SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Çocuklarmız için bu saray rejimi yıkılmalıdır.           (gösterim sayısı: 645)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 09.12.2022- 07:52


Bu kaçıncı olay basına yansyan. bu cemaat ve tarikatlarda yaşanan bilmem kaçıncı rezalet.Bu kez bir tarikat lideri 6 yaşındaki kızını bir cemaat mensubuna veriyor ve her türlü cinsel sapkınlık da sanki bir oyun oynanıyormuş gibi 29 yaşındaki adamla o altı yaşındaki çocuk arasında geçtiği söylenen iğrençlikler yaşanıyor. Kim bilir bu yüzlerce yıl öncesinin yapılanmalarında daha hangi kirlenmişlikler yaşanıyor ve fakat basına da yansımadığı için öylece kabullenilip kanıksanabiliyor.

İnsanın içinin kaldıramadığı bu olay günlerce haber sitelerinde, televizyonlarda tartışılıyor. Siyasi iktidar da sus pus; iddialeri inceliyoruz diyorlar. Haberi ortaya çıkaran BirGün yazarı Timur Soykan'a da tehditler yağıyor, bu arada. Aydınlığa neden karşı oldukları, okumuş, eğitimli insanlara neden düşman oldukları çok açık değil mi? Bu cemaat ve tarikatlarda yaşananlar, kendi içlerinde kalsın, konuşulmasın, duyulmasın deniliyor. Ve bu cemaatler, bu tür tarikatlar hala bir şekilde kollanılıyor ve güçlenmesi için her türlü olanak önlerine dökülüyor.

Hiç kuşku yok, bu tür olaylarda sessiz kalınmamalı, her türden tepki gösterilmeli. Açıktan, doğrudan söylenmeli, cemaatler ve tarikatlar dahil bu ve benzeri her türlü yapılanmaya son verilmelidir. Ülkemizin önü alınmamış, üstelik siyasetten de destek gördüğü için palazlanmışlar...

Yapılması gereken hep aynı, şu sol hamaseti bir kenara bırakmak gerek. ''Biz yaparız'', ''sosyalizmde bu tür yapılar olmayacak'', ''devrimle birlikte tarihin karanlıklarında, tozlu sayfalarında kalacaklar'' sözlerinin bir yerden sonra inandırıcılığı da olmuyor. Hatta bu tür tavırlar, bu halleriyle ''bu solcular başka bir şey bilmezler mi, hep hayaller içinde mi yaşarlar'' algısına yol açmıyor mu?

Sosyal medyanın bir kötü yanı var. Solcular, yüzü sola dönük kesimler için söylüyorum, sanki sol görünümlü bir gettonun oluşumuna yol açıyorlar. Altı pek de dolu olmayan, güncel olan karşısında pek de somut bir şey üretmeyen, umarsız bir söylemle birbirlerine hitap etmekten başka bir düşünce üretemeyen...-hiç kuşkusuz üzüc ve dahası sol-sosyalist mücadeleyle de uyum içinde olan bir tavır değil bu.

SOLparti İstanbul'da bir protesto düzenlemiş:

ÇOCUKLARIMIZIN GÜVENLİĞİ İÇİN
TARİKATLAR İKTİDARINI DEFEDELİM!

Tarikat – Cemaat karanlığına karşı sokağa çıkıyoruz!   #Gönderelim Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü   09 Aralık Cuma 15.00📍📆🕒


Somut birşeyler söylüyor, amasız, fakatsız olarak. ''''Tarikatlar iktidarını defedelim'' diyorlar. Söyleyebiliyor muyuz, bir yerlerden ''ne yapacağız, nasıl davranacağız?'' buyruğu beklemeden bir aydın, bir çağdaş insan ve bir solcu-sosyalist olarak bu kadar açık ve net bir tepki gösterebiliyor muyuz? Solcu olmak önce bu şekilde, spesifik bir olayda bile bütüncül bir tepki gösterebilmek değil midir? Bir partiye üye olmak, bir partinin sempatizanı olmak bu bütünsel tavrı göstermek konusunda bir engele yol açmamalı., diye düşünüyorum. Önümüzde duran bu olay, sıradan bir olay değil, 20 yıllık bilinçli bir çabanın, bilinçli bir iradenin ve bir güçlü birlikteliğin sonucu. İktidar tarafından korunuyorlar. Bakın kaç gün oldu, ne Diyanetten bir kınama, ne saraydan güçlü bir ses ve ne de harekete geçebilen bir bağımsız yargı var. Dava aylar sonrasına ertelenmiş.

Evet, tarikatlar ve cemaatler ve benzeri her türlü yapılanmalar kapatılmalı, özellikle kız çocukları bu karanlığın içine terk edilmemelidir. Bu mücadelenin nasıl verilmesi gerektiği de çok açık değil mi? Bu iktidarı, bu saray rejimini seçimle, sandıkla iktidardan edebilmeyi merkeze almak, öne çıkartmak, bu konuda amasız ve fakatsız bir irade ortaya koymak lazım değil mi? Hala etrafı koklayarak, hala gelişmeleri süzerek ve hala bu ülkenin güzel insanlarını bir şekilde kendi başına karar veremez hale getirerek...ve bunu da sola özgü bir söylemle paketleyerek...

Türkiye'de cumhuriyetin sağladığı bir aydınlanma süreci yaşandı, yaşanıyor. Türkiye'de hatırı sayılı bir sol-sosyalist birikim ve bir mücadele geleneği de var. Bu koşullarda sosyalist solun toplumsal alanda bu kadar güçsz olabilmesinin hiç kuşkusuz nesnel nedenleri de var. Ama hala güçsüzsek ve hala kendi toplumumuz   dışında bir etkiye sahip değilsek, oturup biraz da kendi içimize bakabilmeliyiz. Bizde de bir yanlışlık yok mu?

Ülkemizi karanlıklara teslim etmemeliyiz. Partilerimiz bu konuda küçük siyasi çıkarlarla hareket etmemeli. Birey olarak da sesimizi yükseltebilme iradesi geliştirebilmeliyiz. Bu iktidar gitmeli, bu saray rejimi yıkılmalı. Gelenler neyin ne kadarını yapar ayrı bir mesele, saray rejimine karşıtlık, bu rejimi sandıkta mahkum etmek ve bunun içn de düzen mhalefetiyle bir günlük ittifak içinde olmak solculuğumuzun sosyalistliğimizin ve dahası ''keskin enternasyonalist komünist'' olmamızın önünde bir engel oluşturmaz ki!

SOLparti doğru bir refleks göstermiş,'' çocuklarımızın güvenliği için tarikatlar iktidarını defedelim''.




Bu ileti en son melnur tarafından 09.12.2022- 07:59 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 10.12.2022- 05:40


Önceleri kem küm ettiler, ''aile farklı şeyler söylüyor'' demeye çalıştılar, aradan geçen beş günün sonunda kamuoyunun baskısıyla da ''Allah belalarını versin''e gelebildiler.   Peki bizler ne yapıyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz? Önemli olan bu değil mi? Yaptığımız şey en fazla ''cemaat ve tarikatlar kapatılsın'' diyebilmek; yeterli mi? Ya ötesi? Böyle söylemek, tepkimizi bu şekilde dillendirmek yeterli mi? Biz fikir kulübü falan değiliz ki. Hani bu iklimi yaratan ve sürekli besleyen siyasi iktidara olan somut tepkimiz? Karşıtlığımız cumhurbaşkanlığı seçiminde somut bir karşılık almayacaksa ''kapatalım'' demek, onunla yetinmek neye yarayacak?

Zaman geçiyor, hala saray rejiminin iktidarına son vermek için açık ve ne bir tavır gösterememişiz. Aday göstersek mi, göstermesek mi bocalaması yaşıyoruz ve sonra ''kapatılmalıdır'' diyerek ve bununla yetinerek bir şekilde   ancak suya yazı yazmaya çalışıyoruz!

Hadi canım sen de!




Bu ileti en son melnur tarafından 10.12.2022- 05:43 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.12.2022- 08:59


Bir ara Orhan Gökdemir yazmıştı, SOLportal'da, mealen söylüyorum, en geride olanın en öne çıkması için en uygun ve çaresiz şartların öne çıkması gerekir, demişti. Buna benzer bir şeydi, kurduğu cümle. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 6'lı masayı karşıya almak, bir anlamda Erdoğan'ın değirmenine su taşıma anlamına gelen bir siyasi pozisyon almayı akıldan geçirmek, böyle bir perspektif gereği midir, diye düşünmeden edemiyorum; çaresiz koşulların ortaya çıkışını hızlandırıcı bir çaba mı?

Yani iktidarda dinci bir faşizm var, bu dinci faşizm altında çocuklarımızın yaşamlarının bile karartıldığı bir iklim yaratılmış ve ilk seçimde bu iklimin de bir şekilde kurumlaştırılma çabası sürdürülürken bu ülkenin solcuları ve sosyalistleri sonu belirsiz bir gelecek hayali için süregelen karanlığı daha da koyulaştıracak bir çaba içine girebilirler mi?

Tamam, çeşitli gerekçeler ileri sürülerek düzen dışı bir siyaset izlediğini göstermek ve bu şekilde hem iktidara ve hem de çeşitli muhalefet odaklarının siyasi tutumlarına karşı çıkıyormuş gibi bir siyaseti öne çıkarmak, bir yerde çaresiz şartların oluşmasına yönelik bir çaba gibi görünse de, eminim amaçlanan bu değildir.   Bana bir yalpalama,   iki arada bir derede kalmak gibi görünen bu savrukluk sonuçta   saray rejiminin arayıp bulamadığı bir siyasi pozisyon olsa da, mümkün değil, bu ülkenin solcuları ve sosyalistleri çaresiz koşulların oluşması adına ülkenin bu 20 yıllık makus talihinin daha da pekişmesi anlamına gelecek bir irade göstermez, ve böyle çabanın içinde olmazlar...

Yanılmıyorum, yanılmak da istemiyorum ama, arada bir de olsa yazılanları ve açıklamaları okuduğmda akıma gelmiyor da değil! Şeytan mı dürtüyor ne?




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.12.2022- 06:26


Bugünkü krizin nedeni, işi biten ve zamanını dolduran İslamcı hareketin, uzun süredir evine ya da medresesine dönmek konusundaki isteksizliğidir. Kendi rejimini, yani toplumsal, kültürel ve siyasal düzenini kurma ısrarıdır. Türkiye burjuvazisinin ve bir ölçüde Batının beklemediği durum budur. Yaşanan, ulusal ölçekte şiddetli bir kiriz halidir. Kapitalizme hiçbir itirazı olmayan İslamcı hareket, “bizim zamanımız, şimdi sıra bizde” demektedir. Türkiye, akıl ve bilim yerine, inanç /din merkezli bir bilgi anlayışını koyan, siyaset sınıfının ve dinci oligarşinin eline düşmüştür.

https://www.birgun.net/haber/islamci-iktidar-ve-bonapartizm-413200

Merdan Yanardağ BirGün'deki yazısında bugün içinde bulunduğumuz karanlıkla Bonapartizm arasında bir benzerlik kurmuş ve yaşanan süreci geniş bir biçimde ele almış. Yazının tamamını salık veririm. Soru aslında şu: biz ne yapacağız? Solcular, sosyalistler, ilericiler, demokratlar, evet, biz ne yapacağız; ne yapmalı, ne yapılmalı? Bir kere yanıt ''Devrim yapmalı, sosyalizm için mücadele verilmeli'' değil. Böyle bir eğilim, böyle bir yaklaşım var özellikle facebook'ta. Bu tutum yanlış, bu söylem hatalı, bu tavır doğru değil. ''Faşizm ancak sokakta yenilir, sandıkta değil'' sözü ve tavrı da doğru değil. Buralara takılan, buralarda yanıt arayan yanlış sularda dolaşıyor demektir. Türkiye nesnelliği (samimi olsa bile) bu tür yaklaşımları kaldırmaz. Bu yaklaşımlar, bu yanlışlık saray rejiminin değirmenine su taşımaktan başka bir işe de yaramaz. Ne emekçi kesimlerin bu yönde bir iradesi mevcut ve ne de önderliğe soyunmuş partilerimizin toplumsal alana müdahalede bulunacak ve etki edebilecek güçleri var. Doğru yaklaşımları, doğru çözümlemeleri yanlış zamanlarda savunur hale geldiğimizde büyük bir yanlışın içine sürüklenmiş oluruz. Saray rejimini yıkmak, 6 yaşındaki bebelerin gericilerin elindeki istismarını önlemek istiyorsak, mutlaka ve mutlaka   muhalif kesimlerin sandıkla hesaplaşma stratejisine bir günlük ittifak halinde destek verilmeli. Tekrar tekrar yinelenmeli, bu destek verilmiyorsa, verilmeyecekse, ortada başka bir durum ve başka hesaplar var demektir.

Bu başka durumlar ve başka hesaplar sizlerin içine sığıyor mu bilmiyorum ama benim içime hiç sinmiyor ve içimi acıtıyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.12.2022- 09:50


Söylemeye çalıştıklarımızı anlatamıyor muyuz, yoksa karşımızdakiler anlamak, dinlemek mi istemiyorlar, anlaşılır bir şey değil. ''İktidarda saray rejimi var'' diyoruz, ''burjuvazi'' diye yanıt veriliyor; ''tek adam sistemi'' diyoruz, ''çok adam sistemi olsa bir şey mi değişecek, hepsi burjuvazinin düzeni değil mi?'' diye karşılık veriliyor. Gerçekten de anlaşılır bir şey değil. Alışmışlar sanırım, bir dönem lberaller AKP'ye kayıtsız bir destek verirlerdi, ülkeye demokrasi, ülke insanına özgürlük getirilecekti ve hem de burjuva devrimi tamamlanmış olacaktı! Böyle söylüyorlardı, durumu bu şekilde açıklamaya çalışıyorlardı. Şimdilerde çoğu gelinen noktayı anladı, hiç olmazsa bugün saray rejiminin karşısına geçti, iyi kötü kendi durumlarına uygun bir mücadele veriyorlar. Ama başka bir dünyada yaşayanlar da var. Neymiş, ''faşizme karşı faşizan unsurlarla'' mücadele edilmezmiş. Sanki ülkede bir başka Ekim devriminin öngünündeyiz ve bir adım sonra da iktidar bizim elimize geçeceğiz. ''Aday göstermeliyiz'' diyorlar da başka bir şey demiyorlar. Peki saray rejimi ne olacak, dinci faşizm, tek adam sistemi, demokrasi falan?

Yokmuş gibi davranma eğilimindeler. Ülkenin böyle bir sorunu yokmuş gibi davranmayı yeğliyorlar? Bir şekilde devekuşu siyaseti. Bakmayınca, görmeyince böyle bir sorun yokmuş gibi...

Devrimci lafazanlık yapmayı seviyoruz. Lenin'in sözü bu ama, sanırım bugün bu tipolojinin ne yaptığını görse ''devrimci'' bile demez, ''lafazanlık'' der geçerdi. Ben ''ego tatmini'' diyorum ve ya trol ya da   cehaletin dip yapmış hali olarak nitelendiriyorum. Cumhurbaşkanlığı referandumunda sandığa gidip Erdoğan karşıtlığına oy atmak sosyalistler için ''faşizan kılıklı kşilerle'' aynı potada olak gibi bir şey. Sanki böyle bir anlamı var. Hadi sanalın trollüğüne oynayanları bir kenara koyduk, samimi olup da bu şekilde davrananlar için milletvekili seçimleri de var. Aynı gün başka bir sandığı da düşüncelerimizin yansıttıklarını atacağız. Seçeneksiz de değiliz yani. Öyleyse referandumda neden gizli bir AKP'cilik oynamakta ısrar ediyoruz?




Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör ''Erdoğan'sız/AKP'siz AKP rejimi'' mi? melnur 1 2196 22.03.2020- 05:03
Konu Klasör Ev Dezenfeksiyonu Nasıl Yapılmalı? mervekeskin 0 1607 18.04.2020- 23:03
Konu Klasör AKP rejimi saldırısına meşru savunma proleter 0 4575 03.04.2014- 19:26
Konu Klasör Zalim Rejimi, ekmek ve hıyar… - şibusa 0 3290 19.04.2014- 12:40
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: HDP'li hükümet tartışılmalı... melnur 1 2715 17.02.2020- 22:07
Etiketler   Çocuklarmız,   için,   saray,   rejimi,   yıkılmalıdır.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS