SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Resneli Niyazi... İlk ateşi yakan vatansever...           (gösterim sayısı: 528)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 18.04.2022- 09:26


Resneli Niyazi... İlk ateşi yakan vatansever

Resim Ekleme
Resneli Niyazi Bey, 17 Nisan 1913 günü Balkan komitacıları tarafından, sırtından üç kurşunla vurularak şehit ediliyor.

Kimdir Niyazi Bey? O, ölümü göze alıp dağa çıkan; Padişah Abdülhamit’in istibdat yönetimine: Hürriyet, Adalet, Eşitlik ve Kardeşlik isteyerek isyan eden örnek bir devrimci... Halk onu “Hürriyet Kahramanı” olarak adlandırıyor.

Bu hareketini içten, sade iki cümleyle açıklıyor: “Alçakça yaşamaktansa ölmeyi seçtim. Onun için mavzerlerle silahlı 200 vatan çocuğu ile vatanım için ölmeye gidiyorum.”

İLK ATEŞİNİ YAKAN VATANSEVER
Niyazi Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin en fedakâr ve disiplinli önderlerinden biridir. Eylemini örgütü İttihat ve Terakki Cemiyetini, sıkıntıya sokmamak için bütünüyle kendi olanaklarıyla hazırlıyor.

Ama dağa çıkmadan önce Cemiyetin onayını alıyor. Bu eylem sürecinde her adımda örgütüyle haberleşiyor. İttihat ve Terakki Cemiyeti de bütün gücüyle onu destekliyor. Resneli Niyazi, 1908 Jön Türk /Hürriyet Devrimi’nin ilk ateşini yakan vatansever olarak adını tarihe yazdırıyor.

Bu, Niyazi Bey’in ilk kahramanlığı değildir. Onun 1897 Türk-Yunan Savaşı’ndaki cesur mücadelesi, askeri yeteneği de dillere destan… 1908 Hürriyet Devrimi’nden önce de bir halk kahramanı olarak tanınıyor, seviliyor. Niyazi Bey, 1908 öncesi dört yıl avcı taburuyla Balkanlar'da ayaklanan Sırp ve Bulgar çetecilerle göğüs göğüse çarpışıyor. Başarısı sonucu kolağası, yani kıdemli yüzbaşı oluyor. Kahramanlığıyla tüm İmparatorlukta hayranlık uyandıran haklı bir şöhret kazanıyor. Vatanseverliğini yaşamını ortaya koyarak, birçok kez kanıtlıyor. Makam mevki hesabı hiç olmuyor...

Yazar Şevket Süreyya Aydemir de Niyazi Bey’in bu kişilik özelliğine ve askerlik anlayışına dikkat çekiyor: “Niyazi Bey mazbut, cesur, idealist, geniş ihtirasları olmayan sade, babacan bir subaydı. Dağa çıkarken yaptığı işin, Ordu disiplinine aykırı olduğunu biliyordu. Fakat bu dağa çıkışı, Ordudaki vazifesinden daha üstün bir memleket hizmeti olarak yapıyordu. Bunun cezasını da haklı ve tabii bularak, tam bir soğukkanlılıkla göze alıyordu. Önceden verdiği karar, başarı sağlar ve hayatta kalırsa, Ordudan istifa etmekti. Hatta bir heyet veya mahkeme huzurunda hesabını verdikten sonra bir cezaya çarptırılırsa, onu da tam bir teslimiyetle çekmekti. (…) Biz Niyazi Bey’i biraz da ortadan silinmiş, kendi kasabasına çekilerek orada ilkokul yaptırmak ve çevresine faydalı olmaya çalışmakla meşgul görürüz. Kaldı ki kısa bir süre sonra Ordudan ayrılır. Ne seçimlere karışır. Ne mebusluğa adaylığını kor… Aktif hayattan çekilir. Yeni rejimden şahsı için bir dilekte bulunmaz.”

Resneli Niyazi Bey'in birikiminin ve ününün doruğundayken köşesine çekilmesi doğru muydu? Böyle yapmasaydı hem ülkesi hem de kendisi için daha yararlı bir seçim yapmış olmaz mıydı? Tabii tarihi olayları ve kişileri bir film gibi geriye sarıp değiştirme olanağımız yok. Böyle bir tartışma da pek doğru olmayabilir. Sanırım önemli olan tarihi gelişmelerden doğru dersler çıkarmak, hata ve yenilgilerden öğrenmeyi bilmektir. Sabahattin Eyuboğlu’nun dediği gibi “dünü bugüne mal edip insanlığın yaşını kendi” yaşımıza katabilmektir.

DENİZ GEZMİŞ VE RESNELİ NİYAZİ
Deniz Gezmiş, Resneli Niyazi’yi dilinden düşürmez. Onun, II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı, meşrutiyet yönetiminin yeniden kurulmasını isteyen gizli, devrimci muhalefet hareketinden övgüyle söz eder. Resneli Niyazi’nin yaşamını, mücadelesini inceler, asker üniformasını çıkartıp, fedailerle birlikte II. Abdülhamit zorbalığına karşı dağa çıkışını, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olmasını coşkuyla anlatır.

Ayrıca Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın diğer “Türk Halk Kurtuluş Ordusu” sanıklarıyla birlikte hazırladıkları “THKO Savunması”nda Abdülhamit’in istibdat yönetimi ve Resneli Niyazi anlatılır: “Abdülhamit Kurduğu jurnal (ihbar) sistemi sayesinde etrafındaki adamlarının hırsızlıklarını çok iyi kontrol etmekte, her şeyden haberdar olmasına rağmen ses çıkarmamaktadır. Çünkü kendisi her an devrilme korkusu içinde olduğundan, etrafındaki çetenin hırsızlıklarını koz olarak kullanarak kendisini korumaktadır. Yine bu ihbar sistemi sayesinde, kendisine karşı olan vatanseverlere karşı, amansız bir terör uyguluyordu. Yakalananlar işkence görüyor, hapsediliyor ve sürgüne gönderiliyordu. Bu terörden kaçabilen yurtseverler yurtdışında örgütleniyor, ellerindeki yetersiz imkânlarla gazete ve dergi çıkartıyor, mücadelelerine devam ediyorlardı. Bu örgütler içinde en fazla yayılanı ve en çok faaliyet göstereni İttihat ve Terakki Cemiyeti’ydi.” (…)
“20 Haziran 1908’de Kolağası Resneli Niyazi Bey, üç zabit ve 150 sivil fedai ile Meşrutiyet’in ilanını istemek için dağa çıktı. Niyazi Bey, dolaştığı bölgelerde kan davalarını önlemiş, mezhep farkı gözetmeden bütün Osmanlıları birleştirmeye çalışmıştır. Kendisini yakalamaya gönderilen Şemsi Paşa (…) öldürülünce, başka bölgedeki üyelerin de baskıları sonucu Abdülhamit Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kaldı.”  

GENÇLERİMİZ NEDEN RESNELİ NİYAZİ'Yİ BİLMEZLER
2013 yılında değerbilir şairimiz Sunay Akın, “2013, Hürriyet Kahramanı'nın 100. ölüm yıldönümüydü ve hiç kimse bunun farkında değildi” diyerek üzüntüsünü dile getirmişti. Sunay Akın, söyleşilerinde ve kitaplarında saygı ve minnetle anmamız gereken Resneli Niyazi ve benzeri kahramanlarımızı toplumun gündemine taşıyor, çok sağ olsun!
Aydınlık gazetesinin yazarlarından Ece Ataer de “Çocuklarımız Che Guavera'yı bilir de nedense Resneli Niyazi'yi bilmez! Anlatmak, hatırlatmak lazım” diyerek hepimize görevimizi anımsattı. Köksüz gür bir ağaç olabilir mi? Geçmişi olmayanın geleceği olmaz… En önemlisi de bir ülkeyi vatan yapan kanlarıyla toprağı sulayan kahramanlardır. Onları tanımalı. Onlardan öğrenmeliyiz.

ATTİLA İLHAN: “KİM KALDI”
Ümit Zileli de Aydınlık gazetesinde, 1 Mayıs 2014 tarihli “Fedailer” adlı İttihatçıları anlatan güzel yazısında; Mustafa Kemal’in de bir İttihatçı olduğunu vurguladı ve Attila İlhan’ın “Kim Kaldı” şiiriyle İttihatçılara bir saygı ve sevgi selamı yolladı.

“Sevgili Attila İlhan, ‘Kim Kaldı’ şiirinde canlarını, kanlarını vatana feda eden o kahramanları, tam da layık oldukları şekilde anlatmıştı. Anıları önünde saygı ve minnetle eğiliyorum, armağan olsun:
Laternalar sustu
sürahiler tenha
tek kibrit çakılmıyor
kim kaldı ittihat ve terakki’den
o jöntürkler ki - ‘hariçten evrak-ı muzırra celbederlerdi’
o fedailer ki barut öksürürler
sakal tıraşları mavi
kırmızı bıyıkları biber”

1908’de Hürriyetin ilanını izleyen günlerde emekli olup Resne’ye yerleşen Hürriyet Kahramanı Niyazi Bey, Balkan Savaşı patlak verince, hiç tereddüt etmeden ülkesini savunmak için Cevdet Paşa’nın ordusuna katılıyor. Yenilgiyle biten savaştan sonra, İtalya üzerinden İstanbul'a gitmek üzere Arnavutluk'un Avlonya iskelesinde vapur beklerken, yazının girişinde belirttiğim gibi Balkan komitacıları tarafından, sırtından üç kurşunla vurularak şehit ediliyor.

1908 Hürriyet Devrimi; Talât, Enver, Niyazi, Atıf, Eyüp Sabri Beylerde ve daha pek çok vatanseverin kimliğinde, kendini feda eden kahramanlarını buldu. Onlar “ecnebi yumruğunu görmemek” için, canlarından aziz bildikleri vatan ve millet yolunda kendilerini, feda etmekten kaçınmadılar.

Resneli Niyazi Bey’in Avlonya’da olan na’şı, İstanbul’a, “Hürriyet-i Ebediye” tepesine Talât Paşa, Enver Paşa, Eyüp Sabri Bey, Atıf Bey gibi diğer hürriyet şehitlerinin yanına getirilmeli. Talât Paşa’nın na’şının Berlin’den, Enver Paşa’nın na’şının Tacikistan’dan getirildiğini biliyoruz.
Tüm şehitlerimizle birlikte Resneli Niyazi Bey’i büyük bir saygı, sevgi ve minnetle anıyorum.

Feyziye Özberk
https://odatv4.com/guncel/resneli-niyazi-ilk-atesi-yakan-vatansever-235752



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Karanlığı yakan ışık: 19 Mayıs 1919 tarihselmaddeci 2 3957 21.05.2015- 09:46
Etiketler   Resneli,   Niyazi.,   İlk,   ateşi,   yakan,   vatansever.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS