SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Faşizmden faşizm mi beğenelim?           (gösterim sayısı: 2.190)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 19.06.2014- 15:02


Faşizmden faşizm mi beğenelim? – Çağla Aydın

Bu halkın dertleri sizin gündeminiz değilse, bir zahmet size mecbur sandığınız insanlar üzerinden politika üretmeyin artık!

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça adaylar ve üzerine yürütülen tartışmalar da alevleniyor.

Haziran İsyanı üzerine Cumhurbaşkanlığı seçimleri daha önemli bir hal aldığı açık. Fakat bu durumun doğru yorumlanamadığı açıkça görünüyor.

Kimi sağ adaylarla girerek sağcılardan oy alabilmeyi umuyor, kimi kendi öznel çıkarlarını toplumun çıkarlarının üstünde tutuyor, kimi de siyaseten girdiği krizi aşmak için hazırladığı gerçekçi olmayan projelerle halk nezdinde inandırıcılığını yitiriyor.

Haziran İsyanı kitlesinin yüzünü döndüğü temel siyaset aktörü -toplumsal muhalefetin zayıflığı dolayısıyla- hala CHP. Peki CHP halka umut(!) olabilir mi?

2014 yerel seçimlerine kritik bazı kentlerde gerici-faşist adaylarla girmesi yetmediği gibi Cumhurbaşkanlığı seçiminde İslam Konferansı Örgütü eski başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu önermesi CHP’nin Haziran isyanından hiçbir ders çıkarmadığını bir kez daha göstermiş bulunuyor.

Elbette ki Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun içinde bulunduğu konjonktür CHP’de bir süredir iktidar olabilme umudu yaratmış durumda. AKP’nin ılımlı neoliberal-İslam projesi için artık emperyalizmin ihtiyaçlarını karşılayamaması, yönetememe krizinden ileri geliyor. Bu yüzdendir halka bu kadar hırçınlığı, saldırganlığı. “Sizin yüzünüzden işimden olacağım”ın ruh halini yaşıyor AKP.

CHP de bu durumda iktidarı sağ adaylarla almaya çalışırken aslında onun yapamadığını ben yaparım iddiasında bulmuş oluyor açıkça.

Yerel seçimlerde “sağ” adaylarla girip seçimi kazanma stratejisinin başarılı olmayışını belli ki adayın yeterince “sağcı” olamayışıyla açıklamış ve milliyetçi eğilimleri yanına çekmekle iktidar olamayacağını anlayan CHP çareyi yüzünü sola dönmekte değil, İslamcılığa yanaşmakta, neoliberal politikalarla daha uyumlu bir görüntü vermeye çalışmakta bulmuştur.

Türkiye toplumunun %60’tan fazlasının sağ eğilimler taşıdığı bilinen bir gerçek. Peki, bu durumda ‘sol muhalefet’ olma iddiasında olan bir parti sağ kitleye sağ aday seçtirmeye çalışarak mı toplumu dönüştürmeyi hedefliyor? Yoksa ne yaparsa yapsın kendisine oy vermeye mahkum bir taban olduğuna olan inancından mı alıyor bu gücü?

CHP’nin MHP’yle ortak aday çıkarmayı tartışması, açıkça AKP’den kurtulmak adına kendi kitlesini katiline oy vermeye mecbur etmesi, AKP karşısındaki alternatifsizliği ve toplumsal muhalefetin zayıflığını fırsat bilip siyaset arenasında at koşturabileceğini sanmasıdır. Bu topraklarda devrimciler, Kürtler, Aleviler yıllarca faşistlerin katliamlarına, zulmüne maruz kalmıştır. Faşizme karşı omuz omuza mücadele etmeye devam ediyor bu halk. Bu halkın dertleri sizin gündeminiz değilse, bir zahmet size mecbur sandığınız insanlar üzerinden politika üretmeyin artık! Karşısındaki düşmanın ne kadar faşist ve gerici olduğunu tartışarak ilerici kitleleri başka bir faşist ve gerici adaya oy vermeye ikna edemezsiniz!

Oy almayı hedeflediği kitle açısından da ta kökenden sağcısı dururken, adına sol deyip sağ hamleler yapana oy vermek çok inandırıcı olmuyor belli ki? Haksız mı? Hiç değil: Gerçeği dururken taklidi neden desteklesin? Bu halk öyle sandığınız gibi aptal değil.

Memleketin %60’ından fazlasının sağ geleneğe dayandığı bir toplumda muhalefet elbette ki bu tabanı örgütlemeye çalışmalıdır. Fakat bunun karşılığı ‘Sol’un tabana benzemesi değil onları ilerletmeye çalışması olmalıdır. Basit örneklerle açıklamaya gerek var sanırım. Örneğin, AKP’nin eğitime dair çıkardığı yasalardan AKP’ye oy veren topluluk ciddi biçimde etkileniyor. Eğitime yüklü meblağlar yatırmak zorunda kalıyor, çocukların yurt-servis vb. sorunları büyüyerek artıyor, kimi yerlerde okul yok; olanlar yıkılıyor. Muhalefetin görevi “yok kardeş biz daha sağcıyız bu yasayı biz çıkarırız” diyerek iktidar olmaya çalışmak değil; bu “sağ” tabanda direnme eğilimlerini güçlendirmek, kendi sorunlarını onlarla beraber örgütlemeyi öğrenmek ve öğreterek iktidar olmayı hedeflemektir.

Bir ayrıntıyı yeniden hatırlatmakta fayda var; biz AKP’yle sadece AKP olduğu için değil; gerici, piyasacı, halk düşmanı ve katil olması dolayısıyla mücadele ediyoruz. Bu memleketi AKP gibi dönüştürmeye, halka zulmetmeye adayız diyen tüm iktidarlarla da mücadele etmeye devam edeceğiz.

Devrimciler açısından bakacak olursak bu sürece; her seçim sürecinin sonunda CHP’nin aldığı başarısızlığın günah keçileri devrimciler olarak tartışılıyor. Partilerin siyasetini sürdürme biçiminin sadece seçim olduğu bir düzlemde, halkı da sadece oy potansiyeli olarak değerlendirmesi kaçınılmaz. Bu durumda devrimcilerle kurduğu düzlem de oylarının yüzde kaç olduğu üzerinden oluyor dolayısıyla.

Devrimcilerin mücadele içindeki başarısı oyla ölçülemez; çünkü devrimciler siyasetimizi seçim odaklı yapmaz. Halk için, halkın içinde halkla birlikte ürettiğinden halkın sorunlarını beklentilerini beraber örgütler. O nedenle dediklerine kulak verirseniz yararınıza olur. Zira sosyal demokratların seçimlerden başarılı çıkabildikleri yegane dönemlerin toplumsal muhalefetin güçlü olduğu dönemler olduğunu tarih yazıyor. Açıp okuyabilir isteyen.

Şimdi bu tespitlerin üstüne CHP solla-devrimcilerle bir düzlem kurmak zorunda mı? Bu memleketin eşit, özgür, aydın bir ülke olması gibi bir derdi varsa evet. Keza devrimcilerin olmadığı ya da devrimci mücadelenin büyümediği hiçbir ülkede bu değerler o ülke topraklarının değerleri olamayacaktır.

Ha yine de halka sağ adaylar göstererek iktidar olmaya çalışacağım ben diyemez mi? Elbette diyebilir. Bu durumda AKP’nin iktidardan gitmeyişinin sorumlusu CHP’yi desteklemeyen devrimciler değil, CHP’nin ta kendisi ve pragmatist siyasetidir.

Bunca eşitsizliğin, adaletsizliğin, kadın düşmanlığının, emek hırsızlığının yaşandığı bu topraklarda biliyoruz ki sokaktaki gücümüzü kaybedersek yenilmiş sayılırız. Hiçbir muhalif yapının; sağcı, gerici, faşist, liberal adaylarla bir sokak muhalefeti örgütleme şansı olmadığına göre seçim sonucu ne olursa olsun, cumhurbaşkanı kim olursa olsun kurtuluşumuz için;

Tek Yol Sokak Tek Yol Devrim!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   Faşizmden,   beğenelim
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS