Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 İnsan Bilimleri

Duygularımız neyi nasıl gördüğümüzü etkiliyor

Resim Ekleme
Elçin Solmaz



Hoşnutsuz olduğumuz bir durumda gözlerimizi kısmak ya da korkuyla gözlerimizi açmak, tehlikeli bir duruma karşı verdiğimiz duygusal yanıtın göstergesi. Yeni bir araştırma birbirine zıt bu göz hareketlerinin nasıl bir işleve sahip olduğunu ortaya koydu.

Psychological Science dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre gözlerimizi irice açmamız, daha çok ışık almamızı ve görme alanının genişlemesini sağlıyor, bu sayede tehdit edici nesnenin veya durumun konumunu daha net belirleyebiliyoruz. Benzer şekilde hoşnutsuzlukla kısmak ise gereksiz ışığı engelleyip soruna odaklanmayı sağlıyor.

Göz bebeğinin genişleyip daralmasını yansıtan olan bu birbirine zıt işlevler, araştırmacılara 
göre, insan yüzünün duyguları ifade etme kapasitesinin kökenlerini oluşturuyor olabilir. Üstelik günümüzde gözlerin bu işlevi sadece korku veya hoşnutsuzluk duygusunu değil şaşkınlık, öfke ve neşe gibi diğer duyguları da ifade etmeye karşılık geliyor.

19 katılımcının farklı imgelere gösterdikleri yüz ifadelerinden göz boyutları ile ilgili ayrıntılı ölçümler yapılarak elde edilen bulgular, duyguların görsel algımızı nasıl etkilediğine de ışık tutuyor. Algının, duyumların beyinde birlikte işlenmesinden sonra oluştuğunu biliyoruz, ancak gözlerdeki bu hareketler örneğin tehlikeli bir durumla karşılaşıldığında neredeyse anında başlamış oluyor. Yani görsel işlemlemenin ve algı oluşumunun en erken safhalarında bile duyguların etkisi var.

Her ne kadar gözleri açmak ve kısmak birbirine ters hareketler gibi görünse de, olumsuz uyarıcılığı bulunan durumlarda ışıktan en doğru şekilde yararlanmak bu sayede mümkün oluyor. Her ikisi de kaçınma tepkisi yaratan bu olumsuz ya da itici uyaranlardan korku, muhtemelen hareketli olan tehdidin "nerede" olduğu bilgisini, iğrenme ise örneğin bir hastalık etkeni ya da kirli bir yiyecek gibi tehdidin "ne" olduğu bilgisini gerektirdiğinden, farklı sinir sistemleri açma ve kısma gibi iki zıt hareketi oluşturuyor.

Gözlerin algıdaki bu işlevi bir yana, karşımızdaki kişinin duygularını okumaktaki en önemli ipuçları da aslında göz hareketlerinden geliyor. Bu bulgu Darwin'in yüz ifadelerinin esasında iletişim için oluşmadığını, bu ifadeyi kullanan bireye işlevsel bir faydası olduğunu yani amaca yönelik olduğunu söylediği işlevsellik ilkesi ile uyumlu görünüyor. Elbette ki bu işlev daha sonradan sosyal iletişimi de kapsayacak şekilde evrilmiş olabilir. Benzer çalışmalar insanlar arasında sözel olmayan iletişimin evrimine dair bilgiler sunacak.

İlgili Makale:

Lee vd., Psychological Science, 2014. DOI: 10.1177/0956797613514451

Bu yazı soL gazetesinin bilimsoL sayfasında 25 Mart 2014 tarihinde yayınlanmıştır.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]