SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
TKP üyeliğinden istifa etmiş bulunuyorum.           (gösterim sayısı: 527)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 05.12.2022- 03:17


31 Mart 2019 tarihindeki İBB seçimlerinden bu yana savunageldiği siyaset ve aldığı siyasi pozisyonla hiç uyuşamadığım, cumhurbaşkanlığı seçimine giderken de hala aynı siyasi pozisyonda ısrar ettiğini gördüğüm partim Türkiye Komünist Partisi'nden (TKP) e-devlet yoluyla istifa etmiş bulunuyorum.

Uyuşabileceğim daha farklı siyasi pozisyonlarda buluşmak üzere...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.03.2023- 09:42


Bu yazıya başlarken bir yandan da Sezen'i dinliyorum. GÜLÜMSE diyor. Hüzün de umut da birbirine karışmış. TKP'nin dünkü açıklaması da bende böyle bir psikoloji yarattı. Hem üzgün ve kızgınım ve hem de bir küçük umut doluyor içime. Üzgünüm, bu böyle olmayablirdi, olmamalıydı. TKP gibi tarihsel bir kimliği sırtlamış ve AKP'yi (bence) en şaşalı günlerinde bile doğru çözümleyebilmiş ve doğru bir siyasi pozisyon alarak topluma umut ışığı olabilmiş bir parti nasıl olur da böyle bir hata yapardı. İBB seçimlerinde akıl almaz bir savrukluk yaşamış, AKP'nin karşısındaki adayı hem de kendisine yakışmayacak sözlerle hedef tahtasına oturtmuştu. İmamoğlu'na, ''İmamın oğlu'' yakıştırması yapılır, ''ANAP''lı olduğu ileri sürülüyor ve ''Zengin''liğine göndermelerde bulunarak sistemli ama kötü bir muhalefet sergiliyordu. Gerçekten rahatsız ediciydi ve o günlerde TKP'nin kulvar değştirdiğini söylediğimi de hatırlıyorum.

İBB seçimlerin çok da özel bir yanı yoktu. Kılıçdaroğlu tıpkı ''Ekmeleddin vakası'' gibi bir örnek yaşatmaya karar verdi diye düşünüyorduk. Yine kazanamayacak, AKP'ye bir yenilgi tattıramayacaktık. Hiç tanınmayan bir adayla AKP yine sandıktan zaferle çıkacaktı. Böyle düşünüyorduk, toplumda böylesi bir algı hakimdi ve kuşkusuz TKP'nin de benzer bir okuma yapması muhtemeldi.

Böyle bir ortamda TKP gibi bir partinin seçim sürecinde daha güçlenerek çıkma isteği ve İmamoğlu ve CHP'ye yönelik üslup çok da hoş olmamakla birlikte yine de anlaşılabilirdi.

Beklenmedik bir şey oldu, İmamoğlu kazandı. Bir değil iki kez AKP ve Erdoğan sandıkta ilk kez böylesi bir yenilgi görüyordu. Çok önemliydi. Toplum ilk kez   kazanabiliriz duygusunu doya doya yaşadı bu seçimlerde. Kılıçdaroğlu'nun taktiği de kabul görmüştü. Önümüzdeki genel seçimlerde aynı taktıikle AKP ve saray rejimi sandıkta yenilgiye uğratılabilir   rejim değişikliği yaşanabilirdi. Toplumu bir heyecan sarmıştı. Toplum korku duvarını kırıp geçmişti. İBB seçimlerinden çok farklı bir atmosfer içinde seçime gidiyorduk. Herkes kendine bir çeki düzen vermeliydi. Saray rejimini sandıkta bir büyük yenilgiye uğratmak için her kişi, örgüt ve parti üzerine düşen sorumluluu yerine getirmeliydi.   Yanlış yapılmaması gereken bir süreçte TKP İBB seçimlerinden de bir ders çıkarmadan yine bir yanlışa imza atacağının işaretlerini veriyordu. Şaşkınlık bu kez kızgınlıkla karışık bir ruh hali yarattı bende. K.Okuyan'in bir yıl önceki açıklamaları ısrarla cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda partinin aday çıkaracağı yönündeydi. Ders alınmamış, nesnellik iyi okunmamış, beyhude hayaller kurulmuş   ve diğer sol-sosyalist partilerden ayrı davranma alışkanlığı bu açıklamalardan sonra tam bir savrulmaya dönüşmüştü. Aydemir Güler bir televizyon programında alınan karara bir siyasi açıklama getirmeye çalışıyor ''faşizm sandıkta yenilmez diyordu.''

Sanırım o günlerde partiden ayrılmak gerektiğine karar vermiştim ve kısa zamanda da e-devlet üzerinden istifa ettim.

Partinin savrukluğu devam ederken yükselen bir değer olarak TİP Genel Başkanı Erkan Baş açıklamaları, hazır cevaplığı ve halkın coşkusuna coşku katan, heyecanlandıran üslubu ile yükselen bir değer haline de gelmişti. TİP parlamento olanaklarını da kullanarak solu-sosyalizmi daha da görünür hale getirmiş bir rol modele dönüşmüştü. TKP'nin durumu ne kadar üzüntü vericiyse TİP'in bu yükselişi gerçekten umut vericiydi. Kimi anketlerde sosyalizm TİP sayaseinde yüzde birlerin üzerinde gösteriliyordu.

TKP'deki savrukluk ise devam ediyordu. Günler aylar ve bir büyük bocalama partiye hakim olmuştu. O zamanlar, bu gidişe rağmen koşulların zorlamasıyla birinci turda Kılıçdaroğlu'na destek açıklamasında bulunulacağı, ve o noktaya gelineceğini de yazmıştım ve o kararın geç alınmasıyla alınmaması arasında çok da fark olmayacağını eklemiştim. TKP'nin bu savrukluğu gereksiz yere üye ve sempatizan kesimin (parti dostlarının)   olumsuz koşullanmasına yol açacaktı. Parti kararlarını, partini savrukluğunu ve AKP karşıtı muhalefete muhalefet etmeyi savunmak da onlara düşmüştü. Kendileri inanıyorlar mıydı bilmiyorum ama söylemeye çalıştıklarınin savunulur hiçbir yanı da yoktu.

Bugünlere geldik.
TKP ilk turda Kılıdaroğlu'na oy verilmesini istedi.
Elbette bu kez farklı biçimlerde bir şaşkınlık yaşanıyor.
Önemli bir kesim suskunluğu tercih ediyor.
Karar kimi üyeler açısından, o an'a kadar savunulan şeylerle, ileri sürülen argümanlarla tam bir çelişkiydi...
Kimileri ise gereksiz bir şekilde parti güzellemesi yapmaya çalışıyordu.
Anlamsız, yararsız...

Hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün değil. Bu sürecin hem parti açısından ve hem de gereksiz bir şekilde koşulladığı üyeler açısından sorgulanması ve dersler çıkarılması gerekli. Sanırım. bu linkteki başlık ''ben yaptım oldu'' şeklinde geçiştirilmemeli.

( Beklemediğim bir şekilde çok uzadı. Böyle de bitmemesi gerek.Sonrasında bir ara devam ederiz.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.03.2023- 08:49


Çok uzun zaman önce bir aile dostumuz sürekli olarak partiye-TKP'ye katılmamı önerirdi. Partiliydi, partiyle yatar, partiyle kalkardı. Üsküdar'daki fotoğraf stüdyosunda bir yandan geçmini sağlamaya çalışırken, öte yandan partinin kitaplarını dergilerini satmaya çalışırdı. Sonra beynindeki bir tümör nedeniyle genç yaşında kaybetmiştik.

O zamana kadar hiçbir sosyalist partide üyeliğim de olmamıştı ama kendimi bildim bileli hep solda yer tutmuş, kendimi de hep sosyalist olarak tanımlamıştım. Soranlara üye olmayışımın nedenini ''oyların boşa gitmemesi'' olarak açıklardım. Bir nedeni de oydu aslında ama sanırım asıl neden part disiplini altında bulunmanın bana bir boyunduruk gibi gelmesiydi. Uyamazdım, böyle bir sorumluluk altına giremezdim. Bu durumun sadece benimle ilgili olmadığını aslında çok da yaygın olduğunu biliyordum. Örgütlenme konusundaki sıkıntıların başına bu sorun yazıldığında sanırım çok da yanlış yapılmış olmaz.Bu şekilde çeşitli gerekçelerle parti üyeliği olmayan, doğrudan örgütlenme konusunda sorunlar yaşayan kişiler olduğunu düşünüyorum. Öncelikle parti aidiyeti konusunu fazlaca gündeme almak ve nasıl aşılması konusuna da eğilmek gerekiyor sanırım.

Yıllar sonra, TKP'deki üyeliğim bir şekilde gerçekleşti ama o da İBB seçimleri sonrasına rastlamıştı. Birkaç kez de yazmıştım bunu, 2019 Mart ayı öncesine rastladığı şekliyle partinin güncel siyasetteki siyasi pozisyonu -bana göre kulvar değişikliği-   ile aram da açılmıştı. Evet, parti disiplini konusunda kimi sorunlarım devam ediyordu ama İBB seçimlerinden sonra öne çıkan sorun bu doğru bulmadğım siyasi pozisyon olmuştu. Cumhurbaşkanlığı referandumuna ilişkin partinin yaptığı açıklamaları çok yanlış buluyordum, saray rejiminin değirmenine su taşımak olarak niteliyordum. Bir şekilde bu siyasetten dönüleceği ve yanlışın anlaşılabileceğini de umuyordum. Ama çok geç bu yanlıştan dönüldü. Parti dostları olsun, hatta üyeler ve sempatizan kitlenin en azından bir kısmı bu yanlışlığı apaçık ortada olan siyasi pozisyon ve buna uygun söylemlerden etkilenmiş ve bir şekilde koşullanmıştı.Burjuva partilerine oy vermeyiz, düzen ittifaklarına yanaşmayız, biz komünistiz, farklıyız ve benzer ifadeler içinden geçilen karanlığın nasıl üstesinden gelineceği ve bir sosyalist olarak ne yapılması gerektiği sorularının yanıtını içemiyor, zihin bu soruları hep görmezden gelmeye çalışıyordu. Partinin yanlış bulduğum pozisyonu ve de açıklamaları kimilerini bu şekilde koşullamıştı. Parti disiplini, parti ne derse doğrudur, parti yanlış yapmaz saplantıları belki bazı kesimleri parti etrafında konsolide etmeye yarıyordu ama böyle bir koşullanmışlıkla donanmış bir zihnin toplumsal alanda sola, sosyalizme ve hatta partiye yarar getirecek bir donanıma dönüşmesi bir hayli zordu, bence mümkün değildi.

(Aslında bunları anlatmak istemiyordum, asıl söylemek istediğim bu örgütsüzlük konusunun en etkin argümanı olan ''oyum boşa gitmesin'' kaygıları ve bunun giderilmesi için nasıl bir çalışma yapılması gerektiğine ilişkindi. Bu yüzden yazıya başka bir başlık altında başlamıştım, sonra yazılanları görünce oradan buraya taşıdım ama bu sefer de asıl yazmayı düşündüğüm bu ''oyum boşa gitmesin'' gerekçesi üzerinde bir şeyler söylemeye çalışmak da bu başlık altında gereksiz olacak, uygun düşmeyecekti.Bu konuyu   uygun bir başlık altında başka bir yazıya bırakmakta yarar var sanıyorum.)

Şunu eklemek ve bence üzerinde çokça düşünmek gerekiyor: 21.yüzyıl insanını disiplin adı altında çokça ''sıkboğaz'' etmek bana çok da doğru gelmiyor. Aslında öncelikle yanıt aramamız gereken şey, toplumdaki yüzü sola dönük kesimlerde bir aidiyet duygusu yaratmaktan geçiyor diyelim ve bu konuyu ya uygun bir başlık altına ya da özgün bir başlığa bırakalım.

Bir eklemede bulunursak sosyalist partilerin burjuva partilerden en temel farklılığının ideolojilerinde yattığı söylenebilir. Bir sosyalist partiyle, daha somut şekliyle sosyalizmini Marksizme ya da bilimselliğe göndermeyle açıklayan bir partide bu farklılık siyasal zeminde düzenin sol ya da sağ partilerini sürekli ötekileştirilmesi anlamına gelmez. Kimi konularda ''dayanışma'' gerekçesiyle bir araya gelmeler olduğu gibi, kimi zaman da seçim ittifakları kurulabilir. Sadece sosyalistlerin değil, otoriterliğin arttığı ve toplumu sıkboğaz ettiği koşullarda çok farklı kesimlerin cepheleşme benzeri yapılanmalar içinde bir araya gelmesi de olağandır. Sosyalist olmak kolayından sol hamasetle içli dışlı olmak değildir. Bu tavrın hiçbir yararı olamaz ve üstelik kendinin dışında hemen her şeyi reddetmek ve bugün kimi örneklerde rastladığımız şekliyle ötekileştirmek ve hatta düşmanlaştırmak ise savunulabilir bir tavır değildir. Bize benzeyenlerin alkışları, açıklamaların alkşlanabilir olduğu anlamına gelmez.

Özetle partili olmak konusu (bence) demokratik merkeziyetçilik konusunun bir ordu disiplini gibi görülmemesi, demokratik yanının olabildiğince genişletilmesini, merkeziyetçiliğin terk edilmeden çok daha demokratikleşmesini...neyse!

İBB seçimlerinin güzel bir sloganıydı, ayakları ne kadar yere basıyor, altı ne kadar dolu ayrı bir tartışma konusu ama içerdiği geleceğe umut duygusu güzel. Onunla bitirelim.

Bu karanlık süreci mutlaka sonlandıracağız.
Her şey çok güzel olacak.




Bu ileti en son melnur tarafından 19.03.2023- 09:00 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TKP: Derhal istifa! melnur 0 1929 29.11.2017- 09:30
Konu Klasör Hükümet istifa. Hepsi! umut 0 2561 20.08.2015- 10:47
Konu Klasör HKP: Yalova Valisi istifa! tarihselmaddeci 0 2621 13.04.2015- 14:56
Konu Klasör Kılıçdaroğlu'dan 'istifa' açıklaması melnur 2 4324 01.04.2014- 09:51
Konu Klasör Hükümet istifa mı, devrim mi? melnur 140 133438 25.11.2023- 06:57
Etiketler   TKP,   üyeliğinden,   istifa,   etmiş,   bulunuyorum.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS