SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Sosyalist solun referandumu...           (gösterim sayısı: 1.523)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 21.11.2022- 08:39


Türkiye cumhuriyet tarihinin en önemli seçimine gidiyor. Saray rejimi AKP, MHP, BBP ile Cumhur ittfakını oluşturmuş, ne olursa olsun iktidarda kalabilmek ve hem cumhuriyete, hem kazanımlarına ve bu coğrafyanın aydınlık birikimine ve iyi kötü demokrasi birikimine son vermek amacında... En geç 2023 Haziranına kadar olması beklenen seçime örgütlü gericilik bu amaçlarla giriyor. Kimi siyasetçiler bu seçimin son bir genel seçim olabileceği endişesini de dillendiriyorlar. Hiç de haksız sayılmazlar.

Karşılarında CHP'nin başını çektiği bir altılı masa var. Parlamenter sisteme dönüş parolasıyla işe başlamışlardı, bir hayli de yol aldılar. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bir sorun yaşadıkları izlenimini verseler de kör topal ilerledikleri ve büyük bir hata yapmadıklarında çıkartacakları adayın seçimi kazanabileceği söylenebilir.

Bir üçüncü ittifak HDP ve TİP'in başını çektiği Emek ve Özgürlük İttifakı ki, açıklamalardan anladığım uyumlu ve demokrat bir aday gösterdiklerinde bu ittifakın altılı masadan çıkacak adayı destekleyecekleri yönünde.

Bir başka ittfak ise TKP ve SOLpartinin içinde bulunduğu Sosyalist Güç Birliği. TKP İBB seçimlerinden beri her seçimde aday gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aday göstereceğini açıklamıştı. İttifak kurduğu SOL parti ise bu seçimde altılı masanın adayının desteklenebileceği ve saray rejimine karşı mutlaka somut bir tavır takınılması gerektiğini düşünüyor. Büyük olasılıkla o yönde davranacaklar. TKP ise bu güç birliğine girdiğinde bu konuda bir yumuşama belirtisi göstermişti. Sanırım Sosyalist Güç Birliği de HDP ve TİP'in başını çektiği Emek ve Özgürlük ittifakı gibi sonunda altılı masanın göstereceği adayı desteklemek zorunda kalacak. Başka çareleri var mı; başka çaremiz var mı?

Evet, dolu dizgin bir seçime gidiyoruz Aynı anda hem milletvekili ve hem de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bir başkan seçeceğiz. Ya saray rejimi ya bütün defolarına rağmen bir demokrasi rejimi. Ya demokrasi ya faşizm. Bir referandum bu. Hiç abartmıyorum, bu seçim demokrasi güçlerinin yenilgisiyle sonuçlandığında üzerimize çökmüş bulunan karanlığın aydınlığa dönüşebilmesi uzunca bir zaman mümkün olmayacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sahaya indiğinden beri anketler AKP'nin oy oranında yüzde üçlük bir artışın olduğunu saptıyorlar. Beğenelim beğenmeyelim, Erdoğan kurt bir siyasetçi, hem siyasetn nasıl oynanacağını biliyor ve hem de devletin tüm olanaklarını kullanabilme beceri ve potansiyeline sahip. Elini uzatmayacağı bir alan da kalmayacaktır. EYT, maaş artışları, asgari ücretteki artış, ve benzer bir yığın ''iyileştirmeler'' dahl, her türlü havuç siyasetini pervasızca uygulayacak ve yeri geldiğinde her tür zoru, her türlü kısıtlamayı   da muhalefete uygulamaktan çekinmeyecektir. Ve sonuçta, ve dolayısıyla...

Faşizm kaşısında tek bir muhalife bile ihtiyaç duyulacaktır...
Böyle bir sürece giriyoruz.
Böyle bir seçim sürecinin içindeyiz.
Bir referanduma yürüyor Türkiye...
Aklını başına toplama zamanıdır.
Ne şikisel kaprisler ve ne de küçük siyasi çıkarlar.

Bu referandumda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyenlerin Türkiye sol siyasetinde bir iddiasının olabileceğini asla düşünmüyorum. Solcu olmak, sosyalist olmak ülkede olan bitene kayıtsız kalmak falan değildir. Kayıtsızlık da bu referandumda somut bir faşizm karşıtı olmamakla aynı anlamdadır. Bu yüzden...

Evet, bu yüzden, bu gerekirliği anlamış görünen ve uzunca bir zamandır da çizgisini bozmayan SOLparti İstanbul İl Örgütü 2.Olağan İl kongresinde ''Artık yeter! Gönderelim.'' sloganını öne çıkartmışlar ve   solduyunun sesi olmayı sürdürmüşlerdir. Toplantıda konuşan İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen'in bu konuda   söyledikleri:

"Saray rejimine karşı tüm muhalefet güçleriyle dayanışma içinde mücadele edeceğiz. Referandum niteliğinde gördüğümüz bu seçimde gün be gün en geniş muhalefet cephesiyle yürütmekte kararlıyız. Muhalefetin Erdoğan'a karşı ortak aday çıkarma siyasetini destekliyoruz. Bugünün esas mücadelesi bu iktidarı göndermektir"

SOLparti Başkanlar Kurulu Üyesi Hayri Kozanoğlu'nun uzunca konuşmasının ilgili bölümü de şöyle:

"Son günlerde yaygınlaşan bir slogan var: 'Ampulü sökmek için daima sola çevir.'   Bu slogan çok doğru ve anlamlı, genel anlamıyla sola çevirmekten yanayız. Bizler ampulü sökmekte kararlıyız. Bunu yapacağız"

Yalpalamanın zamanı değil. Mayın tarlasının tam ortasındayız şu an. Ya bu devran böyle gidecek ya da önümüzdeki referandumda saray rejimini tahtından indireceğiz. O kadar kesin, o kadar net...

Hepimizi, bu ülkenin solcusunu, sosyalistini, ilerici ve demokratını, yüzü sola dönük aydınlık insanlarını bekleyen görev bu.

Umarım üstesinden gelir, başarırız.
Başka da bir çaremiz ne yazık ki, yok.




Bu ileti en son melnur tarafından 21.11.2022- 15:20 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.11.2022- 15:19


Bugün yolda aklıma takıldı birden, öümüzdeki seçim sıradan bir referandum da değil ve aynı zamanda sosyalist sol için de bir feferandum olmayacak mı? Faşizmden yana mısın, demokrasiden mi? Nasıl yorumlanırsa yorumlamsın, sonuçta tercih faşizmle demokrasi arasında olmayacak mı? Bence bu tercih istesek de istemesek de sosyalist sol siyasetler ve dolayısıyla örgüt-partiler arasnda da bir tercihe yol açacak.

Yanlış mı,ya da çok mu abartılı, bilmiyorum ama, bana öyle geliyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 21.11.2022- 21:24


Sosyalist Sol'un bu süreçte ki en büyük hatası insiyatif almaktan çekinmesi olmuştur. Bu da güncel siyasette pasif kalınmasına yol açmıştır. Seçime 7 ay kalmışken hala Sosyalist Partilerin nasıl bir politika ve strateji izleyeceği belirsizliğini sürdürüyor. Yarım ağızla yapılan ve hala net bir politik hattı ifade etmeyen söylemleri bir kenara bırakırsak...

Ben Sosyalist Sol'un ortak bir aday çıkartmamasına ve muhalefetin adayını uzaktan destekleme politikasına kaşıyım. Ya bu çalkantılı süreçte Sol, insiyatifi ele alarak, kendi ortak değerleri etrafında birleşip, halka çözüm reçetesini açıklayarak, kendi adayını çıkarmalı, ya da ''6'lı Masa'' olarak kendisini ifade eden muhalefetin bir parçası olmalıdır. Fakat Solcu (!) CHP'nin, İslamcı ve milliyetçi ortaklarını ürkütmemek için 6'lı masaya Sosyalist Sol'un dahil olmasına pek sıcak bakmayacağı bir gerçek... Muhtemelen böyle bir durumda   HDP'ye yapıldığı gibi, ''sen şöyle köşede bekle, sesini çıkarma ve seçimlerde bize oy ver'' şeklinde aşağılayıcı bir tavır takınacaktır. Bu da Sosyalist Sol için 6'lı Masa muhalefetinin bir parçası olabilme ihtimalini bir hayli zayıflatmaktadır.

Tabi Sol açısında şu da unutulmamalıdır; mevcut otoriterleşme, Sosyalizm açısından zorluklar ve yasaklamalar kadar fırsatlarıda beraberinde getirmektedir. Zira halkın burjuva siyaset anlayışının ötesine geçen Sol/Sosyalist firikleri benimsemeye en fazla eğilim gösterdikleri dönemler, bu gibi dönemler olmuştur tarih boyunca... Fakat Türkiye'de Sosyalist/Sol fraksiyonlar hala mevcut siyasal ve toplumsal durumun gerektirdiği, kitleleri peşine takacak devrimci politikaları üretememektedir ne yazık ki...





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 22.11.2022- 00:55


Solun cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak bir aday çıkarması gerektiği düşüncesini ilk Ender Helvacıoğlu'ndan duymuştum. Face'te yazmıştı ve ilkin de   epey çekici gelmiş ve hatta desteklemiştim. Sonra üzerinde biraz düşündüğümde seçimin referandum niteliğinden ötürü pek de işlevsel olmayacağı gerçeği ağır basmıştı. Hem sonra...- belirli konularda zaman zaman ortaklaşmalar ve hatta kimi seçim dönemlerde ortak adaylar da çıkarılıyor ama sonuçta hiçbir şey olmuyor, sosyalist sol görmesi gereken ilgiyi de, alması gereken oy'u da almıyor, alamıyor. Bu ortaklaşma, ortak aday çıkarma konusu bence gereğinden fazla abartılı oluyor. Beklenti daha fazla olabilmek ise ve olamıyorsak demek ki çözüm bu değil, çözüm başka bir şeyde yatıyor.

Kaldı ki, bu seçimin farklı bir özelliği var. Bu seçim sıradan bir seçim değil. Bu seçim bir referandum ve bu referandumun   sorusu da ortak bir aday çıkaralım mı, çıkarmayalım mı, hiç değil. Bu referandumun doğrudan yanıt bekleyen sorusu demokrasiden yana mı tavır alacağız, yoksa faşizmin ekmeğine yağ sürecek bir siyasal tavır mı göstereceğiz. Soru budur, evet, önceliği olan, merkeze alınması gereken, yanıt verilmesi gereken soru budur, amasız ve fakatsız olarak... Ayrıca....

Kitlelerle mesafeyi kapatabilmenin, açıyı daraltmanın, bağ kurabilme yolunun da buradan geçtiğini düşünüyorum. Gündemde olan, sorulması gereken ve hiçbir şekide yanıtsız bırakılmaması gereken sorunun etrafında dolaşarak kitlelerle temas kurabilmek de   mümkün değildir. O zaman neden ortak aday, neden gündemin dışında kalmak, neden faşizme karşı somut bir tavır almamak, evet neden?

Ortak bir aday bulup erafında birleştiğimizde...
Sosyalistler olarak sandıkları mı patlatacağız?
Seçim sonrasında üç beş sol-sosyalist parti biraraya gelip tek bir parti haline mi gelecek?
Faşizme darbe mi vurmuş olacağız?

Hangisi?

Bu soruların tek birine bile olumlu yanıt vermek mümkün mü?
Seçim ve ortak aday sonrasında, sosyalist partiler açısından farklı bir güne uyanacağımız konusunda az biraz umut ve heyecan duyan var mı?
Tablo bu günkünden farklı mı olacak?

Sözün özü, bu seçim sadece cumhurbaşkanlığı konusunda bir referandum olmayacak, ve ayrıca sosyalist sol açısından da bir refrandum niteliğinde olacak.   Tekrarında yarar var; demokrasiden yana mısın, faşizmin değirmenine su mu taşıyorsun?   Bu soruyu siyasetinin merkezine koymayan, somut bir yanıt vermeyen, somut bir siyaset üretemeyen, somut bir tavır geliştiremeyen sosyalist sol referandum sonucu ne olursa olsun, kitlelerle arasında bulunan mesafenin çok daha açılacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Bence bu kadar açık, bu kadar net.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 23.11.2022- 09:11


Prof.Oğuz Oyan kendisine sorulan ''sosyalist sol nasıl bir yol izlemeli?'' sorusuna şu yanıtı veriyor: '' 6’lı Masa’nın adayı tepki çeken bir isim olmazsa, sosyalistlerin ayrı aday çıkarmalarının doğru olmayacağını düşünüyorum. HDP merkezli Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da esasen bu yönde tutum alacağı az-çok belli olmuştur. Seçimlere katılma hakkını elde etmiş olan sosyalist partilerin milletvekili genel seçimlerine bağımsız olarak katılmaları ise, mevcut sisteme radikal bir karşı duruşu göstermek bakımından siyaseten anlamlı olabilir.''

Burada öteden beri savunmaya çalıştıklarmın kısa bir özeti bu yorum. Yazıyor, çiziyor, kalemimden geldiği oranda da dillendirmeye çalışıyorum. Sosyalist partilerimiz cumhurbaşkanlığı seçiminde eğer aykırı bir aday da değilse 6'lı masanın adayını destekleyerek faşizmi iktidar etme konusunda somut bir tavır almalılar. Ayrıca...

Evet, ayrıca milletvekili seçimlerinde de ne kadar seçime katılım hakkı kazanan parti varsa ayrı ayrı seçimlere girmeliler. CHP veya HDP dışında bir sosyalist ittifakın yarar getirmeyeceğini, seçim sonrasın olumlu bir şeyler taşıyamayacağını düşünüyorum. Ayrı ayrı girilsin ve sonuçta hiç olmazsa sosyalistlerin partisel olarak oy dağılımı konusunda bir fikir sahibi olmuş oluruz. Belki de bu sosyalist partiler   topumsal alanda ne kadar karşılık buluyor, ne kadar etkileyici oluyorlar, siyasetlerinde ne kadar doğruluk var, vb gibi soruların yanıtlarını da o oranlardan çıkarma olanağı bulmuş oluruz.

Yararı olmaz mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.11.2022- 09:43


BirGün gazetesinin bazı sosyalist yazarlara sorduğu o malum soruya Prof. Oğuz Oyan'ın yanıtına değnmiştim. Benzer soruya bu kez BirGün yazaru Oğuzhan müftüoğlu yanıt vermiş; şöyle:

''Önümüzdeki seçimlerin taşıdığı önem ortada.6’lı Masa olarak tanımlanan Millet ittifakı da bugün emekçi kitleleri ve ülkeyi büyük bir felaket ortamına sürüklemiş olan bu tek adam rejimini değiştirme ve parlamenter sisteme geçme hedefini koymuş durumda.Kuşkusuz bu olumlu bir gelişme ve ülkenin içine sürüklendiği bugünkü karabasandan bir ölçüde çıkış umudu yaratmış gibi duruyor. Ancak, bu ittifakın, ülkenin ve emekçi sınıfların köklü dönüşümler gerektiren sorunlarına (bağımsızlıkçı, kamucu, neo-liberal kapitalist sermaye düzenine karşı bir anlayışla) devrimci çözümler getiremeyecek sağ bir eğilime sahip olduğu da ortada.

Ancak faşizmin gündemde olduğu bir yerde burjuva seçenekler karşısında pasif veya tarafsız bir tutum da söz konusu olamaz.

Bu durumun yarattığı koşullar önümüzdeki seçimlerde bu faşist baskı rejiminden çıkışa yol veren ve kendi devrimci sosyalist çizgimizi koruyan eleştirel bir aktif ve sorumlu tutum almayı zorunlu kılar.''


Sosyalistler için cumhurbaşkanlığı seçiminin tartışılmaz bir önemi var. Bu seçimde hiç kimse, hiçbir ilerici, demokrat ve sosyalist ''ama muhalefetin de   iktidardan farklı bir yanı yok'' deme lüksü olamaz. Kendimizi kandırmanın bir alemi yok. Kendimizi kurnaz alemi de sersem sanmanın da bir anlamı yok. Müftüoğlu altını çizmiş, ''faşizmin gündemde olduğu bir yerde burjuva seçenekler karşısında pasif ve tarafsız bir tutum söz konusu olamaz.'' Mümkün değil, ya gereksiz ve küçük siyasi hesapların ardına sığınmaya çalışılıyordur, ya da sosyal medyada sayıca az da olsa örneğine rastladığımız şekilde ya bir cehaletin dip yapmış hali ya da açık seçik bir trollük ve hatta ajan provakotörlük söz konusudur.

AKP-MHP ittifakının gidişatına ''olur'' vermek ve dolayısıyla bu faşizan yönelişin değirmenine su taşımak sağlıklı bir aklın tasarrufu olamaz. Ülkedeki büyük çoğunluğun bu akıl dışı tavırlara bir değer vermeyeceği çok açık. Ama sosyal medyada bu tür marazi tavırlara da rastlanmıyor değil. Bir örneğine birkaç gün önce face'te rastlamıştım. Saray rejimine karşı muhalif adayın desteklenmesi gerektiğini söyleyen bir arkadaşımıza verilen yanıt, ''siz istediğinizi yapın, biz devrimciyiz düzen partilerine oy vermeyiz.'' şeklindeydi.

Evet, en geç Haziran ayında yapılması gereken   cumhurbaşkanlığı seçimi için bir referandum nitelemesinde bulunmak eksikli bir tavırdır; bu seçim aynı zamanda solcular, sosyalistler için de bir referandum olacaktır. Ve ayrıca cumhurbaşkanlığı referandumunda   cemaat ve tarikatlere özgü biat anlayışının sol içine ne kadar girdi yaptığının ve de ne kadar etkili olduğunu anlamış olacağız.

Üzücü...

Erdoğan'ın ''milliyetçiliği ayaklar altına aldık'' dediğinde tavan yapan alkışların sonradan ''en büyük milliyetçi bizleriz'' dendiğinde hiç eksilmeden sürüp gitmesi gibi...

Evet üzücü; sayıları çok da değil ama karşılaşılan gerçeğin sola hiç de yakışmayan böyle bir marazi yanı olduğunu da düşünmeden edemiyorum.




Bu ileti en son melnur tarafından 25.11.2022- 09:49 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.11.2022- 09:20


BirGün yazaru Bülent Forta'nın aynı konudaki saptaması:

''Sosyalistlere gelince bir yandan mevcut iktidara son verme diğer yandan da toplumsal taleplerin sözcülüğüne soyunarak güç kazanma görevini beraber yürütmek durumundadırlar.''

Dr.Fevziye Sayılan ise şöyle söylemiş:

''Saray rejiminin oylanması anlamına gelen bir seçim var önümüzde. En geniş muhalefet cephesi için uğraşmak, diyalog, işbirliği ve dayanışma ne gerekiyorsa yapmak lazım. Biz de karanlığa ve kötülüğe son vermek için “cehennemin kapısını kapatma” iradesini göstermeliyiz.''

Tekrar tekrar vurgulamak gerekiyor, saray rejminin devrilmesi konusunda somut bir karşı duruş sergilemeyen solun halka söyleyebileceği ve halkı ikna edebileceği hiçbir şey olamaz. İnandırıcılıkları da olmayacaktır ve çok daha uzun bir zaman halkın dönüp kendisine bakmasını boşuna bekleyeceklerdir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 28.11.2022- 22:21


Eğer Sosyalist Sol kendi programıyla ve adayıyla seçimlere katılmayacak, kendisini sistem değişikliği ile değil, siyasi iktidarın değişmesiyle sınırlayacak ve bu doğrultuda en yüksek oy potansiyeline sahip muhalefet odağını destekleyecekse, o zaman o muhalefetin bir parçası olması gerekir. Yani ''6'lı Masa'' olarak adlandırılan muhalif oluşumun içerisine girmesi gerekir (Tabi bu hareketin içindeki İslamcı ve Milliyetçi partiler bunu kabul eder mi? Pek sanmıyorum)

Benim burada tepki gösterdiğim konu, Sosyalist Sol'un pasifliği... ''Kendi adayımı çıkarmayayım ama muhalefetinde bir parçası olmayıp, sadece seçim günü oylarımla uzaktan destekleyeyim'' şeklindeki anlayış... Ben bunu kabul etmiyorum. Sosyalist Sol'un inisiyatif alarak, güncel siyasette daha aktif olması gerektiğini söylüyorum. Çünkü, mevcut siyasi ve ekonomik koşullar, zorluklar kadar Sosyalist Sol'un kendisini halka ifade edebileceği fırsatları da beraberinde getiriyor. Fakat mevcut siyasi iktidara karşı bel bağlanan ve 6'lı Masa olarak tanımlanan muhalefet öyle bileşenlerden oluşuyor ki, ilerici bir Sosyalist hareketi içerisine alabilir, onun ilerici çözüm pratiklerini sindirebilirler mi, işte bu konuda şüphelerim var. Dolayısıyla bu durum düzen muhalefetinin de içler acısı durumunu gösteriyor bizlere aslında...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.11.2022- 03:33


Eğer Sosyalist Sol kendi programıyla ve adayıyla seçimlere katılmayacak, kendisini sistem değişikliği ile değil, siyasi iktidarın değişmesiyle sınırlayacak ve bu doğrultuda en yüksek oy potansiyeline sahip muhalefet odağını destekleyecekse, o zaman o muhalefetin bir parçası olması gerekir. Yani ''6'lı Masa'' olarak adlandırılan muhalif oluşumun içerisine girmesi gerekir (Tabi bu hareketin içindeki İslamcı ve Milliyetçi partiler bunu kabul eder mi? Pek sanmıyorum)

Neden 6'lı masanın içine girmesi gereksin ki, HDP ve TİP başta olmak hemen hemen TKP dışındaki tüm sosyalist parti ve örgütler ''bir günlük ittifak'' olarak tanımlanacak bir saray rejimi karşıtlığında bulunacaklarını söylediler. 6'lı masanın içine girmeye ne gerek var. Tam tersine girilmemesi gerekir. Bir TKP'nin orada, o masada ne işi olabilir?

Savunulan, savunulmak istenen siyasi tavır bu değil ki.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör ‘Sosyalist’ solun birliği toplumcu 1 5418 22.02.2014- 16:12
Konu Klasör Sosyalist solun çaresizliği hakkı 8 4041 18.11.2021- 04:04
Konu Klasör Sosyalist solun seçim bilançosu ilkay 4 5478 05.04.2014- 01:10
Konu Klasör Cumhurbaşkanlığı referandumu... melnur 30 2494 28.03.2023- 00:53
Konu Klasör Türkiye bu referandumu kaldıramaz munzur 4 3595 20.05.2016- 13:37
Etiketler   Sosyalist,   solun,   referandumu.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS