadır'' deyiveriyorlar. Sanırım sonrasında da aynanın karşısına ''ben neymişm be abi'' diyorlardır.

Her dönemde bu tür örnekler olacak. Bu tipler hemen her siyasetin içinde ortaya çıkacak. İnternetin ortaya çıkmasıyla birlikte bu tipleri sözde sol, sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlarda görebiliyorduk. Şimdilerde buraların cazibesinin ortadan kalkmasıyla face'teler, tvitırdalar, ve hatta instegram denilen mecralardalar. Ve ne yazık ki, solun bir kısım sempatizanları ve bir kısım samimi unsurları tarafından destekleniyorlar. Destek gördükçe cüret de artıyor. Bu coğrafyada ilerici olan her şeye düşmanlıkta sınır tanımaz hale geliyorlar.

Evet, sorun bence bu.

(Çanakkale Savaşları özelinde de ortaya çıkan bu tavrın nedenleri üzerinde daha geniş bir şekilde durmak gerekir, diye düşünüyorum. Kuşkusuz reel sosyalizmin çözülüşünün ve öncesinde 12 eylül faşizminin solun üzerinden silindir gibi geçmesinin de böyle bir iklimin oluşmasında hiç kuşkusuz etkisi var. Solun gerileme süreci olarak tanımlayabileceğimiz böyle bir süreçte neo-liberalizmin sola girdi yapması, uzun zaman etkisini sürdürmesi, Kürt ulusalcılığının da yükselişe geçmesinin yarattığı bir nesnellik, hemen hepsi bir kerameti kendinden menkul bir solculuk ortaya çıktı. Bu tipler sanallığın verdiği bir cahil cesartiyle de solun sahiplenmesi gereken her şeye saldırmak göreviyle donatmışlar kendini. Cumhuriyetin kuruluşu, Çanakkale savaşları bu saldırılar için tipik örnekler. Kendilerine karşı çıkanları da hemen ulusalcılık, sosyal şoven, neo-faşist olarak damgalıyorlar ve işin garibi kullandıkları hiçbir kavramın anlamını bile kavrayacak donanımları yok. Bitirirken şunu da eklemeliyim, TKP balıca düşmanlarıdır. Sanırım yeterine taraftar toplamadılar, bu konuda kendilerini pek ele vermemeye çalışıyorlar ama saçma sapan yorumlarına aldıkları ''like'' fazlalaştıkça işin bu boyutu da ortaya çıkacaktır. Neyse, konuşuruz.)

* http://www.solpaylasim.com/k6508fs0ks8-canakkale-savasi-gercekler-ve-gerici-hurafeler.html





Bu ileti en son melnur tarafından 19.03.2022- 06:51 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör CHP özelinde siyasetin ahvali... melnur 0 212 08.07.2023- 07:26
Konu Klasör Paris ne yana düşer, Silvan ne yana… dayanışma 0 3430 16.11.2015- 17:06
Konu Klasör Mustafa Kemal Çanakkale'de - Serdar Yıldırım Serdar102 0 182 22.08.2023- 19:22
Konu Klasör Çanakkale Savaşı ''antiemperyalist'' değilmiş! melnur 9 8619 19.03.2019- 16:45
Konu Klasör Bir kavram var ki o bir yana diğerleri bir yana melnur 0 2844 10.12.2016- 15:48
Etiketler   Çanakkale,   Savaşları,   özelinde,   sorulması,   yanıtlanması,   gereken,   asıl
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS