Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

munzur  |  Cvp:
Cevap: 9
29.11.2014- 18:06

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

İllegal örgütlenme tercih edildiğinde kitle oluşturmak zaten kolay değil. Lenin illegalde bulunmayı kendisi tercih etmedi. Koşullar onu gerektiriyordu. Bugünkü koşullar ise farklı. Legal örgütlenme yoluyla kitleyle buluşmak illegal olmaktan çok daha fazla imkanlar yaratıyor. Bu yüzden Leninci parti olmanın legal olmak veya olmamakla bir ilişkisi yok.



Leninci olmayı sadece legal ve illegal olmaya indirgeyen bir kişi zaten leninci değildir, leninci olmaktan zerre kadar nasiplenmemiştir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 10
24.12.2014- 19:47

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

İllegal örgütlenme tercih edildiğinde kitle oluşturmak zaten kolay değil. Lenin illegalde bulunmayı kendisi tercih etmedi. Koşullar onu gerektiriyordu. Bugünkü koşullar ise farklı. Legal örgütlenme yoluyla kitleyle buluşmak illegal olmaktan çok daha fazla imkanlar yaratıyor. Bu yüzden Leninci parti olmanın legal olmak veya olmamakla bir ilişkisi yok.



Leninci olmayı sadece legal ve illegal olmaya indirgeyen bir kişi zaten leninci değildir, leninci olmaktan zerre kadar nasiplenmemiştir.



Türkiye sosyalist hareketinin en azından sanaldaki sempatizanlarının en zorlandığı konu bu. ''Devrim devrimci-Leninci bir partinin öncülüğünde gerçekleşir'' diyerek doğru bir saptamada bulunmalarına rağmen, devrimci-Leninci bir partinin ne olduğu, hangi niteliklere sahip olması gerektiği konusunda açılımlarda bulunamıyorlar. Ya da ''bulunamıyoruz'' diyelim. Bir ülkede devrim Leninist devrimci bir partinin öncülüğünde olacağında anlaşabiliriz de, bu Leninci-devrimci parti neyi savunacak, ne yapacak? İllegal bir yapıda dar örgütlenme anlayışı ile kitle içinde hücre biçiminde örgütlenecek ve silahlı bir mücadeleyle iktidarı mı alacak? Devrimci parti dediğimizde kafamızın içinden geçirdiklerimiz bu mu? Lenin böyle yaparak mı köylü Rusya'da devrimi gerçekleştirmiştir?

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 11
25.12.2014- 15:34

Lenin için sosyalist devrim, proleteryanın iktidarı alması Nisan 1917'ye kadar gündeme getirilmemiştir. Bunu da söylemek lazım. Belki Lenin partiyi kurdu, illegale geçti ve silahlı mücadeleyle sosyalizme geçileceği algısı var, o yüzden söylüyorum. Bu algı da doğru değil.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 12
26.12.2014- 13:25

Sosyalizme geçişi devrimle yani köktenci bir değişimle savunan parti devrimci partidir. Legallikle illegallikle ilgisi yok bunun. Böyle baktığımızda Türkiye'de sosyalizme devrimle geçilmeyeceğini savunan bir parti yok gibi. Ancak devrimci parti olunabilmesi için sadece devrim demek yeterli olur mu? Bu konuda soru işaretlerim var.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 13
30.01.2019- 08:14

M.Çulhaoğlu'na göre ülkede bir devrim kuramına ihtiyaç var. Solun örgütlü örgütsüz kesimlerinin birbirlerine yönelttikleri haklı haksız eleştiriler bir yana bırakılmalı ve polemik bile sayılmayacak bu durumdan bir an önce sıyrılmalı. Yapılması gerekenin ne olduğu konusunda söylediği şu: ''...Türkiye’de sosyalizmin önünün “demokratikleşmeyle” ya da Kürt sorununun çözümüyle veya anti-emperyalizmle açılacağını düşünüyor olabilirler. Biz de diyoruz ki bunların hepsini içeren, ama çok daha kapsamlı ve “özgül bağlamlı” bir devrim teorisine ne dersiniz?''

TKP'nin KP ve HTKP olarak ilk ayrışmasından bu yana Çulhaoğlu bir ''arayış'' içinde. Bu kadar birikimli ve deneyimli birinin bu ''çağrısının'' büyük oranda karşılıksız kalacağını, çünkü temelsiz ve alt yapısız olması nedeniyle pek de ilgi görmeyeceği açık. Çok daha önemlisi, Çulhaoğlu ayrılıktan bu yana düşüncelerini somutlaştırabilmeli ve ''çağrı'' çok daha somut bir temele dayanmalıydı. CHP ve HDP'yi süreç dışı bırakmamak adına GEZİ'den alınan hızla çıkılan yol sonuçta hiçbir şey getirmedi. Çulhaoğlu bunu görüyor. HTKP de, TİP de pek bir işe yaramadı. HDP ile somut birliktelik de bir şey getirmedi. ( ''TKP Genel Başkanı Erkan Baş''ın TİP Genel Başkanı olarak vekilliği dışında...) Şimdi bir bakıma yeni bir çağrı...

Gerçekten, Çulhaoğlu çapında bir sosyalist aydının hala bir arayış içine girmesine şaşırıyorum

Karşılıksız kalma ihtimalli bir yazı - Metin Çulhaoğlu


Türkiye’nin içinde bulunduğu ortamda böyle bir yazının karşılığı olabilir mi?
Bizce olması gerekir, ama elbette nihai kararı okur verecek…

***

Türkiye’de solculuk ve sosyalizm adına özel bir konumdan yazılıp söylenenlerin kabaca üç kesim üzerinde etkili olması beklenir: 1) Sol içinde belirli bir örgütlülüğü ve deneyimi temsil eden başka sol öbekler; 2) Sola eğilimli, hatta sosyalist, ama henüz net bir tercihi olmayan “dışarıdan” okurlar ve dinleyiciler ve 3) Özellikle 1990’ların yükselen liberal dalgası geri çekildikten sonra sola ilgiyle bakmaya başlayan genç kuşaklar…

Açık konuşmak gerekirse yukarıdakilerden (1) ve (2) söz konusu olduğunda soldaki başat söylemler artık yolun sonuna gelmiştir.   Ne söylenirse söylensin diğer taraflar üzerindeki etkisi sıfıra yakındır. Kimse, “ama sol düşünce polemikle gelişir” demesin. Çünkü aslında ortada polemik falan yoktur. Yaklaşık son on yıl içinde belirli şablonlar oluşmuştur ve hemen herkes kendini bu şablonlardan birine yerleştirip başkalarını topa tutmaktadır. Yerleşilen şablona göre kimileri AKP’ci, liberal, Sorosçu, AB’ci, “Kürt kuyrukçusu”, vb. kimileri de milliyetçi, faşist, “Kürt düşmanı”, vb’dir…

Bu tarz, polemik olmadığı gibi geliştirici-ilerletici en küçük bir özellik bile taşımamaktadır. Salvo merkezlerini kendi içlerinde konsolide etme gibi bir işlevi olabilir; ama ne muhatap alınan kesimlerde ne de bunları dinleyenlerde kayda değer bir etki yaratmaktadır.
Burası, yolun sonudur. (1) ve (2)’deki insanların tercihlerinde ve yönelimlerinde köklü değişiklikler olacaksa bugün mevcut sol-sosyalist öbeklerin yazıp söylediklerinin çok ötesinde, ülke ölçeğinde sarsıcı birtakım gelişmelerin ve dinamiklerin ortaya çıkması gerekecektir.  
İsteyen bildiği ve alıştığı yolda devam etsin; ama getirileri konusunda fazla umutlu da olmasın…

***

Asıl mesele (3)’te sözü edilen kesimle ilgilidir.
Bu yazının “karşılığı” olup olmadığına ilişkin tereddüt de…
Geçmişe ilişkin gözlemlerle de desteklendiğini düşündüğümüz varsayım şudur: Sola, sosyalizme ilgi duyan genç kuşakların “teoriye” ilgisi öteden beri görece fazla olmuştur. Dahası, bu ilgi, içinde bulunulan ortamın ne kadar canlı-hareketli olduğundan görece bağımsız, daha “yerleşik” denebilecek özellikler taşımaktadır.

“Oh, ne iyi!” demeyin...

Türkiye’de sosyalist düşünce gelip dayandığı duvarın önünde malum şablonların bellettiği nakarata devam ederse, arayış içindeki yeni kuşaklar “teori” diye insan-teknoloji-çevre üçgenindeki distopik ve apokaliptik kurgulara merak saracaktır.

Elimizden hiç mi bir şey gelmez?

***

Marksizm diyorsak, onu bilimiyle, tarihiyle, felsefesiyle, ekonomi politiğiyle ve siyasetiyle kendi salınım alanlarında rahat bırakalım. Daha doğrusu, bunlardan, ama salt bunlardan hareketle teorik planda sıkıştırılmış ya da tıkız bir “Marksist” siyaset ve devrim teorisi çıkarmaya uğraşmayalım.

Ya Marksizm’in yanı sıra bir de Leninizm diyorsak?

Evet, Lenin Marx’ın düşüncesinde ne varsa hepsini belirli bir ülkeye ilişkin devrim kurgusuna “sıkıştırmıştır.” Ama dikkat: Bunu Marksizm’in kendisini teorik planda sıkıştırıp kompakt bir hale getirerek değil, kendi ülkesine ilişkin bir devrim perspektifi bağlamında yapmıştır.
Bizim uğraşmamız gereken asıl iş de bu olmalıdır. Yani, mutlaka Marksizm’den beslenen, ama bunu söz konusu düşünce sisteminin orasıyla burasıyla fazla oynamadan, onu genel değil özel bir devrim teorisine tahvil edecek bir uğraş…

Başka “teorik” mecralara yönelebilecek genç kuşaklara “bakın bir de bu var” diyeceksek ancak böyle diyebiliriz.

İnsanlar Türkiye’de sosyalizmin önünün “demokratikleşmeyle” ya da Kürt sorununun çözümüyle veya anti-emperyalizmle açılacağını düşünüyor olabilirler. Biz de diyoruz ki bunların hepsini içeren, ama çok daha kapsamlı ve “özgül bağlamlı” bir devrim teorisine ne dersiniz?

Bunu ufaktan ufaktan tartışmaya?

Elbette hemen olmaz; ama kimi taşlarını şimdiden döşemeye?

Kabul: Kimse yanaşmayacaksa bu yazı da karşılıksız bir yazı olarak kalacaktır…

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]