SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   3   [4] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.11.2017- 16:23


Alıntı Çizelgesi: selma56 yazmış

ZERDALİ DALI


Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,
ben burda en büyük çileyi doldurayım,
ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.
Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,
ben burda zerdalisiz bir dal gibiyim




Böyle yazmış; A.Kadir.

Cezaevinde, dünyadan uzak, hasretle baş başa...Sevdiğiyse, sevdikleriyse dışarda...Daha ne söylenebilir ki?

''Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur
Ben burda zerdalisiz bir dal gibiyim.''



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 10.03.2022- 03:00


Bir kez daha:

Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur.
Ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.


Bir kaç gündür evdeyim, dışarıya da hasret. Kitaplığı düzenlemeye çalışıyorum. Ktap sayısı arttıkça dağınıklık da artıyor. Siyaset, ideoloji, bilim, felsefe, ve şiir...-hepsi birbirine karışıyor. Yeniden düzenlemek keyifli de olsa oldukça zaman alıyor. Bu karantina günlerinde zamanımın büyük çoğunluğunu buna ayırdım. Sonunda istediğim gibi oldu. Yüzlerce kitabı kitaplığımın üzerine yerleştirdiğimde kitaplığın raflarında belli bir düzen sağlanmış oldu. Görünümü de şimdilik iyi. Ama üzüldüğüm konu,   A.Kadir'in Mutlu Olmak Varken kitabının bendeki 80 öncesi baskısına bir türlü rastlayamayışım. Eskimişti, zamanın yıpratıcı etkisine pek de direnememişti, sararmış, solmuş, eprimişti. Pek çok yerini bantlamıştım. Özene bezene onu Nazm bölümündeki kitapların arasında bulunduruyordum. Ama yok. Bir türlü bulamıyorum. Kimseye vermedim, (vermem de), bir yerlere karışmış olmalı. Büyük olasılıkla kitaplığın üzerne çıkardığım kitapların, belki dergilerin arasına karışmıştır ama şimdi yeniden o kitapları, dergileri aşağıya taşıyıp aramak zor geliyor...

A.Kadir'i severim. Abdülkadir Meriçboyu asıl adı. O kitabın arkasında da bir fotoğrafını basmışlardı. İnce, zayıf bir yüz. Babama da benzetirim. Mutlu olmak varken'i o zamanlar sahaflardan aldığmda üzerimde yoğun bir etki bırakmıştı. (Anısı da var bende. Başlangıç bölümündeki bir yazıda olacak.) O yalın üslubunu Nazım'a benzetmiştim. ( Sonraları hem Enver Gökçe ve hem Ahmed Arif benzer etkiyi yapmıştı.) Şiirleri elbette güzeldi, etkileyiciydi, ama o kitaptaki önsöz de öyleydi. Bu şairlerimizin, hikayecilerimizin, edebiyatımızın en değerli isimlerinin çektikleri...- hapislikler, işkenceler ve uğradıkları onca haksızlık, zulüm!

A.Kadir'in şairliğinde Nazım'ın etkisi büyük. Ve sanırım Nazım'ın 1938'deki tutuklanması olayının içinde de A.Kadir var. Geçenlerde bir yerde dostlarla oturuyorduk, konu bir şekilde Nazım'ın tutuklanmasına geldiğinde kısaca anlatmaya çalışmıştım. Burada da değinmek isterim. 1938 Harp Okulu Olayı olarak geçer ve bence abartmış da olmayayım ama bir şarin uğradığı en büyük haksızlık nedir sorusunun yanıtıdır. Sadece A.kadir2in değil, Nazım'ın büyük çilesi, hapisliğidir.

A.Kadir harp okulu öğrencisi ve birkaç arkadaşıyla birlikte Nazım2ın şiirleriyle karşılaştıklarında bir Nazım hikmet hayranı olur çıkarlar. Ders aralarında ellerine geçirdikleri Nazım şiirlerini okurlar birbirlerine. Sonra bir gün Nazım'ın İstanbul'da olduğunu öğrenirler. Hafta sonları onu bulmak, tanışmak isteğini büyütürler içlerinde, başarırlar da. Ama Nazım her zamanki gibi polis takibindedir. Bu askeri okul öğrencilerinin peşine takılmalarından rahatsız olur.   Hem kendisi zor durumda kalabilir ve hem de bu askeriyede öğrenci olan gençlerin... Sonrasında okuldaki gençlerin bu Nazım hayranlığı bir ispiyoncu öğrenci tarafından idareye bildirilir. Soruşturma açılır, konu Nazım Hikmet de dahil edilerek mahkemeye taşınmaya kadar vardırılır. Nazım şiirleri yoluyla Harp Okulu öğrencilerini kışkırtmakla suçlanır. Sonuç, A.Kadir'in de aralarında olduğu şiirsever öğrenciler okuldan atılır; Nazım ise...

Tarihimize 1938 Harp okulu Olayı olarak geçer. Nazım Hikmet, bu büyük şairimiz harp okulunda gençleri isyana kışkırtmaktan ceza alır. 1938'de demir parmaklıkların arkasına gönderilir. 1951 affına kadar da orada kalır. İnanılır gibi değil ama, bu inanılır gibi olmayan şeyler bütün cumhuriyet tarihi boyunca insanlarımızın ( siz onu solcular olarak anlayın) başına gelir. Sabahattin Ali gibi genç yaşında öldürülenleri hiç unutmadan. Şunu da ekleyelim; Nazım hapisten çıktığında önce askere alınacağı ve hatta sabahattin Ali gibi öldürüleceği söylentileriyle karşılaşır. Yine bir yazar olan akrabası Refik erduran'ın önerisiyle yurt dışna gitmek zorunda kalır. Nazım'ın çok sevdiği ülkesinden ayrılığının nedeni de budur. Bir gemiyle boğaz çıkışında Karadeniz'e açıldığında o tarihte son kez görebilmiştir sevgili yurdunu...

A.Kadir'in yaşadıkları kuşkusuz Harp okulundan atılmakla bitmez. Bir yaşam mücadelesinin içindedir ve solcu bir şair olarak yine hapisliklerle karşı karşıya kalır ve yaşamı sanırım bBursa cezaevinde Nazım'la bir kez daha çakışır.

A.Kadir'in de hayatı özlemlerle doludur Mutlu Olmak varken'in ilk şiirinde öyle söyler.

''Hani bir dışarda olsam'' der...

Ve sonra,

'' Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,
Ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.''


( Bu yazı yıllar öncesinin bir hatırlaması olarak kendiliğinden ortaya çıktı. Önceden bir hazırlık yapmadım, hemen bütün yazılarım gibi. Kimi eksik hatırladığım şeyler olabilir, özellikle Harp okulu olayında. Çok zaman geçti aradan. Ama yaşananlar, A.Kadir ve Nazım Hikmet'e yaşatılanlar 1938 Harp okulu olayı çerçevesinde birebir doğrudur. İnsanın inanası gelmiyor, belki bu yazıyı okuyacak olanlarda böyle bir etki bırakacaktır. Doğru olduğunu ve bütün detaylarıyla kitaplara yansıdığını söyleyebilirim. Nazım sırf bu nedenle ömrünün 13-14 yılını hapishanelerde geçirmiştir.)

Anılarına...



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   3   [4] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör a.kadir melnur 0 17 01.03.2022- 19:10
Konu Klasör Fesli Kadir konusu... melnur 4 3601 19.11.2018- 03:46
Konu Klasör Kadir Topbaş: Meydanlarda ağaç olmaz... özgür 1 5559 17.09.2013- 14:14
Etiketler   A.Kadir,   şiirleri.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS