SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.02.2023- 09:42


Kahramanmaraş depreminin haklı olarak gündeme oturmasıyla birlikte seçimler ikinci üçüncü plana düşmüştü. Öteden beri saray rejiminin iktidarda kalmak adına her şeyi yapacağını, her şeyi göze alacağını da söylüyorduk. Tam da öyle oldu; depremin toplum üzerindeki yıkıcılığını bile geride bırakmamışken AKP'nin ağır topu Bülent Arınç seçimlerin ertelenmesi gerektiğini söyleyerek kıvılcımı çaktı. Öncelikle CHP ve İYİP'ten tepki geldi; sonra muhalefetin tamamı ve sosyalistler tepki gösterdiler. Tepki gösterilmeliydi, saray rejiminin bu yönde bir adım atmaması için ön alınmalıydı, atılırsa çok büyük bir tepkiyle karşılaşacağı şimdiden hissettirilmeliydi. Bu yapıldı, şimdilik sadece genel başkanlar ve yönetici düzeyinde olanlar tarafından gösterildi ama yeterli de değil Daha fazla ses yükseltilmeli, YSK'nın ve ilgili kurumların bu yönde bir adım atmamaları ve bu tür adımların anayasa karşıtlığı anlamına geleceği ve sonucun da yüce divan olabileceği mutlaka hissettirilmelidir. AKP'li seçim işlerinden sorumlu bir yönticisi bu konuda bir çalışmalarının olmadığını söylemesine de aldanmamak gerek. Seçimin kaçınılmazlığı mutlaka ve mutlaka gündemde tutulmalıdır. AKP bu yönde bir karar alamayacağını anlamalı.

Seçim bir şekilde yapılacak. Seçimlerin ikili bir özellik göstermesi sosyalistler için de bir avantajdır. Hep yineliyorum, seçimlere kadar da üzerinde durmaya devam edeceğim. Bu seçimlerden rejimin referandumu haline gelen Cumhurbaşkanlığı referandumunda   mutlaka AKP ve Saray Rejimi karşıtlığında hareket edilmelidir. Ülkenin başka bir çıkışı bulunmamaktadır. Saray rejimi değiştirilmeden, tek adam sistemi sandıkta yenilgiye uğratılmadan bu ülke insanının daha iyi olanaklara sahip olabilmesi mümkün olmayacaktır. Ve ayrıca sosyalistler için solun üzerinde daha da genişleyebileceği ve toplumsal alanda etkisini arttırabileceği bir zeminin de tamamen ortadan kalkacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Umut verici olan şey, solun, sosyalistlerin çok önemli bir kesiminin bu konuda baştan beri gereken duyarlığı gösteriyor olmasıdır.

Umutluyuz.
Sonuçta yeneceğiz.
Mutlaka yeneceğiz.
Tarihin akışı hep ileriye doğru olmuştur, kısmi gerileyişler olabilir ama hiçbir güç tarihin akışını sürekli olarak geriye döndüremez.
Eninde sonunda aklı selim galip çıkacaktır.
Halkımız, işçi sınıfımız eninde sonunda yattığı uykudan uyanacaktır.
Yeter ki, daha güzel dünyanın oluşmasına yönelik siyasetler üretebilelim.
Örgüt-partimizi bu yönde donatıp o güne uygun bir dinamizme sahip olalım.
İrademizi de bu yönde oluşturup, toplumsal iradenin ortaya çıkıp billurlaşmasına katkıda bulunalım.
Ama işte...
Hemen her şey günceli doğru okumak ve doğru siyasetlerle, sonuç alıcı siyasi pozisyonlarda yer almaktan geçiyor...-diye düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.02.2023- 00:17


Depremlerin gölgesinde: Asıl afet iktidarın kendisidir

Türkiye’nin öncelikli meselesi bugün bu bilim-dışı, halktan ziyade ekonomik ve siyasi çıkarını düşünen yoz ve yobaz bir iktidar türünden kurtulmak olarak beliriyor.

Kamuculuğu ve laikliği benimsemiş, planlı ve devletçi bir ekonomiyi öngören, toplumcu ve eşitlikçi politikalar üreten, dışa bağımlıktan kurtulmayı ve gerçekten egemen bir ülke olmayı hedefleyen bir siyasi iktidara olan gereksinimimiz bugün hava ve su kadar yaşamsaldır.


https://haber.sol.org.tr/yazar/depremlerin-golgesinde-asil-afet-iktidarin-kendisidir-366413



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.02.2023- 06:20


Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir referandum olduğunu ve önümüze konacak olan sandıkta saray rejiminin oylanacağını söyleyip duruyoruz. Bu iktidarın gitmesi gerektiği, Türkiye'nin 20 yıllık süreçte rotasını geriye döndürdüğü, cumhuriyetin ve Anadolu aydınlanmasının bu topraklara kazandırdığı tüm ilerici kazanımları ortadan kaldırdığı, bilim, bilim insanları, kadın ve demokrasi düşmanlığı yaptığı, insan hakları gibi evrensel değerleri tanımadığı, ve sürdürmeye çalıştığı kapitalizmi en vahşi bir biçimde savunageldiği ve ülkeyi cemaat ve tarikatlara teslim ettiği için mutlaka ve mutlaka gitmesi gerektiği, cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün bu gerici işleyişin oylanacağı gerçeği karşısında ayak diremeye çalışanların nasıl bir mazereti ve gerekçesi oabilir? Bir başka deyişle kimler bu gerçekliği görmezlikten gelebilir? Soruyu daha da daralttığımızda sosyalistlerin bu konuda çekngen davranması ve ''bizi ilgilendirmez, yesinler birbirini'' demesi kabul edilebilir mi?

Hayır!
Bu sorunun yanıtı ''hayır''dır.

Bu seçim kaybedilirse, bu referandum oylamasında bu gerici yönelim kazanırsa   toplumun üzerine koyu bir karanlığın boca edileceğinden hiç kimsenin kuşku duymaması gerekir. Toplum heyecanlarını da, umutlarını da, ve hatta mücadele edebilme gücünü de yitirecektir.

Kim farklı değerlendirmeler yapmaya çalışıyorsa ve kim ''biz sosyalistiz'' diye başlayan cümleler kurup birtakım gerekçelerle bu gerçekliğin üzerinden atlıyorsa kuşkuyla, kaygıyla bakılmalıdır? Bu tür kişilere   itibar edilmemelidir. Bu kadar yalın bir gerçeği kestiremeyen, öngöremeyen kişiler güvenilmezdir, dahası troldür. Ve yine bu yönde hareket etmeye çalışan, ''sosyalist seçenek''adı altında farklı bir siyasi yönelim içine girmeye çalışan partilerimiz için söylenecek şey ise en hafifinden, böyle bir gerçeklik karşısında bile gereken siyasi tavrı gösteremeyenlerin sosyalizmi toplumsal alanda bir güç olmaya yöneltecek siyasi mücadeleyi gösteremeyecek olmasıdır.

Kısaca başarmanın ölçütü de bu referandumdur.







Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.02.2023- 01:26


Seçim tarihi yaklaştıkça saray rejimi karşısında somut bir karşı duruş sergileyeceğimize inanıyorum. Bildim bileli hemen her seçimde cumhuriyet tarihinin en önemli seçimini yaşadığımızı söyler dururuz. Ama bu seçimler başka, bir kere cumhurbaşkanlığı ile ilgili olan seçimin saray rejimine yönelik bir referandum olacağından hiç kuşku duyulmamalı. Mecliste anayasa değişikliğini gerçekleştirecek bir çoğunluk olmazsa rejmi halka götürecek bir sayının kazanılması da önemli. Kısaca bu seçimler tartışmasız bir şekilde cumhuriyet tarihinin en önemli seçimleri olduğunun altını bir kez daha çizmekte yarar var.

Face'te, bir arkadaşın yazısına yanıt vermek için yazmıştım. Buraya da almak istiyorum. Arkadaş sosyalizmin gerekliliğinden söz etmişti, yazısına ekleme yapmıştım; şöyle: ''Ama öncelikle şu saray rejiminin yerle bir edilmesi gerekiyor. Sandıkta yine yenilgi görürsek bu kez sınıfa sınıf bilinci değil, yurttaşlık bilinci vermek zorunda kalacağız.''

Abarttığımı sanmıyorum, bu seçim, bu referandum kaybedilirse, saray ittifakı sandıktan yeniden bir yengiyle çıkarsa sosyalist mücadelenin sürdürülmesi için gerekli olan zemin de yitirilecektir. Toplumun umudunu da, coşkusunu da yitireceği gerçeği bir yana siyasal alanla birlikte toplumsal alana da gericilik tam boy egemen olacak ve sınıfsal mücadelenin sürdürülmesine uygun koşullar da ortadan kalkacaktır.

Umarım çok önemli bir kavşakta bulunduğumuzu kavrar ve tarihsel bir hata yapmayız.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.03.2023- 07:20


Araya kısa bir not ekleyeyim: Cumhurbaşkanlığı konusunda referanduma giderken bana en rahatsız edici gelen Kılıçdaroğlu'nun Meral Akşener'e ''tamam, seni mi kıracağım, ben adaylıktan çekiliyorum, Mansur Yavaş aday olsun'' demesi olur. Kılıçdaroğlu umarım Ekmeleddin olayından sonra böyle bir hata daha yapmaz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.03.2023- 00:09


Millet ittifakının bugünkü toplantısının ardından yaptığı kısa açıklama Kılıçdaroğlu'nun adaylığını (bence) kesinleştirdi. Masada Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın adayın Kılıçdaroğlu olması gerektiğine ilişkin görüşü Meral Akşener dışında diğer genel başkanlar tarafından kabul gördü. İYİP'in hala bir çekincesi var. Daha önce face'te yazmıştım sanıyorum, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa seçime CHP Genel Başkanı olarak girecek, genel başkanlığı ancak seçimi kazandığı takdirde bırakacak. Bu durumda anketler İYİP'in yüzde 5 oranında CHP'ye oy geçişi olacağını söylüyor. Akşener'in öteden beri ''seçilecek aday'' diye tutturmasının altında böyle bir gerçek var. Partide Kııçdaroğlu'nun adaylığına olur verenler olduğu gibi, genel başkan yardımcıığı görevinde kullananlardan bile bu adaylığa karşı çıkanlar var; milliyetçi şahinler.

Pazartesi gününe kadar Meral Akşener'in partideki sorunları bir şekilde halledip Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul etmek zorunda kalacağını düşünüyorum. Bu saatten sonra, diğer beş partiye rağmen farklı bir duruş sergilemesi pek de akla yatkın değil. Ama ya olursa; ya masadan kalkmasa bile destek vermese ne olur?

Kılıçdaroğlu yarın SOLparti ve TİP'le görüşecek. Bana göre Meral akşener Kılıçdaroğluna onay verse de vermese de pazartesiden sonra HDP'ye de gidecek ve adayığının gereklerini yapacaktır. Böyle bir tabloda İYİP'in tabanından da oy alacaktır. Böyle bir tabloda seçimin birinci turda bitmesi bile -Akşener'e rağmen_ mümkün. Olmasa, ikinci tur.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.03.2023- 07:38


Meral Akşener'in Millet ittifakından çekilmesinin nedeninin Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığının İYİP'te bir oy yüzdesi azalmasına neden olacağıdır. Anketlerin söylediği bir gerçek bu. Seçimlere CHP'nin başında girecek olan bir Kılıçdaroğlu hem cumhurbaşkanı olabilecek ve hem de meclis seçiminde İYİP'ten CHP'ye oy kaymasına neden olabilecektir. Meral Akşener'in (bence) işine gelmeyen, kabul etmediği de bu. Yan etkenler de var kuşkusuz. İYİP'in MHP'den gelen üst yönetimi de böyle bir gerçekliğe şiddetle karşı çıkıyorlar ve Meral Hn.bu gruptan sürekli baskı görüyordu. Yani hep alışageldiğimiz ölçüde sermaye sınıfının belli bir kesiminin ( sanırım ''beşli çeteyle kast edilenden söz ediliyor) Meral Akşener'i   Erdoğan'ın bir dönem daha iktidarda kalmasına razı etmesi falan değil. Bu yaklaşım bence çok uç ve çok zorlama bir örnek.

Sonuçta masadan kalkan bir Meral Akşener'in bu yön değiştirmesinin Erdoğan'ın lehine bir adım olduğu ve bunun da Kılıçdaroğlu'nın sürekli işaret ederek karşı çıktığı beşli çeteye yaradığı söylenebilir. Ama gerekçeyi tersinden kurmak sermayenin belli bir kesimin   Meral Hn.'ı ikna etmesi sonucu böyle bir sürecin yaşandığını ileri sürmek bana çok da inandırıcı gelmiyor.

Dün İYİP'in Başdanışmanı sıfatıyla Halkyv.ye katılan Turan Çömez Meral Hn.'ın masadan kalmadığını, masadan kovulduğunu anlatmaya çalıştı. İYİP'teki istifalara, tabandaki çözülmeyi bu şekilde durdurmaya çalışıyorlar ama, çatlayan vazonun da tamiri çok kolay olmayacaktır. 5'li masa bugün adayını açıklayacak ve sol-sosyalist güçlerle ve (bence) HDP'nin desteğiyle cumhurbaşkanlığı seçimini bir şekilde birinci veya ikinci turda kazanacaktır.

Krıtik bir süreçten geçeceğiz. Önce Meral hn.ın masadan kalkması, sonrasında Bursa'da Bursaspor ve Amedspor arasında oynanan maçın öncesinde başlayan ve maç sonuna kadar süren saldırılar bir tehlikenin daha ortaya çıktığı emarelerini taşıyor. Sadece onlar da değil. Seçimin saray ittifakı tarafından kazanılmasına   çalışan ve ''komünist sol'', ''enternasyonal komünist'' maskeli troller de faaliyetlerini arttırdılar. Sosyalistlerin düzen partilerine oy vermemesi çağrılarında bulunarak dinci faşizmin iktidarının kalıcılaşmasına akıllarınca katkı koymaya çalışıyorlar. Söylüyorum, bu tür trollük önceleri de vardı, şimdi de olacak, yarın da bu tür kışkırtmaları hep yaşayacağız. Şaşırtıcı olan bu tür trollüklere sempati duyan kesimlerin varlığı.

TKP-Kemal Okuyan hala ve hala ''Erdoğan'ın yeniden seçilmesine yardımı olmayacağız'' açıklamasına takılmış duruyor. Kemal Okuyan sosyalist bir partinin en üst yetkilisi veya yetkililerinden biri olduğunu unutmuş gibi siyaset yapıyor. Bu çok da açık-net olmayan pozisyonun kendi üye ve sempatizanlarının zihninde bir karşılık bulmadığını görmesi gerekmiyor mu? Böyle bir siyaset tarzının yukarıdan aşağıya ve parti disiplini adı altında işletilmesinin hiçbir işe yaramadığını, yaramayacağını ve partiyi anlaşılmaz cümleler kuran ezberci ve donuk insanlar toplamı haline getirdiği gerçeğiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Sonuçta sosyalist bir partinin böyle bir yapıyla toplumsal alanda etkisini yeterince arttırabilmesi mümkün olabilir mi?

Aynı durum TKH için de söz konu. Bu partinin bu haliyle neden siyaset zemininde yer tuttuğuğunu anlayabilmek zor. TKP'nin daha küçük bir versiyonu gibiler ve bu görüntüyü de bir türlü aşamadılar. ( Aşmasınlar zaten.)Bir an önce bu iki partinin tek bir partiye dönüşmesi gerektiği her iki parti yönetimlerince görülemiyor mu? Verilen emeğe, harcanan zaman ve paraya yazık.

Sonuçta özellikle Cumhurbaşkanlığı referandumunun kazanılması gerekiyor. Hepimize sorumluluk düşüyor.
Umarım bir hata yapılmaz, yeterince çaba harcanır ve bu refrandumdan demokrasi mücadelesi bir büyük yengiyle çıkar. Bu toprakların, bu topraklardaki insanların buna şiddetle ihtiyacı var diye düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.03.2023- 21:46


Döndü. Fazla kurcalamaya gerek yok. Sosyalistler zaten destekleyecekti, HDP de Kılıçdaroğlu'nun adaylığına onay verdiğinde seçim ilk turda kazanılır, ve saray rejimine 14 Mayıs'ta son verilir. Sonra hesap sorulacaklara hesap sorulur, helalleşilecek olanlarla da helalleşilir. Bize gelince, sınıfsal çelişkilerin önü açılacağı için sözde değil özde ve sonuç alıcı bir sosyalist siyaset de uygulamaya sokulur.

Kötü bir fotoğraf değil.
Her şey güzel olacak.

Not: Burada yapılan yorumları genellikle face'e aktardığm gibi sadece face'te yaptığım kimi yorumları da buraya astığım oluyor. Üstteki yazı da onlardan biri.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Türkiye bu referandumu kaldıramaz munzur 4 3577 20.05.2016- 13:37
Konu Klasör Sosyalist solun referandumu... melnur 10 1472 15.12.2022- 09:07
Konu Klasör TKP Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yol haritasını duyurdu... melnur 5 1494 22.01.2022- 08:38
Konu Klasör Cumhurbaşkanlığı seçim anketi: İmamoğlu ve Yavaş, Erdoğan'ı geçti melnur 13 3988 17.12.2021- 01:12
Konu Klasör Mithat Sancar: Cumhurbaşkanlığı seçiminde üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız melnur 2 827 28.09.2022- 06:05
Etiketler   Cumhurbaşkanlığı,   referandumu.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS