SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Selahattin Demirtaş: HDP seçmeni ne yapacak?           (gösterim sayısı: 1.235)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 13.11.2021- 10:26


Selahattin Demirtaş: HDP seçmeni ne yapacak?

Cumhur İttifakı, HDP’ye ve HDP üzerinden muhalefete neden bu kadar saldırıyor? Çünkü kafaları çalışmıyor. Çünkü bunlarda, “Efendim yanlış yapıyoruz” diyecek bir Allah’ın kulu kalmadı.

Resim Ekleme

Önümüzdeki ilk seçimlerde HDP seçmenlerinin ne yapacakları, nasıl davranacakları seçimlerin sonucunu belirleyecek. Sanırım bu görüşe katılmayan yoktur. Elbette bu durum, HDP seçmenlerinin oyunu diğer seçmenlerin oylarından daha değerli kılmaz. Bununla birlikte, HDP’nin ittifaklar dışı konumlanması onun stratejik önemini artırmıştır. AKP-MHP blokunun HDP’ye ve HDP üzerinden diğer muhalefete bunca ölçüsüz, ahlaksız, sınırsız saldırmasının nedeni de budur.

Amaç HDP’yi terörize ederek meşruluğunu zayıflatmak, oylarının artmasını engellemek ve HDP ile Millet ittifakını iş birliği içinde gösterip bir bütün olarak tüm muhalefeti terörist ilan ederek şoven, milliyetçi oyları Cumhur İttifakında konsolide etmektir. Bu da herkesin açıkça gördüğü, bildiği bir plan. Son yerel seçimlerde ve tekrarlanan İstanbul seçiminde bu dahiyane (!) planın işe yaramadığı, hatta ters teptiği görülmesine rağmen neden tutmamış, tutmayan, tutmayacağı da net olan bir plan üzerinde ısrar ediyorlar?

Bu konuda çok derin, görkemli, şahane siyasi analizler de yapabilirim! Birçok siyasi nedeni peş peşe sıralayıp gerçekçi bir tablo sunabilirim sizlere. Ama öyle yapmayacağım, sadece tek bir neden üzerinde duracağım. Cumhur İttifakı, HDP’ye ve HDP üzerinden muhalefete neden bu kadar saldırıyor? Çünkü kafaları çalışmıyor. Çünkü akılsızlar. Çünkü etraflarında aklı başında tek bir insan kalmadı. Çünkü bunlarda, “Efendim yanlış yapıyoruz” diyecek bir Allah’ın kulu yok. Emin olun, nedeni bu kadar basittir. Bakın anlatayım.

HDP’liler oy veriyorlar diye CHP ve İYİ Partili seçmenler kendi partilerinden vazgeçer mi?

Yerel seçimlerde HDP, Millet İttifakının içinde değildi, halen de değil. Dolayısıyla Millet İttifakının hiçbir belediye başkanı adayı HDP’li değildi ya CHP’liydiler ya da İYİ Partili. HDP o dönemde ne yaptı? CHP’li adayları dışarıdan destekleme kararı aldı ve o adaylara kazandırdı. İYİ Partili adaylara karşı da kendi adayını çıkardı. Cumhur İttifakı buna karşı, beka tartışmasını öne çıkaran bir seçim kampanyası yürüttü.

Şimdi kendinizi CHP’li veya İYİ Partili seçmenlerin yerine koyarak düşünün lütfen. Desteklediğiniz Millet İttifakının adayının kazanması zor görünüyor ama siz kazanmasını çok istiyorsunuz haklı olarak. Sonra HDP diye bir parti çıkıyor ve sizin adayınızı sadece demokrasinin gelişmesi için destekleme kararı alıyor. Bu durumda, CHP ve İYİ Parti seçmeninin şöyle mi düşünmesi beklenir? “Aaa, bak bu olmadı. Eğer benim kazanmasını çok istediğim adayıma HDP’liler de oy verecekse ben oy vermem kardeşim, gider Cumhur İttifakı adayına oy veririm.” Bu mudur yani? HDP’liler de oy verecek diye bir parti seçmeni, kendi adayından ve partisinden vazgeçip karşı ittifaka mı geçer yoksa sevinçten, HDP’li seçmenle kol kola halay mı çekmeye başlar? Yanıtı belli zaten, seçimi kazandılar ve kol kola halay çektiler.

Seçmenlerin zeka seviyesini kendilerininki kadar sanıyorlar

Erdoğan ile Bahçeli’nin bu kirli, kara propagandalarının akılcı olması için seçimlerde ortak adayın HDP’li olması gerekirdi. Eğer HDP’li bir adaya CHP ve İYİ Partili seçmenlerin oy vermeleri gerekseydi bu saldırıların bir mantığı olabilirdi. Ama gelin görün ki, bu basit durumu bile anlayamayacak kadar akıl ve izandan yoksunlar. Ve halen durmuyorlar, aynı saçma sapan stratejide ısrar ediyorlar. Yandaş kanallarda HDP’ye, bana ve dolayısıyla seçmenlerimize gece gündüz hakaret ediyorlar. HDP’ye veya bana her “terörist” dediklerinde, seçmenlerimizin tamamı, bu hakareti kendilerine edilmiş sayıyorlar. Buna inanmayanlar 2018 yerel seçim sonuçlarına bakabilirler.

Mesela bizleri hapiste tutmak, HDP’li belediyelere kayyum atayarak, HDP’yi kapatarak; grup toplantılarından, miting meydanlarından ve televizyon programlarından hakaretler yağdırarak HDP seçmenlerinin ikna olacaklarına mı inanıyorlar? HDP’lilerin şöyle mi düşünmelerini bekliyorlar acaba? “Evet ya, Erdoğan ile Bahçeli haklıymış, HDP de Demirtaş da biz de teröristmişiz, öğrendiğimiz iyi oldu. En iyisi sandığa gitmeyelim, gitsek bile ya Erdoğan’a ya da Bahçeli’ye oy verelim.” Komik ama durum bu. Seçmenlerin zeka seviyesini kendilerininki kadar sanıyorlar.

Yerel seçimlerdeki denklem cumhurbaşkanlığı seçiminde de geçerli

Aynı denklem cumhurbaşkanlığı seçimi için de geçerli. Meclis seçimlerine HDP zaten parti olarak tek başına gireceğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise HDP’liler muhalefetin ortak adayına oy versinler diye Erdoğan, Bahçeli ve şürekaları her gün HDP’li seçmenleri motive etmeyi sürdürüyor. Ve evet, bu basit denklemi bile çözebilecek kadar akıldan ve ferasetten yoksunlar. Cumhur İttifakı, HDP’ye bu kadar hukuksuz, ahlaksız saldırıları sürdürerek kazanacağını sanıyorsa fena halde yanılıyor.

Sonuç olarak HDP de seçmenleri de Türkiye’de gerçek bir huzur, uzlaşı, demokrasi ortamı istiyorlar. Eşitçe ve özgürce, bir arada yaşayalım diyorlar. Seçimlerde partilerinin yanında çelikten bir irade gibi durmaya devam edeceklerinden kuşkum yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ise ne yapacaklarını şimdilik bilemiyoruz ama ne yapmayacaklarını çok iyi biliyoruz, aptallık etmeyecekler. Her zamanki gibi akılla ve vicdanla hareket edecekler.

Tüm Bilal’lerden özür dileyerek tane tane anlattım, daha ne yapayım?

Selahattin Demirtaş
Edirne Cezaevi


https://artigercek.com/haberler/selahattin-demirtas-hdp-secmeni-ne-yapacak



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.11.2021- 02:41


Buldan'dan Erdoğan'a: İmralı’nın kilidini biz açmadık, o anahtarı siz bize verdiniz


HDP Eş Genel Başkanı Buldan, 'çözüm süreci'ne ilişkin Erdoğan'a seslenerek 'O yolu bize siz açtınız, İmralı’ya biz yüzerek gitmedik, tahsis ettiğiniz kosterlerle gittik' dedi.


Resim Ekleme

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Diyarbakır İl Örgütü’nün 3’üncü Olağanüstü Kongresi’nde konuştu.

Buldan Erdoğan'ın Batman'a son gelişinde "çözüm süreci"ni inkar ettiğini belirterek "O yolu bize siz açtınız, İmralı’ya biz yüzerek gitmedik, tahsis ettiğiniz kosterlerle gittik. İmralı’nın kilidini biz açmadık, o anahtarı siz bize verdiniz" dedi.

"Çok tarihi bir süreçten geçiyoruz" diyen Buldan "Bir tarafta Kürt düşmanı, barış ve demokrasi düşmanı tekçi iktidar düzeni var. Diğer tarafta Türkiye halklarının büyük demokrasi mücadelesi var. Türkiye ve Ortadoğu'ya ışık tutacak tarihsel bir barış mücadelesi var. Bu mücadele yıllardır Kürt halkının emek vererek bedel ödeyerek yürüttüğü bir mücadeledir" dedi.

İktidarın ilk seçimlerde gideceğini söyleyen Buldan "Biz HDP olarak 27 Eylül’de açıkladığımız deklarasyonumuz ile birlikte bu çürümüşlükten kurtulmak için ortaya güçlü bir çıkış yolu sunduk" diye konuştu.

AKP-MHP iktidarının tutuklama ve gözaltı furyasıyla HDP’nin çalışmalarını sekteye uğratmaya çalıştığını belirten Buldan "Bununla da sınırlı kalmıyorlar. Karşımıza kumpas davaları ve Kumpas Kobani davasını çıkardılar" dedi.

"Sandıklarda bizi yenemedikleri için komplo davaları ile karşımıza çıkmayı yol olarak önlerine koydular. Başarabileceklerini sanıyorlar. Asla bizi yenemeyecekler, asla partimizi kapatamayacaklar" diyen Buldan, "Kürt sorunu artık yoktur diyen AKP Genel Başkanı’nın burada başka Ankara’da başka konuştuğunu hepimiz görüyoruz" ifadesini kullandı.

Buldan "Batman’a son geldiğinde çözüm sürecini inkar eden bir AKP Genel Başkanı var. Çözüm süreci hiç yaşanmamış gibi insanların gözünün içine bakarak yalan söylüyor. Eğer sorun çözüldüyse neden sürekli süreci biz bitirmedik, HDP bitirdi diye yalan söylüyorsunuz? Şunu söylerseniz size inanırız. 'AKP bitti, çözüldü, çözülmeye devam ediyor' derseniz buna herkes inanır ama 'Kürt sorunu çözüldü' derseniz siz milyonlarca insana yalan söylemiş olursunuz. Kürt sorunu çözülmeyi bekleyen devasa bir sorundur. Kürt sorununu inkar etmek kimsenin haddi değildir" dedi.

Buldan şöyle konuştu:

"‘Süreci biz bitirmedik’ diyen Erdoğan’a sormak isterim. 2013 yılında Amed’de tarihi bir mektup okuduk. 2015 yılında Dolmabahçe’de bir masa kuruldu. Sonra çıktınız ne çözüm süreci ne Dolmabahçe masası diyerek süreci inkar ettiniz. 2015’ten bu yana Sayın Öcalan’a tecrit uyguladınız. Bu da yetmedi. Çözüm sürecini yargılamaya kalktınız. Çözüm sürecinde İmralı görüşmelerinde bizimle birlikte yol yürüyen Baluken’e onlarca yıl ceza verdiniz. Baluken bu ülkeye barış gelsin, demokrasi gelsin diye sizin bilginiz dahilinde İmralı ve Kandil’e gelen giden arkadaşımızdı. O yolu bize siz açtınız, İmralı’ya biz yüzerek gitmedik, tahsis ettiğiniz kosterlerle gittik. İmralı’nın kilidini biz açmadık, o anahtarı siz bize verdiniz. Ama şimdi bütün bunlar olmamış gibi bir süreci tamamıyla yargılamaya kalktığınız zaman o zaman Kürtlere düşmanlık yaptığınızı hatırlatırız. Evet Kürt düşmanısınız, demokrasi düşmanısınız, bu ülkeye barışın gelmesini istemiyorsunuz. Çünkü koltuklarınızı kaybetmenin kaygısını yaşıyorsunuz. "

Buldan "Barışın yolu nasıl Diyarbakır’dan geçiyorsa 2023’ün yolu da mutlaka Diyarbakır’dan geçecektir. Cumhuriyetin 2’nci yüzyılında Kürtleri, Alevileri, inanç ve kimlikleri yok sayanları tarihin çöp sepetine göndereceğimizin sözünü veriyoruz" dedi.

https://haber.sol.org.tr/haber/buldandan-erdogana-imralinin-kilidini-biz-acmadik-o-anahtari-siz-bize-verdiniz-318362



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.11.2021- 05:11


''Kötülüğü ortadan kaldırmanın yolu Diyarbakır'dan geçiyor'', sözünü çok duyuyoruz. ''Saray rejimini yenilgiye uğratmanın yolu HDP'yi dikkate almaktır'' sözünü de çok duyuyoruz, ya da benzerlerini... Kuşkusuz doğru da, ama eksik; gerçeğin sadece bir yanını gösteriyor. Aynı cümleleri CHP veya İYİP için kuramaz mıyız?

Kötülüğü ortadan kaldırmanın yolu sadece Diyarbakır'dan değil, Türkiye'nin bütün kentlerindeki aydınlıktan ve demokrasiden yana olan insanların örgütlü iradelerinden geçiyor dersek, yanlış ya da eksik bir cümle mi kurmuş oluruz? Ya da saray rejimini yenilgiye uğratmanın yolu HDP'nin yanı sıra CHP ve İYİP ve hatta diğer sol ve sağ çizgideki partilerden geçiyor denildiğinde çok daha doğru bir cümle kurmuş olmaz mıyız?

Şunu söylemeye çalışıyorum; HDP'nin, HDP'ye verilen 6 miyon oyun çok büyük çoğunlukla Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne de verildiğini düşünüyorum. HDP'nin meşrulaşırılmaya ihtiyacı da olmamalı, HDP meşru bir partidir ve Türkiye'nin üçüncü, dördüncü büyük partisidir. Bu kadar da değil; Kürtler bu ülkenin asli unsurlarıdır. Kürtler ne azınlık durumundadır ve ne de bu ülkenin itilip kakılanı pozisyonundadır. Böyle değil. Böyle yorumlanmamalı. Kürtleri dışlayan bir dil, bir milliyetçi/şoven üslup bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Olan oldu; yanlışlıklar yapıldı, bu yanlışlıkları sadece karşımızdakine yükleyerek işin içinden sıyrılmak mümkün olmadığı gibi, bu ülkeye huzuru ve barışı getirebilmek ve aydınlık yarınlara doğru yol alabilmek de mümkün değildir ve mümkün olmayacaktır.

Milliyetçilik bir yere kadar. Ülkesini, milletini, etnik kökenini sevmek ve yüceltmeye çalışmak, öyle sanmak, bir yere kadar güzel, eleştiri dışıdır ve öyle de olmalıdır. Ne ki, evet, bir yere kadar. Milliyetçiliğin bir ''karşı taraf'' siyasetine eğilimli olması ve bu durumun sistematik bir hale getirilmesi şovenizme ve faşizme yatkınlık anlamına da gelir ve milliyetçiliğin böyle bir potansiyel yanı da vardır. Bu sadece ''ezen milliyetçilik'' için değil, ''ezilen milliyetçilik'' için de geçerlidir. Böyle düşünüyorum, ve bu konuyu bir zamanlar birileriyle tartışırken de ileri sürmüştüm ve bana ''faşizmin bir yönetim biçimi'' olduğunu söylemişti. Yönetemeyenler, bu pozisyonda olmayanlar için faşizm/ şovenizm nitelemesini kullanmak yanlıştır, demek istiyordu. Ben de ille de yönetim pozisyonunda bulunması gerekmiyor, zihinsel dünyasında faşizm veya şovenizm egemenlik kurmuşsa o kişi veya anlayışlar için faşizm veya şovenizm nitelemesi rahatlıkla yapılabilir diyordum. Bu yüzden milliyetçilik ile yurtseverlik aynı şey değildir. Anlam farkı, niteleme farkı, olguları yorumlama farkı vardır, denilebilir de, konu buralara nasıl geldi :)

Evet, şunu söylemeye çalışıyorum :)

HDP'nin kendini dışarıda hissetmemesi de gerekiyor. Bugüne uyarladığımızda millet ittifakının dışında kalması yönünde bilinçli çabalar olsa da konuyu bir başka zemine taşımaması gerekir. ''Bize ihtiyacınız var'' sözü bu nedenle bana rahatsız edici geliyor. HDP bir Türkiyeli parti olarak Türkiyenin kendisine ihtiyaç duyduğu gerçeğinden sapmamalı ve söylemleri de bu doğrultuda olmalı. Şeytan ayrıntıda gizli misali, bu tür ''küçük'' ayrıntıların toplumsal zeminde farklı algılara yol açabilme potansiyeli her zaman var. Artık bu tür üsluplara ve bu tür yorumlara yer olmamalı, bu durumu ( bu ezik tavrı, bu dışlanmışlık hissini)gerçekten aşabilmeliyiz.

Öyle değil mi?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.11.2021- 00:52


Demirtaş'tan erken seçim çağırısı: 'Milliyetçiler vatanı satıyor'


Demirtaş,'Yapacağınız en acil şey seçim istemek ve ülkeyi satanlara derslerini sandıkta vermek. Sonrasında, işlerin ne kadar hızlı düzeldiğini görünce çok şaşıracaksınız.' sözleriyle erken seçim çağrısı yaptı.

Resim Ekleme

Beş yıldır tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, erken seçim çağırısında bulundu. TL’nin değer kaybının bilinçli bir tercih olduğunu vurgulayan Demirtaş, “Amaçları ülkeye biraz döviz girmesini sağlamak. Bunun adı vatanı satmaktır ve bunu Türk milliyetçileri yapıyor.” dedi.

Demirtaş’ın Twitter’dan yaptığı paylaşımları şöyle:

1- Ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini; işçilerin, çiftçilerin alın terini yabancılar bedava alabilsinler diye, Hükümet TL’nin değerini bilerek düşürüyor. Amaçları ülkeye biraz döviz girmesini sağlamak. Bunun adı vatanı satmaktır ve bunu Türk milliyetçileri yapıyor.

2- Öte yandan milyonlarca vatandaş ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce bekleyecek kadar yoksulluk içinde. Oysa asgari ücret alan bir Almanya vatandaşı, istese bir halk ekmek büfesini komple satın alabilir.

3- Türkiye toplumu bu durumu hak edecek ne yapmış olabilir, son seçimde çoğunlukla yanlış kişiye oy vermenin dışında? Ne yazık ki halkın durumu çok kötü ve yoksulluk, her geçen gün sefalete dönüşüyor. Sadece tek bir çıkış yolu var, o da erken seçim.

4- Türkiye yoksul bir ülke değil. Sadece, çok kötü yönetiliyor. Neyse ki gidişatı düzeltmek elinizde. Yapacağınız en acil şey seçim istemek ve ülkeyi satanlara derslerini sandıkta vermek. Sonrasında, işlerin ne kadar hızlı düzeldiğini görünce çok şaşıracaksınız. #SeçimHemenŞimdi

https://ilerihaber.org/icerik/demirtastan-erken-secim-cagirisimilliyetciler-vatani-satiyor-133182.html



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.11.2021- 06:46


Biraz hayal edelim, hayal kuralım. Demirtaş'ı serbest bıraksak örneğin, eşine, çok sevdiği çocuklarına, özgürlüğe kavuşsa... Aysel Tuğluk için de öyle... Masmavi bir gökyüzünün altında gün ışığını yüzünde hissetse, doya doya bir özgürlük soluğunu içine çekse... Bir iki saat önce söz ettiğim için değiniyorum, ''28 Şubatçı Paşalar'' için de aynı temennilerde bulunuyorum. Daha da ötesi, hapishanelerde hiç kimse kalmasın. O kadar çok yorulduk ki, ölümlerden, kavgalardan gerçekten bıkıp usandık. Kapsamlı bir af gündeme getirilemez mi? Daha barışçı, daha vicdanlı, daha demokratik bir yönetim anlayışı...Herşeye belki   bir beyaz sayfa açarak başlamak.. Şimdilik bir hayal biliyorum!

Gerçek, Selahatin Demirtaş'ın söylemlerinde yatıyor. Demirtaş tutsak olduğu dört duvar arasında gerçeği yakalamış. Çare seçim ve çare AKP ve saray rejiminden kurtulmak. Her şeyin başı bu. Hayallerimiz gerçeğe dönüşecekse önce bu ilk adımı atmalı, atabilmeli. Sonrasına kendimizi hazırlayabiliriz. sosyalistlerin, sosyal demokratların ve devrimci demoratların beklentileri hiç kuşkusuz farklı olacaktır, farklı çözümler peşinde koşacaklardır. Ama barış, gerçek ve yalansız dolansız bir barış hepimizin özlemi. Daha demokratik bir Türkiye özleminin gerçekleşebilmesi için ortaklaşabileceğimiz o kadar çok şey var ki...

***

Sosyalizm, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemi, siyasal bir devrim perspektifi elbette vazgeçilmezimiz. Ama bu durum, güncelin, verili koşulların, yaşanan gerçeğin göz ardı edileceği anlamına gelmiyor. Tam tersine sosyalizm, sınıfsız dünya özlemimiz ve siyasal devrim perspektifimizin ete kemiğe bürünmesinin yolu buralardan geçiyor.   Örgütlenme, sosyalist mücadeleye omuz verme çağrılarımızın kaynağı da muhatap bulacağı zemin de burası. Demirtaş'la, Kavala'yla,   Aysel Tuğluk ve ''28 Şubatçı paşalarla'' ve daha niceleriyle dayanışma içinde olmamız gerektiğini dillendirmenin gerekliliği de bir yanıyla bu. Demokrasiye de ihtiyacımız ondan. Bu saray rejimi denilen ucube sistemi alaşağı etme, ülkeye bir barış ve hoşgörü iklimine kavuşturma çabasının önemi de burada yatıyor. Hayallerimizi gerçeğe dönüştürmenin yolu da buradan geçiyor...Hep beraber.

Şairin de söylediği gibi, hani hayal da var ya işin içinde, o günler bir gelse;


'' Sevgilimiz sevincinden hem ağlar, hem güler,
Biz sevincimizden hem ağlar hem güleriz''




Bu ileti en son melnur tarafından 24.11.2021- 06:47 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları... melnur 3 3027 28.02.2019- 08:44
Konu Klasör Selahattin Demirtaş : İğneyi kendimize... melnur 3 906 21.07.2022- 00:35
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: HDP'li hükümet tartışılmalı... melnur 1 2675 17.02.2020- 22:07
Konu Klasör HDP'den 'ortak aday' açıklaması ve 'Selahattin Demirtaş' yanıtı... melnur 0 842 09.01.2022- 04:18
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: Yüz yıl önceki hatalar tekrarlanmamalı... melnur 0 1070 14.09.2021- 05:44
Etiketler   Selahattin,   Demirtaş:,   HDP,   seçmeni,   yapacak
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS