SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
AKP gidici mi?           (gösterim sayısı: 1.074)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 30.03.2022- 13:42


Bu, ''AKP gidici'' sözü çok tehlikeli bir söz ve üstelik gerçeği pek yansıtmadığı gibi, bir de ''AKP çok güçlü değil'', ''o iş bitti, biz sonrasına bakalım'' türden yaklaşımlarla birlikte toplumda AKP'ye karşı bir umursamazlık yaratabilme duygusu ortaya çıkartabilirmiş gibi geliyor bana.

Bir yandan ''AKP devlet haline geldi'' diyeceğiz, sonra da ''AKP güçlü değil'' saptamasında bulunacağız! Bu iki önermenin birbiriyle iler tutar yanı yok. Nasıl güçlü değil. AKP'nin ve ''Başkan Erdoğan'ın'' şu anda yapamayacağı bir şey var mı? Birer birer cumhuriyetin bütün kazanımları ortadan kaldırılmış, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı altında dinci soslu bir tek adam otoriterliği kurulmuş, hala ''AKP güçlü değil!'' Başka nasıl güçlü olabilir? Ne olması lazım?

AKP gidiciymiş! Hangi veriler söylüyor bunu? Anketlerde hala yüzde otuzlardaysa ve MHP ile birlikte -her şeye rağmen ve hala- yüzde 40 civarında bir sandık potansiyeline sahipse devletin de gücüyle ve her türlü manipülasyonlarla bu oranın yüzde 50'leri bulması mümkün mü değil? Yok böyle bir şey. AKP sandıkta yenilgiye upratılmadıkça hala yönetim pozisyonunda olacaktır, iktidarda kalacak ve öteden beri söylenen 2023 hedeflerini gerçekleştirme yönünde önünde hiçbir engel de kalmayacaktır.

Bir daha yineleyelim, hep yineleyelim ve hiç akıldan çıkarmayalım, AKP sıradan bir burjuva partisi değildir. Ve seçim olur mu olmaz mı, bence bugünden de pek kestirilemez ama, eğer olur da sol, sosyalist ve demokrat güçler sandıkta bir kez daha yenilgiye uğrarlarsa sadece vebali ağır olmakla kalmayacak ve aynı zamanda bu ülkenin içine girdiği karanlığın aydınlıklara dönüşmesi öyle hiç de kolay olmayacaktır.

Şapkadan tavşan çıkarma çabaları da bir yere kadar, gerçek şu ki, hepimizin aklımızı başımıza toplama zamanı geldi de geçiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.03.2022- 13:44


AKP'nin gideceği iyimserliği üzerine ayırmış Metin Çulhaoğlu, bugünkü yazısını.
https://ilerihaber.org/yazar/akpnin-gercekten-gidici-oldugunu-nasil-anlayabiliriz-138632

''Anketlere ve yapılan pek çok değerlendirmeye bakılırsa AKP’nin önümüzdeki seçimlerden başarıyla çıkma şansı yok gibi. Seçimlerde kaybedenin AKP ve MHP, kazananın da millet ittifakı olacağı söyleniyor. Peki, böyle olacağını mutlak bir kesinlikle söyleyebilir miyiz? “Milli iradenin” böyle tecelli edeceğinden emin miyiz?'' dye de sormadan edememiş.

Haklı. Ve sorduğu soru da çok önemli. Eğer nasılsa AKP gidici, düzen muhalefeti sandıkta bunun gereğini yerine getirecek ve bütün verler de bunun böyle olduğunu söylüyor'' diye düşünülüp '' biz sosyalistiz kendi işimize bakalım'' deniliyorsa, bence hata yapılıyor. Tersi olur da, Erdoğan yine sandıktan çıkarsa bunun vebalini kimse kadıramaz ve yine Çulhaoğlu'nun sözleriyle o durumda ''bunun sonuçlarını bile düşünmek istemiyorum.''

Memleketin başına gelmedik şey kalmadı. Hayat pahalılığı, işsizlik, umutsuzluk, yoksulluk, ne arasan var. Ülkede iyiye giden hiç bir şey yok. Dolar almış başını gitmiş, benzine mazota her gün zam var ve hala yüzde 40'lardan aşağıya düşmeyen bir Erdoğan var. Ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın, memleketin yüzde 40'ından destek görüyor. Anlaşılır bir şey değil ve bu nesnel durum yok sayılarak siyaset yapılabilir mi?

Türkiye giderek daha da kaygan bir zeminde yol alıyor. Bu zeminin dzleştirmesi ve kayganlığının ortadan kaldırılma zorunluluğu var. CHP'nin de var İYİP'in de, Saadet'in de, DEVA, Gelecek ve HDP'nin de var. TİP sorunu kavramış görünüyor; diğer pek çok sosyalist partiler de... Bir TKP farklı telden çalıyor.

Evet, bir TKP farklı telden çaıyor.
Anlamak da mümkün değil.

Sürekli altını çizmeye çalışıyorum, seçim süreci boyunca da altını çizmeye çalışacağım. Düzen partileri dediğimiz ve Saray Rejimi'nin tahtından indirmeye çalışan yuvarlak masa sakinleri eğer tek bir aday üzerinde anlaşır ve bu konuda (birinci turda) HDP'nin de desteğini alırlarsa TKP birinci turda da aday göstermemelidir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda Erdoğan yenilgiye uğratılmazsa olası bir ikinci turda kazanma şansı artacaktır. Böyle bir risk üstlenilemez, üstlenilmemelidir.

Hamasete gerek yok, aynı gemideyiz ve aynı kaygan zemin üzerindeyiz. Düşüyoruz, batıyoruz ve birileri de -iyisiyle kötüsüyle- düşmemeye, batmamaya çalışıyor, gemi battığında hepimiz boğulma tehlikesini daha da fazla hissedeceğiz, ve bu ülkeye, bu ülke insanlarına da yazık olacak, sıradan bir ortadoğu ülkesine dönüş başlayacak, cumhuriyetin yüzüncü yılında, geriye dönüş rüzgarları çok daha sert esecek...

Bu vebalin altına kimse giremez.
Hele de sosyalist sol...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.04.2022- 09:25


İzlememiştim, bir arkadaşım anlattı, çöpten yiyecek toplayan birine soruyorlar ''oyunu hangi partiye vereceksin'' diye, duraksamadan Recep Tayyip Erdoğan'' yanıtını veriyor. Burada anlatmaya çalışmıştım, ben de benzer örneklere rastlamıştım. Tekil örnek değil bu. Toplumda bir karşılığı var. Anketler herşeye rağmen ve hala yüzde 40'ı gösteriyorsa ve karşı tarafta daha önce kendisine oy vermiş, kendi tabanını oluşturmuş milyonlar da varsa açıkça ''AKP artık gidici'' denilemez. Seçimlerde her türlü devlet olanağı kullanılacak, her türlü manpülasyonlar yapılacak, iktidarı yitirmemek uğruna akla gelen, gelmeyen her türlü oyun sahnelenecektir. Daha birkaç gün önce parlamentodan geçen seçim yasası da bunun tipik bir örneği değil mi?

Defalarca yinelendi, AKP sıradan bir burjuva partisi değildir. AKP'nin iktidarda kaldığı her dakika Türkiye gericiliğinin sağı ve sözde soluyla birlikte,   bu coğrafyada ilerici olan her adımı, her kazanımı ortadan kaldırma çabasının ivmelenerek artması anlamına gelmektedir. Yirmi yıllık iktidarlarında cumhuriyet döneminin bir parantez olduğu ve mutlaka kapatılacağı yönündeki açıklamaların gerçeklik kazanabilmesinin önünde belki de son bir seçim kalmıştır. Bu seçim için sık sık tekrarlanan ''Türkiye'nin kader seçimi'' nitelemesi bence hiç de abartılı bir yorum değildir.

AKP için, Erdoğan için, Saray Rejimi için kolaylıkla ''ilk seçimde gidecekler'' denilemez. Başta yuvarlak masanın altılı sakinleri olmak üzere sol ve sosyalist tüm kesimlere bu konuda bir sorumluluk düşmektedir diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin göstereceği adayın HDP ve içinde bulunduğu ittifak tarafından ilk turda desteklenmesi durumunda sosyalist kesimde aykırı bir ses çıkması Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saray Rejimi'ne destek vermekten başka bir anlama gelmeyecektir. Bu seçim özellikle ilk turda Saray Rejiminin yenilgisine dönüşmeli, dönüştürülmelidir. Bu konudaki çabalar artarak yoğunlaştırılmalıdır. Aksi durumdaki propaganda ve ajitasyonlar bir kere daha yineleyelim, AKP'nin değirmenine su taşımaktan başka bir işe de yaramayacaktır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.04.2022- 09:36


Hava Dönüyor, Rüzgâr Bizden Yana Esiyor Ama… - PERİHAN KOCA

Resim Ekleme

Şu bir gerçek. Rejimin bunalımı şiddetleniyor. İktidar güçleri her geçen gün kan kaybediyor.

Yolda, sokakta herkesin canı burnunda, illallah ediyor. Milyonlar, krizi iliklerine kadar hissederken, yaşanılan krizin muhatabını da gayet iyi biliyor.

Ekonomik, siyasal, toplumsal enkazdan kaynaklı müthiş bir meşru öfke var. Dahası, bu öfke artık ciddi bir değişim ve dönüşüm talebiyle var oluyor. Dahası, bu talep kendisini sadece pasif duruşlarla ya da seçim/sandık bekleyişi ile ifade etmiyor. İşçilerin direnişleri, fiili grevleri, iş yeri işgalleriyle, emekçilerin, kadınların, gençlerin, doğa ve yaşam savunucularının sokak eylemleriyle kendi ifadesini buluyor.

Demokrasi ve laiklik ilkesini bayraklaştıran eşit yurttaşlık talep eden Alevilerin hareketliliğiyle, 8 Mart’ta iriliğini diriliğini bir kez daha gördüğümüz kadın hareketinin gücüyle, 21 Mart’ta ülkenin doğusundan batısına tüm kentlerde faşizmin karşısında halkın barajı niteliğini taşıyan Newroz duruşuyla, 25 Mart’ta ekolojistlerin iklim grevi eylemlikleriyle kendisini ifade ediyor.

Enflasyon rekor zirvelere yerleşirken, devletin manipülatif istatistik kurumu TÜİK’in açıkladığı sözde rakamlar bile ekonomik yıkımın şiddetini gösteriyor. Açıklanan rakamlar emekçi sınıfların mahvolmuş hayatlarında ifadesini bulurken, memleketin her kesiminde ortak duygudaşlığı bütünlüyor.

Düşünün; siyasi iktidarın kendisine bağlı birlikler halinde örgütlediği ve adeta bir polis devleti inşasına giriştiği polisler bile kopuş emareleri taşıyor. Sendikalaşıyor, hakkını aramaya soyunuyor… En son “Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” değişikliği ile birlikte polis teşkilatında iyiden iyiye gün yüzüne çıkan tepkiler birbirleriyle buluşmaya başladı.

Ekmek, adalet ve özgürlük arayışı dört bir yanda farklı biçimlerde kendi ifadesini buluyor ve karşılık üretiyor.

Bu kritik dönemeçte, özellikle 8 Mart ve 21 Mart parçalı bir şekilde kendisini ifade eden halk güçlerine moral gücü kazandırdı ve 1 Mayıs’a kitlesel ve güçlü gidişin yolunu açtı. Evet, hava dönüyor. Rüzgâr bizden yana esiyor. Ama… İşte o ama’nın ardında bir boşluk var. Zira bizden yana esen bu rüzgârı kalıcılaştıracak ortak bir mekanizmanın, siyasal programın ve öznenin örgütlü bir güç olarak ortada olmadığı gerçeği yüzümüze vuruyor. Vursun da.

Gerçeğin Öteki Yüzü
Şeytanın avukatlığını yaparak, gerçeğin öteki yüzünü okuyacak olursak; şu da bir gerçek.

Az buz değil. Karşı karşıya olduğumuz çoklu kriz ve enkazların asli muhatabı ve sorumlusu olan Erdoğan AKP’si tarafından biat sopasıyla yirmi yıldır yönetilmeye devam ediyoruz. Baklayı masaya yeniden koyup hatırlatmış oldu Mahir Ünal “Hazırlıklarımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü, asıl şimdi başlıyoruz” diyerek. Ki bakla da değil, AKP’nin rotası ve parolası tam da buydu esasında.

Geçtiğimiz günlerde, MetroPOLL Araştırma’nın kurucusu ve yöneticisi Özer Sencar, son anketler ışığında Artı Gerçek ile yaptığı röportajında Erdoğan’ı hala şapkasından çıkaracağı tavşanlar olan bir seçim makinasına benzetmişti ya hani. Haklı.

Yirmi yıllık iktidar pratiğinde her kritik dönemeçte ha gitti ha gidecek, ha düştü ha düşecek denen Erdoğan ve şürekâsı, iktidarda kalabilmek için her türlü yola, yönteme başvurdu, tekelinde bulundurduğu devlet aygıtlarının tüm imkanlarıyla taarruza geçerek yürüttüğü seçim kampanyalarından bir biçimde galip gelmeyi becermiş oldu, zira. Elbette, muhalefetin de hakkını yememek gerek burada. Çünkü sadece Erdoğan’ın devletin olanaklarına yaslanarak seçim üstadı oluşu değil, ana akım muhalefetin muhalefetsizliği de her defasında Erdoğan’ın ana dayanaklarından olagelmiş ve işini kolaylaştırmıştı vesselam.

Seçim Yasasın İşaretleri

Ve işte bugün de iktidarın tabanındaki erime ve kopuşlara rağmen, kamuoyu yoklamaları AKP’nin hâlâ en fazla oyu alan parti olduğunu gösteriyor. Krizi fırsata çevirme kabiliyetinde, Rusya-Ukrayna savaşını oy oranlarına yansıttığı anlaşılıyor.

İçerisine girdiğimiz fiili seçim atmosferinde önümüze şapkadan çıkarılan yeni tavşanlar getiriliyor. Seçim yasası değişiyor, bir baskın seçim olasılığının da her an kapımızı çalabileceği bir durum gündemimize giriyor.

İçeride ve dışarıda kan kaybeden siyasi iktidar, devletin bekasından devşirilen kendi bekaları için hem içeride hem dışarıda çok yönlü hamlelerle faşizmin inşasını hızlandırarak, topyekûn toplumu adım adım bir girdaba doğru sürüklüyor.

Ukrayna’nın işgali sürerken, “ara bulucu” rolüne aday olarak, içeride-dışarda itibar kazanma hesabının sökmesi pek olası gözükmese de kanlarının son damlasına kadar çabalıyorlar.

Bir yandan HDP kapatma davasının olası sonuçları hesaplanırken, bir yandan seçim yasası ile ittifakları etkisiz hale getirerek hem altılı koalisyonun içerisi dinamitlenip hesapları dağıtılmak isteniyor hem MHP’yi kurtarma operasyonu yapılıyor hem de HDP’nin kapatılması durumunda, ortada kalan milletvekillerinin başka bir parti ile seçime girmesine engel olmaya çalışıyorlar. Aynı şekilde, şayet HDP kapatılırsa müşahitleri de sandıklarda olamayacak ve Kürt illerinde türlü hilelerle sonuçlarla dilediğince oynamak serbest olacak. Evet hepsi olasılıklar dâhilinde.

Demem o ki gerçeğin tek bir yanına odaklanmak bizi olasılıkçı ve çok yönlü hazırlık ve müdahaleden uzak tutarak, ha düştü ha düşecekler rehavetine düşürebilir. Gerçeğin tek bir yanına odaklanırsak pekâlâ şunu diyebiliriz: evet kaybediyorlar ve yenilecekler. Söz konusu seçim yasası da zaten normal yollardan seçim kazanma ihtimallerinin kalmadığını apaçık gösteriyor. Bu sebeptendir ki, çeşitli hilelere başvurarak, evvelki deneyimlerinden biriktirdikleri seçim cambazlıklarını ve de elbette devletin olanaklarını sonuna dek kullanarak iktidarda kalmanın yollarını arıyorlar.

Kabul. Aslında bu yasa ne kadar sıkıştıklarının göstergesi. Tabandaki erimenin, oy kaybının, kopuşların onlar da gayet farkındalar. Ama her türlü müdahaleye alan açan, alicengiz oyunlarına hileli ve baskın seçime izin verecek olan seçim yasası düzenlemesiyle ön almaya çabalıyorlar. En azından getirdikleri düzenlemeyle milletvekili dağılımını kendi lehlerine çevirme hesabındaki seçim aritmetiğinin bir yanı bu.

Velhasıl-ı yüzümüze vuran gerçeğe, yazının başında ifade ettiğim bizden yana esen rüzgârı kalıcılaştıracak ortak bir mekanizmanın, programın ve öznenin örgütsüzlüğü gerçeğine dönerek ve üçüncü seçeneğe işaret ederek bitirelim.

Sorumluluk tümüyle üçüncü seçeneğin inşası için yola çıkan siyasi partilerdedir. Bilincine varalım. Yaparsak olacak; evet kaybedecekler ve yenilecekler, yapmaktan imtina ettiğimiz ve bıraktığımız tek bir boşlukta ise elbet o boşluğu tamamlayacak siyasi aktörler olacaktır. Üçüncü seçenek, ortak mücadelenin inşasına bugünden başlayarak, şimdilerde bizden yana esen rüzgârı kalıcılaştıracak adımları kuvvetlendirerek yol yürümeli. Üçüncü seçenek parlamentarizme indirgenmemiş, halkı sadece seçimin/sandığın edilgen bir nesnesi olarak gören statükocu siyasete karşı halkın özneleşmesine zemin açacak bir siyasal zemini açmaya çalışan halkçı bir seçenek olarak kendisini yapılandıracak. Halkın siyasetin merkezine yerleşeceği, siyasetin öznesi haline geleceği, asla ve asla salt seçimlere sıkıştırılamayacak bir seçeneğin ittifakı olacak üçüncü seçenek.

Öte yandan içerisinde bulunduğumuz yol ayrımında yaklaşan seçimlerin kritik bir özellik taşıdığı gerçeğini gören bir yerden, halk iradesinin seçimlere yansımasını gündelik yaşamın bizzat içinde adeta bir örgütlenme seferberliği yaratarak sağlam örgütlenmiş bir zeminle garanti altına alınabileceğini bilerek davranacak da bir ittifak olmalı. Seçim yasası gündemi, bunu bize bir kez daha hatırlatmalı ve harekete geçirmeli.

https://elyazmalari.com/2022/04/06/hava-donuyor-ruzgar-bizden-yana-esiyor-ama/



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Coolumsu
[ Coolumsu ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2022
İleti Sayısı: 4
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Coolumsu
Cevap Tarihi: 12.05.2022- 08:29


Evet oy kaybediyorlar. Seçimi kazanacaklarını sanmıyorum.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   AKP,   gidici
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS