SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.11.2022- 09:05


Eksik yanları da vardır belki ama yine de önemli bir başlık olduğunu düşünüyorum. Bu başlığı açmamın nedeni de yine face'te rastladığım bir tavırla ilgiliydi. Sosyal medyada çokça rastladığımız tiplerden biriydi ve demokrasi konusunda biraz olumlu şeyler söyleyip faşizme karşı mücadelenin gerekliliğinden söz ettiğimde ''demokrasinin burjuva bir yönetim olduğuu'' söyleyip eklemişti. ''Lenin oku!''

Bu başlık işte bu yaklaşıma karşı açılmıştı. Okuyanlara bir yararı oldu mu bilmiyorum ama asıl önemli olanın bu arkadaşların marksizmi-sosyalizmi anlama yönteminde yatıyor. Sanıyorlar ki, hemen her konuda nasıl davranılacağı ve nasıl bir siyasi tavır alınacağı ve nasıl bir siyasi söylem geliştirileceği sanki bir ansklopediymiş gibi Marksizm-Leninizm'de var. Lenin ne demiş, Marks ve Engels ne demiş aynısının tıpkısını günceli, konjöktürü ve olan biteni   hiç hesaba katmadan analiz-çözümleme yapmadan tekrarlarsak doğru bir sol, sosyalist ve hatta enternasyonalist komünist(!) bir tavır sergilemiş oluruz. Evet öyle sanıyorlar. İçlerinde işi şarlatanlığa kadar uzatanlar da var. Bir tanesini tam da ibretlikti. Sürekli olarak ''demokrasi burjuva işi'' çerçevesine sıkıştırılmış bir zihinsel yapıyla bugün AKP faşizmine karşı düzen ve/veya sol muhalefetin mücadelesini önemsizleştirme ve gereksizleştirme çabası içindeydi. Bir tür gizli AKP'cilik. Bir trollük. Belki de bir ajan provokatörlük...Bilmiyorum, sadece cehaletin dip yapmış hali de olabilir.

( Bu başlık açıldığında ve Lenin'in demokrasi için farklı şeyler de söyleyip, sınıflı bir toplum içinde bile demokrasinin öneminin altını çizen cümleleri olduğunu görünce ''ben de biliyorum'' demişti. Bilmediğini biliyorum. Her koşulda yalan da konuşabiliyor. Ama farklı bir ortamda bildiğini söylediği Lenin alıntılarına hiç yer vermemesi ve düşünce sistematiği içinde hala ''sınıfsallık'' deyip durması ve sadece bu çerçeveyle yetinmesi ve içinden geçtiğimiz karanlık sürece rağmen bu tutumu sadece ''cehalet'' olarak açıklamak mümkün mü? Değil elbette. Bu yüzden trollük ve/veya ajan provokatörlük diyorum...)

Hiç kuşku yok, Marksist ustaların söyledikleri çok önemlidir. Ama daha önemli olan ustaların söylediklerinin   nasıl bir nesnellik, nasıl bir süreç, nasıl bir çözümleme ve nasıl bir kavrayış ile söyledikleridir. Bu anlaşılmadığında, Marksist ustaların herhangi bir konuda söylediklerini birebir yinelemek peşin olarak güncel olana doğru bir yanıt sayılamaz ve doğru bir siyasi tavır olamaz. Lenin Ekim devriminin öngününde ''bütün iktidar sovyetlere'' derken özellikle Menşeviklerin ''demokrasi'' kaygılarına karşı demokrasiin sınfsallığını öne çıkarmıştır. Çünkü o koşullarda söylenmesi, gösterilmesi gereken tavır odur. Yoksa bu başlıkta yer aldığı gibi Lenin'in demokrasi konusundaki olumlu sözlerini bu sınıfsallık yaklaşımıyla nasıl bağdaştırabiliriz?

Demokrasi bir burjuva yönetim biçimidir. Bir yazarımızın belirttiği gibi ''demokrasi kapitalizmin bulduğu bir yönetim tarzıdır'' . Hiç kuşku yok, tıpkı Ekim devriminin öngünleri gibi koşullarda demokrasinin ne olduğuna ilişkin güzellemelere saplanıp kalmak, tıpkı menşeviklerin yaptığı gibi ve tıpkı Zinovyev ve Kamenev'in tutumu gibi yanlıştı. Siyasal devrim için mücadeleyi yükseltmek o süreçte iktidarın sınfsal el değişimi için uygun koşullara sahipti ve Lenin önderliğinde bu mücadele başarıya ulaştırıldı. Bugün ülkemizdeki koşulların aynı özellikle taşıdığı söylenebilir mi?

Marksist ustaların söylemlerinin önemsiz olduğunu söylemek sol için aklını peynir ekmekle yemek anlamına gelir. Ama hem kurucu ustaların ve hem de sonrasında Lenin gibi ustaların söylemlerini analiz etmeden ezberleyerek bugünün koşullarına bilinçsizce uygulamak eğer ortada bir trollük veya ajan provokatörlük yoksa koca bir yanlışlıktır. Kısacası...

Bugün faşizme karşı somut bir karşıtlık içinde olmayan birinin Marksistliğini sosyalistliğini falan geçtik solcu olup olmadığı bile tartışmalıdır.





Bu ileti en son melnur tarafından 03.11.2022- 09:06 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.12.2022- 09:31


Şu demokrasi konusu sosyalist sol için gerçekten sorunlu bir alan. Marksizm açısından sınıfsal bir içerik taşır ve bu yüzden kapitalizm altında sosyalist sol sadece demokrasi mücadelesiyle kendini sınırlamaz. Ama bu durum sosyalist solun sınıfsal mücadelede demokrasiyi devre dışı bıraktığı anlamına gelmez. Kapitalizm içinde de demokrasi mücadelesi sınıf mücadelesine içkin olarak yürütülür ve savunulur. Faşizm koşullarında baş çelişki durumuna da gelebilir. Ülke koşullarını, güncel olanı okumadan, onu devre dışı bırakarak sosyalist siyaset yürütülemez. Faşizm koşullarında sosyalistler mutlaka burjuvazi arasındaki farklılıkları hesaba katarak bir demokrasi mücadelesi de verirler. Böyle olmadığında yapılanlar, söylenenler Lenin'in deyimiyle bir ''lafazanlık''tır ve başka bir şey de değildir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.12.2022- 02:44


Demokrasinin hep bir yönetim biçimi olduğunu söyleyip duruyoruz ama aslında demokrasi bir devlet biçimidir. Kapitalizm altında demokrasi sınıfsal özü bir yana ve özellikle faşizm koşullarında sosyalistlerin öne çıkarmaları gereken bir kavramdır. Ve ayrıca, güncel olanı hesaba katmadan, analiz dışı tutarak bir sosyalist siyaset de yapılamaz. Çok basit bir konu ama face'te rastlıyorum; sanki bir türlü anlaşılamıyormuş gibi. Trolleri, ajan provokatörleri bir kenara bıraktık, gerçekten samimiyetle, içten duygu ve düşüncelerle bu konuda yazmaya çalışan, ama işte, sonuçta,   çok yüzeysel bir yaklaşımla   burjuva partileri arasında sanki hiç fark yokmuş gibi ve sanki burjuvazinin kimi temsicileriyle yan yana gelmeden faşizmi iktidarından indirebilirmişiz gibi bir tavır sergileyenleri anlayabilmek pek mümkün olmuyor... Bazıları da var ki, ''sınıf siyaseti böyle bir şey'' anlamında, kendisinin bile anlayamadığı cümleler kurarak yanıt vermesi; alınıyorlardır, bilmiyorum, ''cehaletin dip yapmış hali'' diyorum,   ve bu şekilde genelleştiriyoruz, belki de kırıcı oluyoruz ama, başka   bir yanıt gelmiyor aklıma, bu durum nasıl yorumlanabilir; ya da yorumlanabilir mi?

Sadece şaşkınlık ve çokça üzüntü ve kırgınlık...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.01.2023- 03:34


Bu başlığın gerilerde kalmaını pek de istemediğmden son yapılan yorumlar biraz zorlama-tek paragraflık yazılar haline geldi, farkındayım. Ama demokrasi kavramı ile lenin'i yan yana getirip işlemek ve bir şekilde ülkenin bu gün karşı karşıya kaldığı en önemli soruna bir ışık tutabilmek önemi değil mi? En azından, demokrasi konusuna Lenin2in nasıl yaklaştığını da görebilmek ve sınıfsal olan bir siyasetin hemen her koşulda demokrasi karşıtı bir pozisyon içerirmiş gibi yorumlar yapılması yanlış bir siyasi tavır olması bir yana gerçekten de üzücü. İnsan kendini solcu olarak tanımlayan birinin bu tür hatalar yapmasını kabullenemiyor. Ama bu durumun ortaya çıkmasına kimi partili yapıların   güncel olana yaklaşımının da payı olduğunu söylemek gerek. O yaklaşımlarda iktidara karşıtlık ile muhalefete de karşıtlık beraberce aynı torba içine koyulup karşıya alındığında muhalefete sıkışmış sol ve sosyalist bireylerin oralardan kopup bu tarafa, kendi partilerine gelebilecekleri veya en azından kendi siyasi pozisyonlarının haklı görüleceği gibi bir anlayış var. Ve sonuçta bu yönlü siyasi yorumlar da, parti açıkça demokrasi karşıtlığı bir tutum almamasına rağmen, kimi bireylerin yüzeysel ve yeteri bilgiyle donanmamış cümlelerine yol açmakta...Örnekse, ''Lenin oku'' tavrı, ikide bir söylenen''Lenin'e göre devlet ve demokrasi sınıfsaldır'' sözü, ya da ''hangi sınıf için?'' soru cümlesi gibi...

Evet, demokrasi bir sınıfsal yönetim biçimi olmanın ötesinde bir devlet biçimidir; bu bağlamda sınıfsaldır ama bu durum, bu anlam, bu söyleyiş, demokrasinin her koşulda önemsiz olduğu ve demokrasi mücadelesinin sınıfsal bir mücadeleye içkin olarak savunulamayacağı anlamına gelmez. Bu yüzden, demokrasi mücadelesi ülkemizde ve bu günün koşullarında sınıfsal mücadelenin merkezine oturmuştur. Hiçbir solcu, sosyalist ve demokrat tarafından yok sayılamaz; sanki ülkemizde bir otoriter yapı yokmuş, anayasal bir devlet varmış ve devletin kısmen de olsa özerk yapısı ortadan kaldırılmamış gibi davranılamaz.

Bir başka ama bu konuyla doğrudan ilintili bir konu da, faşizme karşı demokrasi mücadelesinin zorunlu olarak kimi burjuva unsurlarla birlikte yürütülmesinin gereğini dayatır. Hele de ülkemizdeki gibi sosyalist partilerimizin tamamının toplumsal alandaki karşılığı yüzde biri bile bulmuyorsa, bu yan yanalık bir zorunluluktur ve başka bir yolu ve yöntemi de bulunmamaktadır. Sokağa çıkmak zorunluluğu kirlenmeyi gerektirir derken kast edilen de budur.

Başka bir siyasi pozisyon ise ''yesinler birbirini'' tavrıdır. Ergenekon ve Balyoz sürecinde bu tutumun ne kadar yanlış olduğu ve AKP'ye alan açmaktan başka bir işe yaramadığı görülmüş olmalı. AKP iktidarı sonuçta bir saray rejimine, bir tek adam otoriterliğine dönüşmüştür. Yitirilecek bir seçimde üzerimize çöken karanlığın çok daha ağır olacağı çok açık. Hep aynı cümleyi kurmak durumunda kalıyoruz, günümüz koşulları küçük siyasi çıkarların öne çıkarılma günü değildir. Sosyalistler de bu koşullarda kayıtsız koşulsuz demokrasiden yana tavır alırlar, almalılar.

Hem sonra, geri kalmış ülkelerde faşizme karşı demokrasi mücadelesinin aynı zamanda kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesi olduğu gerçeğini yok mu sayacağız?





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.03.2023- 09:11


Faşizmin egemenlik kurduğu ya da faşizmin muktedir hale gelebileceği koşullarda sosyalistler sıınnıfsallık vurgusunu merkeze alan bir siyasi mücadeleyi merkeze alabilirler mi? Üstelik toplumsal alanda yeterince etkin değilsek, siyasi iktidarı alabilecek bir gücümüz bulunmuyorsa demokrasi mücadelesini önemsiz kılacak bir siyasi mücadelede ısrar edilebilir mi?

Hiç kuşkusuz bu ve benzer soruların yanıtı yüksek sesle söylenen kocaman bir ''hayır''dan başka bir şey değildir. Engels'in tercihleri, Lenin'in kapitalizm çerçevesinde bile demokrasiyi önemseyen sözleri bir yana, faşizm mi demokrasi mi kıyaslamasında her ikisinin de aynı olduğunu söyleyebilmenin geçerli ve savunulacak hiçbir yanı olamaz. Dahası, burada sürekli olarak burjuva demokrasisini ancak faşizm karşısında tercih edilebiir   bir yönetim anlayışı olarak niteliyoruz ki, bu da doğru değil. Burjuva demokrasisinin savunulması için mutlaka faşizm koşullarında bulunuyor olmak ya da böylesi bir tehlikeyle karşı karşıya bulunmak gerekmiyor. Demokrasi   hangi verili koşullar içinde bulunuyorsak olsak da sosyalistlerin savunmak zorunda oldukları ve asla gözardı edebilecekleri bir olgu değildir. Mümkün değil.

Bilimsel sosyalizmin sonal (nihai) amacı siyasal devrim sonrası gerçekleştirilecek toplumsal dönüşümlerle sınıfsız bir toplum yaratmaktır. Bu sürecin gerçekleştirilebilmesinin yolu sadece demokrasi mücadelesi vermek değildir. Reformistlerin savunageldiği gibi sadece demokrasi mücadelesi ve sadece toplumsal reformlarla sınıfsız topluma ulaşabilmek mümkün değildir. Ama bu durum, bu gerçeklik hiçbir şekilde sosyalistlerin toplumsal alandaki reformlara (reform mücade lesine) ya da yönetim anlayışının daha demokratik olmasına (demokrasi mücadelesine) karşı olduklarıanlamına gelmez. Demokrasi mücadelesi her koşulda sınıfsal mücadeleye içkin bir şekilde sürekli savunulmak durumundadır ve bu konu reformist ve demokratlarla mücadele zemininde buluştuğumuz bir noktadan başka bir şey değildir.

NOT: Buradan devam edilebilir. Hep şunu yinelemeye çalışıyorum; saray rejimini doğrudan karşıya almadan bir siyasi pozisyon alanlar için ya cehaletin dip yapmış hali ya da trol benzetmesinde bulunuyorum. Bu saptama önemli bir siyas partimizi ve dolayısıyla partili arkadaşlarımızı kapsamıyor. Yanlış anlaşılmak da istemem. Sanal medyada hiçbir partiye bağlı olmaksızın, kendilerini genellikle ''enternasyonalist'', şimdilerde ''komünist sol'' gibi keskin(!) sıfatlarla tanımlayanlaradır bu sözler. AKP ile aynı pozisyondalar. Cumhuriyet, Atatürk, anlamını bir türlü bilemedikleri aydınlanma ve hatta laiklik karşıtlığında dahası düşmanlığında aynılaşmışlardır. Evet, bu tanımlama onlaradır. Ya gerçekten çok cahiller ya da bilinçli bir trol ordusunun parçalarıdır.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 10.03.2023- 10:24


Şunu da eklemek gerek. Faşizme karşı demokrasi mücadelesinin kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesinin en önemli parçası olduğunu söylememiz, -konunun böyle bir niteliği olması- bugünün   Türkiye'sinde, verili koşullarda saray rejimine karşı diğer düzen partileriyle birlikte, adına isterseniz ''bir günlük ittifak'' deyin, ya da başka bir şey, mutlaka gereklidir, mutlaka zorunludur ve mutlaka bir sosyalistin dudak bükeceği bir   anlayış, veya pozisyon değildir.

Bu kadar net.

Saray rejimine karşı demokrasi mücadelesi verilmek zorundadır, denildiğinde ''biz burjuva partileriyle yan yana gelmeyiz'' diyenlerle, ''demokrasi ama hangi sınıf için demokrasi'' dyen zihin birbirinden farklı değildir ve yinelemek gerekiyor, ya cehaletin dip yapmış halidir ya da trollükdür.

Başka bir şey değil.




Bu ileti en son melnur tarafından 10.08.2023- 00:26 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.06.2023- 19:14


Tekrar tekrar söylemek, yazmak gerekiyor. Demokrasinin anlam ve önemi sadece sınıfsallık kavramıyla açıklanamaz. Sınfsallıkla açıklandığında demokrasi mücadelesinin sosyalistler için hiçbir anlamı olmadığı iddia edilemez. Çok yinelendi demokrasi mücadelesini öne çıkartan, merkeze alan ve ''önce demokrasi'' diyen solcularla girilecek bir teorik tartışma devrimci sosyalistler için demokrasi mücadelesinin önemsiz ve ikincil olduğu anlamına gelmez. Daha ileri bir yorum da yapılabilir, altını çizerek söylüyorum,isteyen ''akıldane danışman'' olarak da niteleyebilir :) hiç sorun değil, demokrasi mücadelesini sosyalist mücadelenin önüne koyan, demokrasiyi sosyalizm için öncelikli koşul olarak dayatan kesimlerin bu mücadelesi içinde bulunduğumuz koşulların ne olduğunu görmezlkten gelen, ya da göremeyen, karanlık çevrelerin egemenliklerini her geçen gün daha da pekiştiren bir iklimde demokrasi mücadelesini önemsiz gibi göstermeye çalışan çevrelerin varlığından çok daha fazla önemsenmelidir.

Burjuva yönetimleri arasında sanki hiçbir fark yokmuş gibi davranan ve özellikle bu içinden geçtiğimiz süreçte demokrasiyi bir soluklanma ihtiyacı olarak göremeyen birinin ya gerçekten zırcahil olduğunu ve ya da sola girdi yapmaya çalışan bir trol olduğunu her zaman altını çizmeye çalışmıştım. Bu tipler face'te hep varolacaklar, önlemenin pek imkanı da yok. Ama bu tiplere alkış tutan kişileri gördükçe gerçekten canım yanıyor. Bu kadar basit bir akıl yürütmeyi yapamayanlarla bu ülkede sosyalizmin kitle kazanması nasıl mümkün olabilir ki?!

Sosyalist hareketlerin toplumsallık kazanamadığı özellikle geri kalmış ülkelerde demokrasi mücadelesi yine sosyalizme bağlı olarak ama çok daha fazla önemsenerek savunulur ve yürütülür. Sosyalistler demokrasiyi savunmaz anlamında yorumlarda bulunanlara alkış tutan bir aklın solcu olabilmesi mümkün değildir.

Merdan Yanardağ'ın gözaltına alındığı haberini duydum biraz önce tv.de. Can Atalay Hatay halkının oylarıyla milletvekili seçildi, ama hala içerde. Saraydan izin çıkmadığı sürece de özgürlüğüne kavuşamayacak. Demirtaş ve Kavala'yı saymıyorum bile... Sadece bu örnekler bile bir yönetim anlayışının egemenliğinde sınıflı bir toplumun daha otoriter bir yapıya evrilmesi ve sonuçta kurumsallaşmaya çalışmasını ''normal'' mi karşılayacağız? Burjuva toplumlarında hemen her konuda reformlardan yana olmak, demokratik iyileştirmeleri savunmak ve bu yolda mücadele etmek...-küçümsenebilir mi? Bu yönde mücadele edenlere, bu iklimde, bu ortaçağ karanlığına gömülme sürecinde karşı çıkılabilir mi?

Yineliyorum, ya cehaletin en dip hali, ya da sola girdi yapmaya çalışan bir trol örneği ile karşı karşıyayız. Face dolu bunlardan. Keskin devrimci-komünist-marksist modlarındaki bu insanlardan sakınmak gerekiyor. Birilerinin egolarını tatmin etme çabasına alet olmak solculara gerçekten yakışmıyor.




Bu ileti en son melnur tarafından 26.06.2023- 19:15 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.06.2023- 02:37


Aslında yanıtı çok da zor olmayan bir soru bu, hepimiz kendi kendimize sorabiliriz, keskin devrimci komünist modunda olan bu tür kişiler neden demokrasiye düşmanlık ederler? Lenin dayanak yapılarak da bir demokrasi düşmanlığı yapılamaz, içinde bulunduğumuz sürecin giderek daha da hak, hukuk ve adalet kavramlarından uzaklaştığı gerçeği yaşanırken ve neden insanlar türlü gerekçeler uydurularak gözltına alınır, tutuklanır ve yılarca hapiste tutuluyorken, neden ne olduğu belirsiz kimi tipler, sanal ortamın sanallığından da yararlanarak   sürekli demokrasi düşmanlığı yaparlar? Sınıflı bir toplumda yönetim biçiminin, devlet biçiminin daha da demokratik olması sosyalizmin çıkarlarına aykırı bir şey de değil ki? O zaman neden? 1917 öncesi Rusya koşulları mı yaşanıyor bu ülkede, sosyalistler toplumsal alanda çok güçlüler de toplumu siyasal iktidarın alınması yönünde mobilize etme potansiyeli falan mı kazandılar? Yok, böyle bir şey yok, o halde neden böylesine bir tavır ısrarla savunulmaya çalışılır?

Cehaletin dip yapmış hali veya sanal dünyada trollük olarak niteliyorum, bütün bu olan biteni, başka bir açıklaması var mı; olabilir mi?

Face'te bir kişi ''Lenin oku'' falan demişti bana, bu başlığı da bu yüzden açmıştım, ama Lenin okumadığı, sosyalist mücadelenin devrimci özünü kavramadığı, kendini face'te dolaşan trollerin etki alanından kurtaramadığı o kadar belliydi ki...Ve üzücü yanı, bu tiplerden o kadar çok var ki yanıbaşımızda...

Türkiye toplumunun sosyalizm mücadelesinde soluklanma ihtiyacı vardır. Tek adam diktatörlüğüne karşı olan hemen her siyasi anlayış önemsenmelidir bu yüzden. Birileri hala ülkede yaşanan gerçekliğe gözlerini kaparken ve becerebildiği oranda başkalarının da kapaması yönünde çaba harcarken bu ısrarcı çabaların anlamı kavranamıyorsa...

...bizler daha çok rastlarız bu tür üfürükçülerin üfürmelerine...



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Lenin'siz Marksizm ya da Lenin'in Marksizme katkıları... melnur 4 1903 23.02.2021- 06:00
Konu Klasör Sosyal demokrasi mi devrimci demokrasi mi? melnur 2 1067 29.08.2022- 08:41
Konu Klasör ''İlle de demokrasi''... melnur 2 1333 28.09.2021- 09:43
Konu Klasör Demokrasi ve sosyalizm... melnur 70 15653 24.03.2024- 08:51
Konu Klasör HDP, SOL ve Radikal Demokrasi... melnur 1 2102 21.06.2020- 03:33
Etiketler   Demokrasi,   Lenin.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS