SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Sosyalist Güç Birliği yola çıkıyor           (gösterim sayısı: 1.768)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 19.08.2022- 20:41


Sosyalist Güç Birliği yola çıkıyor

[size=2]'Ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkıyoruz' diyen Sosyalist Güç Birliği, yarın yapılacak basın toplantısıyla yola çıkacak.


[/size]Resim Ekleme
Uzun süredir devam eden görüşmelerin ardından Sosyalist Güç Birliği yola çıkıyor.

"Ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkıyoruz!" denilen açıklamada, "Türkiye'nin aydınlık geleceği için, sömürüye karşı eşitlik, gericiliğe karşı laiklik, emperyalizme karşı bağımsızlık için güçlerimizi birleştiriyoruz. Bizler ilk çağrıcılar olarak tüm sosyalist partileri/örgütleri, emekçi halkımızı ve aydınlarımızı yan yana gelmeye davet ediyoruz" ifadesi yer aldı.

Yarın saat 14.00'da Ankara'daki TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eğitim ve Kültür Merkezi'nde yapılacak basın toplantısının çağrıcısı olan isimler şöyle:

Ercan Bölükbaşı- Devrim Hareketi
Gamze Yücesan Özdemir- Akademisyen Yazar
İsmail Hakkı Tombul- Sol Parti
Oğuz Oyan- İktisatçı, Yazar
Ozan Yılmaz- Türkiye Komünist Partisi
Umut Kuruç- Türkiye Komünist Hareketi


https://haber.sol.org.tr/haber/sosyalist-guc-birligi-yola-cikiyor-345712




Bu ileti en son melnur tarafından 21.08.2022- 07:35 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.08.2022- 21:02


“Sosyalist Güç Birliği” ittifakı kuruldu... Kemal Okuyan, İsmail Hakkı Tombul ve Aysel Tekerek Odatv’ye konuştu

TKP, Sol Parti, TKH ve Devrim Hareketi’nin oluşturduğu “Sosyalist Güç Birliği” yarın yapılacak açıklama ile ilan edilecek. Açıklama öncesinde ittifakın parti yöneticileri ve temsilcileri Kemal Okuyan, İsmail Hakkı Tombul, Kamil Dede ve Aysel Tekerek Odatv’ye konuştu. Kemal Okuyan, “Bu alternatif CHP ve HDP dışında” derken, İsmail Hakkı Tombul de “AKP ve MHP’nin yenilmesi için elimizden geleni yapacağız” dedi. Aysel Tekerek ise, “Bu seçimi aşan bir ittifak ama Cumhurbaşkanlığı adaylı ile ilgili de bu ittifak karar verecek” dedi.

Fethi Yılmaz

Seçimlerden önce sosyalist partiler ittifak için bir araya geldi. Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi (TKP), Devrim Hareketi ve Türkiye Komünist Hareketi (TKH), “Sosyalist Güç Birliği” ismiyle yeni bir ittifak oluşturdular.

Sosyalist partilerin oluşturduğu “Sosyalist Güç Birliği” Cumartesi günü (20 Ağustos) yapacakları basın toplantısı ile detayları kamuoyu ile paylaşacak. Toplantı öncesinde “Sosyalist Güç Birliği” bileşenlerinden TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sol Parti adı İsmail Hakkı Tombul ve TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek Odatv’ye konuştular.

KEMAL OKUYAN: BU ALTERNATİF, CHP VE HDP’NİN OLUŞTURACAĞI İTTİFAKLARIN DIŞINDA

Kurulacak “Sosyalist Güç Birliği” ile ilgili değerlendirmeler yapan Kemal Okuyan, “Bu alternatif, CHP ve HDP’nin oluşturacağı ittifakların dışında, bunlardan bağımsız, emekçi halkın laik, anti-emperyalist çizgisini temsil ediyor” dedi. Kemal Okuyan’ın açıklamaları şöyle:

“Çok uzun süredir görüşmeler yapıyorduk. İlk Sol Parti ile görüşmelere başladık, sonra dört parti ile devam ettik. Seçimi de kapsayan bir güç birliği bu ama sadece seçimi kapsamıyor. Birçok başlıkta aynı durumu savunan dört örgüt var. Bunun dışında bu oluşumu destekleyen örgütlü, örgütsüz, aydın ve birçok sendika var. Biz seçimleri merkeze koymuyoruz. Seçimler dendiğinde CHP ve HDP endeksli ittifaklar gündeme geliyor. Bu alternatif, CHP ve HDP’nin oluşturacağı ittifakların dışında, bunlardan bağımsız, emekçi halkın laik, anti-emperyalist çizgisini temsil ediyor.   Seçim süreci ve seçimlerden sonra da bu çizginin güçlenmesi için uğraşacağız.

Seçimin iki bacağı var; Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi. Parlamento seçimlerinde bu partiler bir dayanışma sergileyecek ve üç parti adı ile seçime girecek. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin ise görüşmeler devam ediyor. Tabi ki seçeneklerden biri de ortak Cumhurbaşkanı adayı. Tabloyu değerlendirmeye devam ediyoruz.

Bizim ortaklaştığımız ilkeleri benimseyen sosyalist partilere de çağrı yapacağız. Herkese burada yer var.

Laiklik, hayat pahalılığı, NATO’ya karşı mücadele gibi başlıklar da biz güçlerimizi birleştiriyoruz. Bu süreci önemsiyoruz.”

İSMAİL HAKKI TOMBUL: AKP-MHP BLOĞUNUN DA YENİLMESİ İÇİN DE ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ

Sol Parti adına konuşan İsmail Hakkı Tombul da, AKP’nin Türkiye’de ciddi bir tahribat yarattığını, 6’lı masanın da bu tahribatı gideremeyeceğini söyledi. “HDP’nin etrafında bir ittifak bloğu var zaten. Türkiye’de sosyalistlerin de varlığını gösterecek ve sosyalist fikirleri yeniden topluma ikna edici bir biçimde sunacak örgütlü güç yaratmaya ihtiyaç var” diyen İsmail Hakkı Tombul’un değerlendirmeleri şöyle:

“Seçimlere hangi koşullarda gidileceği şu an bilinmediği için şimdiden ‘şunu yapacağız’ ya da ‘şunu çıkaracağız’ demek doğru değil. Bir yıl önce bir yasa çıkardılar, ittifaklarda milletvekilleri için anlamsız hale geldi.

20 yıldır AKP eliyle Türkiye’de ciddi bir tahribat yaratıldı. Günlük yaşam dinsel referanslarla belirlenmeye başlarken, devlette cemaat ve tarikatlar yapılanmaları ile laiklik ciddi anlamda aşındırıldı. Diğer taraftan kamu malları haraç mezat satıldı, işsizlik ve yoksulluk diz boyu ve Türkiye emperyalizme göbekten bağlı hale geldi. Tüm bunların yanında son derece anti-demokratik bir iklimde yaşıyoruz.

Kritik önemde bir seçime giriyoruz. Ancak alternatif gibi gösterilen 6’lı masanın politikaları da bu tahribatı giderecek gibi gözükmüyor. Türkiye’nin köklü bir devrimci dönüşüme ihtiyacı var. Bu da ancak örgütlü bir halk muhalefeti ile mümkün. Onun için gerçek anlamda bunu dert edilen, emekçilerin sorunlarını çözecek, laiklik, kamuculuk, anti-emperyalizm temelinde halk muhalefeti ihtiyaç var. Sosyalist Güç Birliği bu çerçeve de seçimle sınırlı olmayan, bu dönüşümü gerçekleştirmek için örgütlü halk muhalefetini yaratacak görevde.

Biz bir başlangıç çağrısı yapacağı ve bunu herkese yapacağız. Metindeki ilkelerimizi benimseyen herkesedir bu çağrı.

HDP’nin etrafında bir ittifak bloğu var zaten. Türkiye’de sosyalistlerin de varlığını gösterecek ve sosyalist fikirleri yeniden topluma ikna edici bir biçimde sunacak örgütlü güç yaratmaya ihtiyaç var. Biz bunun için de sosyalistlerin bağımsız bir odak inşasını önemsiyoruz. AKP-MHP bloğunun da yenilmesi için de elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğimizi de söylemek isterim.”

AYSEL TEKEREK: SOSYALİST İTTİFAK CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI KONUSUNDA DA BİR KARAR ALACAK

“Sosyalist Güç Birliği”nin partiler üstü olduğunu ifade eden Aysel Tekerek, seçimden sonra da ittifakın devam edeceğini ve Türkiye’deki çok kriz ortamına sosyalist çözüm önerileri getireceğini belirtti. İttifakın dört parti dışında Türkiye’deki aydın birimi de temsil ettiğini ifade eden Aysel Tekerek, “Biz gücümüzü birleştireceği ve bir eylem birliği de ortaya koyacağız” dedi.

Aysel Tekerek’in ifadeleri şöyle:

“Sadece dört parti değil. Türkiye’de emekten, eşitlikten, bağımsızlıktan, anti-emperyalizmden, özgürlükten, laiklikten yana olan, partileri aşan da bir aydın birimi var. Dolayısıyla partilerin yanında bu birimi de kapsayan bir güç birliği bu.

Bu güç birliği, seçim gündeminin dışında da saydığım başlıkları öne çıkarma kararı aldı. Tabi biz seçimlerde bu dört partinin pusula görülmesini sağlamak ve sosyalist seçeneği güçlendirmek ittifakı kurmuş olduk. Seçimleri aşan bir ittifak bu. Seçim sonrasında Türkiye’nin yaşayacağı çok kriz ortamına sosyalist cevaplar üretmek ve solu güçlenerek hak ettiği yere getirmek için de kurulmuş bir ittifak bu.

Biz yarın çağrımızı doğrudan emekçilere, kadınlara, gençlere yapacağız. Bu çağrı doğrudan siyasi parti ve meslek kurumlarına yapılmış bir çağrı değil. Biz sorumluluk aldık, yola çıkıyoruz ve destek bekliyoruz açıklaması. Elbetteki Türkiye’de kendisini saydığımız ilkelerin içerinde hisseden siyasi hareketler, oluşumlar, platformlar var. Biz siyasi partilerin dışında bahsettiğim aydın birikiminin genişlemesi için de çalışacağız.

Bu ittifak ülkenin bu hale gelmesinde emeği olanlara ve Cumhur İttifakı’na karşıdır. Zaten AKP iktidarında kurtulmayı da içeren bir ittifak. Bu ittifak HDP’nin merkezinde olacağı demokrasi ittifakına karşı da kurulmadı. Bizim ittifakımız halktaki bu eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, yoksulluğa karşı eşitlik taleplerini solla buluşturmak için atılmış bir adımdır çünkü bu solla gerçekleşir.

Sosyalist ittifak Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda da bir karar alacak. Ama biz yola bunun için çıkmıyoruz. Bizim adaylarımızdan daha önemli olan biraz önce saydığım ilkelerim toplumsal güce dönüşmesi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı kararı da buna göre bu güç birliği verecektir.

Biz bir seçim ittifakı kurmuyoruz. Seçimlerden sonra bu güç birliğinin önemi çok daha değer kazanacak. Seçimlerden sonra kriz hali bitmeyecek. Türkiye’nin sosyalist seçenek ihtiyacı çok daha belirgin hale gelecek. Bu krizden çıkışın sosyalist bir seçenekle olacağı ortaya çıkacak.

Biz gücümüzü birleştireceği ve bir eylem birliği de ortaya koyacağız. Ortak bir heyet oluşacak ve hem yarın ki deklarasyonu hem de ortak eylem kararları bu heyet üzerinden alınacak.”

"DEVRİMCİ KUVVETLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"

Sosyalist Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri Kamil Dede de yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bu atılan adım uzun yıllardır birbinden ayrı duran devrimci kuvvetler için çok önemlidir ve desteklenmesi gerekir. Belirlenen "Türkiye'nin aydınlık geleceği için, sömürüye karşı eşitlik, gericiliğe karşı laiklik, emperyalizme karşı bağımsızlık’’ sloganı Türkiye’nin ihtiyacına cevap veren ilkelerdir.

Ancak bu ilkeler etrafında birleşen bir girişimin sadece Sosyalistlerle sınırlı tutmak Türkiye’nin temel ihtiyaçlarını tam anlamda karşılayamaz. Bu ilkeler temelinde en geniş kuvvelerle birleşebilmek esastır.”

https://www.odatv4.com/makale/sosyalist-guc-birligi-ittifaki-kuruldu-kemal-okuyan-ismail-hakki-tombul-ve-aysel-tekerek-odatv-ye-konustu-248017



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.08.2022- 07:34


[size=2]Sosyalist Güç Birliği yola çıktı: Ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkıyoruz!
 
[>'Ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkıyoruz' diyen Sosyalist Güç Birliği yola çıktı.<br]
[/size][/color]Resim Ekleme[size=2]
Uzun süredir devam eden görüşmelerin ardından Sosyalist Güç Birliği Ankara'daki TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eğitim ve Kültür Merkezi'nde yapılan açıklamayla yola çıktı.

Akademisyen, yazar Gamze Yücesan Özdemir'in okuduğu basın açıklamasında "AKP, yirmi yıllık iktidarı boyunca Cumhuriyet’in kazanımlarını tek tek ortadan kaldırarak tam boy piyasacı ve işbirlikçi bir siyasal İslamcı rejimi kurdu. Bu tablo halkımız için bir çıkış yolu sunmamaktadır. Her türlü hile ve zorbalığa başvuracağı açık olan gerici iktidardan ülkemizin kurtulması ancak ilerici toplumsal kesimlerin örgütlü ve dinamik mücadelesiyle sağlanabilir" ifadelerine yer verildi.

"Biz aşağıda imzası olanlar, bu bilinçle ülkemizin eşit, özgür ve bağımsız geleceği için birlikte hareket etmek, emekçi halkın hayati sorunlarının kaynağına karşı ortak bir mücadele geliştirmek üzere aşağıdaki temel mücadele hedefleri doğrultusunda bir araya geliyoruz" denilen açıklama şöyle:

Ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkıyoruz

Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemlerinden birinden geçiyoruz.

AKP, yirmi yıllık iktidarı boyunca Cumhuriyet’in kazanımlarını tek tek ortadan kaldırarak tam boy piyasacı ve işbirlikçi bir siyasal İslamcı rejimi kurdu. Sermaye yanlısı uygulamalarıyla emperyalist-kapitalist sistemin ülkemiz üzerindeki boyunduruğunu güçlendirdi. Hak ve özgürlükleri tümüyle ortadan kaldırarak sürdürülen bu sömürü ve baskı düzeni ülkemizi sonu gelmez bir felakete sürükledi.

Bu durum bugün ülkenin en temel sorunu haline gelmiş, AKP’nin yarattığı bu felaketle bütünlüklü bir hesaplaşma geniş emekçi halk kesimleri için adeta bir hayat memat meselesine dönüşmüştür.

Buna karşı Millet İttifakı’nın sağ ve sermaye yanlısı karakteri ile politikalarının da ülkemizin ve halkımızın gerçek sorunlarına çözüm olamayacağı açıktır.

Bu tablo halkımız için bir çıkış yolu sunmamaktadır. Her türlü hile ve zorbalığa başvuracağı açık olan gerici iktidardan ülkemizin kurtulması ancak ilerici toplumsal kesimlerin örgütlü ve dinamik mücadelesiyle sağlanabilir.

Önümüzdeki kritik eşikte bu halk düşmanı rejime son vermek için, yirmi yıldır AKP’ye ve onun temsil ettiği bu düzene karşı mücadelenin her aşamasında olduğu gibi, bugün de üzerimize düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getireceğiz. Biz aşağıda imzası olanlar, bu bilinçle ülkemizin eşit, özgür ve bağımsız geleceği için birlikte hareket etmek, emekçi halkın hayati sorunlarının kaynağına karşı ortak bir mücadele geliştirmek üzere aşağıdaki temel mücadele hedefleri doğrultusunda bir araya geliyoruz. Tüm yurtsever insanlarımızı ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkmaya çağırıyoruz:

Yarınlarımızı sermaye çetelerinin, tarikatların, bir avuç haraminin ve emperyalizmin pençesinden gerçekten kurtararak emekçilerin laik, demokratik, bağımsız cumhuriyetini kurmanın yolu da buradan geçecektir.

1- Ülkenin ve halkın geleceği hakkında tüm kararların, yerli ve yabancı sermaye ile gericiliğin ve emperyalizmin çıkarlarını temsil eden, siyasi iktidarın tek bir kişide toplandığı bu ucube rejim ortadan kaldırılmalıdır. Emekçi halkın siyasete güçlü bir biçimde katılımını sağlayacak, seçim sistemi de dâhil olmak üzere, bütünlüklü bir mekanizma kurulmalıdır.

2- İnsanın insanı sömürdüğü, eşitsizlik ve adaletsizliğin her gün daha da derinleştiği bu toplumsal ve siyasi düzeni reddediyoruz. Sermaye ve patronların zenginleştiği, emekçilerin her geçen gün yoksullaştığı kriz koşulları hızlı bir çöküşü de işaret etmektedir. Bu gidişi tersine çevirmek, sömürünün ve işsizliğin ortadan kaldırılacağı, insanca bir yaşamın kurulacağı bir cumhuriyet için harekete geçiyoruz. Özelleştirmelere son verilmeli, peşkeş çekilmiş bütün kamu varlıkları ve sektörler kamulaştırılmalıdır. Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri başta olmak üzere tüm insani ihtiyaçlar kamu hizmeti olmalı, eşit ve ücretsiz sunulmalıdır. Emperyalist tekellerin topraklarımız üzerindeki yağmasına son verilmeli, ekonomi planlama ilkesine göre yeniden tasarlanmalıdır.

3- Bağımsız ve egemen bir Türkiye için emperyalizme karşı mücadelede kararlıyız. Emperyalizmin yeni savaş cepheleri açarak coğrafyamızı yıkıma sürüklediği, savaş örgütü NATO’nun yayılmacı politikalarını en tehlikeli savaş senaryolarıyla hızlandırdığı bir dönemde yıllardır dile getirdiğimiz hedef daha da acildir: Türkiye NATO’dan çıkmalıdır. Ülkemizdeki yabancı üsler kapatılmalıdır.

4- Devletin tüm kademelerine ve toplumsal yaşama egemen olan tarikatlara, bilimsel düşünceyi ve tüm özgürlük alanlarını yok ederek başta kadınlar, gençler ve çocuklar olmak üzere tüm toplumu dinselleşmeyle baskı altına almaya çalışan gericiliğe karşı, laiklik için bir araya geliyoruz. Tarikat ve cemaat kadrolaşmaları tasfiye edilmelidir. Eğitim birliği sağlanmalı, tarikat ve cemaat okulları ile yurtları kapatılmalıdır.

5- Yurttaşlığın tesis edilerek etnik, dinsel, mezhepsel ve toplumsal cinsiyetten kaynaklı farklılıklar nedeniyle ayrımcılığın ve karşıtlıkların ortadan kaldırıldığı, herkesin eşit ve kardeşçe yaşayacağı özgür bir cumhuriyet hepimizin özlemidir. Bunu gerçekleştirmek isteyen herkesi ortak mücadeleye davet ediyoruz.

Türkiye'nin aydınlık geleceği için bu temel ilkeler doğrultusunda Sosyalist Güç Birliği olarak birlikte yürüyeceğiz. Yaklaşmakta olan seçimlerde de devrimci sorumluluğun bilinciyle ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkacağız.

Tüm ilericileri, sosyalistleri, komünistleri, devrimcileri, yurtsever emekçi halkımızı bu sorumluluğu paylaşmaya ve Sosyalist Güç Birliği’ni birlikte büyütmeye çağırıyoruz.

[/size]Resim Ekleme


https://haber.sol.org.tr/haber/sosyalist-guc-birligi-yola-cikti-ulkemizin-gelecegine-birlikte-sahip-cikiyoruz-345850



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.08.2022- 06:43


TKP Genel Sekreteri Okuyan: Asıl hedefimiz Türkiye'de halkın örgütlü gücünü artırmak

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sosyalist Güç Birliği'nin stratejisi hakkında 'Adaydan çok emekçi halk açısından neyin en sağlıklı olacağına göre karar vereceğiz' dedi.


Resim Ekleme

Türkiye Komünist Partisi (TKP), Sol Parti, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) ve Devrim Hareketi’nin çağrısıyla Sosyalist Güç Birliği 20 Ağustos'ta Ankara'da yapılan toplantıyla yola çıktı.

Sosyalist Güç Birliği'nin kuruluş açıklamasında, "Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemlerinin birinden geçiyoruz. AKP'ye ve onun temsil ettiği bu düzene karşı mücadelenin her aşamasında olduğu gibi, bugün de üzerimize düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getireceğiz" denildi.

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sözcü'den Fırat Fıstık'a verdiği demeçte, Sosyalist Güç Birliği'nin amacını ve hedeflerini açıklarken, birliğin seçimlerde alacağı tutum hakkında konuştu.

'Emekçi halkın çıkarlarını savunanların örgütlü hareketi için kuruldu'

Sosyalist Güç Birliği, hangi ihtiyaçtan dolayı kuruldu, temel amacı nedir?


Sosyalist Güç Birliği, laik ve bağımsız Türkiye hedefini bayrak edinenlerin, emekçi halkın çıkarlarını savunanların birleşik ve örgütlü bir hareket yaratması için kuruldu.

Farklı siyasi yapılar, ortak bir zeminde buluştu ve seçim pazarlıklarına gömülmüş olan mevcut ittifakların tersine ilkeli, doğrultusu olan bir çerçeveyle hareket etmeye karar verdi.

'Geçmişte yaşadığımız deneylerden ders çıkardık'

Önceden de sol partilerin bir araya gelerek oluşturdukları oluşumlar vardı. (Haziran Hareketi vs) Bu birliğin öncekilerden farkı ne sizce?


Dönem farklı, koşullar farklı, hareket noktamız farklı. Geçmişte yaşadığımız deneylerden ders çıkardık ama daha önemlisi bugün ve yakın gelecekte ne yapmamız gerektiğine ilişkin bir değerlendirme sürecini geride bıraktık.

Daha önceki oluşumların neyi başarıp neyi başaramadığını inceledik ve bazı sonuçlara ulaştık. Hareket noktamız olan temel ilke ve hedeflerimizi göz ardı etmezsek daha başarılı olacağımız ortada.

'Kendisini yalnızca seçimle sınırlayan bir oluşum değil'

Türkiye, çok önemli bir seçime gidiyor. Sosyalist Güç Birliği'ni 3. ittifak olarak nitelendirebilir miyiz?


Sosyalist Güç Birliği, kendisini yalnızca seçimle sınırlayan bir oluşum değil. Ancak seçim dönemindeyiz ve doğal olarak Güç Birliği'ni 3. ittifak olarak adlandıranlar var.

Sonuçta Türkiye'de toplumu Cumhur ve Millet İttifakları'nın belirlediği bir siyaset taraflaşmasına mahkum etmemek gibi bir amaçla hareket ediyoruz. Bu anlamda farklı bir tarafı temsil ediyoruz.

Bizim temsil ettiğimiz taraf şu andaki oy potansiyelinin çok üstünde bir ağırlığa sahip Türkiye'de. Kuşkusuz bunun oya da yansımasını istiyoruz ama asıl hedefimiz Türkiye'de halkın örgütlü gücünü artırmak.

Birliğin seçimlerde tavrı nasıl olacak? Bu konuşuldu mu, siz 2023 seçimleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Elbette yaklaşan seçimleri de konuşuyoruz. Şu anda Sosyalist Güç Birliği'ne katılan dört siyasi oluşumdan üçünün milletvekili seçimlerine katılma yeterliliği var.

Bu partiler seçimlere ayrı ayrı katılsalar bile Güç Birliği'nin ilkelerini savunacaklar. Bunun ötesinde seçimlerdeki işbirliğini nasıl güçlendiririz konusunu değerlendiriyoruz.

'Önceliklerimizden birisi AKP iktidarının sonlanması'

Türkiye bir de cumhurbaşkanı seçecek. Yeni sistemle birlikte bu seçim daha da önemli hale geldi. Sosyalist Güç Birliği'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde tavrı ne olacak? Aday çıkarılacak mı, hiçbir şekilde Millet İttifakı'nın adayını desteklemeyiz mi diyorsunuz, yoksa makul bir ortak aday olursa destekleyebilir misiniz?


Sosyalist Güç Birliği, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aynı ilkelerle hareket edecek. Savunduklarımızı en geniş toplumsal kesimlere anlatacağız, gerçek bir alternatif oluşturmaya çalışacağız.

Bununla birlikte bizim önceliklerimizden birisi AKP iktidarının sonlanması. Bu anlamda bütün bu seçenekleri değerlendiriyoruz, gelişmelere bakacağız. Millet İttifakı'nın siyaseti, ideolojisi belli.

Oradan çıkacak bir adayın bizim açımızdan makul olması söz konusu değil. Adaydan çok emekçi halk açısından neyin en sağlıklı olacağına göre karar vereceğiz.

Öte yandan Türkiye toplumunun zaten zayıf düşmüş direncini daha da aşağıya çekme girişimlerine nasıl yanıt vereceğimiz belli.

'Sosyalist hareket CHP ve HDP gölgesinden kurtulmalı'

HDP'nin başını çektiği, birçok sol partinin katıldığı bir ittifak daha olacak gibi görünüyor. Bu toplantılara da katıldınız. Neden ayrı bir birlik oluşturuldu?


Türkiye'de sosyalist hareketin CHP ve HDP gölgesinden kurtulması gerektiğini yıllardır söylüyoruz. HDP'nin farklı öncelikleri, tercihleri var.

Bizim yazılı olarak açıkladığımız çerçevenin doğrultusu ile bu öncelik ve tercihler arasında uyumsuzluk olduğu ortada.

Milletvekili seçilmek için bu uyumsuzlukları göz ardı etmek bizim benimseyebileceğimiz bir yaklaşım değil.

Türkiye zaten bu karanlığa; kurtuluşun kolay yoldan seçimle gerçekleşeceği düşüncesi ve kötünün iyisi tercihleriyle geldi. Artık buna son verme zamanı.

https://haber.sol.org.tr/haber/tkp-genel-sekreteri-okuyan-asil-hedefimiz-turkiyede-halkin-orgutlu-gucunu-artirmak-346128




Bu ileti en son melnur tarafından 24.08.2022- 06:43 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.08.2022- 07:36


TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan canlı yayında Sosyalist Güç Birliği hakkında açıklamalar yaptı.


Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sol Parti PM Üyesi İsmail Hakkı Tonbul, Türkiye Komünist Hareketi (TKH) MK Üyesi Kurtuluş Kılıçer ve Devrim Hareketi Sözcüsü Erçin Fırat bugün Tele 1'de Zeynel Lüle'nin moderatörü olduğu "Gerçeğin İzinde" programına konuk oldu.

Resim Ekleme

Programda Sosyalist Güç Birliği'nin hedefleri ve gelecek adımları ele alındı. Ayrıca programda cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri, muhalefetin durumu, Türkiye'nin iç ve dış politikalarında meseleler konuşuldu.

'Ortaklaşılan bir zeminde bir araya gelmek zorunlu ve iyi'
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan
'ın açıklamaları şu şekilde:

(Sosyalist Güç Birliği ve diğer siyasi ittifaklar) Tabii bizim Sosyalist Güç Birliği'ni kurmamızı gerektiren Türkiye'yi yaratanlar, karşımızda olsaydı daha iyi olurdu. Neden ihtiyaç duyuldu böyle bir birlikteliğe? Buna çok değişik düzlemlerde yanıt verebiliriz. Bizler yeni bir siyasi mücadeleye girmiyoruz. Her birimizin örgütü ve bulunduğu bir siyasi parti var.

Ama çok açık ki, Türkiye'nin temel meselelerinde güçleri yan yana getirmek, ortaklaşılan bir zeminde belli ilke ve hedefler doğrultusunda bir araya gelmek hem zorunlu hem de iyi bir şey. Dolayısıyla bizlerin ayrı siyasi partiler olmamızın nedenleri ortadan kalkmış değil. Öte yandan, birlikte yapabileceğimiz şeyler olduğunu bilerek hareket ettik.

'Türkiye'de gerçek bir alternatif mümkün ve zorunlu'

Birlikte yapabileceğimiz şeylerin başında da şu geliyor: Türkiye'de düzen içi çözümlerin yeterli olmadığını söyleyenlerin yan yana gelerek, Türkiye'de gerçek bir alternatifin mümkün ve zorunlu olduğunu göstererek, burada güçlerimizi birleştirmek.

Bir başka açıdan daha bunu söyleyebilirim: Türkiye'de sol; en geniş anlamıyla solu kullanmıyorum burada, devrimci solu, sosyalist solu veya bu düzenin dışındaki solu kastederek söylüyorum. Siyaset ikliminde her daim bize dönük olarak, eninde sonunda daha büyük bir güce sığınması gereken bir grup olarak yaklaşıldı. Belki bunda bizim de hatalarımızın payı var.

Öte yandan da Sosyalist Güç Birliği'nde güçlerini bir araya getiren siyasi oluşumlar ve buraya destek veren   aydınlar, sendikacılar, bireysel düzeyde destek verenlerin kanaati şudur ki, Türkiye'de sosyalist hareketin kendi göbeğini kestiğini ilan etmesi, bağımsız bir güç olarak kendi tavrını koyması.

Bu zorunluluktan hareket ederek de güçlerimizi birleştirmeyi düşündük. Çünkü şu önemli bir şey: Türkiye'de birden fazla siyasi hareketin bu ortamda yan yana gelip, "Biz başka güçlerin gölgesi üzerimize düşmeden, düzen değişikliği arayışı içerisinde olan ve emekçi halka gerçek bir alternatif sunabiliriz. Biz buradayız" diyebiliriz. Biz bunu gösterdik. Bu kendi başına bir anlam taşıyor.

'Bir alternatif var, kurtuluş mümkün'
Aslında her şeyi belirleyen de o paranın gücü dediğimiz şey. Emperyalizm aslında onun ürünü. Türkiye’de yaşadığımız eşitsizlikler, adaletsizlikler bunun ürünü. Sosyalist Güç Birliği, bu temel ilkeden hareket ediyor. Aslında dünyadaki meseleler, Türkiye’de sorunlar çok da karmaşık değil. Bugünkü sistemden kaynaklı. Bu sistemi de ne ifade ediyor? Paranın gücü, paranın egemenliği ya da parayı elinde tutanların, zenginliği elinde tutanların egemenliği.  

Şimdi o açıdan demek ki, bağımsız güç olması sosyalistlerin. Öte yandan da bir alternatif var. Kurtuluş mümkün Türkiye’de. Bunu söyleyen bir güç birliği bu.  

Bir de tabii, 20 yıldır bu ülkeyi karartan bir iktidara karşı en etkili mücadeleyi vermek için birleşmiş bir güç birliği bu. Ben bu açıdan, çok önemli ve değerli bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Ama asıl kısmı bundan sonrası. Bu işin toplumsallaşması, geniş halk kitlelerine ulaşması... Bunun için büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor üzerimize.

'Yetmez ama evet’çilere bakış

Bir kere şuradan başlayayım: “Yetmez ama evet” bizim sol kültürümüzde, çok olumsuz bir yaftadır. Biz o dönemde, burada bulunan herkes ve tabii ki başka kişi ve örgütler, çok ciddi bir mücadele verdik. AKP’den gelecek hiçbir şeyin bu memlekete fayda sağlamayacağı keskinliğiyle davrandık. Tabii bunun gerekçeleri vardı. Doğuştan AKP düşmanlığı değil, AKP’ye dönük karşıtlığımızın bir karşılığı vardı ve çok ciddi mücadele yürüttük o dönemde. Hem AKP’ye karşı hem de AKP’yi aklamaya dönük bu “yetmez ama evet” argümanına karşı. O yüzden içimiz rahat. Ama içimizin rahat olması yetmiyor. Başarılı olamadık ya da yeterince güçlü duramadık ki AKP halen iktidarda.

'Biz seçim olmasaydı da bu görüşmeleri yürütüyorduk'

(Seçimlerde Sosyalist Güç Birliği’nin tavrı) Sosyalist Güç Birliği bir parti değil. Sosyalist Güç Birliği’nde farklı program ve hedefleri olan partiler yan yana geldi. Zaten farklı program ve hedeflerimiz olmasaydı, aynı partide olurduk. Bir de sadece partilerden ibaret değil. Aydınlar var, onlarda da ibaret değil; henüz örgütlü olmayan veya burada bulunan bütün örgütlerle dost olan ve örgütlü mücadeleye inanan birçok kişi var.
Ne yaptık biz? Sosyalist Güç Birliği’nin metni, bizim senedimiz. Oraya imzasını koyan siyasi partiler veya kişiler, “Biz bu doğrultuda davranacağız, bunu taahhüt ediyoruz” dediler. Burada yeni olan şu: İttifaklar dendiğinde, işte seçime gidiyoruz, milletvekilliği pazarlıkları yapılıyor, kim aday yapılacak diye. Tersinden başlıyorlar işe. Biz ise seçim olmasaydı da bu görüşmeleri yürütüyorduk zaten. Öncesine gitmeyeceğim ama bu görüşmeler seçim nedeniyle başlamadı. Türkiye’de bir alternatif yaratmak, emekçi halkın yaşadığı mevcut sorunlarını bir örgütlü mücadeleyle yanıt üretmek için başladık görüşmelere. Seçim de bunun bir parçası.

'Kimsenin kuyruğuna takılmayacağız'

Burada bir güçlük var, o güçlük de şu: Bizim bu metinde işaret ettiğimiz çözümle seçimde ortaya çıkacak sıkışma arasında çözmemiz gereken bir problem var. Çünkü bizim işaret ettiğimiz şey, bir seçimle değişebilecek ya da çözülecek bir mesele değil. Örgütlü halkın mücadelesiyle ve gerçekten de kolaycılıktan uzak, gerçek çözümün sokakta, fabrikada, okulda, mahallelerde örgütlü bir halkın mücadelesiyle yükseldiği bir şeye işaret ediyoruz. Bu tabii ki çok kolay değil. Öte yandan da seçim de önemli.

Bizim bu seçimde Türkiye toplumunda biriken AKP öfkesiyle duygudaşlık geliştirmemiz gerekiyor. Çünkü onun bir parçası biziz. Türkiye’de AKP karşısında ikirciksiz davranan bir kuvvetiz. Başkaları gibi “Aldatıldık” falan demedik.  

'Biz de bu duygunun bir parçasıyız'

Biz AKP’yi yeni kavramıyoruz, 20 yıl önce de bu tavırdaydık. Örneğin Millet İttifakı’ndaki bazı unsurlar gibi. Ya da “3 yıl öncesine kadar iyiydi” falan demiyoruz. Biz daha AKP iktidara gelmeden, AKP’yi teşhis etmiş bir oluşumuz. Şimdi bu açıdan baktığımız zaman, toplumda “gitsin artık şunlar” duygusu. Biz duygularla hareket etmeyiz, siyaset yapıyoruz, siyasi mücadele veriyoruz ama öte yandan da bu duygu çok değerli. Bu duygunun bir parçasıyız biz.

Güçlüğü nasıl çözeceğiz? Sözümüzü hiç esirgemeyeceğiz bir kere. Bütün bu süreçte Sosyalist Güç Birliği, altına imza attığımız program ya da ilkeler doğrultusunda sözünü söylemeye devam edecek. Bu birincisi. İkincisi, biz kimsenin kuyruğuna takılmayacağız. Bir başka gücün, bu düzen içerisinde siyaset yapan bir gücün parçası değiliz. Bağımsız bir gücüz.  

'Ortak davranma iradesi geliştireceğiz'

Şunu yapmayacağımızı ilan ettik: Erdoğan’ın yeniden seçilmesine yardımcı olacak bir tutumumuz olmayacak. Bunu nasıl hayata geçireceğimizi kafa kafaya verip bulacağız. Artık sadece TKP olarak karar verme şansımız yok.

Ortak davranma iradesi geliştireceğiz. Zaten bunu taahhüt ettik. Sol Parti için, TKH için, Devrim Hareketi için de aynı şey geçerli. Bunu buluruz.  

Tamamı için:
https://haber.sol.org.tr/haber/kemal-okuyan-boyle-bir-turkiyede-ve-dunyada-biz-diyoruz-ki-cozum-var-346275



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.08.2022- 07:26


Sınavımız realite

'AKP’den ayrışan sağı toplamak CHP’nin solu toplamak da HDP’nin işi olmaktadır. Bu formül Sosyalist Güç Birliği tarafından iptal edilmiş bulunuyor.'

AYDEMİR GÜLER

Sosyalist Güç Birliği ilan edildi ya; gerçekçilik sınavları da hemen başladı.

Sınavdan çağrışım yaptı; eğitim şart derler ya, eklenmesi gerekir: Eğitimcilerin eğitilmesi de şarttır. Veya öyle her aklına gelen soru hazırlayıp önümüze atamamalıdır.

Bugün ehliyetsizlerin hazırladığı sınav sorularına göz atacağız.

***

Düzenin bütün çarklarının çamura bulanıp dönmez olduğu koşullar, bundan otuz yıl önce sosyalist ülkelerde yaşanan yıkım sürecinin yarattığı ortamla taban tabana zıt. Birkaç safkan ve cahil liberal dışında kimse bugün “komünizm öldü” teranesi okuyamaz. Komünizm yükselişe geçmiş değilse de, kapitalizm yürümemekte çünkü. Dolayısıyla eski soru ölümümüz hakkındayken yenisi neden canlanmayı beceremediğimizi konu edinmektedir: “Kapitalizm bu haldeyken bile ayağa kalkamıyorsanız…” Değineceğim diğerleri gibi bu da anti-komünist kampanyanın parçasıdır.

Yanıtımı ne “emek ve sermaye olduğu sürece sol da var olacaktır” genellemesine dayandıracağım, ne de “uğraşıyoruz, inançlıyız” diyeceğim. Yanıtlarımızın yaklaşmakta olan yükselişimize yaraşır olması gerekir. Bizi art niyetle sorgulayanlar belki de görme yeteneğine sahip değillerdir!

Bugün seçime, daha önemlisi bir hesaplaşma kavşağına giden Türkiye’de bazı siyasi akımlar düzenin egemenlik mekanizmaları içinde ağırlık kazanmaya, örneğin devletin içinde örgütlenmeye çalışmaktadırlar. Bunların örgütlenmekten anladıkları emperyalistler, sermaye çevreleri, tarikatlar falan nezdinde ellerini güçlendiren manevralar yapmaktır. Halk oy verecektir vermesine, ama halkın kime oy vereceğini bu manevralar belirleyecektir.

Gerçekten bir hesaplaşma kavşağına giden Türkiye’de emekçi halkı örgütlemekte olan sadece sosyalist soldur. Daha geniş buluşmaların sadece habercisi sayılması gereken toplantılar, mitingler, semt evi açılışları birbirini izlemektedir. Komünizm memlekette girmedik yerleşim bırakmamaya ant içmiş gibi yayılmaktadır. Halkımızın şimdilik bir kalkışmanın sadece habercisi sayılması gereken irili ufaklı direnişlerinde hep sosyalistler vardır. Solcuların en elverişli koşullarda beceriksizlik ettikleri körce bir yalandır.

Eskiden beceriksizlik iftirası bölünmüşlüğe bağlanırdı. Güç Birliği “neden bölük pörçüksünüz” sorusunu boşa düşürdü. Üstelik laik ve yurtsever, emekçilere dayanan sosyalist harekete, bu değerlerle ilintisiz CHP ve HDP’den neden ayrı olduğunu sormak da bayağı aptal işine dönüştü. Madem öyle soru inceltildi: AKP’ye karşı birleşmek gerekmiyor muydu? Memleketin gerçeği buydu. Seçimde Erdoğan’ın yenilgiye uğratılması gerekiyordu ve mümkün olan tek şey bu olabilirdi. Neden şimdi sosyalizmi bu öncelikli gündemden ayırıyorduk?

Ne akıllıca değil mi? Örneğin şeriatçı SP şeriatçı AKP’yle aynı kafada davransa da, Altılı Masa'da iş görecek; bu normal veya gerçekçi sayılacak. CHP’nin konuyu 5’li Çete ile sınırlaması yetmezmiş gibi İyi Partili biri o kadarcık bile kapitalist eleştirmeye dayanamayacak. Yani halkın yoksulluktan kırılması sıradanlaştırılacak. HDP sol tarafına solcuyum diyenleri, danışman masasına AKP’nin ve Fethullah’ın eski flörtlerini, sağ yana da Kürt milliyetçilerini toplayacak. Çarklarının artık dönmediği iddia edilen kapitalizm aşıklarından akıl fikir alınırken, sol müttefikler kapitalizme karşı işçi direnişlerinde boy gösterecek… Bu kalabalıkta erimeyi reddeden sosyalistler AKP’yle mücadeleyi yeterince önemsememiş mi olacak?

“Türkiye seçime giderken bütün oyları Erdoğan’a karşı birleştirmek gerekmiyor mu”, diye sorulacak. Ama bu soru her nedense bir tek, oy alamayacağı varsayılan sola çıkacak! Oyumuz yoksa, beceriksizsek neden bizi de sürüye katmak istiyorsunuz? Dahası neden soruyu asıl gani gani oyu olduğu varsayılanlara sormuyorsunuz?

Solun seçimi önemsemediği doğru değildir. Hele yaklaşan seçim bayağı tarihsel bir anlama sahip olacaktır. Emekçi ve aydın kitlelerin, şeriatın giderek yerleştiği ve sömürünün görülmemiş derinliklere eriştiği rejimi reddedecek bir çıkış yakalamalarını en çok biz önemseriz. Seçimi de kapsayan süreç Türkiye’de emekçi halkın kaderini eline almasına sahne olabilir. Tersine, AKP’nin yeniden kazanması, halkın on yıldır kırılamayan laik, yurtsever, emekçi direncinin ağır biçimde tahrip olması anlamına gelebilir. Bunları çok önemsiyoruz.

O kadar ki seçimi koltuk hesabına indirgeyen gerçekçiliği reddediyoruz. Seçimi oy toplayıp karşılığında koltuk alma işlemi sayan gerçekçiler Türkiye’nin bu süreçte köklü bir değişim yaşamasına mı yatırım yapıyorlar, dersiniz? Bunlar seçimi önemsiyor sayılacak; tarihsel bir hesaplaşmaya dönüştürmeyi amaçlayan komünistlerse önemsemiyor olacak!

Sosyalist Güç Birliği’nin itelenmek istediği iki düzen içi muhalefet bloğu gerçekçi siyaseti koltuk maksimizasyonuna indirgemiş bulunuyorlar. Oysa Türkiye koltuk sayısının zerre öneminin kalmadığı kadar kritik bir kavşaktadır. Bu durum da yeni değildir. Yıllardır Meclis’te sosyalist vekiller olmuştur ve “orada bile” gerçeklerin dile getirilmesinin ek bir zararı olmasa da, memleketin ne kazandığı belli değildir. Artık sokaktaki insan milletvekilliğinin bir emeklilik yatırımı anlamına geldiğine kanaat getirmektedir.

***

Doğru soru şudur: AKP’nin gitmesini bir ölüm kalım konusu olarak hisseden emekçiler, ne istemektedirler?

Kitlelerin istediği laiklik değil midir? Kitlelerin istediği savaş bulutlarının ülkenin tepesinden kovulması değil midir? Kitlelerin istediği yoksulluğa, soyulmaya son verilmesi değil midir? Bu taleplerin yer bulmadığı düzen içi muhalefet akımları mı memleketin gerçekliğini yansıtmaktadır!

Mesele şudur ki, sosyalizmin düzen partilerine yedeklenmesinin sıradanlaştığı bir dönem kapanmaktadır. Tarihi çok eskilere uzanan bu yedeklenme hali, her ortamda yeniden şekillendi. Şu anda cari formül bütün solcuların HDP’nin peşine takılmaya zorlanmasına dayanmaktadır. AKP’den ayrışan sağı toplamak CHP’nin solu toplamak da HDP’nin işi olmaktadır. Bu formül Sosyalist Güç Birliği tarafından iptal edilmiş bulunuyor. Sosyalizm artık ayrı bir kanal, başlı başına bir seçenektir ve memleketin yeni realitesi budur.

https://haber.sol.org.tr/yazar/sinavimiz-realite-346462



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.08.2022- 09:04


Sosyalist Güç Birliği kuruldu, iyi olduğunu söyleyenler de var, HDP ve TİP'in başını çektiği ''Emek ve Özgürlük İttifakı''na neden katılınmadığını ileri sürenler de. Hiç kuşkum yok bu tartışma seçime kadar sürecek ve dahası belki seçimden sonra da devam edecektir. Benim yaklaşımımım se Sosyalist Güç Birliği'nin açıklamalarında yeterince demokrasi vurgusunun olmaması. TKP ve SOLparti'nin bu konuda iki ayrı çizgide olduğu, buna göre TKP'nin ve TKH'nin cumhurbakanlığı seçiminde ayrı bir aday çıkarılmasından yana olduğu, SOLpartinin ise ilk turda da olsa muhalefetin adayına oy vererek saray iktidarının seçimde yenilgiye uğratılmasını savunduğu biliniyor. Çok değil, sanırım kısa bir zaman içinde bu konuda netleşeceklerdir. Kemal Okuyan'ın sonraki açıklamalarından seçim konusunda verdikleri kararın gözden geçirileceklerini çıkartıyorum Doğrusu da o...

Sosyalist Güç Birliği'nin açıklamasında eksik olan şeyin yeterli bir demokrasi vurgusunun olmadığını söylemiştim. Yineliyor ve bu konunun önemsenmesi gerektiğinin altını çiziyorum. SGB'nin açıklamalarında saray rejimine yönelik güçlü eleştiriler var, bu rejimin yıkılması gerektiğinin önemi de sürekli vurgulanıyor. Ama yeterli değil, somut değil, kafa karıştırıcı ve açıkçası inandırıcı da değil. Türkiye'de dinci faşizmin iktidardan düşürülmesi konusunun bağlamından soyutlanarak ve seçimi handiyse önemsizleştirerek yapılan açıklamaların toplumda ve hatta büyük çoğunluğuyla solda bir karşılık bulmadığını sürekli söylemiş ve yazmaya çalışmıştım. Bu siyasal tavrın doğru bir siyasal tavır olmadığını ve hem ülkeye ve hem de sola bir katkı getirmeyeceğini sürekli yinelemiştim. Bana göre bu yanlış tutum yine SGB'nin açıklamalarına yansımış. Kısaca demokrasi konusunda bir büyük eksiklik var bu açıklamalarda.


Sonuç olarak konu şöyle özetlenmeli sanıyorum, Türkiye solu için AKP karşıtlığının seçimde somut bir biçim alması gerektiğini söyleyenlere karşı, ''Düzen partilerinin kuyruğuna takılmayız'' açıklamalarının ciddiye alınır bir yanı yok. Hem sosyalistlerin bir araya gelmesini   ve hem de seçimlerde saray rejimini devirmeye yönelik düzen muhaefetine bir günlük omuz verme girişimini kapsayamayan bir siyasetin günümüz gerçekleriyle bağdaşır yanı   olamaz. Eminim SGB   bu konuda doğru bir çizgiye gelecektir ama, ne kadar inandırıcı ve yeterli karşılanacaktır, onu da kestirmek çok kolay değil.




Bu ileti en son melnur tarafından 30.08.2022- 09:05 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.01.2023- 07:36


SOLparti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen'in kendisine sorulan bir sorunun yanıtını bu başlığa asacakken, Aydemir Güler'in üstteki yazısından bir bölüm dikkatimi çekti; şöyle diyor TKP MK üyesi Aydemir Güler:

''Doğru soru şudur: AKP’nin gitmesini bir ölüm kalım konusu olarak hisseden emekçiler, ne istemektedirler?

Kitlelerin istediği laiklik değil midir? Kitlelerin istediği savaş bulutlarının ülkenin tepesinden kovulması değil midir? Kitlelerin istediği yoksulluğa, soyulmaya son verilmesi değil midir? Bu taleplerin yer bulmadığı düzen içi muhalefet akımları mı memleketin gerçekliğini yansıtmaktadır!''


Bence çok da doğru bir mantık yürütme değil. Sanırım İBB seçimlerindeki siyasal tutum halen devam ettiği için TKP'li dostlar bir hayli sorunlu bir hatta yol almaya çalışıyorlar ve   bu yüzden milletvekili seçimleriyle cumhurbaşkanlığı seçimini ayrıştırma konusunda bir hayli zorlanıyorlar. ''AKP'nin gitmesini bir ölüm kalım konusu olarak hisseden emekçilerin istedikleri'' laiklikse laikliğin ve ekonominin kendilerine yönelik bir iyileştirilmeye uğratılmasıysa bunu gerçekleştirebilmenin öncelikli yolu olur mu olmaz mı, yapabilirler mi yapamazlar mı, sorusundan çok daha önce bu iktidarın, bu rejimin, bu dinci rejimin bir an önce sandıkta yenilgiye uğratılmasıdır. Bu somut gerçeklik kabul edilmediğinde ''zorlanma''nın üstesinden gelinemeyecek, içinde bulundukları zorluk bir türlü aşılamayacaktır

Sözcüklerle oynamaya gerek yok, faşizm koşullarında sınıf mücadelesi (olabildiğince)   demokrasi için savaşımı gündeme getirir ve merkeze oturtur. Ve -burası önemli- aynı doğrultuda pozisyon almış burjuva partileriyle de uygun birliktelikler kurularak bu mücadele yürütülür. Bunun başka yolu yok. Bu ''zorluğu'' aşabilmenin başka bir yöntemi de yok. Ya arkadaşlar yakıcı gerçeği hiç unutmayalım; toplumsal alandaki etkisizliğimiz ve binde bilmem kaç oy aldığımız gerçeğini ıskalamayalım. Yapılacak tek şey, cumhurbaşkanlığı seçiminde çok aykırı bir aday olmadığı sürece birinci turda Erdoğan karşıtlığında pozisyon alınacağını açıklamak ve üye ve sempatizan kitlesini bu yönde tavır almaya yöneltmektir. Kimse TİP gibi HDP'yle ittifak kurmalı, kimse Ercüment Akdeniz gibi Saraçhane otobüsünün üzerine çıkılmalı demiyor, TKP'yi buna zorlamıyor. Neye direniliyor anlamak mümkün değil!

Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde bir günlük ittifak içine girerek Erdoğan'a kaybettirmeye çalışmak, mlletvekili seçimlerinde kendi yorumunuza uygun bir sosyalist siyaset izlemenizin önünde engel değil ki. Üstelik bu iki siyasi pozisyon birbiriyle çelişmiyor, birbirini tamamlıyor. Yoksa cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefete muhalefet ederek Saray Rejiminin değirmenine su taşımanın sosyalist bir pozisyon almakla nasıl bir ilgisi olabilir? Olamaz: faşizme karşı somut bir karşı duruş gerçekleştirmeden alınacak herhangi bir pozisyon ya da ''güç birliği''nin hiçbir inandırıcı yanı olmayacaktır ve kendi üye ve sempatizan kitlesini konsolide edebileceği bile tartışmalıdır. Zaten ''zorlanma'' da bu noktada ortaya çıkmıyor mu? Karşılığı olmayan bir siyasi pozisyon üzerinde tepinmenin bir anlamı ve yararı yok ki!

( Bu konuda gereksiz ve zorlama bir farklı davranma ısrarı öne çıkartılıyor. Zaman yitirildi. Bu yitirilen zaman üye ve sempatizan kitlenin bir bölümünü hatalı yönde koşulladı, bir bölümünü ise farklı davranmaya yönlendirdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ''sosyalist adaysız bırakmayacağız'' şiarıyla seçime girilirse önceki oy oranını bile alamayacaklarını düşünüyorum. Bu durumu yöneticilerin görememesi gerçekten şaşırtıcı.)

****

Sosyalist Güç Birliği'nin bir bileşeni olan SOL parti başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen'in   kendisine sorulan ''Altılı Masa’nın önerdiği parlamenter sisteme dönüş programını demokratikleşme açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna verdiği yanıt şöyle:

''Tek adam rejimine son vermek bugün tüm muhalefet için önceliklidir. Bugün gençleriyle, kadınlarıyla, işçileriyle, emekçileriyle, emeklileriyle tüm ezilen halkın çıkarı bu dinci faşist rejimin kaybettirilmesinde.''
( https://www.birgun.net/haber/demokrasiyi-yeniden-insa-etmek-416556 )

Bu kadar basit; ve bu kadar basit bir konu ve bu kadar basit bir yanıt   içinden çıkılmaz bir hale sokulursa elbette ''zorlanma'' yaşanır. Zorlanmayı yaratan konunun çetrefilli oluşu, zor bir yanıtı olması falan değil ki, gereksiz, gerçekten gereksiz ve anlamsız bir farklı olma çabasında ısrar etmek ve bu ısrardan da hiç vaz geçmemek yaratıyor bu gereksiz ve anlamsız inadı...

Üzücü!






Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 09.01.2023- 22:12


Sayın melnur, SGB'nin bildirisinde demokrasiye vurgu yapılmamasını eleştirmiş ve böyle bir yaklaşımın halkta karşılık bulmayacağını belirtmiş. Ben bu görüşe katılmıyorum. Toplumda ne dün, ne de bugün demokrasi konusunda bir hassasiyet bulunmadığını düşünüyorum. Türkiye demokrasi tarihinde hiç bir zaman seçmenlerin oy kullanırken ki motivasyon kaynakları demokrasi olmamıştır. Hatta tek parti rejiminden demokratik düzene geçiş bile iç dinamiklerin değil, Sovyetler Birliği'ne yönelik güvensizlik duygularının bir sonucu olarak, batı ittifak sistemi içerisinde yer alma çabalarının bir ürünü olmuştur.

Mesela bugün muhalif kitlenin nicelik olarak en önemli kesimini oluşturan Atatürkçülerin gerçek anlamda bir demokratik duyarlılığa sahip olduğunu söyleyemeyiz. Bilakis oldukça otoriter bir siyasi tasavvura sahipler. Hatta parti programı olarak en demokratik muhtevaya sahip HDP'de bile seçmenlerin oy verirken ki temel motivasyon kaynağını demokrasi değil, ulusçuluk teşkil etmektedir. Dolayısıyla Türkiye'de ki seçmen kitlesi nezdinde demokrasinin abartıldığı kadar önemli bir konumu bulunmamaktadır. Aslında sadece Türkiye değil, demokrasinin en ileri biçimlerinin uygulandığı Avrupa ülkelerinde bile, demokrasiye ve demokratik kurumlara olan güven sarsılmış durumdadır.

Dolayısıyla SGB'nin bu seçimlerde üzerinden ilerleyeceği politik hat, demokrasi değil, ekonomi olmalıdır. Özellikle son bir kaç yıldır kafa emekçileri olarak niteleyebileceğimiz memur sınıfı ile kol emekçileri arasındaki makas, ekonomik anlamda giderek daralmaktadır. Bu da kafa ve kol emekçileri arasındaki sınıfsal ve ekonomik farklılıkları azaltarak, bir ortak mücadele ikliminin zemini hazırlamaktadır. Bu bence Türkiye'de ki sınıf mücadelesi açısından oldukça önemlidir. Bu durum kafa emekçilerinin de artık sınıf mücadelesine daha radikal bir biçimde dahil olabilecekleri anlamına gelmektedir. Ayrıca Sosyalist Sol'un hitap edebileceği kitlenin daha da genişlediği anlamına gelmektedir.

Önümüzdeki seçimlerde Sosyalist Sol'dan iktidar olmaları ya da yüksek bir oy oranına ulaşmaları gibi ütopik beklentiler içerisinde değilim. Fakat en azından seslerini duyurmalarını ve çözüm reçetelerini halka anlatabilmelerini bekliyorum. Özellikle Sosyalistlerin; mevcut toplumsal, siyasi ve ekonomik problemler konusundaki çözüm önerilerini ifade edebilmeleri gerekiyor. Zira 6'lı masa adı verilen muhalefet bloğunun seçimleri kazansa bile devamlılık gösterebilmesi mümkün değil. Son yapılan açıklamada Başkan olarak seçilen kişinin, 6'lı masayı oluşturan tüm partilerin mutabakatı ile karar alabileceği söyleniyor. Böyle bir sistemin yürüyebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla 6'lı masa bloğunun iktidar olduktan sonra mevcut siyasi ve ekonomik problemleri çözebilmesi, bu yapısı ile mümkün değil.

İşte bu yüzden Sosyalist Sol'un bu seçim sürecinde kendilerini ve çözüm yollarını güzel, sade ve anlaşılabilir şekilde halka intikal ettirebilmeleri gerekiyor. Öyle ki halk bu seçimde olmasa bile ilerleyen süreçte yaşayacakları somut siyasi ve ekonomik tecrübelerle bunların doğruluğunu bizzat kendileri deneyimleyerek anlayabilsin.







Bu ileti en son Proleter_Devrimci tarafından 09.01.2023- 22:45 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sosyalistlerin ve yoksulların güç birliği... melnur 0 743 29.08.2022- 08:36
Konu Klasör Seçim sürecindeki sol ittifaklar, sol güçbirliği konusu... melnur 1 115 29.02.2024- 01:59
Konu Klasör Sovyetler Birliği: Rusların değil, sınıfın tarihi ... melnur 0 587 01.01.2022- 09:04
Konu Klasör 100 yıl önce bugün: Lenin’in önderliğinde Sovyetler Birliği kuruldu... melnur 0 475 31.12.2022- 01:59
Konu Klasör Sol ve demokratik güçlerden açıklama... melnur 9 3647 12.07.2021- 09:19
Etiketler   Sosyalist,   Güç,   Birliği,   yola,   çıkıyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS