Kürt Ulusal Sorunu
Taş: Saygısızca bir yazı
BİRLŞEİK MUHALEFET ÇAĞRISI
Taş HDK-HDP'ye katılmadıklarını da belirtirken, solda yapılması gereken tartışmanın birleşik bir muhalefet hareketini nasıl yaratırız sorusu olduğunu söyledi. ÖDP'nin bu tartışmaları sürdürdüğünü ve bir arayış içerisinde olduğunu belirten Taş 11 mayıs pazar günü, Petrol-İş sendikası salonunda bir forum yapacaklarını ve orada bu konu üzerine tartışacaklarını söyledi. Taş, bu tartışmaları daha da güçlendirerek anti kapitalist ve anti emperyalist bir hattın oluşturulması için foruma katılım çağrısı da yaptı.
Birgün
ÖDP sosyalist bir parti. Türkiye'de sosyalistler için birleşik muhalefet ancak anti kapitalist ve anti emperyalist bir zeminde gerçekleşir. ÖDP bunu savunuyor ve bunun için de bir forum düzenliyor. HDP bu zeminde birleşik bir muhalefetten yanaysa içindeki liberalleri temizleyebilir, etnik siyaseti bırakır ve bu oluşumun içine girer. Bu konuda izlenecek siyaset de şeffaf bir nitelik almış olur. Kürt siyaseti hem bunu yapmıyor ve hem de sola gelin kuyruğuma takılın, takılmazsanız ben gerekeni yaparım diyerek tehditler savuruyor. Bu tavrın kabul edilebilir bir yanı yok. HDP ve kürt siyasi temsilcileri de bu konuda bir açıklamada bulunmadılar. Alper Taş ve ÖDP'nin bu konudaki tavırlarını doğru buluyorum. Bu tartışma aynı zamanda kürt siyasetinin solla beraberlik konusuna nasıl baktığını da gösteriyor. Ben istediğimi yapar, istediğim politikayı gündeme alırım, sizler ise sadece buna uyarsınız. HDP içinde bulunan küçük sosyalist yapıların bu tartışmada sessiz kalmaları da aynı derecede düşündürücü.
Yillardri ayni filmi tekrar tekrar seyrediyoruz, tipik Türkiye cografyasi sosyalist hareketlerinin tavri. Herkes kendince hakli, herkes en iyisini istiyor, birlikten, dayanismadan,.... yana ama nedense yillardir asla bu bir araya gelememe, birbirlerini "kücük burjuvazi, liberal,...." suclamalari devam ediyor, en iyi sosyalist devamli sadece sadece kendileri ve digerleri bunlarin gerisinde,....
Sayin Tas tutmayacak süte maya caliyor. Kafa degismedigi sürece istediginiz kadar toplanti yapin, cagrida bulunun,...... asla bir araya gelemezsiniz. Yarin karsi taraf bir bildiri yayinlar ve kendilerini birlikten yana oldugunu ama ÖDP'nin olmadigini söylerler. Is bu kadar basit ülkemizde. Herkes hakli!!!!
ÖDP sosyalist bir parti. Türkiye'de sosyalistler için birleşik muhalefet ancak anti kapitalist ve anti emperyalist bir zeminde gerçekleşir. ÖDP bunu savunuyor ve bunun için de bir forum düzenliyor. HDP bu zeminde birleşik bir muhalefetten yanaysa içindeki liberalleri temizleyebilir, etnik siyaseti bırakır ve bu oluşumun içine girer. Bu konuda izlenecek siyaset de şeffaf bir nitelik almış olur. Kürt siyaseti hem bunu yapmıyor ve hem de sola gelin kuyruğuma takılın, takılmazsanız ben gerekeni yaparım diyerek tehditler savuruyor. Bu tavrın kabul edilebilir bir yanı yok. HDP ve kürt siyasi temsilcileri de bu konuda bir açıklamada bulunmadılar. Alper Taş ve ÖDP'nin bu konudaki tavırlarını doğru buluyorum. Bu tartışma aynı zamanda kürt siyasetinin solla beraberlik konusuna nasıl baktığını da gösteriyor. Ben istediğimi yapar, istediğim politikayı gündeme alırım, sizler ise sadece buna uyarsınız. HDP içinde bulunan küçük sosyalist yapıların bu tartışmada sessiz kalmaları da aynı derecede düşündürücü.
HDP'nin ve içinde yer alan sol oluşumların buna tepki göstermeleri gerekir. ÖDP'ye Mahir Çayan üzerinden tehdit göndermek akıl alır değil. Hiç bir şekilde onaylanamaz. Duran Kalkan'ın bu çıkışına HDP'nin içinde veya dışında olan her sosyalist grup mutlaka tepki koymalıdır.
Bu konu bence derinleştirilmeli ve Türkiye solu kürt siyaseti konusunda daha ilkeli bir tutum almalıdır. HDP'nin amacı sol bir Türkiye partisi olmak ise, kendini kürt siyasetinin genel tavrından arındarmalıdır. Bunu yapmadığı sürece isimler değişir, etnik siyaset temelindeki politik tutum sürer gider. Değişen hiç bir şey olmaz.
Duran Kalkan'ın hem üslubu ve hem de söyledikleri sorunlu. ''Gel bize katıl, yoksa fena olur'' tarzında konuşması gerçekten de ülkedeki tüm sol ve ilerici güçler tarafından tepki görmelidir. Böyle bir anlayışın bir de demokrasiden falan söz etmesi de demokrasi anlayışını neye indirgediğinin açık bir göstergesi. Bir de Mahir Çayan'ı paylaşamaz hale geldiler. Marks ve Lenin'i aştığını söyleyip, onları kapitalizmin ajanı olarak değerlendiren Öcalan, Mahir'i Kürkçü'ye ''emanet ediyor'', Duran Kalkan da ÖDP'ye ''emanet Kürkçü'de hadi sende gel, yoksa...'' diyor.
Gel de kafa karışıklığı yaşama!
Öcalan '' ben ML'i aşmadım, yanılmışım'' dedi de haberimiz mi yok!
Yoksa Mahirler Marksist Leninist değiller miydi, biz mi yanıldık?