Yüksekova'da polisin açtığı ateş sonucu 2 kişi hayatını kaybetti!



 

Hakkari Yüksekova'da polisin açtığı ateş sonucu iki kişi hayatını kaybetti.

Güncelleme 21:20
Yüksekova'daki katliama karşı sokağa çıkan Diyarbakırlılara polis müdahale etti.

--------------------------------------------------------------------------------

Güncelleme 20:46
DİHA'nın haberine göre, polis cenazeleri aileden kaçırarak bilinmeyen bir yere götürdü!

--------------------------------------------------------------------------------

Güncelleme 20:10
İşte özel harekat polisinin hastaneye saldırı anı:


SOL

Yüksekova'da 'infaz' iddiası




Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde dün polis tarafından katledilen iki kişinin hedef gözetilerek infaz edildikleri iddia ediliyor. Valiliğin Yüksekova’da tanınan iki esnaf olan Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir’in katledilmesini çatışma olarak gösterme çabasına ise büyük tepki var.

Dicle Haber Ajansı Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir’in katledilmesinin ardından olayın görgü tanıkları ve İşbilir’i tanıyanlarla görüştü. Ajansa konuşan görgü tanıkları İşbilirlerin Yüksekova’da tanınan iki esnaf olduklarını ifade ederek çatışmaya giren PKK'liler olarak gösterilmelerine tepki gösterdi.

Hakkari Yüksekova'da HPG'lilerin mezarlarının bulunduğu Orman Mahallesi'ndeki mezarların tahrip edilmesinin protesto edilmesinin ardından ilçe merkezinde polisin gruba müdahalesi ile başlayan çatışmalarda Şemdinli yol güzergahında özel harekat timleri tarafından ateş açılmış ve amca Mehmet Reşit İşbilir ve yeğen Veysel İşbilir yaşamın yitirmişti. Hükümete yakın basın kuruluşları Reşit ve Veysel'i "Çatışmaya giren PKK'liler" olarak göstermeye çalışsa da gerçek kısa sürede ortaya çıktı.

Yandaş basın ve Hakkari Valisi'nin polis aklama gayretinin yalan olduğunu gösteren bir diğer belge ise Mehmet Reşit İşbilir'in Yüksekova Sanayi Sitesi'ndeki demir doğrama atölyesindeki vergi levhası ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na bağlı olduğunu gösteren belgeler. İşbilir'in iş arkadaşı Mehmet Aksın, "Reşit Yüksekova'da işyerleri olan, tanınan bilinen biri. Özellikle Reşit asker ve polis tarafından tanınan bir esnaf. Çünkü Reşit Esendere-İran arasında bulunan Perihan Karakolu'na demir doğrama götürmüştü. Yüsekova Emniyet Müdürlüğü'nün dış kapısını yapan bir esnaftır" dedi. Veysel İşbilir'in ise oto tamircisi olduğunu söyleyen Aksın, Veysel İşbilir'in müşterisi olduğunu belirterek, servis edilen yalan haberlere tepki gösterdi.

Reşit İşbilir'in çırağı Diyar İşbilir ise bugün ustası ile beraber dükkana malzeme taşıdıklarını, saat 15.00 sularında yeğeni Veysel İşbilir ile iş elbiseleri ile birlikte dükkandan ayrılan ustasının bir buçuk saat sonra ölüm haberini aldığını söyledi. Ustasının dükkânda kalan elbiselerini katlayan Diyar İşbilir, gözleri yaşlı bir şekilde dükkânı kilitledi. Ölüm haberinin alınmasının ardından Reşit İşbilir'in Esentepe Mahallesi'nde bulunan evine yüzlerce yurttaş akın ederken, kadınlar ağıtlar yaktı. Yakınları Reşit İşbilir'in evli ve 4 çocuk babası, Veysel İşbilir'in ise evli 2 çocuk babası olduğunu aktardı.

Fotoğraflar infazı ortaya koyuyor
Yüksekova'da polis kurşunu ile yaşamını yitiren Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir'in cenaze fotoğrafları hedef gözetilerek infaz edildiklerini ortaya koydu. Hakkari Valisi'nin "çatışma" açıklamasına karşın Reşit'in göğsünden, Veysel'in ise alnından vurulduğu açıkça görülüyor. Vali ve basının yalanını ortaya çıkaran bir diğer gerçek ise Mehmet Reşit İşbilir'in Yüksekova Sanayi Sitesi'ndeki demir doğrama atölyesindeki vergi levhası ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na bağlı olduğunu gösteren belgeler.

Polisler tarafından kaçırılmadan önce morgda çekilen fotoğraflar, Reşit ve Veysel İşbilir'in infaz edildiği konusunda kuşkuya yer bırakmıyor. Hakkari Valisi Necmettin Kalkan'nın "PKK'liler polise ateş açtı, çatışma çıktı" açıklamasının aksine Reşit ve Veysel'in vücudunda çatışma izi yok. Cenazelerindeki kurşun izleri özel harekât polisleri tarafından hedef gösterilerek vurulduğunu gösteriyor. Fotoğraflarda Reşit İşbilir'in göğsünde kalp hizasında ve sol elinde kurşun izleri bulunurken, Veysel İşbilir'in omzunun sağ arka tarafından giren mermi, boynuna saplandı.

İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikte konuşan Hükümetin Yüksekova'daki durumu nasıl değerlendireceğini merak ettiklerini ifade ederek BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, " Daha birkaç gün öncesine kadar Diyarbakır çıkarmasıyla bütün Türkiye toplumuna barış mesajı verenlerin, bu katliam karşısındaki tavırlarını merak ediyoruz, duymak istiyoruz. 'Hakkâri'den Edirne'ye kadar artık analar ağlamıyor. Artık ne güzel, bak barış süreci var' diyenlere buradan sormak istiyorum, Hakkâri'de analar ağlıyor. Bu anaları bizzat sizin emrinizle görev başına gelmiş olanlar ağlatıyor. Eğer barış mesajında samimiyseniz, şimdi bu Yüksekova'da gerçekleştirilen katliama karşı hükümet olarak ne diyeceksiniz merak ediyoruz" şeklinde konuştu.

Hakkâri Valisi'nin yaptığı açıklamalara tepki gösteren Demirtaş, "Şimdi Hakkari Valisi'nin yaptığı gibi, 'bir çatışmada öldürülmüş iki kişi' olarak mı açıklayacaksınız, yoksa 34 ve 32 yaşında amca-yeğen, Yüksekova oto sanayisinde çalışan iki işçinin öldürülmesi vesilesiyle halkımızdan özür mü dileyeceksiniz? Bunu duymak istiyoruz. Yüksekova Hastanesi Acil Servisinin içine özel kuvvetlere bağlı polisler giriyor, gaz atıyor, hastanenin camını çerçevesini yıkıp oradaki insanlara işkence ediyor, cenazeleri zorla ele geçirip, Van'a götürüyor. Ve biz çıkıp analar ağlamıyor, barış var diyeceğiz? Kusura bakmayın biz iki yüzlü değiliz" dedi.

SOL

Tanrıkulu: AKP'nin çözümüne yine kan sıçradı



CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Yüksekova ilçesindeki katliamla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "AKP’nin çözümüne yine kan sıçramıştır. Bu olayın derhal aydınlatılarak sorumluların yargıya havale edilmesi şarttır" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Hakkari'nin Yükseova ilçesinde yaşanan olaylarla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, mezarlığa yürüyen ve ardından basın açıklaması yapan gösteriye polisin müdahalesinde ölenlerin götürüldüğü hastanenin basıldığını ifade etti. Tanrıkulu, şunları söyledi:


"Yüksekova'daki olaylarda Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir yargısız infaz edilmiş, daha sonra cenazelerinin götürüldüğü hastane de kolluk güçleri tarafından basılmıştır. Yüksekova Devlet Hastanesi’nin Acil Servisi başta olmak üzere pek çok bölüme gaz sıkılmış, iki kişinin infazı yetmediği gibi hastalar da ölümle burun buruna getirilmiştir."

Yüksekova'da dün tipik bir OHAL uygulamasının yapıldığını iddia eden Sezgin Tanrıkulu, "Aynı saatlerde Türkiye’nin öbür ucunda, Trakya’da bulunan Başbakan Erdoğan mitinglerde OHAL’i kaldırmakla övünüyordu. Yüksekova’da yaşanan olay, AKP’nin 'çözümden' ne anladığını bir kez daha ortaya koymuştur" dedi. Tanrıkulu açıklamasını şöyle sürdürdü:


"AKP’nin çözümüne yine kan sıçramıştır. Bu olayın derhal aydınlatılarak sorumluların yargıya havale edilmesi şarttır. İçişleri Bakanı’nın derhal bölgeye giderek bu konuyu etraflıca araştırması ve İşbilir ailesinden özür dilemesi gerekmektedir. Reşit ve Veysel İşbilir’in öldürülmesi anaları bir kez daha ağlatmıştır. Anaların daha fazla ağlamaması hamasi nutuklara değil, kolluk güçlerinin silah kullanma yetkisinin sınırlandırılmasına, anayasal hak olan toplu gösteri ve yürüyüşlere yönelik engellerin kaldırılmasına ve çözüm için yapıcı adımlar atılmasına bağlıdır. Temennimiz İşbilir ailesinin bu acıyı yaşayan son aile olmasıdır. "

SOL