4. Evrim Sempozyumu bu haftasonu!




Üniversite Konseyleri Derneği’nin çağrıcısı olduğu Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu’nun dördüncüsü bu haftasonu Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek.

(soL - Bilim) Bu hafta sonu Üniversite Konseyleri Derneği’nin çağrıcısı olduğu Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu’nun dördüncüsü Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. İki günlük yoğun programın içerisine bu yıl bir de “Evrim Şenliği” eklendi. Sempozyuma ilginin yoğun olduğu ve katılımın geçen senelerdeki gibi kalabalık olacağı belirtiliyor.

Öte yandan, sempozyumun düzenleyici ekibi “Evrim Sempozyumunun Dağıttığı Karanlık” başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:


"Sempozyum, tanım olarak belirli bir konuda çeşitli konuşmacıların bildirileriyle düzenlenen bilimsel ağırlıklı bir toplantıdır. Bilimsel alana ilişkin düzenlenen bir sempozyum doğallıkla bu alandaki gelişmeleri, araştırmaları ve yeni bulguları ortaya koyar. Böylece dinleyicilerin bu alandaki bilgisini derinleştiren, yeni ilgi alanları sunabilen ve daha bütünlüklü bir bakış açısı yakalamalarını sağlayan öğretici bir işlevi vardır. Fakat belirli dönemlerde ve belirli konulara ilişkin olarak düzenlenen sempozyumlar, bu öğretici niteliğinin yanında, toplumsal alanda yerleşiklik kazandırılmaya çalışılan kimi düşüncelerin ve zihniyetlerin sorgulanması anlamında daha kapsamlı bir içerik kazanabilir. 21–22 Aralık 2013 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi, Garanti Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan ve “Karanlığı Dağıtmak için” şiarını taşıyan IV. Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu bu nitelikte bir sempozyum olacak.

Evrim Kuramı Türkiye’de genellikle bilimsel içeriğinden ve anlamından oldukça uzak biçimde tartışılıyor ve bu biçimiyle ortaya konmaya çalışılıyor. Sadece tartışılmasından öte, çok uzun yıllara yayılan bir süreçte, iktidarlar eliyle, doğrudan din karşıtlığına tekabül ettiğinin vurgulandığını, eğitim müfredatından kaldırılmaya çalışıldığını ve gelişkin bir kuram olmaktan ziyade basit bir hipotez olduğu kabulüyle yeni kuşaklara bu şekilde içinin boşaltılarak öğretilmeye çalışıldığını biliyoruz. Durumun vehameti konudan uzak olan ve bu konudaki bilgisini genel geçer kabullere, geleneksel anlayışlara dayalı olarak edinen sıradan insanların algılayışıyla sınırlı değil. Tam tersine bu ülkenin bir bakanı, bir öğrenciyle girdiği diyalogda “Evrimi tabi ki sansürleyeceğim. Sen evrime mi inanıyorsun? Maymundan mı geldin?” diyebilmektedir. İktidarın önemli konumundaki bir siyasinin bu biçimdeki çıkışı ne dil sürçmesiyle, ne yalnızca kendisinin cehaletiyle açıklanabilir. Bu daha çok, onun ve mensubu olduğu zihniyetin duruma bakışını yansıtmaktadır. Bakan, sözünün gerekçesini “Yukarıda Allah var” diyerek açıklamakta, bilimsellikten bihaber olmasının yanı sıra bilimin karşısına inancı çıkararak tribüne oynamakta ve karanlık bir zihniyeti ortaya koymaktadır. Bu anlamda sempozyum, salt bilimsel araştırmaları ve verileri ortaya koyan steril bir sunumlar derlemesi değil, bu anlayışın tehlikelerini ve toplumsal ölçekte yaratacağı etkileri teşhir eden bir içerikte olmak durumundadır. Çünkü bakan yalnız değildir. Neredeyse her depremden sonra işi Allah’a havale etmek bir devlet geleneği haline gelmiş, depremi doğal bir olaydan ziyade bir uyarı, günahkarların cezalandırılması olarak kodlamak toplumun belirli kesimlerinde olağan karşılanmaya başlamıştır. Öyle ki, artçı depremlerin sürme gerekçesini Başbakan’ı yeterince sevmemeye bağlayan Belediye Başkan Adayları çıkabilmektedir. Aynı karanlık iklimde bir İlahiyat Profesörü dünyanın bir gök cismi olmadığını, yine dünyayı aydınlatanın güneş olmadığını ileri sürerek tabloyu tamamlamaktadır.

Toplumu aydınlatanınsa bu siyasiler, Profesörler ve onların yarattığı mevcut iklim olmayacağı açık. Aydınlanma düşüncesi, insanı kendi aklına güvenen, doğayı ve hatta toplumsal değişme dinamiklerini bilinir kılan ve kendi kaderini kendi ellerine alan bir özne olarak kurmaktaydı. Bu düşüncenin ortaya çıkmasından yüz yıllar sonra, Türkiye’de bilimsel düşüncenin ve böyle öznelerin yetişmesinin önünde engel olan bu karanlığı her ilerici veri alarak hareket etmeli, her kanal karanlığı dağıtmak için değerlendirilmeli. IV. Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu işte bu nedenle “Karanlığı Dağıtmak İçin” şiarını yükseltiyor. Aydınlanma sürecinin ancak eşitlikçi, özgür ve bilimsel bir içerikle sürdürülebileceğinin bilinciyle herkesi bu mücadeleye davet ediyor.

Üniversite Konseyleri Derneği Evrim Sürüyor Çalışma Grubu"

Sempozyum programı: http://evrimsempozyumu.org/node/167
Sempoyumda Evrim Şenliği: http://evrimsempozyumu.org/node/168


http://haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/4-evrim-sempozyumu-bu-haftasonu-haberi-84415